Page 1 of 1

[Flashback] Anlat bana; duygu dediğin şey nedir?

Posted: September 16th, 2018, 6:14 pm
by Jirou Ryu
Unutulmaya yüz tutmuş geçmişin paslı kolları beni sardı ve sessizce fısıldadı,
"Sen ve ben biriz, beni unutamazsın!"

Bu, benim ilk görevimdi. Tanışmamızın üstünden henüz iki gün bile geçmemiş, shinobi olmanın nasıl bir duygu olduğunu çözümleyememiş çocuklardık. Hafif bir heyecan, ufukta gözüken hayallerin yüzeye yansıttığı o ışık süzmeleri ile birleşince kalbimin nasıl da küt küt attığını dün gibi hatırlıyorum. Elime tokuşturdukları alın bandının, hayallerim uğruna gösterdiğim çabanın ilk meyvesi olduğunu ise halen kabul ediyorum.

Tek başıma yaşadığım; küçük ve bir o kadar da pasaklı tek odalı evin penceresine iki kere tıklatılmıştı. Güneş henüz doğmamış, sadece ufak bir kısmı kendini yavaş yavaş göstermeye başlamıştı. Karanlıkla aydınlık arasında kalmış o kararsız havada, hasır şapkasını görmüştüm. Keskin gözleriyle buğulu camın arkasından, tam gözlerimin içine bakmış ve camı açmamı umarak bir kaç saniye beklemişti. Sadece hasır şapkasını görmeme rağmen, onun kim olduğunu anlamıştım; ama gene de kuşkucu dürtülerim, aceleci bir adım atmamam için önce bacağıma bir yılan gibi dolanmış; ardından kollarıma doğru nüfuz etmeye başlamışlardı. Usulca yatağımın baş ucunda duran, ekipman çantasına uzanmış ve atacağım o adımdan önce elime aldığım kunai'yi uzun kollu tişörtün kollarına gizlemiştim.

En az benim kadar, benden bağımsız hareket eden dürtülerim de ikna olmuş olmalıydı ki, kaskatı kesilmiş vücudum gevşemişti. Pencere kolunu hafifçe geriye doğru çekerek aradaki buğulu engeli ortadan kaldırmıştım. Kuşkucu gözleri ile beni süzerken, bakışları çok kısa bir anlığına kollarıma takılmıştı. Ardından hafifçe sırıtmış ve gözlerimin içine, o hırs dolu gözlerini dikmişti.

"Henüz aptal bir çocuk olabilirsin; ama nasıl hayatta kalınacağını çoktan öğrenmişsin." demişti boğuk sesiyle. Ardından manasız manasız onu süzen bakışlarımdan nem kapmış olmalı ki, sabahın köründe neden evimde olduğunu açıklamıştı. "Bir saat sonra meydanda ol, görev var."

Tepkisizce, herhangi bir duygudan mahrum baş sallaması, sensei'nin gitmesi için yeterli olmuştu. Sonrasında kendimi istemsizce yatağa atmış, ardından kolumdan süzülerek büyük bir gürültü ile yere düşen kunai sayesinde, çok sürmeden yataktan kalkmıştım. Acı bir sessizlik evi kaplarken, önce pencereyi kapatmış, sonra ise hazırlanmaya başlamıştım. Hoş, tek yaptığım ekipman çantamı belime takmak ve henüz yeni yeni duygularımı gizlemeye başlamış bana yardımcı olacağına inandığım siyah peçeyi ağzıma tıkıştırmak olmuştu.