[Tsujihara Iori | Kitamura Susumu] Ambar

Gizli Kütüphane'nin tozlu raflarındaki unutulmuş hikayeler.
User avatar
Tsujihara Iori
Posts: 154
Joined: August 30th, 2018, 10:53 pm

Re: [Tsujihara Iori | Kitamura Susumu] Ambar

Post by Tsujihara Iori » December 29th, 2018, 1:27 am

Haykırmak için aldığım bütün nefesi dışarıya vermeye çalıştığım anda, görüşüm bedenimden ayrıldı. Bir kaç metre geriye süzüldüm. Vagonun içerisinde, kendimi sırtımdan görüyordum. Zaman yavaşlamaya başladı. Adamın omzuna kafamı vurdum hissiz bir şekilde, kasılarak. Adam ise bir can havli ile beni üzerinden atmak için elinden geleni yapmaya başlamıştı. Bir kaç metre daha uzaklaştım. Vagonun sonuna geldiğimden emindim fakat duvarın içinden büyülü bir şekilde çıkmak yerine, vagon git gide uzuyordu sanki bunu engellemek adına. Hapsolmuş gibiydim buraya sanki. Yapmak istediklerim yüzünden, yapamadıklarım yüzünden. Elemanın üzerinden yere kaymaya başladım yavaşça. Yere sertçe çarpmam sanırım bir kaç saniye sürmüştü fakat ağır çekimde bütün detayları ile izlemek, özellikle bunu sırtımdan kendimi görerek yapmak, perspektif değiştirici bir deneyimdi resmen. Kafamı yere çarptım ve gözlerimin altına dolmuş olan bir kaç damla yaş tahta zemine aktı. Eleman kafasını çevirip bana bakmaya başladı. Ben ise, yani asıl ben, daha da geriye gitmeye başladım.

Vagon uzadı, uzadı ve uzadı.

Görüşümden adamın ve vücudumun çıkması ile içimi bir ürperti kapladı. Bilinmezlik. Olmayan bedenim titredi ve olmayan göğsüm sıkıştı. Korkmaya başladım. Almadığım nefeslerim sıklaşmaya başladı. Duymayan kulaklarımda yankılanıyordu hünkürmelerim. Tahriş olan ancak varolmak konusunda pek başarılı sayılmayan boğazımı umursamamaya çalışıyordum.

Vagon git gide daralmaya başladı. Fakat vagon daralırken, çevre de aynı yavaşlıkta bir beton hücre görünümünü aldı. Sanki birisi tahta duvarlardan kağıtları söküyor ve o kağıtlar da havada uçuşarak kayboluyor gibiydi, arkalarında da beton duvarları bırakıyorlardı. Önüm de git gide beliren zemin tanıdık gelmese de, üzerinde yatan şeyin benim vücudum olduğunu kavrayabilmiştim. Git gide yaklaştım ona doğru. Olmayan bacaklarım ile koşmaya başladım.

Hücre git gide daraldı, daraldı ve daraldı.

Gözlerimi açtım birden. Derin bir nefes almak istedim fakat ağzımı istediğim kadar açamamıştım. Boğazım düğümlendi ve beynimin beklentisini karşılayamayan göğsüm istemsizce sıkıştı. Etrafa hızlıca bakındım. Bir zeminde yatmaktaydım. Bir hücrede. Tek parça olduğum aşikârdı.

Hatta biraz fazla tek parça.

Tamamen sarılıydım bir kumaş ile. Bununla beraber, zincirlerle de bağlanmıştım. Son tahlilde bu kadar tehlikeli olduğumu hatırlamıyordum ama, daha sonra benzer bir şeyi bayılan başka birisine benim yaptığımı hayal ettim. O hayalde pek sırıtmayacağıma karar kıldığım anda, bana yapılanın pek de yanlış bir şey olmayacağına hak verdim. Neyse. İşini bilen birilerinin eline düştüğümüz bariz belliydi.

İçinde bulunduğum şok ile beraber hayatta kalma iç güdülerim de tetiklenmişti. Etrafıma bakındım. Yan hücreye doğru seğirttim bakışlarımı ve Susumu'yu gördüm. Hayattaydı. Muhteşem, diye düşündüm. En azından şimdilik ölmemişti. Daha fazla hayatta tutabilmenin buruk sevinci vardı biraz içimde ama sanırım bu çok uzun sürmeyecek gibiydi. Düşman bölgesindeydik ve burada her yol mübahtı artık. Aklıma çeşitli işkence yöntemleri gelmeye başladı. Tedirginlik kapladı tekrar içimi, fakat benden ziyade Susumu'ya olacak şeyler kaynağıydı bu hissin. Benim ısrarıma ve emrime karşılık bu çarpışmaya dahil olmuştuk ve köye dönene kadar bunun sonucunda oluşacak bütün sıkıntıların sorumlusu bendim.

Sanırım bu sefer sadece yemek ısmarlayarak kurtulamayacaktım.

Hücrenin dışında, önüne bir sandalye çekerek oturmuş herifi gördüm. Siyahlı. Sakinliğinden hiç bir şey kaybetmemişti. Her an ortamın hakimiyetini elinde bulunduran bir duruşu vardı. Asıl dikkat etmemiz gereken de bu herifti, sanırım. Öte yandan, odanın karşı tarafında ise bana ters ters bakan birisini daha seçtim. Mavili. Maviliyi bıraksalar muhtemelen beni oracıkta liğme liğme edecekti sanırım. Yani, haksız sayılmazdı bandajlarını görünce. Daha fazlasını da yapacaktım aslında. Bandajları görmek bende herhangi bir his uyandırmamıştı. Adamı öldürmeye çalıştığım gerçeği de. Bunu başaramadığım gerçeği ise karnımda garip bir karıncalanma uyandırıyordu. Utanç. Birisini öldüremediğimden mütevellit bir utanç hissedeceğim günlerin geleceğini de tahmin etmezdim açıkçası. Bu hissin kaynağı neydi? Emin değildim. Fakat, her zamanki gibi, bunları düşünecek bir ortamda ve durumda değildim.

Herşeyi geçtim, tüm bunlardan daha önemli şeyler mevcuttu; zira kılıcımı sırtımda hissetmiyordum.

Aniden etrafıma bakındım ve kılıcımı görmeye çalıştım. Bu sırada, Susumu'nun bir şeyler konuştuğunu duydum ve ona kulak verdim. Keşiş meselesini komple çöpe atıp kendi hikayesini uydurduğunu duyunca biraz tedirgin olmadım değil, fakat ne fikir verebilecek ne de muhalefet edebilecek durumdaydım. Tekrar kılıcımı aramak adına kafamı sağa ve sola çevirdim. Herhangi bir şey yapmadan (ki sanırım debelenmekten fazlasını yapmam mucize olurdu) sadece gözlerimle kılıcımı arayacaktım. Yerini kesinleştirmeden hareket etmek sıkıntı olabilirdi.

Yavaştan anksiyete basmaya başlamıştı. Kılıcım olmadan kendimi koruyamazdım, savaşamazdım. Herhangi bir kılıçla savaşabilirdim belki ama "o" olmadan bir şeyler başarabileceğimden gerçekten emin değildim. Bu yüzden daha sargılardan kurtulmadan önce yerini kesinleştirmeliydim ki, daha sonra onu tekrar elde etmeye çalışabilirdim.
Künye
İsim: Tsujihara Iori
Yaş: 18
Cinsiyet: Erkek
Element: Suiton
Seviye: C - Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 170.000 Ryo
Prestij: 2
Ün: 34
Kullanılabilir GP: 0

Motivasyon
Efsane Olmak!
Iori, babası gibi dillerden düşmeyen hikayelere sahip olmak istemektedir fakat bunu yaparken kesinlikle doğru yoldan sapmamayı kendine bir kural olarak koymuştur. Aktif olarak ona ün getirecek şeylerin peşinde koşmak yerine, başa çıkılması zor bir durum karşısında kendini kanıtlamak ister. Bunu başarırken köyüne de tamamen sadık kalacaktır.

Komplikasyon
Babasının Kılıcı
Babasının kılıcına karşı ruhsal bir bağ hissetmektedir. O kılıç hiç tanışmadığı babasına açılan bir kapıdır ve onu sürekli yanında taşır, kullanmaktan çekilmez. Bakımını sürekli yaptırır, aksatmaz. Kılıç yanından bir an bile ayrılırsa, tedirgin olmaya başlar.

Kılıcı onun rızası dışında elinden alınırsa, onu geri almak birinci önceliği haline gelir. Bunun için görevini terk etmeyebilir ancak elinden gelen her şeyi sınırlar dahilinde yapmayı ister ve dener. Duruma göre kural çiğneyecek raddeye gelebilir, fakat elinden geldiğince rasyonel kişiliğini elinden bırakmamaya gayret eder. Eğer yanında bir arkadaşı varsa durum onun için daha rahattır, fakat kendi başına kalır ve düşüncelerini dizginleyecek bir "iskele" bulamazsa, depresif bir hal alabilir. Bu durum kılıcı elde etmek dışında yapacağı herşeyin performansını düşürse de, kılıca ulaşma konusunda yapacaklarını etkilemez.

Özellikler
-

Efsanevi Yaratık
Garou | B - Rank | Kurt

Mod
Hagane


Image

Profil
Güç: 5
Çeviklik: 10
Kondisyon: 5
Potansiyel: 6
Varlık: 2
Zeka: 4

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 4
[Çeviklik] Akrobasi: 4
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 3
[Kondisyon] Form: 4 (Favori)
[Potansiyel] Ninshuu: 2
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 5
[Zeka] İzcilik: 3

Teknikler
Ninjutsu
D - Rank: Shunshin
D - Rank: Heisashiki
C - Rank: Jintei (Özel Geliştirme Mevcut)
  • Iori, haorisinin altından veya elinden çıkardığı yılanları bir kaç saldırı ile sınırlı olmadan, istediği kadar dışarıda tutabilmekte ve onları kontrol edebilmektedir. Yılanlar aktif kaldığı sürece az da olsa chakra yer.
  • Iori tekniği hazırlarken daha fazla chakra harcayarak yılanların boyutunu büyütebilir. Yılanların büyümüş boyutu bir insan göğsü kadar olacak şekildedir. Bu boyuttaki yılanların yapacağı ısırma hamleleri ufak boyuta göre daha fazla hasar verir ve Iori isterse ısırtmak yerine elini savurarak ezici hasarlar vermek için yılanları bir çekiç gibi kullanabilir.

