Fukase Naegi
Posted: October 1st, 2018, 9:26 pm
Künye
İsim: Fukase Naegi
Yaş: 17
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.78
Kilo: 63
Köy: Kaçak (Ishigakure)
Element: Doton
Seviye: C - Rank
Rütbe: Chuunin
Portre
GörünümOrtalama boyda fakat ortalamanın altında bir sıskalıktaki vücudu ilk bakıldığında göze çarpan tarafıdır. Mermerimsi bir beyazlıkla kaplanan derisinden sonra ince bir çıkıntı gibi gözüken boynuyla beraber yüzü öne çıkar. Kemiksi ve ters bir beşgene benzeyen kafatası şekli ile beraber baştan aşağı gözükmüş olur. Geniş göz çukurlarının içini dolduran bir o kadar geniş göz bebeklerinin içerisindeyse siyah ile kirmet rengi arasında gidip gelen bir renk dans eder. Çocukluktan beri fazla şekil değiştirmeyen sanki bir tas koyup kesilmiş ve sonradan uzamaya bırakılmış siyah saçlarının tek farklı tarafı favoriler denebilecek fakat sakaldan yoksun bir şekilde çene hizasına kadar uzamış saçlarının ucundaki grilikler doğuştan beri sahip olduğu büyük ihtimallede birkaç biyolojik sıkıntıdan dolayı var olan bir anomaliydi saçlarında.
Kişilik: ''Ortalama bir insan, ortalama bir kişilik.'' Fakat bunlar sadece Naegi'nin kendisi için söylediği sözler. Köyünde yaşadığı dönemde sosyal anlamda pek bir sıkıntı çekmemiştir. Belirli konu başlıkları etrafında rahatça gezinebilirken hiç bir arkadaşı olmamıştır. Gereksiz samimeyete karşı olmak gibi bir şey. Onun için her zaman tanıdıkları olmuştur. Bu davranışları yüzünden sandığının aksine kolayca sosyalleşebilen biri olmak yerine aslında ilk adımları her zaman karşısındakinden bekleyen ve konuşma sırasında ise konfor alanından çıkıp kendi hissettikleri veya düşündüklerini kolayca ifade edemeyen bir insandır.
En büyük problemi ve yaşama sebebi ise aynıdır. Var olmak Naegi için her zaman komplike bir konu olmuştur. Sert ergenlik dönemlerinden beri neden var olduğu, var olamanın amacı gibi sorularla cebelensede geldiği 17 yaşında hala elle tutulur bir cevaba ulaşamamıştır. Fakat dediğim gibi yaşam yaşam sebebide bu sayılabilir. Unutulmak, hiçbir iz bırakamadan dünyayı terk etmekse en büyük korkusudur. Öldükten sonra hiçkimse tarafından hatırlanmamak veya sadece kendisinden sonraki nesiller tarafından bilmemne bilmemne dede de vardı şekilde anılmaktan takıntı derecesinde korkar. En azından bir şekilde kendini izini bırakabilmenin yolunu ve olası bir başka hafıza kaybı durumunda kim olduğunun unutmamak için günlüğümsü bir şey tutar. Günlüğümsü diyorum çünkü içerisinde gördüğü rüyaların hikayelerinden, tanıştığı insanların elinden geldiğince oluşturduğu profilleri bulunur.
Özgeçmiş:Kast sisteminin alt katmanlarında yer alan bir ailede doğan Naegi savaşın getirdiği sıkıntılardan etkilenen neslin bir parçasıdır. Kıtlık içerisinde geçen cocukluğunda oyuncakları çevresindeki kapanan dükkanların veya terk edilen evlerin harabelerinden topladığı tahtalar ve sert kayalarken, kıyafetleri ise komşu çocuklarının eskileri ve artık kumaşlar yamalanarak yapılmış paçavralardı. Fakat tüm bu zorluklar o yaştaki bir çocuk için bir sıkıntı oluşturmuyordu çünkü mahallesindeki tüm çocuklarda onunla aynı durumdaydı. Büyüdükçe savaşın etkileri yavaş yavaş Kaya Ülkesi'ni terk ederken tanışmıştı terzi dikimi yeni kıyafetlerle. Bu yaşlardı aynı zamanda shinobilerin sadece savaşmaktan ibaret olan bireyler olmadığını. İmrenmişti onlara, düzenli yüksek gelir, havalı kıyafetler ve dudak uçuklatan sihirbazlık numaraları. Ailesini ikna edip akademiye yazılmıştı. Hızlı öğrenen bir çocuktu, temel bilgilerde pek bir sıkıntısı yoktu fakat yaşlarının dahada belirginleşmeye başlayan fiziksel yetersizliği bir problem oluyordu.
