[Kasai Shigeki] Silik
Posted: May 2nd, 2019, 1:14 am
Eve giderken omzuma dokunanın Bachiko olacağını nereden bilebilirdim? Aniden elim kılıcıma gittiği için kızın yüzü korku ile sarsıldı. Ben de şok içinde kalıp elimi hemen çektim katanamdan. Bu shinobilik beni bir canavara dönüştürdü. Kusagakure savaşa girdi diye yankılanıyor. İnsan istemsiz kafayı yiyor.
"Ü.. üzgünüm. Ben.. Şey..."
Ne söyleyeceğimi bilmiyordum ki. Bir kromozomum eksikmiş gibi hareketler sergileyip kıza döndüm. Bu kız, ailemin beni evlendirmek istediği kız. Komşumuzun kızı. Çocukluk arkadaşım. Yıllardır konuşmadığım bir kız.
"Konuşabilir miyiz?"
Konuşmak mı? Sanki konuşmayı öğrenmemişim gibi baktım bir saniye. Yüzümün yandığını hissediyorum. Kızarmış olmalıyım. Neden bu kadar melodik bir sesi var ki? Kadınlarla konuşmayalı da uzun zaman oldu bu arada. Özellikle benim yaşımdakilerle. Önümde utangaç bir tavırla, ellerini önünde birleştirmiş bekliyorken... Nasıl hayır derim ki zaten?
"T-tabi."
Çevreme bakındım. Bizim eve. Camlarında kimse yoktu. Eminim ki şu durumu görseler dedikodularından geçilmez. Kız önüme düşüp sokakta ilerledi. Ben de köle gibi takip ettim. 5 dakika kadar ilerledikten sonra ağaçlık alana geldik. Büyük bir ağacın dibinde bizim yaşlarımızda bir adam bekliyordu. Bachiko onun yanına götürdü beni. Yanına ulaştığımızda ağaca yaslanmış bekleyen herif doğuldu ve tipini tam olarak görebildim. Dızo çocuk saçları, göğsü açık beyaz gömleği ve siyah pantolonu ile midemi bulandırıyordu. Bu çocuk ile gece devriyelerimde karşılaşmışımdır eminim.
"Kasai Shigeki sen misin?" diye sordu. Ancak soruşu o kadar rahatsız ediciydi ki. Dikleniyordu bana. Kaşlarımı çattım. Bir omzu önde bir omzu arkada, bana hesap soruyordu elin Dızosu.
"Evet." dedim duruşumu bozmadan. "Ne oldu?"
"Bak güzelim-" elini kaldırıp omzuma koydu. Omzumdaki eline baktım tiksinerek. "-Bachiko ile evlenmek istiyormuşsun."
Ne? Bir anda kaşlarım çatık halde çocuğa döndüm. "Ne?" Ben Bachiko ile evlenmek mi istiyormuşum? Soru sorar gibi Bachiko'ya baktım saniyeliğine. Sonra tekrar önümdeki bu alfaya baktım.
Dızo devam etti. "Bachiko benim. Başka kapıya, tamam mı canım?" Kelimeleri sanki ben aptalmışım da anlamam için tek tek söylemesi gerekiyormuş gibi kullanıyordu.
"Bachiko'yu ben istemiyorum ki." dedim afallamış bir şekilde. "Ailem-" Sözümü bitiremedim. "Ne demek ailem koçum." dedi sesimi bastırarak. "Ailesi ile-" Bachiko'yu gösterdim ancak yine cümlemi tamamlayamadım. Tuttuğu omzumu ittirdi herif. Elinden geldiğince güçlü ittirmiş olacaktı ki, shinobi de olsam biraz geriye sendeledim. "NE ANLATIYORSUN OĞLUM SEN!" diye bağırdı. Hala ne olduğunu anlayamamış bir şekilde kaldığım için tepki vermedim. Böyle durumlarda karşıya sinirli tepki veremem ben. Bachiko'nun yanda ağlamaya başladığını gördüm. "Ailem beni zorluyor!" diye inliyor, inledikçe karşımdaki çocuk daha çok üzerime yürüyordu. "Sakin ol konuşalım." dedim ellerimi kaldırarak. Olayı anlamayı ve çözmeyi çok istiyordum ama Dızo yanındaki kıza güçlü olmak için bir shinobiye bile diklenecek kapasitedeydi. "Konuşmak yok!" diye bağırdı. Tükürüklerini yüzümde hissettim. "BU KIZDAN UZAK DURUYORSUN! AİLEN DE, SEN DE!"
