Soğuk

Gizli Kütüphane'nin tozlu raflarındaki unutulmuş hikayeler.
User avatar
Tsujihara Iori
Posts: 154
Joined: August 30th, 2018, 10:53 pm

Re: Soğuk

Post by Tsujihara Iori » September 1st, 2019, 4:49 am

Elimde düz konuma getirdiğim tantouyu mavi saçlıya saplamak adına harekete geçmek için tüm kaslarımı hazırlamıştım. Çöktüğüm yerde, acıdan ve kan kaybından kendinden geçmiş bir çapulcunun üzerinden ona doğru sıçramak için harekete geçtim. Fakat daha bir santim kadar hareket etmiştim ki, Elemanın birden havaya, geriye doğru zıplaması bir olmuştu. Shinobi idi, bunu az çok tahmin etmiştim zaten.

Geriye doğru zıplamasıyla beraber, boş bir hareket yaptım artık bulunmadığı yere doğru. Basit bir saplama hamlesiydi bu ancak yetişememiştim. Anlık bir gafil avlanma durumunun içerisinde kalmıştım bununla beraber; havadayken elinde oluşturduğu tüyümsü şeyleri üzerime fırlatmıştı. İleriye doğru olan minik sendelememle beraber bunları üzerime yiyecek gibi görünüyordum. Acıyacaktı. Gerçekten işlevsiz kalacağımı düşünmüyordum ama, acıyacaktı. Dişlerimi kıstım ve kollarımı suratımın önünde siper ettim aniden. Sanırım tek yapabileceğim şey buydu.

Üzerimden zıplayıp geçen karanlığı farketmemle, bu hareketim de yarım kalmıştı. Susumu benden önce davranıp havaya sıçramıştı. Havadayken eline aldığı kunai ile de üzerine gelen altı kadar tüyü de savuşturmayı başarmıştı. Tabii iki tanesini de vücudu ile siper etmiş gibi görünüyordu. Havadaki süzülmesi bittiğinde mavi saçlı ile karşı karşıya kalacak şekilde yere konacaklar gibi görünüyordu. Sırıttım; fakat içimin burkulmadığını söylersem yalan olurdu. Gerçekten acıtmış olmalıydı o iki tüy. Kısık ve keskin gözlerimdeki minik gevşeme ile beraber, Susumu'nun yanına doğru sıçradım.

Bir kaç saniye havada süzüldükten sonra, Susumu'nun arkasına, sağ tarafında kalacak şekilde indim. Beklemenin pek bir esprisi yoktu, karşımızdaki elemanın ne yapacağını da kestirebildiğimi söyleyemezdim. Ancak Susumu herifi az çok tanıyor gibiydi, ancak bu onun gitmesine izin vereceğimiz anlamına gelmiyordu. Eğer Susumu'ya kalsa sanırım ilk o kendi elleriyle bu mavi saçlıyı boğazlayacak gibiydi, fakat bunu yapabilecek iradeyi toparlayana kadar iş işten geçmiş olabilirdi. Sanırım bu işi en iyi çözecek olan kişi konumunda ben vardım.

Susumu'nun sağ omzuna sol elimle dokundum, bir adım ileri atarken. Hızlı bir şekilde, ancak sakin bir ses tonunda, gözlerimi mavi saçlıdan ayırmadan konuştum; "Arabalarda kalanları hallet sen. Maviliyle ben ilgilenirim." Bir anlığına göz göz e geldiğimizde minimal oranda da olsa yumuşamış bakışlarımla ona seri bir şekilde göz kırpacaktım herşeyin yolunda olduğunu belirtmek adına, ardından elimdeki tantouyu kılıfına sokacaktım koşmaya başlarken. Ardından sağ elimi kılıcımın kabzasına doğru götürecektim.

Susumu'ya cevap verme fırsatı sunmamıştım. Protesto etmeyecekti muhtemelen zaten, fakat etme ihtimaline karşı işleri "oldu, bitti" gibi kapatmaya çalışmıştım. Elemanın kaçmaya devam edeceğini tahmin ediyordum, böyle bir durumda onu takip edersem Susumu da arabada kalması gerektiğine karar verecekti zaten otomatik olarak. Kervanın tamamen kaybedilmesini göze alamayacağımızın bilinciydeydi. Kaldı ki diğerleri Shinobi değildi, sayı fazlalığı olsa bile bunun altından kalkabilirdi.

Biraz kötü hissetmiştim aslında, ona seçme şansı sunmadan harekete geçmiştim. Fakat lüksümüz yoktu, en ufak hatanın bedelini hayatımızla ödeyebilirdik ve açıkçası Susumu'nun hayatını kendiminkine göre bir kaç gram daha ağır, daha değerli görüyordum. Onun için en iyisi, bu mavilinin işini bitirişimi görmemesi olacaktı.
Künye
İsim: Tsujihara Iori
Yaş: 18
Cinsiyet: Erkek
Element: Suiton
Seviye: C - Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 170.000 Ryo
Prestij: 2
Ün: 34
Kullanılabilir GP: 0

Motivasyon
Efsane Olmak!
Iori, babası gibi dillerden düşmeyen hikayelere sahip olmak istemektedir fakat bunu yaparken kesinlikle doğru yoldan sapmamayı kendine bir kural olarak koymuştur. Aktif olarak ona ün getirecek şeylerin peşinde koşmak yerine, başa çıkılması zor bir durum karşısında kendini kanıtlamak ister. Bunu başarırken köyüne de tamamen sadık kalacaktır.

Komplikasyon
Babasının Kılıcı
Babasının kılıcına karşı ruhsal bir bağ hissetmektedir. O kılıç hiç tanışmadığı babasına açılan bir kapıdır ve onu sürekli yanında taşır, kullanmaktan çekilmez. Bakımını sürekli yaptırır, aksatmaz. Kılıç yanından bir an bile ayrılırsa, tedirgin olmaya başlar.

