Page 1 of 1

Mokuro Riku

Posted: April 11th, 2025, 4:49 pm
by Mokuro Riku
Künye
İsim: Mokuro Riku
Yaş: 20
Cinsiyet: -
Boy: 1.55 m
Kilo: 44 kg
Köy: Kusagakure

Rank: B-Rank
Rütbe: Tokubetsu Jounin

Başlangıç Statları:
Güç: D
Çeviklik: C
Potansiyel: B
Kondisyon: C
Zihin: B
Varlık: D

Portre
Görünüm
Çehresi nasıl görünüyor? Saçları ne renk ve hangi boyda? Suratında dikkat çeken özellikler mevcut mu?
Yumuşak surat hatlarının aksine gözlerinde genellikle bıkkın bir ifade vardır. Suratına bakıldığında beyaz teni ve saçlarının arasında mor gözleri karlar arasında meyve vermiş birer mürdüm eriği gibi görünür. Gözlerini uzun beyaz kirpikleri çevreler. Çene boyuna inen saçları ve kaşlarını kapatan kakülleri küt kesimli ve düzdür. Saçının modelinden dolayı suratı sanki bir çerçeve içerisine koyulmuş gibi görünür. Beyaz saçlarında başının arkasından kulaklarının üstüne dek gelen kısmındaki kan kırmızısı renkte yarım halka şeklinde bir yatay çizgi vardır. Annesinden aldığı bu iki renkli saçları fiziksel olarak en belirgin özelliğidir.

Vücut şekli, rengi ve ten yapısı nasıl? Vücudunda kalıcı bir yara, doğum izi veya dövme mevcut mu?
Kısa, zayıf ve düz hatlara sahip bir vücudu vardır. Vücudu fazla gelişmiş kaslardan ziyade atletik ve çevik bir yapıdadır. Dik bir postürde durur. Açık tonda bir ten rengine sahiptir. Vücudunda herhangi bir yara veya iz yoktur. Cildi pürüzsüz ve yumuşaktır. Detaylı el işçiliğine yatkın uzun ve zarif parmakları vardır.

Hem yuvarlak yüzü hem de minik yapıdaki vücudu Riku’nun olduğundan daha genç görünmesine neden olur. Görünümü topluluk içerisindeyken ilk bakışta fazla iddialı olmayan ve üzerine ilgi çekmeyen bir izlenim yaratır.

Günlük hayatta ne giymeyi tercih ediyor? Bu tercihlerin sebepleri neler?
Daima geleneksel kıyafetler giyer. Genellikle hakama ya da kimono giyer, soğuk mevsimlerde üzerine uzun bir cüppe alır. Birkaç ayrı katmandan oluşan kıyafetler giymeyi sever. Tenini göstermekten kaçınır. Sıcak havalarda dahi uzun kollu kıyafetler tercih eder ancak bu dönemlerde bol ve hava alan kıyafetler seçerek kendisinin sıcaktan bunalmasını önler. Siyah, beyaz, mor ve kırmızı renkleri içeren kıyafetleri üzerine daha çok yakıştırdığı için bu renkler haricini kullanmayı tercih etmez.

Görevlerde ne giymeyi tercih ediyor? Bu tercihlerin sebepleri neler?
Görevlerde de günlük hayatındaki gibi geleneksel kıyafetler giymeyi tercih eder. Tek farkı kıyafetlerin içerisinde daha rahat hareket edebileceği versiyonlarını tercih eder. Kimonodansa hakama giyer, üzerine bir cüppe alıyorsa kesinlikle sağ omzu açık bir tanesini giyer. Ciddi bir aksiyona gireceğini tahmin ettiği görevlerde kıyafetinin uzun kollarını tasuki kuşağıyla sırtına bağlar. Bu biraz da Riku’nun dövüşürken karşısındakini ne denli bir tehdit olarak gördüğünü anlamakta bir belirteçtir.

Giyilmesi zorunlu kılınan alın bandını nasıl kullanmayı tercih ediyor? Alnına mı takıyor yoksa giysisine mi iliştirmiş?
Alın bandını genellikle köy sembolü öne gelecek şekilde alnına takar ancak üzerine düşen kaküllerinden dolayı her zaman net olarak görünmeyebilir. Beline kuşak taktığı günlerdeyse alın bandını kuşağına iliştirir.

Spesifik jest ve mimikleri mevcut mu? Bunları hangi şartlar altında yapıyor? Bunlardan utanıyor mu?
Suratına yerleşmiş memnuniyetsiz ve soğuk bir ifade vardır. Sıcaklıktan oldukça uzak bakışları insanların onunla konuşma başlatmasını zorlaştırmaktadır. Diyalog halinde olanlarınsa aldıkları ilgisiz ve zaman zaman müstehzi tavırlardan dolayı Riku’dan uzaklaşmalarına neden olabilir. Yalnızca ilgisini çeken bir durumla karşılaştığında suratında alışılmamış suratında ürpertici görünen bir gülümseme görülebilir.

