[Kasumikage] Sisteki Gölgenin Oluşumu
Posted: July 10th, 2019, 2:23 pm
Kasumi Baraen ve Kage Haizara'nın hikayesi. Birbirleri ile istemeden tanışıp, birbirlerine büyük bir aşkla bağlanan iki cesur gencin, ailelerine ve shinobi dünyasında bıraktıkları izin hikayesi.
Henüz shinobi köylerinin kurulmamış olduğu savaş çağlarında başlıyordu bu hikaye. Kasumi klanı ile Kage klanı arasındaki bağların güçlenmesi için yapılacak bir evlilik planı sayesinde tanışmıştı iki genç. Baraen 19 yaşında genç bir kız, Haizara ise 22'sinde bir klan varisi idi. İki klanın birleşmesi savaş durumunda oldukları için çok işlerine yarayacaktı. Birbirlerine normalde duymadıkları güveni yapılacak evlilik ile inşa etmeyi, savaş alanında güçlerini birleştirerek varlıklarını ve topraklarını arttırmayı planlıyorlardı. Kasumi klanı paraya, Kage klanı ise gerekli adam gücüne sahipti. Bu iki etmenin karşısında diğer birlikler yetersiz kalmaya başlayabilir ve bunun sonucunda Kasumi-Kage ittifakının karşısında eğilmek zorunda kalabilirlerdi...
-Düğüne dört gün kala-
Baraen halen evlenmek zorunda olduğuna inanamıyordu. Sadece klanın çıkarları için evlenmek zorunda oluşu onu rahatsız ediyor olsa da, Haizara'dan hoşlanmamış değildi. Aksine, genç adamın ona karşı zarif ve sevgi dolu davranışları etkilemişti genç kızı. Bir yandan tatlı bir heyecan vardı içinde. Haizara ile daha fazla zaman geçirmek istiyordu. Onunla sohbet ederken vaktin nasıl geçtiğini anlayamıyordu. Gece yatağına yatıp, gözlerini kapattığında aklına onun suratı geliyordu. Genç adamla tanışalı sadece 2 hafta olmasına rağmen ona karşı hissettiği duygular içini ısıtıyordu genç kızın. Hayallere dalıp, yüzünde bir gülümseme ile uykuya dalıyor. Diğer gün onu görebileceği zaman gelene kadar heyecandan yerinde duramıyordu. Hiç istemediği bir yöntem ile hayatının aşkını bulduğu düşüncesi kalbinin hızlı çarpmasına sebep oluyor. Yer yer Haizara'yı düşünürken dalıp gidiyordu uzaklara...
Klanı her zaman Haizara için çok önemli bir konumdaydı. Babası, kendisine evlenmek zorunda olduğunu söylediğinde hiç şaşırmamıştı. Aksine klanın iyiliği için olacağını bildiği için detaylara takılmadan teklifi kabul etmiş ve sadece "Hangi klan?" diye sormuştu. Gerekli bilgileri edindikten sonra bile durumu hiç irdelememiş ve Kasumi klanı ile yapılacak birleşme için hazırlıklara başlamıştı. Bir yandan Kage klanının savaş birliklerinin komutasını da yapıyordu Haizara. Emrindeki shinobilere emirler veriyor. Kritik savaş noktalarında bizzat savaşa dahil olarak sahip olduğu üstün taijutsu ve ninjutsu yeteneklerini konuşturuyordu. Sahip olduğu Raiton ve Suiton elementlerindeki yeteneğinin yanı sıra kendisini geliştirdiği Nagatsu stili ile savaş alanlarında korkulan bir shinobiydi kendisi. Acımadan düşmanlarını öldürüyor. Zafer için ne gerekiyorsa yapıyordu. Çünkü zafere muhtaçtı. Bir an evvel tüm savaşı bitirip inzivaya çekilmek, bir daha eline silah bile almamak istiyordu. Çocukları olmasını, onlar ile ilgilenirken huzur dolu hayatını yaşamak ve ellerindeki kan izlerinin geçmeyeceğini bile bile onları yıkamaya devam etmek istiyordu. Baraen ile tanıştığında bu sebeple çok heyecanlanmış, beklediği huzurlu hayatın daha yakında olduğunu fark etmişti. Genç kızın yüzünü gördüğünde gözlerini alamamış, Baraen'in de kendisine duyduğu ilgiyi belli etmesi ile hayatında yeni bir sayfa açılmıştı. Uzun süre sonra öldürmekten başka bir amaca sahip olmuştu Haizara. Baraen'i mutlu edebilmek...