Kılıcı onun rızası dışında elinden alınırsa, onu geri almak birinci önceliği haline gelir. Bunun için görevini terk etmeyebilir ancak elinden gelen her şeyi sınırlar dahilinde yapmayı ister ve dener. Duruma göre kural çiğneyecek raddeye gelebilir, fakat elinden geldiğince rasyonel kişiliğini elinden bırakmamaya gayret eder. Eğer yanında bir arkadaşı varsa durum onun için daha rahattır, fakat kendi başına kalır ve düşüncelerini dizginleyecek bir "iskele" bulamazsa, depresif bir hal alabilir. Bu durum kılıcı elde etmek dışında yapacağı herşeyin performansını düşürse de, kılıca ulaşma konusunda yapacaklarını etkilemez.

Özellikler
-

Efsanevi Yaratık
Garou | B - Rank | Kurt

Mod
Hagane


Image

Profil
Güç: 5
Çeviklik: 10
Kondisyon: 5
Potansiyel: 6
Varlık: 2
Zeka: 4

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 4
[Çeviklik] Akrobasi: 4
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 3
[Kondisyon] Form: 4 (Favori)
[Potansiyel] Ninshuu: 2
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 5
[Zeka] İzcilik: 3

Teknikler
Ninjutsu
D - Rank: Shunshin
D - Rank: Heisashiki
C - Rank: Jintei (Özel Geliştirme Mevcut)
  • Iori, haorisinin altından veya elinden çıkardığı yılanları bir kaç saldırı ile sınırlı olmadan, istediği kadar dışarıda tutabilmekte ve onları kontrol edebilmektedir. Yılanlar aktif kaldığı sürece az da olsa chakra yer.
  • Iori tekniği hazırlarken daha fazla chakra harcayarak yılanların boyutunu büyütebilir. Yılanların büyümüş boyutu bir insan göğsü kadar olacak şekildedir. Bu boyuttaki yılanların yapacağı ısırma hamleleri ufak boyuta göre daha fazla hasar verir ve Iori isterse ısırtmak yerine elini savurarak ezici hasarlar vermek için yılanları bir çekiç gibi kullanabilir.

    Iori fazla chakra verirse yılanlar büyük boyutunda, vermezse normal boyutunda çıkarlar. Arası yoktur, yani Iori boyutları chakra oranını değiştirerek kontrol edemez. Ayrıca, büyük çıkan yılanlar mutlaka Iori'nin ellerinden dönüşerek çıkmalıdır. Tekniğin orjinalindeki gibi haori veya benzeri bir cübbemsi giysinin altından çıkamazlar.
  • Jintei ile oluşturulan yılanlar aktifken Iori ani bir chakra salınımı yaparak yılanların pullarını dışarıya doğru kaldırabilir. Bu pullar serttir ve kesici hasar verirler. Genelde yılanlar savrularak yapılacak olan saldırılarda isabet ettiği yerleri çizerler ve kazırlar. Eğer birileri ile temas halindeyken açılırsa ete batarlar. Eğer yılanlar büyük olarak oluşturulmuşsa pulların boyutu da büyüyeceğinden tekniğin hasar kapasitesi de artar.

    Ani bir şekilde aktif edilir ancak bir kaç saniye sonra pullar geri kapanır. Tekrar açılmak isteniyor ise tekrar chakra verilmelidir. Her saldırıda ani chakra harcanması, tekniğin tekrar tekrar kullanılmasında Iori'yi standart bir C - Rank tekniğe göre daha fazla yorar. Eğer yılanların boyutu büyük olacak şekilde yılanlar kullanılırsa chakra kullanımı da artar.
C - Rank: Mizurappa
B - Rank: Suijinheki
A - Rank: Bousen no Jutsu

C - Rank: Hagane - Genbuki
C - Rank: Hagane - Hankai



Taijutsu
Shigure | A - Rank
Shigure | Hadan

Ninja Ekipman Ustalığı | C - Rank

Genjutsu
-
Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar

Dükkan Konusu

Özel Üretim Shinobi Ceketi ve Kemeri:
► Show Spoiler
Babasından Kalan Katana
► Show Spoiler
Cennet Küpeleri
► Show Spoiler
User avatar
Komaeda Togami
Kaçak
Kaçak
Posts: 169
Joined: September 3rd, 2018, 11:12 pm
Künye:

Re: Soğuk

Post by Komaeda Togami » April 11th, 2020, 6:15 pm

Geriye doğru fırlayışımın vücudum üzerine yarattığı rüzgar hem halihazırda geçirdiğim soğukalgınlığı, hem de anın verdiği gerilimle terlemiş olan enseme vurup garip ve rahatlatıcı bir his verirken vücudumun önünde X biçminde birleştirdiğim kollarımı ileriye doğru savurup fırlatmıştım tüyleri. Gözlerim, hedefe kilitlenmiş durumdayken havada dengemi sağladım ve arabanın beş-altı metre gerisine yumuşak bir iniş yaparak durumu gözlemlemeye koyuldum. Aynı zamanda, beynimde çarklar dönmeye ve çeşitli olasılıkları hesaplamaya devam ediyordu. Kusagakure shinobisi Susumu’nun, içinde bulunduğu ani şaşkınlık evresinden çıkmış olduğu rahatlıkla görülebiliyordu. Ani bir hamleyle çıkardığı kunaiyle ileri atılmış ve peşimden arabadan fırlarken aynı anda tüylerin bir kısmını savuşturmuştu. Yine de kurtulmayı başaramadığı tüylerden biri sağ kolunda anlamsız bir sıyrık oluştururken, diğeri sol omzunun hafifçe altına saplanmıştı. Beyinsiz haydut biraz daha sabırlı olsaydı, olayların çok daha farklı gelişebileceğini biliyor olsam da, kendimi bunu düşünmemek için zorladım. Koşullar değişmişti, ve zamanı geriye döndürmek için yapabileceğim bir şey yoktu.