    Iori fazla chakra verirse yılanlar büyük boyutunda, vermezse normal boyutunda çıkarlar. Arası yoktur, yani Iori boyutları chakra oranını değiştirerek kontrol edemez. Ayrıca, büyük çıkan yılanlar mutlaka Iori'nin ellerinden dönüşerek çıkmalıdır. Tekniğin orjinalindeki gibi haori veya benzeri bir cübbemsi giysinin altından çıkamazlar.
  • Jintei ile oluşturulan yılanlar aktifken Iori ani bir chakra salınımı yaparak yılanların pullarını dışarıya doğru kaldırabilir. Bu pullar serttir ve kesici hasar verirler. Genelde yılanlar savrularak yapılacak olan saldırılarda isabet ettiği yerleri çizerler ve kazırlar. Eğer birileri ile temas halindeyken açılırsa ete batarlar. Eğer yılanlar büyük olarak oluşturulmuşsa pulların boyutu da büyüyeceğinden tekniğin hasar kapasitesi de artar.

    Ani bir şekilde aktif edilir ancak bir kaç saniye sonra pullar geri kapanır. Tekrar açılmak isteniyor ise tekrar chakra verilmelidir. Her saldırıda ani chakra harcanması, tekniğin tekrar tekrar kullanılmasında Iori'yi standart bir C - Rank tekniğe göre daha fazla yorar. Eğer yılanların boyutu büyük olacak şekilde yılanlar kullanılırsa chakra kullanımı da artar.
C - Rank: Mizurappa
B - Rank: Suijinheki
A - Rank: Bousen no Jutsu

C - Rank: Hagane - Genbuki
C - Rank: Hagane - Hankai



Taijutsu
Shigure | A - Rank
Shigure | Hadan

Ninja Ekipman Ustalığı | C - Rank

Genjutsu
-
Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar

Dükkan Konusu

Özel Üretim Shinobi Ceketi ve Kemeri:
► Show Spoiler
Babasından Kalan Katana
► Show Spoiler
Cennet Küpeleri
► Show Spoiler
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts: 2811
Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Tsujihara Iori | Kitamura Susumu] Ambar

Post by GM - Naruto » December 31st, 2018, 11:34 am

Cesedin üzerinde bulduğunuz semboller. Kardeşlerini arayan iki kardeş. Açlık, mecburiyet. '..işimize bakmaya devam eder geçer giderdik.' Duvar gibi suratıyla dinliyor, dinliyor, tek bir yorum dahi yapmıyor. İki elini birleştirip çenesini yerleştiriyor üstüne. Tüm odağını üzerine, gözlerine kilitliyor. Cebindeki fotoğrafı uzatıyorsun. Elini hücreden içeri uzatıyor yavaşça. Almaktan ziyade, bu hamlede kibar bir 'Alabilir miyim ?' nezaketi yakalıyorsun. O denli iç gıdıklayıcı ki biraz daha uzatıyorsun. Tesuri fotoğrafı alarak detaylıca bakıyor ve tekrardan uzatıyor sana.

Kafasını sallayarak geriye yaslanıyor. Sol elini, oturduğu sandalyeye astığı kıyafetinin cebine sokuyor ve bir shuriken çıkarıyor. Ortadaki boşluğa işaret parmağını geçirdikten sonra döndürmeye başlıyor. Birşeyler düşünüyor. Seni de birşeyler düşünmeye itiyor. Shuriken dönerken diğer elinin işaret parmağını yaklaştırıyor shurikene. Yavaşça, sakince. Dönen shurikene odaklanıyor, önünde saat sallanan maymunlar gibi adeta hipnotize oluyorsun. Parmak, dönmekte olan shurikene ufak bir anlığına temas ediyor. Bu temas, ince bir çiziğe, bu ince çizik kanı sürüklüyor beraberinde. Yalanlarına inanacak mı ? İnanırsa ne olacak, inanmazsa ne yaşanacak ? Yalan söylemekte çok fazla sıkıntın yok. Bugüne dek çıktığın sayısız görevde psikolojini yeterince zorlamışsındır zaten. Ancak bu bekleyiş... Adam kendi zihninde dünya turuna çıkmışken, tüm sözleri bir tartıya koymuş kaderinize karar verirken tekrar kanla kılıçla savaşmayı yeğliyorsun ikilemde kalmak yerine.

"3-4 shinobi hapına muhtaç kalmayacak kadar yetenekli insanlarsınız." Parmağını dönen shurikenden çekerek kurtarıyor ve havadaki shurikeni zarif bir hareketle yakalayarak sana uzatıyor. "Yanınızdaki ekipmanlar ise, o kervandaki silahların her birinden daha değerli." Shurikeni alıyorsun. Üç çıkıtında süzülen kanları görüyorsun. Tesuri kollarını göğsünde birleştirerek Iori'ye çeviriyor bakışlarını. Ne ayak diye bakıyorsun. Iori kıvranıyor yerde. Acıdan vesaire değil. Birşeyler arıyor farkındasın.

"Her bir kelimen yalandı." Gözlerine bakıyor. Sert bir mizaç bekliyorsun. Sakin. Rahatlatıcı. "Ve her bir kelimen, bir insanın hayatta kalmak için yapacağı herşey gibi doğruydu. " Tepkini izliyor. Tepkisizliğini bekliyor. "Belki kâhinin öğrencisisin, belki de kayadan yontuldun. Belki yağmurla dövüldün, belki güneşin altında doğdun." Nefesleniyor. "Belki de bu hareketi durdurmak isteyen birinin boyunduruğu altına girdin. Önemi yok." Yerinden kalkıyor. Sandalyesinin arkasına astığı kıyafetini alarak giyiyor yavaşça. "Önünüzdeki semboller birer teklif. Eğer reddederseniz birer bilet. Niyetiniz ne olursa olsun, artık izlemek dışında birşey yapamayacağınızı bilin." Yakalarını düzeltiyor. "Ve en azından bir taraf dürüst davransın. Jimen Tesuri. "

İkinizi de bakışlarıyla selamlıyor ve yavaş adımlarla binadan çıkıyor. Mavili de peşinden. Çıkmalarının ardından ikinizin hücre kapıları da açılıyor. Iori zincirlerinin gevşediğini , vücudundan ayrıldığını hissediyor.

Iori katanasına dair bir iz bulamıyor. Oda hücreler ve sandalye dışında boş.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Tsujihara Iori
Posts: 154
Joined: August 30th, 2018, 10:53 pm

Re: [Tsujihara Iori | Kitamura Susumu] Ambar

Post by Tsujihara Iori » January 2nd, 2019, 12:01 am

Susumu ile eleman bir şeyler konuşmuştu. Ben ise pek oralı değildim. Susumu'nun söylediği şeyler anlaştığımızdan çok uzaktaydı. Açıkçası aşırı mantıksız gelmemişti ama sadece 1 saniye irdelemek için zaman ayırmıştım beynimde. Daha uzun düşünseydim belki adam ile aynı sonuca varabilirdim. Kalan tüm zaman kılıcım ile alakalı geçmişti fakat. Sağımda ve solumda göremedim, herhangi birisinin üzerinde de. Debelenmeye başladım biraz ve sanırım çamurda yuvarlanan bir köpekten farksızdım. Umrumda mıydı? Sanmıyorum.

Eleman ismini söyleyerek ayağı kalktı ve gitti. Bu sırada üzerimdeki bağlar ve hücremin kapısı aralandı. Anksiyete içerisinde hızlıca bağlarımdan kurtuldum ve ayağı kalktım. Üstümdeki bütün vücudumu kaplayan dar tulumu kontrol ettim bir kesik var mı diye, ardından etrafıma bakındım. Kılıcımdan bir eser yoktu hücrenin herhangi bir yerinde. Susumu'ya doğru döndüm.

Hızlı ve ani adımlarla kendi hücremden çıkıp onunkine girdim. Herhangi bir şey söylemesine izin vermeden onu iki omzundan hızlıca kapsım. "Katanam. Katanam yok Susumu." dedim. Ardından onun hücresine göz gezdirdim fakat orada da olmayacağı aşikardı, fakat denemekten zarar gelmezdi.

Resmen çıplak hissediyordum kendimi. Çıplak ve narin. Kırılgan. Kırılgan daha doğru bir kelimeydi sanki. Rahatsız olmuştum içinde bulunduğum durumdan. Kılıcım olmadan gerçekten bir şeyler başarabileceğimden şüpheliydim. Hayatta kalmaktan fazlasını yapamayacaktım sanırım. Şu anda görevi, içinde bulunduğumuz durumu ve elemanın teklifini düşünmem gerekirken zihnimin içine kabul ettiğim tek düşünce kılıcımdı. Susumu'nun omzunu bıraktım ve bir kaç adım geriye gittim. Arkama dönüp hücrenin demirlerinden birini tuttum ve diğer elimle suradımı sildim, gözlerimi ovaladım. Ardından hücrenin dışına çıktım ve etrafıma baktım. Bir karar vermeli, strateji uygulamalıydım fakat, yapamıyordum.

"Babamın kılıcıydı o. Savaşta kullanmıştı." Susumu'ya döndüm. "Benden başkasının elinde olmamalı. Olamaz." Sesim titriyordu resmen. Fakat hareket etmedim. Sadece bekledim.

