Haru'nun geçirdiği ufak çaplı sinir krizi ve tansiyonunun düşüşü, düşünmeden konuştuğu gerçeğini göz önünde bulundurmadan, aslında işe yaramıştı da. İşleri yoluna koyacak aksiyonlar sonunda alınmış, aslında öldürülmesi gereken yaşlı adam ise kasasının bulunması sonucu yoluna koyulmuştu. Biraz da kendini suçladı Haru, aslında yapması gereken tek şey biraz aşağı bakmıştı, oysa ki doğru bile tahmin etmişti aşağı düştüğünü, fakat kontrol etmemişti sinirlerinin bozulduğundan dolayı. Sinirlerin yatışması ve gerginliğin azalması herkesin işine gelmiş, ana arter akışını sürdürmeye devam etmiş, işlerin yoluna girdiği sinyalini herkese vermişti.
Her şey yolunda giderken memuriyet o kadar da zor değildi, fakat kesinlikle Haru'nun katlanabileceği bir iş de değildi. Doura'nın defolup gidişi, ve Kizaro'nun gizli bir şerefsiz oluşu, içinde bulundukları anlaşmayı bozmuyordu, anlaşmanın yerine getirilmesi hususu çetrefilli bile olsa, karşılayıcı taraf olarak Haru, bu durumu sağlamak zorundaydı, Muika ve vagonlarına geçiş önceliği tanıması gerekiyordu. Zaten aklından hiç bu anlaşmayı yerine getirmemek geçmemişti, ama yine de bu anlaşma Haru'nun pek işine yaramamıştı, buraya getirilmiş olması dışında. Midori'nin yanına gitti çaktırmadan, boş olduğu bir anı kolladıktan sonra.
"Psst." diye uyardı Midori'yi. "Bu hayvanlar beni dinlemiyor..." dedi sakince, fısıltıyla. "Muika'ya verdiğimiz sözü tutmamız lazım. Adama söz verdikten sonra onu yarı yolda bırakamayız, her ne kadar bu ittifak bugün pek işimize yaramamış olsa da, belki ileride bize veya köye yarayabilir. Tehlikeli bir adam, güçlü bir adam da. Bu konuda sorumluluk tamamen bana ait, Midori-san. Bu anlaşmayı sen yapmadın, eğer kötü bir sonucu olursa bu benim sorumluluğum altındayken yaşandı." diye devam etti sözlerine. "Gidip birkaç yetkiliye söyle, onlara borçlu olduğumuzu, bizi buraya gelirken donmaktan kurtardıklarını falan uydur, illa ki bir şeyler onları inandıracaktır. Eğer bu konuda bir sorumlu isterlerse sorumlunun ben olduğunu söyleyebilirsin. Kizaro hususunda da herkes isimler sormaya devam etsin, tedbiri elden bırakmasınlar, hala adamı bulabileceğimize inanıyorum."
Midori'yle çok gerekli konuşmayı yapıp tekrar eski yerine döndü, ve her ne yapması gerekiyorsa yapmaya, geçen insanlara isimlerini sormaya, asayişi sağlamaya devam etti. En azından Kizaro'yu bulup, o nadide hediyenin kimde olduğunu tespit etmek istiyordu, bu konuda da kendini suçlu hissediyordu Haru, isimler konusunda çok daha dikkatli olmalı, insanlara değil sadece Midori ve kendisi arasında tutması gereken bir bilgiyi paylaşmaması gerektiğini biliyordu. Bu hatanın sorumluluğunu da üstlenmeliydi. Belki ilerde, bir şekilde o hediyeyi bulup Gyaku'ya getirmesi gerekliliği sırtına bir yük olarak binmişti bile. Haru bu yükten hiç hoşlanmıyordu, fakat görev görevdi, ve Haru yerine getiremediği görevleri sırtına yük olarak bindirir, sonuna ulaşana kadar denemeye devam etmeyi kendine şart bellerdi. İç hesaplaşmasını sürdürürken görevini yerine getirmeye, bir aptallığın daha yaşanıp yolun tıkanmaması için elinden geleni yapmaya devam etti.
[Asakura Midori & Kurosawa Haru] Hasıraltı
- Kurosawa Haru
- Kusagakure
- Posts: 340
- Joined: October 12th, 2018, 9:09 pm
- Asakura Midori
- Posts: 64
- Joined: June 26th, 2019, 12:22 pm
Re: [Asakura Midori & Kurosawa Haru] Hasıraltı
Nasılını sorgulayacak kadar enerjim kalmamıştı.. bir şekilde başarmıştım işte. İkna etmiştim adamı. Haksız da sayılmazdım söylediklerimde, belki de mental yorgunluğumun dışa vurumu olan 'acizlik' de yardım etmişti buna. Bilmiyorum. Düşünecek durumda değilim.
