Rakibimle aramdaki mesafeyi hızla kapatırken, onun da el mühürlerine başvurduğunu görmüştüm. Kunoichi, ortamdaki suyu kendisine doğru çekmiş ve bu suyu birer uzuv gibi sırtına yerleştirecek olan muhtemelen Ninjutsu'sunu hayata geçirmişti. Bu hareket, kadının bir Suiton kullanıcısı olduğu ve bu muhtemel kolların bana karşı yakın menzilde kullanabileceği bilgisiyle zihnime kazınmıştı. Yine de, hareketime son vermeyecektim. Kadının çıkan iki ahtapot kolunu ve ondan gelebilecek saldırıları da hesaba katarak koşturmaya devam edecektim. Rakibimle aramdaki on metreyi kapatırken gerçekleşecek bir saldırıdan, çevikliğim ve klonlarımın arasında gizlenmem ile kurtulmayı deneyecektim. Ve katana menziline yaklaştığım anda, silahımı kınından çıkartacak; koşturmanın verdiği momentum ile rakimin üzerine atılacaktım! Bu atılma hareketi sırasında, katanamı yere dik tutarak, açılı bir şekilde savuracak ve rakibimin göğüs bölgesindeki kasları, dar açılı bir kesme hareketi ile, yarıp geçmeye çalışacaktım. Tabii bu hareket, her bir yönden koşan Yoshiro için bir miktar farklı olacaktı. Rakibime sol cepheden saldıran klonlar (hala aralarında üç metre boşluğu bırakmaya devam ederek), rakibimin solundan sağına doğru atılarak bu hareketi gerçekleştirecekti. Aynı şekilde, sağ cepheden saldıranlar da sağdan sola doğru atılacaktı. Her bir Yoshiro eşit hızda, eşit uyumla hareketi gerçekleştirmeye çalışacak ve dört farklı eş zamanlı saldırı olarak hayat bulmaya çalışacaktı. Eğer hareketi başarı ile uygularsam, rakibimin vereceği açığa göre ikinci saldırı için tanrı vergisi çevikliğimi kullanmaya çalışacaktım!