[Shinji & Kazuya & Akemi] Kaderin Cilvesi, Kısım II

Amegakure'ye sahiplik yapan, kederli yağmurların hiç durmadığı ülke.
User avatar
Hagane Shinji
Amegakure
Amegakure
Posts: 27
Joined: March 16th, 2025, 10:04 pm
Künye:

Re: [Shinji & Kazuya & Akemi] Kaderin Cilvesi, Kısım II

Post by Hagane Shinji » June 3rd, 2025, 11:06 am

Akemi'nin fazlaca hırçın sözleri mantık terazisine koyduğumda herhangi bir ağırlığa sahip değildi. Söylediklerimi bir yakınma olarak varsayıyordu. Belki cümleleri kurma tarzım belki de bunları söylediğim saniyeler buna sebep olmuştu. Ancak bunlar duygusal olarak kurulan cümleler değildi. Bir duygu boşluğunda değildim, odağım ve ideallerim hala yerindeydi. Dakikalar önce verilen tüm yanlış kararları kendi ölümü ile telafi etmeye çalışan Shinji konuşmuştu, Riaru'dan dayak yediği için ağlanan biri değil. Evet, hepimizi ateşin içine atıp bizi görev zaiyatı olarak yazdırmalıydı. Akemi, Kazuya, Shinji. Belki de Kanna, Yuji. Haiki-sama hedefleri yok ettiği sürece kimsenin görev zaiyatlarını eleştirmeyeceğinden adım gibi emindim. Ame topraklarındaki hainler temizlendikçe, barış hüküm sürdükçe bu zaiyatlara takılanlarla aynı ideallere sahip değildim. Haiki-sama, bizi feda etmeliydi. Kanna'nın da farklı düşünmediğine eminim. Bakışlarının ardındaki düşünceli halin, bahsettiğim senaryo üzerine onlarca sonucu tarttığını biliyordum. Büyük bir lider olmak herkesin veremeyeceği kararları vermeyi gerektirirdi. Haiki-sama belki bir komplo belki de yanlış anlaşılmalar nedeniyle buraya gelen, ne olduğundan habersiz üç shinobiyi kurtararak büyük bir 'insan' olduğunu kanıtlamıştı. Haiki-sama'yı takip etme sebebimin bu olmadığının da bilincindeydim.

Akemi'nin sözlerini basit bir 'cık' ile geçiştirerek potansiyel tehditler için her ağacı gözlerimle süzmeye devam ettim. Kanna'nın sözleri artık yitip giden fırsatlar konusunda bizi telkin etmek üzerineydi. Fedakârlık yapıldıktan sonra bunu çöpe atmamaktan başka yapacak bir şey yoktu elbette. Dakikalar önce kendimi ve Riaru'yu patlatsam aynı sözlerin benim için kurulacak olması ise kaderin farklı bir cilvesiydi. Emir komuta zincirini kırmak gibi bir niyetim olmasa da çevremin sebepleri düzeltmekten, tartışmaktan ziyade sonuçları yorumlaması benim için günün ikinci belki üçüncü hayal kırıklığı olmuştu.

Akemi ve Kazuya yaralarımla ilgilenirken yaptıkları herhangi bir harekete itiraz etmedim. Yeni bir tehdidi olabilecek en iyi hallerimizle karşılamak zorundaydık. Haiki-sama hala yaşayan bir ölüydü. Kanna da çok farksız sayılmazdı. Gerçi vücuduna saplı kunaiye rağmen hala büyük bir potansiyele sahip olduğundan emindim. Odağımı ormandan ayırmadan beklemeye devam ettim. Sorumluluk tekrar Kanna'daydı, o gitmemizi söyleyene dek yapacak başka bir şeyim yoktu.
Image
► Show Spoiler
User avatar
Kuroya Akemi
Amegakure
Amegakure
Posts: 23
Joined: March 21st, 2025, 5:54 pm
Künye:

Re: [Shinji & Kazuya & Akemi] Kaderin Cilvesi, Kısım II

Post by Kuroya Akemi » June 5th, 2025, 10:03 am

Sözlerimi tamamlamamın ardından kopacak bir alkış tufanına kendimi hazırlamışsam da, önce Kazuya’nın beni haklı bulan sözlerinde yeteri kadar hürmet hissetmemem ve sonrasında Shinji’nin minicik tepkisiyle bakışlarıma memnuniyetsizlik çöküvermişti. Bunun üzerine Kanna’nın kısmen haklı olduğuma dair sözleri ise, beklediğim tepkinin çok ama çok altındaydı. Oysa burada bir aydınlanma yaşanması, sözlerimden sonra herkesin gözlerinin ışıldaması, Haiki’nin fedakarlığının ne anlama geldiğinin kavranması ve bunları dışa vuran biri olarak omuzlar üstüne taşınır gibi övülmem gerekiyordu! Belki de sözlerimin gerçekliği karşısında tüm acılarımızı dindirip bana sarılabilirler ve hatta bir şekilde bu vesileyle vücuduma bile dokunabilirlerdi! Ne var ki, içinde bulunduğum grup acıları içerisinde yanmayı tercih eden ve böyle bir fırsatı kolayca tepebilecek kadar kafası çalışmayan bir gruptu! Riaru’nda dayak yemiş olabilirdik, Haiki’nin durumu sıkıntılı olabilirdi, bundan sonra ne olacağını bilemiyor olabilirdik… Fakat bunların hiçbiri, minik oynaşmalara engel değildi… Bu büyük motivasyonun ellerinden kaçıp gitmesi ise, bu zavallıların kaybıydı!