Nasıl kokuyor? Bu kokusu için spesifik bir şey yapıyor mu yoksa umrunda değil mi?
Erik likörü ve erik çiçeği karışımı bir kokusu vardır. Evinin bahçesinde yetiştirdiği erik ağacının çiçeklerinden ve odunundan parfüm, meyvelerinden de neredeyse her gün tükettiği likör ve turşu yapar. Genelde kokusunda da bu aromalar mevcuttur.

Maskülen mi, yoksa feminen mi görünüyor? Yoksa androjen bir vücut tipine mi sahip? Biyolojik cinsiyeti ile vücut tipi uyuşuyor mu?
Yüz ve vücut hatlarında net cinsiyet belirteçleri yoktur. Hem görünümü hem de sesi androjen tiptedir. Bu nedenle çoğunlukla onu gören insanlar ortak bir cinsiyet ataması yapamaz. Cinsiyeti hakkında açıklama yapmayı reddeden Riku da durumu daha belirsiz bir hale getirir.
Geçmiş
Akademi öncesi yaşamı nasıldı? Arkadaşları var mıydı, yoksa yalnız bir küçüklük mü geçirdi?
Riku’nun shinobi olan babası Yujiro kendisini hem eşinin köye olan ihanetiyle hem de ailesinin türlü isimlerle anılarak köy halkınca dışlanmasıyla suçlayıp adeta bir kefaret dönemine girmiş ve tüm zamanını görevden göreve koşturarak kendisini, özellikle de kendine, affettirmeye çalışıyordu. Çocuklarına karşı sevgisiz bir babanın zıttı olsa da yoğun temposu ve içsel hesaplaşması sonucunda Riku ve ikiz kardeşi Sora’nın çocukluğu babalarının ilgisinden mahrum geçmişti.

Bebekliklerinden itibaren ikizi ve Riku’nun bakımıyla ilgilenen kişi amcaları Ginji’ydi. Çocuk bakımı hakkında oldukça özgürlükçü bir bakış açısı olan amcası genellikle yeğenlerini kendi işlerini kendileri halledecek şekilde büyütmüştü. Bu prensibini başka bir şekilde dile getirecek olursak, Ginji çoğunlukla kumar oynarken çocukları kendi haline bırakıyordu. Riku böylece erken yaşta sorumluluk almayı ve yaşamayı idame ettirmek için gerekli yetenekleri öğrenmek zorunda kalmış, ek olarak da kumara karşı bir düşkünlük geliştirmişti.

Çocukluğunda ikizi haricinde yaşına yakın bir arkadaşı olmamıştı. Birlikte geçirdikleri vakitlerin büyük bir çoğunluğunda doğada, birbirlerini eğleyerek geçiyordu. Genel olarak yazları evlerine çok da uzakta olmayan gölete gidip yüzmek ve balık tutmak, güzleri birlikte ormanda mantar toplamak, kışları kartopu savaşları, baharlarıysa evlerinin bahçesinde büyüttükleri bitkilerle ilgilenmekle geçiyordu. Büyük bir doğa sevdalısı olmasının temeli doğada vakit geçirmeye alışkın olması ve kendini daha rahat hissetmesindendir.

Akademi hayatı nasıl geçti? Favori dersi veya favori hocası var mıydı? Performansı nasıldı?
Akademiye başlayana dek hayatı akranlarından neredeyse tamamen izole geçtiği için sosyal işaretleri anlamakta ve arkadaş edinmekte oldukça zorlanmıştı. Riku’ya kıyasla dışa dönük olan ikizi diğer çocuklarla sosyalleşmeye -çoğunlukla da kavgalara karışmaya- kısa sürede başlamıştı ancak ikizinin edindiği çevre, Riku’nun kendisini daha da içine kapatmasına neden olmuştu. Riku, hayatında var olan en önemli kişi tarafından ihanete uğradığını hissetmiş ve bu güven yıkılmasıyla etrafına daha sağlam temelli duvarlar örmüştü. İkizinin konu hakkındaki düşüncelerini soracak olursanız, Riku’nun o dönemlerde kendisini kapattığı karanlık köşeden günümüzde dahi bihaber olup, zamanında Sora’nin belaya yatkınlığından dolayı ondan uzak durduğunu sanıyor olmasıdır.

Akademideki akranları Riku’yu ya sessiz ve garip bir çocuk olarak görüp yanına yaklaşmıyor ya da ailesinin namından dolayı zorbalıyorlardı. Riku diğerlerinin söylediklerini kulak ardı ediyordu. Özüne yerleşmiş olan diğer insanların kendisi hakkındaki düşüncelerini önemsememesinin temelleri bu yıllarda atılmıştı.