Susumu’nun sözlerine, cevap vermemeyi tercih ettim. Bunda birden fazla etken vardı. Öncelikle, cevap vermek için kullanacağım minik bir beyin kırıntısı bile ölümüme sebep olabilirdi. İkincisi, ona tatmin duygusunu vermek istemiyordum. Sorusu, merakla birlikte eleştiri de içeriyordu. Cevap vermeye gereksinim duymayacağım bir eleştiri. Anlatsam bile, anlayacağından şüpheliydim. Aptal olduğundan değil, hayır. Yaşadıklarımı bilmediğinden. Az önce bulunduğum yere bir saplama hamlesi yapan tanımadığım diğer shinobi ise Susumu’nun hemen arkasına iniş yapmıştı. İkisiyle aramda yaklaşık dört metre vardı, ve içinde bulunduğum tehlike kafamda çanların çalması için yetiyor ve artıyordu bile. Ancak hala elimde kullanabileceğim birkaç kozum daha vardı. Durum bu haldeyken kaçmam olası gözükmüyordu. Yeterli fiziksel kapasiteye sahip değildim. Dahası, hazırlıklı olduğum bir dövüşte değildim. Onları spontan bir dövüşte yenmemin olası olmadığını adım gibi biliyordum. Birini yaralasam bile, ki bu bile nispeten düşük bir ihtimaldi, diğerinin ipimi çekeceği aşikardı. Gelgelelim, onlar bunu bilmiyordu. Beni bir tehlike olarak görmelerini sağlamam gerekiyordu. Basit bir av olmadığıma inandırmalıydım onları, basit bir av olmama rağmen. Kafalarını karıştırmalı, elimden gelirse onları ayırmalı ve birini devre dışı bıraktıktan sonra kaçmalıydım. Planımı, buna göre şekillendirmem gerekiyordu.

Çok zamanım yoktu, ancak arkadaki shinobinin elini Susumu’nun omzuna koyması ve bir şeyler demesi bana çok kısa da olsa zaman kazandırmıştı. Tamamını duyamamıştım, ancak aralardan seçebildiğim kelimeler rakiplerimin planıma katkı sağlayacağı konusunda bir fikir vermişti bana. Bana gerek olmadan, kendileri ayrılacaklardı. Çok kısa bir süreliğine, çok kısa bir mesafe için belki; ancak bu bana yeterli fırsatı verebilirdi. Susumu diğer shinobinin sözleriyle arabaya yönelirken, siyah saçlı olan tantousunu kınına geri koyup çok daha tehlikeli olduğuna emin olduğum katanasına uzanmıştı. Üzerime koşmaya başlarken, çoktan el mühürlerini yapmaya koyulmuştum. Chakrama odaklanırken, shinobiyle aramdaki mesafeyi koruyabilmek adına geriye doğru sıçramak için hazırlandım ve mırıldandım: “Sanzengarasu.” Aniden beliren bir karga sürüsü ileri, katanalı shinobiye doğru fırlarken aramızdaki görüş açısı tamamen sıfıra inmişti. Benim de fark edemeyeceğim kör bir kılıç darbesinden zarar görmemek adına birkaç metre daha geriye sıçradım ve ikinci tekniğim için el mühürlerine başladım. Normal şartlar altında, kendimi bu şekilde zorlamamayı tercih ediyordum. Ne vücudum, ne de chakra kapasitem bunun için yeterli değildi ancak ölüm mü, yoksa zorlanmak mı diye sorsalar cevabım oldukça bariz olurdu. Kargalar rakibimin görüş açısını kapatıp dört bir yandan ona saldırırlarken bana en yakın olan minik bir gruba odaklanarak el mühürlerimi tamamladım ve mırıldandım yeniden: “Karasu Bunshin no Jutsu.” Rakibimin etrafındaki karga hortumu görüşünü kapatacaktı, ve kargaların arasından aniden beliren Togami’nin gerçek olmadığına inanması için hiçbir sebebi olmayacaktı. Güçsüz olduğumu ben biliyordum, o değil. Klon togami beline asılı olan tantousunu çekip o kargaşa içinde rakibine saldıracaktı. Karasu bunshinler, nispeten dayanıklılardı ve birkaç hamleyi savuşturabileceğine emindim. Çılgınca saldıran ve gagalayan karga sürüsünün de buna yardımcı olacağı su götürmezdi. Bu, bana zaman kazandıracaktı.