-Düğüne iki gün kala-
Kasumi klan merkezinde düğün hazırlıkları son hızla devam ediyordu. Baraen bizzat hazırlıklara yardım etmiyor olsa da elinden geldiğince çalışanlara yakalanmadan durumu kontrol etmeye çalışıyordu. Sahip oldukları servet sayesinde şaşalı bir düğün yapabileceklerinin bilicindeydiler. Düğünü hem bir ittifak başlangıcı, hem de bir güç gösterisi olarak planlıyorlardı. Diğer klanlara göz dağı verebilmek için onları korkutmalıydılar. Bu savaş ortamında büyük bir üstünlük için doğru bir hamle olduğunu düşünüyorlardı. Kage klanının savaş birlikleri tüm düğün bölgesini koruyabilecek kadar güçlüydü.
Sabah saat 5:30 civarlarında yine anlaştıkları yerde buluşmuştu Baraen ve Haizara. Geceleri Haizara'nın cephelerde bulunması gerektiği için sadece sabah vakitlerinde yaklaşık bir saat görüşebiliyordu genç aşıklar. Bol bol birbirlerine bakıyor ve konuşuyorlardı. Süre boyunca yüzlerinde taşıdıkları gülümseme ve konuşmalarına eşlik eden kahkahalar aralarındaki ilişkinin iyi yönde olduğunu çevreye haykırıyordu adeta. Haizara, Baraen'e göre daha çekingen olduğu için çoğunlukla ciddi hamleleri Baraen yapıyordu. Aniden elini tutuyordu evleneceği adamın. Kimse bakmıyorken sarılıyordu ona. Her seferinde daha da aşık olduğunu hissediyordu Baraen. Haizara ise ona zarar vereceğinden korktuğu için kendisini geri tutmaya çalışıyordu. Bu hareketlerine rağmen Baraen'den gelen sevginin karşısında erimeden duramıyordu. Bir tarafı ona zarar vereceği için korkarken diğer tarafı büyük bir aşkla sarmalamak istiyordu genç kızı. Tüm huzuru bulduğunu ve sadece biraz daha beklemesi gerektiğini düşünüyordu durmadan. Savaşı bitirecek ve sevdiğine doya doya sarılacaktı.
-Düğüne bir gün kala-
Klan yetkilileri tarafından kesinlikle savaş alanına gitmemesi söylenmişti Haizara'nın. Düğünden önce başına gelebilecek kötü bir olay hem ittifakı hem de klanın geleceğini tehlikeye atabilirdi. Fakat Haizara'nın içindeki doymak bilmeyen savaşı bitirme isteği engel olmuştu kendisine. Zırhını kuşanmış, naginatasını alarak savaş alanına doğru yola koyulmuştu. Bu sefer daha fazla öldürmek istiyordu. Savaşı bitirebilmek için, evliliğini onurlandırabilmek için parçalayacaktı düşmanlarını. Her karşılaştığı kişi ile dövüşürken Baraen'i gözünün önüne getirecek ve sevdiği kadın için alacaktı düşmanlarının canlarını. En güvendiği dört adamı ile ormanlık bölgedeki ilerleyişlerine devam ediyorlardı. Bu sefer ana savaş bölgesinde değildi görevi. Gizlice düşman kampına bir baskın yapacak ve birlik liderini öldürerek düşmanlarına sağlam bir darbe indireceklerdi. Basit ancak etkili bir planları vardı. Bir kaç saat önce çarpıştıkları ve keşif birliği olduklarını öğrendikleri beş kişilik bir gruba henge ile dönüşmüş durumdalardı. Her adımları ile düşman kampına biraz daha yaklaşırlarken içlerinde tedirginlik duygusundan eser bile yoktu. Kendilerinden emin bir şekilde hedeflerine doğru ilerliyorlardı.
Keşif birliği kılığı sayesinde sorunsuzca düşman kampına girmeyi başarmıştı Haizara ve takımı. İçeri girdikleri gibi çevreye dağılmışlardı. Haizara keşif ekibinin lideri kılığında olduğu için kamptaki birlik liderinin yanına gidecekti. Diğer kişiler ise cephanelik, koğuş, medic-nin çadırı gibi alanlara dağılacak ve verecekleri zararı arttıracaklardı. Herkes görevinin bilincinde olarak dağılmış ve plan işlemeye başlamıştı...