Riku, akademi döneminde bir anda büyüyen dünyasını anlamlandırabilmek için aklındaki soruların cevaplarını diğer insanlarla iletişime geçmektense kitaplarda bulmaya yönelmişti. Boş vakitlerinin büyük çoğunluğunu takıntı haline gelmişçesine okuma ve araştırmayla geçiriyordu. Dersler arasındaki favorileri de strateji, temel bilimler ve tarih gibi teorik dersler olmuştu. Ayrıca ninjutsudan ve çakranın kullanım alanındaki olasılıkları keşfetmekten keyif alıyordu.

Mezun olduktan sonra Genin hayatını nasıl geçirdi? Chuunin olana kadarki dönemde nasıl bir takımdaydı? Takım hocasını benimsedi mi yoksa kendi yolunu mu çizdi?
Geninliğinde ikiziyle aynı takımda olması aralarının, bu sefer yok edilemeyecek bir şekilde, tekrar sıkılaşmasını sağlamıştı. İletişimleri dış bir göz tarafından sürekli bir tartışma haliymiş gibi görünse de iş görevlerine gelince birbirlerine zihinsel bağla bağlıymışçasına bir senkronda hareket edebiliyorlardı.

Takımın üçüncüsü olan Naniwa Yukito edindiği ilk arkadaşıydı. Yukito ile akademi döneminde kütüphanede birbirlerini sıklıkla görerek göz aşinalığı edinmişler ancak aynı takımda olana dek hiç konuşmamışlardı. Riku, Yukito’nın sakin yapısından dolayı onunla iletişim kurmayı diğer insanlara göre daha rahat bulmuştu. Takımdaki dinamiği ikizlerin birbirine girmesini engellemek ve takımı ortak bir noktada buluşturmaktı. Riku onun tartışmalarda veya planlarda genellikle kendi safında olmasından ve daha önce tatmadığı samimi bir sevecenlikle biraz şımartılıyor olmaktan keyif almaya başlamıştı.

Takımın hocası Baisho Chizuru güçlü, dik başlı ancak anlayışlı, şen bir kadındı. Konuşmalarına hep kahkahaları eşlikçi oluyordu. Özellikle susmak nedir bilmeyen Sora ile bir araya geldiklerinde sosyal anksiyeteyi bile korkutacak bir enerji yayıyorlardı. Bu ikiliye fazla maruz kalmasıyla bir nevi sabrının sınırlarının genişlediği ve sakin bir yaşama olan isteğinin büyüdüğü söylenebilir. Tüm bunlar bir kenara, Riku’nun kendini geliştirmesinde büyük bir rol oynadığı için hocasına karşı minnet duyuyordu. Baisho oldukça güçlüydü ancak görevlerde acil durum oluşana dek planlama ve uygulayışı üçlüye bırakıyordu. Takımı analiz etmek ve onların yeteneklerini yönlendirmek konusunda da oldukça iyiydi. Riku, hocasının önerisiyle yay kullanmaya başlamıştı. Hatta Baisho akademiden dostu olan Fukamachi hocadan Riku’nun hankyudo dersleri almasını ayarlamıştı.

Hayatından minik bir anı sunması istenseydi, ne anlatırdı?
“Bir bahar günü göl kenarındaki salkımsöğüdün altında uzanıyorum, güneş ışıkları ağacın yaprakları arasından süzülerek vücudumu ısıtıyor. Etrafta sadece küçük orman hayvanlarının hareketliliği ve böceklerin sesi var. Hiçbir insan yok. Bilincim uyku ile uyanıklık arasında tatlıca gidip geliyor. En sevdiğim anım bu.”

Ailesi nasıldı? Annesi ve babası birer Shinobi miydi yoksa sivil mi?
Babası Yujiro hala aktif olarak çalışan Kusagakureli jounin seviyesinde bir shinobi. Yujiro seçtiği bu yolda daima iradeyle ilerlemiş ve hayatını alt üst eden trajediye rağmen yıkılmadan kendisini köyüne adamaya devam etmişti. Babalarının bağlılığından ilham alarak, biraz onu gururlandırabilmek biraz da başka bir yol bilmedikleri için, çocukları da kendisi gibi akademiye girmişti. Yujiro görev aralarında bulabildiği tüm zamanını ikizlere adıyordu. Onlara tüm bildiklerini öğretiyor, eğitiyor, fiziken ve zihnen sağlamlaşmaları için çabalıyordu. Riku’nun kafasında babası güçlü, prensipli ve daima yorgun biri olarak yer etmişti.

İkizleri büyüten amcaları Ginji kendini bir anda iki bebeğin bakıcısı olarak bulmuştu. Bu role pek istekli başlamamıştı ancak kardeşinin yaşadığı sıkıntılı durumda ona destek olmak istemişti. Yine de pek ilgili bir veli olduğu söylenemez. Gamsız ve hayatı kendi kafasına göre yaşayan birisi. Zamanında shinobilik yapmış ancak hayatını başkalarının emirleri altında sürdürmek istemediğini fark edip genç yaşta emekliye ayrılmıştı.