Yıllar ilerlemiş ve mezun alıp alın bandını aldığında o yaşlardaki hayallerine yaklaştığını hissediyordu. Büyük bir gurula taşıyordu köyünün amblemini alnında. Bir an önce takımına atanıp görevlere katılmak istiyordu. Başlarda verilen aksiyonsuz angarya görevleri can sıkıntısı ile gerçekleştirirken sonralarda bu görevler her zaman daha istekli olduğu alanlar olucaktı. Çünkü sınır dışına ve ücra köşelere gerçekleşen görevler vahşet ve ölüm barındırıyordu. Ölmekte istemiyordu bu genç yaşında.
Yıllar biraz bu sefer biraz daha fazla geçiş ve yarı memurluk yarı shinobilik kariyerinin önemli bir noktasına gelmişti. Chuuninlik rütbesini almış ve hiç çıkmadığı kadar prestijli bir görev için adaylardan biriydi. Yapılacak olan chuunin sınavlarının güvenliğini sağlayan ekiplerden birinde bulunmak. O güne dair hatırladığı son şey ise kafasına doğru düşen kayalardı...
Birkaç ay önce kendine gelmişti. Nerede olduğunu bile bilmiyordu. Üzerine bir çizik yerleştirilmiş alın bandı omzundaki çantaya bağlanmış ve çantasının içerisine içerisinde kendi isminin yazdığı sayfa işaretlenmiş bir bingo kitabı vardı. Tam olarak neler olduğunu hatırlamıyordu o gün içinde. Fakat neler olmuşsa hafızasının yerinde olmadığını hatırlıyordu. Köye dönmeyi düşünmüştü, hiçbir şey hatırlamadığını görevlileri anlatabileceğini düşünüyordu ama bingo kitabında ismi yer alacak kadar işlediği bir suçtan sonra ona inanacak biri var mıydı, emin değildi. Karışık duygular içerisindeydi, çocukluk hayallerini bir daha gerçekleştiremeyeceğini biliyordu ama içinde olduğu çölün içerisinde kendisini cezalandırmak için açlık ve susuzlukla kendisini sınamayacaktı.
Yaşamını devam ettirmek için ne gerekiyorsa onu yapmıştı bir yıla yaklaşık sürede ve yapmaya da devam edicekti. Gördüğü bir kervanın yolunu kesmekten kendisinden daha ufak çöl farelerini yemeğe kadar. Çünkü yapmak zorunda olduğu şey buydu. Kendisini bu şekilde motive edip avutabiliyordu. O da artık çöl faresiydi ve doğanın kurallarına uymaya karar vermişti. Fakat kurtulamadığı, yüzleşemediği kabuslar vardı bir tek. Gölgeler içersinde onu yemek için bekleyen karanlıktan, kendisinin elinde kana dönüşen insanlar... Her şeyin üstesinden gelebiliyordu en azından çabalıyordu ama kabuslarından kaçamıyordu hatta o birkaç aylık karanlık dönemindeki yaptıkları olabilme ihtimalinden dolayı yüzleşemiyordu.
Motivasyon
Yaşamak: Yaşamak en azından dünya üzerine kendi adını sonsuza kadar yaşatacak bir iz bırakana kadar yaşamak. Var olmanın nedenini çözemeyen Naegi için bu tüm bu sorunlarını çözebilmek için kullanabileceği bir yöntem. Çünkü eğer bedeni ölse bile adı veya imzası dünya üzerinde yaşarsa fiziksel bedeni ölse bile varlığının ölümsüz kalacağına inanıyor.