Sonuç olarak her nasıl olduysa yaşlı adam yoldan çekilmeye karar vermiş, Kannabi Köprüsü yeniden eski muhteşem günlerine dönmek adına hızlı bir revizyona girmeye başlamıştı. Akıyordu resmen.. akacaktı! Öylesine uzun ve gereksiz bir gündü ki, bir anlığına kendimi soğuk zemine bırakıp insanları izlemek istedim. Ama.. bugün değil.
"Hayır.. öyle bir şey olmayacak. Bu sorumluluğu beraber aldık, sonuçlarını da beraber üstleneceğiz."
Muika'dan bahsediyordum elbette. Evet, köprünün akması biraz daha bekleyecekti muhtemelen. Fakat uzun vadede doğru bir karar aldığımızı hissediyordum.. özellikle de böylesine yorucu ve sıkıcı bir maceradan sonra Haru'ya o karın ağrısını tek başına yükleyemezdim. Ne olursa olsun, bunun kötü sonuçları olursa bedelini beraber ödeyeceğiz.
Kapüşonumu ve bandanamı tekrar yüzümü örtecek şekilde kapattıktan sonra beyaz saçlı kıza başım ile 'evet' mesajı verdim ve bir anlık içgüdüsel bir refleks ile elimi dostça omzuna koydum. Elbette yarım milisaniyede gelişen bu hareket tam istediğim gibi sonuçlanamamış ve kızın belini dışarıdan çok tuhaf gözükebilecek bir açı ile tutmuştum. Ah şu uzun bacaklı insanlar!
Hiç bozuntuya vermeden yürümeye devam ettim.
"Yetkililerle ben konuşurum.. sen yolculuk için hazırlanmaya başla. Uzun bir gün oldu.."
Aksi ve huysuz sivil bir ihtiyarı bile ikna edebildiysem askeri disiplin ile yetiştirilmiş birkaç shinobiye durumu biraz süsleyerek anlatıp onaylarını almam zor olamazdı. Bir şekilde Muika'nın geçmesini sağlayacaktım. Doura ve Kizaro'ya ise ne olacağı artık umrumda değildi.. bu başkasının problemi olmalıydı.
Derin bir iç çektikten sonra gözlerimi önce belimdeki kılıcıma, sonra da gökyüzüne çevirdim. En azından hayattaydık.. bu da bir şeydi. Üstelik gecenin bir vaktinde yankılanan ayı ve kurt seslerini saymazsak hiç de tehlikeli bir yolculuk olmamıştı. Tabii bunu ben ve Haru'dan başka hiçkimse bilmiyordu.. yani köye döndüğümde birazcık daha farklı ve daha az sıkıcı şekilde anlatabilirdim olan biteni. Tıpkı büyük yeraltı patronlarına racon kestiğim ve vagonlara saldıran kaplanlarla tek başıma mücadele ettiğim anlar gibi.
Sonuç olarak her nasıl olduysa yaşlı adam yoldan çekilmeye karar vermiş, Kannabi Köprüsü yeniden eski muhteşem günlerine dönmek adına hızlı bir revizyona girmeye başlamıştı. Akıyordu resmen.. akacaktı! Öylesine uzun ve gereksiz bir gündü ki, bir anlığına kendimi soğuk zemine bırakıp insanları izlemek istedim. Ama.. bugün değil.
"Hayır.. öyle bir şey olmayacak. Bu sorumluluğu beraber aldık, sonuçlarını da beraber üstleneceğiz."
Muika'dan bahsediyordum elbette. Evet, köprünün akması biraz daha bekleyecekti muhtemelen. Fakat uzun vadede doğru bir karar aldığımızı hissediyordum.. özellikle de böylesine yorucu ve sıkıcı bir maceradan sonra Haru'ya o karın ağrısını tek başına yükleyemezdim. Ne olursa olsun, bunun kötü sonuçları olursa bedelini beraber ödeyeceğiz.
Kapüşonumu ve bandanamı tekrar yüzümü örtecek şekilde kapattıktan sonra beyaz saçlı kıza başım ile 'evet' mesajı verdim ve bir anlık içgüdüsel bir refleks ile elimi dostça omzuna koydum. Elbette yarım milisaniyede gelişen bu hareket tam istediğim gibi sonuçlanamamış ve kızın belini dışarıdan çok tuhaf gözükebilecek bir açı ile tutmuştum. Ah şu uzun bacaklı insanlar!
Hiç bozuntuya vermeden yürümeye devam ettim.
"Yetkililerle ben konuşurum.. sen yolculuk için hazırlanmaya başla. Uzun bir gün oldu.."
Aksi ve huysuz sivil bir ihtiyarı bile ikna edebildiysem askeri disiplin ile yetiştirilmiş birkaç shinobiye durumu biraz süsleyerek anlatıp onaylarını almam zor olamazdı. Bir şekilde Muika'nın geçmesini sağlayacaktım. Doura ve Kizaro'ya ise ne olacağı artık umrumda değildi.. bu başkasının problemi olmalıydı.
