Page 1 of 1

[Lejant] Kitamura Susumu

Posted: April 1st, 2025, 5:42 pm
by Kitamura Susumu
Image
Kitamura Tanezaki | Anne
Annem hepinizin annesiyle kapışabilir. Shinobi olmadığı halde hem de. Tuttuğunu koparan, tartışmayı iyi bilen ve her zaman kazanan bir kadındı. Mesleği ise umrumda değil; o dünyanın en iyi annesiydi. Elinden her işin geldiğini hatırlıyorum. Bazen yoktan kocaman bir pasta yapabiliyor, bazen elinde matkapla evin dolaplarını sağlamlaştırabiliyordu.
Bir tane bile aile üyesi yok. Bize kim olduklarından, nerede kaldıklarından hiçbir zaman bahsetmedi. Biz hep annemle başbaşaydık, her şeye yetişebilen hali bize fazlasıyla yetiyordu. Bizi hiçbir zaman shinobi yapmak istemediğini hatırlıyorum, bu fikre anlamlandıramadığım bir garez besliyordu. Hayallerimizin peşinden koşmamız gerektiğini söylerdi hep: Annem hayallerinin peşinden mi koşmuştu? Alışılmadık bir hayal gücü olmalıydı o zaman.
Anneme dair anılarım yıllar geçtikçe daha da bulanıklaşıyor. Fotoğraf albümleri bu anıları tazelememe bir nebze yardımcı olsa da zaman zaman yüz hatlarını detaylıca hatırlayamadığım oluyor. Hastalanıp, gözlerimizin önünde yavaş yavaş ölmesi de, asla canlılığını kaybetmeyecek olan tek anım. Neden yardım almadı bilmiyorum. Neden tek başına bir kadındı? Kimdi, nereden gelmişti nereye gidiyordu? Bunlar ben büyüdükçe zihnimi kurcalamaya başlamış olan sorular.





Image
Kitamura Fuu | Kız Kardeş
Fuu benden iki yaş küçüktü. Babalarımız farklı olduğu için birbirimize görüntü olarak hiç benzemesek de huylarımız, onun arsız bir çapkın olması dışında, aynıydı. Çabuk sinirlenip çabuk söner, köyün pirinç stoklarını bitirmeye ant içmişçesine yer, keyfine bakmayı, beladan uzak durmayı severdi. Pek kavga etmezdik etrafında pervane olan erkekler yüzünden çıkan kavgalar haricinde. Onlarda da ciddi olmadığımı ve kendisine güvendiğimi bilirdi zaten. Yine de, bazen üç dört çocuğu aynı anda idare edebilmesini etkileyici bulsam da, laf edip cıngar çıkarmadan edemezdim her seferinde.
Annemiz ölünce gönderildiğimiz yetimhanede ayrı düştüğümüz birkaç yıl olmuştu. Fakat genin olduğumuzda tekrar aynı evde yaşamaya başlamıştık. Ev işleri konusunda hiç sıkıntı yaşamazdık. O yemek yapmayı severdi, ben de temizliği. Bulaşıklara dokununca içi gıcık olurdu, ben ise problem etmezdim. Keyfine düşkün olsa da gamsız biri değildi, düzenliydi. Çöpünü ortada bırakmaz, yaşadığı yeri temiz tutar, çamaşırları asmaktan erinmezdi. Shinobi sanatlarında da evdeki yaşamı kadar düzenli ve başarılıydı. Ok ve yayı büyük bir ustalıkla kullanır, havayı istediği gibi şekillendirebilirdi. Fiziksel olarak benden kat kat üstündü; bir keresinde dizimi, sivilcesini izinsiz patlattığım için kırmıştı.
Fuu, aile namına sahip olduğum, sevgimin tamamını ona ayırmak istediğim tek varlığımdı. Ve ben onu koruyamadım. Doushi'nin güneyinde Riaru'nun adamları tarafından öldürüldü.
Bir buçuk sene önce, bir başka Chuunin ile beraber devriye görevine gönderilmişti. Ancakk ertesi gün arkalarından bir Jounin daha yollandı. Aslında bu noktada bir şeylerin ters gittiği barizdi ve bana söylenilen önlem safsatalarıı dinlemeden arkalarından ben de gitmeliydim. Belki bir şeyleri değiştirebilir, ölümlerine engel olabilirdim.
Ekibin dönmesi gereken gün geldiğinde köy kapısında kimse belirmedi. Saatler geçti, gün akşam oldu, Artık dayanamayıp kontrol amaçlı gitmek istediğimde ise haber geldi. Fuu, yanındaki Chuunin ve arkalarından gönderilen Jounin, hepsi Riaru adamlarının kurduğu bir pusuda öldürülmüştü.
O günden beri her şeyi baştan sona düşünüp duruyorum. Hangi anı değiştirseydim Fuu'yu koruyabilirdim? Neler yapsaydım sonucu değişitirebilirdim? Cenazesinde bile yas tutamadım. Gözyaşı akıtmak yerine aklımda hep aynı muhtemel senaryoları düşünüp duruyor, naaşı yakılırken bile düşüncelerimi susturamayıp, kapıdan çıkıp peşlerine düştüğümde, saldırıya ben de denk geldiğimde neler yapabileceğimi hayal edip duruyordum. Cevaplarını bulamayacağım bu sorular zihnimde sürekli dönüp duruyor. Bu sessiz yakınmalar biraz daha dinginleşmiş olsa da, bir kor gibi varlıklarını hala hissettirmeye de devam ediyorlar.

