RPGTürk

Butsuo: Üsten ayrıldığından beri, kendini hiç sakınmayarak müthiş bir performansla koşmaktasın. Kasların adeta buharlı makineler gibi çalışıyor ve zevkle, alev alev yanıyorlar. Vücudun emek emek akıttığın terle sırılsıklam olmuş durumda, ancak bu durumdan rahatsız değilsin. Yüksek kondisyonun, bu denli performans göstermene rağmen durumdan kötü etkilenmeni şimdilik engelliyor.

Kaynak tentelerinin olduğu ormanlık alana giriyor ve ağaçların arasından yer yer zikzak çizerek, yer yer zemindeki köklerin üzerinden bir atlet misali sıçrayarak ilerliyorsun. En nihayetinde, biraz ilerinde ağaçların sıklığının azaldığını, boş bir alan olduğunu sana ifade eden aydınlık bir bölge çarpıyor gözüne. Hızını arttırıyorsun, varmak üzere olduğunu biliyorsun. Tüm gücünle ağaçların içinden fırlıyorsun ve birkaç metre havada ilerledikten sonra kayarak durduruyorsun kendini. Farkettiğin ilk şey burasının yarıçapı yaklaşık 15-20 metre olan ağaçsız bir bölgeye olduğu oluyor. Hedefindeki tente, bu genişçe alanın ortasına kurulmuş durumda. Yere dikilmiş dört adet ahşap direğin üzerine serilmiş basit ve solmuş bir bez. Tentenin kenar uzunlukları 5 metre kadar.

Dikkatini çeken bir diğer şey, tentenin altına piramit şeklinde istiflenmiş tahta kutular. Ancak bu piramidin hemen hemen üst yarısı yok: Kutular piramidin kenarına atılmış, zemine yayılmış olan kapağı açık tahta kutuları ve taşları görebiliyorsun. Dikkatli baktığında taşların kutuların içinden çıktığını anlayabiliyorsun. Bu duruma benzetebildiğin belki de yegane şey, oyuncak sandığını açıp istediği şeye ulaşana kadar geri kalan her şeyi yerlere fırlatan bir çocuk imgesi. En garibi ise, kutu yığının üzerinde durmakta olan, beyaz saçlı bir kız. Önünde açık bir kutu, kızın elinde ise bir sırt çantası tuttuğunu farkedebiliyorsun. Daha yeni bir kutudan bunu çıkarmışa benziyor. Kızın bir kolunun parlıyor olması da ayrıca dikkatini çekiyor.

Göz göze geliyorsunuz. Vücudun sıcak, harekete hazırsın.

"Selam." Teki'nin arkadaşını selamsız bırakacak değildik herhalde. Beyaz saçlı güzelce bir ceylan. Belki de tavşan? Belki de kaplan? Mızrağı dik, kalkanı pek, ayakları toprağa sağlam basan. Çadır, kutular, çanta her şey tamam. Doğru yerdeyim.

Sanırım gerçekten bir kaplan. Güzelleme düzmeyi başka zamana bıraksam iyi olacak. Üzerime bir mızrak geliyor. Gücüme güveniyorum. Mızrak beni deşmeden sola adımlayıp mızrağın sapını yakalamaya çalışacağım. Yakaladığımda da iki elimle asılıp halat çekme yarışı yapar gibi rakibimi kendime doğru çekmeye başlayacağım.

Butsuo ona doğru uzanan mızrağı fark ettiğinde mızrağın oluşumu gerçekleşmiş oluyor. Bu oluşum anlık olduğu için Butsuo mızrağın varlığını algıladığı anda mızrak ile Butsuo arasında 10 santim kalmış oluyor. Butsuo mızraktan kaçmak için kenara doğru çekilmeye çalıştığı anda Haru da mızrağı ileri doğru ittiriyor saplamak için.

Sola doğru adım alan Butsuo'nun karnının sağ tarafına çapraz şekilde 3-4 santim saplanıyor ışık saçan mızrak. Butsuo, aldığı yaraya rağmen konsantrasyonunu koruyabiliyor ve iki eliyle mızrağı kapıyor. Mızrağı sabit tutarak geriye bir adım atıyor ve mızrağı çıkartıyor. Bu ona iyi bir acı verse de beklemeden Haru'yu kendine çekmek için mızrağı vücudunun sağ tarafına kendinin zarar görmeyeceği bir pozisyona geçiriyor ve mızrağa yüklenmek için hazırlanıyor.

Bununla beraber Butsuo, sensör yetenekleri sayesinde mızrağın chakradan oluştuğunu anlayabiliyor.

İlginç bir ekipman. Teki bundan bahsetmemişti, oldukça uzun ve aniden oluşan çakradan bir mızrak. Daha dikkatli olmalıyım. Bir tık fazla bedel ödemiş olabilirim bunu öğrenmek için ama pişmanlıkla kaybedecek vakit yok. Harekete devam etmeliyim.

Yine de harekete kendi şartlarımda devam edeceğim. Çok fazla bilinmeyen dolayısıyla çok fazla risk var. Savunmamı güçlendirmeliyim her şeyden önce. Sağ tarafımdaki mızrakla uğraşmayacağım şimdilik. Sol çaprazıma doğru koşarak Haru'ya yaklaşacağım. Elimdeki mızrakla 60 derecelik bir açı yapacak koşum. Çapraza koşuyorum çünkü koşarken Domu'yu aktifleştirerek tüm vücudumu daha dayanıklı hale getirmek için zaman kazanacağım. Eğer zamanım olursa Haru'nun bulunduğu yere bir sis bombası atmayı da deneyeceğim.

