[Akatsuya Renshiro & Akatsuya Shoshiro] İki Beden Tek Geçmiş (Part 2)
- GM - Naruto
- Game Master
- Posts: 2811
- Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [Akatsuya Renshiro & Akatsuya Shoshiro] İki Beden Tek Geçmiş (Part 2)
Shoshiro: Yağmur her saniye şiddetini arttırmakta. Bu, alevleri söndürme hızına pektabii yansıyor. Ucu yanmış büyükçe tente benzeri bir örtü bulup halen yanmakta olan bölgeleri geziyorsun tek tek. Bu esnada bir yandan da etrafı araştırmaktasın herhangi farklı bir şey görebilmek için. Dikkatini cezbeden bir şey olduğu söylenemez açıkçası. Sıradan bir köy, sıradan bir köy meydanı.
Renshiro: Kasaba halkıyla konuşmak amacıyla kardeşinden ayrılıp az önce kalabalığın dağıldığı sokaklara doğru ilerlemeye koyuluyorsun. Evlerin tamamı karanlık durumda, kasabaya ilk geldiğinizde farketmiş olduğun minik minik ışık huzmeleri bile yansımıyor hiç bir yere. Rastgele önüne gelen birkaç kapıyı çalıyorsun birileriyle denk gelebilmek adına. Gelen giden olmuyor. Herhangi bir cevap, herhangi bir ses duyamıyorsun.
Renshiro: Kasaba halkıyla konuşmak amacıyla kardeşinden ayrılıp az önce kalabalığın dağıldığı sokaklara doğru ilerlemeye koyuluyorsun. Evlerin tamamı karanlık durumda, kasabaya ilk geldiğinizde farketmiş olduğun minik minik ışık huzmeleri bile yansımıyor hiç bir yere. Rastgele önüne gelen birkaç kapıyı çalıyorsun birileriyle denk gelebilmek adına. Gelen giden olmuyor. Herhangi bir cevap, herhangi bir ses duyamıyorsun.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
- Akatsuya Renshiro
- Posts: 54
- Joined: June 20th, 2021, 5:28 pm
Re: [Akatsuya Renshiro & Akatsuya Shoshiro] İki Beden Tek Geçmiş (Part 2)
Elimden geleni yapsam da köy halkının ilgisini çekemedim. Çok fazla ısrar edip onları tedirginde etmek istemiyordum. Olan biteni detaylıca öğrenmek istesem de kendi isteklerimin için başkalarını zorlamak benim için çok da doğru değildi. Bu yüzden köylülerin evlerini çalmayı bırakıp kardeşim yanına doğru yöneldim.
Burada daha fazla yapacak işimiz kalmamıştı. Her ne kadar köylülerle sağlıklı bir diyalog kurabilmek istesem de bu şartlar altında pek de olası görünmüyordu. Zaten ihtiyarın bize verdiği görevi yerine getirmiştik. Buraya geldiğimizde çarpıştığımız grubun lideri, onların öldüğünü söylemişti. Gerçeği söyleyip söylemediğinden emin olamasam da yalan söylemediğine inanıyordum. Sonuçta güzel bir tahmin bile yaparak bizi gönderenin ihtiyar olduğunu fark etti. O zaman yola çıktığımızdan beri yağan lanet yağmur yine hafif hafif yağmaya başlamışken buradan gitsek iyi olurdu.
Köy meydanında bıraktığım kardeşime seslenerek '' Eğer buradaki işin bittiyse gidebiliriz. Maalesef kimse benimle konuşmak istemiyor. Kimseyi zorlamanın da alemi yok .. '' diyecektim. Ardından kısa bir süre yağan yağmuru izledikten sonra '' Şiddetlenmeden gitsek iyi olur. Yapacak başka bir işin yok değil mi ?'' diyecektim. Tatlı tatlı yağan yağmurun altında vereceği cevabı bekleyeceğim.
Burada daha fazla yapacak işimiz kalmamıştı. Her ne kadar köylülerle sağlıklı bir diyalog kurabilmek istesem de bu şartlar altında pek de olası görünmüyordu. Zaten ihtiyarın bize verdiği görevi yerine getirmiştik. Buraya geldiğimizde çarpıştığımız grubun lideri, onların öldüğünü söylemişti. Gerçeği söyleyip söylemediğinden emin olamasam da yalan söylemediğine inanıyordum. Sonuçta güzel bir tahmin bile yaparak bizi gönderenin ihtiyar olduğunu fark etti. O zaman yola çıktığımızdan beri yağan lanet yağmur yine hafif hafif yağmaya başlamışken buradan gitsek iyi olurdu.
