Page 1 of 1

[Mod] Jin Ryoken

Posted: December 30th, 2019, 10:58 pm
by Jin Ryoken
Kami no yume
Arkaplan:
Görevden yeni dönmüş, hiçbir şeyle uğraşmak istemeden sadece yatmak istiyordu Ryoken. Köy dışına Gennosuke için çıktıktan sonra, doğru düzgün dinlemeden tekrar çıktığı için biraz huysuzdu. Başından geçenleri düşünüyordu, kıza yardım ettiklerini zannederken bir kılıç ustasına yardım etmeleri, kızın vücudunu ele geçirmesi, Ringo ile aralarında geçen uyum. En çok bu kısma takılıyordu. İnsanlara karşı pek iyi bir iletişim kuramayan Ryoken, nasıl böyle bir uyum sağlayabiliyordu? Kafasını hafifçe gülümseyerek iki yana salladı yatağında oturuyorken, "Saçmalık." diye geçirdi içinden. üzerine çok fazla düşünmek istemiyordu. Uzun süreden sonra arkadaşı olacak olması, kısmi bir saçmalık olarak gözüküyordu gözüne. Yatağına uzandıktan sonra, gözleri yavaş yavaş kapandı.

Tam uykuya dalacakken, köy dışına çıkmadan önce kenara kuyduğu bir kutunun yere devrilmesi ile geri kalktı. Önemsiz bir kutu gibi göründüğü için incelememişti ancak içinden çıkan, hafif tozlu bir zarf dikkatini çekti. Açılmamıştı, orada tozlanmaya bırakılmış gibiydi. Yatağından doğrulduktan sonra zarfı aldı. Yavaşça açtı ve yere oturup içinde yazılanları okumaya başladı. Daha ilk cümlesini okuduktan sonra, gözleri fal taşı gibi açıldı.

"Ben Jin Ryoken, Jin Kamai ve Jin Ryoken'in babasıyım.

Bunu hanginizin okuduğu hakkında bir fikrim yok. Ancak aranızdan biri okuyacak. Bu mektubu siz daha çok küçükken yazdım. Bir anda yazmamın sebebi, çok yakın zamanda olayların gelişecek olması. Bunların hepsini detaylı bir şekilde mektupta anlatmam mümkün değil. Mektubun altında yazan yere gidin. Sizi karşılayacak bir insan olacak. Sonrasında gereken her şeyi teker teker öğreneceksiniz. Ancak bazı şeyleri kaldıramayacağınızı düşünüyorsanız asla adım atmayı bile düşünmeyin. Oğlum bile olsanız, göreceklerini kaldıramayacak insanlara ihtiyacım yok. Önce kendinize güvenin, sonra adımlarınıza..."


Mektupta başka bir şey yazmıyordu. Okudukları onun için çok garipti. Babasıyla yüz yüze bile bu kadar konuşmamışken, mektupta yazılanları okumak onun için güzel bir olaydı. Ancak heyecanını bastıran bir olay, babası hakkında belli başlı sırları öğrenebilecek olmasıydı. En azından, mektupta yazılan yere giderse bunun gerçekleşeceğini düşünüyordu. Belki kendisine başka notlar, mektuplar bırakmıştı. Hepsini bulmak istiyordu, bu yüzden gecenin bir yarısı hızlıca hazırlandı. Evinden büyük bir hızla çıktı ve mektupta yazan yere doğru gitmeye başladı. Aklını karıştıran cümle, "Göreceklerini kaldıramayacak insanlara ihtiyacım yok." cümlesi idi. Ne göreceğini merak ediyordu, kaldırıp kaldıramayacağı hakkında ise hiçbir fikri yoktu.

