[Saiki Ryouta] Dünyaya Hakim Olmalıyım (Part 2)
Posted: September 17th, 2018, 4:49 pm
Günlerdir yollardasın. Kaç gün olduğunun senin karakterine sahip biri için pek de önemi yok. Zira sonuca ulaşmak için harcanılan yolların değersizliği karşısında, oturup hesap yapacak tıynette bir insan değilsin. Birkaç gün olması veya birkaç saat olması dahi önemsiz… Nitekim esas olan, yolun sonunda elde ettiklerin ve bu elde ettiklerinin sana “güç” çerçevesinde neler kattığı.
Yolculuğunu bu esas çerçevesinde yorgunluktan verilen molalar, yiyecek ve istirahat için durulan hanlar dışında aralıksız sürüyor. Vadiler aşılıyor, yeşillikler görülüyor ve sonra yer gök kahverengiye dönüyor. Kafanda belirlediğin rotanın ilk aşaması Asakura Geçidi oluyor. Kaya Ülkesi ile Rüzgar Ülkesi arasındaki geçişi sağlayan bu geçit ise, Asakura-yama bulunuyor. Dağın eteklerine vardığında, günün yok oluşunu ve gecenin emaneti teslim alışına şahitlik ediyorsun. Geçtiğin yolda dikkatini çeken kervan sayısı, aslında sana doğru yolda olduğunu anlatıyor. Ancak bunca kalabalık, senin gibi bir kaçak için her zaman tetikte olmayı da beraberinde getiriyor. Sessiz ve yalnız yolculuğundakinin aksine üstüne binen bu tedirginlik, yolculuğunun bu aşamasını daha zorlu kılıyor. Her bir kervan senin için potansiyel bir tehlike olarak belirirken, karşına çıkan beş adet konak seni selamlıyor.
Hemen hemen karşılıklı şekilde bulunan bu taş konakların yapı itibariyle birini diğerinden ayırmak bir hayli zor. Bütün konakların arka kısmında hayvanların dinlenmesi ve yiyecek-içecek ihtiyaçlarını gidermesi için bir alan bulunuyor. Beş konağın ikisinin arkasında üçer adet at ve bu atlar ile at arabalarına göz kulak olan birer kişi bulunuyor. Diğer üç konağın arkasında ise beşer tane at ve bu atlar ile at arabalarına göz kulak olan birer kişi bulunuyor. Bu kişilerin shinobi olduklarını söylemek ise güç. Kıyafetlerine ve hareketlerindeki salaşlıklara bakılırsa, bunlar sadece efendilerine kölelik yapan kişilerden ibaret. At arabalarının içlerini görmen, bulunduğun açı itibariyle mümkün olmasa da, arka taraflarının da kapalı olduğu ve bu sebeple içlerini görmenin imkansız olduğunu fark edebiliyorsun. Ancak atların ve at arabalarının kalitesine bakılırsa, bu at arabalarında çok değerli şeylerin olduğunu söylemek de mümkün değil.
Yolculuğunun bu aşamasında ilerlemene devam etmen mümkün, ancak daha ileride dinlenebileceğin bir yer olup olmadığı konusunda bir fikrin bulunmuyor. Konakların ötesindeki görüntüde de herhangi bir ışık şimdilik görünmüyor. Dolayısıyla bir müddet yürümeye devam edebileceğin gibi, bu konaklardan birinde duraklaman da mümkün.
Yolculuğunu bu esas çerçevesinde yorgunluktan verilen molalar, yiyecek ve istirahat için durulan hanlar dışında aralıksız sürüyor. Vadiler aşılıyor, yeşillikler görülüyor ve sonra yer gök kahverengiye dönüyor. Kafanda belirlediğin rotanın ilk aşaması Asakura Geçidi oluyor. Kaya Ülkesi ile Rüzgar Ülkesi arasındaki geçişi sağlayan bu geçit ise, Asakura-yama bulunuyor. Dağın eteklerine vardığında, günün yok oluşunu ve gecenin emaneti teslim alışına şahitlik ediyorsun. Geçtiğin yolda dikkatini çeken kervan sayısı, aslında sana doğru yolda olduğunu anlatıyor. Ancak bunca kalabalık, senin gibi bir kaçak için her zaman tetikte olmayı da beraberinde getiriyor. Sessiz ve yalnız yolculuğundakinin aksine üstüne binen bu tedirginlik, yolculuğunun bu aşamasını daha zorlu kılıyor. Her bir kervan senin için potansiyel bir tehlike olarak belirirken, karşına çıkan beş adet konak seni selamlıyor.
Hemen hemen karşılıklı şekilde bulunan bu taş konakların yapı itibariyle birini diğerinden ayırmak bir hayli zor. Bütün konakların arka kısmında hayvanların dinlenmesi ve yiyecek-içecek ihtiyaçlarını gidermesi için bir alan bulunuyor. Beş konağın ikisinin arkasında üçer adet at ve bu atlar ile at arabalarına göz kulak olan birer kişi bulunuyor. Diğer üç konağın arkasında ise beşer tane at ve bu atlar ile at arabalarına göz kulak olan birer kişi bulunuyor. Bu kişilerin shinobi olduklarını söylemek ise güç. Kıyafetlerine ve hareketlerindeki salaşlıklara bakılırsa, bunlar sadece efendilerine kölelik yapan kişilerden ibaret. At arabalarının içlerini görmen, bulunduğun açı itibariyle mümkün olmasa da, arka taraflarının da kapalı olduğu ve bu sebeple içlerini görmenin imkansız olduğunu fark edebiliyorsun. Ancak atların ve at arabalarının kalitesine bakılırsa, bu at arabalarında çok değerli şeylerin olduğunu söylemek de mümkün değil.
Yolculuğunun bu aşamasında ilerlemene devam etmen mümkün, ancak daha ileride dinlenebileceğin bir yer olup olmadığı konusunda bir fikrin bulunmuyor. Konakların ötesindeki görüntüde de herhangi bir ışık şimdilik görünmüyor. Dolayısıyla bir müddet yürümeye devam edebileceğin gibi, bu konaklardan birinde duraklaman da mümkün.
Off Topic
Pasiflik süresi 48 saattir.