Köy meydanında bıraktığım kardeşime seslenerek '' Eğer buradaki işin bittiyse gidebiliriz. Maalesef kimse benimle konuşmak istemiyor. Kimseyi zorlamanın da alemi yok .. '' diyecektim. Ardından kısa bir süre yağan yağmuru izledikten sonra '' Şiddetlenmeden gitsek iyi olur. Yapacak başka bir işin yok değil mi ?'' diyecektim. Tatlı tatlı yağan yağmurun altında vereceği cevabı bekleyeceğim.

- Akatsuya Shoshiro
- Posts: 49
- Joined: June 20th, 2021, 9:08 pm
Re: [Akatsuya Renshiro & Akatsuya Shoshiro] İki Beden Tek Geçmiş (Part 2)
Yağmurun hızlanmasıyla söndürme çalışmalarım da kolaylaşmıştı haliyle. Böylece etrafa bakınabilecek zaman da bulabilmiştim. Ufak bir araştırmanın ardından dişe dokunur bir ipucu bulamamıştım. Köyün çoğunlukla yaşlı ve çocuklardan oluşması dikkatimi çekmiş olsa da enteresan başka bir şeyle karşılaşmamıştım. Yetişkin erkeklere ne olduğunu köyü araştırarak bulmanın mümkün olmayacağı belliydi. Ayrıca az önceki haydutların amacının ne olduğu, yaşlı adamın elemanlarının ya da başkalarının burada neyin ticareti için uğraştığı sorularının cevabı henüz oturmamıştı kafamda. Yalnız bu çerçevede garipsediğim şey, neredeyse dövüşmeyi bile bilmeyen adamların gelenlerin önünü kesmesiydi. Yine de sırf bu nedenle kafamdaki senaryoyu gerçek olarak kabul edemezdim.
Ren’in seslenmesinin ardından onun işinin de yolunda gitmediğini anlamıştım. Dediği gibi burada pek bir işimiz kalmamış gibi görünüyordu. Geri dönüp duyduklarımızı ihtiyara anlatmalıydık artık. Sonrasında ise asıl peşinde olduğumuz olaya yönelecektik. “Belki öğrenmek istediklerine ihtiyarın cevabı vardır.” O adamın bir şeyler bilmediğine inanmıyordum. İç güdülerime genelde güvenirdim ve sanki bunu kokusun alıyordum. Bu köyle ilgili çözemediğimiz bir gizem vardı. Önemli miydi? Umurumda mıydı? Çok değil ama Ren genelde böyle şeylerin üzerine düşmeyi severdi. Eğer o öğrenmek isterse yolunda durmayacaktım.
Ren’in seslenmesinin ardından onun işinin de yolunda gitmediğini anlamıştım. Dediği gibi burada pek bir işimiz kalmamış gibi görünüyordu. Geri dönüp duyduklarımızı ihtiyara anlatmalıydık artık. Sonrasında ise asıl peşinde olduğumuz olaya yönelecektik. “Belki öğrenmek istediklerine ihtiyarın cevabı vardır.” O adamın bir şeyler bilmediğine inanmıyordum. İç güdülerime genelde güvenirdim ve sanki bunu kokusun alıyordum. Bu köyle ilgili çözemediğimiz bir gizem vardı. Önemli miydi? Umurumda mıydı? Çok değil ama Ren genelde böyle şeylerin üzerine düşmeyi severdi. Eğer o öğrenmek isterse yolunda durmayacaktım.

- GM - Naruto
- Game Master
- Posts: 2811
- Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [Akatsuya Renshiro & Akatsuya Shoshiro] İki Beden Tek Geçmiş (Part 2)
Aranızdaki konuşmaları tamamladıktan sonra, geldiğiniz yoldan sakince geri yürümeye başlıyorsunuz. Geride bıraktıklarınız ise muhtemelen köy için oldukça değerli olan; yarıdan fazlası yanmış bir pazar alanı, çok sayıda ceset ve korkudan evlerine sinmiş bir garip köy halkı oluyor. Bunun iç hesaplaşmasını yapmak ise size kalıyor, ne yönde çıkarım yapacak olursanız olun.