Kılıcımı bulamazsam ne yapacağım hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Onu bulamazsam Susumu'yu köye edindiğimiz bilgilerle köye gitmesine ikna etmem gerekecekti. Ben ise arkada kalıp kılıcımı arayacaktım. Görevi de tamamen tehlikeye atmamalıydık. O bilgilerin köye ulaşması gerekliydi. Ben ulaşamasam bile.
Künye
İsim: Tsujihara Iori
Yaş: 18
Cinsiyet: Erkek
Element: Suiton
Seviye: C - Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 170.000 Ryo
Prestij: 2
Ün: 34
Kullanılabilir GP: 0

Motivasyon
Efsane Olmak!
Iori, babası gibi dillerden düşmeyen hikayelere sahip olmak istemektedir fakat bunu yaparken kesinlikle doğru yoldan sapmamayı kendine bir kural olarak koymuştur. Aktif olarak ona ün getirecek şeylerin peşinde koşmak yerine, başa çıkılması zor bir durum karşısında kendini kanıtlamak ister. Bunu başarırken köyüne de tamamen sadık kalacaktır.

Komplikasyon
Babasının Kılıcı
Babasının kılıcına karşı ruhsal bir bağ hissetmektedir. O kılıç hiç tanışmadığı babasına açılan bir kapıdır ve onu sürekli yanında taşır, kullanmaktan çekilmez. Bakımını sürekli yaptırır, aksatmaz. Kılıç yanından bir an bile ayrılırsa, tedirgin olmaya başlar.

Kılıcı onun rızası dışında elinden alınırsa, onu geri almak birinci önceliği haline gelir. Bunun için görevini terk etmeyebilir ancak elinden gelen her şeyi sınırlar dahilinde yapmayı ister ve dener. Duruma göre kural çiğneyecek raddeye gelebilir, fakat elinden geldiğince rasyonel kişiliğini elinden bırakmamaya gayret eder. Eğer yanında bir arkadaşı varsa durum onun için daha rahattır, fakat kendi başına kalır ve düşüncelerini dizginleyecek bir "iskele" bulamazsa, depresif bir hal alabilir. Bu durum kılıcı elde etmek dışında yapacağı herşeyin performansını düşürse de, kılıca ulaşma konusunda yapacaklarını etkilemez.

Özellikler
-

Efsanevi Yaratık
Garou | B - Rank | Kurt

Mod
Hagane


Image

Profil
Güç: 5
Çeviklik: 10
Kondisyon: 5
Potansiyel: 6
Varlık: 2
Zeka: 4

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 4
[Çeviklik] Akrobasi: 4
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 3
[Kondisyon] Form: 4 (Favori)
[Potansiyel] Ninshuu: 2
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 5
[Zeka] İzcilik: 3

Teknikler
Ninjutsu
D - Rank: Shunshin
D - Rank: Heisashiki
C - Rank: Jintei (Özel Geliştirme Mevcut)
  • Iori, haorisinin altından veya elinden çıkardığı yılanları bir kaç saldırı ile sınırlı olmadan, istediği kadar dışarıda tutabilmekte ve onları kontrol edebilmektedir. Yılanlar aktif kaldığı sürece az da olsa chakra yer.
  • Iori tekniği hazırlarken daha fazla chakra harcayarak yılanların boyutunu büyütebilir. Yılanların büyümüş boyutu bir insan göğsü kadar olacak şekildedir. Bu boyuttaki yılanların yapacağı ısırma hamleleri ufak boyuta göre daha fazla hasar verir ve Iori isterse ısırtmak yerine elini savurarak ezici hasarlar vermek için yılanları bir çekiç gibi kullanabilir.

    Iori fazla chakra verirse yılanlar büyük boyutunda, vermezse normal boyutunda çıkarlar. Arası yoktur, yani Iori boyutları chakra oranını değiştirerek kontrol edemez. Ayrıca, büyük çıkan yılanlar mutlaka Iori'nin ellerinden dönüşerek çıkmalıdır. Tekniğin orjinalindeki gibi haori veya benzeri bir cübbemsi giysinin altından çıkamazlar.
  • Jintei ile oluşturulan yılanlar aktifken Iori ani bir chakra salınımı yaparak yılanların pullarını dışarıya doğru kaldırabilir. Bu pullar serttir ve kesici hasar verirler. Genelde yılanlar savrularak yapılacak olan saldırılarda isabet ettiği yerleri çizerler ve kazırlar. Eğer birileri ile temas halindeyken açılırsa ete batarlar. Eğer yılanlar büyük olarak oluşturulmuşsa pulların boyutu da büyüyeceğinden tekniğin hasar kapasitesi de artar.

    Ani bir şekilde aktif edilir ancak bir kaç saniye sonra pullar geri kapanır. Tekrar açılmak isteniyor ise tekrar chakra verilmelidir. Her saldırıda ani chakra harcanması, tekniğin tekrar tekrar kullanılmasında Iori'yi standart bir C - Rank tekniğe göre daha fazla yorar. Eğer yılanların boyutu büyük olacak şekilde yılanlar kullanılırsa chakra kullanımı da artar.
C - Rank: Mizurappa
B - Rank: Suijinheki
A - Rank: Bousen no Jutsu

C - Rank: Hagane - Genbuki
C - Rank: Hagane - Hankai



Taijutsu
Shigure | A - Rank
Shigure | Hadan

Ninja Ekipman Ustalığı | C - Rank

Genjutsu
-
Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar

Dükkan Konusu

Özel Üretim Shinobi Ceketi ve Kemeri:
► Show Spoiler
Babasından Kalan Katana
► Show Spoiler
Cennet Küpeleri
► Show Spoiler
User avatar
Kitamura Susumu
Kusagakure
Kusagakure
Posts: 273
Joined: August 31st, 2018, 1:49 am
Künye:

Re: [Tsujihara Iori | Kitamura Susumu] Ambar

Post by Kitamura Susumu » January 2nd, 2019, 12:38 am

Adamın tavırları o kadar nezaketle yoğurulmuştu ki... O kardeşimin simasını iyice incelerken ben de eğdiği kafasından suratına odaklanmış, saçlarından hafifçe öne düşmüş kipriklerine kadar hafızama kazımaya çalışmıştım bu kısa saniyeler boyunca. Fakat ardından ise hemen kendime karşı bir kızgınlık seansını başlatmış, az önce kovduğumu düşündüğüm arsız düşünceleri tekrar kışkışlamaya koyulmuştum. Orospuluğun alemi yoktu zira, beğenilerime göre özelliklerle donatılmış olsa da bir düşmandı ve beni, arkadaşımı alıkoymuştu. Kızgınlık, belirsizlikle beraber gelen bir iç çatışmaya döndü. Adamın kendi iç çatışmasına şahitlik ederken ise, çığırımdan çıkayazmıştım artık. Kafama soruların daha fazla üşüşmesini istemiyordum halbuki. Tek istediğim cevaplar, cevap da yoksa icraatlerdi, can acıtma ihtimalleri yüksek olsa da. Neyse ki sabırsızlığım son noktasına iyice yaklaştığında adam bu sinir bozucu sessizliği bozmuş ve olaya tekrar girişmişti. Iori'nin de sapa sağlam uyanması ve adam tarafından bir nevi övülmüş olmak, başlayacak olan muhabbete dair umutlarımı hızlıca yükseltmiş olsa da, devamında gelişenler aynı hızla bütün umutlarımı suya çakmıştı.

İnanmamıştı söylediklerime. Açıkçası, çok da şaşırdığım söylenemezdi. Keşiş ya da başıboş gezgin hikayesinden iyi olduğunu düşünsem de, ikimizi bir kaç saniyede alt edebilmiş bir adamı kandırabilecek kadar da kendime güvenmemiştim zaten. Herhangi bir itiraz, karşı koyuş sergileyemedim. Hem suçlu hem güçlü olmamdan kaynaklı bir tepkisizlik miydi? Yoksa hala bilinçaltımın tehlikeli köşelerinde pusuya yatan beğenilerimin getirdiği bir rezil olma korkusu muydu? Belki de işleri daha fazla berbat ederek sinirleri yükseltmek ve tehlikenin boyutunu arttırmak istemeyişimdendir, bilemedim. Hala elimde duran kumaş parçasını tekrar incelemeye koyuldum biraz yukarı kaldırarak. Adamlar toparlanıp çıkmış, çözülen zincirleri arasında da Iori ardımda debelenmeye başlamıştı. Bir kaç saniye daha sürdü tepkisizliğim.

Riaru'nun örgütüne katılmak veya muhtemelen öbür taraflara postalanmak...

Gyaku-san'ın bir nevi önerdiği fikre geri dönmüştüm demek ki. Üstelik, Iori'nin de bu sefer olaydan haberdar olmasıyla daha koordine olma şansına da sahiptik. Fakat yine de özünde her şey iğrençti. İğrenç ötesi, gurur kırıcı. Rol gereği de olsa, köyümün, ülkemin insanlarına saldıran bir örgütün üyesi olmak istemiyordum ki! Gyaku-san demişti bir kaç gün var festivale diye. İki günümüz çoktan heba oldu. "En azından çok uzun bir süre bu kimlikle takılmayacağım." diye düşündüm kendi kendime. Nasıl döneceğimi, bu kadar insanın arasından Iori'yi de kapıp köye nasıl geri kaçabileceğimi düşünmeyi pek istemesem de, çok uzun süre burada bu insanlarla takılmayacak olmak yüreğime bir nevi su serpmişti. Fakat tüm bunlar artık acele seviyemizi arttırıp kendimizi zorlamamız gerektiği gerçeğini değiştirmiyordu. Adamın verdiği shurikeni cebime koyup hızlıca açılan kapıdan çıkmaya yeltendim. Amacım Iori'nin kumaşlardan iyice kurtulmasına yardım edip hızlıca bir durumunu sorgulamaktı fakat...