Mektupta yazıldığı gibi Kuzuryu-gawa Nehrinin yakınlarında küçük bir kasabaya gelmişti. Önce nehre baktı, sonrasında başından geçen olaylar için küçük bir tebessüm etti. Sol kolunu hafifçe kaldırdı, ardından yoluna devam etti. Küçük, harabe bir evin önünde durdu. Kasabadan biraz daha uzak, neredeyse yıkılacak bir ev gibi duruyordu. Kapıda birini göreceğini söyleyen mektubun aksine kapıda kimse durmuyordu. Buğulu ve tozlu cama doğru yaklaştığında, içerde birinin gezdiğini gördü. Kapıyı çaldı, içerde kimin ne için olduğunu bilmiyordu. Tek bildiği şey, içerde bir şeylerin gizli kaldığıydı. Kapı açıldığında, kendisini aşırı yaşlı bir kadın karşıladı. Kadın sıcak gözlerle kendisine bakıyor, bir şeyler bekler gibi duruyordu. Ryoken, sol eliyle mektubu uzattıktan sonra konuşmaya başladı.

"Ben Jin Ryoken'in küçük oğlu Ryoken'im. Babamın mektubu vasıtasıyla buraya geldim. İçerde ne varsa görmem gerekiyor."

Kadın mektubu alıp baktıktan sonra kapıyı biraz daha açıyor ve hızlı adımlarla içeri doğru yürüyordu. İçerden bir kaç eşyasını aldıktan sonra, Ryoken'in kapıyı kapattığından emin olurcasına kapıyı kontrol edip, konuşmaya başlıyordu.

"Babanın benden istediği ufak bir ricaydı. Hayatımı kurtardıktan sonra ikinizden birisi gelene kadar günümü burda geçirmemi istemişti. Sonrasında hangi biriniz gelirse gelsin, bir daha gelmeme gerek kalmayacaktı. İşte sen geldin, benimde artık gitme zamanım geldi. Babanın odası, sağda duran oda."

Dedikten sonra sevinçli bir şekilde çıkıyordu evden. Yıllardır o evi günlük olarak kontrol etmekten bıkmış durumda olan kadın, sonunda özgürlüğüne kavuşuyordu. Kadının uzaklaştığından emin olduktan sonra, evi incelemeye başladı. Kadın, burada günlerini geçirdiği için her yeri temizlemiş, kendine göre dizayn etmişti. Sadece, babasının odası olduğunu öğrendiği yerin kapısı kapalı duruyordu. Odanın kapısının altında gördüğü tozlar, kadının içeriye girmediğini ancak sadece odanın kapısını temizlediğini düşündürtüyordu. Bunun sebebi de tozların etrafa saçılmasını önlemek olmalıydı. İçine küçük bir kuşku düşüyordu o esnada. Açmalı mıydı, açmamalı mıydı? Göreceklerini, öğreneceklerini kaldırabilecek miydi?

Kapıya doğru sağ elini tam uzatırken, kapının çalması ile elini geri çekti. Kimin geri döndüğü konusunda tereddüt yaşayarak, bir eli katanasında duracak şekilde yavaş adımlarla ilerlemeye başladı. Kapıyı hafifçe araladığında, tekrardan o kadınla karşılaştı. Kadın elinde bir ilk yardım çantasıyla gelmiş, kapıyı hafifçe ittirerek Ryoken'in çekilmesini sağlıyordu. Kadın içeri girip kapıyı kapattıktan sonra Ryoken'e gülümseyerek konuşmaya başladı.

"Merak etme, merak etme! Babanın istediği son bir şeyi daha gerçekleştirip buradan çekip gideceğim! Sadece bana güvenmeni istiyorum Ryoken-san!"

Dedikten sonra hızlı bir şekilde iğneyi koluna saplıyordu Ryoken'in. O anda, Ryoken bir anlık adrenalinle elini kadının boğazına doğru ilerletmiş olsa bile, bir anda dizlerinin üstüne çöküyordu. Vücudu, uyuşmuş bir şekilde kadının üstüne giderken, kadın hala gülümseyen gözlerle ona doğru bakıyordu. Konuşmaya bile hali kalmamışken, kadına olan bakışları soruyu soruyordu. Kadın bir elini Ryoken'in saçına koyduktan sonra, bayılmadan önce duyacağı son cümleyi ediyordu.

"Ryoken-san, babanın isteklerini gerçekleştirmenin vakti geldi. İzinsiz yaptığım için üzgünüm..."