Gittikçe şiddetlenen yağmur ilerleyişinizi yavaşlatıyor ve hatrı sayılır bir gecikmeyle de olsa günün ilk ışıklarıyla ulaşıyorsunuz hana. Birkaç ufak ışık huzmesi, karanlık bulutları aşıp yer yer aydınlatıyor ortamı. Ancak hala derin ve kasvetli bir şekilde gri hava. Ulaştığınızda, handa adeta bir ölü sessizliği mevcut. Muhtemelen herkes yataklarında, derin bir uyku çekmekte. Hanın kapısının dışında, akşam ilk kez buraya geldiğinizde yaşlı adamın oturmakta olduğu sandalyede uyuklamakta olan birini görüyorsunuz. Shoshiro, bunun bir gece önce gürültülü masada oturan tiplerden biri olduğunu farkedebiliyor. Sessiz bir şekilde yaklaşıyor, adamın yanından geçip giderek içeri giriyorsunuz. Köşedeki şöminenin içinde kararmış ve sönmüş birkaç odun parçası görebiliyorsunuz. İçeride kimse yok, masalar derlenmiş ve toplanmış. Dün geceden kalma güzel yemek kokuları kaybolmuş.
Halihazırda çok bir opsiyonunuz olmadığını farkettiğinizden olsa gerek, nöbetleşe uyuma fikri size oldukça mantıklı geliyor. İçeri girdiğiniz andan itibaren üzerinize çöken yorgunluk da bunu destekler nitelikte. Önce Shoshiro uyuyor bir saat kadar, hemen ardından ise Renshiro. Shoshiro nöbetinin sonlarına doğru, yukarıdaki odalardan birinden yaşlı adamın çıktığını ve kendisini farkettiğini görüyor. Sırıtmaya başlıyor o anda: "Bakın hele, kimler gelmiş? Pek sanmıyordum dönebileceğinizi. Eh, oturun da bir şeyler atıştıralım." Sesle birlikte Renshiro da hafif uykusundan uyanıyor ve gözlerini açıyor.
On-on beş dakika kadar sonra hancı ve garson kadın uyanmış, yaşlı adam kapıda uyuklamakta olan adamına sille tokat bir dayak atmış, ortadaki masaya yaşlı adamla birlikte kurulmuş oluyorsunuz. Masanıza yavaş yavaş yiyecekler gelmeye başlıyor. Yaşlı adam bir yandan atıştırırken, bir yandan konuşmanızı bekliyor gibi görünüyor.
Gittikçe şiddetlenen yağmur ilerleyişinizi yavaşlatıyor ve hatrı sayılır bir gecikmeyle de olsa günün ilk ışıklarıyla ulaşıyorsunuz hana. Birkaç ufak ışık huzmesi, karanlık bulutları aşıp yer yer aydınlatıyor ortamı. Ancak hala derin ve kasvetli bir şekilde gri hava. Ulaştığınızda, handa adeta bir ölü sessizliği mevcut. Muhtemelen herkes yataklarında, derin bir uyku çekmekte. Hanın kapısının dışında, akşam ilk kez buraya geldiğinizde yaşlı adamın oturmakta olduğu sandalyede uyuklamakta olan birini görüyorsunuz. Shoshiro, bunun bir gece önce gürültülü masada oturan tiplerden biri olduğunu farkedebiliyor. Sessiz bir şekilde yaklaşıyor, adamın yanından geçip giderek içeri giriyorsunuz. Köşedeki şöminenin içinde kararmış ve sönmüş birkaç odun parçası görebiliyorsunuz. İçeride kimse yok, masalar derlenmiş ve toplanmış. Dün geceden kalma güzel yemek kokuları kaybolmuş.
Halihazırda çok bir opsiyonunuz olmadığını farkettiğinizden olsa gerek, nöbetleşe uyuma fikri size oldukça mantıklı geliyor. İçeri girdiğiniz andan itibaren üzerinize çöken yorgunluk da bunu destekler nitelikte. Önce Shoshiro uyuyor bir saat kadar, hemen ardından ise Renshiro. Shoshiro nöbetinin sonlarına doğru, yukarıdaki odalardan birinden yaşlı adamın çıktığını ve kendisini farkettiğini görüyor. Sırıtmaya başlıyor o anda: "Bakın hele, kimler gelmiş? Pek sanmıyordum dönebileceğinizi. Eh, oturun da bir şeyler atıştıralım." Sesle birlikte Renshiro da hafif uykusundan uyanıyor ve gözlerini açıyor.