Re: [Lejant] Kitamura Susumu

Posted: April 1st, 2025, 9:27 pm
by Kitamura Susumu
Image
Tsujihara Iori
İori'yi akademi yıllarımdan hayal meyal hatırlıyorum. Fakat onunla gerçekten tanışmam üç yıl önce, ortak bir göreve denk geldiğimizde olmuştu. O görevden sonra yakın arkadaş olmamız uzun sürmemiş, farkına bile varmadan her şeyimi paylaşabileceğim bir dosta dönüşmüştü benim için. Sakin, uyumlu biri gibi görünse de zaman zaman beni bilerek sinirlendirip eğlenirdi. Ben de görevlerde tüm angarya işleri ve adam dövme meselelerini ona yıkarak intikamımı alırdım. Bir keresinde, babasından kalan ve takıntılı olduğu kılıcı kendisine saplanmış gibi yaparak ölme numarası yapmıştı. Hiçbir şey hatırlamadığını ve şaka olmadığını söylese de yüreğime indirmek için bilerek yaptığına eminim.
Zaman ilerledikçe, Iori'ye karşı daha derin, daha karmaşık duygular beslemeye başladım. Romantik bir bağlılık düşüncelerime sızmaya başladı ve ben, bu duyguları engellemeye pek de çalışmadım. Aksine, kendime sakladığım ve belli etmeden içimde yaşadığım tatlı bir sır haline döndüler. Halimden memnundum kısaca, Iori yanımda olduğu ve bu duyguları fark etmediği sürece de memnun kalmaya devam edecektim.
Lakin Iori, iki yıl önce tehlikeli bir göreve gönderildi. Bu görevin uzun süreceğini ve belki dönemeyeceğini biliyor olmalıydı ki, gitmeden önce yanıma geldi. Her zaman yaptığımız gibi çatıda takılıp vakit geçireceğimizi düşünmüştüm fakat o lafı gevelemeden gideceğini ve uzun bir süre görüşmeyeceğimizi söyledi. Suratındaki ciddiyetten bu sefer benimle eğlenmediğini anlamıştım. Köyün ve shinobiliğin gerektirdikleri, beni onu çok özleyeceğim bir konuma sokacaktı belli ki.
Beklemediğim bir anda dudağıma ufak bir öpücük bırakarak gitti ve beni kafası daha da karışmış bir şekilde arkada bıraktı. O güne kadar benle aynı hisleri taşıyıp taşımadığını sorgulamadım ve o gün de bu hareketine bir umut yüklemek yerine aksini düşünmeyi tercih ettim. Belki de neler hissettiğimi biliyordu ve avutmak için böyle bir şey yapmayı tercih etmişti. Ya da çıkacağı görevin tehlikelerinin farkındaydı ve stresten o da ne yaptığını bilmiyordu. Gitmeden önce son bir kez kızdırmak için yapmış bile olabilirdi ama beni sevdiği için yapmış olmamalıydı. Bu, beni umutla beklediğim ve bir daha dönmeyeceği haberini alırsam, aklımın kalan son sağlıklı parçasını da kaybedecebileceğim bir senaryoya sokardı. Böylesi daha iyiydi.
Gittiği günden beri kendisinden tek bir haber almadım. Hoş, ben de pek Kusagakure'de kalmadım ya, ancak bir mektup ya da mesaj gönderemeyeceği bir durumda olduğunu biliyorum. Ne Haku'ya ne de Gyaku'ya görevinin detaylarını, nerede ne yaptığını sormadım. Sorsam da anlatacaklarını pek sanmıyorum. Sadece şundan eminim; henüz ölmedi. Ölseydi, bir şekilde hissederdim.

