Yağmur Ülkesi
Posted: March 13th, 2025, 1:09 am
Eski Daimyo Yanagisawa Tadayasu
Yanagisawa Tadayasu 4. Shinobi Savaşı esnasında ülkenin başına geçmiş ve 10 sene kadar Yağmur Ülkesi'ni yönetmiştir. Ülkenin hayatta kalan tek tük soylu ailelerinden birinin lideri olan Tadayasu, Shinobi Birliği'nin müdahaleleri sonucunda yatışan ortamı vakit kaybetmeden avantajına kullanmış, soylu olmasından gelen yönetim üzerindeki hak talebini meşrulaştırmıştır. Ülkenin başına geçmiş, en basit tabirle bir enkaz devralmıştır. Yoksul bir halk, yönetime güven duymayan bir Amegakure ve dengesiz politik durumlarla boğuşmuştur ilk senelerinde.
Önce Amegakure ile Yağmur Ülkesi arasındaki bağları düzeltmiş ve yönetime tekrar saygı duyulmasını sağlamıştır. Bunu başarabilmek için kendisinden önce gelen diktatörler gibi olmadığını kanıtlaması gerekmiştir. Bu kanıtlama süreci de Amegakure yönetimine verilen çeşitli kapitülasyonlardan geçmiştir. Ardından Daimyo'luğunu sorgulatma seviyesine gelen politik iklimi sakinleştirmiş, çıkmasına an kalan bazı isyanları nokta atışı hamlelerle masada çözmüştür. Bunu yaparken yönetiminin ilk yıllarına damga vuran bir idam skalndalı da yaşanmıştır, ancak şu anda tarihçiler bunu Tadayasu'nun istediği için değil, örf ve adetler gerektiği için yaptığını yazar. Gerçek biraz daha ortada bir yerlerdedir. En son olarak ekonomi ve kıtlığa çare bulmak için ummalı bir çalışma başlatmıştır.
Yönetiminin son yılları ise Yağmur Ülkesi'ni dünya sahnesinde modern bir zemine taşıma çabaları ile geçmiştir. Ancak ani bir şekilde kötüleşen sağlığı sebebiyle bazı kalıcı adımları atamamıştır. Hayali her zaman arkasında stabil bir politik yapı bırakmak olmuştur, fakat talihsiz ölümü ile kurmak istediği yapı erkenden test edilmek zorunda kalmıştır.
Ne yazık ki Yağmur Ülkesi bu testten geçememiştir.
Önce Amegakure ile Yağmur Ülkesi arasındaki bağları düzeltmiş ve yönetime tekrar saygı duyulmasını sağlamıştır. Bunu başarabilmek için kendisinden önce gelen diktatörler gibi olmadığını kanıtlaması gerekmiştir. Bu kanıtlama süreci de Amegakure yönetimine verilen çeşitli kapitülasyonlardan geçmiştir. Ardından Daimyo'luğunu sorgulatma seviyesine gelen politik iklimi sakinleştirmiş, çıkmasına an kalan bazı isyanları nokta atışı hamlelerle masada çözmüştür. Bunu yaparken yönetiminin ilk yıllarına damga vuran bir idam skalndalı da yaşanmıştır, ancak şu anda tarihçiler bunu Tadayasu'nun istediği için değil, örf ve adetler gerektiği için yaptığını yazar. Gerçek biraz daha ortada bir yerlerdedir. En son olarak ekonomi ve kıtlığa çare bulmak için ummalı bir çalışma başlatmıştır.
Yönetiminin son yılları ise Yağmur Ülkesi'ni dünya sahnesinde modern bir zemine taşıma çabaları ile geçmiştir. Ancak ani bir şekilde kötüleşen sağlığı sebebiyle bazı kalıcı adımları atamamıştır. Hayali her zaman arkasında stabil bir politik yapı bırakmak olmuştur, fakat talihsiz ölümü ile kurmak istediği yapı erkenden test edilmek zorunda kalmıştır.
Ne yazık ki Yağmur Ülkesi bu testten geçememiştir.
Daimyo Yanagisawa Ieyasu
Tadayasu'nun oğlu Ieyasu, babasının ardından ülkenin başına geçmiştir. Babasının bu konuda herhangi bir vasiyeti bulunmadığı için soylular arasında bazı homurdanmalar yönetiminin ilk haftalarında patlak vermiştir. Ancak evinde ölü bulunan bazı şahıslar sonucu bu söylentiler hızla sönmüştür. Bu olaylar Ieyasu yönetiminin bir fragmanı niteliğinde yakın tarih makalelerinde yerini almıştır.
Ieyasu babasının kurmaya çalıştığı ve yarım kalan düzeni ilerletmek yerine şahsını güçlendirme ve ülkeyi bir aile organizasyonuna çevirme peşinde olmuştur. Halkın yararına olan bir çok uygulamayı kaldırdı ve bölge ülkelere göre düşük kalan vergileri ortalamanın bir kaç katı üstüne çıkardı. Hızla bir şahsi varlık edinmeye başladı. Bunu ilk başlarda radikal bir kalkınma planı olarak tebasına satmış olsa da edindiği serveti çevresindeki nüfuzlu insanlara yedirerek etrafında politik ve askeri bir duvar ördü.
Bu olaylar devam ederken iyice izole oldu ve paranoyaklaşmaya başladı. Amegakure ile Yağmur Ülkesi arasındaki giderek gerilen bağların patlaması ise Amegakure'nin Chuunin sınavına katılmasına izin vermemesi ve ülkeden bütün shinobilerin çıkışını engellemesi oldu. Tek bir gecede yayınladığı fermanlar ile adeta Amegakure'yi ülkenin partnerliğinden alıp bir esir kulu haline getirmeye çalışmış, bunu dayatabilecek askeri gücünün arkasında olduğunu iddia etmiştir. Amegakure ise yeni bir diktatörlük rejiminin altında ülkenin yaşamaması gerektiğine kanaat getirerek Ieyasu'nun blöfünü görmüştür ve isyan bayrağını çekmiştir.