On-on beş dakika kadar sonra hancı ve garson kadın uyanmış, yaşlı adam kapıda uyuklamakta olan adamına sille tokat bir dayak atmış, ortadaki masaya yaşlı adamla birlikte kurulmuş oluyorsunuz. Masanıza yavaş yavaş yiyecekler gelmeye başlıyor. Yaşlı adam bir yandan atıştırırken, bir yandan konuşmanızı bekliyor gibi görünüyor.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
- Akatsuya Renshiro
- Posts: 54
- Joined: June 20th, 2021, 5:28 pm
Re: [Akatsuya Renshiro & Akatsuya Shoshiro] İki Beden Tek Geçmiş (Part 2)
Kardeşim ile yaptığım küçük konuşma neticesinde geldiğimiz bu köyde daha fazla bir işimiz kalmadığına kanaat getirdik. Yola çıktığımız zamandan beri yağmaya devam eden lanet yağmurun altında Yaşlı ihtiyarın mekanına doğru yola koyulduk. Yağan yağmur yürüme tempomuzu etkilediği için tahmin ettiğim süreden biraz daha fazla zaman sonra mekana ulaşabildik. Mekana vardığımızda hava daha yeni aydınlanıyordu. Mekanın girişinde bir görevli olsa da ne yazık ki uyuma eylemini gerçekleştiriyordu. Saat daha çok erken olduğu için büyük ihtimalle diğer insanlar da bu görevli arkadaş ile aynı durumdalardı. Bu yüzden fazla ses çıkarmadan usulca içeri girip bizde sırasıyla uyumaya başladık.
Uzun zamandır güvenli ve kuru bir mekana hasret kaldığımız için sırasıyla hunharca uyumaya başladık. Önceliği sevgili kardeşim Shoshiroya bıraktım. Gittiğimiz köyde ufak bir barbekü partisi yaptığı için benden daha yorgun olduğunu düşünüyordum. Bu yüzden ilk saat o uyurken ben olanca dikkatimle nöbet tutmaya başladım. Zaten hali hazırda herkes uyuduğu için çok fazla bir şey yapmama gerek kalmadı. Yarı uyur pozisyonda 1 saati doldurup hemen kardeşimi uyandırdım. Kendi uyku saatimin tadını çıkartırken ortamdaki sessizliği bozan ihtiyar bir ses nedeniyle uykumdan uyandım. Karşımda gördüğüm kişi bizi adamlarını bulmak için uzaktaki köye gönderen ihtiyar beyefendiydi. Yaşananlar hakkında onunla konuşmak istiyordum. Fakat daha yeni uyandığı için doğru anın olmadığını da biliyordum. Bu yüzden yapacağımız konuşmayı kahvaltıya kadar ertelemeye karar verdim.
Yaklaşık 10-15 dk sonra mekandaki diğer insanlarda uyanmaya başladı. Bu diğer insanların içinde kapıda nöbet tutmakta olan arkadaş da dahil. Yaşlı beyefendi de uyuduğu fark etmiş olacak ki sille tokat hafif tatlı sert bir dayakla onu kendine getirtti. Orta bölümde yer alan masaya yaşlı adam ve kardeşimle beraber oturduk. Etraftaki çalışanlar masayı hazırlarken yaşlı beyefendi küçük küçük masadakilerin tadına bakarken bir yandan da bizi kesiyordu. İçgüdülerim bana konuşmak için doğru zamanın bu zaman olduğunu söylüyordu. Bu yüzden söze başlayarak '' Bize verdiğin görevi yerine getirdik. İstediğin gibi o köye gittik. Karşılaştığımız grup küçük çaplı bir çapulcu grubuna benziyordu. Liderleri ise biraz da olsa eğitim almış biriydi. Liderleri olan kişi, bizden önce yaşlı adamın gönderdiği kişileri öldürdüğü söyledi. Zaten bizi de öldürmeye çalıştı... Onlarla yaptığımız ufak bir çatışmanın sonucunda liderlerini ve bir kaç grup üyesini öldürdük. Sanırım anlaşmanın bize düşen kısmını yerine getirdik. '' diyecektim. Kurduğum uzun cümlelerden sonra enerjimi geri toplamak için masadaki yemekleri saldırmayı deneyeceğim.
Uzun zamandır güvenli ve kuru bir mekana hasret kaldığımız için sırasıyla hunharca uyumaya başladık. Önceliği sevgili kardeşim Shoshiroya bıraktım. Gittiğimiz köyde ufak bir barbekü partisi yaptığı için benden daha yorgun olduğunu düşünüyordum. Bu yüzden ilk saat o uyurken ben olanca dikkatimle nöbet tutmaya başladım. Zaten hali hazırda herkes uyuduğu için çok fazla bir şey yapmama gerek kalmadı. Yarı uyur pozisyonda 1 saati doldurup hemen kardeşimi uyandırdım. Kendi uyku saatimin tadını çıkartırken ortamdaki sessizliği bozan ihtiyar bir ses nedeniyle uykumdan uyandım. Karşımda gördüğüm kişi bizi adamlarını bulmak için uzaktaki köye gönderen ihtiyar beyefendiydi. Yaşananlar hakkında onunla konuşmak istiyordum. Fakat daha yeni uyandığı için doğru anın olmadığını da biliyordum. Bu yüzden yapacağımız konuşmayı kahvaltıya kadar ertelemeye karar verdim.