Her ne kadar içimden bu kayıplarını yüzlerine vurmak gelse de, ekipteki kişilerin bunu da pek anlayabileceğini düşünmüyordum. Kılıç manyağı bir velet, antik çağlardan arda kalan bir emo ve anca son dakika olay yerine gelip rol çalmaya ve kesmeye çalışan bir kadından ibaret kişilerin arasında bunu anlayabilecek kişi olmadığı aşikardı. Ne var ki, bunu anlatabilecek farklı yolları da çok iyi biliyordum, feleğin o çemberinden geçmiştik neticede! Bu yüzden sınırlı becerilerimi bir kez daha konuşturarak Kazuya ile Shinji’nin yaralarıyla ilgilenirken, onun önünde olduğum vakitlerde kollarımı omuzlarımdan olabildiğince birbirine yaklaştırarak esas tedavilerimin ön plana çıkmasını sağlıyordum. Kollarımı bu hale getirdikten sonra hafif yukarı aşağıya hareket eden kollarım ise tedavilerimin etkisini artıracak nitelik taşıyordu. Yüzüme yerleşen ince tebessümle birleşen tedavilerim bedensel yaralara karşı etkisiz kalsa bile, zihinsel olarak bir uyuşturucu görevi görebilirdi. Bu sayede Shinji gibi biri bile, o antika “ben fesa edilmeliydim” felsefesini unutabilirdi. Zira feda edilmiş olsa, bu tedavileri hiç tadamazdı… Bu tedavileri tadamayınca da, ileri düzey tedavileri merak edemezdi…

Shinji’nin yaralarına ve zihnine ilaçlarımızı enjekte etmemizin ardından bu kez Haiki’ye de aynı tedavileri uygulama girişiminde bulunuyordum. Ancak Haiki açısından durum pek de parlak değildi. Bir an, hepten gidip gitmediğine dair derin bir kontrol merakı içime dolup Haiki’nin kudretine yönelerek bir deney gerçekleştirmek istesem bile, bunun şimdilik tepki çekme ihtimali bulunuyordu. Bizimkilere ölüp ölmediğini kontrol ettiğimi söylesem bile, buna itimat edip etmeyeceklerinden emin değildim. Fakat bu deney, illa ki gerçekleşecekti! Ne de olsa Haiki’yi taşıma işi bana verilmişti!

Tedavi işlerimiz tamamlandıktan sonra Kanna’nın da söylediği üzere Yuji’nin gelip gelmeyeceğini beklemeye koyulmuştuk. Aradan geçen dakikalar, Yuji’nin hala yaşıyor olma ihtimalini azaltıyordu. Seçim şansı elimizde olsaydı, çoktan buradan uzaklaşmayı tercih ederdim. Ancak en azından şimdilik hala lider Kanna’ydı ve onun sözlerine göre hareket edecektik. Kaldı ki, Haiki ile ilgili düşüncelerimden sonra Yuji’nin yaşayıp yaşamadığı veya gelip gelmeyeceği gibi düşünceler bile silik bir hal almıştı zihnimde. Tek amacım, bir an önce Haiki’yi sırtlayıp ilerlemek, yolda deneyimi gerçekleştirmek ve deneyimden olumlu ve sert sonuçlar almaktı! Bu yüzden Haiki’yi her an sırtlayabilecek bir şekilde beklemeye devam edecektim.
► Show Spoiler
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts: 2856
Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Shinji & Kazuya & Akemi] Kaderin Cilvesi, Kısım II

Post by GM - Naruto » June 7th, 2025, 6:40 pm

Kazuya: Ellerini inceliyorsun. Parmakların tamamen pembe ve taze yanmış et ile kaplı. Ellerinde ise bu yanık kısımlar azalıyor ve dirseklerine kadar aynı şekilde azalarak devam ediyor. Yıldırım şeklinde zigzaglar çizerek ilerleyen bu yanık alanlar yer yer omuzlarına kadar varan dallar barındırıyor. Normalde bu kısımların ciddi miktarda canını yakması gerekirken, bir şey hissetmiyorsun bu yanıklarda. Parmağına kunai ile attığın minik bir kesiyi de hissetmemenle beraber efektif olarak bu pembe alanların hissizleşmiş olduğunu çözmüş oluyorsun.

Bu yaralar senin dövüş kabiliyetini engelleyecek gibi görünmüyor. Kalıcı olup olmadıkları konusunda ise bir fikir yürütemiyorsun.
Bekleyişiniz sürerken ufukta yanan Izena'yı izliyorsunuz. Alevler harlamaya ve terkedilmiş köyün güney tarafına yayılmaya devam ediyor.

