Planını kafanda netleştiriyorsun. Öncelikle klan zehrini vücudundan salgılayarak sertleştiriyor ve zırhını oluşturuyorsun. Katananı da kınından çıkarıyorsun devamında. Satori'nin bir gün önce çatısında beklediği iki katlı eve ulaşmanın birden fazla yolu var. Direkt olarak evleri aşıp köy meydanından geçmek en hızlı, ancak en güvensiz yol gibi görünüyor. Bununla birlikte sola doğru bir çember çizip evlerin arkasından ilerleyerek iki katlı eve arkadan ulaşmak da mümkün gibi. En güvenilir yol da bu gibi görünüyor. Bu sebeple temkinli bir şekilde sola doğru ilerlemeye başlıyorsun hafif bir eğimle. Köyün etrafına kurulduğu dairenin sınırından iki katlı eve doğru ilerlemeye başlıyorsun. Ara ara çalıların arasına gizleniyor, ara ara bir çıtırtı duyup duymadığına emin olmak için duraksıyorsun. Saklanma konusunda kendini nispeten geliştirmiş olduğun için çok zorlanmıyorsun bu işleri yaparken. En soldaki evin sınırına ulaştığında iki katlı evle aranda 15-20 metre kadar bir mesafe kalmış oluyor. Duvarın arkasına gizlenmiş haldesin. Sırtın betona dayalı. Çemberi biraz genişten alıp dışarıdan dolaşarak daha güvenli bir şekilde, kimse tarafından görülmeden iki katlı eve ulaşabileceğin fikri zihninde belirmeye başlıyor.
Gelgelelim sen daha hareket etmeye fırsat bulamamışken, tanıdık bir ses yankılanıyor kulaklarında. Farkındalık kabiliyetin sayesinde sesin hedefinde olan noktadan, yani iki katlı bina civarından geldiğine emin oluyorsun:
"Teki-san! Hoşgeldin. Gelebileceğini tahmin etmiştik. Ama şahsen gelmemeni tercih ederdim." Satori'nin sesi. Sırtın en soldaki evin duvarına dayalı durumda, ancak hafifçe kafanı sağa ve geriye doğru çevirerek iki katlı binaya doğru bakıyorsun. Çatının tepesinde, ayakta durmakta olan Satori'yi ve hemen yanında çömelmiş, iki dirseğini iki dizinin üzerine koymuş ve hafifçe sırıtan Kei'yi görüyorsun.