Haru, yere inmek için hareketleniyor mızrak ile olan temasını kesmeden. Piramitten 3-4 metre ileriye doğru mızrak yönünde atlıyor. O havadayken, hareketini gören Butsuo da mızrağı çekme hamlesini kesiyor ve hareketleniyor. Koşuşuna başlıyor. Haru, mızrağı havada tutan tek destek noktasının kopmasıyla birlikte dengesini kaybeder gibi oluyor ancak yüksek akrobasi yetenekleri sayesinde yere düzgün bir iniş yapabiliyor. Mızrak ile hala teması var.

Haru yere indiği anda Butsuo çoktan kendisinin soluna, Haru'nun sağına doğru ancak ona yaklaşacak şekilde hareketlenmiş oluyor ve mızrağın keskin tarafından uzaklamış oluyor. Haru ise yüksek potansiyeli sayesinde sütunun çıkacağı yeri ve yönü değiştirebiliyor. Yere konduğu gibi, Butsuo'nun sağ tarafına çarpacak şekilde sütunun çıkması için chakrayı yere salıyor.

Butsuo ise Domu için Mi mührünü yapıp chakrasına odaklanıyor. Tam o sırada, Butsuo daha chakrasını yoğururken birden yerden bir taş sütun fırlıyor. Bu sütun, Haru'nun onu tasarladığı gibi Asya esintileri taşıyan işlemeler ve figürlerle dolu. Ancak Butsuo'nun onları inceleyecek vakti olmuyor. Chakra salınımını sensör yetenekleri ile sezen Butsuo, yapılacak olan tekniği kestirebiliyor ve ondan kaçınmak için aniden ileriye doğru büyük bir adım atmaya çalışıyor. Yine de, Haru'nun Doryuu Shiki tekniği kendi özel geliştirmeleri sayesinde standart bir tekniğe göre daha hızlı olduğundan Butsuo'nun sağ tarafına isabet ediyor.

Bu isabet tam güçle olmuyor. Butsuo, yarasında ani bir acı hissediyor ve Haru'dan öte tarafa, kendi soluna doğru bir metre kadar yalpalıyor. Fakat yüksek akrobasi becerisi sayesinde bu yalpalama sendelemeye dönüşmüyor, dengesini hemen sağlıyor. Bununla birlikte yüksek olan formu, ardı ardına aldığı darbelere rağmen koşusuna aynı hızla ve performansla devam etmesine olanak sağlıyor.

Butsuo hareket halinde. Domu aktif olmuş durumda, teni git gide kararmaya başlıyor. Butsuo ve Haru arasında 5 metre kadar var.

Güzel bir sütun. Sadece savaş kabiliyetlerine değil, estetik zevklerine de saygı duyuyorum rakibimin. Yine de git gide kafasını dağıtma isteği doğuyor içime. Ama ben yeni Butsuo'yum. Daha sakin ve kontrollüyüm. Teki'yi üzmek istemem, daha çok beraber vakit geçirmemiz lazım.

Sis bombasını atacağım, kaçarı yok. Bedenim kararmaya devam ederken Haru'nun bulunduğu yere sallayacağım sis bombasını. Ardından sensör yeteneklerimi devreye sokarak hareketime devam edeceğim. Sis bombası patladıktan sonra Haru beni göremese de ben onun yerini ve hareketlerini hissedebileceğim. Haru'ya yaklaşmamı sağdan soldan değil direkt doğrusal olarak yapacağım artık. Sadece sisi bir perde olarak kullanıp Haru'nun hareketleriyle eş hareket edecek ve beni görmesine izin vermeyeceğim. Bu sırada çantamdan bir kunai çıkarıp patlayıcı parşömen bağlayarak karşı saldırıya geçmeye hazırlanacağım. Sise iyice yaklaşırken neler olduğuna göre tekrar hareketlerimi planlayacağım.

Butsuo çıkardığı sis bombasını rakibine fırlatıyor. Ortamı aniden Haru merkezli ve çapı 2 metrelik yarımküre şeklinde bir sis tabakası kaplarken çapraz koşuyu bırakıp direkt olarak rakibine yöneliyor. Haru ise, sise rağmen çoktan el mühürlerine başlamış durumda. El mühürleri tamamlandığı gibi iki metre önünde yerden birbirlerine paralel dizilen ve yer ile otuz derecelik açı yapan mızraklar fırlıyor. Yerdeki mızrak, dövmeye dönüşüyor yeniden. Butsuo, koşusunu sürdürürken hemen önündeki chakra hareketini sezebiliyor ve tekniği görebiliyor ancak halihazırdaki hızı ve doğrultusu sebebiyle teknikten kaçmak adına pek bir şey yapamıyor. Toprak mızrak, büyük bir güçle Domu ile sertleştrilmiş göğsüne çarpıyor ve ciddi bir acı veriyor Butsuo'ya. Zırhı sayesinde ölümcül olabilecek bir yaradan kurtulduğunun farkında. Darbeleri savuşturmakta nispeten başarısız kalan ve her birini neredeyse tam güçle yiyen Butsuo şimdilik iyi durumda görünse dahi ilerleyen süreçlerde halihazırdaki performansını koruyup koruyamayacağı soru işareti.

Haru mızraklar yerinden fırladığı gibi kalkanına ve yarisine uzanıyor, savunma pozisyonuna geçiyor. Tam bu esnada, Butsuo sis bulutuna dalıyor.