[Teki & Susumu & Haru] Rapor
- GM - Naruto
- Game Master
- Posts: 2786
- Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [Teki & Susumu & Haru] Rapor
Takım Teki'nin geninleri sessizce dışarı çıkıyor. Bunu yaparlerken hiç hoşnut olmadıkları belli, özellikle Seito. Miyacho ise diğer ikisini bir şekilde iteleye öteleye çıkartıyor odadan. Kapı kapandıktan sonra anlık bir sessizlik oluyor, Kizashi'nin öksürmesi hariç.
Kizashi arada sırada öksürerek hepinizi dinliyor ve öncelikle Haru'ya dönerek cevap veriyor. "Az bekle Haru. Hepiniz buradayken soru işaretlerinizi gidereyim, sonrasında çıkarsın." dedikten sonra son bir köz öksürerek kendine geliyor, ardından Teki'ye dönüyor. "Spesifik olarak bu işi kimlerin yapacağı konusunda bir bilgisi yok. Ancak görevden haberi var evet." dedikten sonra derin bir nefes alıyor. Teki'nin irite oluşunu ya anlamadı yada kafaya takmıyor.
"Genin'lerin bu sorumluluğu alıp almayacağı ise sana kalmış. Buna karışamam. Onlardan sorumlu sensin. Gelmelerini istersen gelirler. Kalmalarını istersen kalırlar. Eğer gelirlerse nasıl sizin için canımı ortaya koymaya hazırsam, onlara da aynı muameleyi göstereceğime emin olabilirsin. Fakat seçimi benim yapmamı bekleme." Sesi olabildiğince nötr. Hatta fazla nötr. Bayık gözleri ve ifadesiz suratı bir şey hissetmediğinden değil, daha çok bunları çok iyi gizlemeyi tercih ettiği ve gizlediğini de saklamak istemeyişinden kaynaklı gibi.
Bu sefer de derin bir nefes veriyor ve gözlerini kapatıyor. Bir kaç saniye sonra açıyor ve ellerini o da Teki gibi önünde birleştiriyor. Hâlâ camın yanında.
"Görevimiz önemi bir cismi elde etmek. Buna 'chakra taşı' diyorlar. Ne olduğu hakkında az çok bir bilgimiz var, fakat özetle çok kuvvetli bir enerji kaynağı olduğunu söyleyebilirim. Tanigakure'nin bölgeye askeri yığınak yapmasının temel nedeni de bu şey. Taşı arıyorlardı bir süredir. Git gide izine yaklaşıyorlar. Biz de yaklaşıyoruz. Çember daralıyor, doğru zamanda doğru yerde ve hızlı olmalıyız."
Anlık bir es verip sindirmenizi bekliyor, sonra tekrar devam ediyor.
"Yöredeki en yetkin isimler şu anda bu odada. Bu işi yapacaksak bu ekip yapacağız." dedikten sonra hepinize tek tek bakıyor. "Yarın sabah yola çıkmamız gerekiyor. Tanigakure'nin kontrolünde olan bölgede Iori ile bir sığınağımız var. Oraya gidip bir hazırlık planı oluşturmalıyız. Durum bu."
Tekrar ortamı sessizlik kaplıyor. Kizashi'nin nefesindeki hafif sigara hırıltısını duyabiliyorsunuz.
Kizashi arada sırada öksürerek hepinizi dinliyor ve öncelikle Haru'ya dönerek cevap veriyor. "Az bekle Haru. Hepiniz buradayken soru işaretlerinizi gidereyim, sonrasında çıkarsın." dedikten sonra son bir köz öksürerek kendine geliyor, ardından Teki'ye dönüyor. "Spesifik olarak bu işi kimlerin yapacağı konusunda bir bilgisi yok. Ancak görevden haberi var evet." dedikten sonra derin bir nefes alıyor. Teki'nin irite oluşunu ya anlamadı yada kafaya takmıyor.
"Genin'lerin bu sorumluluğu alıp almayacağı ise sana kalmış. Buna karışamam. Onlardan sorumlu sensin. Gelmelerini istersen gelirler. Kalmalarını istersen kalırlar. Eğer gelirlerse nasıl sizin için canımı ortaya koymaya hazırsam, onlara da aynı muameleyi göstereceğime emin olabilirsin. Fakat seçimi benim yapmamı bekleme." Sesi olabildiğince nötr. Hatta fazla nötr. Bayık gözleri ve ifadesiz suratı bir şey hissetmediğinden değil, daha çok bunları çok iyi gizlemeyi tercih ettiği ve gizlediğini de saklamak istemeyişinden kaynaklı gibi.
Bu sefer de derin bir nefes veriyor ve gözlerini kapatıyor. Bir kaç saniye sonra açıyor ve ellerini o da Teki gibi önünde birleştiriyor. Hâlâ camın yanında.
"Görevimiz önemi bir cismi elde etmek. Buna 'chakra taşı' diyorlar. Ne olduğu hakkında az çok bir bilgimiz var, fakat özetle çok kuvvetli bir enerji kaynağı olduğunu söyleyebilirim. Tanigakure'nin bölgeye askeri yığınak yapmasının temel nedeni de bu şey. Taşı arıyorlardı bir süredir. Git gide izine yaklaşıyorlar. Biz de yaklaşıyoruz. Çember daralıyor, doğru zamanda doğru yerde ve hızlı olmalıyız."
Anlık bir es verip sindirmenizi bekliyor, sonra tekrar devam ediyor.
"Yöredeki en yetkin isimler şu anda bu odada. Bu işi yapacaksak bu ekip yapacağız." dedikten sonra hepinize tek tek bakıyor. "Yarın sabah yola çıkmamız gerekiyor. Tanigakure'nin kontrolünde olan bölgede Iori ile bir sığınağımız var. Oraya gidip bir hazırlık planı oluşturmalıyız. Durum bu."
Tekrar ortamı sessizlik kaplıyor. Kizashi'nin nefesindeki hafif sigara hırıltısını duyabiliyorsunuz.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
- Kitamura Susumu
- Kusagakure
- Posts: 268
- Joined: August 31st, 2018, 1:49 am
Re: [Teki & Susumu & Haru] Rapor
Bana göre haklıydı Kizashi. Teki bu kadar endişeleniyorsa öğrencileri için, peşimizden getirmeyebilirdi. Fakat akla sığmayan yanları da vardı içinde bulunduğu bu gerginliğin. Daha isimlerini yazmaya başlamadan kunai fırlatmayı öğrenen çocukları, tehlikeli diye görevlerden sakınmak ne kadar mantıklı olabilirdi? Korumaya çalışırken, felaketlerine bir adım daha yaklaştıracaktı belki de. Kendilerini korumayı öğrenemeyecek, karar mekanizmaları gelişemeyecek, bugün onları korumak istemenin acısı köye ulaşan kötü bir haberleriyle yerle bir olacaktı. Bir felaketle karşılacaklarsa yanlarında bizim gibi dört "yetişkin" varken bunla başa çıkmaları aslında daha mantıklıydı. Teki'nin öğrencilerini korumak için her şeyi yapabileceğinden emindim. Keza Haru'nun ve Kizashi'nin de. Ben ise kimseye bir şey olmaması için ölmeyi bile göze alabileceğimi, en başta kendime kanıtlamıştım uzun zaman önce. Durum böyleyken çocukları shinobiliğin gerçeklerinden sakınmak yersizdi.