Yaklaşık 10-15 dk sonra mekandaki diğer insanlarda uyanmaya başladı. Bu diğer insanların içinde kapıda nöbet tutmakta olan arkadaş da dahil. Yaşlı beyefendi de uyuduğu fark etmiş olacak ki sille tokat hafif tatlı sert bir dayakla onu kendine getirtti. Orta bölümde yer alan masaya yaşlı adam ve kardeşimle beraber oturduk. Etraftaki çalışanlar masayı hazırlarken yaşlı beyefendi küçük küçük masadakilerin tadına bakarken bir yandan da bizi kesiyordu. İçgüdülerim bana konuşmak için doğru zamanın bu zaman olduğunu söylüyordu. Bu yüzden söze başlayarak '' Bize verdiğin görevi yerine getirdik. İstediğin gibi o köye gittik. Karşılaştığımız grup küçük çaplı bir çapulcu grubuna benziyordu. Liderleri ise biraz da olsa eğitim almış biriydi. Liderleri olan kişi, bizden önce yaşlı adamın gönderdiği kişileri öldürdüğü söyledi. Zaten bizi de öldürmeye çalıştı... Onlarla yaptığımız ufak bir çatışmanın sonucunda liderlerini ve bir kaç grup üyesini öldürdük. Sanırım anlaşmanın bize düşen kısmını yerine getirdik. '' diyecektim. Kurduğum uzun cümlelerden sonra enerjimi geri toplamak için masadaki yemekleri saldırmayı deneyeceğim.

- Akatsuya Shoshiro
- Posts: 49
- Joined: June 20th, 2021, 9:08 pm
Re: [Akatsuya Renshiro & Akatsuya Shoshiro] İki Beden Tek Geçmiş (Part 2)
Pazar yerindeki enkazı geride bırakıp hanın yolunu tutmuştuk. Çocukların bakışı dışında aklıma kazınan bir şey olmamıştı açıkçası. Pazar yerinde elimden geleni yapmıştım. İçim son derece rahattı. Olayların gelişiminin tanımadığım insanlara etkisi pek umurumda değildi. Sonuçta kimseye bilerek bir zarar vermemiştim. Pazar yerinde bize saldıranlar da haydutlardı sonuçta. Orada dövüşmeyi seçen de ben değildim. Tek yapmam gereken kardeşimi ve kendimi korumak olduğundan sadece buna odaklanıyordum. Gerisi önemli değildi.
Hana geldiğimizde önceki halinin aksine sessiz görünüyordu. Herkes odalarına çekilmişti anlaşılan. Yaşlı adamın yerinde ise ilk geldiğimizde gördüğümüz adamlardan birinin uyuduğunu fark ettim. Tabi ki hiç bulaşmadan masalardan birine geçip dinlenmeyi düşünüyordum. İkimiz de yorulmuştuk. Ren’in uyuma önceliğini bana vermesini geri çevirmeyecektim. Bir an önce uyuyarak kafamı toparlamak istiyordum. Yorgunlukla beraber kasvetli havanın getirdiği ağırlıkla gözlerimi açık tutmakta da zorlanıyordum zaten.
Ren uyurken, kendi nöbetim sırasında yukarıdan gelen sesle bakışlarımı o tarafa yöneltmiştim. Yaşlı adam uykusundan uyanmıştı. Nihayet güzel bir cümle duyabilmiş olmamla birlikte yüzümde bir gülümseme oluşturdum. Karnımı da doyuracak olmam beni bir nebze mutlu etmişti. Yaşlı adamın masası olduğu belli olan masaya geçtikten sonra yiyecekler de gelmeye başlıyordu. Yemeklere yumularak ilk konuşma işini Ren’e bırakmıştım. Onun cümleleri bittikten sonra gerekirse bir şeyler söyleyebilirdim. O da yaşadıklarımızı adama anlatmaya başlamıştı. Gerçi boşluklar vardı. Belki de benim kafamda kurduğum senaryodaki boşluklar… Bunlar bir türlü kapanmıyordu ama peşinde olduğumuz olayla ilgili bir bilgi alacaksak şüphelerimi hasıraltı etmemde de bir sorun yoktu. Bu yüzden biraz daha sessiz kalmayı tercih edecektim. Ren’in verdiği bilgiler adama yeterli gelirse kendi yolumuza odaklanabilecektik.