Önce sağ koluma bir kol indi.

Sonra, sol koluma bir başka kol.

Iori ben daha zindandan çıkamadan benim hücreme gelip, tutmuştu beni kollarımdan ve sarsmaya başlamıştı. Ne oluyordu ki amına koyayım? Çocuk deli deli olmuş, dellenmişti. Tamam, iyiydi, yarası beresi yoktu güzeldi. Fakat "Tekliflerini kabul edeceğiz." diyorum, dinlemiyor. "Dışarı çıkıp bir etrafa bakınalım." diyorum, siklemiyordu. Ehti ama yani, bu durum beni epey bir sinirlendirmeye başlamıştı. Katanasına takmıştı kafayı ve biraz daha beni sallarsa tokadı en okkalısından yiyecekti belli ki. Neyse ki çocuğa şiddet göstermeme gerek kalmamıştı. Hatta durum gereğinden biraz hızlı bir şekilde değişmişti.

Kısa süre içinde bu kadar negatif duygu içerisinde koşmak, zor kararlar vermek, bir şeyleri gururuma yedirmek... Yani bu kadarı da zihnim için epey yorucuydu sanki? Tamam, çocuğun olayı düşünüp tartmak yerine kılıcı uğruna beni sallayıp durması çok sinir bozucuydu fakat şimdi de, üzülmüştüm amına koyayım. Demirlere tutunup iyice büzüşmesini izlemek, zindandan çıktıktan sonra ise dediklerini işitmek moralimi tekrar bozmuştu. Demek bir aile yadigarıydı, belki de hiç görmediği bir ebeveynden bir parça. Bu anlaşılabilir bir durumdu benim için, annemden kalan hatıraların yok olduğunu hayal ettiğimde ise elimden geleni yaptıracak bir takıntı. Iori'ye doğru iyice yaklaştım.

"Tamam, sakin olmaya çalış biraz. Söz, bulacağız katananı." diye başladım olabildiğince yumuşak bir sesle ve bir elimi sol omzuna koydum destek olmak istercesine. "Yolda bir defa uyandım, silah dolu o kervanın içerisindeydik. Katanan da yanındaydı, ama bizi indirip buraya sürüklediklerinde almadılar muhtemelen. Ama bu hala o vagonun içinde olduğu anlamına gelmiyor da olabilir. Diğer çuvalları bir yere götürdülerse katanan da oradadır." diye devam ettim omzuna koyduğum eli indirip, diğer elimdeki kumaşı Iori'nin sağ koluna bağlamaya başlarken. "O yüzden gel, önce bir etrafı inceleyelim. Sonuçta, artık onlardan biriyiz. Çok el kol yapacaklarını düşünmüyorum Tesuri bizi eliyle örgütlerine alıp, kapılarımızı açmışken. Fırsattan istifade kılıcını aramaya koyulalım, gerisi bir şekilde gelir." diye bitirdim kumaşı iyice sıkarken. Yerdeki diğer kumaşı da alıp kendi boynuma fular gibi bağladım ve Iori'yi tekrar omzundan yakalayıp yönlendirmeye başladım. Tesuri'nin çıktığı kapıdan çıkacak ve etrafı incelemeye başlayacaktım.
Image
Künye
İsim: Kitamura Susumu
Yaş: 22
Cinsiyet: Errkek
Boy: 173
Kilo: 50
Element: Raiton
Köy: Kusagakure
Seviye: B - Rank
Rütbe: Tokubetsu Jounin
Nam: Karanlık

Puanlar
GP: 0
VP: 25
PP: 3


Linkler
Karakter Kartı
Gelişim
Dükkan
Teknik Geliştirme
Teknik Yaratma
Mod Yaratımı
Efsanevi Yaratık Kaydı

Profil
Güç: C - Rank
Çeviklik: C - Rank
Potansiyel: C - Rank
Kondisyon: D - Rank
Zihin: B - Rank
Varlık: C - Rank

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: F
[Çeviklik] Akrobasi: F
[Çeviklik] El Hassasiyeti: F
[Çeviklik] Saklanma: F
[Kondisyon] Form: F
[Potansiyel] Ninshuu: F
[Varlık] Aldatma: F
[Varlık] Empati: F
[Varlık] Sosyalleşme: F
[Zeka] Farkındalık: F
[Zeka] İzcilik: F
[Zeka] Bilim: F


Teknikler
Genjutsu: Rakumei no Jutsu, D Rank
Genjutsu: Teishi no Jutsu, C Rank
Genjutsu: Jubaku Satsu, B Rank
Genjutsu: Shibou no Jutsu, B Rank
Genjutsu: Magen: Bunshin, B Rank
Genjutsu: Omotsuki, A Rank
Ninjutsu: Ninpou, Shunshin, D Rank
Ninjutsu: Raiton, Ikazuchi no Kiba, C Rank
Ninjutsu: Raiton, Raijin no Tate, B Rank

Stiller ve Kabiliyetler
Stil: Ayatsu, D Rank
Stil: Musatsu, C Rank
Kabiliyet: J Kesiş (Musatsu, C Rank)
Kabiliyet: Çift silah Kullanımı (Musatsu, C Rank)

Yönelimler
Iryou-nin, A Rank

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Cennet Küpeleri. Iori'den hatıra.
Medikal At Arabası
Tantou


Özellikler
-
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts: 2811
Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Tsujihara Iori | Kitamura Susumu] Ambar

Post by GM - Naruto » January 5th, 2019, 10:50 am

Iori katanasının özlemi ile ayaklanıyor. Saatlerdir yatıyor oluşu, beyninin zaten çorbaya çevrilmesi nedeniyle bariz bir baş dönmesi hissediyor vücudunda. Uzuvlarını kontrol ederken yaşadığı gecikme de cabası. Ancak hissettiği şeyler tüm bu eksileri defetmeye yetiyor. Ayaklanıyor, adımlıyor kendini Susumu'nun yanına kadar götürebiliyor.

Susumu sembolleri ikinize de geçiriyor ve aklı gitmiş Iori'yi de sürükleyerek dışarı çıkıyor. Hava karanlık, gökyüzü ise bulutlardan yoksun. Soğuk bir esinti var. Havanın temizliğinden, soğukluğundan tepe bir noktada olduğunuzu tahmin ediyorsunuz. Bir bayırın üzerindesiniz. Sağ taraf aşağıya doğru süzülürken, yaklaşık bir kilometre ilerledikten sonra kalın bir sis perdesiyle kesiliyor. Devamı yok. Ufka doğru bakıyorsunuz. Sanki yapay bir şeyin üzerinde süzülüyor gibisiniz, sisten ibaret. Bayır üzerinde yer yer kel ağaçlar bulunsa da genel olarak düz.

Sol çaprazınızda, bayırın genele nazaran düzlüğe dönüştüğü bir yerde, bu binaya girerken gördüğünüz devasa ateş bulunuyor. Büyük potuklarla bir koni oluşturulmuş. Yaklaşık 10-15 metre yükseklikte ve cayır cayır yanıyor. Gökyüzünün pürüzsüzlüğünü bozan tek çirkinlik de bu oluyor.

İnsan sesleri. Büyük ateşin çevresine yayılmış herkes. Kimisi oturuyor, kimisi uyuyor, kimisi antreman yapıyor. Kanı kaynayanlar ateşin kısmen sol tarafında devam eden turnuva için sıra bekliyor. Herkeste aynı sembolü görüyorsunuz. Bileğine takan da var, omzuna geçiren de. Göğsüne koca bir dövme yaptırıp, bu havada açık giyineni dahi yakalıyorsunuz. Gözlerindeki fanatiklik, inanç, umut. Anlam veremiyorsunuz. Tüm bu kaosun içindeki ince düzeni ise zorla da olsa kabullendiriyor size atmosfer.

Birkaç adım ileri atıyorsunuz. Yağış olmamasına rağmen toprak cıvık cıvık. Sol tarafınızdan bir at sesi. İki at, çektikleri vagon üzerinize doğru geliyor. Zorlanarak birkaç adım geri atıyor kurtuluyorsunuz. Üstü açık vagonda yaklaşık 10-15 kişi görüyorsunuz. Kapşonları kafalarına geçmiş, son gaz bayırdan aşağı iniyorlar. Hemen ardından bir vagon daha. Atları dört nala sürüyorlar.

Binanın önünde buraya geldiğiniz vagondan eser yok. Büyük ateşe ve çevresine bakıyorsunuz. Kısmen kalabalığın dış kısmında kalıyor az önce çıkış yaptığınız bina. Ateş kütlesi yaklaşık 100 metre ötenizde. Size yakın olan tarafı genel olarak insanlarla, oturaklarla kaplı. Sağ ve sol tarafında ise iki büyük çadır görüyorsunuz. Alevin arka tarafına doğru devam ediyorlar sıralı olarak.

Sabitsiniz. Iori, alevlerin arasında, alevlerin arka tarafındaki bir yapıyı farkediyor. Büyük. Fazla büyük. Basit bir silüetten ibaret şimdilik.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Tsujihara Iori
Posts: 154
Joined: August 30th, 2018, 10:53 pm

Re: [Tsujihara Iori | Kitamura Susumu] Ambar

Post by Tsujihara Iori » January 9th, 2019, 11:50 pm

"Söz mü?" dedim kısık bir sesle Susumu'ya. Etrafıma endişeli bir şekilde bakmaya başladım. Kılıcımın nerede olabileceğine dair zerre gram fikrim yoktu. Çoktan başkasının sırtını süslüyor veya birisine satılıyor olabilirdi. Ve bunu şu anda engelleyebilecek hiç bir şey yapamıyordum. Sinirimi tavana fırlatıyordu bu durum, ancak acizliğimin ağırlığıyla hiç bir şey yapacak kuvveti bulamıyordum kendimde.