Kizashi'den hemen sonra es vermeden lafa girerek Teki'ye döndüm. "Böyle görevlere çıka çıka öğrenecekler hayatı, Teki-san." dedim sakin bir sesle. "Benim için bir farkı olduğundan söylemiyorum tabi, öğretmenleri olarak sen elbette en iyisini bilirsin. Fakat getireceksen de onları korumak için elimden geleni yapacağıma emin olabilirsin." Sözlerimi bitirirken bakışlarımdaki odağı bozmadan başımı nazikçe salladım, ardından Kizashi'ye döndüm.
Görevin ufak bir özetini geçmişti Kizashi. Açıkçası chakra taşı nedir, ne işe yarar bilmiyordum. Çok da fark eder miydi emin de değildim zaten. Körlemesine gidip neyi neden yaptığımızı bilmediğim o kadar çok görev geçirdim ki ille de her bir detayını bilmeliymişim gibi hissetmeyi bırakmıştım uzun zaman önce. Kalan insani ve etik değerlerimin sınava sokulmaması yeterliydi benim için. Şöyle birkaç saniye boşluğa bakarak dudaklarımı kıvırdım, duyduklarımı tartmaya çalıştım. "İyi, tamam." dercesine omuz silkerek dinlemeye devam ettim. Tam ne zaman gideceğimizi soracağım esnada da Kizashi'nin o lanet ağzından yine beni dumura sokan kelimeler dökülmüş ve düşünce yetim, son beş dakika içerisinde ikinci kez beni terk ederek çok uzaklara gitmişti.
Iori ile bir sığınakları olduğunu söyledi Kizashi. Sabah gidecekmişiz oraya, hemen yapacakmışız bunu. Acil orada olacakmışız çok seri bir şekilde git gel yapacakmışız ama gel olmayacakmış, gidip orada kalacakmışız. Önce "Aaa!" diye bağırmaya başladım içimden. Aaa'lar daha da büyüdü ve uzadı. Ciğerlerimdeki bütün hava bu sesli harfe dönüşmeye başladı ani bir şekilde ve haliyle başım dönmeye başladı oksijensizlikten. Midemin olması gereken yerde upuzun ve sarmal olmuş bir şekilde bu harfin zinciri vardı sadece. İçimde duyduğum sesin şiddeti git gide iyice arttı ve kalan son beyin hücrem aniden yok oldu arksında "Ah!" diye yankı bırakarak. "Şimdigidelimozaman." dedim Kizashi lafını bitirir bitirmez. Heyecan, kaslarımı o kadar kilitlemişti ki suratımı hiçbir şekilde hareket ettiremiyor, mimik yapamıyordum. Taş gibiydi. Normalde de taş gibiydim bence tabi fakat şimdi anlamı biraz daha literatüre yakındı, hani. "Mademokadarönemli.Hadi."
Kizashi'den hemen sonra es vermeden lafa girerek Teki'ye döndüm. "Böyle görevlere çıka çıka öğrenecekler hayatı, Teki-san." dedim sakin bir sesle. "Benim için bir farkı olduğundan söylemiyorum tabi, öğretmenleri olarak sen elbette en iyisini bilirsin. Fakat getireceksen de onları korumak için elimden geleni yapacağıma emin olabilirsin." Sözlerimi bitirirken bakışlarımdaki odağı bozmadan başımı nazikçe salladım, ardından Kizashi'ye döndüm.
Görevin ufak bir özetini geçmişti Kizashi. Açıkçası chakra taşı nedir, ne işe yarar bilmiyordum. Çok da fark eder miydi emin de değildim zaten. Körlemesine gidip neyi neden yaptığımızı bilmediğim o kadar çok görev geçirdim ki ille de her bir detayını bilmeliymişim gibi hissetmeyi bırakmıştım uzun zaman önce. Kalan insani ve etik değerlerimin sınava sokulmaması yeterliydi benim için. Şöyle birkaç saniye boşluğa bakarak dudaklarımı kıvırdım, duyduklarımı tartmaya çalıştım. "İyi, tamam." dercesine omuz silkerek dinlemeye devam ettim. Tam ne zaman gideceğimizi soracağım esnada da Kizashi'nin o lanet ağzından yine beni dumura sokan kelimeler dökülmüş ve düşünce yetim, son beş dakika içerisinde ikinci kez beni terk ederek çok uzaklara gitmişti.
Iori ile bir sığınakları olduğunu söyledi Kizashi. Sabah gidecekmişiz oraya, hemen yapacakmışız bunu. Acil orada olacakmışız çok seri bir şekilde git gel yapacakmışız ama gel olmayacakmış, gidip orada kalacakmışız. Önce "Aaa!" diye bağırmaya başladım içimden. Aaa'lar daha da büyüdü ve uzadı. Ciğerlerimdeki bütün hava bu sesli harfe dönüşmeye başladı ani bir şekilde ve haliyle başım dönmeye başladı oksijensizlikten. Midemin olması gereken yerde upuzun ve sarmal olmuş bir şekilde bu harfin zinciri vardı sadece. İçimde duyduğum sesin şiddeti git gide iyice arttı ve kalan son beyin hücrem aniden yok oldu arksında "Ah!" diye yankı bırakarak. "Şimdigidelimozaman." dedim Kizashi lafını bitirir bitirmez. Heyecan, kaslarımı o kadar kilitlemişti ki suratımı hiçbir şekilde hareket ettiremiyor, mimik yapamıyordum. Taş gibiydi. Normalde de taş gibiydim bence tabi fakat şimdi anlamı biraz daha literatüre yakındı, hani. "Mademokadarönemli.Hadi."
