Devriye
Posted: May 1st, 2019, 6:18 am
Evde saçma salak bir geyik eşliğinde akşam yemeğini yiyorduk.
Ailecek.
Akşam eğer evde olursam mutlaka bu aile yemeklerine katılmam gerekiyor. Babam bazı konularda fazla baskıcı. Aile bağları. Beni de böyle yetiştirdi. Aile derken; bizim ikizler, anam, babam, babaannem, dedem, amcamlar, halamlar ve ben olarak baya geniş bir aile yemeği yani. Zaten tüm sülale aynı evde yaşıyoruz.
Dedem, amcam, eniştem ve babam yüksek sesle Kusagakure'nin gidişatından bahsederken ben de önümdeki tavuklu noodle'ı yemeğe çalışıyordum. Amcam sanki Kusagakure'nin tüm ileri gelenleri gelip bana danışıyormuş gibi, söylediği her şeyden sonra bana dönüp "Değil mi Shigeki? Sen daha iyi bilirsin." falan diyordu. Babam zaten, ben shinobiyim diye göğsünü kabarta kabarta oturuyor her zaman. İlk başta bu ilgi yüzünden çok mahcup olmuştum. Sonra farkettim ki, olay hiç bir zaman ben değildim. Olay ailemizdi, babamın kendisiydi... Çevredeki itibarımızdı. Bu yüzden artık cevap vermemin bile gerekli olmadığı sorulara kafamı kaldırmıyorum. Yemeğim ile bakışıp, her zamanki gibi yavaş yavaş yemeğimi yiyorum. Yani... Yiyordum. Ta ki, yengem "Geki-kun!!" diye seslenene kadar. Sesin geldiği yere, çaprazımda duran sandalyeye baktım. Yengem, etrafında ailemin dişi üyeleri ile dikkatini bana çevirmişti."Senin de evlilik çağın geldi. Var mı birisi?" diye sorarken yüzünde garip bir sırıtış vardı. Yüzümde bir sıcaklık hissettim. Durduk yere böyle bir soru beklemiyordum açıkçası. "Ben" dedim bocalayarak. Ancak annem atladı söze. Zaten çoğunlukla bana sorulan sorulara kendim cevap veremiyorum.
"Komşunun kızı var ya Bachiko. İşte onu düşünüyoruz!" derken sesi, sanki kızla kendisi evlenecekmiş gibi sevgi doluydu.
Yengemin tüm ilgisi benden anneme yöneldi. "Bachiko? Narita Bachiko mu?"
Annem kafasını olumlu anlamda salladı.
"Ayyy! O kız çok iyi bir kız! Sessiz sakin. Geki-kun ile cidden iyi olurlar." Bunu söylerken mutlu mutlu ellerini çırptı.
Ailem benim için iyi olacak şeyi, benden iyi biliyor sanırım.
En son Bachiko ile akademiye gitmeden önce konuşmuştum. Birlikte rol yapma oyunları oynardık. Sonra bir süre sadece selamlaştık. Genin olduktan sonra o da bitti. Eminim yan yana gelsek konuşacak konu bulamayız. Bir an Bachiko ile yatak odasında boş boş durduğumuzu ve birbirimizle konuşmaya utandığımızı hayal ettim. Kami-sama! Ne olur bana böyle bir an yaşatma. İştahım falan kaçtı tabi. Önümdekini bitirmeden ayaklandım.
Tabi bizimkiler de Bachiko'nun annesinin yatalak olduğu hakkındaki dedikodularını yarıda bırakıp hiç bir şey yemediğimi, biraz daha yemem gerektiğini hep bir ağızdan söylediler. Yine de kalktım. Devriyede güçsüz düşmemem gerektiği hakkında bir sürü cümle sırtıma saplanırken çıktım evden.
Narita'ların evinin önünden geçerken de Bachiko'yu gördüm. Selam vermeye utandığım için görmemiş gibi davrandım. Neden öyle yaptım ki! Belki gelecekteki eşim olacak... Lanet olsun.
Kendimden nefret ediyorum.
Gece devriyelerini sevmiyorum. Sabahları olan devriyelerde daha basit sorunlar çıkıyor. Gece olanlar sikim sonik çeteler yüzünden olunca saçma sapan işler çevirmek zorunda kalıyorsunuz. Ve ben, böyle işler çevirmekten nefret ediyorum. Bu gece Susumu adındaki chuunin gardaşım ile devriyemi paylaşacağım. Üstelik Kusagakure'nin biraz serseri bölümlerinden birinde. Umarım çok sorun çıkmaz ve Susumu da havasındadır. Elimden geldikçe ayak bağı olmamaya çalışacağım.
Görev yerine varınca şu evlilik ile ilgili düşüncelerimi geride bırakmaya çalışıp, gündüz çalışan chuuninlerden görevi devralmak için evrakları halledeceğim. Bu sırada Susumu da gelir herhalde.