Derin bir iç çektikten sonra gözlerimi önce belimdeki kılıcıma, sonra da gökyüzüne çevirdim. En azından hayattaydık.. bu da bir şeydi. Üstelik gecenin bir vaktinde yankılanan ayı ve kurt seslerini saymazsak hiç de tehlikeli bir yolculuk olmamıştı. Tabii bunu ben ve Haru'dan başka hiçkimse bilmiyordu.. yani köye döndüğümde birazcık daha farklı ve daha az sıkıcı şekilde anlatabilirdim olan biteni. Tıpkı büyük yeraltı patronlarına racon kestiğim ve vagonlara saldıran kaplanlarla tek başıma mücadele ettiğim anlar gibi.

- GM - Naruto
- Game Master
- Posts: 2811
- Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [Asakura Midori & Kurosawa Haru] Hasıraltı
Gerekli konuşmaları yaparak homurdanmalar eşliğinde trafiği tekrar durduruyor ve Muika'nın geçişini sağlıyorsunuz. Bütün konvoy sorunsuz bir şekilde köprüden geçerek Ateş Ülkesi'ne varıyor. Ardından köprü üzerindeki trafiği olması gereken hale geri getiriyorsunuz. Daha fazla sıkıntı yaşamadan bugünü bitiriyorsunuz.
Göreviniz gereği köprüdeki düzeni sağlamak maksadıyla bir hafta daha buradaki yerleşkede kalıyorsunuz. Kaldığınız süre boyunca köprü üzerinde birkaç defa daha kaza oluyor. Bir kere de yakınlarda bir kervanın soyulduğu haberini alıp müdahele ediyor, çalınan eşyaları geri temin ediyorsunuz. Bunlar dışında burada kalış süreniz boyunca başka herhangi bir sıkıntı yaşamıyorsunuz.
Görevinizin diğer amacına dair Muika'dan edindiğiniz bilgileri de köye bir şekilde iletiyorsunuz. Kayıp hediyeyi bulamamış olsanız da, ipucu bulmanızın dahi yeteceği bir amaca sahip olduğunuzu düşündüğünüz de, görevinizin bu kısmını da başardığınızı anlıyorsunuz. Sadece, ilk gün Muika'nın geçmesine izin verirken aldığınız tepkiler konusunda kararsızsınız. Muika'ya yaptığınız yardımın size olumlu ya da olumsuz bir geri dönüşü olacak mı emin olamıyorsunuz.
Kusagakure'den başka Chuunin'lerin yerinize gönderilmesi ile devir tesliminizi yapıyor ve köye geri dönüş yolunuza koyuluyorsunuz. Hava şartlarının buraya gelirken yaşadıklarınızdan pek bir farkı olmuyor yolculuğunuz boyunca. Kaza belaya bulaşmadan evlerinize varıyor, kısa süreli bir dinlenme sonrasında da raporlarınızı sunmak adına Daichou binasına yollanıyorsunuz. Raporlarınız hakkındaki kısa bir görüşmenin ardından gündelik hayatınıza geri dönüp size verilecek yeni görevleri beklemeye koyuluyorsunuz.
Kurosawa Haru
Göreviniz gereği köprüdeki düzeni sağlamak maksadıyla bir hafta daha buradaki yerleşkede kalıyorsunuz. Kaldığınız süre boyunca köprü üzerinde birkaç defa daha kaza oluyor. Bir kere de yakınlarda bir kervanın soyulduğu haberini alıp müdahele ediyor, çalınan eşyaları geri temin ediyorsunuz. Bunlar dışında burada kalış süreniz boyunca başka herhangi bir sıkıntı yaşamıyorsunuz.
Görevinizin diğer amacına dair Muika'dan edindiğiniz bilgileri de köye bir şekilde iletiyorsunuz. Kayıp hediyeyi bulamamış olsanız da, ipucu bulmanızın dahi yeteceği bir amaca sahip olduğunuzu düşündüğünüz de, görevinizin bu kısmını da başardığınızı anlıyorsunuz. Sadece, ilk gün Muika'nın geçmesine izin verirken aldığınız tepkiler konusunda kararsızsınız. Muika'ya yaptığınız yardımın size olumlu ya da olumsuz bir geri dönüşü olacak mı emin olamıyorsunuz.
Kusagakure'den başka Chuunin'lerin yerinize gönderilmesi ile devir tesliminizi yapıyor ve köye geri dönüş yolunuza koyuluyorsunuz. Hava şartlarının buraya gelirken yaşadıklarınızdan pek bir farkı olmuyor yolculuğunuz boyunca. Kaza belaya bulaşmadan evlerinize varıyor, kısa süreli bir dinlenme sonrasında da raporlarınızı sunmak adına Daichou binasına yollanıyorsunuz. Raporlarınız hakkındaki kısa bir görüşmenin ardından gündelik hayatınıza geri dönüp size verilecek yeni görevleri beklemeye koyuluyorsunuz.
Kurosawa Haru
- Görev Sonu:
- 125 GP
- 75.000 Ryo
- 5 PP
- Görev Sonu:
- 125 GP
- 75.000 Ryo
- 5 PP
Off Topic
Konu sonlanmıştır.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.