Kapıdaki görevlinin sorusuyla ve göz süzmeleriyle konuşma sırasının sizde olduğunu anlayabiliyorsunuz. Bu aşamada duruma en uygun şekilde davranmak adına ilk sözü alan Iori oluyor. Büründüğü Riaru’nun adamı kimliği ile tonsuz bir şekilde, kendisine verilen görevi yapmış olmak için yapan bir adam kıvamında cevabını veriyor Iori. Aldıkları cevap ile tatmin olmadıkları her hallerinden belli olan ikili, sorgulayan gözlerle ikinizi de süzmeye devam ederken, bu kez lafa Usagi’nin girmesiyle dikkatlerini ona doğru yöneltiyorlar. Iori’ye göstermedikleri ilginin bir tık fazlasını Usagi’nin cümlelerine veren ikili, onun sözlerini daha inandırıcı bulmuş gibi bir havaya bürünüyorlar. Bu haliyle, mevcut becerilerinize göre Usagi’nin daha kalifiyeli bir iş çıkardığını söylemek mümkün görünüyor. Öte yandan içinde soru barındıran cümlesi aslında ikili tarafından pek dikkate alınmasa da, sorguyla ilgili söylenenler ikilinin gözlerinde anlık bir parlamaya neden oluyor.
Bu birkaç saniyelik süre içerisinde Iori, gözleriyle mümkün olduğu kadar karşısındaki ikiliye fark ettirmeden etrafa bakınmaya başlıyor. İlk olarak kapının bulunduğu noktaları tarayan gözleri, karşılarındaki iki kişi dışında herhangi bir görevliye denk gelmiyor. Kampın içinde oradan oraya aylak aylak yürüyen birkaç adam ve esir konumunda olan biçareleri sürükleyerek bir yerden başka bir yere götüren kişiler dışında pek de bir hareketlilik sezemiyor. Dolayısıyla ortamda, monoton bir düzen olduğunu ve kamp içerisinde bulunan kişilerin ekstra temkinli tavırlarının bulunmadığını anlayabiliyor. Yani Iori’nin gözlemlerine göre içeride bir düzenin olduğu ortadaysa da, bu düzenin çok da sıkı bir şekilde ayarlanmadığı -en azından kapıdan görebildiği kadarıyla- düşüncesine kapılmasında bir engel görünmüyor.
Usagi’nin cümlelerinin üzerine aradan geçen birkaç saniyelik sessizlik hem Iori’nin içeriyi gözetlemesine imkan tanıyor hem de kapıdaki ikilinin ne yapacaklarını düşündüklerini anlamanıza imkan tanıyor. Birkaç saniyelik sessizliğin sonunda ise, sizinle konuşan görevli Iori’nin konuşmasından çok da tatmin olmamış bir şekilde, ancak yine de onun Riaru’nun adamlarından biri olmasından dolayı olsa gerek “Peki madem. Bekleyin.” diyor. Kesin ve net tavırlar içerisinde söylediği bu cümlesinin ardından kafasını yavaşça kampın içine doğru uzatan adam, Iori’nin aylak aylak gezindiğin gördüğü kişilerden birine hitaben “Oi Masashi!” diye sesleniyor. Bu seslenişle beraber, sıradanlığı diğerlerinden çok da farklı olmayan aylak bir adam olduğu yerde duruyor ve kapıya doğru yöneliyor. Bir kez daha görseniz bile tanımakta zorlanacağınız kadar sıradan suratıyla yanınıza doğru gelen Masashi isimli adama görevli “Bu Ishigakureli kunoichiyi etrafta gezinirken yakalamışlar. Hiroji-san görmek isteyebilir!” diyor. Elbette bu konuşmanın içinde ilk dikkatinizi çeken şey, adamın Usagi’nin Ishigakure’den olduğunu anlamış olması oluyor. Bunun sebebinin ise Usagi’nin alnında bulunan alınbandı olduğunu anlamak sizin için pek de zor olmuyor. Tabi bu durumun lehinize mi yoksa aleyhinize mi olacağı hususu şimdilik muamma gibi dursa da, en azından kampın içine girmenizin önünde bir engel kalmamış gibi görünüyor.