Susumu'nun beni çekiştirmesi ile dışarı çıktık. Geceydi. Hafif bir esintinin altında, nemn çöküp bir çanak gibi Yağmur Ülkesi bayırlarının olduğunu düşündüğüm bayırları dolduruşuyla karşılaşmıştık. Bir tepedeydik, orası kesindi. Ancak tepenin nerede olduğuna dair en ufak bir fikrim yoktu. Çok da düşünecek bir halde değildim. Eğer çok kassaydım, belki dağların ve ormanların yerinden bir şeyler çıkarmaya çalışırdım ancak gözlerim başka bir şeylerin peşindeydi.

Etrafta insanlar dolaşıyordu. Aslına bakarsak, bir grubun dış çeperinden etrafa buharlaşan bir su gibi dağılan seyrek insan kalabalığının arasındaydık. Grubun çekirdeği 100 metre kadar ileride, bayırlara doğru bir yerdeydi. Görünüşe göre, bir turnuva dönüyordu. Turnuvanın katılımcıları ve izleyicileri de şu anda koluma Susumu'nun bağladığı Riaru'nun başını çektiği örgütün üyeleriydi. O kadar fanatikleri vardı ki bu soğuk havaya rağmen bağlılığını vücuduna kazımış ve bunu teşir eden birilerini görmek mümkündü.

Bir operasyon öncesi toplaşmamıydı bu? Farklı hücrelerin bir araya gelip istihbarat paylaşması ve az da olsa ön cephelerin stresini atması için bir etkinlikti belki de. Belki de, önemli birileri buradaydı. Veya burası onların merkeziydi ve her gün böyle geçiyordu onlar için; kanunsuz, kaotik, hırslı ve kanlı. Bu düzende nasıl yaşadıklarını, kendilerini nasıl bir şeylere adadıklarını az çok aklımda canlandırabiliyordum. Kapalı görüşlü bir bağnaz değildim, ancak herkese hak verip hiç bir şey yapmamayı seçecek kadar da geri zekalı değildim.

Yani, kılıcım yanımdayken değildim. Şimdi gayet moronun önde gideninden farksızdım.

Ateşten başlayıp bize doğru seyrekleşen insan güruhunun arasında kalmak özellikle beni afallatmıştı. Yılmış bir şekilde izliyordum insanları. Birinin sırtında, elinde, yanında falan olabilirdi. Dikkatlice bakmaya çalıştım fakat içimden bir ses bu kadar kolay ona ulaşamayacağımı söylüyordu. Susumu'nun dibine iyice sokuldum. "Görüyor musun?" Sesim titreyerek çıkmıştı.

Susumu'nun beni geri çekmesi ile, üzerimize gelen 2 araba adamdan kurtulmuştuk. Diğer elemanlardan ziyade, bu at arabasındakiler kapüşonluydu ve son hızla bir yerlere gitmekteydiler. Özel harekat? Baskın? Bir amaç için buradan ayrıldıkları belliydi. Arkalarından bir süre baktım, ancak hareket etmedim. Susumu'nun kontrolündeydi vücudum zira. Herhangi bir şekilde karar verebilecek kadar iradeli hissetmiyordum.

Tabii bu durum, kılıcımı gördüğüm an değişebilirdi. Gözlerimle kalabalığı ve insanları süzmeye devam ettim. Başka yapabileceğim pek bir şey yoktu onun dışında. Susumu ne derse yapacak, yanından ayrılmayacaktım bu sırada da.
Künye
İsim: Tsujihara Iori
Yaş: 18
Cinsiyet: Erkek
Element: Suiton
Seviye: C - Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 170.000 Ryo
Prestij: 2
Ün: 34
Kullanılabilir GP: 0

Motivasyon
Efsane Olmak!
Iori, babası gibi dillerden düşmeyen hikayelere sahip olmak istemektedir fakat bunu yaparken kesinlikle doğru yoldan sapmamayı kendine bir kural olarak koymuştur. Aktif olarak ona ün getirecek şeylerin peşinde koşmak yerine, başa çıkılması zor bir durum karşısında kendini kanıtlamak ister. Bunu başarırken köyüne de tamamen sadık kalacaktır.

Komplikasyon
Babasının Kılıcı
Babasının kılıcına karşı ruhsal bir bağ hissetmektedir. O kılıç hiç tanışmadığı babasına açılan bir kapıdır ve onu sürekli yanında taşır, kullanmaktan çekilmez. Bakımını sürekli yaptırır, aksatmaz. Kılıç yanından bir an bile ayrılırsa, tedirgin olmaya başlar.

Kılıcı onun rızası dışında elinden alınırsa, onu geri almak birinci önceliği haline gelir. Bunun için görevini terk etmeyebilir ancak elinden gelen her şeyi sınırlar dahilinde yapmayı ister ve dener. Duruma göre kural çiğneyecek raddeye gelebilir, fakat elinden geldiğince rasyonel kişiliğini elinden bırakmamaya gayret eder. Eğer yanında bir arkadaşı varsa durum onun için daha rahattır, fakat kendi başına kalır ve düşüncelerini dizginleyecek bir "iskele" bulamazsa, depresif bir hal alabilir. Bu durum kılıcı elde etmek dışında yapacağı herşeyin performansını düşürse de, kılıca ulaşma konusunda yapacaklarını etkilemez.

Özellikler
-

Efsanevi Yaratık
Garou | B - Rank | Kurt

Mod
Hagane


Image

Profil
Güç: 5
Çeviklik: 10
Kondisyon: 5
Potansiyel: 6
Varlık: 2
Zeka: 4

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 4
[Çeviklik] Akrobasi: 4
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 3
[Kondisyon] Form: 4 (Favori)
[Potansiyel] Ninshuu: 2
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 5
[Zeka] İzcilik: 3

Teknikler
Ninjutsu
D - Rank: Shunshin
D - Rank: Heisashiki
C - Rank: Jintei (Özel Geliştirme Mevcut)
  • Iori, haorisinin altından veya elinden çıkardığı yılanları bir kaç saldırı ile sınırlı olmadan, istediği kadar dışarıda tutabilmekte ve onları kontrol edebilmektedir. Yılanlar aktif kaldığı sürece az da olsa chakra yer.
  • Iori tekniği hazırlarken daha fazla chakra harcayarak yılanların boyutunu büyütebilir. Yılanların büyümüş boyutu bir insan göğsü kadar olacak şekildedir. Bu boyuttaki yılanların yapacağı ısırma hamleleri ufak boyuta göre daha fazla hasar verir ve Iori isterse ısırtmak yerine elini savurarak ezici hasarlar vermek için yılanları bir çekiç gibi kullanabilir.

    Iori fazla chakra verirse yılanlar büyük boyutunda, vermezse normal boyutunda çıkarlar. Arası yoktur, yani Iori boyutları chakra oranını değiştirerek kontrol edemez. Ayrıca, büyük çıkan yılanlar mutlaka Iori'nin ellerinden dönüşerek çıkmalıdır. Tekniğin orjinalindeki gibi haori veya benzeri bir cübbemsi giysinin altından çıkamazlar.
  • Jintei ile oluşturulan yılanlar aktifken Iori ani bir chakra salınımı yaparak yılanların pullarını dışarıya doğru kaldırabilir. Bu pullar serttir ve kesici hasar verirler. Genelde yılanlar savrularak yapılacak olan saldırılarda isabet ettiği yerleri çizerler ve kazırlar. Eğer birileri ile temas halindeyken açılırsa ete batarlar. Eğer yılanlar büyük olarak oluşturulmuşsa pulların boyutu da büyüyeceğinden tekniğin hasar kapasitesi de artar.

    Ani bir şekilde aktif edilir ancak bir kaç saniye sonra pullar geri kapanır. Tekrar açılmak isteniyor ise tekrar chakra verilmelidir. Her saldırıda ani chakra harcanması, tekniğin tekrar tekrar kullanılmasında Iori'yi standart bir C - Rank tekniğe göre daha fazla yorar. Eğer yılanların boyutu büyük olacak şekilde yılanlar kullanılırsa chakra kullanımı da artar.
C - Rank: Mizurappa
B - Rank: Suijinheki
A - Rank: Bousen no Jutsu

C - Rank: Hagane - Genbuki
C - Rank: Hagane - Hankai



Taijutsu
Shigure | A - Rank
Shigure | Hadan

Ninja Ekipman Ustalığı | C - Rank

Genjutsu
-
Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar

Dükkan Konusu

Özel Üretim Shinobi Ceketi ve Kemeri:
► Show Spoiler
Babasından Kalan Katana
► Show Spoiler
Cennet Küpeleri
► Show Spoiler
User avatar
Kitamura Susumu
Kusagakure
Kusagakure
Posts: 273
Joined: August 31st, 2018, 1:49 am
Künye:

Re: [Tsujihara Iori | Kitamura Susumu] Ambar

Post by Kitamura Susumu » January 10th, 2019, 1:48 am

"Söz tabi lan, ne sandın." diye yapabildiğim en güven verici tonumla sakinleştirmeye çalıştım Iori'yi, onu iyice dışarı sürüklerken. Ufak bir titreme yokladı beni önce dışarıya adımımızı attığımda, çarpan serinlik dolayısıyla. Ardından titreme büyüyerek tüm vücudumu ele geçirdi fakat bu sefer soğuktan değildi. Bilinmezlik, ne yapacağını bilememe, kalabalığa rağmen yalnız hissetme gibi etmenler bunun sebebiydi. Tamam, fiziksel olarak belki yalnız değildim ancak Iori'nin aklı gitmiş olmasaydı, yine aynı hisler içinde olacaktım gibiydi. Sanırım, tüm işi tek başıma yüklenmeye çalıştığım mental sınavlarımdan biriydi tüm bu yaşadıklarım. Çektiğim bir içle titremeyi def ettim ve etrafıma bakmaya başladım. Sislerin gizlediği, güzel bir toplanma noktası bulmuşlardı kendilerine. Kim bilir bunun gibi kaç kampları daha, nerelerde vardı? Hep böyle cümbüş içinde mi geçiyordu geceleri bu insanların? Neden bu kadar coşku dolu, umutluydular ki? Riaru onlara ne vaat ediyordu da bu denli bağlılardı liderlerine ve bu harekete?