Hana geldiğimizde önceki halinin aksine sessiz görünüyordu. Herkes odalarına çekilmişti anlaşılan. Yaşlı adamın yerinde ise ilk geldiğimizde gördüğümüz adamlardan birinin uyuduğunu fark ettim. Tabi ki hiç bulaşmadan masalardan birine geçip dinlenmeyi düşünüyordum. İkimiz de yorulmuştuk. Ren’in uyuma önceliğini bana vermesini geri çevirmeyecektim. Bir an önce uyuyarak kafamı toparlamak istiyordum. Yorgunlukla beraber kasvetli havanın getirdiği ağırlıkla gözlerimi açık tutmakta da zorlanıyordum zaten.
Ren uyurken, kendi nöbetim sırasında yukarıdan gelen sesle bakışlarımı o tarafa yöneltmiştim. Yaşlı adam uykusundan uyanmıştı. Nihayet güzel bir cümle duyabilmiş olmamla birlikte yüzümde bir gülümseme oluşturdum. Karnımı da doyuracak olmam beni bir nebze mutlu etmişti. Yaşlı adamın masası olduğu belli olan masaya geçtikten sonra yiyecekler de gelmeye başlıyordu. Yemeklere yumularak ilk konuşma işini Ren’e bırakmıştım. Onun cümleleri bittikten sonra gerekirse bir şeyler söyleyebilirdim. O da yaşadıklarımızı adama anlatmaya başlamıştı. Gerçi boşluklar vardı. Belki de benim kafamda kurduğum senaryodaki boşluklar… Bunlar bir türlü kapanmıyordu ama peşinde olduğumuz olayla ilgili bir bilgi alacaksak şüphelerimi hasıraltı etmemde de bir sorun yoktu. Bu yüzden biraz daha sessiz kalmayı tercih edecektim. Ren’in verdiği bilgiler adama yeterli gelirse kendi yolumuza odaklanabilecektik.

- GM - Naruto
- Game Master
- Posts: 2811
- Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [Akatsuya Renshiro & Akatsuya Shoshiro] İki Beden Tek Geçmiş (Part 2)
Off Topic
Sevgili oyuncular, bendeniz GM'iniz Maxdown. Uzun bir süredir çok istiyor olmama rağmen konunuza hakettiği ilgiyi ve zamanı ayıramadığım için çok üzgünüm. İş hayatımdaki yoğunluklardan ötürü ne yazık ki dilediğim düzeyde zaman ayıramamaktayım. Anlayışla karşılayacağınızı umut ediyorum. Önümüzdeki dönemlerde umarım daha düzgün ve uygun bir düzen oturturuz.
Bir beş dakika kadar sonra, daha yiyebileceğinize emin olmanıza rağmen ilk hevesinizi çıkardıktan sonra adam arkasına yaslanıyor ve konuşmaya başlıyor: "Karargah demiştiniz değil mi? Hani şu terkedilmiş olmasına rağmen boşaltılamayan. Daha önce orasıyla biraz ticaret yapmışlığım var. Hala aktif bir şekilde kullanılıyorken yani. Riaru paralı askerlerden çok faydalandı. Yine de şuan pek tekin olmadığını tahmin ediyorum. Bulması pek kolay değildir, size bir harita çıkarıp yerini gösteremem. Ya da tarif edemem. Ancak orayı bulmanın yolunu anlatabilirim. En azından işinizi görecek kadarını yani." Hafifçe sırıtıyor yaşlı adam, ardından ayağa kalkıp cebinden bir sigara tablası çıkardığını görüyorsunuz. Hanın kapısına doğru yöneliyor dışarı çıkmak için. Muhtemelen yanına gitmenizi bekleyecek.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
- Akatsuya Renshiro
- Posts: 54
- Joined: June 20th, 2021, 5:28 pm
Re: [Akatsuya Renshiro & Akatsuya Shoshiro] İki Beden Tek Geçmiş (Part 2)
Tüm yaşananları olanca çıplaklığıyla yaşlı beyefendiye anlattım. Yaşlı beyefendi anlattıklarımı hunharca tıkanırken dinledi. Herhangi bir hamle yapıp sözümü de kesmedi. Umarım ki sözümü kesmeme nedeni masadaki yemeklere odaklanmasından dolayı değildir. Çünkü bende son derece açtım. Olayları bir çırpıda anlatıp önümdeki yemeklere saldırmak istiyordum. Neyse ki bu ikilemim çok kısa sürdü. Kısa bir sessizliğin ardından kardeşim ile yemek yemeye başladığımız esnada yaşlı adam konuya girdi. Gereksiz laf kalabalığı yapmadığımızdan dolayı memnun olduğu belirttikten sonra o da yemeğe bize eşlik etti. Anladığım kadarıyla, ya masada yemekler olağanüstü derecede güzellerdi ya da herkes son derecede açtı. Herkes konuşmayı bırakıp kıtlıktan çıkmış gibi yemek yiyordu.
