[Free Toplaşması] Konohagakure Chuunin Sınavları!

Gizli Kütüphane'nin tozlu raflarındaki unutulmuş hikayeler.
User avatar
Komaeda Togami
Kaçak
Kaçak
Posts: 170
Joined: September 3rd, 2018, 11:12 pm
Künye:

Re: [Free Toplaşması] Konohagakure Chuunin Sınavları!

Post by Komaeda Togami » July 14th, 2019, 11:16 pm

Masa, tam bir kaos ortamına dönüşmüş haldeyken yapabileceğim en doğru hamlenin yemeğimi olabildiğince hızlı şekilde bitirip ortamdan uzaklaşmak olacağına inanmaya başlamıştım. Köye geldiğimizden beri belki de ilk kez yemeğe bu kadar erken gelebilmiş, bu kadar çok çeşitle karşılaşmıştım ancak şansıma yenik düşmekten alıkoyamamıştım kendimi. Sessiz, sakin bir masa seçmiş olmayı diledim içten içe. Gerçi yemekhane tıklım tıklım doluyken bu pek olası görünmüyordu, ki boş bir masa bulsam bile şuandan itibaren kalkıp gitmemin doğruluğu tartışmaya açıktı. Ryuji-kun'un teşekkürünü kabul edip yemeğime yöneldim tekrardan. Dış faktörleri mümkün mertebe yok sayıp, öğünümü bitirip işime dönmeliydim. Az önce Ryuji-kun'la garip bir tartışmaya giren Kusa shinobisi masadaki diğer Kusa'lılara selam verdikten sonra 'şeyapmak' fiilimin üzerine giderek beni yanıtlamıştı. Gelgelelim, bir sorun vardı. Toga? Toga neydi? 'Haa, tabii.' diye geçirdim içimden. 'İsmimi tamamen söyleyemedim ki. Teşekkürler Ooki-senpai.' Devamında adlarının Susumu ve Teki olduğunu öğrendiğim shinobilere memnun oldum dercesine başımı sallamakla yetindim. Konuşabilirdim, ağzımda koca bir lokma onigiri olmasaydı. Ancak baş hareketim yeterli olmuş gibi görünüyordu. Neyse ki, yeni tanışmış olduğum shinobilerin hemen ardından söze giren Ryuji-kun parmağıyla beni göstererek ismimi tamamlamıştı. Bu da bir şeydi.

Sohbet bir kutu süte ve eski sınav anılarına kaydığında, nispeten rahatlamıştım. En azından ilgi odağı bir süreliğine köyümüz shinobilerinden uzaklaşmıştı. Bu kısa ve değerli zamanı masada oturan yüzleri incelemeye ayırdım bir yandan yemeğimi sömürmeyi sürdürürken. Henüz tanışma fırsatı elde edemediğim uzun boylu kunoichi kendi halinde takılmaktaydı, Teki-san'ın dirseğiyle dürtüp bir şeyler mırıldandığını gördüm ona. Muhtemelen aralarında bir muhabbet olduğunu düşündüğümden, çok fazla kafa yormadım bu konuya ve söyledikleri şeyleri dinlemeye koyuldum. Sınav anılarından bahsediyorlardı, bu gibi organizasyonlar konusunda özel ilgisi olan benim için dinlemesi oldukça cazip bir konuydu bu. Şuan bu köyde olmaktan duyduğum hazzın büyük bir kısmını sürmekte olan organizasyon oluşturuyordu. Konoha ve çevresinin güzellikleri pektabii önemli bir faktördü, ancak diğerinin yanında zayıf kalıyordu bu özellikler.

Teki-san Susumu-san'a cevap verirken, bir anda gözlerinde oluşan hüzne gitti zihnim. 'Rei.' diye tekrarladım içimden, Teki-san cümlesini yarım bırakmışken. Bu gözleri tanıyordum. Eskiden aynaya her baktığımda gördüğüm gözlerdi bunlar. Ve benden kaçırmaya çalışsalar da, ara ara Amami ve Mio'da gördüğüm gözler. Değerli bir şeylerin kaybedildiğini ya da kaybedileceğini gösteren gözler. Ağzımdaki lokmayı bitirip Teki-san'a odaklandım. Bu sırada, benzer şekilde yanında oturan kunoichinin de gözlerinde aynı ifadenin belirdiğini farketmiştim. Kısa bir bekleyişin ardından, ben cümlenin tamamen bittiğini düşünürken devam etti Teki-san. 'Rei, ve Aoba-sensei.' Kafamda bir şeyler oluşmaya başlamıştı. Beni düşünmeye zorlayan bazı şeyler. Teki-san'ın ve adını bilmediğim kunoichinin paylaştığı bir anı, muhtemelen hüzünlü bir anı. Aralarındaki samimiyet düzeyini bilmiyordum, ancak bu masada başka hiç kimsenin arasında olmayan bir enerji vardı bu ikisinde. Benim, Amami'nin ve Mio'nun arasında olana benzer bir enerji. Ortak bir geçmiş. O anda, taşlar yerine oturmuştu.