Belki de saçını mavi kumaşla süslemiş şu kadın, görev arkadaşlarımdan birini öldürecekti.

Belki de şu neşeyle isim sayan bahisçi yüzünden sınır köylerimizdeki bir kadın, bize öfkeyle küsecekti.

Ya şu dövmeli adam? Ya onun yüzünden komşu teyze bana bir daha poğaça yapamazsa?

Bir adım attım ileriye doğru. Sesler yaklaşıyordu ancak hissettiğim tüm bu karmaşa yüzünden tepki vermeyi geciktiriyordum. Ne olmuştu da köylerine, liderlerine sırt çevirmişlerdi? Ben savaşa şahit, tam anlamıyla olmadım. Kısa yaşamımdaki görevlerim de genelde huzur içinde, çok problem çıkarmadan geçti, fakat Amegakure'nin son yıllarda çok çalkantılı olduğunu biliyorum. Yine de yaşadıklarını anlamak için çok sığ ve deneyimsiz olsam da, tek bir insanın lafına körü körüne bağlanarak bir zamanlar sırt sırta dövüştükleri silah arkadaşlarını öldürebilen bu insanları anlamak, onlara hak vermek istemiyordum. Sesler iyice yaklaştı ve bize gümbürtüyle çarpmadan evvel sesin kaynağı bakışlarımla birleşti. Attığım adımı geri alarak Iori'yi de yanıma geri çektim. Gürültülü vagon bizi teğet geçti ve ilerledi, ilerledi, sisin içerisinde gözden kayboldu. Ardından bir vagon daha. Belki de festivale olan baskına gidiyorlardı, festivale daha vakit olmasına rağmen öncesinde toplanarak kamp kuracak olabilirlerdi. Belki bir başka sınır kasabası yağmalanacaktı, belki aklıma gelmeyecek çok başka amaçlarla gidiyordu vagonlar ancak şu an bunları düşünmenin sırası değildi. Tutmam gereken bir söz ve kolaçan etmem gereken bir mekan vardı vagonların peşine takılmadan önce. Gittikleri rota da sonuçta belliydi.

"Hayır ama bulacağız, merak etme." diye yanıtladım iyice dibime sokulmuş çocuğu. Yani, bizi getiren vagonun olmayışı hoş bir şey değildi ama bizi beklemesi de olacak iş değildi zaten. Muhtemelen bir depoya, belki şu hafiften görünen çadırlara falan götürülmüştü mallar. Iori'yi yönlendirmeye devam ettim ateşe doğru ilerlemeye başlamışken. Artık omzundan değil kolundan tutuyordum hafifçe, çocuğu itelediğimin bariz bir şekilde görünür olmasını istemiyordum zira. Amacım direkt kalabalığa karışmak değildi fakat olabildiğinde yaklaşıp hem insanların neler hakkında konuştuğunda kulak kabartacak, hem de dev ateşin üstümdeki serinliği kırmasına izin verecektim. Dikkatimi çeken bir konuşmaya denk gelirsem odağımı o tarafa yönlendirecektim mümkün olduğunca az dikkat etmeye çalışarak. Belki Tesuri'yi falan görürsem, onu da kesebilirdim. Kiminle konuştuğunu, nerede olduğunu falan. İçimden bir his Tesuri'yle yapacağım tek konuşmanın zindandaki olmayacağını söylüyordu bana zira.

Fakat, asıl amacımı, verdiğim sözü tutmayı da unutmayacaktım elbette. Kalabalığı kolaçan ettikten sonra çadırlara ilerleyecek, girmemizin abes kaçmadığına kanaat getirirsem de girip malların buralara getirilip getirilmediğini kontrol edecektim. Çadırların etrafında başka yapılar falan varsa, aynı şekilde onları da arayacaktım eğer girmem sıkıntı teşkil etmiyor ya da birileri tarafından engellenmiyorsa.
Image
Künye
İsim: Kitamura Susumu
Yaş: 22
Cinsiyet: Errkek
Boy: 173
Kilo: 50
Element: Raiton
Köy: Kusagakure
Seviye: B - Rank
Rütbe: Tokubetsu Jounin
Nam: Karanlık

Puanlar
GP: 0
VP: 25
PP: 3


Linkler
Karakter Kartı
Gelişim
Dükkan
Teknik Geliştirme
Teknik Yaratma
Mod Yaratımı
Efsanevi Yaratık Kaydı

Profil
Güç: C - Rank
Çeviklik: C - Rank
Potansiyel: C - Rank
Kondisyon: D - Rank
Zihin: B - Rank
Varlık: C - Rank

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: F
[Çeviklik] Akrobasi: F
[Çeviklik] El Hassasiyeti: F
[Çeviklik] Saklanma: F
[Kondisyon] Form: F
[Potansiyel] Ninshuu: F
[Varlık] Aldatma: F
[Varlık] Empati: F
[Varlık] Sosyalleşme: F
[Zeka] Farkındalık: F
[Zeka] İzcilik: F
[Zeka] Bilim: F


Teknikler
Genjutsu: Rakumei no Jutsu, D Rank
Genjutsu: Teishi no Jutsu, C Rank
Genjutsu: Jubaku Satsu, B Rank
Genjutsu: Shibou no Jutsu, B Rank
Genjutsu: Magen: Bunshin, B Rank
Genjutsu: Omotsuki, A Rank
Ninjutsu: Ninpou, Shunshin, D Rank
Ninjutsu: Raiton, Ikazuchi no Kiba, C Rank
Ninjutsu: Raiton, Raijin no Tate, B Rank

Stiller ve Kabiliyetler
Stil: Ayatsu, D Rank
Stil: Musatsu, C Rank
Kabiliyet: J Kesiş (Musatsu, C Rank)
Kabiliyet: Çift silah Kullanımı (Musatsu, C Rank)

Yönelimler
Iryou-nin, A Rank

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Cennet Küpeleri. Iori'den hatıra.
Medikal At Arabası
Tantou


Özellikler
-
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts: 2811
Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Tsujihara Iori | Kitamura Susumu] Ambar

Post by GM - Naruto » January 14th, 2019, 10:23 pm

Çevredeki elemanlarda çeşitli silahlar, ekipmanlar görüyorsunuz. Üstlerinde taşıdıkları kadar, sağa sola dayalı silahlar da çarpıyor gözünüze. Kimse bunları denetler, kollar gibi de durmuyor. Ancak Iori'nin katanasına dair bir iz yok. Ateş çevreyi bir hayli aydınlatsa da, karanlık sebebiyle görüşünüz de fazlasıyla kısıtlı zaten.


Alev kütlesine yaklaşıyor, kalabalığın içine, yoğun olmayan kısımlardan giriş yapıyorsunuz. Gürültü kirliliği sebebiyle konuşmaları ayırt etmek güç. Iori zaten oralı değil. Susumu birkaç cümle, kelime öbeği yakalayabiliyor yinede. Birkaç farklı grubun Doushi kasabasından bahsettiğini duyuyor. Vagonlarla ilerleyecek ikinci gruba katılmak için can atan bir adamın konuşmalarına şahitlik ediyor. Ganimet avcıları. Riaru-sama'lar havada uçuşuyor. Bir savaşçıdan ziyade, basit giyimli bir adam görüyorsunuz. Heyecanla, hırsla gerçek Amegakure'lilerin kendileri olduklarını çığrınıyor. Topraklarında, evlerinde uyuyan insanlara dakikalarca lanetler saydırıyor. Bir ikilinin yanından geçiyorsunuz. Fısıldıyorlar. Kalabalıktan kısmen uzak. Az çok işitebiliyor Susumu.

"Gelmelerine birkaç saat var. Ölü mü gelirler canlı mi orasını göreceğiz."

Çadırlardan birine yaklaşıyorsunuz. İçeride karşılıklı olarak üçer yer yatağı bulunuyor. Yatakların üstünde hırpalanmış ancak aynı tarzda, koyu yeşil örtüler bulunmakta. Yataklarda uyuyan kimse yok. Susumu biraz içeriye seğirtiyor çaktırmadan. Kimse de birşey demiyor. Ancak içerisi yataklar dışında boş. Yatakların kenarında bulunan birkaç bohça, çanta var. Herhangi bir silahın sığabileceğinden çok daha fazla küçük.

Birkaç çadıra daha yanaşıyorsunuz gıdım gıdım. Dikkatli bakışları üzerinize çekiyorsunuz. Çadırlara girmenizden ötürü değil de, herkes heyecandan hırstan kopmuş gitmişken ölüden bozma halleriniz dikkat çekiyor. Iori özellikle. Herkesi deli gibi süzüyor; silahlarını, ekipmanlarını inceliyor. Yine de kimsenin olay çıkarmaya niyetli olmadığını anlayabiliyorsunuz.


Image
Çadırları dolanırken alev kütlesinin arka kısımlarına da yaklaşıyorsunuz. Silüet de renklerini kazanıyor. Bayır, yükseltiyi keserek düz bir yola dönüşüyor. Yol, yaklaşık 300-400 metre ilerledikten sonra kesiliyor. Belki bir uçurum, belki bir tümsek. Kesilen zeminden bir 300 metre sonra toprak tekrar başlıyor. Arada belli belirsiz bir köprü görüyorsunuz. Ötesi ise bir bina. Binadan öte kalemsi bir yapı.

