[Kazuya & Shinji] Şifa

Amegakure liderinin bulunduğu yapı.
User avatar
Yamato Kazuya
Amegakure
Amegakure
Posts: 54
Joined: May 20th, 2019, 3:17 pm
Künye:

Re: [Kazuya & Shinji] Şifa

Post by Yamato Kazuya » July 26th, 2025, 3:41 am

Aklımdaki soruları Shinn-san’a ilettiğim sırada Shinji-san da kafasıyla beni onaylıyor, dikkatle konuşmayı takip ediyordu. Sorduğum sorular için bana öncelik tanımış olması, samimiyetimizin ilerlemiş bir seviyeye vardığını düşündürtmüştü. Nadiren denk geldiğim dostluk hissini bir kez daha yaşamak göğsümde bir sıcaklık hissetmeme sebep olmuştu. Büyük bir kardeşim, abim gibi düşünüyordum Shinji-san’ı. Belki de ona artık böyle hitap etmemeliydim. Shinji-nii daha uygun olacak gibiydi.

Shinn-san’ın söylediklerinden görev için notlar çıkarmaya çalışıyordum. Daimyo güçlerinin flak setlerinin neden işimize yaramayacağıyla ilgili detaylı açıklama bu fikirden komple vazgeçmemi sağlamıştı. Belki yalnız kalmış iki düşmanı hızlıca alaşağı edebilirsek bu işi çözebileceğimiz bir yöntem açıklamıştı. İşin o kısmını karşımıza çıkan duruma göre çözümleyecektik artık. Son kurduğu cümle Shinn-san’ın öfkesi hakkındaki söylentilerin bir kırıntısı gibiydi. Bizi üniformasını çaldığımız düşmanları öldürmeyi unutmamamız konusunda tembihliyordu. Dudaklarım birbirinden biraz ayrık durumda birkaç saniye duraksadıktan sonra yüz hatlarımı nötrleştirip aldığım cevabı kafamı sallayarak karşılayarak sıradaki soruma verdiği cevabı dinlemeye devam ettim.

Ekipman talebime birkaç farklı yönden açıklama gelmişti. Gittikçe daha da derinleşip beni şaşırtan, belki bilmemizin zararlı bile olacağı üst düzey detayları bizimle paylaşmıştı Shinn-san. Özet olarak temel ekipmanlar dışında bize başka bir şey sunamıyordu. Ancak paramızın yetmediği ekipmanları avans olarak alabileceğimiz bir görevdi bu. Bunun tehlike seviyesi yüksek görevlerde sunulan bir seçenek olduğunu biliyordum. Tehlikeye Riaru ile dövüşüm sırasında alışmıştım. Naginatası vücudumu dik olarak ikiye bölmesine ramak kala kurtulmuştum. O günkü duygularımı düzenleyebildikten sonra şu anda böylesine tehlikeli bir göreve atanmak kendimi özel hissetmeme sebep oluyordu.

Aldığımız diğer detaylara göre nihai hedefi aynı olan birkaç ekip daha vardı. Shinn-san’ın saydıklarının arasında bir Damla timi, bir Fuuinjutsu ekibi, bir de Fuuinjutsu ustası kaçırmaya giden Jounin ekibi vardı. Herkes Haiki-sama için seferber olmuştu. Belki de kendisi için çaba gösteren herkesin yetişmesinde katkısı vardı Haiki-sama’nın. En son yetişen kuşaktan olan ben bile kendisinin mertliğine tanıklık etmiştim. Ayrıca sayılan ekipler arasında işe yarar bir şeyler bulma ihtimali en düşük olan ekip bile olsak özel harekât ekipleriyle birlikte çalışıyor olmak kendi daha da özel hissetmeme sebep olmuştu. Köy içerisinde, shinobi birliğinin seçkin bölümüne giriş yapmış gibiydik.

Emekli Kusagakureli Fuuinjutsu ustası kaçırma işi garip gelmişti. Bu kelimeleri sıraladığı sırada alt dudağımı şişirip kaşlarımı kaldırarak Shinn-san’a baktım. Nasıl bir istihbaratla bu kişiden haberdar olunduğu, görevin doğası gereği başarısız olma ihtimalinin yüksek olması, böylesine spesifik bir yeteneği yüksek seviyede bilen kişinin sınır bölgesinde kendini neden tehlikeli alanda bıraktığı gibi zorluklar ve sorular aklıma akın etmişti. Ancak bir de bunların yanında başarılı olunması halinde köyün ortaya koyacağı cesaret ve öz güven de hayranlık verici seviyedeydi.

Shinn-san’ın da dediği gibi anlattıklarını dinleyince bedenimde hissettiğim gerginlik seviyesi epey düşmüştü. Haiki-sama’nın kurtuluşu için tek çare olmadığımızı bilmek içimi oldukça rahatlatmıştı. Artık önümdeki işe daha verimli odaklanabilirdim. Konuyu toparladıktan sonra aklıma gelen başka bir şey olmadığını belirtip oturduğum sandalyeden kalktım. “Başka sorum yok, teşekkürler Shinn-san.” dedikten sonra kafa selamı verip Shinji-nii’ye dönerek ona da verdiğim kafa selamıyla sözün geri kalanını kendisine bıraktığımı işaret edecektim. Söylenecek son sözlerin ardından Shinn-san’dan alacağımız paketleme ekipmanı, mührü kırmak için bilmemiz gerekenlerin aktarılması ve talep edeceğimiz ekstra ekipmanların temini kalmıştı.