O andan sonra, Ryoken'in tek hatırladığı bir karanlık oldu. Gözleri yavaş yavaş kapanmış, kendini kadına doğru bırakmıştı. O karanlık, ona saatler gibi gelmişti. Gözleri tekrardan açıldığında, etrafında bir sürü mektup, parşömen bulunan bir odadaydı. Yere yatırılmış şekilde duruyor, sadece yan taraflara ve tavana bakıyordu. Bu, gezdiği odalardan farklı bir odaydı. İki ihtimal bulunuyordu, ya başka bir eve götürülmüştü ya da babasının odasındaydı. Vücudu yorgun düşmüş bir biçimdeyken, doğrulmaya çalıştı. Dirseklerini yere dayayıp destek alarak gövdesini yerinden kaldırdı. O anda, inanılmaz bir baş ağrısı şimşek gibi vuruyordu. Gözlerini biraz kıstıktan sonra, çok tanıdık bir ses gözlerini hızla açtırıyordu. Ne uzaktan geliyordu sesi, ne yakından. Ne korkutan bir sesti, ne huzur veren. Kendisini yabancı hissettirmeyen, Ryoken'i yalnız bırakmayan bir ses. Jin Ryoken'in, babasının sesi...

"Yerinden kalkma oğlum, biraz toparlan..."

Jin Ryoken, babasının sesini duyması ile birlikte yerinden toparlandı. Aynada kendine baktığında, sağ gözünün tamamen simsiyah olduğunu gördü. Jin ailesinin, klasik olarak birbirlerine bıraktığı bir mirastı "Kami no Yume". Ancak, Ryoken'in dedesi aileye ihanet etmiş, gözleri kendinde tutmak istemişti. Bunun üzerine Jin Ryoken'in babası ve dedesi arasında büyük bir çatışma çıkmış, babası ancak bir gözünü alabilmiştir. Ölümden son anda döndüğü için, kendisini eskiden hayatını kurtardığı bir kadının ellerine bırakmıştır. Eski bir medic-nin olan bu kadın, babasına toparlanması için yardım etmiştir. Babası, olayların daha büyük yerlere geleceğini bildiğinden, iki oğlundan haberdar olmadan bir mektup bırakmıştır.

Bundan yıllar sonrasında, bazı kaynaklardan aldığı haber ile büyük oğlunun bir kaçak olduğunu öğrenmiş ve onu bulmaya gitmiştir. Karşılaştığı manzara, oldukça vahşi bir manzara olmuştur. Jin Kamai, dedesini öldürmüş ve tek gözü kendine almış, ikinci göz için babasını beklemiştir. Babası ile Jin Kamai arasında küçük bir savaş döndüğünde, Kamai'nin dedesinin hareketlerini kopyaladığını anladığında gücünün bu duruma yetmeyeceğini anlamış ve oradan kaçmıştır. Babası için tek umut, Jin Ryoken'dir. Jin Kamai ise, dedesinin gözünü taşıyarak dedesini miras almıştır. Bu olayın farkına varıp kaçan babası, eski tanıdığı kadından bir ricada bulunmuş, gözü korumasını ve kendisini öldürmesini istemiştir. Böylelikle, kadın gözü korumuş ve Jin Ryoken geldiğinde kendisine vermiştir. Artık, dedesinin mirasını taşıyan abisi ve babasının mirasını taşıyan Jin Ryoken arasında büyük bir savaşın kopacağı garanti haline gelmiştir. En azından, babasından öğrendiği durum budur.

Başlangıç Safhası:

Jin ailesinin asıl geleneği, gözün kullanıcısının ölmeden önce, ruhunu, kişiliğini ve düşüncelerini göze hapsederek yeni kullanıcıya vermesi gerekmektedir. Ancak, Ryoken'in dedesi bu duruma ihanet ettiğinde, Ryoken'in babası dedesinin bir gözünü sökmüş ve Jin ailesinde yeni bir nesil oluşturmuştur. İki göz yerine bu durum bir anda tek göze düşmüş, dedesi Jin Kamai'ye gözünü vermiş, babası ise Jin Ryoken'e vermiştir. İki gözde simsiyahtır, dedesine ait olanda babasına ait olanda. Jin Ryoken'in bir gözü normal, öbür gözü ise simsiyahtır. Göz bebeği, beyazlık hiçbiri gözükmemekte, tamamen bir boşluk gibidir.