Komplikasyon
Hafıza Kayıpları: Bir yıl önce yaşadığı hafıza kaybından beri düzensiz aralıklarla kendisinin bile kim olduğunu soracak kadar seviyelerde hafıza gitgelleri yaşıyor. Her hangi bir medikal yardım almadığı için sorununun neden gerçekleştiği hakkında bir bilgisi olmadığı için bu git gellerin bir gün tüm hafızasını yok edip onu neredeyse fotosentez yapan bir canlıya mı çevireceği yoksa ömrü boyunca katlanacağı bir komplikasyon mu bir bilgisi yok
Profil
Güç: 3
Çeviklik: 5
Kondisyon: 4
Potansiyel: 4
Varlık: 6
Zeka: 8
İsim: Fukase Naegi
Yaş: 17
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.78
Kilo: 63
Köy: Kaçak (Ishigakure)
Element: Doton
Seviye: C - Rank
Rütbe: Chuunin
Portre
GörünümOrtalama boyda fakat ortalamanın altında bir sıskalıktaki vücudu ilk bakıldığında göze çarpan tarafıdır. Mermerimsi bir beyazlıkla kaplanan derisinden sonra ince bir çıkıntı gibi gözüken boynuyla beraber yüzü öne çıkar. Kemiksi ve ters bir beşgene benzeyen kafatası şekli ile beraber baştan aşağı gözükmüş olur. Geniş göz çukurlarının içini dolduran bir o kadar geniş göz bebeklerinin içerisindeyse siyah ile kirmet rengi arasında gidip gelen bir renk dans eder. Çocukluktan beri fazla şekil değiştirmeyen sanki bir tas koyup kesilmiş ve sonradan uzamaya bırakılmış siyah saçlarının tek farklı tarafı favoriler denebilecek fakat sakaldan yoksun bir şekilde çene hizasına kadar uzamış saçlarının ucundaki grilikler doğuştan beri sahip olduğu büyük ihtimallede birkaç biyolojik sıkıntıdan dolayı var olan bir anomaliydi saçlarında.
Kişilik: ''Ortalama bir insan, ortalama bir kişilik.'' Fakat bunlar sadece Naegi'nin kendisi için söylediği sözler. Köyünde yaşadığı dönemde sosyal anlamda pek bir sıkıntı çekmemiştir. Belirli konu başlıkları etrafında rahatça gezinebilirken hiç bir arkadaşı olmamıştır. Gereksiz samimeyete karşı olmak gibi bir şey. Onun için her zaman tanıdıkları olmuştur. Bu davranışları yüzünden sandığının aksine kolayca sosyalleşebilen biri olmak yerine aslında ilk adımları her zaman karşısındakinden bekleyen ve konuşma sırasında ise konfor alanından çıkıp kendi hissettikleri veya düşündüklerini kolayca ifade edemeyen bir insandır.
En büyük problemi ve yaşama sebebi ise aynıdır. Var olmak Naegi için her zaman komplike bir konu olmuştur. Sert ergenlik dönemlerinden beri neden var olduğu, var olamanın amacı gibi sorularla cebelensede geldiği 17 yaşında hala elle tutulur bir cevaba ulaşamamıştır. Fakat dediğim gibi yaşam yaşam sebebide bu sayılabilir. Unutulmak, hiçbir iz bırakamadan dünyayı terk etmekse en büyük korkusudur. Öldükten sonra hiçkimse tarafından hatırlanmamak veya sadece kendisinden sonraki nesiller tarafından bilmemne bilmemne dede de vardı şekilde anılmaktan takıntı derecesinde korkar. En azından bir şekilde kendini izini bırakabilmenin yolunu ve olası bir başka hafıza kaybı durumunda kim olduğunun unutmamak için günlüğümsü bir şey tutar. Günlüğümsü diyorum çünkü içerisinde gördüğü rüyaların hikayelerinden, tanıştığı insanların elinden geldiğince oluşturduğu profilleri bulunur.
Özgeçmiş:Kast sisteminin alt katmanlarında yer alan bir ailede doğan Naegi savaşın getirdiği sıkıntılardan etkilenen neslin bir parçasıdır. Kıtlık içerisinde geçen cocukluğunda oyuncakları çevresindeki kapanan dükkanların veya terk edilen evlerin harabelerinden topladığı tahtalar ve sert kayalarken, kıyafetleri ise komşu çocuklarının eskileri ve artık kumaşlar yamalanarak yapılmış paçavralardı. Fakat tüm bu zorluklar o yaştaki bir çocuk için bir sıkıntı oluşturmuyordu çünkü mahallesindeki tüm çocuklarda onunla aynı durumdaydı. Büyüdükçe savaşın etkileri yavaş yavaş Kaya Ülkesi'ni terk ederken tanışmıştı terzi dikimi yeni kıyafetlerle. Bu yaşlardı aynı zamanda shinobilerin sadece savaşmaktan ibaret olan bireyler olmadığını. İmrenmişti onlara, düzenli yüksek gelir, havalı kıyafetler ve dudak uçuklatan sihirbazlık numaraları. Ailesini ikna edip akademiye yazılmıştı. Hızlı öğrenen bir çocuktu, temel bilgilerde pek bir sıkıntısı yoktu fakat yaşlarının dahada belirginleşmeye başlayan fiziksel yetersizliği bir problem oluyordu.