Asıl soru, kazanacağım zamanın ne kadar olacağıydı. Beş saniye? On? Arkamı dönüp kaçmam halinde yakalanmayacağımın bir garantisi var mıydı? Şüpheliydim. Bu şüphemde, Karasu Bunshin’in sınırlamaları da etkiliydi. Klonum, ondan yirmi metre uzaklaştığım anda yeniden kargalara dönüşecek ve gerçek olmadığı anlaşılacaktı. Çevresindeki kargalar chuunin seviyesindeki bir shinobiyi ne kadar oyalayabilirdi ki? Her şeyden kurtulup peşime düşmeden önce 30 metreden fazla uzaklaşabileceğimi düşünmüyordum. Yeterli değildi. Fit ve kondisyonlu bir shinobinin takip ettiği birini yakalaması için komik bir mesafe. Dahası, mesafeyi açabildiğimi varsaysak bile izcilikten biraz bile anlıyorsa beni kolaylıkla takip edebilirdi. Bunun yeterli olmadığını biliyordum. Yalnızca kaçmamalıydım, onları beni kovalayamayacakları bir hale getirmeliydim. Kafamdan aynı anda binlerce ufak ayrıntı geçiyordu. Peki açık alanda başarabileceğim şeyler nelerdi? Susumu'nun haydutları kovalayıp işlerini bitirmesi ve yanımıza dönmesi ne kadar zamanını alırdı? Saniyeler? En azından kısa bir süre, avantajlı bir pozisyona geçebilene ve bir plan kurana kadar uzaklaşmalıydım. Düşmanım tamamen kaçtığımı düşünebilirdi, ancak yalnızca başka bir planı aktive edebileceğim farklı bir lokasyona gidecektim sadece. Onu etkisiz hale getirmeden kaçmam mümkün değildi. Yakınlardaki bir koruluğa diktim gözümü, yaklaşık 35-40 metre yakalanmadan ilerleyebildiğim takdirde ağaçların içinde olacaktım. Sonrası, planımın geri kalanını oluşturacaktı.
Image
İsim: Komaeda Togami
Yaş: 19
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.79
Kilo: 68
Köy: Ishigakure
Element: Fuuton
Seviye: B - Rank
Rütbe: Chuunin
Nam: Sanrı



Puanlar
  • GP: 0
  • VP: 0
  • PP: 0


Profil
  • Güç: E
  • Çeviklik: E
  • Potansiyel: B
  • Kondisyon: C
  • Zihin: A
  • Varlık: B


Beceri Listesi
  • [Güç] Atletizm: F
  • [Çeviklik] Akrobasi: F
  • [Çeviklik] El Hassasiyeti: F
  • [Çeviklik] Saklanma: F
  • [Kondisyon] Form: F
  • [Potansiyel] Ninshuu: F
  • [Varlık] Aldatma: D
  • [Varlık] Empati: D
  • [Varlık] Sosyalleşme: F
  • [Zeka] Farkındalık: E
  • [Zeka] İzcilik: E
  • [Zeka] Bilim: F


Teknikler
  • Fuuton: Atsugai
  • Fuuton: Renkuudan
  • Yochi Uryou no Jutsu
  • Bunshin Bakuha
  • Shunshin no Jutsu
  • Kuchiyose no Jutsu
  • Kuroshisha
  • Kurohaku
  • Kurohane
  • Omotsuki
  • Utakata
  • Teishi no Jutsu
  • Hanasaku no Jutsu
  • Magen: Henge


Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
  • Gölge Cübbesi
  • Kotome
  • Tanto (Dayanıklı/Hasarı Yüksek/Tutuşu Rahat/Hafif)
  • Kote (Dayanıklı/Konforlu/Hafif/Sessiz)
  • Suneate (Dayanıklı/Konforlu/Hafif/Sessiz)
  • File İçlik (Dayanıklı)
  • Shinobi Hapları, 3'lü Paket (3 Yemek Hapı, 3 Kan Hapı, 3 Chakra Hapı)
  • İlkyardım Çantası
  • Maymuncuk


Linkler
User avatar
Kitamura Susumu
Kusagakure
Kusagakure
Posts: 273
Joined: August 31st, 2018, 1:49 am
Künye:

Re: Soğuk

Post by Kitamura Susumu » May 17th, 2020, 2:46 am

Tek bir cevap yeterliydi Togami'nin üzerine atlamam için. Ağzından çıkacak, konuyla alakalı alakasız en ufak bir kelime yüzünden onu parça pinçik etmeye hazırdım. Bunu yapmak için beklediğim tek şey de bana herhangi bir bahane sunmasıydı işte. Yurui'den de beter etmek, kemiklerini yamuk yumuk edip inanılması zor hallere sokmak istiyordum. İstemekle de kalmayacaktım, ağzını açtığı ilk anda yapacaktım bunu bayağı bayağı. Iori engel olmasaydı eğer.

Çocuk beni durdurana kadar içten içe nasıl kaynadığımı fark etmemiştim bile. Haydutların beklediğimiz kervanı sikip atmış olması değildi beni bu kadar öfkelendiren. Çabuk sinirlenen biri olduğum için bunun hayli hayli yetmesi gerekirdi sinirlenmeme, ancak bugün durum biraz farklıydı. Kendini bilmez haydutlar ve öldürülen tüccarlardan ziyade Togami'yeydi bütün öfkem. Düştüğü duruma ve karşımıza çıkış şekline anlamsız bir şekilde sinirlenmiş, sorsalar sebebini anlatamayacağım bir hiddete bürünmüştüm. Iori gelip beni durdurana kadar da ne kadar gereksiz bir hale girdiğimi farketmemiştim. Evet, işin içine kişisel olayları da karıştırmak, özellikle bu gibi durumlarda hayati derecelere varacak hatalar doğurabilirdi ve ben düşünmeden saldıracak kıvama gelmiştim neredeyse. Bu yüzden Iori'ye ses etmedim. Omzumu silkip arkama döndüm ve kervanlara doğru ilerlemeye başladım. Sanırım arabalar birazdan tek parça kalmayı pek beceremeyeceklerdi.