Babası kendini göze hapsettiği için, Ryoken'le iletişim kurabilir. Ancak babasının sesini sadece Ryoken duyarken, Ryoken'in konuşmaları dışarıya açıktır. Telepatik olarak iletişim kurmaz, dışarıdan biriymiş gibi dışarıya doğru konuşmak zorundadır. Göz her zaman simsiyah durumdadır, ancak etkileri açık değildir. Etkide olan tek şey, gözü açık olduğu sürece karşısında ve etrafta babasının silüetini görmesi, sesini duymasıdır. Ancak gözünü alın bandı gibi bir şeyle uzun süre kapalı tutarsa babasının silüetini göremez, sadece sesini duyar.

Gözünü Aktif Etmek:

"Shinda Kami" cümlesi söylendiği anda göz aktif edilir. Aktif edildiği zaman gözün merkezi ortaya çıkar ve kıpkırmızı bir renge bürünür. Ancak göz göz bebeği gözükmez, sadece siyah bir boşluğun içinde kırmızı yuvarlak vardır. Sağ gözünün etrafı göz aktif edildiği anda kasılır ve damarları şişer. Damarları dışarıdan simsiyah şekilde gözükür. Oldukça belli olacak derecededir. Bu sırada babasının kişiliğini biraz daha kendinde hissetmeye başlar (bir dezavantaj olarak verilecektir). Ancak başlangıç safhasında olduğu için kendi otokontrolünü sağlayabilir.

Pasif olarak, kendisiyle göz aktif durumda iken göz göze gelen birisi ölümcül bir aurayı üstünde hissetmeye başlar. Bu durum karşı taraf için içgüdüsel olarak gerçekleşir, rakip dirençli olabilir ancak bir ölüm korkusunu hisseder. Başlangıç safhasında çok güçlü bir durum olmasa bile, kendini belli etmektedir. Bunun sebebi, babasının ölümcül derecedeki aurasının dışa vurumudur.

Göz aktif edildiği anda, göz göze geldiği kişilerin anılarını çalmaya başlar. Anıları Ryoken göremez, ancak babası, yani gözdeki kişi bu anıları kendinde depolamaya başlar. Geçmişe gitmeye başladıkça Ryoken'in zihni yavaş yavaş yorulur ve babasının kişiliği daha fazla ortaya çıkmaya başlar. Kişiliği yavaş yavaş karışmaya başlar. Babasının kişiliği daha çok ortaya çıkmaya başladığında, zihin yorgunluğu yerini babasına bırakır. Geçmişe gidildikçe, göz Ryoken'e yavaş yavaş hükmetmeye başlar. Ancak başlangıç safhasına göre bu kontrol oldukça yavaştır, aynı zamanda geçmişe gitmekte oldukça yavaşlar. Anılar yavaş yavaş gözün içinde birikmeye başlar.

"Tamashi no Handan" gözün asıl olayıdır. Göz aktif durumda ve karşı tarafın anıları çalındığı zaman kullanılabilir. Herhangi bir anı çalınmamışsa kullanılamaz. Aynı zamanda karşı tarafla göz göze olunmak zorundadır. Göz göze geldikten ve cümle kurulduktan sonra hem Ryoken, hemde karşı taraf kulakları sağır eden bir çınlama duyarlar. O andan sonra, ikisinin de dış dünyadan bütün bağları kopar.

Ryoken'in babası, çaldığı anılardan birine rakibi ve Ryoken'i hapseder. Ryoken bunun genjutsu olduğunu anlayabilir derecededir, ancak karşı taraf aynı anıları aynı hislerle ve duygularla yaşarlar. Bu durum, babası tarafından karşı tarafa en çok acı verebilecek, en çok korku salabilecek anılardan birinden seçilir. En mutlu olduğu anlar olabilir, en çok korktuğu, kendisini en çaresiz hissettiği anlardan birisi olabilir. İki taraf, o ana hapsolduğu anda Ryoken bu anı içinde oynamaya başlar. O an içinde, kendisini mutlu eden şey Ryoken tarafından mahvedilir, kendisine korku salan şey Ryoken tarafından salınmış gibi tekrardan canlandırılır, çaresiz hissettiği anlardan birisi Ryoken tarafından sağlanmış olur.