- Kasumikage Teki
- Kusagakure
- Posts: 394
- Joined: October 22nd, 2018, 2:54 am
Re: [Teki & Susumu & Haru] Rapor
Odadaki enerji kendisi için değişmişken dikkatle Kizashi'nin söylediklerini dinlemeye başlamıştı Teki. Göz göre göre öğrencilerini tehlikeye atmayı tercih etmeyi planlamıyordu. Geçmişte yaşadıklarını net bir şekilde hatırlıyordu. Özellikle Aoba ve Rei'yi kaybetmenin benliğine olan etkisini... Öğrencilerinin birinin bile başına gelebilecek kötü bir olayda etkilenenin hepsi olacağını biliyordu. Geride kalanların hayatları boyunca o olayın efekti ile yaşamak zorunda kalacağını da biliyordu. Kendi yeterliliğini de sorguluyordu bir yandan. Olası bir tehlike durumunda öğrencilerini sorunsuzca koruyabilir miydi? Başarısız olan görevlerinde yaşadığı anlık dalgınlık yüzünden Miyacho yaralanmıştı. Benzer bir durumun tekrar yaşanmaması gerekiyordu.
Kizashi'nin gerekirse hayatını ortaya koyacağına dair sözlerinden sonra bakışlarındaki sertlik biraz azalmıştı Teki'nin. Çatık kaşları biraz rahatlamıştı. Atladığı önemli noktalardan birini fark etmesini sağlamıştı Kizashi. Belki de uzun zamandır hissetmediği kadar bencil hissetmişti kendini. Teki, bir Kusagakure shinobisi olarak köyüne ve köydaşlarına gerçekten çok değer veren biriydi. Fakat eğitmenlik kariyerine başladığı için kendisini daha da yüksek görür hale gelmişti içten içe. Gelecek jenerasyonu eğitmek ve köyün geleceğini şekillendirecek dişlilerden biri olmak fazlasıyla gururlandırıyordu onu. Bu gurur bir noktada bakış açısını daraltmış olacak ki kendi değerlerine başkalarının kendisi kadar değer vermediğini düşünür hale gelmişti. Bu yüzden de Kizashi'nin ilk söylediklerinden sonra direkt olarak öğrencilerinin sanki bir piyon gibi kullanılacağını düşünür olmuştu. Çünkü Teki'nin kafasında Kizashi 3 genine onun kadar değer vermiyordu. Kizashi'nin az önce söyledikleri ise asıl gerçeği Teki'nin kafasına serçe çarpmıştı.
Susumu söze girmişti Kizashi'nin konuşması bittiği gibi. O ise Teki'nin korkaklığını vurmuştu yüzüne. Bu çocukların gelişmesi, güçlenmesi ve Kusagakure için çok daha iyi birer shinobi olmaları için göreve çıkmaları gerekiyordu. Her zaman kolay görevler yaparak gelişemezlerdi. Bir noktada sınırlarını aşabilmeleri, kendilerini zorlayabilmeleri ve işin üstesinden gelebilmeleri gerekiyordu. Teki'nin işi ise onların bu tarz anlarda zarar görmemelerini sağlamaktı. Sol elini başının üstüne koyarak kafasını kaşımaya başlamıştı Susumu'yu dinlerken. Gözleri yere kaymış bir şekilde nefes vermişti. "Bazen fazla korumacı oluyorum belki de..." Bakışlarını direkt Susumu'nun gözlerine kitleyerek ellerini önünde birleştirmiş ve "Teşekkürler." demişti hafif bir ses tonuyla.
Görevin detaylarını anlatmaya başlamıştı Kizashi. Dikkatle dinliyordu Teki. Öğrencileri hakkındaki kararını verirken görevin detaylarını da kafasında tartacaktı elbet. Chakra taşını ilk defa duyuyordu. Etrafında dönen stratejik oyunları da... Kendini büyük bir olayın ortasında hissetmeye başlamıştı. Arkada süre gelen bir senaryo vardı ve Teki de birden kendini bu olayın dallarından birisinde bulmuştu. Kizashi, Tanigakure'nin bölgede askeri yığınak yapmasından bahsederken sınav anıları canlanmıştı kafasında. Urata Kei isimli shinobiyi hatırlamıştı. Sınavda rakibi olan o medikal shinobi belki şimdi karşısına düşmanı olarak çıkacaktı. Heyecanlanmıştı içten içe. Eğitmen olmadan önce çok daha aksiyon dolu bir hayatı vardı Teki'nin. Tekrardan bu tempoya dönmek kendisini daha değerli hissetmesine sebep olabilirdi.
Kizashi, yarın sabah yola çıkmaları ve İori'nin sığınağında hazırlık planı oluşturmalarını söyledikten sonra kafasında kuracağı cümleleri toparlamaya başlamıştı bile Teki. O sırada Susumu çoktan lafa girmişti. İlginç bir şekilde hareketsiz durup aşırı hızlı bir şekilde konuşmuştu. Teki anlayamamıştı ne dediğini. Sadece bakabilmişti Susumu'ya. Haliyle ona söyleyebileceği bir şey olmadığı için de Kizashi'ye çevirmişti bakışlarını.
"Takım Teki tüm üyeleriyle göreve katılacak Kizashi-san. Şüphemin kusuruna bakma. Değerli bir sorumluluk verildi bana ve bunu elimden gelen en iyi şekilde yapmak istiyorum. Fakat ben de halen öğreniyorum. Bu sebeple bazen fazla sorgulayabiliyorum." önceki konuşmasındaki ciddi ve sert bir tonu yoktu bu sefer. Gayet normal enerjisiyle ve neşesiyle konuşuyordu. "Çocuklara bugün gerekli bilgileri verip göreve hazır hale getireceğim." Yüzüne büyükçe bir gülümseme yerleştirmişti son olarak. "Takım çalışmamızdan etkileneceğinizi umuyorum."
Kizashi'nin gerekirse hayatını ortaya koyacağına dair sözlerinden sonra bakışlarındaki sertlik biraz azalmıştı Teki'nin. Çatık kaşları biraz rahatlamıştı. Atladığı önemli noktalardan birini fark etmesini sağlamıştı Kizashi. Belki de uzun zamandır hissetmediği kadar bencil hissetmişti kendini. Teki, bir Kusagakure shinobisi olarak köyüne ve köydaşlarına gerçekten çok değer veren biriydi. Fakat eğitmenlik kariyerine başladığı için kendisini daha da yüksek görür hale gelmişti içten içe. Gelecek jenerasyonu eğitmek ve köyün geleceğini şekillendirecek dişlilerden biri olmak fazlasıyla gururlandırıyordu onu. Bu gurur bir noktada bakış açısını daraltmış olacak ki kendi değerlerine başkalarının kendisi kadar değer vermediğini düşünür hale gelmişti. Bu yüzden de Kizashi'nin ilk söylediklerinden sonra direkt olarak öğrencilerinin sanki bir piyon gibi kullanılacağını düşünür olmuştu. Çünkü Teki'nin kafasında Kizashi 3 genine onun kadar değer vermiyordu. Kizashi'nin az önce söyledikleri ise asıl gerçeği Teki'nin kafasına serçe çarpmıştı.
