RPGTürk

Ryu, tamamen aydınlık bir ortamdan hızla çoğunluğu karanlık bir ortama daldığı için gözleri hemen karanlığa alışamıyor. Herhangi bir tuzak veya pusu ihtimalini hiç düşünmeden içeri dalmış olduğu fikri bir anlığına zihnini meşgul ediyor. Gelgelelim, daha fazlasını düşünmeye fırsatı kalmıyor. Butsuo, artık üzerindeki örtünün düşüp düşmeyeceğini umursamayacağı bir noktaya ulaştığı için hızla hareket edip ışık bombasını Ryu'nun hemen önüne gelecek şekilde fırlatıyor yere doğru. Ryu, bir şeyleri farketmek konusunda pek yetenekli olmamasının da etkisiyle bu minik hareketi göremiyor. Farkettiği yegane şey, bir cismin 1 metre kadar önüne düştüğünde çıkardığı hafif ses. Refleksif olarak sese odaklanıyor ve tam o anda ışık bombası patlıyor.

Ryu'nun gözleri tamamen kamaşırken Butsuo fırsatı kaçırmamak adına üzerindeki örtüyü fırlattığı gibi ileri doğru bir adım alıyor gözlerini ışıktan koruyarak. Rakibinin yerini bildiği için hareketlerinde herhangi bir koordinasyon bozukluğu olmuyor. İkinci adımını yere bastığı gibi yerden çıkardığı taş sütun Butsuo'yu hali hazırdaki hızından çok daha yüksek bir hızla Ryu'ya doğru fırlatmaya başlıyor. Ryu, ışığın etkisinden yavaş yavaş kurtulmaya başlarken Butsuo çoktan havada yumruğunu geri çekmiş durumda.

Gelgelelim Ryu da yerden çıkan sütunun sesini işitiyor ve halihazırdaki ışık yüzünden ellerini suratına götürmüş olduğu için buna reaksiyon vermesi zor olmuyor. Yüzünün önündeki kollarını birbirine dayayıp kaslarını gerdiriyor ve alabileceği herhangi bir saldırı karşısında savunmaya geçiyor.

Butsuo, koluna chakra topladığı gibi Ryu'ya ulaşmış oluyor ve müthiş bir güçle Ryu'nun yüzünün önüne getirip X şeklinde tuttuğu kollarının tam birleşme noktasına yumruğu patlatıyor.

Ryu, her iki kolunun da adeta suratına yapıştığını ve kafasıyla bir bütün olduğunu hissediyor. Aldığı darbe yalnızca güçlü bir baskı değil, akın akın suratına dolan bir chakra akımı da hissediyor. Bu, normal bir yumruk değil.

Ryu'nun zihni bu hissiyata çözüm getirmek adına yaratıcı açıklamalar bulmaya çalışıyor vücudu havada uçarken. Kolları birbirine mi yapıştı? Gözü yerine artık kol derisi mi var? Parmakları teker teker kıvrılıp burnuna mı girdiler?

Büyük bir gümbürtü sesiyle Ryu'nun sağ omzu ilerideki duvara yapışıyor. Konumu gereği duvara sırtından ziyade sağ omzu yakın. Sağ omzundaki acı bir yana, kollarında ve darbeyi direkt olarak yememiş olsa bile yüzünde şiddetli bir ağrı var Ryu'nun. Burnu adeta zonklamakta.

Butsuo, yumruğu yapıştırdıktan sonra köydaşının dört-beş metre kadar uçuşunu ve duvara yapışmasını izliyor. Sağlam beton duvardan gelen 'KÜT' sesi oldukça tatminkar. Ryu, sağ omzunu duvara çarptıktan hemen sonra yere doğru süzülüyor kontrolsüzce. Duvardan kaydıktan hemen sonra da kıç üstü yere oturuyor.

Ryu, kıç üstü yerde oturmakta. Yüzünde şiddetli bir ağrı var. Burnu zonklamakta. Her iki kolunun el bileği ve dirseği arasında darbeyi direkt yiyen noktalarda korkunç bir acı var. Sağ omzu da beton duvara çarpmış olmanın etkisiyle ciddi bir şekilde ağrımakta. Hiç beklemediği bir anda planlı bir saldırıya maruz kaldığı için hazırlıksız yakalanmış olsa da, bu darbenin kendisini bitiremeyeceğinin gayet farkında. Toparlanıp ayaklandığında herhangi bir performans kaybı yaşamadan dövüşebileceğini biliyor formu ve kondisyonu gereği.

Ryu kafasını kaldırdığında 4-5 metre kadar uzağında dikilmekte olan Butsuo'yu görebiliyor. Patlatmış olduğu kapıdan süzülen günışığı Butsuo'nun sağ omzunun üzerinden görülmekte. Ryu yerde oturur konumda, Butsuo'nun Ryu'ya ulaşmak için kullandığı Doryuu Shiki sütunu arkada parçalanıp yok oluyor. Ryu gafil avlanıp şiddetli bir darbe yediği için zamansal olarak dezavantajlı durumda.