Annesini hiç tanımadı. Birlikte geçirdikleri kısa sürede annesi ikizlere karşı sevgi dolu ve ilgiliydi. Ancak bu gerçek hisleri mi yoksa yalnızca bir planın parçası mı olduğu gizemini korumakta.

Etkileyen en önemli olay neydi?
Hayatında en büyük etkiyi bırakan şey kendinin bile yaşamadığı bir olaydı. İkizler o zamanlar henüz bir yaşını bile doldurmamıştı. Yujiro Kusachou Binası’ndan gizli bir parşömen çalan bir hırsızın ardından gönderilmiş ve kovalamanın sonunda tüm hayatını derinden sarsacak bir gerçeğe ulaşmıştı - karşısında bulduğu hırsız hayatının aşkı, eşi, çocuklarının annesiydi. O gece Yujiro köye yanında eşi olmadan, sadece parşömenle ve ağır yaralı olarak dönmüştü. Olayın üzerine hırsıza yardım ettiği şüphesiyle Yujiro ve tüm ailesini kapsayacak bir sorgulama başlatılmıştı. Sonuçta şüphelerini doğrulayacak hiçbir şey bulunmamış ve böylece Yujiro shinobiliğe geri dönmüştü. Ancak artık köy halkınca gözden düşmüş ve şüpheyle yaklaşılan birisi olmuştu.

Henüz olaylar sıcakken çocuklarını insanların fısıltılarından koruma çabası olarak köy merkezinden olabildiğince uzağa taşınmıştı. Yine de Riku bu olayın sonucunda hala insanların önyargılarından kaçamamış ve bir “hainin çocuğu” olarak damgalanmıştı.

Köyünün hangi kısmında yaşıyor? Buradan memnun mu? Taşınmayı düşünüyor mu?
Köyün merkezine uzak, ormanlık alanın neredeyse içindeki geleneksel tarzda, iki katlı, geniş ve bahçeli bir evde yaşıyor. Evin bahçe kısmına bakan duvarın boydan boya sürgülü olması ev ve bahçenin birbiriyle iç içe olmasını sağlıyor. Babası ve kardeşiyle birlikte yaşıyor. Eskiden Ginji de bu evde yaşıyordu ancak ikizler akademiye başladığında tek başına Kusagakure’nin merkezindeki bir apartman dairesine taşınmıştı. Amcası birkaç kez ikizlere şehirde, kendi deyişiyle “hayatın aktığı bir yerde” yaşamaları konusunda diretmişti ancak Riku kesinlikle insan yoğunluğu olan bir noktada yaşamak veya alışmış olduğu alandan çıkmak istememişti.

Evcil hayvanı hiç oldu mu?
Ailecek evlerine yakınlarında yiyecek aramaya çıkmış sahipsiz evcil hayvanları beslemeyi alışkanlık haline getirmişlerdir. Özellikle evin etrafında kedi popülasyonu daha yoğundur. Riku bu keyiflerine düşkün minik avcılara kendisini yakın hisseder ve kalbinde kedilerin ayrı bir yeri vardır. Evlerinin kapılarını da açtıkları bu hayvanlarla oldukça samimiyetleri vardır ancak onları sahiplenmekten ziyade kendi hürriyetlerine bırakırlar. Zaman zaman yaralı yaban hayvanlarıyla da ilgilenirler.
Kişilik
Dışarıdan nasıl bir benlik çiziyor? Başkaları onu ilk görüşte nasıl tanımlar? Onu tanıyanlar için bu tanım değişir mi, yoksa ilk görüldüğü anda neyse hep o mu?
İnsanlar Riku’nun soğuk ve mesafeli olduğunu düşünür ve pek de haksız oldukları söylenemez. Riku genellikle çevresinde olup bitenlerden sıkılır, böylece günlük yaşamında gizlemeye hiç çalışmadığı bıkkın bir surat ifadesi taşır veya tamamen ifadesizdir.

Ondan farklı bir ifade görebilenler yalnızca ilgisini çekecek bir şeyler sunanlardır. Genelde sakin olan yapısı bu tarz durumlarda kesintisiz konuşma ve hatta karşısındakini sorularıyla darlama durumuna dönüşür.