Masashi’nin omzu silkerek kendisine yüklenen görevi kabul etmesiyle birlikte, kapıdaki ikilinin göz hapsinden kurtularak kampın içine giriş yapıyorsunuz. Iori’nin dışarıda dürbünü ile gözetlediğinden çok da farklı olmayan bir görüntüsü olan kamp alanından, Iori ilk olarak sivillerini durumunu anlamak için etrafa bakınıyor. Sivillerin toplandığı alanda eli silahlı adamlar kendi aralarında muhabbete tutuşmuş bir haldeyken, sivillerin yüzlerinde hafif ürkek bir tavır sezilebiliyor. Üstlerinde ciddi bir darp olayına ilişkin herhangi bir iz bulunmayan sivillerden genellikle daha genç olan kesiminde ufak tartaklanmalar olmuş olduğunu görebilen Iori, bunun dışında esirlerin olması gerektiği durumun ötesinde bir şey sezemiyor. Bu haliyle de içerideki 5 çadırdan birine doğru olan ilerleyişiniz devam ediyor. Fakat bu ilerleyişiniz, Iori’nin gördüğü ve önünde iki adamın beklediği, içine sivillerin girip çıktığı çadır olmuyor. Bu çadırın yaklaşık 7 metre yanında duran bir çadıra doğru yönleniyor ve kısa adımlarınız çadırın önünde son buluyor. Tabi tüm bu ilerleyiş esnasında üzerinize düşen rolü sonuna kadar oynamaya devam ediyor ve zaten size pek dikkat etmeyen kişilerin dikkatini çekecek garip bir durum yaratmıyorsunuz.
Çadırın önüne gelip durduğunuz anda, yol boyunca sizinle konuşmak gibi bir derdi olmadığını her halinden belli eden Masashi isimli şahıs kafasını içeriye doğru sokuyor ve sıradan suratına yakışır tınısız bir ses tonuyla bir şeyler mırıldanıyor. Hemen ardından ise kafasını geri çekiyor ve “Hiroji-san sizi bekliyor.” diyor üzerinden büyük bir iş yükü kalkmışçasına ve çadırın kumaştan kapısını sizin için aralıyor. İçeriden gelen loş ışık doğrudan gözlerinizi karanlığa alıştırmak istercesine parıldarken, içerideki sarı saçlı, 190 santim boylarında, boyuna rağmen fit bir vücuda sahip adamın siluetini görüyorsunuz. Ufak bir yer masasının arkasında bağdaş kurmuş bir şekilde oturan adamın açık kahverengi gözleri, hemen masasının üstünde duran gaz lambasının ışıltısıyla parıldarken, tekin olmayan bir havanın size geçmesine neden oluyor. Çadırın içine tamamen girip, kumaş kapının arkanızdan kapanmasının ardından da ise, Hiroji isimli kişinin loş ortamdaki yüz hatları daha seçilebilir bir hale geliyor.
Üzerinde karın bölgesini saran bir bandaj bulunan, ancak bunun bir yaralanma sonucu takılmadığı temizliğinden anlaşılan Hiroji, üzerine geçirdiği dik yakalı bir haori ve altındaki bol, ancak ayak kısımları botlarının içine sokulmuş hakaması ile modern-klasik bir tarzda karşınızda oturuyor. Bakışlarını ilk olarak Iori’nin kolundaki mavi banda yönlendiren Hiroji, sinsi bir sırıtışla sizi süzmeye devam ederken bakışlarını Usagi’ye çeviriyor ve akabinde Iori’ye hitaben “Sen acemisin herhalde.” diyor. Bu arada dişleriyle sıkıştırdığı kısık bir ses ile kıkırdayan Hiroji “Bağladığı bir shinobinin ekipman çantasını üzerinde bırakacak kadar hem de…” diyor başını iki yana, olumsuz bir duruma karşı verilecek bir tepkiyle sallarken. Kurduğunuz mizansendeki belki de ikinci hata olarak adlandırabileceğiniz bu duruma karşılık bir açıklama yapmak yerine Hiroji’nin konuşmasını sürdürmesine imkan tanıyorsunuz. Zaten mevcut durum itibariyle konuşmayı yapacak kişinin Hiroji olduğu her halden belli olduğu için de sessizliğiniz şimdilik bir sıkıntı doğuracak gibi durmuyor.
Bakışlarını Usagi’nin üzerinde sabitlemiş olan Hiroji, onu adeta bir objeymiş gibi süzerken konuşmayı sürdürüyor. Bu konuşmalar Iori’ye hitaben yapılırken “Nerede buldun bakalım bu taze Ishigakure pilicini? Riaru etrafta dolaşan adamlarından bahsetmemişti bana. Ganmaru itiyle falan mısın? Yoksa Yosu’nun elemanı mısın?” diye soruyor. Bu noktadan sonra artık bakışlarıyla Usagi’yi incelemeye devam eden Hiroji’nin kulaklarını tamamen Iori’ye verdiğini anlayabiliyorsunuz. Durum itibariyle ise, Hiroji’nin buradaki yetkili kişi veya kişilerden biri olduğunu, yaydığı auranın ise buradaki adamlardan tamamen farklı olduğunu rahatlıkla kavrayabiliyorsunuz.