Ayrılmadan önce görevli shinobilere aktaracağım ekipman dilekçesine uzaktan gözetleme yapabilmek için birer dürbün, saklanamızı kolaylaştırmak için birer gölge kumaşı ve çözmemiz gereken insan yapımı kilitleri aşabilmek için birer maymuncuk talep ettiğimizi yazacaktım. Evrağı teslim etmeden önce Shinji-nii’ye de danışıp bir isteği olup olmadığını soracaktım. Ekipmanların teminiyle ilgilendikten sonra yola çıkmaya hazır olacaktık.
Image
► Show Spoiler
User avatar
Hagane Shinji
Amegakure
Amegakure
Posts: 41
Joined: March 16th, 2025, 10:04 pm
Künye:

Re: [Kazuya & Shinji] Şifa

Post by Hagane Shinji » July 28th, 2025, 1:06 pm

Kazuya'nın taleplerini her ne kadar mantıklı bulsam da Shinn'in savaş tecrübesi bizden katlarca daha fazlaydı. Kurduğumuz mantığı yıkması saniyelerini almış, önerdiği şeylerle ufkumuzu açmıştı. Günlük değişen rotalar, parolalar, Daimyo kuvvetlerinin kendi arasındaki şifreli konuşmalar sağladıkları güvenliğin belkemiği olabilirdi. Bunu basitçe sadece üniformalar ile delip geçmemiz mümkün değildi haliyle. Önerdiği gibi devriye gezen ekiplerden düşmanları alaşağı etmek, bilgileri sorgulayarak almak daha mantıklı bir yoldu. Riaru'nun pususundan sonra bana bahşedilen Shiryugan'ın varlığına hala alışamamıştım. Gücümün doğasına henüz hakim değildim. Ancak hakim olduğum teorik bilgiler ile Shinn'in önerdiği planı birleştirdiğimde burada büyük bir rol oynayabileceğimin bilincindeydim. Her bir ölü, emrimdeki bir bilinç olma potansiyeli taşıyordu. Gizliliğimizi bozmadan elde edeceğimiz bir daimyo itinin bilinci görevin, belki savaşın akışını değiştirecek bilgilere sahip olabilirdi.

Shinn'in bahsettiği kadarıyla bu görev 'ölüm kalım' statüsünde değildi. Köy güçleri olası ihtimallere göre birimlere bölünmüş ve güç ağırlığı yine olası getirilere göre bölünmüştü. Kazuya ve benim izini süreceğim karargahtan Shinn'in fazla bir beklentisi yoktu. Fakat her bilgi değerliydi. Çözümü bulamasak bile Haiki-sama'yı tekrar aramıza döndürecek çözüme giden bir yol açabilirdi bu bilgiler. Shinn'in bizi rahatlatmak adına kurduğum cümleleri zihnimden silerek, başarı beklediği kısma odaklandım. Sahte kahraman rolünden ziyade takip ettiğim lider ipin ucundaydı ve bu uğurda mutlak başarıdan farklı bir sonuç kabul edilemezdi.

"Bahsettiğiniz yığınak ve durumu Riaru tarafından biliniyor mu?" Riaru itin teki olsa da zamanında Amegakure'de görev yapmış, üst rütbelerde bulunmuş bir shinobiydi. Bu yığınak bilgisi dahilinde olabilirdi. Eğer öyleyse, Haiki-sama'yı kurtarmak için buraya bir çıkarma yapacağımızı da tahmin edebilirdi. "Eğer biliyorsa Haiki-sama'nın mevcut durumunu çözmek için buraya gideceğimiz tahmin ediyordur. " Bu soru korku duyduğum bir ihtimalden ziyade neyle karşı karşıya olduğumuz anlamak için sorulmuş bir soruydu. Shinn'in de böyle anlamasını umuyordum. "Olası tehlikeleri netleştirmek adına soruyorum." Başka bir sorum yoktu. Gideceğimiz yer belliydi, bizden istenen ve bunu elde etme yöntemimiz de soru işareti bırakmayacak şekilde bize açıklanmıştı. Düşman topraklarına bir nevi sızmamızı gerektirecek bu görevde daha fazla bilgi de sağlanamazdı zaten. Shinobi yeteneklerimizce duruma göre hareket edecek ve ihtiyaç duyduğumuz bilgilerle geri dönecektik. Shinn'in daha fazla vaktini çalmamız bencillik olurdu. Haiki-sama'nın yokluğunda, işleri onun gibi yetkin birinin ele almasından ötürü fazlasıyla mutluydum.

Shinn'in vereceği son bilgiler sonrasında göreve hazır olacaktık. Ekipman temini konusunda Kazuya'ya güveniyordum. Ek bir isteğim yoktu, ihtiyaç duyacağımız şeyleri zaten o isteyecektir. "Dışarıda bekleyeceğim." dedikten sonra olabildiğince hızlı bir şekilde chou binasının dışına çıkacak ve çevreyi gözleyecektim. Sabahtan beri ensemde hissettiğim nefesle birlikte takip edildiğime neredeyse emindim. Binadan hızlıca çıkarak üzerimize yönelen farklı bir göz var mı bunu öğrenmek istiyordum.
Image
► Show Spoiler
Post Reply

Return to “Ame-Chou Binası”