İnsan ilişkileri nasıl? Başkalarına kolay açılabiliyor mu, yoksa kendini kapatmayı mı tercih ediyor? Başkalarına karşı tahamülü ne seviyede?
İnsan ilişkilerinde iyi değildir. İnsanların kendisine pek yaklaşmamasını tercih eder. Kendine yakın olan insanlara karşı da tavrı aynıdır. Kendini merkezde olacak bir durumda bulmaktan hoşlanmaz. Daha uzakta durup gözlem yapmaktan hoşlanır. Duygular hakkında konuşmaktan ve geçmişe takılmaktan hoşlanmaz. Diğer insanlara yargılayıcı bir tavır sergilemez, herkesin hayatı kendine gibi bir bakış açısı vardır. Kendine ne denli zıt birisi olsa da karşısındakine karşı tahammülü yüksektir.

En büyük zaafı nedir? Bu zaafı hakkında neler düşünüyor?
Gizemlere kendini çabuk kaptırır, özellikle mantığına oturtacak bir sonuca ulaşamıyorsa takıntı oluşturur. Yeni bir şeyler öğrenmeye karşı tutkuludur. İlgisini çeken şeyler haricine odaklanmakta zorlanabilir. Ailesine düşkündür. Tüm bunların yansıra en büyük zaafı kedilerdir.

En güçlü tarafı nedir? Hangi özelliğinden gurur duyar?
Kolay adapte olabilir, içerisine düştüğü durumlar zorlayıcı olsa da mantığını elden bırakmaz. Kendi kendine yetmeye alışkındır, bu da hızlı kararlar verip uygulayabilmesini sağlar. Gözlem yapmakta ve ayrıntıları yakalamakta iyidir. Araştırma ve bilgi toplamak güçlü yanlarıdır. Riku’ysa en çok kendine olan güveninin sağlamlığından gurur duyar.

Kendini nasıl ifade etmeyi tercih ediyor? Kendi fikirlerini ortaya atarken baskın bir kişilik mi sergiliyor, yoksa karşıt bir argüman duyduğunda çabucak sönüyor mu?
Konuşmasını sakin bir tonda sürdürür. Kendi fikirlerini dile getirmekten kaçınmaz ve söyleyeceklerini gizli anlamlar ardına yüklemeyi tercih etmez. Kendisine karşıt argüman duyduğunda karşısındakinin söylediklerini genelde tartıp kişinin geldiği yeri anlamaya çalışır, eğer ona hak vermezse de geri adım atmaz. Yanlış anlaşılmaktan hoşlanmaz bu yüzden uzun açıklamalar yapmaya eğilimlidir.

Önem verdiği değerler neler? Bunlar onun için ne kadar katı? Başkalarına bu değerleri empoze etmeye çalışıyor mu?
İnsanın özgürlüğüne önem verir. Baskılanmaktan, sınırlandırılmaktan nefret eder. Aynı şekilde diğer insanların da kendi istediklerini yapabilecekleri bir toplum oluşturmanın, insanlığı geliştireceğine dair bir inancı vardır. Gücü olanın güçsüze destek olmasının insan dinamiğinde yapı taşı olduğunu düşünür ve tüm gücüyle diğerlerini koruyacağına yemin etmiştir.
Ailesi ve sevdikleri onun için ilk sıradadır. Kolayca birilerini hayatına sokan biri olmadığı için yakın çevresindekilere kıymet verir ve onları korumak için her şeyini ortaya koyar.

Başkalarının hisleri hakkında neler düşünüyor? Empati yapabiliyor mu? Yapabiliyorsa bile, karşı tarafın hislerini önemsiyor mu?
Başkalarının hislerini anlamaya çalışır ancak genelde bu konuda başarısızdır. Bu sebeple de kendisinin hislerine benzer hisler haricinde empati yeteneği zayıf kalabilir. Yine de diğerlerini anlamasa da insanlara karşı yargılayıcı olmaktan kaçınır.

Kısa dönemdeki amaçları neler? Uzun dönemde başarmak istedikleri nedir?
Kısa dönemdeki amaçlarından birisi görevlerle olabildiğince yeni yerler görüp, yeni şeyler öğrenmektir. Diğerleriyse görevlerini başarıyla yerine getirmek ve kendini geliştirmektir.

Uzun vadedeki amacıysa annesinin gerçekte kim olduğunu öğrenmek, onun amaçları ve yaptıklarının ardındaki her şeyi bir çözüme ulaştırabilmek. Böylece kafasındaki en büyük gizemi sonunda ardında bırakabilmek.

Daha önce bir can aldıysa; bu olay gerçekleşirken ve gerçekleştikten sonra neler düşündü?
Daha önce bir insanın canını aldı ve kendi iradesine bırakılsaydı bundan kesinlikle kaçınırdı. Her insanın yaşamı hak ettiğine inanıyor ve insanların hayatlarını elinden almaktan hazzetmiyor. Ancak aldığı emirlerin kendi hislerinden daha önemli olduğunu düşünüyor ve görevi bunu yapmasını zorunlu kılıyorsa uyguluyor.