"Ü.. üzgünüm. Ben.. Şey..."
Ne söyleyeceğimi bilmiyordum ki. Bir kromozomum eksikmiş gibi hareketler sergileyip kıza döndüm. Bu kız, ailemin beni evlendirmek istediği kız. Komşumuzun kızı. Çocukluk arkadaşım. Yıllardır konuşmadığım bir kız.
"Konuşabilir miyiz?"
Konuşmak mı? Sanki konuşmayı öğrenmemişim gibi baktım bir saniye. Yüzümün yandığını hissediyorum. Kızarmış olmalıyım. Neden bu kadar melodik bir sesi var ki? Kadınlarla konuşmayalı da uzun zaman oldu bu arada. Özellikle benim yaşımdakilerle. Önümde utangaç bir tavırla, ellerini önünde birleştirmiş bekliyorken... Nasıl hayır derim ki zaten?
"T-tabi."
Çevreme bakındım. Bizim eve. Camlarında kimse yoktu. Eminim ki şu durumu görseler dedikodularından geçilmez. Kız önüme düşüp sokakta ilerledi. Ben de köle gibi takip ettim. 5 dakika kadar ilerledikten sonra ağaçlık alana geldik. Büyük bir ağacın dibinde bizim yaşlarımızda bir adam bekliyordu. Bachiko onun yanına götürdü beni. Yanına ulaştığımızda ağaca yaslanmış bekleyen herif doğuldu ve tipini tam olarak görebildim. Dızo çocuk saçları, göğsü açık beyaz gömleği ve siyah pantolonu ile midemi bulandırıyordu. Bu çocuk ile gece devriyelerimde karşılaşmışımdır eminim.
"Kasai Shigeki sen misin?" diye sordu. Ancak soruşu o kadar rahatsız ediciydi ki. Dikleniyordu bana. Kaşlarımı çattım. Bir omzu önde bir omzu arkada, bana hesap soruyordu elin Dızosu.
"Evet." dedim duruşumu bozmadan. "Ne oldu?"
"Bak güzelim-" elini kaldırıp omzuma koydu. Omzumdaki eline baktım tiksinerek. "-Bachiko ile evlenmek istiyormuşsun."
Ne? Bir anda kaşlarım çatık halde çocuğa döndüm. "Ne?" Ben Bachiko ile evlenmek mi istiyormuşum? Soru sorar gibi Bachiko'ya baktım saniyeliğine. Sonra tekrar önümdeki bu alfaya baktım.
Dızo devam etti. "Bachiko benim. Başka kapıya, tamam mı canım?" Kelimeleri sanki ben aptalmışım da anlamam için tek tek söylemesi gerekiyormuş gibi kullanıyordu.
"Bachiko'yu ben istemiyorum ki." dedim afallamış bir şekilde. "Ailem-" Sözümü bitiremedim. "Ne demek ailem koçum." dedi sesimi bastırarak. "Ailesi ile-" Bachiko'yu gösterdim ancak yine cümlemi tamamlayamadım. Tuttuğu omzumu ittirdi herif. Elinden geldiğince güçlü ittirmiş olacaktı ki, shinobi de olsam biraz geriye sendeledim. "NE ANLATIYORSUN OĞLUM SEN!" diye bağırdı. Hala ne olduğunu anlayamamış bir şekilde kaldığım için tepki vermedim. Böyle durumlarda karşıya sinirli tepki veremem ben. Bachiko'nun yanda ağlamaya başladığını gördüm. "Ailem beni zorluyor!" diye inliyor, inledikçe karşımdaki çocuk daha çok üzerime yürüyordu. "Sakin ol konuşalım." dedim ellerimi kaldırarak. Olayı anlamayı ve çözmeyi çok istiyordum ama Dızo yanındaki kıza güçlü olmak için bir shinobiye bile diklenecek kapasitedeydi. "Konuşmak yok!" diye bağırdı. Tükürüklerini yüzümde hissettim. "BU KIZDAN UZAK DURUYORSUN! AİLEN DE, SEN DE!"