Chouwano Kagi
Posted: March 17th, 2025, 5:34 am
by Chouwano Kagi
Künye
İsim: Chouwano Kagi
Yaş:20
Cinsiyet:Kadın
Boy:181
Kilo:61
Köy: Kusagakureli Kaçak
Rank: B - Rank
Rütbe: -
Başlangıç Statları:
Geçmiş
Kişilik
İsim: Chouwano Kagi
Yaş:20
Cinsiyet:Kadın
Boy:181
Kilo:61
Köy: Kusagakureli Kaçak
Rank: B - Rank
Rütbe: -
Başlangıç Statları:
- Güç: E - Rank
- Çeviklik: C - Rank
- Potansiyel: E+ - Rank
- Kondisyon: B - Rank
- Zihin: B - Rank
- Varlık: B+ - Rank
Çehresi nasıl görünüyor? Saçları ne renk ve hangi boyda? Suratında dikkat çeken özellikler mevcut mu?
Asyatik özellikler taşıyan hafifçe oval bir yüzü vardır. Gözleri badem denebilecek kadar çekiktir. Kaşları sıradandır. Saçları siyah ve ipeğimsi derecede düzdür ve rüzgarda kolaylıkla uçuşur. Saçlarının omzundan daha aşağı inmemesine özen gösterir. Eski alışkanlığının aksine gözlerine herhangi bir makyaj yapmamaktadır.
Vücut şekli, rengi ve ten yapısı nasıl? Vücudunda kalıcı bir yara, doğum izi veya dövme mevcut mu?
Mezomorf bir vücut yapısına sahiptir, beyaz tenlidir. Göğsünde çarpı şeklinde bir yara izi vardır. İyi dikilmiş olmasına rağmen yine de kolaylıkla fark edilecek kadar büyüktür.
Günlük hayatta ne giymeyi tercih ediyor? Bu tercihlerin sebepleri neler?
Geleneksel kimono, elbise ve üstüne şal ve pelerin gibi çehresini çok göstermeyecek ve hareket etmesini pek kısıtlamayacak kıyafetler giyer. Renk uyumu, güzel olma vs. gibi şeylere takılmaz. Temiz olmasına özen gösterir ama kirlenmesin diye de pek uğraşmaz.
Görevlerde ne giymeyi tercih ediyor? Bu tercihlerin sebepleri neler?
Genel olarak -bazı sebeplerden ötürü- görevlere çıkan biri olmasa da «aksiyon»'a gireceği zaman pelerin ve basit eşofman takımı tercih eder.
Giyilmesi zorunlu kılınan alın bandını nasıl kullanmayı tercih ediyor? Alnına mı takıyor yoksa giysisine mi iliştirmiş?
Taşıdığı bir alın bandı bulunmamaktadır.
Sesi ve konuşması nasıl? Tok mu, ince mi? Görünüşüyle bir tezatlık oluşturuyor mu? Şivesi var mı?
Sesi ince ve dinlemesi hoş olsa da genel olarak "ninelerin" hatırladığı kelimeleri sık sık kullanır. Eğer diyalog esnasında 5-7-5 şiirsel ritmine uydurabildiği bir cümlesi olursa kullanmaktan çekinmez. Bu da onu kimi zamanlarda anlaşılması zor kılar.
Duygularını suratı ile ifade etme konusunda nasıl? Bunu başarabiliyor mu, yoksa kendini göstermemeyi mi tercih ediyor?
Genel olarak hep hafifçe tebessüm eden bir ifadesi vardır fakat hüzün, endişe gibi duyguları yaşarken ifadesi değişir. Buna karşın çok mutlu, çok hüzünlü, ürkmüş, heyecanlanmış olduğunu anlamak -en azından- ifadesinden pek de kolay değildir.
Maskülen mi, yoksa feminen mi görünüyor? Yoksa androjen bir vücut tipine mi sahip? Biyolojik cinsiyeti ile vücut tipi uyuşuyor mu?
Oldukça feminen ve görenler tarafından güzel addedebilecek bir fiziğe sahiptir.
Asyatik özellikler taşıyan hafifçe oval bir yüzü vardır. Gözleri badem denebilecek kadar çekiktir. Kaşları sıradandır. Saçları siyah ve ipeğimsi derecede düzdür ve rüzgarda kolaylıkla uçuşur. Saçlarının omzundan daha aşağı inmemesine özen gösterir. Eski alışkanlığının aksine gözlerine herhangi bir makyaj yapmamaktadır.
Vücut şekli, rengi ve ten yapısı nasıl? Vücudunda kalıcı bir yara, doğum izi veya dövme mevcut mu?
Mezomorf bir vücut yapısına sahiptir, beyaz tenlidir. Göğsünde çarpı şeklinde bir yara izi vardır. İyi dikilmiş olmasına rağmen yine de kolaylıkla fark edilecek kadar büyüktür.
Günlük hayatta ne giymeyi tercih ediyor? Bu tercihlerin sebepleri neler?
Geleneksel kimono, elbise ve üstüne şal ve pelerin gibi çehresini çok göstermeyecek ve hareket etmesini pek kısıtlamayacak kıyafetler giyer. Renk uyumu, güzel olma vs. gibi şeylere takılmaz. Temiz olmasına özen gösterir ama kirlenmesin diye de pek uğraşmaz.