Nasıl rahatlar? Nasıl stres atar?
Meditasyon yapmak, kitap okumak ve balık tutmak Riku’yu rahatlatır. Doğanın içerisindeyken ve yalnızken kendisini daha huzurlu hisseder.

Stresli anlarda nasıl davranır? Eli ayağına mı karışır, yoksa bu tarz durumları soğukkanlılıkla mı atlatır?
Paniğe kapılan biri değildir ve soğukkanlılığını korumakta başarılıdır. Olaylar istediği yönde ilerlemiyorsa mantıklı kararlar vermeye önem verir.

Shinobi olmasaydı nasıl bir kariyere sahip olurdu?
Kusagakure kütüphanesinde arşivci olurdu.

Ölüm hakkındaki düşünceleri neler? Eğer yarın öleceğini bilse bu durumu nasıl karşılar?
Ölüm olmadan yaşamanın bir değeri olmayacağına inanır ve herkes gibi kendisinin de öleceğini kabullenmiştir. Yalnızca bir gün onu da bulacak olan sonun nedensiz olmamasını umut eder.

Biyolojik cinsiyeti ile cinsel kimliği aynı eksende mi? Bu husustaki düşünceleri neler? Eğer farklı eksendeler ise, bu onun için bir travma kaynağı mı yoksa bir aydınlanma mı?
Cinsiyet kavramlarının ne demek olduğunu bilse de kendisini ele aldığında cinsiyetinin ne olduğuna dair bir bilinci yoktur. Çocukluğunda konu hakkına aklı karışsa da kendisini bir cinsiyet sınırı içerisine koymak zorunda olmadığını fark ettiğinde kendini rahatlatan bir aydınlanma yaşadı.

Ne kadar sabırlıdır? Öfkelenirse yatışma süreci nasıl olur?
Riku nadiren ve ekstrem durumlarda öfkeye kapılır. Genellikle de bu durum başarısızlık yaşadığında kendine karşı ortaya çıkar. Başka birisine karşı öfkelenmesi için o kişinin sistematik olarak damarına basması gereklidir, bu durumda gözü hiçbir şey görmeyebilir ve şiddetli tepkiler verebilir. Öfkesi uzun süreli değildir, yalnızca biriken hislerini bir anlığına bünyesinden atması tamamen yatışması için yeterlidir.

İç çekişmesi ne kadar şiddetli? Kendini ne kadar içten içe eleştiriyor? Bilinçaltıyla barışık mı?
Kendisiyle sürekli içsel bir diyalog halindedir ve en büyük eleştirmeni kendisidir. Olduğundan daha iyisi olmaya çabalar ve kendisi hakkında sürekli mental notlar alır. Düşündükleri üzerine durmayı, fikirlerini parçalayıp başka açılardan birleştirmeyi sever. Bu sebeple de kendi bilinçaltının derinliklerine inmeye çabalar.

Yeniliklere ne kadar açıktır? Kabul edici ve töleranslı bir tavır mı sergiler, yoksa gelenekçi midir?
Yeni, duyulmamış, ilk defa gördüğü neredeyse her şeye ilgilidir. Sıradanın ve var olanın dışındaki fikirlerden, yeni icatları incelemekten, farklı teknikleri görmekten keyif alır. Kendi hayatına sırf yenilikleri görebilmek için yön vermiş ve shinobiliği seçmiştir.

Re: Mokuro Riku

Posted: April 17th, 2025, 10:57 pm
by Cynic
Aşağıda karakterinizin zaman atlamasında başından geçenler özetlenmiş, akabinde bazı sorular sorulmuştur. Soruları cevaplarken sadece karakterinizin ne düşündüğünü veya yaptığını değil, olayların detaylarını da belirliyor olacaksınız. Bu sorulara cevap verdikten sonra karakter kartınız onaylanacaktır.
Riku, Jounin sınavı esnasında sınır bölgelerinde yerine getirdiği görevlerde Kizashi'nin dikkatini çekti. Casusluk ve bilgi edinme konusundaki başarıları bu ilginin asıl kaynağı oldu. Kizashi ile beraber özellikle Terkedilmiş Bölge yöresinde bir kaç göreve çıktılar. Bu görevler aslında Kizashi'nin Riku'yu test etmesinden ibaretti. Riku'nun performansından etkilenen Kizashi, onu kendi casus ağına kattı.

Bu atama yasal olarak gerçekleşmedi. Kayıtlarda Riku bir Tokubetsu Jounin olarak sınır görevlisi konumundaydı. Ancak Kusachou Gyaku'dan da gelen onay ile, Kizashi'nin altında çalışan casuslardan biri olmuştu.

Jounin sınavı esnasında Okawa Ringo tarafından kullanılan eşyanın Kumogakure tarafından gönderildiğinin öğrenilmesinin ardından, Kizashi Riku'yu Yıldırım Ülkesi'ne atadı. Bu atamanın süresiz olduğunu Kizashi ona bildirdi. Amacı, bu cam parçası hakkında olabildiğince bilgi edinmesiydi.