Geleneksel mimariye sadık kalınmış. Ayırt edilebilecek pek bir renk yok. Zira ay ışığı tamamen gümüş rengine kaplamış durumda. Beş kat sayabiliyorsunuz. Katlar yükseldikçe daralıyor, ufalıyor. Cam yapılarda içeride dans eden ışıkların yansımaları var.

Gözünüze takılan birkaç ayrıntı. Her katın arasında, kat aralarının orta kısmında birer ejderha kafası figürü bulunuyor. Bu figür de kat sayısı arttıkça ufalıyor. Binanın çevresini saran sis ise, hem köprü girişini belli belirsiz gizliyor, hem de yapıya sanki havada uçuyormuş gibi bir izlenim veriyor.

Susumu, yapıyı incelerken sislerin arasında birşey farkediyor. Köprü tarafında. Bir vagonun silüeti, birkaç saniye gözüktükten sonra kayboluyor.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Kitamura Susumu
Kusagakure
Kusagakure
Posts: 273
Joined: August 31st, 2018, 1:49 am
Künye:

Re: [Tsujihara Iori | Kitamura Susumu] Ambar

Post by Kitamura Susumu » January 19th, 2019, 11:59 pm

"Dedim sana o kadar havaya güvenme diye, bak grip oldun işte. Sikik."

İnsanların hafiften işkillenmeye başladığını hissettiğimde ağzımdan çıkan mırıltılardı bunlar. Ne çok yüksek sesle, ne de kalabalıkta kaybolup gidecek kadar sessiz. Yakınımdaki bir kaç kişi duysa, hak verse durgunluğumuza yeterdi. İnsanların henüz el kol çekmeye veya ne ayak olduğumuzu sormaya niyeti yokmuş gibi hissetsem de bu durumun bu şekilde kalmaya devam etmesini sağlamalıydım. Bu yüzdendi inandırıcı olmasına kastığım bir hapşırık taklidi sonrası "Bana da bulaştı lan! Hay böyle işin." diye söylenmeme devam etmem. Kollarımı ellerim aracılığıyla ısıtmaya çalıştım ateşten henüz uzaklaşmadığımız bir anda, hem gerçekten ısınmak istiyor, hem de grip rolüme inandırıcılık katmaya çalışıyordum bu şekilde. Ekmeğin çıkmadığı durgun bir noktadaydık artık. İnsanları inceleyişim de, çadırlara girip ortalığı kontrol edişim de sonuçsuz kalmıştı. Hain de olsalar insanların özel eşyalarına dokunmadan bıraktım bu neticesiz arayışı. Artık tutarak yönlendirmek yerine kendi hareketlerimi takip etmesine bıraktığım Iori'yle beraber biraz daha arkalara, tenhalara yöneldim.

Saat kaç? Güneş ne zaman doğacak? Bu insanlar dağılacak mı? Bu kale neyin nesi? Fırsatını buldukça beni dürtükleyen sorulara bu kadar kolay izin vermeli miydim? Etrafıma baktım çaktırmadan ufak bakışlarla. Kalabalık alevin ön tarafında kalsa da son bir bakıştan zarar gelmezdi. Arkalara sıra sıra ilerleyen çadırlar muhtemelen yapıya ilerlersek, karanlıktan da güç alarak dikkat çekmemizi engellerdi. Yavaş adımlarla, volta atıyor ya da hava almak için turluyor kıvamında yürümeye başladım manzarayı incelemeye devam ederken. Görkemli, özenilmiş bir yapı. Yıpranmış olup olmadığını anlayamayacak bir uzaklıktayım. Tam da, saygıyla hitap edilmesi 'gereken' insanların içinde olacağı türden bir kale. Tesuri-sama içinde olabilir, gözü ne ara çıkmış hala anlayamadığım mavili içinde olabilir.

Riaru-sama bile olabilir hani içerde bir yerlerde.

Henüz bu topa giremem sanırım. Gyaku'nun Kizashi'yle beraber indiremediği bir adama yaklaşmak istediğimi zannetmiyorum. Keza, Iori'nin yaklaşmasına izin vereceğimi de. Kalabalığa geri dönüp sonuçsuz aramalarıma annesini kaybetmiş civciv edasıyla dönmek fikri aklıma iyice yatmaya başlamıştı bu yüzden. Yatmaya niyetlenen bu fikrin zorla yerinden geri kaldırılması da, sisler arasındaki vagonu gördüğüm anda olmuştu. Tıngır mıngır giden vagonun arkasından bakarken o kadar farklı düşünce bir anda aklımdan geçti ki, anlatamam. Fakat çoğunluk aptal bir korkak gibi davrandığım için bana söven iç seslerden ibaretti diyebilirim. Muhtemelen bu bizim vagondu, etrafa istiflenmiş silah çuvalları, ganimet bölüşen insanlar vesaire göremediğimize göre 'mallar' önce kaleye gidiyor olabilirdi. Bizim vagon olmasa bile bunu öğrenmek için elimden geleni yapmazsam, verdiğim söz için çabalamıyor olmanın utancı beni ele geçirecekti. Biraz daha ilerledim adımlarımdaki hızı bozmadan.

Konuşmak istemiyordum. Aslında istiyordum da... Keşke ses çıkarmadan içten içe konuşabilmenin bir yolu olsaydı. Yanımdaki aklı gidik çocuğu dürtükledim bileğine pıtı pıtı yaparak, fakat yüzüne bakmadım. Bakışlarım vagonda sabitti ve Iori bana baktığı anda kendi bakışlarını da oraya çevirmesi için çenemle o yönü gösterecektim. Kör değildi herhalde, göremese dahi bir iz bulduğumu anlamayacak kadar da aptallaşmamıştır diye umuyorum. Umduğum bir başka şey daha vardı, bu da kaleye daha doğrusu köprüye olan ilerleyişimizde meraklı gözlerin karanlıkta bizi seçemiyor oluşuydu. Köprüye olabildiğince yanaşmaya çalışacağım öncelikle. Girişinde bir koruma vesaire var mı, bir uçuruma mı köprülük yapıyor falan, bunları inceleyecek bir mesafeye gelebilmem lazım. Gerisinde ise köprüden geçmemde bir sakınca yoksa geçerek vagonu takibe alacağım peşimde Iori'yle.
Image
Künye
İsim: Kitamura Susumu
Yaş: 22
Cinsiyet: Errkek
Boy: 173
Kilo: 50
Element: Raiton
Köy: Kusagakure
Seviye: B - Rank
Rütbe: Tokubetsu Jounin
Nam: Karanlık

Puanlar
GP: 0
VP: 25
PP: 3


Linkler
Karakter Kartı
Gelişim
Dükkan
Teknik Geliştirme
Teknik Yaratma
Mod Yaratımı
Efsanevi Yaratık Kaydı

Profil
Güç: C - Rank
Çeviklik: C - Rank
Potansiyel: C - Rank
Kondisyon: D - Rank
Zihin: B - Rank
Varlık: C - Rank

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: F
[Çeviklik] Akrobasi: F
[Çeviklik] El Hassasiyeti: F
[Çeviklik] Saklanma: F
[Kondisyon] Form: F
[Potansiyel] Ninshuu: F
[Varlık] Aldatma: F
[Varlık] Empati: F
[Varlık] Sosyalleşme: F
[Zeka] Farkındalık: F
[Zeka] İzcilik: F
[Zeka] Bilim: F


Teknikler
Genjutsu: Rakumei no Jutsu, D Rank
Genjutsu: Teishi no Jutsu, C Rank
Genjutsu: Jubaku Satsu, B Rank
Genjutsu: Shibou no Jutsu, B Rank
Genjutsu: Magen: Bunshin, B Rank
Genjutsu: Omotsuki, A Rank
Ninjutsu: Ninpou, Shunshin, D Rank
Ninjutsu: Raiton, Ikazuchi no Kiba, C Rank
Ninjutsu: Raiton, Raijin no Tate, B Rank

Stiller ve Kabiliyetler
Stil: Ayatsu, D Rank
Stil: Musatsu, C Rank
Kabiliyet: J Kesiş (Musatsu, C Rank)
Kabiliyet: Çift silah Kullanımı (Musatsu, C Rank)

Yönelimler
Iryou-nin, A Rank

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Cennet Küpeleri. Iori'den hatıra.
Medikal At Arabası
Tantou


Özellikler
-
User avatar
Tsujihara Iori
Posts: 154
Joined: August 30th, 2018, 10:53 pm

Re: [Tsujihara Iori | Kitamura Susumu] Ambar

Post by Tsujihara Iori » January 20th, 2019, 1:13 am

Çevreyi dolaşmaya başladık Susumu ile. Grip ile alakalı bişeyler söylemiş, ardından hapşırma rolü yapmıştı. Rolü diyebiliyordum zira hasta olmadığının bilincindeydim. Suradımda herhangi bir ifade belirmedi, şu anda varolan tedirginlik dışında. Sesimi çıkartmadım ve kafamı biraz eğdim. Ancak gözlerim ile çevreyi fellik fellik izlemeye devam ediyordum. Bir an, bir yerlerde belki silüetini görebilirdim. Veya bir ipucu, bir iz. Lâkin daha neye odaklanacağımı bile düşünemiyordum. Nerelerde olabilirdi? Niye insanların üzerlerine odaklanıyordum sadece? Belki de çamurun içinde bir yerlerdeydi. Beğenilmemiş ve bir köşeye atılmış olabilirdi pekâla.

Onun değerini anlamayan adamın alnını karışlardım, orası ayrı mesele. Benim için önemi ve değeri büyüktü zira, tek gerçek şey de buydu. Başkasının düşünceleri veya fikirleri beni zerre ilgilendirmiyordu. Eğer kılıca, kılıcıma bir saygısızlık yapmışlar ise bu süreçte, bana yapılmış gibi sayacaktım. Çoğu zaman tölere edebilirdim saygısızlığa ancak bu sefer normal halimde değildim. Elimden bir kaza çıkmasını istermişçesine bir his vardı içimde aslında.