Görevlerde ne giymeyi tercih ediyor? Bu tercihlerin sebepleri neler?
Genel olarak -bazı sebeplerden ötürü- görevlere çıkan biri olmasa da «aksiyon»'a gireceği zaman pelerin ve basit eşofman takımı tercih eder.
Giyilmesi zorunlu kılınan alın bandını nasıl kullanmayı tercih ediyor? Alnına mı takıyor yoksa giysisine mi iliştirmiş?
Taşıdığı bir alın bandı bulunmamaktadır.
Sesi ve konuşması nasıl? Tok mu, ince mi? Görünüşüyle bir tezatlık oluşturuyor mu? Şivesi var mı?
Sesi ince ve dinlemesi hoş olsa da genel olarak "ninelerin" hatırladığı kelimeleri sık sık kullanır. Eğer diyalog esnasında 5-7-5 şiirsel ritmine uydurabildiği bir cümlesi olursa kullanmaktan çekinmez. Bu da onu kimi zamanlarda anlaşılması zor kılar.
Duygularını suratı ile ifade etme konusunda nasıl? Bunu başarabiliyor mu, yoksa kendini göstermemeyi mi tercih ediyor?
Genel olarak hep hafifçe tebessüm eden bir ifadesi vardır fakat hüzün, endişe gibi duyguları yaşarken ifadesi değişir. Buna karşın çok mutlu, çok hüzünlü, ürkmüş, heyecanlanmış olduğunu anlamak -en azından- ifadesinden pek de kolay değildir.
Maskülen mi, yoksa feminen mi görünüyor? Yoksa androjen bir vücut tipine mi sahip? Biyolojik cinsiyeti ile vücut tipi uyuşuyor mu?
Oldukça feminen ve görenler tarafından güzel addedebilecek bir fiziğe sahiptir.
Akademi öncesi yaşamı nasıldı? Arkadaşları var mıydı, yoksa yalnız bir küçüklük mü geçirdi?
Akademi öncesi gayet sıradan bir çocukluk geçirdi ve pek çok arkadaşı vardı. Nitekim arkadaşları arasında oldukça da baskındı ve dediğini dinlettirmeye çalışır, kabul ettiremezse "Küstüm!" demekten geri durmazdı.
Annesi ve babası çiftçi sıradan insanlardı. Kendisi tek çocuktu ve aslında shinobi olması pek de beklenmeyen birisiydi.
Akademi hayatı nasıl geçti? Favori dersi veya favori hocası var mıydı? Performansı nasıldı?
Shinobi geçmişine sahip olmayan bir aileden olmak onun için kimi zaman ailesinden nefret ettirecek bir durumdu. Zira ne zaman bir çocuğun bir tekniği annesinden, babasından veya kardeşinden öğrendiğini görmesi; Bunshin no jutsu, Kawarimi no Jutsu gibi temel teknikleri birçok kişi ailesiyle mükemmelleştirirken kendisinin daima yalnız başına olması onu hırslı ve kindar bir çocukluğa itti. Başarıya açtı ve bu hırsı onu akademinin en iyisi yapmasa da parmakla gösterilebilecek bir öğrenci haline getirmişti.
Mezun olduktan sonra Genin hayatını nasıl geçirdi? Chuunin olana kadarki dönemde nasıl bir takımdaydı? Takım hocasını benimsedi mi yoksa kendi yolunu mu çizdi?
Kusalı bir başka shinobi -o zamanlar Chuunin olan- Hane Yutaka'ya özeniyor ve onun gibi önemli ve yararlı bir shinobi olmaya çalışıyordu. Bu yüzden takım olma işini gerektiğince ve yeterince yapıyordu. Bu tutumuna karşı yine de zorlu görevlere yollanmışlar ve üstesinden gelmişlerdi. Lakin Yağmur Ülkesi'ne yollandıkları bir görevin sonunda takım arkadaşı Sekiguchi öldürülmüş, kaptanları Maita'nın akıbeti ise meçhul olmuştu. Nitekim Kagi de bu başarısızlığın sonunda ülkesine ve köyüne geri dönemedi.
Hayatından minik bir anı sunması istenseydi, ne anlatırdı?
Her gün anlattığı fakat kendisinden başka kimsenin duymadığı bir anısı vardı: Masato isimli bir suçluyu yakalama görevinde Kagi'nin tantousu olay yerindeki alakasız sevgilisini korumaya çalışan bir genç oğlana isabet etmiş ve oğlanı yaralamştı. Lakin durum öyle çok da umutsuz değildi ve tantou yerinde kaldığı sürece kanaması pek de ağır değildi. Kagi dövüş sırasında rakibini garddan düşürdüğünde yaralı oğlanı umursamayarak tantousunu onun göğsünden çekip almış ve Masato'ya saplamıştı. Genç oğlanın iç savaş halindeki Yağmur Ülkesi'nin vatandaşı olması ve olayın tenha bir yerde gerçekleşmiş olması sebebiyle rapora bu durumu dahil etmemişlerdi. Ve doğrusu ne Kagi ne de görevdeki arkadaşları bu durumu umursamıştı. Kagi bunu mağarada kaybolduğu ana kadar belki de hiç düşünmemişti. O günden sonra ise her gün düşünür ve umursamadan canını aldığı bu gencin sevgilisini gördüğünde ne diyeceğini, daha doğrusu diyebileceğini düşünür olmuştu.