Ryu'yu tek hamlede bitirmek gerçekten işime gelirdi ama böylesine de hayır demem. Hayatımı borçlu olduğum ve kendime en yakın hissettiğim gerçekten var olan insanla dövüşmek gerçekten güzel olacak. Bunun onun da hoşuna gideceğini biliyorum. Beraber çok şey atlattık ama daha önce bu kadar ciddi bir ortamda birbirimize karşı dövüşme şansımız olmamıştı. Onun da beni benim onu merak ettiğim kadar ettiğini biliyorum. Ryu'nun şimşekler çakarak düşmanlarının etrafında dans etmesini, dans ederken de onları kana bulamasını gördüm daha önce. Bir anda uğursuz bir gölgeden çıkıp tüm denklemi yerle bir etmesini de. Etrafında dans edilen zavallı olmanın nasıl bir şey olduğunu hiç merak etmedim dersem yalan söylemiş olurum. Eh, umarım Ryu da benim için benzer bir merak taşıyordur. Sevdiğim bir insanda böyle duygular uyundurmak beni gururlandırır.

Hafifçe gülümsedim Ryu'yla beraber. Normalde güçlü rakiplere karşı delirir, kahkahalar atarım. Ama bu sefer böyle şebekliklere yer veremem. Eğer güleceksem bu her şey bittiğinde olacak. Avantajımı kullanmamam Ryu gibi güçlü bir rakibe saygısızlık olurdu. Aynı şekilde bu avantajı devam ettirmemem de. Ona nefes aldırmadan saldırıya devam edeceğim. Mesafe kısa ve Ryu yerde. Ryu'ya doğru adımımı attığım gibi tekrar Doryuu Shiki'yi kullanarak tüm gücümle üstüne atılacağım. Tekrar yüzüne savuracağım bir Oukashou ile ona ne kadar saygı duyduğumu anlamasını sağlayacağım. Tüm benliğimle bu dövüşün içinde olacağım. Ondan gelebilecek her şeyi tüm duyularım ve sezgilerim açık bir şekilde bekleyeceğim. Bu iş bittiğinde de tüm sinirlerim boşalmış şekilde zevkten anıra anıra güleceğim.

Bir ok gibi fırlamam, zekice kurgulanmış bir pusu ile durdurulduğunda, ölümcül bir darbeden beni kurtaran şey, tamamen refleks olarak yüzüme hizaladığım kollarım olmuştu. Buna rağmen, bir dağ gibi bedenime tüm ağırlığı ile inen yumruk, beni metrelerce sürüklerken, zihnimde sonsuz kez çalacakmış gibi duran tehlike canlarını alarma geçirmişti. Sıçmıştım, ama gene de toparlayabilirdim.

Sırtıma dayanak olan taş sütunun toz parçaları, durgun bir yağmurun damlacıkları gibi kafama dökülürken, dağılmış saçlarımın arasından, attığım bakışla bu güçlü yumruğun sahibi aradım. Bulduğum da ise, hafifçe bir iç çektim, onu takip edecek yersiz bir sırıtış ile.

Zira rakibim, beklemediğim bir kişi olan Butsuo'ydu.

Hünerlerimi en iyi test edeceğim, yegâne kişi.

Düştüğüm durumdan ötürü, avantajlı taraf oydu. İlk olarak bu avantajı yok etmeli ve şartları biraz eşitlemek için, harekete geçmeliydim. Hızlıca ayaklanacak ve bunu yaparken, elime aldığım sis bombasını bir anda olduğum yere atacak ve hızlıca kendi sağıma doğru açılıp, konum değiştirirken Raiton no Yoroi için el mühürlerine başlayacaktım. Hızlı olmalıydım, çünkü el mühürlerine başladığım gibi, Butsuo bunu hissedebilirdi. Bu yüzden tetikte olacak ve sürekli hareket halinde olarak mesafemi koruyacaktım mühürler bitine kadar.

Ryu'yu tek hamlede bitirmek gerçekten işime gelirdi ama böylesine de hayır demem. Hayatımı borçlu olduğum ve kendime en yakın hissettiğim gerçekten var olan insanla dövüşmek gerçekten güzel olacak. Bunun onun da hoşuna gideceğini biliyorum. Beraber çok şey atlattık ama daha önce bu kadar ciddi bir ortamda birbirimize karşı dövüşme şansımız olmamıştı. Onun da beni benim onu merak ettiğim kadar ettiğini biliyorum. Ryu'nun şimşekler çakarak düşmanlarının etrafında dans etmesini, dans ederken de onları kana bulamasını gördüm daha önce. Bir anda uğursuz bir gölgeden çıkıp tüm denklemi yerle bir etmesini de. Etrafında dans edilen zavallı olmanın nasıl bir şey olduğunu hiç merak etmedim dersem yalan söylemiş olurum. Eh, umarım Ryu da benim için benzer bir merak taşıyordur. Sevdiğim bir insanda böyle duygular uyundurmak beni gururlandırır.

