Kolumu tamamen sıyırdığımda, az öncekine benzer rahatsızlık hissi beni yine karşılamıştı. Zaten aksi olmasını beklemiyordum ama, korumalığı tamamen çıkardığım anda, parmaklarımdan omzuma doğru ilerleyen hissiyat, keskin bir nefesi ciğerlerime doldurmama sebep olmuştu. Kol kaslarımın kontrolsüzce kas...

Kolumu yavaş yavaş sıyırsam da, bu kolluk tamamen çıkmadan tam olarak ne olduğunu göremeyeceğimi anlamıştım. Ne bir etki, ne bir sonuca yakın durumla karşılaşmıştım, anlık gelen bir titreme ile kolluğu kapatmıştım bir an önce. Kafamı çok kurcalıyordu, kolumun neden çakra kalıntısı ile etkileşime gir...

Kolluğumun üzerindeki mühürler yüzünden istediğim etkiyi yaşayamadığımı düşünüyorum, ancak kolluğumu çıkartmanın ne kadar mantıklı olduğu konusunda da emin olamıyorum. Bu rahatsızlık hissiyatının nelere sebebiyet verebileceği konusunda emin olmamak, mantıklı olup olmadığını sürekli sorgulattırıyor. ...

Zeminde ekstra bir şey görmesem de, kolum bana bazı sinyaller veriyor gibi duruyordu. Bu sinyallerin tam olarak ne anlama geldiğinden emin değildim, ancak hafife almamam gerektiğini anlıyordum. Sol koluma anlık olarak gelen elektrik çarpmasını hissetmiştim, genel olarak bir süredir rahatsızlık hissi...

Deponun içerisine doğru hareketlenmemizle birlikte, Kagi'nin taşı gösterme konusundaki kelimeleri kulaklarıma ilişti. Herhangi bir taş göremediğimden, buna karşılık bir cevap da veremiyordum. Bu yüzden, sessizliğimi korumuştum, taşı gördüğüm zaman cevap vermeyi tercih ederdim. Bu sebeple, konuşmak y...

Ortama Kagi'den önce varmış olmak, içimi bir nebze rahatlatmıştı ancak çok erken de gelmemiştim. Yarım saat kadar bir sürem vardı tek başıma burada. Bu yarım saatimi ise ufak bir gözlem yaparak geçirmiştim, araştırdığımız yerin büyükçe bir depo olduğunu, tavan yüksekliğinin altı ya da yedi metre old...

Maskeye doğru koşturmamla birlikte, morlunun dikkatini üzerime çekmiş olmalıydım. Zira fırlattığı kunaisi direkt olarak üzerime doğru geliyordu, bu noktada hızlı bir hamle yapmam gerektiğinin farkına varmıştım bile. Maskeyi aldığım gibi geriye doğru fırlamıştım, ancak yerin bir anda titremeye başlam...

Konuşmamız bittiğinde, herkes yoluna dağılmıştı artık. Aldığım bilgilerin ışığında, bu işi temiz bir şekilde halletmem gerektiğinin farkındaydım. Sohei'nin önünde yapamazdım, bu sefer beni ikisi birlikte durdurmak isterlerdi. Düşman sayımı ikiden bire indirmek zorundaydım. Ancak biraz sabır gerektir...

Dikkatini dağıtmaya çalıştığım elemanın Mi mührünü yapıp kiraz yapraklarını oluşturmasıyla birlikte kabzamı daha sıkı kavradım. Tehlike şimdilik bana doğru gelmiyor gibi gözükse de, muhtemelen her halükarda sekecekti. Ama artık yerimde durmaktan da sıkılmıştım, maskeye doğru hareketlenmem gerekiyord...

Sanırım burada selam vermek mantıklı bir hareket değildi. Benim çıkış kapım kapandığından dolayı böyle bir harekete mecbur kalmıştım, dövüşeceksek dövüşecektik, konuşacaksak konuşacaktık ama her halükarda çıkmak için bir şansım yok gibi gözüküyordu. Kısa bir süreliğine bakışlarını benden çekti, sonr...