Riku, Yıldırım Ülkesi'nde kabaca iki sene kadar kaldı. Bu süre boyunca istifa etmiş ancak kaçak olmayan bir Takigakure shinobisi rolü yapmaktaydı. Yıldırım Ülkesi'nde paralı askerlikle geçimini sağlıyor, Kumogakure yakınlarında aktivitesini gösteriyordu. Bir çok Kumogakure ile bağlantılı tüccar, soylu, bilim adamının geçici korumalığını yaptı. Bu esnada Kusagakure için ciddi bir istihbarat topladı.

Bu cam parçasının yekpare bir kristalden kesilerek üretildiğini öğrendi Riku. Kullanan kişiye geçici olarak tanrısal bir kuvvet vermek üzerine geliştirilen bu cam parçasının bir saha deneyine tanıklık etti. Bu esnada alanda bulunan Shinobi Birliği'ne üye ünlü bir shinobi ile tanıştı. Kısa bir etkileşimde bulundu bu kişi ile ve kimliğini açık etmedi.

Bilgileri Kizashi'ye aktardıktan sonra bir süre daha aktivitelerine devam etti. Peşine takılan bir Kumogakure ekibin olduğunu öğrendiği sıralarda Kizashi onun görevinin tamamlandığı konusunda bilgilendirdi ve Çimen Ülkesi'ne geri çağırdı.

Kizashi ile iyi bir profesyonel dinamik elde etti Riku. Kizashi'nin nispeten dağınık gibi görünen kafası ve savsak davranışlarının aslında onun gerçek zihniyle hiç alakası olmadığını öğrendi. Bu tavırlarının kaynağını öğrenecek kadar onla dostane bir muhabbete girememiş olsalar da bunun bir rol olmadığını bilmekte. Doğası gereği böyle davrandığını az çok tahmin edebiliyor.
  • Riku'nun Kizashi ile beraber çıktığı ve Kizashi'nin onu ekibine katması hususunda ikna olduğu görev neydi?
  • Riku'nun Yıldırım Ülkesi'nde geçirdiği iki yıl içerisinde kullandığı takma ad neydi?
  • Riku hangi ünlü Shinobi ile karşılaştı? Aralarında nasıl bir etkileşim yaşandı?
  • Riku bu cam parçasının kullanıldığını gördüğünde ne hissetti?
  • Riku, Kizashi hakkında ne düşünüyor?

Re: Mokuro Riku

Posted: April 26th, 2025, 1:33 am
by Mokuro Riku
Riku'nun Kizashi ile beraber çıktığı ve Kizashi'nin onu ekibine katması hususunda ikna olduğu görev neydi?
Kusagakure sınırına yakın küçük bir kasabada saklanmakta olan Riaru ajanının gözlemlendiği raporlanmıştı. Bunun üzerine Riku kasabaya yollanarak ajanı bulması için görevlendirilmişti. Riku bölgede yaptığı araştırmalar sonucunda izini sürdüğü ajanın kimliğini öğrenmiş, ancak onu yakalamak yerine bir süre daha gözlem yapmış ve bulduğu üsse sızarak daha fazla bilgi toplamayı tercih etmişti. Böylece kasabada birden fazla Riaru ajanının görev aldığını ve kasabayı da teçhizat sağlamak için kullandıklarını öğrenmişti.

Bu süreçte Kizashi başka bir görevdeyken edindiği istihbaratla Riku’nun bulunduğu kasabada düşünülenden daha büyük bir plan döndüğünden şüphelenip direkt olarak kasabaya gelmişti. Bu noktadan sonra birlikte şüphelileri yakalamışlar ve onları sorgulamaya başlamışlardı. Kizashi’nin öncelikle Riku’nun yalnızken aldığı inisiyatif ilgisini çekmişti, ardından sorgulama sürecinde Riku’nun soğukkanlılığı ve dikkati sayesinde ajanlardan teçhizatları sakladıkları lokasyonu kolaylıkla öğrenmesi onu kendi ekibine katmasını sağlamıştı.

Riku'nun Yıldırım Ülkesi'nde geçirdiği iki yıl içerisinde kullandığı takma ad neydi?
Riku Yıldırım Ülkesi’ndeyken gizli kimliği olarak “Akechi Togata” adını kullanıyordu.

Riku hangi ünlü Shinobi ile karşılaştı? Aralarında nasıl bir etkileşim yaşandı?
Cam parçası hakkındaki deneylere yardım eden bir bilim insanının koruması olarak çalışıyordu o gün. Yüksek rütbeli birilerinin de orada olacağına dair bilgi edinmişti ama karşısında beşinci Raikage’yi gördüğünde ister istemez gerilmişti. Deneyler sırasında Darui’yi de gözlemleme fırsatı bulmuş ve karşılarında gerçekleşen (ve Riku’nun gözünde tarihi olan) bu anı suratında oldukça sıkılmış diyebileceği bir ifadeyle seyretmesi Riku’yu şaşırtmıştı. Sanki başıma bir de bu çıktı dercesine bakıyordu cam parçasına.