Birlik liderinin çadırına girişini yapmıştı Haizara. Savaş yılları ile cephelerde yaşlanmış olan bilge adam çadırındaki sandalyesinde oturarak önündeki parşomenleri okuyordu. Haizara ise emin adımlarla adama son vuruşu indirmek için ilerleyişine devam ediyordu ki birlik lideri konuşmaya başlayınca durdu olduğu yerde.
"Kasumi ile Kage klanı arasında doğması muhtemel bir ittifak var. Bir düğün haberi geldi. Klanları birleştirmek için çalışmalara başlamışlar sanırım..."
Adamın sözleri karşısında gülmemek için zor tutmuştu kendisini Haizara. Başlarına geleceklerden haberdardı karşı taraf. İttifakın büyük bir derde sebep olacağını tahmin edebiliyorlardı...
"Fakat sen bunu zaten biliyorsun diye düşünüyorum Haizara-san."
Yaşlı adamın cümlesi sonlandığı gibi Haizara henge jutsusunu bozarak naginatasını çekmiş ve birlik liderine saldırmıştı. Gizlilikleri bozulmuştu. Dışarıdaki ekip üyelerinin durumunu bilmiyordu ancak öncelikli görevi birlik liderini öldürmekti. Naginatası adamın katanası ile çarpışıp çevreye kıvılcımlar saçarken tüm gereksiz düşüncelerden arındırmıştı zihnini. Birlik lideri her ne kadar tecrübe olarak daha üstün olsa da, Haizara'nın gençliğinin karşısında zayıf kalıyordu gücü. Naginatası ile adeta dans eden Haizara, her hareketi ile yaşlı adama bir darbe indirmeyi başarıyordu. Küçük kesikler ile başlayan darbeler, yerini derin kesiklere bırakmıştı. Aldığı zarara dayanamayan adam en son sağ ayağını da kaybetmesi sebebi ile yere düşmüş ve kanlar içinde Haizara'ya bakmaya başlamıştı. "Düğün hakkında neler biliyorsunuz?" diye sormuştu Haizara, adamı vakit kaybetmeden öldürmek istiyordu fakat önce cevap almalıydı. Kanlar içindeki yaşlı adam duyduğu soru karşısında gülmeye başlamıştı. Gücü yetse kahkaha bile atabilirdi fakat sadece gülebiliyordu hissettiği acının yoğunluğu yüzünden. Hiçbir şey söylememişti. Sadece son bir deneme olarak cebinden çıkardığı kunaiyi Haizara'ya fırlatmıştı. Kafasına doğru gelmekte olan kunaiden kolaylıkla kurtulmuştu Haizara. Hafifçe sağa doğru kaymış ve kunainin yanından geçişini izlemişti. Ve o anda kunaiye bağlı olan şeyi görmüştü bir anlığına...
Kunai arkasına bağlı olan parşomen ile havada süzülerek çadırı aydınlatan gaz lambasına isabet etmiş ve lambayla beraber yere düşerek hem çadırı hem de parşomeni yakacak küçük bir alevin oluşmasına sebep olmuştu. Vakit kaybetmemek için naginatasını yaşlı adamın kalbine saplayarak görevini sonlandırmıştı Haizara. Birlik lideri öldürülmüştü. Fakat yaşlı adamın son hamlesinde ne yapmaya çalıştığını hemen anlayamamıştı. Adamın öldüğünden emin olduktan sonra az önce kendisine fırlatılan kunaiyi aramaya başlamıştı. Bulduğunda ise geç kaldığını anlamıştı maalesef. Kunainin arkasına bağlı olan parşomen bir mesajdı ve birlik lideri tarafından yok edilmişti. Alevlerin etkisi ile neredeyse kül olmuş olan parşomenin sadece bir kısmı okunaklı bir şekilde duruyordu...
"Ze........Yer...."
Görevleri beklediklerinden daha başarılı ilerlemişti. Haizara takımından iki kişi hayatını kaybetmiş olsa da, hem birlik liderini hem de kamp alanını yok etmişlerdi. Alevler içinde kalmış çadırların arasından geçip Kage klan merkezine doğru yola koyulduklarında herkesin yüzünde zafer sarhoşluğu vardı. Bir kişi hariç. Parşomende yazan yazıyı anlayamamış Haizara... Düşmanlarının düğünden haberi olduğunu biliyordu artık. Ancak önlem alabilmek için geç kalmış sayılabilirlerdi. Düğünü erteleyemezlerdi. Ellerinden gelen tek çözüm koruma takımını arttırmak olacaktı. Baraen ile mutluluğuna kimse gölge düşüremezdi. O kadını hayatının sonuna kadar mutlu etmek istiyordu.
