Gekko bakışlarını hafif bayık bir şekilde Fuu’nun üstüne gezdirdikten sonra Riku’ya dönerek “Ama bunun bir faydası olacağını düşünmüyorum.” diyor. Bu noktada Riku ile iletişime geçmenin daha sağlıklı olduğunu düşünen bir ifadeyi ortaya koyan Gekko “Çünkü bu cinayet olayındaki esas mesele, cesedin üzerinde yaralar değil cesedin kimliği ve bu gördüğünüz sembol.” diyor. Gekko bu noktada sesini olabildiğince kısarak sadece ikinizin duyabileceği bir seviyeye getirmesinin ardından “Maktul Mochizuki Kei hakkında görev başında size ne kadar bilgi verdiler bilmiyorum. Ancak Kei, Kusagakure ve bölge için oldukça önemli biriydi. Riaru ile olan savaşın öncesine Kei, Riaru’nun güvenilir askerleri arasında yer almaktaydı. Savaş döneminde ise Kei bizim safımıza geçmeyi kabul etti. Yapılan anlaşmaya göre Kei hem Kusa’ya hem de Riaru’ya çalışacaktı. Riaru’nun gözündeki değerini kaybetmemek için Kusagakure birkaç mühimmat ve erzak noktasını kendisine bildirdi. Riaru’nun askerleri tarafından buralar imha edildi, ancak aynı sırada Kei Riaru’nun açıklarını da Kusagakure’ye bildirerek Riaru’nun zayıflamasına olanak sağladı. Savaş sonrasında Kei’nin değeri birkaç kat arttı, zira Riaru tarafından doğruca Kusagakure’ye sokulması planlanıyordu. Kusagakure için ise savaşı kaybeden Riaru’nun yapacağı intikam saldırılarını ve yerini tespit etme noktasın Kei kilit bir roldeydi.” diyor. Bu açıklamalarının ardından bir süre sessiz kalan Gekko “Yani özetle Kei, Kusagakure’nin Riaru’ya ulaşmasını sağlayacak en kolay geçiş kapısıydı. Bu bilgi, buradaki shinobilerden dahi saklandı. Her ne kadar onun korunması için ekstra bir özen gösterilmişse de, geçmişi nedeniyle halk arasında saygın bir konumda olması nedeniyle bu pek dikkat çekmiyordu. Fakat son yaşanan birkaç hadisenin ardından olayların rengi değişmeye başladı.” diyor.
Bu aşamada bir süre sessizliğe gömülen Gekko ikinizin de bu noktaya kadar olan kısımları sindirmesini bekledikten sonra “Kei’nin Riaru ile olan iletişimi Kusagakure tarafından takip edilen kişiler veya kuşlar aracılığıyla yapılıyordu. Çadırkentin kurulmasının ardından Kei sadece birkaç kez bizzat Riaru’nun adamlarıyla görüşmeye gitti. Bu bakımdan Riaru’nun doğrudan Kei’ye ulaşımı çok da kolay olmuyordu. Fakat son zamanlarda Riaru’nun erzak ve mühimmat taşıma faaliyetleri bir hayli artış gösterdi. Kusagakure açısından bu beklenen bir durum olsa da, nakliye işleri beklenilenin üstündeydi. Riaru bölgesel olarak birkaç noktadan taşıma işlerini gerçekleştiriyordu ve bu bölgeler giderek Kusagakure sınırına doğru yaklaşıyordu. Yani diğer bir deyişle, Riaru’nun alım yaptığı sevkiyat noktaları Kusagakure ve çadır kent sınırına yaklaşıyordu. Bununla birlikte, bu taşıma işlerine yaptığımız baskınlarda, tahminimizin altında erzak ele geçiriliyordu. Hal böyle olunca, bir şeylerin ters gittiği ortadaydı fakat adlandıramıyorduk. Bu yüzden Kei’nin Riaru’yla iletişime geçmesini planlıyorduk. Plan taslağının hazır olduğu gün ise, Kei’nin ölümü gerçekleşti.” diyor. Bu anlattıklarından sonra ikinizi de süzen Gekko Fuu’nun üzerinde bakışlarını sabitlerken “Buraya çağrılmanızın nedeni de işte bu… Kei önemli biriydi ve buradaki gözlerin görmediği bir hayat yaşıyordu. Tüm bu yaşananların ardından cinayetin burada bulunan biri tarafından mı yoksa dışarıdan bir sızmayla mı olup olmadığını tespit etmeye çalışıyoruz. Olası bir bilgi sızıntısı var ise, Kei’nin ölümüne ilişkin her türlü çalışmamız da dışarıya çıkacaktı. Bu yüzden bu konuda araştırma yapacak kişilerin sızıntıya mahal vermeyecek kişiler olması gerektiğine karar verdik.” diyerek konuşmasını sonlandırıyor.