Kalabalığın içerisinde bir yerleri gezdik, çadır falan. Pek aldırış etmedim. Çevreyi izlemeye devam ettim Susumu'ya olan takibimi bozmadan. Bu zaman ve mekana olan tek bağım oydu şu an. O olmasaydı belki daha tedirgin ve kestirilemez olacaktım. Etrafta gördüğüm herkese bir şeyler sormak ve sinirlenmek, istediğim cevapları alamayınca dengesizleşmek gibi. Ancak birisine bütün kontrolü bırakmak kadar rahatlatıcı bir şey yokmuş, bu deneyim bana bunu öğretti diyebilirdim.

Kale görmüştük bir tane, ufka doğru, bir köprünün ilerisinde. Yüksekti. Epey yüksek. Beş katlı falandı muhtemelen. Camlarından fışkıran ışıklar içeride gayet yaşam olduğuna dair belirtilerdi. Kimdi, nereliydi içeridekiler, bir fikrim yoktu. Zihnimde bunları eritip düşünecek, mantık çarkından geçirip çıkarım yapacak işlem zamanı yoktu. Ancak tek bir şeyin hesabı için kafatasımı yorabilirdim; Kılıcımın yeri.

Burada olmasına pek olasılık vermiyordum açıkçası. Birisinin beğenip alıp gitmesi veya satılmış olması daha muhtemeldi. Belki o aramızdan geçip giden at arabasının arkasında oturan bir herifçioğlunun belindeydi. Belki de o yöne doğru tutup koşmam gerekiyordu şu an, ancak Susumu'nun beyni daha mantıklı çalışıyordu sanırım. O yüzden ona doğru döndüm. Kaleye doğru çenesiyle bir şeyleri gösterdi. Göstermek istediği şeyi görmek için iyice odaklandım, ancak gördüğüm şey sonucu çok değiştirmeyecekti. Susumu beni nereye çekerse, gidecektim.

Sol kolumu kaşıdım stresten ve derin bir nefes aldım. Elimi saçlarıma atıp kurdelemi tekrar bağladım saçlarımı düzelterek. Konuşmadım. Chakrama odaklandım bu sırada ve onu hissetmeye çalıştım. Kullanmak zorunda kalabilirdim. Birisinin ölü ellerinden almam gerekirse kılıcı mesela.

Öldürmek, edindiğim tecrübelere göre kolaydı. Öldürmeyi düşünmek ve karar vermek de öyle, bunu da bu görevde keşfetmeye başlamıştım. Güç sahibi olanları biraz anlamaya başlamıştım git gide. Kolayca yapabileceğim bir şey varken aksini yapmak veya yapmaya çalışmak için gerçekten çok iyi bir nedenim olmalıydı. Mesela elinde kılıcımı tutan birisi. Gerçekten zihnimde dönen düşünce parçalarından herhangi birisi, onu öldürüp zorla almaktan daha ağır basmıyordu. Neden uzun yolu seçmeliydim ki? Kılıç benimdi. Eğer istediğimde vermiyorsa, güçlerimi neden kullanmamalıydım ki? Kötü olduğundan mı? Zaten onu elinde tutacak kişi muhtemelen düzinelerce kişinin hayatının üzerinden geçmiş pislik bir kaçak olacaktı zaten. Veya daha kötü şeyler yapmış başka birisi. Onu harcadığım için ödül bile alabilirdim hatta. Şartlar böyleyken birilerini öldürmemeye karar vermek, asıl saçma şey gibiydi.

İçimi bir ürperti kapladı o sırada. Saçlarımı topladıktan sonra ellerime baktım. Aklıma salonumu süpürürken tuttuğum yer süpürgesi geldi. Bu eller, daha bir kaç gün önce yer süpürmüştü. Tozları bir köşede biriktirip, faraş ile alıp sokağa atmıştı. Ondan bir kaç hafta önce ise düşünmeden iki kişinin canını almıştı. İkisini yaparken de zorlanmamıştı açıkçası. Karar vermek, yetmişti ikisi için de. Bu kadar büyük bir sorumluluğun elimde olması, üstüme bir ağırlık bindirmişti.

Açıkçası bu sorumluluğu bir kaç saniye öncesi gibi istediğim zaman askıya alabilmek daha da ağır bir histi. Kendime söylediğim onca sebep, acaba bu gücü kullanma isteğim için basit birer bahaneden ibaret olabilir miydi?

Ülkesini ve ailesini korumak için canını veren babamın yadigâr kılıcının ağzı olsa bana ne derdi?

Bilmiyordum. Düşünmek istemiyordum şu an. Burnumu çektim. Suradımı sildim bir elimle. Nefes aldım, nefes verdim.
Künye
İsim: Tsujihara Iori
Yaş: 18
Cinsiyet: Erkek
Element: Suiton
Seviye: C - Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 170.000 Ryo
Prestij: 2
Ün: 34
Kullanılabilir GP: 0

Motivasyon
Efsane Olmak!
Iori, babası gibi dillerden düşmeyen hikayelere sahip olmak istemektedir fakat bunu yaparken kesinlikle doğru yoldan sapmamayı kendine bir kural olarak koymuştur. Aktif olarak ona ün getirecek şeylerin peşinde koşmak yerine, başa çıkılması zor bir durum karşısında kendini kanıtlamak ister. Bunu başarırken köyüne de tamamen sadık kalacaktır.

Komplikasyon
Babasının Kılıcı
Babasının kılıcına karşı ruhsal bir bağ hissetmektedir. O kılıç hiç tanışmadığı babasına açılan bir kapıdır ve onu sürekli yanında taşır, kullanmaktan çekilmez. Bakımını sürekli yaptırır, aksatmaz. Kılıç yanından bir an bile ayrılırsa, tedirgin olmaya başlar.

Kılıcı onun rızası dışında elinden alınırsa, onu geri almak birinci önceliği haline gelir. Bunun için görevini terk etmeyebilir ancak elinden gelen her şeyi sınırlar dahilinde yapmayı ister ve dener. Duruma göre kural çiğneyecek raddeye gelebilir, fakat elinden geldiğince rasyonel kişiliğini elinden bırakmamaya gayret eder. Eğer yanında bir arkadaşı varsa durum onun için daha rahattır, fakat kendi başına kalır ve düşüncelerini dizginleyecek bir "iskele" bulamazsa, depresif bir hal alabilir. Bu durum kılıcı elde etmek dışında yapacağı herşeyin performansını düşürse de, kılıca ulaşma konusunda yapacaklarını etkilemez.

Özellikler
-

Efsanevi Yaratık
Garou | B - Rank | Kurt

Mod
Hagane


Image

Profil
Güç: 5
Çeviklik: 10
Kondisyon: 5
Potansiyel: 6
Varlık: 2
Zeka: 4

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 4
[Çeviklik] Akrobasi: 4
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 3
[Kondisyon] Form: 4 (Favori)
[Potansiyel] Ninshuu: 2
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 5
[Zeka] İzcilik: 3

Teknikler
Ninjutsu
D - Rank: Shunshin
D - Rank: Heisashiki
C - Rank: Jintei (Özel Geliştirme Mevcut)
  • Iori, haorisinin altından veya elinden çıkardığı yılanları bir kaç saldırı ile sınırlı olmadan, istediği kadar dışarıda tutabilmekte ve onları kontrol edebilmektedir. Yılanlar aktif kaldığı sürece az da olsa chakra yer.
  • Iori tekniği hazırlarken daha fazla chakra harcayarak yılanların boyutunu büyütebilir. Yılanların büyümüş boyutu bir insan göğsü kadar olacak şekildedir. Bu boyuttaki yılanların yapacağı ısırma hamleleri ufak boyuta göre daha fazla hasar verir ve Iori isterse ısırtmak yerine elini savurarak ezici hasarlar vermek için yılanları bir çekiç gibi kullanabilir.

    Iori fazla chakra verirse yılanlar büyük boyutunda, vermezse normal boyutunda çıkarlar. Arası yoktur, yani Iori boyutları chakra oranını değiştirerek kontrol edemez. Ayrıca, büyük çıkan yılanlar mutlaka Iori'nin ellerinden dönüşerek çıkmalıdır. Tekniğin orjinalindeki gibi haori veya benzeri bir cübbemsi giysinin altından çıkamazlar.
  • Jintei ile oluşturulan yılanlar aktifken Iori ani bir chakra salınımı yaparak yılanların pullarını dışarıya doğru kaldırabilir. Bu pullar serttir ve kesici hasar verirler. Genelde yılanlar savrularak yapılacak olan saldırılarda isabet ettiği yerleri çizerler ve kazırlar. Eğer birileri ile temas halindeyken açılırsa ete batarlar. Eğer yılanlar büyük olarak oluşturulmuşsa pulların boyutu da büyüyeceğinden tekniğin hasar kapasitesi de artar.

    Ani bir şekilde aktif edilir ancak bir kaç saniye sonra pullar geri kapanır. Tekrar açılmak isteniyor ise tekrar chakra verilmelidir. Her saldırıda ani chakra harcanması, tekniğin tekrar tekrar kullanılmasında Iori'yi standart bir C - Rank tekniğe göre daha fazla yorar. Eğer yılanların boyutu büyük olacak şekilde yılanlar kullanılırsa chakra kullanımı da artar.
C - Rank: Mizurappa
B - Rank: Suijinheki
A - Rank: Bousen no Jutsu

C - Rank: Hagane - Genbuki
C - Rank: Hagane - Hankai



Taijutsu
Shigure | A - Rank
Shigure | Hadan

Ninja Ekipman Ustalığı | C - Rank

Genjutsu
-
Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar

Dükkan Konusu

Özel Üretim Shinobi Ceketi ve Kemeri:
► Show Spoiler
Babasından Kalan Katana
► Show Spoiler
Cennet Küpeleri
► Show Spoiler
Locked

Return to “Role Play Arşivleri”