Köyünün hangi kısmında yaşıyor? Buradan memnun mu? Taşınmayı düşünüyor mu?
Yağmur Ülkesi'nin karışıklık halinden faydalanarak burada saklanmaya ve yaşamını idame ettirmeye devam ettiriyor. Kusa ve Konoha tarafından aranması onu daima bir teyakkuz halinde tutuyor.
Etkileyen en önemli olay neydi?
Yağmur Ülkesi'ne düzenlenen operasyonlarda yolunu kaybetmesi, mağarada kapana kısılması ve -kendince- yaşadığı uhrevi yükseliş hali onun dünyevi görüşünü 180 derece değiştirmiş ve bugünkü pasifist ve gezgin haline gelmesine neden olmuştur.
Evcil hayvanı hiç oldu mu?
Olmadı zira -eski hali- bunu oldukça amaçsız görürdü. Kedi, köpek gibi bir şeyi beslemesi onun için anlamsızdı zira kediden -ahır hayvanları gibi- süt, yün veya et bekleyemezdi ve haliyle tamamen tek taraflı bir parazitik ilişki olan bu durumu daha da kötüleştiren bir husus daha vardı. İnsanların kedi ve köpeklerden çok daha uzun yaşaması. Uyuşturucu ve yalancı bir huzur getiren ve fiziksel olarak hiçbir yarar elde etmeyeceği bu ilişki nihayetinde bir düzine yıl sonra kalpte derin bir boşluk açan mazoşist bir uğraş olarak addetti. Ahır hayvanlarını ise eninde sonunda kesip yiyecekleri veya satacakları için hiç evcil hayvan olarak bile düşünmemişti. Bugün bu fikrinde olmasa da o günlerde böyle düşünmesinin sebebinin çiftçi bir aileden gelmesine bağlamaktadır. Hoş, artık zaten Kagi'nin bir hayvan bakabilme durumu yoktur. En azından şimdilik.
Akademi öncesi gayet sıradan bir çocukluk geçirdi ve pek çok arkadaşı vardı. Nitekim arkadaşları arasında oldukça da baskındı ve dediğini dinlettirmeye çalışır, kabul ettiremezse "Küstüm!" demekten geri durmazdı.
Annesi ve babası çiftçi sıradan insanlardı. Kendisi tek çocuktu ve aslında shinobi olması pek de beklenmeyen birisiydi.
Akademi hayatı nasıl geçti? Favori dersi veya favori hocası var mıydı? Performansı nasıldı?
Shinobi geçmişine sahip olmayan bir aileden olmak onun için kimi zaman ailesinden nefret ettirecek bir durumdu. Zira ne zaman bir çocuğun bir tekniği annesinden, babasından veya kardeşinden öğrendiğini görmesi; Bunshin no jutsu, Kawarimi no Jutsu gibi temel teknikleri birçok kişi ailesiyle mükemmelleştirirken kendisinin daima yalnız başına olması onu hırslı ve kindar bir çocukluğa itti. Başarıya açtı ve bu hırsı onu akademinin en iyisi yapmasa da parmakla gösterilebilecek bir öğrenci haline getirmişti.
Mezun olduktan sonra Genin hayatını nasıl geçirdi? Chuunin olana kadarki dönemde nasıl bir takımdaydı? Takım hocasını benimsedi mi yoksa kendi yolunu mu çizdi?
Kusalı bir başka shinobi -o zamanlar Chuunin olan- Hane Yutaka'ya özeniyor ve onun gibi önemli ve yararlı bir shinobi olmaya çalışıyordu. Bu yüzden takım olma işini gerektiğince ve yeterince yapıyordu. Bu tutumuna karşı yine de zorlu görevlere yollanmışlar ve üstesinden gelmişlerdi. Lakin Yağmur Ülkesi'ne yollandıkları bir görevin sonunda takım arkadaşı Sekiguchi öldürülmüş, kaptanları Maita'nın akıbeti ise meçhul olmuştu. Nitekim Kagi de bu başarısızlığın sonunda ülkesine ve köyüne geri dönemedi.
Hayatından minik bir anı sunması istenseydi, ne anlatırdı?
Her gün anlattığı fakat kendisinden başka kimsenin duymadığı bir anısı vardı: Masato isimli bir suçluyu yakalama görevinde Kagi'nin tantousu olay yerindeki alakasız sevgilisini korumaya çalışan bir genç oğlana isabet etmiş ve oğlanı yaralamştı. Lakin durum öyle çok da umutsuz değildi ve tantou yerinde kaldığı sürece kanaması pek de ağır değildi. Kagi dövüş sırasında rakibini garddan düşürdüğünde yaralı oğlanı umursamayarak tantousunu onun göğsünden çekip almış ve Masato'ya saplamıştı. Genç oğlanın iç savaş halindeki Yağmur Ülkesi'nin vatandaşı olması ve olayın tenha bir yerde gerçekleşmiş olması sebebiyle rapora bu durumu dahil etmemişlerdi. Ve doğrusu ne Kagi ne de görevdeki arkadaşları bu durumu umursamıştı. Kagi bunu mağarada kaybolduğu ana kadar belki de hiç düşünmemişti. O günden sonra ise her gün düşünür ve umursamadan canını aldığı bu gencin sevgilisini gördüğünde ne diyeceğini, daha doğrusu diyebileceğini düşünür olmuştu.