Döndüğümde dikkatimi çeken ilk şey bana doğru sinirle gelmekte olan bir herif oldu. Çirkince suratlı, benden biraz uzun bir adamdı bu ve sol elinde sıkıca tuttuğu bir tantousu vardı. Hayatta kalan diğer ikisi ise bu salağın aksine kaçmakla meşgul gibiydiler. Bize daha yakın olan, az önce benim de içinde bulunduğum arabadan inme telaşına kapılmışlardı ve kulağıma çalınan küfürlere bakılırsa bu basit işlemi çok da hızlıca halledemiyorlardı. Bana doğru gelene tekrar odaklandım. Aptalın teki miydi, yoksa bu diğer ikisi kaçsın diye beni oyalamaya mı çalışıyordu bilemedim. Açıkçası, pek umursadığım da söylenemezdi. Karşımdaki sahneye bir iki saniye göz gezdirmemle kimin neyi neden yaptığından çok, kime nasıl atlayacağıma yoğunlaştırmıştım kendimi. Kararımı verdiğimde de karşımdaki adama hızlıca koşturmuş, bana körlemesine salladığı tantoudan sağa doğru eğilerek kaçmış, boşa çıkan kolunu tersinden bir güzel yakalayıvermiştim. Bu noktadan sonrası klasik, pek değişmeyen, zaman zaman da hoşuma giden detaylardı. Önce yakaladığım bileğini bir güzel sıktım. Tırnaklarımı iyice derisine geçirecek kadar yaptım bunu. Adam zaten ne olduğunu anlayamamıştı ve ben bileğini hepten sıkınca elinde rastgele tuttuğu tantouyu da yere düşürmüştü. Ardından iyice düzelttim pozisyonumu, boştaki elimi düz bir hale getirerek kaldırdım. Hızlı ve ne yaptığını bilen bir hamle ile tuttuğum kolun dirseğine, tersten hızlıca geçirdim bu elimi. O kadar hızlı vurmuştum ki, benim de elim biraz ağrımıştı diyebilirdim. Yine de adamın çektiği acının yanında bir hiç bile olmayabilirdi bu hissettiğim. Koyuverdiği acı dolu çığlık kırılan kemiklerinden çıkan takırtıları bastırmaya yetmemişti.

Fakat çekeceği acı ne yazık ki bununla sınırlı kalmayacaktı. Diğerlerinin peşine düşmeden önce yapmam gereken son bir şey daha vardı. Öldürmek değildi bu, henüz bu kararı saniyeler içinde verebilecek kadar olgun olduğumu düşünmüyordum. Ancak bu kolla beni takip edemeyeceğine az çok emin olsam da, işimi de garantiye almam gerekliydi. Bu yüzden adamı hala tutmakta olduğum kolundan sertçe kendime çektim ve kazandığı ivme sayesinde yere sertçe fırlamasını sağladım. Kolunu çekerken az önceki takırtılara ve çığlıklarına yenileri de eklenmişti. O kolu uzuuuunca bir süre kullanamayacağına az çok emindim sanki.

Artık diğer andavalların peşine düşebilirdim. Yoldan çıkmış, ağaçlıkların oraya doğru sapmışlardı ancak benden çok uzaklaştıkları söylenemezdi. Bu yüzden nerede olduklarını gördüğüm anda tüm hızımla onlara doğru koşmaya başlamıştım Iori ve Togami'yi arkamda bırakarak. Bu detayın pek hoşuma gittiği söylenemezdi. Iori'nin bensiz pekala Togami meselesini çözebileceğinden az çok emin olsam da, kavganın en hararetli anlarından uzak kalacak olmak biraz sinir bozucuydu şimdi. Yine de seçim hakkımın olmadığının da bilincindeydim, bu elemanlar kendi kendilerine yakalanıp tutuklanmayacaklardı ne de olsa. Bu nedenle koşmaya, önümdeki iki salağı peşlemeye mecburen devam ettim.
Image
Künye
İsim: Kitamura Susumu
Yaş: 22
Cinsiyet: Errkek
Boy: 173
Kilo: 50
Element: Raiton
Köy: Kusagakure
Seviye: B - Rank
Rütbe: Tokubetsu Jounin
Nam: Karanlık

Puanlar
GP: 0
VP: 25
PP: 3


Linkler
Karakter Kartı
Gelişim
Dükkan
Teknik Geliştirme
Teknik Yaratma
Mod Yaratımı
Efsanevi Yaratık Kaydı

Profil
Güç: C - Rank
Çeviklik: C - Rank
Potansiyel: C - Rank
Kondisyon: D - Rank
Zihin: B - Rank
Varlık: C - Rank

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: F
[Çeviklik] Akrobasi: F
[Çeviklik] El Hassasiyeti: F
[Çeviklik] Saklanma: F
[Kondisyon] Form: F
[Potansiyel] Ninshuu: F
[Varlık] Aldatma: F
[Varlık] Empati: F
[Varlık] Sosyalleşme: F
[Zeka] Farkındalık: F
[Zeka] İzcilik: F
[Zeka] Bilim: F


Teknikler
Genjutsu: Rakumei no Jutsu, D Rank
Genjutsu: Teishi no Jutsu, C Rank
Genjutsu: Jubaku Satsu, B Rank
Genjutsu: Shibou no Jutsu, B Rank
Genjutsu: Magen: Bunshin, B Rank
Genjutsu: Omotsuki, A Rank
Ninjutsu: Ninpou, Shunshin, D Rank
Ninjutsu: Raiton, Ikazuchi no Kiba, C Rank
Ninjutsu: Raiton, Raijin no Tate, B Rank

Stiller ve Kabiliyetler
Stil: Ayatsu, D Rank
Stil: Musatsu, C Rank
Kabiliyet: J Kesiş (Musatsu, C Rank)
Kabiliyet: Çift silah Kullanımı (Musatsu, C Rank)

Yönelimler
Iryou-nin, A Rank

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Cennet Küpeleri. Iori'den hatıra.
Medikal At Arabası
Tantou


Özellikler
-
User avatar
Tsujihara Iori
Posts: 154
Joined: August 30th, 2018, 10:53 pm

Re: Soğuk

Post by Tsujihara Iori » July 22nd, 2020, 1:35 am

Susumu'nun aksi yöne gitmesi ile beraber, harekete geçmiştim. Tantou'yu sol omzumun o taraftaki kınına yerleştirirken bir yandan da kılıcımı çekmiş, adımlarımı hızlandırmıştım. Bir kaç saniye sonra ise tam gaz ileriye doğru koşturmaktaydım.

