Usagi konuşmaya başladığı anda sersemlemiş bir dövüşçü edalarına bürünen Hiroji, yüzündeki ifadeyi değiştirmeden durmaya devam ediyor. Aranızdaki hafif gerilimi sersemlemiş gibi hareket ettirdiği başıyla biraz daha harlayan Hiroji’nin başından beri takındığı tavrı sürdürdüğünü anlamanız zor olmuyor. Usagi’nin ardından konuşmak için yeltenen Hiroji, konuşmaya Iori’nin girmesiyle eliyle Iori’ye konuşması için müsaade ettiğini belirten bir el işareti yapıyor. Sanki burada konumunun sizden üstün olduğunu göstermek istercesine girdiği bu tavır genel anlamda sizin pek de umurunuzda olmuyor. Iori’nin aralarda aldığı nefesle devam ettiği konuşması sonlandığında, Hiroji’nin yüzündeki ifade yerini hafif bir ciddiyete bırakıyor. Esas meselelerin konuşulmaya başlanmasından ileri geldiğiniz bu ifade, ilkine nazaran daha soğuk ve tehditkar geliyor size. Ancak buna rağmen, konuşmak dışında başkaca bir şey olacağına dair bir inanç hala dolanmıyor içinizde.
Iori’nin sorusunun ardından sizin konuşma faslınızın bitip bitmediğini bakışlarıyla sorgulayan Hiroji, hafifçe ellerini havaya kaldırıp Iori’ye bakarken “Müsaadenle önce arkadaşına bir şeyler söylemem gerekiyor yüce shinobi-san.” diyor. Daha önce benzer bir şeyi Usagi’ye söylemiş olan Hiroji, İori’ye hitaben söylediği bu cümlede daha kati bir ses tonu kullanmasına rağmen, bakışları Usagi’ye döndüğünde bir nebze daha yumuşuyor. “Bir şeyi yanlış anlamışsın sanırım…” diyerek konuşmaya giren Hiroji “Köpek, hayvan, yaratık ve daha söylemek istediğin ne varsa hepsini sırala, bunlar umurumda bile değil. Fakat konuşmamın başından beri size hakaret edecek bir şey söylediğimi hatırlamıyorum. Niyetimiz buysa, emin ol tahmin edebileceğinden çok daha fazla hakaretim var ve buna inan, hepsini hak ettiğinizi düşünüyorum.” diyor. Her ne kadar yüzünde yumuşak bir ifade belirse de, cümleleri oldukça keskin bir şekilde ağzından çıkan Hiroji, sözlerinin anlaşılmasını umut edercesine birkaç saniye bakışlarını Usagi’ye dikmiş bir şekilde hareketsiz kalıyor. Hemen ardından ise, kafasıyla kendi cümlelerini tasdikler bir işaret yapıp hafif geriye doğru çekilirken “Ben ülkeme sahip çıkıyorum. Bir ülkeye sahip çıkmak demek, illa otoriteyi takip etmek demek değildir. Riaru’nun duruşu ve ideolojisinin bu ülke için daha iyi olduğunu düşünüyorum, hepsi bu. Ülkemin iyiliğinin Riaru’dan geçtiğine inanıyorum.” diyor. Bu cümlelerinin ardından hafif bir nefes alan Hiroji “Ancak ülkem için birinin yanında olurken bunun karşılığını da görmek istiyorum. İtilip kakılmaktansa, yaptığım şeylerin karşılığını almak daha iyi geliyor. Evet, belki sizin ahlaki bakış açınızla ülkesi için bir şeyler yaptığını söyleyen birinin karşılık beklemesi onu bir köpek yapabilir. Fakat bu dünyanın köpeklere de ihtiyacı var.” dedikten sonra tekrar Usagi’ye yaklaşarak “Yoksa sizin şatafatlı tekniklerinizden çekinen insanlar nasıl hayatta kalacak? Birilerinin dişlerini size geçirmesi gerekiyor.” diyor.