Köyünün hangi kısmında yaşıyor? Buradan memnun mu? Taşınmayı düşünüyor mu?
Yağmur Ülkesi'nin karışıklık halinden faydalanarak burada saklanmaya ve yaşamını idame ettirmeye devam ettiriyor. Kusa ve Konoha tarafından aranması onu daima bir teyakkuz halinde tutuyor.
Etkileyen en önemli olay neydi?
Yağmur Ülkesi'ne düzenlenen operasyonlarda yolunu kaybetmesi, mağarada kapana kısılması ve -kendince- yaşadığı uhrevi yükseliş hali onun dünyevi görüşünü 180 derece değiştirmiş ve bugünkü pasifist ve gezgin haline gelmesine neden olmuştur.
Evcil hayvanı hiç oldu mu?
Olmadı zira -eski hali- bunu oldukça amaçsız görürdü. Kedi, köpek gibi bir şeyi beslemesi onun için anlamsızdı zira kediden -ahır hayvanları gibi- süt, yün veya et bekleyemezdi ve haliyle tamamen tek taraflı bir parazitik ilişki olan bu durumu daha da kötüleştiren bir husus daha vardı. İnsanların kedi ve köpeklerden çok daha uzun yaşaması. Uyuşturucu ve yalancı bir huzur getiren ve fiziksel olarak hiçbir yarar elde etmeyeceği bu ilişki nihayetinde bir düzine yıl sonra kalpte derin bir boşluk açan mazoşist bir uğraş olarak addetti. Ahır hayvanlarını ise eninde sonunda kesip yiyecekleri veya satacakları için hiç evcil hayvan olarak bile düşünmemişti. Bugün bu fikrinde olmasa da o günlerde böyle düşünmesinin sebebinin çiftçi bir aileden gelmesine bağlamaktadır. Hoş, artık zaten Kagi'nin bir hayvan bakabilme durumu yoktur. En azından şimdilik.
Dışarıdan nasıl bir benlik çiziyor? Başkaları onu ilk görüşte nasıl tanımlar? Onu tanıyanlar için bu tanım değişir mi, yoksa ilk görüldüğü anda neyse hep o mu?
Ketum ve acınası olarak görünür. Az tanıyanlar deli, çok tanıyanlar ise zırdeli bilir fakat nihayetinde bu deliliğin altında uhrevi bir sebebin olduğunu az çok kestirebilirler.
İnsan ilişkileri nasıl? Başkalarına kolay açılabiliyor mu, yoksa kendini kapatmayı mı tercih ediyor? Başkalarına karşı tahamülü ne seviyede?
Doğrusu çok konuşkan değildir ama konuşmak istediğinin yanına gidip diyaloğu başlatmaktan da pek çekinmez. Diğer insanlara karşı tahammülsüzlük gibi bir düşüncesi yoktur. Zira var olan her şeyin, halinin olması gerektiği gibi olduğuna inanır. Bu durum tabii ki onu «düşmancıl» denecek ortamlarda durmaya itmez. Örneğin eğer bir yer gürültülüyse ve gürültünün sebebini önleyemiyorsa ortamdan usulca uzaklaşır.
En büyük zaafı nedir? Bu zaafı hakkında neler düşünüyor?
İnsanların kutsallarını, ritüellerini kolayca ve acımasızca tefeye koyup irdelemek isteyebilir. Bu hususta muhataplarını Kagi'ye saldırtacak kadar gözünün döndürebileceğini de bilir fakat bundan bir endişe duymaz. Nihayetinde Kagi halen daha ölümü aramaktadır.
En güçlü tarafı nedir? Hangi özelliğinden gurur duyar?
Geçmişte olduğu insanı aşabildiği için kendisiyle gurur duyar ve herkesi bu duruma yani kendisini aşmaya davet etmek ister. Fakat bu durum biraz da onun korkusudur zira geçmişi hasıl eden kişi halen içinde durur ve geçmişte o kişi olmanın yükünü ve günahını ölene kadar taşımak zorundadır.
Kendini nasıl ifade etmeyi tercih ediyor? Kendi fikirlerini ortaya atarken baskın bir kişilik mi sergiliyor, yoksa karşıt bir argüman duyduğunda çabucak sönüyor mu?
Kagi merak ettiği ve eleştirdiği konularda en ufak ayrılığı dahi bitirene kadar konuşmaya devam edebilir. Fakat ilgisini çekmeyen veya pek de bir anlam ifade etmeyen konularda genelde dinleyici olmayı seçen taraftır.
Önem verdiği değerler neler? Bunlar onun için ne kadar katı? Başkalarına bu değerleri empoze etmeye çalışıyor mu?
Barış, huzur ve birlik anlayışı Kagi'nin düsturudur. Bu değerleri başkasına da öğütler ve onların da bu değerler etrafında toplanmasını ister fakat savaşın, kıtlığın ve nefretin arttığı bu günlerde bu düsturlara dil ile davet etmekten başka bir şey yapamaz. Zira zoraki barış, cebri huzur ve mecburi birlik yalnızca bu değerleri kirletir. Bu Kagi için de çözülmesi gereken bir çelişkidir.