Elemanın bir kaç el mührü yaptığını gördüm. Muhtemelen her ne yapıyorsa işini bitirmeden yanına varamayacaktım. Bu biraz sıkıntıydı aslında, fakat zaten ileri atılırken bu riski almıştım. Bir şekilde içine girdiğim durumu olabilecek en iyi şekilde atlatmalıydım. Kılıcı tuttuğum sağ elimi iyice yana açtım ve ileriye doğru iyice çökerek hızımı arttırdım. Bu sırada üzerime gelebilecek her türlü şeyden kaçınmak için hazırlanmıştım.

Fakat beklediğimden daha garip bir şey oldu. Ne bir alev, ne bir elektrik dalgası çıkmıştı elemandan. Üzerime doğru gelen karga sürüsünü gördüğümde seri bir şekilde fren yaparken buldum kendimi. Kafalama ve kontrolsüz bir şekilde kargaların arasında kalırsam çok sıkıntı çekecektim. Daha da hızlanıp, belki de Shunshin deneyip kargaları aşabilirdim ama eğer başarısız olursam çok daha fena şeyler olabilirdi. Hızımı kesip, kontrollü bir şekilde karga güruhunun içerisinde kalmak daha mantıklıydı.

Kılıcımı bir defa sola doğru, ardından da iki elimle kavrayarak sağa doğru savurdum. Bir kaç karganın sise karışmasını izledim bu sırada, fakat çevrem tamamen kapatılmıştı. Tahmin ettiğimden daha kötü gidiyordu durum, fakat algılarım tamamen açıktı. Arkamda birden beliren mavi kafalıyı göz ucumla fark etmiştim. Çektiği kendi tantousunu bana doğru savururken ileriye doğru yuvarlanarak kurtulmuştum.

Yuvarlanırken postürümü tersine çevirmiş, ayağı kalktığımda bir metre kadar önümdeki mavi kafalıya doğru dönmüştüm. Kargaların arasından üzerime doğru hareketlenişi irade kırıcıydı. Fakat durumun kontrolünü tamamen yitirmemiştim. Kargaların çevredeki hareketleri ve gagalama çabaları her ne kadar dikkatimi dağıtsa da kontrollü bir şekilde girişim sayesinde hala ayaklarımın üzerinde ve harekete hazırdım.

İleriye doğru aldığı adım ile bana tantousunu saplamak için bir hamle yaptı mavi kafalı. Zaman yavaşladı. İki elimle tuttuğum kılıcımı aniden ucu yere bakacak şekilde eğdim ve kabzasını kafa hizasına çıkardım. Yukarıdan aşağıya doğru tutuyordum ve keskin tarafı sağa bakıyordu, son anda kılıcımın geniş kısmı ile tantounun saplama hamlesini durdurmuştum. Derin bir nefes verirken zaman tekrar hızlandı benim kontrolüm dışında. Kafamı gagalayan bir karga sebebi ile bir su gibi akıp giden konsantrasyonum sebebiyle bloklama hamlesinin devamını getirememiştim. Oysa ki aklımda herşey mükemmel oynamıştı: Kılıcımı sola doğru iktirip, kafa hizasından kabzayı çekmeden 180 derece döndürecektim. Ben tam yukarıdan aşağıya kılıcımı indirmek için hazırlandığımda o geriye sendeliyor olacaktı ve onu parçalamak için son gücümle kılıcımı indirecektim.

Fakat bu olmadı. Geç kaldım. Eleman geriye bir adım alarak alandan çıktı, ben ise dizlerimi kırdım ve etrafımda bir tur dönerek üzerime çullanan kargaları geriye püskürttüm kılıcımla. Gözlerimi tekrar açtığımda bu sefer saplama hamlesini benim yapmam gerektiğini fark ettim ve ileriye doğru atıldım. Göğsünün tam ortasında geçirecektim kılıcımı. Eğer bunu da beceremezsem artık kargalardan uzaklaşmam gerekiyordu.
Künye
İsim: Tsujihara Iori
Yaş: 18
Cinsiyet: Erkek
Element: Suiton
Seviye: C - Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 170.000 Ryo
Prestij: 2
Ün: 34
Kullanılabilir GP: 0

Motivasyon
Efsane Olmak!
Iori, babası gibi dillerden düşmeyen hikayelere sahip olmak istemektedir fakat bunu yaparken kesinlikle doğru yoldan sapmamayı kendine bir kural olarak koymuştur. Aktif olarak ona ün getirecek şeylerin peşinde koşmak yerine, başa çıkılması zor bir durum karşısında kendini kanıtlamak ister. Bunu başarırken köyüne de tamamen sadık kalacaktır.

Komplikasyon
Babasının Kılıcı
Babasının kılıcına karşı ruhsal bir bağ hissetmektedir. O kılıç hiç tanışmadığı babasına açılan bir kapıdır ve onu sürekli yanında taşır, kullanmaktan çekilmez. Bakımını sürekli yaptırır, aksatmaz. Kılıç yanından bir an bile ayrılırsa, tedirgin olmaya başlar.