Ieyasu'nun Amegakure'ye göre daha zayıf bir askeri güce rağmen ortamı bu kadar germesinin arkasında yatan sebep bilinmemektedir. Kimileri Sagi Riaru'nun aslında onun tarafında olacağı konusunda söz verdiğini, ancak bu sözden caydığını konuşur. Kimileri ise bilerek Ieyasu'ya çevresindekilerin askeri durumu yanlış aktardığını, bu sayede bir isyan tetikleyerek onu içten çökertmek istediğinin dedikodusunu yapar. Gerçekler ise geçen 4-5 senede çamura bulanmış, Riaru'nun üçüncü bir güç olarak ortaya çıkması ile iyice karmaşık bir durum haline gelmiştir.
Ieyasu, bilinmeyen bir yerden savaşı, ülkeyi ve çalkantılı politik iklimi yönetmeye çalışmaktadır. Ne kadar başarılı olduğuna dair bir bilgi bulunmamaktadır. İç savaşı elindeki kaynaklarla bu kadar uzatabilmiş olması bir başarı, bu vakte kadar da bir uzlaşı sağlayamamış olması ise beceriksizlik olarak görülmektedir.
Ieyasu babasının kurmaya çalıştığı ve yarım kalan düzeni ilerletmek yerine şahsını güçlendirme ve ülkeyi bir aile organizasyonuna çevirme peşinde olmuştur. Halkın yararına olan bir çok uygulamayı kaldırdı ve bölge ülkelere göre düşük kalan vergileri ortalamanın bir kaç katı üstüne çıkardı. Hızla bir şahsi varlık edinmeye başladı. Bunu ilk başlarda radikal bir kalkınma planı olarak tebasına satmış olsa da edindiği serveti çevresindeki nüfuzlu insanlara yedirerek etrafında politik ve askeri bir duvar ördü.
Bu olaylar devam ederken iyice izole oldu ve paranoyaklaşmaya başladı. Amegakure ile Yağmur Ülkesi arasındaki giderek gerilen bağların patlaması ise Amegakure'nin Chuunin sınavına katılmasına izin vermemesi ve ülkeden bütün shinobilerin çıkışını engellemesi oldu. Tek bir gecede yayınladığı fermanlar ile adeta Amegakure'yi ülkenin partnerliğinden alıp bir esir kulu haline getirmeye çalışmış, bunu dayatabilecek askeri gücünün arkasında olduğunu iddia etmiştir. Amegakure ise yeni bir diktatörlük rejiminin altında ülkenin yaşamaması gerektiğine kanaat getirerek Ieyasu'nun blöfünü görmüştür ve isyan bayrağını çekmiştir.
Ieyasu'nun Amegakure'ye göre daha zayıf bir askeri güce rağmen ortamı bu kadar germesinin arkasında yatan sebep bilinmemektedir. Kimileri Sagi Riaru'nun aslında onun tarafında olacağı konusunda söz verdiğini, ancak bu sözden caydığını konuşur. Kimileri ise bilerek Ieyasu'ya çevresindekilerin askeri durumu yanlış aktardığını, bu sayede bir isyan tetikleyerek onu içten çökertmek istediğinin dedikodusunu yapar. Gerçekler ise geçen 4-5 senede çamura bulanmış, Riaru'nun üçüncü bir güç olarak ortaya çıkması ile iyice karmaşık bir durum haline gelmiştir.
Ieyasu, bilinmeyen bir yerden savaşı, ülkeyi ve çalkantılı politik iklimi yönetmeye çalışmaktadır. Ne kadar başarılı olduğuna dair bir bilgi bulunmamaktadır. İç savaşı elindeki kaynaklarla bu kadar uzatabilmiş olması bir başarı, bu vakte kadar da bir uzlaşı sağlayamamış olması ise beceriksizlik olarak görülmektedir.
Jounin Tategami
Suratından kurt maskesini eksik etmeyen, eski Amegakure'li bir shinobidir. Tategami bir kod addır, gerçek adı Haraguchi Darumi'dir. Amegakure saflarında Jounin'lik yaptığı yıllarda aldığı ağır yaralar sebebiyle tenini gizlemeyi tercih etmektedir.
Ieyasu ilk başa geldiğinde onun askeri danışmanlığını yapmaya başlamıştır. Tategami'nin bağlantıları sayesinde Ieyasu arkasında hatırı sayılır bir shinobi gücü toparlamayı başarabilmiştir. Amegakure'ye göre nispeten daha zayıf olan bu güç Tategami sayesinde isyan süresince bazı kilit başarılara imza atmış ve bu sayede kendi taktiksel zekasını kanıtlamıştır. Kuvvetli bir lider olduğu söylenir.
Ieyasu'nun isyanı bastırması durumunda bir çok kişi Tategami'nin Amechou olmasını beklemektedir.
Ieyasu ilk başa geldiğinde onun askeri danışmanlığını yapmaya başlamıştır. Tategami'nin bağlantıları sayesinde Ieyasu arkasında hatırı sayılır bir shinobi gücü toparlamayı başarabilmiştir. Amegakure'ye göre nispeten daha zayıf olan bu güç Tategami sayesinde isyan süresince bazı kilit başarılara imza atmış ve bu sayede kendi taktiksel zekasını kanıtlamıştır. Kuvvetli bir lider olduğu söylenir.
Ieyasu'nun isyanı bastırması durumunda bir çok kişi Tategami'nin Amechou olmasını beklemektedir.