Başkarının hisleri hakkında neler düşünüyor? Empati yapabiliyor mu? Yapabiliyorsa bile, karşı tarafın hislerini önemsiyor mu?
Kagi yalnızca insan olmanın da ötesine gitmeyi hedefleyen bir divanedir. Zaten deliliği de buradan, aşırı empati isteğinden ileri gelir. Kimseyi kırmak, yaralamak veya olan düzenlerini bozmak istemez. Kagi'ye göre kendisi bir yeldir gelir ve geçer.
Kısa dönemdeki amaçları neler? Uzun dönemde başarmak istedikleri nedir?
Kagi'nin birincil önceliği daima etrafını ve etrafını şekillendiren insanları anlamaktır. Bu yüzden farklı bir ideoloji, örgüt veya sıradan bir gezginin namını ne zaman duysa hemen onunla konuşmak ve fikir alışverişinde bulunmak ister. Uzun dönemdeki amacı hipotetiktir. "Hemhal" olmak yani her şeyin, her şeyiyle birlikte, her an bir olma haline ulaşmaktır. Dünyayı anlama isteğinin temelinde de bu yatar. Zira Kagi'ye göre bu durum hipotetik değil geçmişte olmuş ve eninde sonunda gelecekte de olacak olan bir mucizedir.
Daha önce bir can aldıysa; bu olay gerçekleşirken ve gerçekleştikten sonra neler düşündü?
Shinobilik günlerinde olması gereken ve hayatın olağan akışına uygun gördü. Masum birini öldürdüğünde dahi kendisinden şüphe etmedi fakat bugün o ölülerin yüzlerini her hatırladığında gözünden bir damla yaş süzülür ve bağışlanmak için tövbesini yeniler.
Nasıl rahatlar? Nasıl stres atar?
Kendisi şu günlerde -Her ne kadar Bingo Kitabı'nda olsa da- pek strese giren birisi değildir. Her şeyin olacağına varacağına inanır. Bu düşünce biçimi onu daima huzurlu tutar fakat yine de çıkıp ormanda dolaşmak, bir ağacın altında yatmak; nehrin, kuşların sesini dinlemek ona huzur verir. Yıllarca süren kaçaklık serüveninde onu en çok huzurlu hissettiren şey ise soğuk bir günde öyle ya da böyle bulabildiği bir yorganın altında uyumaktır.
Ölüm hakkındaki düşünceleri neler? Eğer yarın öleceğini bilse bu durumu nasıl karşılar?
Kagi için ölüm bir vahdettir. Zira onun kanının akması, uzuvlarının onlarca parçaya ayrılıp sağa sola savrulması dünyada hiçbir şeyi değiştirmeyecektir. Dünya yine var olduğuyla olacak ve dönmeye devam edecektir. İntihar etmemesi bir başka insanın intihar etmemesi ile aynı sebeptendir. Korkudan ziyade intihar etmesi için bir sebebi olmamasıdır. Zira ölüm öyle ya da böyle kendisini bulacaktır. Durumu ne kadar aciz veya müreffeh olursa olsun.
İç çekişmesi ne kadar şiddetli? Kendini ne kadar içten içe eleştiriyor? Bilinçaltıyla barışık mı?
Kagi kendi içinde -kendisinden bağımsız- bir sesi kimi zaman duyar ve onunla konuşur, tavsiye alır ve hatta olayları tartışır. Bu durumun zihinsel bir rahatsızlık mı ya da gerçekten de içinde bir şekilde tezahür eden bir varlık olup olmadığını bilmez ve doğrusu umursamaz. Zira nihayetinde bu durum onun gerçekliğidir ve kimse gerçekliğinin gerçekliğini sorgulamaz. Var olan vardır. Yok olan yoktur.
Çok istediği ancak ulaşamadığı yegâne şey nedir? Bu onun için uzak bir hayal midir yoksa aktif olarak bunu kovalamakta mıdır?
Bütün dünyanın öyle ya da böyle birlik durumuna gelmesidir. Bu yalnızca insani ölçüde algıladığı bir şey değildir. Bir insan ile bir odanın bir köşesinde duran dolabın kozmik ölçüde değeri Kagi için aynıdır. Aynı şeyden yaratılmış ve aynı gerçeklikte var olmaktadırlar. Kagi'ye ve onun öğretisine göre Yin'in ve Yang'ın ötesinde her şey aynıdır ve her biri birbiriyle iletişim halindedir. Kagi için bu durum uzak bir hayaldir lakin onun inancına göre eninde sonunda zaten hayat denilen olgunun olağan akışının nihayetinde varacağı yer budur. Kagi bu durumu öne çekmek ister fakat bölgesel veya global ölçeğe varan bir örgütsel girişimi olmamıştır. Öncelikle zaten bunu nasıl yapacağını bilmez ve bu isteğini yerine getirmek isterken daha da kötü bir duruma getirmek istemez.
Rol modeli kim? Onu ne kadar imite ediyor?