Susumu söze girmişti Kizashi'nin konuşması bittiği gibi. O ise Teki'nin korkaklığını vurmuştu yüzüne. Bu çocukların gelişmesi, güçlenmesi ve Kusagakure için çok daha iyi birer shinobi olmaları için göreve çıkmaları gerekiyordu. Her zaman kolay görevler yaparak gelişemezlerdi. Bir noktada sınırlarını aşabilmeleri, kendilerini zorlayabilmeleri ve işin üstesinden gelebilmeleri gerekiyordu. Teki'nin işi ise onların bu tarz anlarda zarar görmemelerini sağlamaktı. Sol elini başının üstüne koyarak kafasını kaşımaya başlamıştı Susumu'yu dinlerken. Gözleri yere kaymış bir şekilde nefes vermişti. "Bazen fazla korumacı oluyorum belki de..." Bakışlarını direkt Susumu'nun gözlerine kitleyerek ellerini önünde birleştirmiş ve "Teşekkürler." demişti hafif bir ses tonuyla.
Görevin detaylarını anlatmaya başlamıştı Kizashi. Dikkatle dinliyordu Teki. Öğrencileri hakkındaki kararını verirken görevin detaylarını da kafasında tartacaktı elbet. Chakra taşını ilk defa duyuyordu. Etrafında dönen stratejik oyunları da... Kendini büyük bir olayın ortasında hissetmeye başlamıştı. Arkada süre gelen bir senaryo vardı ve Teki de birden kendini bu olayın dallarından birisinde bulmuştu. Kizashi, Tanigakure'nin bölgede askeri yığınak yapmasından bahsederken sınav anıları canlanmıştı kafasında. Urata Kei isimli shinobiyi hatırlamıştı. Sınavda rakibi olan o medikal shinobi belki şimdi karşısına düşmanı olarak çıkacaktı. Heyecanlanmıştı içten içe. Eğitmen olmadan önce çok daha aksiyon dolu bir hayatı vardı Teki'nin. Tekrardan bu tempoya dönmek kendisini daha değerli hissetmesine sebep olabilirdi.
Kizashi, yarın sabah yola çıkmaları ve İori'nin sığınağında hazırlık planı oluşturmalarını söyledikten sonra kafasında kuracağı cümleleri toparlamaya başlamıştı bile Teki. O sırada Susumu çoktan lafa girmişti. İlginç bir şekilde hareketsiz durup aşırı hızlı bir şekilde konuşmuştu. Teki anlayamamıştı ne dediğini. Sadece bakabilmişti Susumu'ya. Haliyle ona söyleyebileceği bir şey olmadığı için de Kizashi'ye çevirmişti bakışlarını.
"Takım Teki tüm üyeleriyle göreve katılacak Kizashi-san. Şüphemin kusuruna bakma. Değerli bir sorumluluk verildi bana ve bunu elimden gelen en iyi şekilde yapmak istiyorum. Fakat ben de halen öğreniyorum. Bu sebeple bazen fazla sorgulayabiliyorum." önceki konuşmasındaki ciddi ve sert bir tonu yoktu bu sefer. Gayet normal enerjisiyle ve neşesiyle konuşuyordu. "Çocuklara bugün gerekli bilgileri verip göreve hazır hale getireceğim." Yüzüne büyükçe bir gülümseme yerleştirmişti son olarak. "Takım çalışmamızdan etkileneceğinizi umuyorum."

毒
► Show Spoiler
- Kurosawa Haru
- Kusagakure
- Posts: 334
- Joined: October 12th, 2018, 9:09 pm
Re: [Teki & Susumu & Haru] Rapor
Diğerlerinin aksine görevi hiçbir şey öne sürmeden dinlemiş ve zaten hazır olduğunu söylemişti. Kizashi'nin ağzından çıkacak herhangi bir kelimenin düşüncelerini değiştirebileceğine inanmıyordu. Görev hakkındaki detayları dikkatlice dinlerken kafasında oluşan soruları adamın lafını bölüp söylememek için zor tutuyordu kendini.
Chakra Taşı denen bir olguyu ilk defa duyuyordu. Kizashi'nin sözleri bittikten sonra, "Chakra'yı insanın içinden gelen bir güç sanıyordum. Bir taşa da elbette Chakra yüklemek mümkün. Ancak belli ki bambaşka bir şey hakkında konuşuyoruz. Bu taş nedir? Ne işe yarar? Nasıl kullanılır? Boyutu nedir?" diye sorularını sordu.
"Belli ki kendimizi başka köylerle bir kaynak savaşının içinde bulacağız. Bunun için yeterli sayıda mıyız? Sonuçta bu taşın nerede olduğunu aşağı yukarı biliyorsak, başkaları da biliyordur. Hatta belki aşağı yukarı değil, kesin eminlerdir. Başkalarının ne kadar bildiğini biliyor muyuz?"
Chakra Taşı denen bir olguyu ilk defa duyuyordu. Kizashi'nin sözleri bittikten sonra, "Chakra'yı insanın içinden gelen bir güç sanıyordum. Bir taşa da elbette Chakra yüklemek mümkün. Ancak belli ki bambaşka bir şey hakkında konuşuyoruz. Bu taş nedir? Ne işe yarar? Nasıl kullanılır? Boyutu nedir?" diye sorularını sordu.
"Belli ki kendimizi başka köylerle bir kaynak savaşının içinde bulacağız. Bunun için yeterli sayıda mıyız? Sonuçta bu taşın nerede olduğunu aşağı yukarı biliyorsak, başkaları da biliyordur. Hatta belki aşağı yukarı değil, kesin eminlerdir. Başkalarının ne kadar bildiğini biliyor muyuz?"
- GM - Naruto
- Game Master
- Posts: 2786
- Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [Teki & Susumu & Haru] Rapor
Kizashi Teki'nin laflarına basitçe gülümseyerek cevap veriyor, kalıcı yorgunluk hâli izin verdikçe. Ardından Haru'ya dönüyor. Susumu'dan ise bakışlarını kaçırmakta, başkaları adına utanmayı yaşıyor gibi içinde.
"Jounin sınavında Okawa Ringo adlı shinobinin kullandığı bir cam parçası vardı. O, bu taştan yontulmuş ufak bir kısım. Kumogakure sınav için özel olarak hediye etti. Aslında bu, Kumogakure'nin deneysel silahını diğer köylere 'hediye' kisvesi altında tattırmasından ibaretti. Başarılı oldular da. Bu başka bir konu. Neyse."