Usagi’ye doğru yapmış olduğu konuşmasından sonra bakışlarını bu kez Iori’ye döndüren Hiroji, yüzüne alaycı bir ifade takınırken “Sana gelince yüce shinobi-san… Diyorsun ki Riaru’nun arkasından gitmeyi bırak, zaten yenildi ve seni yeteri kadar besleyemiyor. Onun yerine Kusagakure’yi veya Ishigakure’yi seçeyim ve yaşamaya devam edeyim.” diyor. Bu cümlelerinden sonra kocaman bir kahkaha ile çadırı inleten Hiroji’nin bu kahkahalarının neredeyse bütün çadırlardan ve dışarıdaki insanlar tarafından duyulduğunu düşünüyorsunuz. Yaklaşık yarım dakika kadar süren bu kahkaha faslının ardından Hiroji, gülüşlerinin arasına sıkıştırabildiği kadarıyla “Size mi güveneyim? Daha siz bile kendinize güvenmiyorsunuz ki? Kusagakure’nin arkasında kimler var? Ishigakure’yi kimler destekliyor? Hem Kusagakure hem de Ishigakure aynı anda Riaru’yla savaşırken değil de neden sonrasında işbirliği yapıyor?” diyor. Bir anda gülüşlerini kesen bakışlarını olabildiğince keskinleştiren Hiroji Iori’ye doğru kafasını yaklaştırırken “Bana istediğini de yüce shinobi-san ama sana doğruları söyleyeceğim. Hepiniz Kagelerin orospularından başka bir şey değilsiniz! Kimin altına yatacağınıza, kimin aletini emeceğinize karar veren onlar. Hangi savaşta kaç kage öldü? Ülkenizin hangi lideri kendi kanında boğuldu? HİÇBİRİ! Çünkü onların orospuları var ve siz orospular bu konuda o kadar maharetlisiniz ki, bu işi artık kendinizce bir zevke bile dönüştürmüşsünüz. Adına da ideoloji, hayal, fedakarlık, özveri ve daha bir sürü saçma sapan şey demişsiniz.Oysa tek yaptığınızın, liderlerinizi tatmin etmek! Ben bir köpek olarak duyduğum gururu üzerime alıp taşıyabiliyorum ama siz, günde onlarca kez becerilen değersiz orospular olduğunuz gerçeğini kabul edemeyecek kadar gurursuzsunuz!” diyor. Bu cümlelerinin ardından başını hızla Usagi’ye çeviren Hiroji “Üzgünüm, sana ne kadar hakaret edebileceğimi söylemiştim ve kendimi tutamadım. Ama işte, gerçeği ancak inkar edip yok sayabilirsiniz. Onu değiştiremezsiniz.” diyor.
Ortama ağır bir kokuymuş gibi çöken bu lafların ardından Hiroji yüzüne tekrar bir gülümseme takınırken “Her ikiniz de burada kaçırılan insanlardan bahsediyorsunuz. Size bir sır vereyim mi?” diyor ve hemen ardından yüzündeki gülümsemesini iyice arttırırken “Hiçbirini kaçırmadım. Zorla getirdiklerim var, kabul ediyorum. Ancak hiçbiri iradesi dışında burada tutulmuyor ki.” diyor. İki kolunu yere paralel şekilde yanlara doğru açan Hiroji “Bunu kabul edin veya etmeyin, ama durum bu. Benim bölgemde kimseyi iradesi dışında yanımda tutmam. Ben sadece onların savaşma duygularını açığa çıkartan bir elçiyim. Bunu da Riaru ve ülkem için yapıyorum.” dedikten sonra hafifçe eğilip sesini kısarken “Aramızda kalsın ama bu konuda gayet iyiyimdir.” diyor. Hafif gülümsemesini bir kat arttırıp geri çekilen Hiroji “Madem bu konu sizi rahatsız ediyor, buyurun gidelim. Kaçırıldığını düşündüğünüz kişilerden herhangi birini seçin ve ona durumu sorun. Eğer söylediklerimin aksine bir şey bulursanız, o zaman Riaru yerine sizinle işbirliği yaparım. Tabi bedelini ödemeniz şartıyla…” diyor kikirder gibi gülerken. Bu cümlelerinin hemen ardından ise “Ancak eğer durum benim dediğim gibiyse siz bana ne teklif ediyorsunuz? Dilerseniz içinizden birini veya her ikinizi de yanıma alabilirim. Buraya kadar gelip, benim karşımda cafcaflı laflar yaptığınızı düşününce, boş shinobiler olmadığınız ortada. İşime fazlasıyla yararsınız.” diyor. Hiroji bu şekilde konuşmasını sonlandırırken, her ikiniz de sözlerinde gerçekçi olduğunu anlayabiliyorsunuz. Katıksız bir dürüstlükle ve herhangi bir katakulliden uzak bu cümleler karşısında atacağınız adımları düşünmeye başlıyorsunuz.