Rol modelinden ziyade kendisinin bu pasifist ve münzevi yoluna sokmasını sağlayan kişi Chagama'dır. Kendisi Suna/Kum ekolünden gelen bir keşiş olup Shukaku'nun ilk Jinchuurikisi olan Bunpuku-sama'nın öğrencilerindendir. Nihayetinde okuluyla ayrı düşmüş ve sürülerek uzlet hayatına geçmiştir. Chagama, Kagi'yi mağaradan kurtaran kişidir. (İlgili konu için bknz.) Kendisiyle geçirdiği süre boyunca Kagi'yi mevcut rahiplerin ideolojileri ve dünyanın durumu hakkında eğitmiş olsa da Kagi, Chagama'nın "Dünya kurtarılamayacak kadar dibe batmış, sahte peygamberler, boğucu bürokrasiler, tiyatral ritüeller ile dolu bir hûlya" fikrine katılmaz. Bu yüzden dünyayı Chagama'dan dinlemek yerine kendi gözüyle görmek için Nehir Ülkesi'nden ayrılmıştır.
Kültürü ve köyünün ortak geçmişi hakkındaki düşünceleri nelerdir?
Köyünü sever ve sayar fakat onun için -veya herhangi bir köy için- bir dirhem dahi olsa huzurundan vazgeçmeyi kabul etmez. Kendisini artık vatansız ve kimsesiz addeder.
Maddi bir dünya görüşüne mi sahip yoksa manevi mi? Bu husustaki prensipleri neler?
Maddi değere hiç meyletmez. Maddi değer onun için hemen maneviyata dönüştürülmesi gereken bir araçtır. Yaşadığı çevre dolayısıyla eline geçen her kuruşu Yağmur Ülkesi'nde bir ev yapımına, yemek dağıtımına, yetimhaneye bağışlar. Eğer Bingo Kitabı'ndan öyle ya da böyle adını sildirebilirse Yağmur Ülkesi'nde resmi olarak faaliyet gösteren bir yardım kuruluşu kurmayı hedefler.
Romantik olarak aktif mi? Değilse bile, bu konu hakkında ne düşünüyor?
Romantik olarak pek de aktif biri değildir fakat günün birinde çocuk sahibi olmayı istemektedir.
Dünya görüşü nedir?
Kagi için "Hemisiyle bir olmak" kavramı yani tozun ve kanın dahi birbirine karışıp ulaşacağı «Mutlaklık» hali kovalanması gereken tek gayedir. Herkesin birbirini anlayacağı, herkesin birbirinden farksız olacağı, her şeyin olması gerektiği gibi olacağı bu hal ne kadar hipotetik olsa da buna yakın olma hali Dünyanın şu anki halindense Madara'nın, Kaguya'nın Mugen Tsukuyomisi ve hayat ağacıyla bağlanan hayat daha evladır. Zira onun için içinde yaşadıkları dünya pek de farklı değildir hatta kötüdür. Zira en azından ikincisi niyetini belli eder ve herkese ve «her şeye» istediği huzuru verir.
Bu durumdan ötürü Kagi -her ne kadar kendisinde bu gücü görmese de- mevcut devletler sistemini, shinobilik olgusunu ortadan kaldırmayı da hedef olarak belirler.
Evren içerisindeki güncel siyasi olaylar hakkındaki görüşleri ve düşünceleri nelerdir?
Kagi eski günlerindeyken bile Shinobi Birliği'nin Çimen Ülkesi gibi relatif olarak küçük ve güçsüz ülkeleri yapısı gereği baskılayan bir oluşum olarak gördü ve hiçbir zaman sempati göstermedi. Buna karşın şu an yaşadığı Yağmur Ülkesi'nin iç karışıklığında net olarak bir taraf tutmamakta ve her birinin kendince haklı sebeplerinin olduğuna inanmaktadır. Üç tarafın da yerel halka aynı ölçütte davrandığına inanır. Taraf tutmaktan çekinmesinin bir nedeni de aslen buralı olmamasıdır.
Ketum ve acınası olarak görünür. Az tanıyanlar deli, çok tanıyanlar ise zırdeli bilir fakat nihayetinde bu deliliğin altında uhrevi bir sebebin olduğunu az çok kestirebilirler.
İnsan ilişkileri nasıl? Başkalarına kolay açılabiliyor mu, yoksa kendini kapatmayı mı tercih ediyor? Başkalarına karşı tahamülü ne seviyede?
Doğrusu çok konuşkan değildir ama konuşmak istediğinin yanına gidip diyaloğu başlatmaktan da pek çekinmez. Diğer insanlara karşı tahammülsüzlük gibi bir düşüncesi yoktur. Zira var olan her şeyin, halinin olması gerektiği gibi olduğuna inanır. Bu durum tabii ki onu «düşmancıl» denecek ortamlarda durmaya itmez. Örneğin eğer bir yer gürültülüyse ve gürültünün sebebini önleyemiyorsa ortamdan usulca uzaklaşır.
En büyük zaafı nedir? Bu zaafı hakkında neler düşünüyor?
İnsanların kutsallarını, ritüellerini kolayca ve acımasızca tefeye koyup irdelemek isteyebilir. Bu hususta muhataplarını Kagi'ye saldırtacak kadar gözünün döndürebileceğini de bilir fakat bundan bir endişe duymaz. Nihayetinde Kagi halen daha ölümü aramaktadır.