Kısa bir ara verip devam ediyor. "Bu taş muhtemelen bir top büyüklüğünde, kristalize bir yapıda. İlginçtir ki bütün istihbarat bu taşın başlı başına bir kaynak olduğuna işaret etmekte. Ancak elimizde bir numune yok. Şimdilik." Duruyor ve kısa bir süre düşüncelerine dalıyor. "Kumogakure bence bu taşın asıl değerini bilmiyor. Muhtemelen ellerindeki tek numuneyi bir silah haline getirdiler ve mundar ettiler. O yüzden bu yeni ortaya çıkmış numuneye Tanigakure'den önce ulaşmalıyız. Potansiyeli basit askeri uygulamalardan daha öte olduğunu tahmin ediyor Nise-sama." İlk defa Kizashi'nin bir onursal ek kullandığını duyuyorsunuz.
"Sayı konusuna gelecek olursak, Tanigakure ile bir savaş halinde değiliz. Onların haberi olmadan ufak bir ekip ile pençeleri kapanmadan taşı elde etmemiz en makulü. Gerekirse çarpışacağız, orası ayrı. Konunun bu noktaya gelmemesini temenni ediyorum, ancak söz veremiyorum."
Hepinizi tekrar süzüyor. "Başka sorularınız varsa alayım, yoksa benim de hazırlık yapmam gerekecek. Gerekirse detayları yolda konuşuruz zaten." dedikten sonra sabırlı bir şekilde bekleyişini sürdürüyor.
"Jounin sınavında Okawa Ringo adlı shinobinin kullandığı bir cam parçası vardı. O, bu taştan yontulmuş ufak bir kısım. Kumogakure sınav için özel olarak hediye etti. Aslında bu, Kumogakure'nin deneysel silahını diğer köylere 'hediye' kisvesi altında tattırmasından ibaretti. Başarılı oldular da. Bu başka bir konu. Neyse."
Kısa bir ara verip devam ediyor. "Bu taş muhtemelen bir top büyüklüğünde, kristalize bir yapıda. İlginçtir ki bütün istihbarat bu taşın başlı başına bir kaynak olduğuna işaret etmekte. Ancak elimizde bir numune yok. Şimdilik." Duruyor ve kısa bir süre düşüncelerine dalıyor. "Kumogakure bence bu taşın asıl değerini bilmiyor. Muhtemelen ellerindeki tek numuneyi bir silah haline getirdiler ve mundar ettiler. O yüzden bu yeni ortaya çıkmış numuneye Tanigakure'den önce ulaşmalıyız. Potansiyeli basit askeri uygulamalardan daha öte olduğunu tahmin ediyor Nise-sama." İlk defa Kizashi'nin bir onursal ek kullandığını duyuyorsunuz.
"Sayı konusuna gelecek olursak, Tanigakure ile bir savaş halinde değiliz. Onların haberi olmadan ufak bir ekip ile pençeleri kapanmadan taşı elde etmemiz en makulü. Gerekirse çarpışacağız, orası ayrı. Konunun bu noktaya gelmemesini temenni ediyorum, ancak söz veremiyorum."
Hepinizi tekrar süzüyor. "Başka sorularınız varsa alayım, yoksa benim de hazırlık yapmam gerekecek. Gerekirse detayları yolda konuşuruz zaten." dedikten sonra sabırlı bir şekilde bekleyişini sürdürüyor.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
- Kitamura Susumu
- Kusagakure
- Posts: 268
- Joined: August 31st, 2018, 1:49 am
Re: [Teki & Susumu & Haru] Rapor
Kizashi beni siklemedi. Ne var kardeşim, heyecan yapamaz mıyım? Kendisi hislerini çok iyi saklıyor olabilir fakat Kizashi olmasındaki sebeplerden biri de bu zaten. Ben duygularımı gizlemek ya da heyecanıma kapılmamak konusunda onun kadar iyi değilim ne yazık ki. Yine de onun açısından bakınca da haklı olabilir tabi gıcık olmakta. Yerinde ben olsam böyle salak hareketleri sadece görmemezlikten gelmekle geçiştirmezdim muhtemelen.
Ringo'dan bahsetmesiyle kafamı bir Haru'ya, bir Teki'ye çevirdim. Ben hazır hissetmediğim için katılmamayı tercih etmiştim sınavlara. Haru ve Teki ise, eh, bugün burada Jounin olarak bulunmalarının yegane sebebi katılacak cesareti göstermiş olabilmeleriydi. Neler yaşadıklarını kulaktan duyma bilgilerden az çok biliyordum sadece, fakat detaylara hakim değildim. Ringo ise Konoha'da görev aldığımız sınavlardan kalma silik bir hatıraydı sadece.
Kizashi bütün konuşmasını bitirmiş, sorularımızın olup olmadığını merak etmişti. "Siz gördünüz mü bu Ringo denen herifi sınavda?" diye sordum ikiliye, direkt Kizashi'ye değil de Haru'yla Teki'ye sorarak başlamak istemiştim konuşmaya. "Taşı, falan? Neler yaptı?" Anlattıklarını dinledim, fakat daha detayına inecek sorularla devam ettirmedim sınav meselesini. Geri kalan detaylar yolda ya da başka bir zaman konuşulabilir, muhabbet konusu edilebilirdi. Bu yüzden bakışlarımı geri Kizashi'ye çevirdim. "Nasıl gidelim? Araba dikkat çeker diye düşünüyorum." dedim meraklı bir sesle. "Başka ülkelerin shinobilerinin girmesine izin vermedikleri de düşünülürse... Bir kasa dolusu insanın birden peydah olması garip kaçabilir."
Ringo'dan bahsetmesiyle kafamı bir Haru'ya, bir Teki'ye çevirdim. Ben hazır hissetmediğim için katılmamayı tercih etmiştim sınavlara. Haru ve Teki ise, eh, bugün burada Jounin olarak bulunmalarının yegane sebebi katılacak cesareti göstermiş olabilmeleriydi. Neler yaşadıklarını kulaktan duyma bilgilerden az çok biliyordum sadece, fakat detaylara hakim değildim. Ringo ise Konoha'da görev aldığımız sınavlardan kalma silik bir hatıraydı sadece.
Kizashi bütün konuşmasını bitirmiş, sorularımızın olup olmadığını merak etmişti. "Siz gördünüz mü bu Ringo denen herifi sınavda?" diye sordum ikiliye, direkt Kizashi'ye değil de Haru'yla Teki'ye sorarak başlamak istemiştim konuşmaya. "Taşı, falan? Neler yaptı?" Anlattıklarını dinledim, fakat daha detayına inecek sorularla devam ettirmedim sınav meselesini. Geri kalan detaylar yolda ya da başka bir zaman konuşulabilir, muhabbet konusu edilebilirdi. Bu yüzden bakışlarımı geri Kizashi'ye çevirdim. "Nasıl gidelim? Araba dikkat çeker diye düşünüyorum." dedim meraklı bir sesle. "Başka ülkelerin shinobilerinin girmesine izin vermedikleri de düşünülürse... Bir kasa dolusu insanın birden peydah olması garip kaçabilir."