Hafifçe gülümsedim Ryu'yla beraber. Normalde güçlü rakiplere karşı delirir, kahkahalar atarım. Ama bu sefer böyle şebekliklere yer veremem. Eğer güleceksem bu her şey bittiğinde olacak. Avantajımı kullanmamam Ryu gibi güçlü bir rakibe saygısızlık olurdu. Aynı şekilde bu avantajı devam ettirmemem de. Ona nefes aldırmadan saldırıya devam edeceğim. Mesafe kısa ve Ryu yerde. Ryu'ya doğru hareketleneceğim hızla. Aramızdaki mesafeyi daha da kapatmak istiyorum. Ya saldıracak ya kaçacak. Hangisini yaparsa yapsın harekete geçeceği anı ve benim harekete geçeceğim anı bileceğim. Hamle yaptığı an tekrar Doryuu Shiki'yi kullanarak tüm gücümle üstüne atılacağım. Karşılıklı hasar alsak bile şu an bu benim işime gelir. Tekrar yüzüne savuracağım bir Oukashou ile ona ne kadar saygı duyduğumu anlamasını sağlayacağım. Tüm benliğimle bu dövüşün içinde olacağım. Ondan gelebilecek her şeyi tüm duyularım ve sezgilerim açık bir şekilde bekleyeceğim. Bu iş bittiğinde de tüm sinirlerim boşalmış şekilde zevkten anıra anıra güleceğim.

Ryu hızla ayaklanırken Butsuo harekete geçmiş oluyor. Chakrasına odaklanıp ayağını yere vuruyor ve eğimli bir şekilde yerden fırlayan sütun Butsuo'yu rakibine doğru fırlatıyor. Havada yumruğuna chakra biriktiren Butsuo'nun darbesi adeta ıslık çalarak ilerlerken ayağa yeni yeni kalkabilmiş olan Ryu kafasını sağa doğru çekerek zar zor kurtuluyor yumruktan, ve tam bu esnada sis bombasını yere bırakıyor. Butsuo'nun yumruğu büyük bir gürültüyle beton duvara çarpıp zangır zangır titretiyor ve darbenin vurulduğu yerden içeri bir miktar güneş ışığı dolmaya başlıyor. Siste birbirinizin silüetini zar zor seçebiliyorsunuz, Ryu bu ani gelişen hamleden zar zor kurtulabilmiş olduğu için, henüz Raiton no Yoroi'nin el mühürlerine başlayabilmiş veya chakrasına odaklanabilmiş değil.

Ryu ve refleksleri... Bunu yapmak istemiyordum ama bu dövüşün daha fazla uzaması işime gelmez. Tam karşımda Ryu, her adımda daha da kapandı aramızdaki mesafe. Şimdi onu bir silüet olarak görüyorum. Bana çok da fark etmez gerçi. Son hız üstüne çullanıp omuzlarını yakalayacağım ki artık benden kaçamasın Ryu. Yakaladıktan sonra da Headbutt ile bu dövüşü bitireceğim. Hala bilincinin yerinde olması ihtimaline karşı da hemencecik bırakmayacağım omuzlarını. Hem yere düşüp bir daha kafasını vurmasını da engellerim... Kendimi yaralama ihtimalim olduğu için bunu yapmak istemiyordum ama dövüş daha fazla uzarsa yaralanma ihtimalimin daha da yüksek olacağını tahmin ediyorum.

Butsuo, silüetini gördüğü Ryu'nun üzerine atılmaya hazırlanırken Ryu köydaşından kaçmak adına hızla sisten dışarı doğru fırlıyor. Butsuo'nun uzanan elleri sis bulutunu yarıp geçerken Ryu'yu yakalayamamış oluyor. Ryu hızla yer değiştirip Butsuo'dan kaçmaya başlarken, Butsuo da aynı şekilde sisin içinden fırlayıp peşine düşüyor rakibinin.

Ryu, Butsuo'nun peşinde olduğunun farkında. İzini kaybettirmesi mümkün görünmüyor, en azından bu kadar dar bir mekanda ve aralarındaki mesafe bu kadar kısayken. Aralarında birkaç metrelik bir mesafe varken, Ryu el mühürlerine başlıyor.

Rakibi el mühürlerine başladığı anda, Butsuo chakra izi ve el mühürlerinin akışı sayesinde Ryu'nun Raiton no Yoroi'ye hazırlanıyor olduğunu anlıyor.

Butsuo az önce patlayan kapının hizasında. Kapının tam karşısında kalan duvardan uzaklığı 2 metre kadar. Kapının tam karşısındaki duvara sağ omzunun arka kısmı bakmakta. Vücudu binaya göre hafif çapraz konumda ve gözleri kapının olduğu duvarın sağ köşesine bakmakta. Sis bulutu Butsuo'nun arkasında kalıyor. Ryu'nun sırtı kapıya göre sola bakmakta. Butsuo'dan 1.5 metre kadar uzakta. Arkasında binanın sol yarısının boşluğu bulunuyor.