Yıllar ilerlemiş ve mezun alıp alın bandını aldığında o yaşlardaki hayallerine yaklaştığını hissediyordu. Büyük bir gurula taşıyordu köyünün amblemini alnında. Bir an önce takımına atanıp görevlere katılmak istiyordu. Başlarda verilen aksiyonsuz angarya görevleri can sıkıntısı ile gerçekleştirirken sonralarda bu görevler her zaman daha istekli olduğu alanlar olucaktı. Çünkü sınır dışına ve ücra köşelere gerçekleşen görevler vahşet ve ölüm barındırıyordu. Ölmekte istemiyordu bu genç yaşında.
Yıllar biraz bu sefer biraz daha fazla geçiş ve yarı memurluk yarı shinobilik kariyerinin önemli bir noktasına gelmişti. Chuuninlik rütbesini almış ve hiç çıkmadığı kadar prestijli bir görev için adaylardan biriydi. Yapılacak olan chuunin sınavlarının güvenliğini sağlayan ekiplerden birinde bulunmak. O güne dair hatırladığı son şey ise kafasına doğru düşen kayalardı...
Birkaç ay önce kendine gelmişti. Nerede olduğunu bile bilmiyordu. Üzerine bir çizik yerleştirilmiş alın bandı omzundaki çantaya bağlanmış ve çantasının içerisine içerisinde kendi isminin yazdığı sayfa işaretlenmiş bir bingo kitabı vardı. Tam olarak neler olduğunu hatırlamıyordu o gün içinde. Fakat neler olmuşsa hafızasının yerinde olmadığını hatırlıyordu. Köye dönmeyi düşünmüştü, hiçbir şey hatırlamadığını görevlileri anlatabileceğini düşünüyordu ama bingo kitabında ismi yer alacak kadar işlediği bir suçtan sonra ona inanacak biri var mıydı, emin değildi. Karışık duygular içerisindeydi, çocukluk hayallerini bir daha gerçekleştiremeyeceğini biliyordu ama içinde olduğu çölün içerisinde kendisini cezalandırmak için açlık ve susuzlukla kendisini sınamayacaktı.
Yaşamını devam ettirmek için ne gerekiyorsa onu yapmıştı bir yıla yaklaşık sürede ve yapmaya da devam edicekti. Gördüğü bir kervanın yolunu kesmekten kendisinden daha ufak çöl farelerini yemeğe kadar. Çünkü yapmak zorunda olduğu şey buydu. Kendisini bu şekilde motive edip avutabiliyordu. O da artık çöl faresiydi ve doğanın kurallarına uymaya karar vermişti. Fakat kurtulamadığı, yüzleşemediği kabuslar vardı bir tek. Gölgeler içersinde onu yemek için bekleyen karanlıktan, kendisinin elinde kana dönüşen insanlar... Her şeyin üstesinden gelebiliyordu en azından çabalıyordu ama kabuslarından kaçamıyordu hatta o birkaç aylık karanlık dönemindeki yaptıkları olabilme ihtimalinden dolayı yüzleşemiyordu.
Motivasyon
Yaşamak: Yaşamak en azından dünya üzerine kendi adını sonsuza kadar yaşatacak bir iz bırakana kadar yaşamak. Var olmanın nedenini çözemeyen Naegi için bu tüm bu sorunlarını çözebilmek için kullanabileceği bir yöntem. Çünkü eğer bedeni ölse bile adı veya imzası dünya üzerinde yaşarsa fiziksel bedeni ölse bile varlığının ölümsüz kalacağına inanıyor.
Komplikasyon
Hafıza Kayıpları: Bir yıl önce yaşadığı hafıza kaybından beri düzensiz aralıklarla kendisinin bile kim olduğunu soracak kadar seviyelerde hafıza gitgelleri yaşıyor. Her hangi bir medikal yardım almadığı için sorununun neden gerçekleştiği hakkında bir bilgisi olmadığı için bu git gellerin bir gün tüm hafızasını yok edip onu neredeyse fotosentez yapan bir canlıya mı çevireceği yoksa ömrü boyunca katlanacağı bir komplikasyon mu bir bilgisi yok
Profil
Güç: 3
Çeviklik: 5
Kondisyon: 4
Potansiyel: 4
Varlık: 6
Zeka: 8