- Kurosawa Haru
- Kusagakure
- Posts: 334
- Joined: October 12th, 2018, 9:09 pm
Re: [Teki & Susumu & Haru] Rapor
"Okawa Ringo ile sınavda aynı takımdaydık. Bıçkın çocuktur. Çok tehlikeli bir Shinobi. Sınavda da bir can aldı zaten, istemeden de olsa. O taşı çok iyi hatırlıyorum." diye başladı sözlerine, şaşkınlık içinde. Bahsi geçen taşın o cam olduğunu hatırlaması tüylerinin diken diken olmasına sebep olmuştu. "Bize Jounin'liğin kapılarını sonuna kadar açan, İnanılmaz bir şeydi. Hiç gözümle görmedim. Ben yaralanmıştım ve toprağın altında saklanıyordum. (Siz bir de Butsuo'yu görecektiniz!)." derken parmağını havaya kaldırdı. Kendisi için büyük bir başarıydı o devi yere yığmak. "Başım dönüyordu ve saklanmam gerekiyordu. Bir dakika sürdü. Bir dakika içinde Ringo alanın içindeki herkesin canına okudu. İstese herkesi öldürebilirdi. Zaten bize verilen kağıtta da bir dakikalığına sonsuz bir güç bahşettiği yazıyordu. Gerçekten de öyle oldu. Taşın sayesinde grubumuzdan üçte üç Jounin çıktı." Teki'ye baktı bu sırada, biraz da sırıtarak hatta.
"En zararsız, güçsüz insanı bile bir ölüm makinesine çevirebilen olağanüstü bir güç. Ne yaptığını bilen bir Shinobi için ise dünyanın kapılarını bile açar. Bununla beraber gerçekten sonsuz bir enerji kaynağı olabilir. Bir köye ait olduğu bilgisi bile yayılsa, başka köyler için bir açmaz yaratabilir.... Kizashi-san. Ben bu taşın bir büyü olduğunu düşünmüştüm. Bir hayal. Gerçekse, bu sadece Kusagakure'nin sahip olması gereken bir güç olmalı. Diğer hiçbir köye bu kuvveti emanet etmek için güvenilemez. Yalnızca Kusagakure bu gücü adil bir şekilde yönetmeye aday olabilir. Bir an önce yola çıksak iyi olur.
"En zararsız, güçsüz insanı bile bir ölüm makinesine çevirebilen olağanüstü bir güç. Ne yaptığını bilen bir Shinobi için ise dünyanın kapılarını bile açar. Bununla beraber gerçekten sonsuz bir enerji kaynağı olabilir. Bir köye ait olduğu bilgisi bile yayılsa, başka köyler için bir açmaz yaratabilir.... Kizashi-san. Ben bu taşın bir büyü olduğunu düşünmüştüm. Bir hayal. Gerçekse, bu sadece Kusagakure'nin sahip olması gereken bir güç olmalı. Diğer hiçbir köye bu kuvveti emanet etmek için güvenilemez. Yalnızca Kusagakure bu gücü adil bir şekilde yönetmeye aday olabilir. Bir an önce yola çıksak iyi olur.
- Kasumikage Teki
- Kusagakure
- Posts: 394
- Joined: October 22nd, 2018, 2:54 am
Re: [Teki & Susumu & Haru] Rapor
Okawa Ringo'nun adını duyduğu gibi kaşlarından birisi havaya kalkmıştı Teki'nin. Jounin sınavında karşılaştığı İshigakureli shinobilerden birisiydi Ringo. Son geceye kadar hiç görmemişti bile Ringo'yu Teki. Son gece karşılaştıklarında ise ellerinde hiç parşömen kalmamış olmasından kaynaklı kriz modunda olan Teki, Ringo'yu gördüğü gibi Hiyaki ile planlı bir saldırı yaparak öldürmeye çalışmıştı İshigakureli shinobiyi. Komiktir ki Teki'nin büyük hesap ve planlama yaparak saldırdığı Ringo bir klon çıkmış ve Teki'nin planı boşa gitmişti. Bunun ötesinde çok vakit geçirmemişti adı geçen kişi ile. Fakat Haru'nun takımında olduğunu hatırlıyordu Ringo'nun. Bu sebeple Haru'dan daha detaylı bilgi alabileceklerini düşünmeye başlamıştı.
"Okawa Ringo ile sadece sınavın son günü karşılaştım ben. Bahsedilen taşa dair bir anım yok bu sebeple. Ancak sınavdaki takım arkadaşlarım Teijo ve Butsuo bu taşın gücünü birinci elden deneyimlemişlerdi. Sadece duyduklarım bile ne kadar dengesiz bir şey olduğunu hatırlamamı sağlıyor."
Haru'nun hafif göndermeli konuşması karşısında kendi de gülümsemeden duramamıştı. Jounin sınavını düşündüğünde halen içi çekiliyordu Teki'nin. Nakada'dan yediği dayak... Dayaklar, neredeyse her gün yanlış lokasyonda olmasından kaynaklı takımca yaşadıkları talihsiz olaylar, tüm gün uğraşıp aslında sahte olan bir parşömen için bir taraflarını yırtmış olması... Her ne kadar artık o günler geride kalmış ve jounin rütbesine terfi etmiş olsa da, sınavda yaşadıklarını ömrü boyunca kolay kolay aşamayacaktı Teki. "Sahi Haru-san... Teijo ve Butsuo jounin olabildi mi acaba?" Belki takımca üçte üç jounin çıkaramamış olabilirlerdi ancak Teki sınavını başarıyla tamamlamıştı. Kendi köyünden bile olmayan 2 shinobinin terfi alamamış olmasını kesinlikle dert edecek birisi değildi.
Bahsi geçen taş hakkında fazlasıyla bilgisi olan Haru'nun konuşması sonlandığında içini bir heyecan kaplamıştı Teki'nin. Böylesi güçlü bir enerji kaynağının tabii ki de Kusagakure'nin elinde olmasını istiyordu. Bu yüzden de elinden geleni yapmaya çoktan hazırdı artık. "Haru-san'a katılıyorum. Taşın gücü bu denli fazlaysa eğer başka köylerin ele geçirmesine izin veremeyiz." Yüzündeki gülümseme heyecan ve mutlulukla karışık ürpertici bir hale gelmişti. Mavi gözlerinin içi parlamaya başlamıştı adeta Teki'nin. "Bu Tanigakure askeri yığınağında kaç kişilik bir birlik olduğunu biliyor musunuz Kizashi-san? İlk önceliğimiz savaş olmasa da potansiyel bir durumda kaç kişinin gazabımıza maruz kalacağını merak etmedim değil."