En güçlü tarafı nedir? Hangi özelliğinden gurur duyar?
Geçmişte olduğu insanı aşabildiği için kendisiyle gurur duyar ve herkesi bu duruma yani kendisini aşmaya davet etmek ister. Fakat bu durum biraz da onun korkusudur zira geçmişi hasıl eden kişi halen içinde durur ve geçmişte o kişi olmanın yükünü ve günahını ölene kadar taşımak zorundadır.
Kendini nasıl ifade etmeyi tercih ediyor? Kendi fikirlerini ortaya atarken baskın bir kişilik mi sergiliyor, yoksa karşıt bir argüman duyduğunda çabucak sönüyor mu?
Kagi merak ettiği ve eleştirdiği konularda en ufak ayrılığı dahi bitirene kadar konuşmaya devam edebilir. Fakat ilgisini çekmeyen veya pek de bir anlam ifade etmeyen konularda genelde dinleyici olmayı seçen taraftır.
Önem verdiği değerler neler? Bunlar onun için ne kadar katı? Başkalarına bu değerleri empoze etmeye çalışıyor mu?
Barış, huzur ve birlik anlayışı Kagi'nin düsturudur. Bu değerleri başkasına da öğütler ve onların da bu değerler etrafında toplanmasını ister fakat savaşın, kıtlığın ve nefretin arttığı bu günlerde bu düsturlara dil ile davet etmekten başka bir şey yapamaz. Zira zoraki barış, cebri huzur ve mecburi birlik yalnızca bu değerleri kirletir. Bu Kagi için de çözülmesi gereken bir çelişkidir.
Başkarının hisleri hakkında neler düşünüyor? Empati yapabiliyor mu? Yapabiliyorsa bile, karşı tarafın hislerini önemsiyor mu?
Kagi yalnızca insan olmanın da ötesine gitmeyi hedefleyen bir divanedir. Zaten deliliği de buradan, aşırı empati isteğinden ileri gelir. Kimseyi kırmak, yaralamak veya olan düzenlerini bozmak istemez. Kagi'ye göre kendisi bir yeldir gelir ve geçer.
Kısa dönemdeki amaçları neler? Uzun dönemde başarmak istedikleri nedir?
Kagi'nin birincil önceliği daima etrafını ve etrafını şekillendiren insanları anlamaktır. Bu yüzden farklı bir ideoloji, örgüt veya sıradan bir gezginin namını ne zaman duysa hemen onunla konuşmak ve fikir alışverişinde bulunmak ister. Uzun dönemdeki amacı hipotetiktir. "Hemhal" olmak yani her şeyin, her şeyiyle birlikte, her an bir olma haline ulaşmaktır. Dünyayı anlama isteğinin temelinde de bu yatar. Zira Kagi'ye göre bu durum hipotetik değil geçmişte olmuş ve eninde sonunda gelecekte de olacak olan bir mucizedir.
Daha önce bir can aldıysa; bu olay gerçekleşirken ve gerçekleştikten sonra neler düşündü?
Shinobilik günlerinde olması gereken ve hayatın olağan akışına uygun gördü. Masum birini öldürdüğünde dahi kendisinden şüphe etmedi fakat bugün o ölülerin yüzlerini her hatırladığında gözünden bir damla yaş süzülür ve bağışlanmak için tövbesini yeniler.
Nasıl rahatlar? Nasıl stres atar?
Kendisi şu günlerde -Her ne kadar Bingo Kitabı'nda olsa da- pek strese giren birisi değildir. Her şeyin olacağına varacağına inanır. Bu düşünce biçimi onu daima huzurlu tutar fakat yine de çıkıp ormanda dolaşmak, bir ağacın altında yatmak; nehrin, kuşların sesini dinlemek ona huzur verir. Yıllarca süren kaçaklık serüveninde onu en çok huzurlu hissettiren şey ise soğuk bir günde öyle ya da böyle bulabildiği bir yorganın altında uyumaktır.
Ölüm hakkındaki düşünceleri neler? Eğer yarın öleceğini bilse bu durumu nasıl karşılar?
Kagi için ölüm bir vahdettir. Zira onun kanının akması, uzuvlarının onlarca parçaya ayrılıp sağa sola savrulması dünyada hiçbir şeyi değiştirmeyecektir. Dünya yine var olduğuyla olacak ve dönmeye devam edecektir. İntihar etmemesi bir başka insanın intihar etmemesi ile aynı sebeptendir. Korkudan ziyade intihar etmesi için bir sebebi olmamasıdır. Zira ölüm öyle ya da böyle kendisini bulacaktır. Durumu ne kadar aciz veya müreffeh olursa olsun.
İç çekişmesi ne kadar şiddetli? Kendini ne kadar içten içe eleştiriyor? Bilinçaltıyla barışık mı?
Kagi kendi içinde -kendisinden bağımsız- bir sesi kimi zaman duyar ve onunla konuşur, tavsiye alır ve hatta olayları tartışır. Bu durumun zihinsel bir rahatsızlık mı ya da gerçekten de içinde bir şekilde tezahür eden bir varlık olup olmadığını bilmez ve doğrusu umursamaz. Zira nihayetinde bu durum onun gerçekliğidir ve kimse gerçekliğinin gerçekliğini sorgulamaz. Var olan vardır. Yok olan yoktur.