Teki-san, yanındaki kunoichi, adı geçen Rei ve Aoba-sensei bir genin takımıydı. Ben, Amami, Mio ve Goku-sensei gibi. Ancak isimlerinin geçme şeklinden, kaderleri hakkında fikir yürütebilmiştim. Muhtemelen, artık bu dünyada yer almayan isimlerdi bunlar. Yalnızca anılarda yaşıyorlardı. İstemsizce aklım Amami ve Mio'ya gitti. Sahi, en son ne zaman oturup sohbet edebilmiştim onlarla? Günün yorgunluğuyla sızıp kalmadan önce Amami'yle ettiğimiz üç beş lafın sayılacağını pek sanmıyordum. Mio'yu ise görmeyeli günler geçmişti belki de. Benim için değerli olması gereken şeylerin önüne, farklı engeller koymuştum. Ancak ya bir gün bu engelleri koyduğum için pişman olursam? Kafamda düşünceler çarpışmaya başlamıştı. Önemli olan şey neydi? Emin değildim. Teki-san'ı anlamaya cüret edemezdim. Yaşadıklarını yaşamaktan korktuğumu farkettim o an. Belki de hiçbir şeyden korkmadığım kadar. Ölmekten korkmadığım kadar.

Kafam birkaç saniye içinde kaynayan bir çorba kazanına dönmüşken, bana yöneltilen bir soru cümlesine dikkat kesildim. Susumu-san, bizim köyde sınavların nasıl olduğunu soruyordu. Normal şartlar altında bu konu üzerine saatlerce konuşabilir, kendimce kritiğini yapabilir ve doğrularını/yanlışlarını göz önüne sürebilirdim. Ancak kafamda bunca soru varken, neşeli bir şekilde uzun uzadıya anlatamayacağım çok barizdi: "Her yerdeki gibi Susumu-san, bir yazılı sınav oluyor. Ardından takımca çıktığın bir macera, son olarak da birebir dövüşler." Aslında iş biraz daha karmaşıktı, ve her aşamanın farklı olduğu yönler vardı. Yine de bunun üzerinde fazla yorum yapmamaya karar vermiştim. Aklımın bir köşesinde beliren Amami ve Mio'ya ait düşünceler beynimin geri kalan kısmını tam verimle kullanmamı önlüyorlardı.

Cevabımı verdikten sonra, halihazırda sömürmekte olduğum yemeğime daha da odaklandım ve tepsimdekileri hızla tüketmeye başladım. Yerimde daha fazla oturabileceğimi pek düşünmüyordum. Son lokmalarımı aldığım sırada, Ooki-senpai'nin bana seslendiğini farkettim. Sütten, spor yapmaktan bahsediyordu. Normal şartlar altında, bu sorunun saçmalığı barizdi ancak 'hastalığım' konusunda bilgisi olduğundan şüpheliydim Ooki-senpai'nin. Bu sebeple cılız görünümüme kendince haklı bir yorum getirmiş ve iyi niyetli sayılabilecek bir tavsiyede bulunmuştu. Doğru cevabın nasıl olabileceği konusunda pek bir fikrim yoktu, ancak durumu anlayışla karşılamalıydım. Yüzüme bir gülümseme takındım: "Aslında bolca spor yapıyorum senpai. Sabahları erken kalkıp Konoha Ormanı'na gidiyorum. Ama ne yaparsın, yapı meselesi işte." Gülümsememi büyüttüm, yalan söylemiyordum. Gerçekten de, hastalığımın ilerleyişini bir nebze de olsa yavaşlatabilmek için düzenli olarak çeşitli kas antrenmanları yapmak zorundaydım ve aksattığım söylenemezdi bu rutinimi. Cümlem bittikten sonra artık boş olan tepsimi aldım ve herkese bir baş selamı vererek uzaklaştım masadan. Tepsiyi boşların yanına bırakıp yemekhaneden çıkarken, aklımda tek bir düşünce dolaşıyordu. 'İşlerini bitir, akşamını takım arkadaşlarına ayır. Aksi takdirde bir gün bunu yapmadığın için pişman olabilirsin.'
Image
İsim: Komaeda Togami
Yaş: 19
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.79
Kilo: 68
Köy: Ishigakure
Element: Fuuton
Seviye: B - Rank
Rütbe: Chuunin
Nam: Sanrı



Puanlar
  • GP: 0
  • VP: 0
  • PP: 0


Profil
  • Güç: E
  • Çeviklik: E
  • Potansiyel: B
  • Kondisyon: C
  • Zihin: A
  • Varlık: B


Beceri Listesi
  • [Güç] Atletizm: F
  • [Çeviklik] Akrobasi: F
  • [Çeviklik] El Hassasiyeti: F
  • [Çeviklik] Saklanma: F
  • [Kondisyon] Form: F
  • [Potansiyel] Ninshuu: F
  • [Varlık] Aldatma: D
  • [Varlık] Empati: D
  • [Varlık] Sosyalleşme: F
  • [Zeka] Farkındalık: E
  • [Zeka] İzcilik: E
  • [Zeka] Bilim: F


Teknikler
  • Fuuton: Atsugai
  • Fuuton: Renkuudan
  • Yochi Uryou no Jutsu
  • Bunshin Bakuha
  • Shunshin no Jutsu
  • Kuchiyose no Jutsu
  • Kuroshisha
  • Kurohaku
  • Kurohane
  • Omotsuki
  • Utakata
  • Teishi no Jutsu
  • Hanasaku no Jutsu
  • Magen: Henge


Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
  • Gölge Cübbesi
  • Kotome
  • Tanto (Dayanıklı/Hasarı Yüksek/Tutuşu Rahat/Hafif)
  • Kote (Dayanıklı/Konforlu/Hafif/Sessiz)
  • Suneate (Dayanıklı/Konforlu/Hafif/Sessiz)
  • File İçlik (Dayanıklı)
  • Shinobi Hapları, 3'lü Paket (3 Yemek Hapı, 3 Kan Hapı, 3 Chakra Hapı)
  • İlkyardım Çantası
  • Maymuncuk


Linkler
Locked

Return to “Role Play Arşivleri”