"Okawa Ringo ile sadece sınavın son günü karşılaştım ben. Bahsedilen taşa dair bir anım yok bu sebeple. Ancak sınavdaki takım arkadaşlarım Teijo ve Butsuo bu taşın gücünü birinci elden deneyimlemişlerdi. Sadece duyduklarım bile ne kadar dengesiz bir şey olduğunu hatırlamamı sağlıyor."
Haru'nun hafif göndermeli konuşması karşısında kendi de gülümsemeden duramamıştı. Jounin sınavını düşündüğünde halen içi çekiliyordu Teki'nin. Nakada'dan yediği dayak... Dayaklar, neredeyse her gün yanlış lokasyonda olmasından kaynaklı takımca yaşadıkları talihsiz olaylar, tüm gün uğraşıp aslında sahte olan bir parşömen için bir taraflarını yırtmış olması... Her ne kadar artık o günler geride kalmış ve jounin rütbesine terfi etmiş olsa da, sınavda yaşadıklarını ömrü boyunca kolay kolay aşamayacaktı Teki. "Sahi Haru-san... Teijo ve Butsuo jounin olabildi mi acaba?" Belki takımca üçte üç jounin çıkaramamış olabilirlerdi ancak Teki sınavını başarıyla tamamlamıştı. Kendi köyünden bile olmayan 2 shinobinin terfi alamamış olmasını kesinlikle dert edecek birisi değildi.
Bahsi geçen taş hakkında fazlasıyla bilgisi olan Haru'nun konuşması sonlandığında içini bir heyecan kaplamıştı Teki'nin. Böylesi güçlü bir enerji kaynağının tabii ki de Kusagakure'nin elinde olmasını istiyordu. Bu yüzden de elinden geleni yapmaya çoktan hazırdı artık. "Haru-san'a katılıyorum. Taşın gücü bu denli fazlaysa eğer başka köylerin ele geçirmesine izin veremeyiz." Yüzündeki gülümseme heyecan ve mutlulukla karışık ürpertici bir hale gelmişti. Mavi gözlerinin içi parlamaya başlamıştı adeta Teki'nin. "Bu Tanigakure askeri yığınağında kaç kişilik bir birlik olduğunu biliyor musunuz Kizashi-san? İlk önceliğimiz savaş olmasa da potansiyel bir durumda kaç kişinin gazabımıza maruz kalacağını merak etmedim değil."

毒
► Show Spoiler
- GM - Naruto
- Game Master
- Posts: 2786
- Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [Teki & Susumu & Haru] Rapor
Kizashi yavaş yavaş kapıya doğru yürüyor konuşmaların arasında. Susumu'ya yaklaşırken "Giderken ve dönerken araç problem çıkartmayacaktır. Derinlerde değil sığınak. Fakat olası bir operasyon durumunda kullanamayacağız." diyor, yanından geçerken ise kısık bir sesle, ancak başkalarının da duymasını önemsemeden "Hayatımı kurtardığınız için teşekkürler." diyor. İlk defa suratında sıcak bir ifade beliriyor. Bunu yaparken de sağ eli ile Susumu'nun yakın taraftaki omzuna elini koyuyor.
Öksürerek kapıya ilerlemeye devam ediyor. "Geri kalan detayları sığınakta konuşmamız daha makul olur. Iori'nin toparladığı istihbaratı da birleştirip tam bir resim çizeriz." dedikten sonra kapıya varmış oluyor. "Dediklerinize katılıyorum. Bir köy bunu çoktan silahlaştırdı bile ve kim bilir kaç tane o cam parçasından ellerinde var. Başka köylerin, özellikle yöreye yakın olanların bu gücü elde etmesini engellememiz lazım. Yarın sabah hazır olun. Ben sizi bulacağım."
Kapıyı açıyor. O esnada Takım Teki'nin geninleri içeri yuvarlanarak düşüyorlar. Hepsinin suratı dümdüz, gözleri nokta, ağızları ise bir çizgi şeklinde. Teki ile göz göze geliyorlar iki büklüm yerde yatarken.
Ardından resmen Shunshin kullanmışçasına havaya dikiliyorlar ve tek sıra halinde hazırolda bekliyorlar. "BİZİ ARKADA BIRAKMADIĞIN İÇİN TEŞEKKÜRLER SENSEİ!" diyorlar hep bir ağızdan. Bütün konuşmaları dinledikleri bariz. Suratları komedik derecede ciddi üçünün de.
Kizashi geninlere bakıyor, ardından gülerek Teki'ye dönüyor. "Bak sen bu bücürlere." dedikten sonra Haru'ya bir göz atıyor. "İstihbarat açığınız var. Heh." dedikten sonra, odayı terk ediyor.
Öksürerek kapıya ilerlemeye devam ediyor. "Geri kalan detayları sığınakta konuşmamız daha makul olur. Iori'nin toparladığı istihbaratı da birleştirip tam bir resim çizeriz." dedikten sonra kapıya varmış oluyor. "Dediklerinize katılıyorum. Bir köy bunu çoktan silahlaştırdı bile ve kim bilir kaç tane o cam parçasından ellerinde var. Başka köylerin, özellikle yöreye yakın olanların bu gücü elde etmesini engellememiz lazım. Yarın sabah hazır olun. Ben sizi bulacağım."
Kapıyı açıyor. O esnada Takım Teki'nin geninleri içeri yuvarlanarak düşüyorlar. Hepsinin suratı dümdüz, gözleri nokta, ağızları ise bir çizgi şeklinde. Teki ile göz göze geliyorlar iki büklüm yerde yatarken.
Ardından resmen Shunshin kullanmışçasına havaya dikiliyorlar ve tek sıra halinde hazırolda bekliyorlar. "BİZİ ARKADA BIRAKMADIĞIN İÇİN TEŞEKKÜRLER SENSEİ!" diyorlar hep bir ağızdan. Bütün konuşmaları dinledikleri bariz. Suratları komedik derecede ciddi üçünün de.
Kizashi geninlere bakıyor, ardından gülerek Teki'ye dönüyor. "Bak sen bu bücürlere." dedikten sonra Haru'ya bir göz atıyor. "İstihbarat açığınız var. Heh." dedikten sonra, odayı terk ediyor.
Off Topic
Karakter görünümünüzü kaydettirmeyi unutmayınız.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
- Kasumikage Teki
- Kusagakure
- Posts: 394
- Joined: October 22nd, 2018, 2:54 am
Re: [Teki & Susumu & Haru] Rapor
Kizashi'nin Susumu'ya söyldiğini duyduğunda ikilinin arasında yaşanmışlıklar olduğunu çok daha net anlayabilmişti Teki. Düşününce Kizashi'nin İori ile birlikte çalışmasını da daha mantıklı bulur olmuştu. Teki ve Haru sınavdayken Susumu ve İori başka işlerle uğraşmış ve bu işler Kizashi'yi kurtarmayı da içerir hale gelmişti bir noktada.
