[4. Gün - Gündüz Safhası | Oita Butsuo - Kasumikage Teki] Göl

[GM - Naruto]

Hiyaki, komutlarını dinliyor ve bir an sonra sırt sırta buluyorsunuz kendinizi. Hemen ardından planını uygulamak adına odaklanmaya başlıyorsun. Devamında, tekniğini uyguluyor ve üç yöne doğru savuruyorsun kılıcını hızla. Toprak, chakra darbelerinin etkisiyle çatırdıyor ve minik birkaç ışık hüzmesi görebiliyorsun üç yanından gelen. Ancak bir an sonra, bu hüzmeler yavaşça kaybolmaya başlıyor. Hepsi eşit hızda kapanıyor gibi görünmekte. Fena olmayan zekan sayesinde her üç yöne eşit olarak etki edebileceği tek bir yer düşünebiliyorsun aklında hızlıca. Tam tepeniz. Bunun bir yandan da zemine yaklaştıkça yenilenme etkisinin azalabileceği çıkarımını yapıyorsun hemen ardından.

Gelgelelim, bir noktada ışık hüzmelerinin kapanmayı bıraktığını farkediyorsun. Rakibin başka bir şeyle mi uğraşmakta? Emin olamıyorsun, ancak bunun iyiye işaret olduğuna emin gibisin.

Bir an sonra, zeminin adeta deprem olurcasına titrediğini hissediyorsun ayaklarının altında. Ve aradan bir saniye bile geçmeden sağ tarafından kükreme benzeri korkunç bir gürültü duyuyorsun. Kubbedeki boşluklar henüz dışarıda ne olup bittiğini görebilmen için yeterli değil.

Zaman kaybetmemeye kararlı olduğun için, yeniden chakrana odaklanmaya başlıyorsun. Hiyaki'nin sesi geliyor kulaklarına bir yandan: "Sanırım biraz daha uğraşmamız gerek ortak. En azından tünelin ucundaki ışığı gördük, değil mi?" Hiyaki yaptığı esprinin ne kadar tatsız olduğunu farketmiş olacak ki, "Ehe." diyor sonrasında utanırcasına.

Yeniden odaklandıktan sonra, az öncekine benzer şekilde üç yönüne doğru Hadan ile kuvvetli chakra dalgaları yolluyorsun. Kubbe bu kez ciddi manada çatırdıyor ve anlamlı boşluklar açılıyor üzerinde. Yenilenmediğini farketmen de cabası oluyor. Az önceki kükremeye benzer gürültülerin geldiği sağına doğru baktığında, dışarıyı görebileceğin 15-20 cm çaplı bir delik farkediyorsun. İstemsizce ışığa yöneliyorsun fobine karşı koyamayarak.

Dışarıda gördüğün manzara ise biraz 'tuhaf'. 45-50 metre kadar ilerinde, yere, muhtemel hedeflerine doğru dalışa geçmiş olan iki ejder görüyorsun. Yarım saniye sonra, önce sana göre sola doğru sıçrayan Butsuo çekiyor dikkatini. Hemen ardından ise ani dalışının yönünü değiştirip yılan misali kıvrılarak ona yönelen ejder.

[Kasumikage Teki]

ilk denemde başarılı olamamasına rağmen yeterli bilgi edinebilmeyi başarmıştı. Rakibinin yüksek ihtimalle tam tepede olduğundan artık neredeyse emindi Teki. Bu yüzden de bir sonraki hamlesi ile hem Oita ile Chisa'yı kurtarmayı, hem de rakibinin işini bitirmeyi hedefleyecekti.

Takım arkadaşı ve kısa zamanlı işbirliği kurduklarını düşündüğü Chisa'yı koruması gerekiyordu. Dışarıdaki aydınlık ortama bakmaktan ne kadar keyif alıyor olsa da, kendisini zorlaması ve biraz bile olsa karanlığa dayanabilmesi gerekiyordu. Ağzındaki fenerin çevreye yaydığı ışıktan güç almaya çalışarak bakışlarını devasa toprak ejderler ve gün ışığından uzaklaştırarak Hiyaki'ye çevirmişti hızlıca.

"Dışarıdakilerin başı belada gibi. Adam ise tam tepemizde. Ne kadar hasar verebiliriz bilmiyorum ancak kendimizi tutmamamız gerekiyor ortak. Tam tepeye, düşmanın durduğu yere saldıracağım. Büyük ihtimalle bu saldırı ile kubbe de yıkılacak. Bu kısımda beni koruma görevini sana bırakıyorum Hiyaki."

Sınavda geçen dördüncü günlerinde halen en büyük yardımı Hiyaki'den alıyordu Teki. İlk gün Nakada ile olan savaşta kum torbasına dönmesine rağmen yenilmemesinin tek sebebi Hiyaki'ydi. İkinci gün techizat kampına tek başına gidebilmesinin tek sebebi ortağına olan güveniydi... Ne kadar zamanlama hatası yapmış olsa da, üçüncü gün kendisinden çok yardım alamamış olsa bile aynı günün gecesi karanlıktan korktuğu için gece avlanmaya onun yerine Hiyaki gitmişti. Sahiden de ortağından çok memnundu Teki. Uzun zamandır desteğini hissedemediği dostu Sakuma'nın yerine geçiyordu sanki yavaş yavaş altın maymun. Hiç çekinmeden hayatını emanet edebilirdi ona. Aynı şekilde hayatını da ortaya koyabilirdi dostu için. Hiç çekinmeden.

Hızlıca içinde bulunduğu kubbenin tam orta noktasına adımlamıştı. Kitsune'yi kavradığı elleri sıkılaşmış, vücudunu öne eğerek çakrasına ve katanasına odaklanmaya başlamıştı. Hiyaki'nin de pozisyon aldığından emin olduğunda sakince nefes alarak ciğerlerini doldurmuştu aralıklardan kubbeye dolan temiz hava ile. 1 saniyelik beklemeden sonra sakince fısıldamıştı ciğerlerindeki havayı dışarı salarken.

"Shigure Kenjutsu; Hadan!"

Rakibinin durduğunu düşündüğü yere odaklanacaktı. Direkt savaş dışı bırakamasa bile en azından dışarıdakilere yardımcı olacak kadar dengesini ve dikkatini bozabilmek istiyordu. Fakat önceliği Sunagakure shinobisini tamamen savaş dışı bırakmaktı. Zira parşömenleri kaçırsalar bile bu adamı rehin alarak güzel bir ticaret yapabilirlerdi.

[GM - Naruto]

Off Topic

Buradan devam.