Re: [Lejant] Kitamura Susumu

Posted: April 2nd, 2025, 9:52 pm
by Kitamura Susumu
Image
Kotara Norio | Sensei
Akademiden mezun olup yanına eğitilmem için verildiğimde, sanki beni kardeşimden ayrı takıma bizzat seçen kendisiymişcesine nefret etmiştim Norio Sensei'den. Bir aya kalmadan da, nefretimin saçma ve mantıksız olduğunu takımca yaptığımız çalışmalar sonucu anlamış ve bütün olumsuz düşünceleri kafamdan silmiştim.
Norio-sensei bize sadece nasıl savaşacağımızı değil, aynı zamanda nasıl iyi birer insan olacağımızı da öğreten bir insandı. Anlaşmazlıklar yaşadığımızda araya girer, bazen tek bir bakışıyla, bazen de sabırla sarf ettiği tek bir lafıyla hepimizi bir noktada buluştururdu. Onun sayesinde bir shinobinin hayatta kalabilmesi için safi gücün ve afilli tekniklerin yeterli olmadığını, aklın ve yoldaşların da gerekli olduğunu öğrendik. Bu yoldaşlarınız emekli olan takım arkadaşlarınızın yerine gönderilen dangalak tipler olsa bile.
Sakin görünen, öyle pek sesini yükseltmeyen rahat bir insandır. Eşi öğrencilerinin yanında dikkat etmesini sık sık söylese de küfürlü konuşmadan edemez. Baca gibi sigara içer fakat büyütmekte olduğu ufak bir kızı olduğu için son zamanlarda bırakmayı denemektedir. Dünyanın en havalı Iryou-nin'i ile evlidir. Genjutsu ve Taijutsu konularında deneyimlidir. Mühürler hakkında da bilgi sahibidir ve yanında bir parşömene mühürlenmiş, epey şık bir naginata taşımaktadır.



Image
Kotara Kei | Sensei
Kei Sensei ile tanışmamız Genin'liğimin ikinci senesine dayanıyor. O vakte kadar Norio Sensei'yi ziyaret etmeye geldiğinde uzaktan görüyor, kim olduğunu ne yaptığını pek de umursamıyordum. Fakat bir gün, bir ziyaretçi olarak değil de kurtarıcı olarak geldi Kei Sensei. Ne yaptığımı çok da bilmeden antrenman yaptığım bir sabah kendimi koca bir ağaç gövdesinin altında bulduğumda, dünyanın en basit işiymişcesine ağacı kaldırdı ve beni çekip çıkardı. Kırılan kemiklerimi, yaralarımı saniyeler içinde iyileştirip beni kendine hayran bıraktı. Tabi, dikkatsiz davrandığım için beni bir güzel azarlamayı da ihmal etmedi.
O gün, kendisi gibi bir Iryou-nin olmak istediğimi anladım ve onu rol modelim belledim. O da beni çırağı olarak görmüş olacak ki bildiği her şeyi bana öğretmeye başladı. Başlarda hiçbir şey yapmama izin vermiyor, sadece yanında dikilip izlememi istiyordu. Bazen de, hala kabul etmese de, sırf getir götürünü yaptırıp form falan doldurtuyor, imzasını taklit ettiriyordu. Bol atışmalı, bazen çok sıkılmalı, bazen de öğrenemeyeceğimi sanıp umut kaybetmeli bir kaç sene geçti ve ben kendimi onun sayesinde iyi bir Iryou-nin'e dönüşmüş halde buldum.
Iryou yeteneklerinin yanı sıra, Doton ve Raiton'u da iyi kullanır. Kendini daha çok Ninjutsu konusunda geliştirmiştir. Kusagakure'ye bağlı, doğaüstü yeteneklere sahip bir köpek klanıyla bağlantıları olduğu söylentiler arasındadır. Nori Sensei ile iki yaşında, bazen bakmamı istedikleri bir kızları bulunmaktadır. İsmi Hanami'dir.
Kei Sensei ile hala beraber çalışmaktayız. Hatta Toku-Jo olduğumdan beri çalışma süremiz daha da arttı diyebilirim. Açıkçası bundan hoşnutsuz değilim. Yanımda uzun yıllardan beri tanıdığım birinin olması iyi hissettiriyor ve hala ondan bir şeyler öğrenebiliyor olmam beni etkiliyor.