Anıdan çıkış, Ryoken'in isteği doğrultusunda sağlanmaz. Babasının isteği doğrultusunda gerçekleşir. Karşı taraf, bu anıların Ryoken tarafından değiştirildiğine inanır, hatta her şeyi Ryoken'in yaptığına inanır. Karşı tarafın anıları değiştirilmiş, merkezi Ryoken olmuştur. Aynı zamanda, bir dezavantaj olarak Ryoken de bunları sorgulamaya başlar. Daha çok anı çaldıkça, anılarda yaşadıkça bunlara daha çok inanmaya başlayacaktır. Başlangıç safhasına göre, karşı tarafın inanması ve Ryoken'in inanması değişir.


Dezavantajlar:

*Jin Ryoken, sürekli babası ile iletişim halinde olduğundan, dışarıdan bakıldığında kendi kendine konuşan bir deli olarak gözükme ihtimali vardır. Hatta bazen olmadık yerlerde bile babasıyla iletişime geçebilir.

*Babası, kişiliği gereği Jin Ryoken'i abisini öldürmesi için doldurmaktadır. Başlangıç safhasında kendi otokontrolünü sağlayan Jin Ryoken, bu kışkırtmalara gelmez iken, seviye arttıkça babasının etkisi artacaktır.

*Ara sıra babasının karakteristik davranışlarını gösterse bile, bu durum nadirdir. Seviye arttıkça babasının karakteri kendisine biraz daha işleyecek ve babasının hareketlerini biraz daha fazla uygulamaya başlayacaktır.

*Anıları çaldıkça ve karşı tarafın anılarıyla oynamaya başladıkça, Ryoken de yavaş yavaş inanmaya başlayacaktır. Daha fazla anılarda oynamak, daha fazla kafasının karışmasına sebep olacaktır. Aynı zamanda, modun seviyesi arttıkça karşı tarafın üzerinde olan etki gibi Ryoken'in üzerinde olan etki de artacak ve babasının kişiliği ile daha çok karışmaya başlayacaktır kendi kişiliği.

Out: İshichou'nun babası hakkında bilgili olup olmadığı kısmına anlatıcılara sormadan değinmek istemedim. Babasının karakteristik özelliklerini, abisinin olaylarını biliyorsa bunları bir dezavantaj veya avantaj olarak ekleyebiliriz. Ayrıca mümkün ise, babasının konuşmalarını kendim gerçekleştirmek isterim. Anlatıcıların isteği doğrultusunda modun altına babasının kişilik özelliklerini detaylıca ekleyebilirim. Bunları belirtirseniz sevinirim.

Re: [Mod] Jin Ryoken

Posted: January 13th, 2020, 1:14 am
by Cynic
Gözün oluşturduğu etkiler bir kaç Genjutsu tekniği ile de oluşturulabiliyor. Bence biraz daha genişletilmeli ve farklı, orijinal yönlere çekilmeli. Ardından tekrar incelenecek.

Re: [Mod] Jin Ryoken

Posted: January 31st, 2020, 2:24 am
by Jin Ryoken
Düzenlendi ve değiştirildi.

Re: [Mod] Jin Ryoken

Posted: February 5th, 2020, 6:04 pm
by Cynic
S - Rank bir Genjutsu tekniğimiz var bu istediğinizi ve daha fazlasını yapan. Sanki o daha hesaplı bir seçenek gibi.

Bu arada arkaplan olarak karakteri baştan sona değiştirecek şeyler alırken dikkat edin. Birden kendinizi epey bir miktar Free RP yapmak ve kişiliğinizi değiştirmek zorunda kalacak şekilde bulabilirsiniz. Gerçekten istediğiniz, anlamlı bir arkaplana sahip bir Mod alın.

Orijinal ve karakter için anlamlı modlarda görüşmek üzere, esen kalın.