Kanna'nın sabrının sınırlarına yaklaştığını solan yüzündeki tedirginlik ifadesinden anlayabiliyorsunuz. Alt dudağını ısırıyor anlık bir sinirle, ardından ufuğa bakmaya devam ediyor. Kabaca Yuji'yi arkada bırakmanız gerektiği hususunu kabullenmiş olacak ki, derin bir nefes alıyor konuşmak için.

O noktada bulunduğunuz koruluğa Izena yönünden biri bir ağaçtan aşağı zıplayarak iniveriyor. "Kusura bakmayın, geç kaldım."


Jounin Kitase Yuji
Image


Yuji de Kanna gibi bitmiş bir halde. Açık yarası olmasa da kıyafetleri kesiklerle dolu. Açık yaralarını Iryou-nin yetenekleriyle kapattığı, giysisinin yırtıklarının arasından seçtiğiniz pembemsi deriden anlamak mümkün.

Hepinizi süzüyor Yuji alana gelince. Gardınızı indiriyorsunuz, Kanna ise konuşmak için aldığı nefesi rahatlamış bir şekilde dışarı veriyor. Yuji sağ elini sol omzuna iki defa vuruyor. Ekibin tamamlanması ile, yola çıkmak için hazırlanıyorsunuz.





Yuji siz yola çıkmadan önce hepinizin yaraları ile ilgileniyor son chakrasını kullanarak. Shinji'nin sırtındaki yarayı kapatıyor, Kanna'nın göğsüne saplanmış kunaiyi çıkartarak kanamasını durduruyor onu tamamen iyileştiremese de. Kazuya'nın yaralarına ise müdahale edemiyor; bu yaraların kendi kudretini aştığını ona söylüyor ve muhtemelen köye kadar da geçen sürede de kalıcılaşacağını üzülerek bildiriyor.

Haiki'ye ise müdahale edemiyor. Shousen tekniği, mühürlerin Haiki etrafına çektiği görünmez bir duvar tarafından engelleniyor. Yuji kısa bir süre Haiki'ye ilk yardım uyguluyor ve yarasını ekipman çantasındaki sıhhi malzemeler ile dikmeyi başarıyor. Haiki'nin stabilleşen durumu ile hepiniz derin bir nefes veriyorsunuz. Haiki'nin katatonik hali ise devam etmekte. Sizlere ve tedaviye bir tepki vermiyor. Yuji ve Kanna, köydeki mühürleme konusunda usta Jounin'lerden ve Damla üyelerinden detaylı bilgi alınması konusunda mütabık kalıyorlar.

Köye dönüşünüz olaysız ve hızlı gerçekleşiyor. Sabahın ilk ışıkları ile köyün yakınına varmış oluyorsunuz. Kanna köye önden haber uçuruyor bir kelebek ile ve sizi neredeyse 10 kişilik bir Damla ekibi karşılıyor. Haiki'yi teslim alıyorlar, Yuji ve Kanna da onlarla beraber gidiyorlar. Kanna yanınızdan ayrılmadan önce her birinize teker teker azminiz, cesaretiniz ve özveriniz için teşekkür ediyor ve yakın zamanda sizlerle görüşeceğini de ekliyor.

Siz ise grupla beraber gelen başka bir Jounin ile hastaneye gidiyorsunuz. Hastaneyi akşama doğru terk ediyorsunuz ve sadece hafif bir yorgunluk ile taburcu oluyorsunuz. Size verilen bir kaç ilaç ile ertesi gün kendinizi tamamen zinde ve yeni bir görevlendirmeye hazır olarak buluyorsunuz.

Kazuya ise elleri ve avuçları ile artık neredeyse hiç bir şey hissedemeyeceği bilgisini alıyor. Yapılan müdahaleler ona sadece bir şeyi tutup tutmadığını anlayacak kadar bir hissi ellerine geri döndürmeyi başarıyor. Baş Iryou-nin bu noktadan sonra artık dokunduğu hiç bir şeyin yüzey dokusunu, sıcaklığını veya soğukluğunu anlayamayacağını iletiyor ona.


Off Topic
Konu sonlanmıştır. Konudaki oyuncular aşağıdaki ödülleri kazanmışlardır:
  • 100 GP
  • 3 PP
  • 10 VP
  • 2 Stat Gelişim Hakkı
Off Topic
Yamato Kazuya, aşağıdaki özelliği edinmiştir:
Özellik: Hissiz Eller
Karakterin parmaklarının ucundan başlayıp omuzlarına kadar ilerleyen, yıldırımı andıran zig zag şeklinde yaraları bulunmaktadır. Bu yaralar parmaklarını ve avuç içini tamamen kaplar, bileğinden itibaren dallara ayrılırlar. Bu pembemsi noktalarda karakter bir şeyin o noktaya değdiği haricinde bir his hissetmez. Bir yüzeyin dokusunu veya yumuşaklığını anlayamaz, sıcaklığı konusunda bir çıkarım yapamaz. Acı hissetmez, bir şeyi sıkarken ona ne kadar basınç uyguladığını çözemez.

Bu özellik karakterin dövüş kabiliyetini negatif yönde etkilemez.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
Locked

Return to “Yağmur Ülkesi”