Kılıcı onun rızası dışında elinden alınırsa, onu geri almak birinci önceliği haline gelir. Bunun için görevini terk etmeyebilir ancak elinden gelen her şeyi sınırlar dahilinde yapmayı ister ve dener. Duruma göre kural çiğneyecek raddeye gelebilir, fakat elinden geldiğince rasyonel kişiliğini elinden bırakmamaya gayret eder. Eğer yanında bir arkadaşı varsa durum onun için daha rahattır, fakat kendi başına kalır ve düşüncelerini dizginleyecek bir "iskele" bulamazsa, depresif bir hal alabilir. Bu durum kılıcı elde etmek dışında yapacağı herşeyin performansını düşürse de, kılıca ulaşma konusunda yapacaklarını etkilemez.

Özellikler
-

Efsanevi Yaratık
Garou | B - Rank | Kurt

Mod
Hagane


Image

Profil
Güç: 5
Çeviklik: 10
Kondisyon: 5
Potansiyel: 6
Varlık: 2
Zeka: 4

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 4
[Çeviklik] Akrobasi: 4
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 3
[Kondisyon] Form: 4 (Favori)
[Potansiyel] Ninshuu: 2
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 5
[Zeka] İzcilik: 3

Teknikler
Ninjutsu
D - Rank: Shunshin
D - Rank: Heisashiki
C - Rank: Jintei (Özel Geliştirme Mevcut)
  • Iori, haorisinin altından veya elinden çıkardığı yılanları bir kaç saldırı ile sınırlı olmadan, istediği kadar dışarıda tutabilmekte ve onları kontrol edebilmektedir. Yılanlar aktif kaldığı sürece az da olsa chakra yer.
  • Iori tekniği hazırlarken daha fazla chakra harcayarak yılanların boyutunu büyütebilir. Yılanların büyümüş boyutu bir insan göğsü kadar olacak şekildedir. Bu boyuttaki yılanların yapacağı ısırma hamleleri ufak boyuta göre daha fazla hasar verir ve Iori isterse ısırtmak yerine elini savurarak ezici hasarlar vermek için yılanları bir çekiç gibi kullanabilir.

    Iori fazla chakra verirse yılanlar büyük boyutunda, vermezse normal boyutunda çıkarlar. Arası yoktur, yani Iori boyutları chakra oranını değiştirerek kontrol edemez. Ayrıca, büyük çıkan yılanlar mutlaka Iori'nin ellerinden dönüşerek çıkmalıdır. Tekniğin orjinalindeki gibi haori veya benzeri bir cübbemsi giysinin altından çıkamazlar.
  • Jintei ile oluşturulan yılanlar aktifken Iori ani bir chakra salınımı yaparak yılanların pullarını dışarıya doğru kaldırabilir. Bu pullar serttir ve kesici hasar verirler. Genelde yılanlar savrularak yapılacak olan saldırılarda isabet ettiği yerleri çizerler ve kazırlar. Eğer birileri ile temas halindeyken açılırsa ete batarlar. Eğer yılanlar büyük olarak oluşturulmuşsa pulların boyutu da büyüyeceğinden tekniğin hasar kapasitesi de artar.

    Ani bir şekilde aktif edilir ancak bir kaç saniye sonra pullar geri kapanır. Tekrar açılmak isteniyor ise tekrar chakra verilmelidir. Her saldırıda ani chakra harcanması, tekniğin tekrar tekrar kullanılmasında Iori'yi standart bir C - Rank tekniğe göre daha fazla yorar. Eğer yılanların boyutu büyük olacak şekilde yılanlar kullanılırsa chakra kullanımı da artar.
C - Rank: Mizurappa
B - Rank: Suijinheki
A - Rank: Bousen no Jutsu

C - Rank: Hagane - Genbuki
C - Rank: Hagane - Hankai



Taijutsu
Shigure | A - Rank
Shigure | Hadan

Ninja Ekipman Ustalığı | C - Rank

Genjutsu
-
Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar

Dükkan Konusu

Özel Üretim Shinobi Ceketi ve Kemeri:
► Show Spoiler
Babasından Kalan Katana
► Show Spoiler
Cennet Küpeleri
► Show Spoiler
User avatar
Komaeda Togami
Kaçak
Kaçak
Posts: 169
Joined: September 3rd, 2018, 11:12 pm
Künye:

Re: Soğuk

Post by Komaeda Togami » September 9th, 2020, 3:29 pm

Koşmaya başlamamla birlikte, arkadaki mücadele sesleri her geçen saniye daha az duyulmaya başlamıştı. O kaosun arasında görebildiğim kadarıyla tanımadığım Kusagakure’li shinobi kargalarımı kılıç darbeleriyle yok ederken, klonum şimdilik iyi iş çıkarıyor gibi görünüyordu. En azından henüz peşime düşmüş değildi rakibim. Yolu yarılamak üzereydim, 20-25 metre daha koşmam halinde ağaçlıkların arasında bulacaktım kendimi. Biraz daha derine ilerlediğim takdirde ise planımı çalıştırabilecek avantajlı bir konumda olabilirdim. Peki planım neydi? Henüz kafamda tüm ayrıntılar netleşmemişti ancak koruluğa koşmaya karar verdiğim an belli başlı bir taslağın oluşmuş olduğunu söyleyebilirdim. Aklıma ve yeteneklerime güvenmem gerekiyordu. Çok zor ve karmaşık bir plan değildi, ancak işe yaramaması için bir sebep yoktu. İnsanların belli başlı zayıf noktaları vardı ve asıl olay bu zayıf noktaları gözlemleyip insanlara karşı kullanabilmekti. Zamanında, benim zayıf noktam bana karşı kullanılmıştı ve bunun ne kadar işe yarayabileceğini gayet iyi biliyordum. Diğer bir zayıf noktamı terketmem de bundan kaynaklı değil miydi zaten?