Açlık oyunları başladıktan bir kaç dakika sonra yaşlı adam oyundan çekilme kararı almış olacak ki yemeği bırakıp konuşmaya başladı. Yaptığımız işin karşılığı olan bilgiyi bize verme niyetinde gibi görünüyordu. Riaru ile ilgili konuşmaya başladı. İstediğimiz yere gitmek için bir haritaya sahip olmadığı söyledi. Açıkçası bunu duyunca bende yemeği bıraktım ve kardeşime bir bakış attım. Yaptığımız onca şeyden sonra en azından elle tutulur bir sonuç almak istiyordum. Söylenen bu sözler beni mutlu etmemişti. Fakat konuşmaya devam ettiği için söze girmedim ve söyleyeceklerini dinlemeye devam ettim. Söyledi bu kritik bilgiden sonra istediğimiz yeri bulmanın bir yolunu bildiğini ve bunu anlatacağını söyledi. Bunları söyledikten sonra sırıtıp ayağa kalktı. Daha sonra ise cebinden bir şey çıkartıp hanın kapısına doğru yürümeye başladı.
Masadan ayrılıp han kapısına doğru yöneldiği sırada kardeşimin daha da dibine girdikten sonra '' Şuana kadar iyi saçmaladı. Eğer dışarda yine böyle saçmalamaya başlarsa beni tutma '' diyecektim. Eğer kendimi ve kardeşimin hayatını bir hiç uğruna tehlikeye atmama neden olduysa bunun sonuçlarına da katlanması gerekiyordu...
Açlık oyunları başladıktan bir kaç dakika sonra yaşlı adam oyundan çekilme kararı almış olacak ki yemeği bırakıp konuşmaya başladı. Yaptığımız işin karşılığı olan bilgiyi bize verme niyetinde gibi görünüyordu. Riaru ile ilgili konuşmaya başladı. İstediğimiz yere gitmek için bir haritaya sahip olmadığı söyledi. Açıkçası bunu duyunca bende yemeği bıraktım ve kardeşime bir bakış attım. Yaptığımız onca şeyden sonra en azından elle tutulur bir sonuç almak istiyordum. Söylenen bu sözler beni mutlu etmemişti. Fakat konuşmaya devam ettiği için söze girmedim ve söyleyeceklerini dinlemeye devam ettim. Söyledi bu kritik bilgiden sonra istediğimiz yeri bulmanın bir yolunu bildiğini ve bunu anlatacağını söyledi. Bunları söyledikten sonra sırıtıp ayağa kalktı. Daha sonra ise cebinden bir şey çıkartıp hanın kapısına doğru yürümeye başladı.
Masadan ayrılıp han kapısına doğru yöneldiği sırada kardeşimin daha da dibine girdikten sonra '' Şuana kadar iyi saçmaladı. Eğer dışarda yine böyle saçmalamaya başlarsa beni tutma '' diyecektim. Eğer kendimi ve kardeşimin hayatını bir hiç uğruna tehlikeye atmama neden olduysa bunun sonuçlarına da katlanması gerekiyordu...

- Akatsuya Shoshiro
- Posts: 49
- Joined: June 20th, 2021, 9:08 pm
Re: [Akatsuya Renshiro & Akatsuya Shoshiro] İki Beden Tek Geçmiş (Part 2)
Bu görev karnımı oldukça acıktırmıştı. Bunu ziyafetimi çektikten sonra daha iyi anlamıştım. Şimdi tek ihtiyacımız olan gereken bilgiyi aldıktan sonra tekrar yola koyulmaktı. Bunu düşündükçe de belki de uzun bir süre rahat bir şekilde yiyip uyuyabileceğimiz son gün bugündü. Bir dedikodunun peşine gidiyorduk ve neyle karşılaşacağımızı bilmiyorduk. Fakat yine de ne yapmamız gerektiğini biliyorduk. Ne kadar tehlikeli olursa olsun arkamı kollayacak bir kardeşim vardı. Aynı şekilde ben de onu canım pahasına koruyacaktı. Bu gerçek ikimizin de korkmadan önüne bakmasını sağlıyordu.