Daha fazla detay vermeyecekti artık Kizashi. Yarın sabah buluşacaklar ve yola çıkacaklardı. İori'nin ek bilgileri ile tam planlarını oluşturacaklar ve hamlelerini buna göre belirleyeceklerdi. Kafasında bir çok düşünce dönüyordu o sırada Teki'nin. Çocuklara edindiği bilgileri net bir şekilde anlatmalı ve onları da göreve hazırlamalıydı. Günün kalanını bunu yapmaya ayırabilirdi. Böylece tek tek hepsini görev ve son durum konusunda bilinçlendirebilecek ve yarına hazırlayabilecekti öğrencilerini. Kafasında yavaş yavaş günün kalanını planlamaya başlamışken Kizashi'nin odanın kapısını açması ile düşüncelerinin dağılması da bir olmuştu. Öğrencilerinin açılan kapıdan odaya doğru yuvarlanarak düşmeleri tek bir şeyi belli ediyordu. İçeride yapılan tüm konuşmaları dinlemişti 3 yaramaz. "Lan!?"
Teki daha öğrencilerini azarlamaya başlamadan 3 çocuk yere düşmenin şokunu atlatarak mükemmel bir hızla duruşlarını düzeltmiş ve Teki'ye onları arkada bırakmadığı için teşekkür etmişlerdi. Hem de bağırarak... Kızgındı aslında Teki içten içe. Çocukların kapı dinleme gibi bir huy edinmiş olması rahatsız etmişti onu. Fakat aynı zamanda nostaljik de bulmuştu bu durumu. Sakuma, Rei ve kendisi de genin oldukları zamanlar böyle kıpır kıpırlardı. Özellikle rütbelerinden ötürü bulunmalarının yasak olduğu veya dışarı çıkartıldıkları durumlarda onlar da dinleme ve gözetleme gibi yaramazlıklar yaparlardı. Bu durum aslında girişimci bir ruh halinde olduklarını da gösteriyordu Teki'ye. İçeride olanlarla hiç ilgilenmeden, durumu umursamayabilirlerdi ancak yapmamışlardı bunu. Kendilerini de etkilemesi muhtemel olan bu gerçeği merak etmiş ve belki de Teki'den azar yiyeceklerini bile bile dinlemişlerdi kapıyı. Kizashi de çocukların bu hareketini komik bulmuş olacak ki önce Teki'ye, sonra Haru'ya takılmıştı gülerek. "Gümbür gümbür demiştim Kizashi-san." Yüzündeki gülümsemesi ile cevap vermişti Kizashi'ye. Shinobi'nin odadan çıkışını izlerken ise bakışlarını Haru ve Susumu'ya döndürerek "Nanmin'de kapı dinlemenin cezası büyük diye biliyorum doğru mudur?" demişti. Öğrencileri ile gurur duyuyor olsa da bu yaptıklarının yanlış bir hareket olduğu gerçeğini değiştirmiyordu. Fakat çok üstünde durmayacaktı bu küçük pürüzün.
"Evet Takım! Sizin de dinlediğiniz üzere yarın göreve çıkıyoruz. Belki tam anlayamadığınız yerler olmuştur diye tüm bilgilerin üstünden bu akşam tekrar geçeriz. Hazırlıklarınıza başlayın!"
Daha fazla detay vermeyecekti artık Kizashi. Yarın sabah buluşacaklar ve yola çıkacaklardı. İori'nin ek bilgileri ile tam planlarını oluşturacaklar ve hamlelerini buna göre belirleyeceklerdi. Kafasında bir çok düşünce dönüyordu o sırada Teki'nin. Çocuklara edindiği bilgileri net bir şekilde anlatmalı ve onları da göreve hazırlamalıydı. Günün kalanını bunu yapmaya ayırabilirdi. Böylece tek tek hepsini görev ve son durum konusunda bilinçlendirebilecek ve yarına hazırlayabilecekti öğrencilerini. Kafasında yavaş yavaş günün kalanını planlamaya başlamışken Kizashi'nin odanın kapısını açması ile düşüncelerinin dağılması da bir olmuştu. Öğrencilerinin açılan kapıdan odaya doğru yuvarlanarak düşmeleri tek bir şeyi belli ediyordu. İçeride yapılan tüm konuşmaları dinlemişti 3 yaramaz. "Lan!?"
Teki daha öğrencilerini azarlamaya başlamadan 3 çocuk yere düşmenin şokunu atlatarak mükemmel bir hızla duruşlarını düzeltmiş ve Teki'ye onları arkada bırakmadığı için teşekkür etmişlerdi. Hem de bağırarak... Kızgındı aslında Teki içten içe. Çocukların kapı dinleme gibi bir huy edinmiş olması rahatsız etmişti onu. Fakat aynı zamanda nostaljik de bulmuştu bu durumu. Sakuma, Rei ve kendisi de genin oldukları zamanlar böyle kıpır kıpırlardı. Özellikle rütbelerinden ötürü bulunmalarının yasak olduğu veya dışarı çıkartıldıkları durumlarda onlar da dinleme ve gözetleme gibi yaramazlıklar yaparlardı. Bu durum aslında girişimci bir ruh halinde olduklarını da gösteriyordu Teki'ye. İçeride olanlarla hiç ilgilenmeden, durumu umursamayabilirlerdi ancak yapmamışlardı bunu. Kendilerini de etkilemesi muhtemel olan bu gerçeği merak etmiş ve belki de Teki'den azar yiyeceklerini bile bile dinlemişlerdi kapıyı. Kizashi de çocukların bu hareketini komik bulmuş olacak ki önce Teki'ye, sonra Haru'ya takılmıştı gülerek. "Gümbür gümbür demiştim Kizashi-san." Yüzündeki gülümsemesi ile cevap vermişti Kizashi'ye. Shinobi'nin odadan çıkışını izlerken ise bakışlarını Haru ve Susumu'ya döndürerek "Nanmin'de kapı dinlemenin cezası büyük diye biliyorum doğru mudur?" demişti. Öğrencileri ile gurur duyuyor olsa da bu yaptıklarının yanlış bir hareket olduğu gerçeğini değiştirmiyordu. Fakat çok üstünde durmayacaktı bu küçük pürüzün.
"Evet Takım! Sizin de dinlediğiniz üzere yarın göreve çıkıyoruz. Belki tam anlayamadığınız yerler olmuştur diye tüm bilgilerin üstünden bu akşam tekrar geçeriz. Hazırlıklarınıza başlayın!"

毒
► Show Spoiler