Birkaç metre daha ilerledikten sonra, klonumun artık yokolması gereken mesafeye ulaşmıştım. Karasu Bunshin’in teknik kuralları gereğince klonum benden sınırlı bir mesafede uzaklaşabiliyordu yalnızca. Şuana kadar aldığı darbelere dayanabilmiş olsa bile, bu andan sonra pek bir işe yaramayacaktı. Gerçi yokoluşuyla bile bana bir avantaj sağlayabileceğinin pektabii farkındaydım. Karasu Bunshin’de yokolan klonlar basit bir sis dumanıyla tamamen ortadan kaybolmak yerine yeniden kargalara dönüşürlerdi. Klonu yarattığım kargalar, Sanzengarasu tekniğim ile ortaya çıkarıldıkları için klon dağılsa bile eski görevlerine geri döneceklerdi. Hedefe saldır ve dikkatini dağıt. Kazanacağım ekstra birkaç saniye bile çok önemliydi benim için, hayatta kalmak içn yalnızca birkaç saniye.

Koruluğun girişindeki nispeten seyrek ağaçlara ulaştığım an, istemsizce kafamı bir saniyeliğine çevirdim ve arkama baktım. Çok çok ileride, haydutları kovalamakta olan Susumu’yu görebiliyordum. Muhtemelen birkaç saniyelik ömürleri kalmıştı. Bana daha yakında olan ve asıl tehlikeyi oluşturan siyah saçlı shinobi ise kargalarımdan sıyrılmak üzereydi. Siyah bulutun içerisinde görebiliyordum onu, ve onun da beni görebildiğine adım kadar emindim. Rakibini yeterince oyaladığını düşünen ve tabanları yağlayan bir shinobi. Bir av. Gelgelelim gördüğünü zannettiği şey ve aslında olan şey arasında dağlar kadar fark vardı. Onu kaçtığıma inandırmak istiyordum. İki üst düzey shinobinin arasından elimi kolumu sallayabilerek kaçabileceğime inanmasını istiyordum. Gerçek bundan çok farklıydı, halihazırdaki kondisyonlarımızı karşılaştırdığımda hiç bir şey yapmadan kaçmaya devam edersem ömrümün beş ila on dakika arasında olduğunu kolaylıkla görebiliyordum. Fiziksel yetilerim yalnızca bu kadarla ibaretti ne yazık ki. Kaçmayacaktım. Kaçarsam, ölürdüm. En azından şuanki şartlarda. Rakibimi beni kovalayamayacağı bir pozisyona getirmeliydim. Susumu’nun yanımıza ulaşması çok uzun sürmezdi. Öyle bir pozisyon yaratmalıydım ki, her ikisini de farklı şekillerde de olsa ekarte edip güvenlik içinde uzaklaşabilmeliydim.

Ağaçlar gitgide sıklaşıp çevrem karanlıklaştıkça, aldığım nefesler derinleşiyordu. Kaslarım şikayet edercesine bağırmaya başlamışlardı bile. Soğukalgınlığımın da pek faydası olduğunu söyleyemezdim açıkçası. Yeterince güvenli görünen ilk ağacın üzerine sıçradım ve yukarıdan ilerlemeye başladım. Hafif çamurumsu zeminde izim çok daha kolay takip edilebilirdi. Ancak ağaçlarda, rakibimi birazcık da olsa zorlayabilirdim. Çok fazla ilerlememe gerek yoktu zaten. Dışarıdan görülmeyecek kadar derin, ve her şeyi kolaylıkla göremeyeceği kadar karanlık olması yeterliydi. İlerlemeyi sürdürürken sağ elimin başparmağını ağzıma götürdüm ve ısırdıktan sonra el mühürlerine başladım. Planım için desteğe ihtiyacım vardı: “Kuchiyose no Jutsu.”
Image
İsim: Komaeda Togami
Yaş: 19
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.79
Kilo: 68
Köy: Ishigakure
Element: Fuuton
Seviye: B - Rank
Rütbe: Chuunin
Nam: Sanrı



Puanlar
  • GP: 0
  • VP: 0
  • PP: 0


Profil
  • Güç: E
  • Çeviklik: E
  • Potansiyel: B
  • Kondisyon: C
  • Zihin: A
  • Varlık: B


Beceri Listesi
  • [Güç] Atletizm: F
  • [Çeviklik] Akrobasi: F
  • [Çeviklik] El Hassasiyeti: F
  • [Çeviklik] Saklanma: F
  • [Kondisyon] Form: F
  • [Potansiyel] Ninshuu: F
  • [Varlık] Aldatma: D
  • [Varlık] Empati: D
  • [Varlık] Sosyalleşme: F
  • [Zeka] Farkındalık: E
  • [Zeka] İzcilik: E
  • [Zeka] Bilim: F


Teknikler
  • Fuuton: Atsugai
  • Fuuton: Renkuudan
  • Yochi Uryou no Jutsu
  • Bunshin Bakuha
  • Shunshin no Jutsu
  • Kuchiyose no Jutsu
  • Kuroshisha
  • Kurohaku
  • Kurohane
  • Omotsuki
  • Utakata
  • Teishi no Jutsu
  • Hanasaku no Jutsu
  • Magen: Henge


Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
  • Gölge Cübbesi
  • Kotome
  • Tanto (Dayanıklı/Hasarı Yüksek/Tutuşu Rahat/Hafif)
  • Kote (Dayanıklı/Konforlu/Hafif/Sessiz)
  • Suneate (Dayanıklı/Konforlu/Hafif/Sessiz)
  • File İçlik (Dayanıklı)
  • Shinobi Hapları, 3'lü Paket (3 Yemek Hapı, 3 Kan Hapı, 3 Chakra Hapı)
  • İlkyardım Çantası
  • Maymuncuk


Linkler
Locked

Return to “Role Play Arşivleri”