Darui’den uzak durmaya çalışsa da Raikage “Bıyıklar nasıl olmuş?” diye sormuştu Riku’ya hiç beklemediği bir anda. Sorunun alakasızlığıyla Riku bir anlığına şaşırmıştı ancak “Yakışmış Raikage-sama, zaten bıyık yakışıklının aksesuarıdır.” diyerek Darui’nin bıyıkları hakkındaki görüşünü belirtmişti. Ardından Darui bilim insanlarına duyurmamaya çalışırcasına fısıldayarak deneyle ilgili ona gönderilen ön raporu dikkatlice okumadığı, sadece şöyle bir gözden geçirdiğini belirtip Riku’dan biraz bilgi almıştı.

Riku etkileşimlerini alandaki herkes bitmeyen bilimsel teoriler üzerine konuşurken Darui’nin kendisininkileri bir ayna misali yansıtan ifadesiz bir çift göz görmenin ilgisini çektiğine buluyordu. Raikage’nin ödevini yapmamış bir akademi öğrencisi gibi gizli gizli kendisinden bilgi almaya çalışmasıysa Riku’yu oldukça eğlendirmişti. Riku şüphe çekmemek için çok da detaylı konulardan konuşup, sorular sormaktan kaçınmıştı ve sonuçta kimliğini gizli tutmayı başarmıştı.

Riku bu cam parçasının kullanıldığını gördüğünde ne hissetti?
Riku edindiği her bilgi ile bu cam parçasına karşı bir miktar obsesyon geliştirmeye başlamıştı. Bir de üstüne kendi gözleriyle gücüne şahitlik etmek onun için inanılmaz bir deneyimdi. Her ne kadar o anda heyecanının gerçek boyutlarını tamamen saklasa da yalnız başına kaldıkça kendi kendine sırıtıp durdu günlerce. Bu cam parçasının kaynağı olan kristalin kullanılabileceği alanlar, vadettiği güç, üzerine yapılabilecek deneyler, kaynağı… Kısacası dünyayı etkileyebileceğini düşündüğü potansiyeli düşündükçe kafayı yiyecek gibi oluyordu. Bir yandan da bu kaynağın başkalarının eline geçmesi durumunda Kusagakure’nin bilinmeze karşı kalkansız kalacağından endişeleniyor, bu cam parçasını kendi köyünün elde etmesini sağlamak için daha da hırslanıyordu. Başarılı olma durumunda kendisinin bu cam ile ilgili çalışma yapabilme olasılığına dair küçük hesapların da peşine düşmüştü.

Riku, Kizashi hakkında ne düşünüyor?
Kizashi, Riku’nun hem ilgisini çeken hem de saygı duyduğu bir shinobi. Birlikte daha çok göreve çıktıkça onun görünenin ardında, daha katmanlı bir kişiliği olduğunu az çok fark etmişti ve Kizashi’nin zihninden geçenleri çözümlemeyi kendisine bir bulmaca misali misyon edinmişti. Kendi gözlemleri doğrultusunda Kizashi’nin vizyonundan ve eylemlerinden etkilendiğini söylemek mümkün. Onu kendisine pusula olabilecek bir shinobi olarak görüyor.

Kizashi’nin iyileşip görevine dönmesi ardından bazı shinobilerin ona şüpheyle yaklaştığına şahit olmuştu ve kendi ailesinin namından ötürü diğerleri tarafından benzer bir deneyim yaşamış olması onunla kendince bir bağ kurduğunu düşündürtmüştü. Ayrıca Kizashi’nin deneyimledikleri ardından devam edecek güç ve iradeyi bulmanın ne denli zorlayıcı olacağına emindi, buna rağmen Kizashi’nin adımlarından emin bir şekilde ilerlemesini ve Kusagakure’ye olan bağlılığını ilham verici buluyor.

Son olarak eklemek gerekir ki, Riku uzun süre boyunca köyünden ayrı ve etrafındakilere güvenerek gerçekleştirdiği bir takım çalışması içerisinde olma kavramından uzak kalmıştı. Bu sürecin hemen ardından Kizashi ile görevlere çıkarak ortak hamleler yapmayı tekrar öğrenmişti. Kizashi ile çalışmanın onu geliştirdiğini düşünüyor. Bu sebepledir ki Kizashi’ye kendini ve yeteneklerini daha da fazla ispatlamanın peşinde.

Re: Mokuro Riku

Posted: April 30th, 2025, 11:56 pm
by Cynic
Onaylandı.