Adamın söyledikleri bilinmezliğe bilinmezlik katıyordu. Pek tatmin edici de konuşmuyordu. Yani daha önce iş yaptığı bir yeri tarif etmek ne kadar zor olabilirdi ki? Neyse ki işimizi görebilecek kadarını tarif edebiliyormuş. En azından… bu koşuşturmanın sonunda elimizde ‘işimizi görebilecek kadar’ bir bilgi kalıyordu. Bakalım ne kadar işimize yarayacaktı? Adamı takip ederken Ren de memnuniyetsizliğini dile getirmişti. Sadece gülümseyerek kafamla onaylamıştım söylediğini. Açıkçası ben de peşinden koşmaya değer bir şeyler söylemesini umut ediyordum.
Adamın söyledikleri bilinmezliğe bilinmezlik katıyordu. Pek tatmin edici de konuşmuyordu. Yani daha önce iş yaptığı bir yeri tarif etmek ne kadar zor olabilirdi ki? Neyse ki işimizi görebilecek kadarını tarif edebiliyormuş. En azından… bu koşuşturmanın sonunda elimizde ‘işimizi görebilecek kadar’ bir bilgi kalıyordu. Bakalım ne kadar işimize yarayacaktı? Adamı takip ederken Ren de memnuniyetsizliğini dile getirmişti. Sadece gülümseyerek kafamla onaylamıştım söylediğini. Açıkçası ben de peşinden koşmaya değer bir şeyler söylemesini umut ediyordum.

- GM - Naruto
- Game Master
- Posts: 2811
- Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [Akatsuya Renshiro & Akatsuya Shoshiro] İki Beden Tek Geçmiş (Part 2)
Yaşlı adam dışarı çıktığı gibi tablayı tek eliyle açıp başparmağını içinde hafifçe ittiriyor, ardından tabladan dışarı doğru uzanmış olan sigarayı ağzına alıp tablayı kapatarak geri koyuyor cebine. Ardından, ufak bir kibritle sigarasını ateşlediğini görüyorsunuz. Bu esnada sizler de dışarı çıkmış oluyorsunuz. Yaşlı adam, ilk nefesini çekip sabah sözde nöbetçinin sızmış olduğu sandalyeye çöküyor. Hana ilk geldiğinizde de burada oturuyor olduğunu hatırlıyorsunuz. İkinci nefesini çekiyor ardından yaşlı adam. Burnundan dışarı doğru hafifçe duman boşaltırken size dönüyor ve anlatmaya koyuluyor: "Karargahta şaşırtma sağlayan garip bir mühür var. Belli başlı kodları ve koordinatları kendi gözlerinle görmeden binayı bulamıyorsun. O bölgeye gitsen bile, binayı göremiyor ve çevresinde dolanıp duruyorsun. Bir genjutsu vardı ya, onun gibi bir şey. Sadece daha kompleksi, anlatması biraz güç. Riaru'nun denemelerinden biriydi diye duymuştum. Daha sonra aynı şekilde başaramadı bildiğim kadarıyla. Gerçi başarmışsa da bunu bilmemiz mümkün değil." Hafifçe sırıtıyor yeniden. "Muhtemelen karargahın Ishigakure ve Kusagakure tarafından hala bulunamamış olmasının sebebi bu. Nasıl bulmaları gerektiğini bilmiyorlar." Sigarasından biraz daha tüttürüyor konuşmaya devam etmeden önce.
"Karagahı merkez alan 4 adet gözcü kulesi var. Karargahın gözcü kuleleri gibi düşünmeyin, birbirlerine oldukça uzaklar aslında. Bu kulelerin her birinde iç duvarlara kazınmış koordinatlar ve birer mühür var. Dört mührü birden gördükten sonra, koordinatlar anlam kazanmaya başlıyor. Sonra karargaha gidebiliyorsunuz. Garip işler, genjutsudan hiç bir zaman pek anlamamıştım zaten."
"Karagahı merkez alan 4 adet gözcü kulesi var. Karargahın gözcü kuleleri gibi düşünmeyin, birbirlerine oldukça uzaklar aslında. Bu kulelerin her birinde iç duvarlara kazınmış koordinatlar ve birer mühür var. Dört mührü birden gördükten sonra, koordinatlar anlam kazanmaya başlıyor. Sonra karargaha gidebiliyorsunuz. Garip işler, genjutsudan hiç bir zaman pek anlamamıştım zaten."
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.