Çok istediği ancak ulaşamadığı yegâne şey nedir? Bu onun için uzak bir hayal midir yoksa aktif olarak bunu kovalamakta mıdır?
Bütün dünyanın öyle ya da böyle birlik durumuna gelmesidir. Bu yalnızca insani ölçüde algıladığı bir şey değildir. Bir insan ile bir odanın bir köşesinde duran dolabın kozmik ölçüde değeri Kagi için aynıdır. Aynı şeyden yaratılmış ve aynı gerçeklikte var olmaktadırlar. Kagi'ye ve onun öğretisine göre Yin'in ve Yang'ın ötesinde her şey aynıdır ve her biri birbiriyle iletişim halindedir. Kagi için bu durum uzak bir hayaldir lakin onun inancına göre eninde sonunda zaten hayat denilen olgunun olağan akışının nihayetinde varacağı yer budur. Kagi bu durumu öne çekmek ister fakat bölgesel veya global ölçeğe varan bir örgütsel girişimi olmamıştır. Öncelikle zaten bunu nasıl yapacağını bilmez ve bu isteğini yerine getirmek isterken daha da kötü bir duruma getirmek istemez.
Rol modeli kim? Onu ne kadar imite ediyor?
Rol modelinden ziyade kendisinin bu pasifist ve münzevi yoluna sokmasını sağlayan kişi Chagama'dır. Kendisi Suna/Kum ekolünden gelen bir keşiş olup Shukaku'nun ilk Jinchuurikisi olan Bunpuku-sama'nın öğrencilerindendir. Nihayetinde okuluyla ayrı düşmüş ve sürülerek uzlet hayatına geçmiştir. Chagama, Kagi'yi mağaradan kurtaran kişidir. (İlgili konu için bknz.) Kendisiyle geçirdiği süre boyunca Kagi'yi mevcut rahiplerin ideolojileri ve dünyanın durumu hakkında eğitmiş olsa da Kagi, Chagama'nın "Dünya kurtarılamayacak kadar dibe batmış, sahte peygamberler, boğucu bürokrasiler, tiyatral ritüeller ile dolu bir hûlya" fikrine katılmaz. Bu yüzden dünyayı Chagama'dan dinlemek yerine kendi gözüyle görmek için Nehir Ülkesi'nden ayrılmıştır.
Kültürü ve köyünün ortak geçmişi hakkındaki düşünceleri nelerdir?
Köyünü sever ve sayar fakat onun için -veya herhangi bir köy için- bir dirhem dahi olsa huzurundan vazgeçmeyi kabul etmez. Kendisini artık vatansız ve kimsesiz addeder.
Maddi bir dünya görüşüne mi sahip yoksa manevi mi? Bu husustaki prensipleri neler?
Maddi değere hiç meyletmez. Maddi değer onun için hemen maneviyata dönüştürülmesi gereken bir araçtır. Yaşadığı çevre dolayısıyla eline geçen her kuruşu Yağmur Ülkesi'nde bir ev yapımına, yemek dağıtımına, yetimhaneye bağışlar. Eğer Bingo Kitabı'ndan öyle ya da böyle adını sildirebilirse Yağmur Ülkesi'nde resmi olarak faaliyet gösteren bir yardım kuruluşu kurmayı hedefler.
Romantik olarak aktif mi? Değilse bile, bu konu hakkında ne düşünüyor?
Romantik olarak pek de aktif biri değildir fakat günün birinde çocuk sahibi olmayı istemektedir.
Dünya görüşü nedir?
Kagi için "Hemisiyle bir olmak" kavramı yani tozun ve kanın dahi birbirine karışıp ulaşacağı «Mutlaklık» hali kovalanması gereken tek gayedir. Herkesin birbirini anlayacağı, herkesin birbirinden farksız olacağı, her şeyin olması gerektiği gibi olacağı bu hal ne kadar hipotetik olsa da buna yakın olma hali Dünyanın şu anki halindense Madara'nın, Kaguya'nın Mugen Tsukuyomisi ve hayat ağacıyla bağlanan hayat daha evladır. Zira onun için içinde yaşadıkları dünya pek de farklı değildir hatta kötüdür. Zira en azından ikincisi niyetini belli eder ve herkese ve «her şeye» istediği huzuru verir.
Bu durumdan ötürü Kagi -her ne kadar kendisinde bu gücü görmese de- mevcut devletler sistemini, shinobilik olgusunu ortadan kaldırmayı da hedef olarak belirler.
Evren içerisindeki güncel siyasi olaylar hakkındaki görüşleri ve düşünceleri nelerdir?
Kagi eski günlerindeyken bile Shinobi Birliği'nin Çimen Ülkesi gibi relatif olarak küçük ve güçsüz ülkeleri yapısı gereği baskılayan bir oluşum olarak gördü ve hiçbir zaman sempati göstermedi. Buna karşın şu an yaşadığı Yağmur Ülkesi'nin iç karışıklığında net olarak bir taraf tutmamakta ve her birinin kendince haklı sebeplerinin olduğuna inanmaktadır. Üç tarafın da yerel halka aynı ölçütte davrandığına inanır. Taraf tutmaktan çekinmesinin bir nedeni de aslen buralı olmamasıdır.