Henüz shinobi köylerinin kurulmamış olduğu savaş çağlarında başlıyordu bu hikaye. Kasumi klanı ile Kage klanı arasındaki bağların güçlenmesi için yapılacak bir evlilik planı sayesinde tanışmıştı iki genç. Baraen 19 yaşında genç bir kız, Haizara ise 22'sinde bir klan varisi idi. İki klanın birleşmesi savaş durumunda oldukları için çok işlerine yarayacaktı. Birbirlerine normalde duymadıkları güveni yapılacak evlilik ile inşa etmeyi, savaş alanında güçlerini birleştirerek varlıklarını ve topraklarını arttırmayı planlıyorlardı. Kasumi klanı paraya, Kage klanı ise gerekli adam gücüne sahipti. Bu iki etmenin karşısında diğer birlikler yetersiz kalmaya başlayabilir ve bunun sonucunda Kasumi-Kage ittifakının karşısında eğilmek zorunda kalabilirlerdi...
-Düğüne dört gün kala-
Baraen halen evlenmek zorunda olduğuna inanamıyordu. Sadece klanın çıkarları için evlenmek zorunda oluşu onu rahatsız ediyor olsa da, Haizara'dan hoşlanmamış değildi. Aksine, genç adamın ona karşı zarif ve sevgi dolu davranışları etkilemişti genç kızı. Bir yandan tatlı bir heyecan vardı içinde. Haizara ile daha fazla zaman geçirmek istiyordu. Onunla sohbet ederken vaktin nasıl geçtiğini anlayamıyordu. Gece yatağına yatıp, gözlerini kapattığında aklına onun suratı geliyordu. Genç adamla tanışalı sadece 2 hafta olmasına rağmen ona karşı hissettiği duygular içini ısıtıyordu genç kızın. Hayallere dalıp, yüzünde bir gülümseme ile uykuya dalıyor. Diğer gün onu görebileceği zaman gelene kadar heyecandan yerinde duramıyordu. Hiç istemediği bir yöntem ile hayatının aşkını bulduğu düşüncesi kalbinin hızlı çarpmasına sebep oluyor. Yer yer Haizara'yı düşünürken dalıp gidiyordu uzaklara...
Klanı her zaman Haizara için çok önemli bir konumdaydı. Babası, kendisine evlenmek zorunda olduğunu söylediğinde hiç şaşırmamıştı. Aksine klanın iyiliği için olacağını bildiği için detaylara takılmadan teklifi kabul etmiş ve sadece "Hangi klan?" diye sormuştu. Gerekli bilgileri edindikten sonra bile durumu hiç irdelememiş ve Kasumi klanı ile yapılacak birleşme için hazırlıklara başlamıştı. Bir yandan Kage klanının savaş birliklerinin komutasını da yapıyordu Haizara. Emrindeki shinobilere emirler veriyor. Kritik savaş noktalarında bizzat savaşa dahil olarak sahip olduğu üstün taijutsu ve ninjutsu yeteneklerini konuşturuyordu. Sahip olduğu Raiton ve Suiton elementlerindeki yeteneğinin yanı sıra kendisini geliştirdiği Nagatsu stili ile savaş alanlarında korkulan bir shinobiydi kendisi. Acımadan düşmanlarını öldürüyor. Zafer için ne gerekiyorsa yapıyordu. Çünkü zafere muhtaçtı. Bir an evvel tüm savaşı bitirip inzivaya çekilmek, bir daha eline silah bile almamak istiyordu. Çocukları olmasını, onlar ile ilgilenirken huzur dolu hayatını yaşamak ve ellerindeki kan izlerinin geçmeyeceğini bile bile onları yıkamaya devam etmek istiyordu. Baraen ile tanıştığında bu sebeple çok heyecanlanmış, beklediği huzurlu hayatın daha yakında olduğunu fark etmişti. Genç kızın yüzünü gördüğünde gözlerini alamamış, Baraen'in de kendisine duyduğu ilgiyi belli etmesi ile hayatında yeni bir sayfa açılmıştı. Uzun süre sonra öldürmekten başka bir amaca sahip olmuştu Haizara. Baraen'i mutlu edebilmek...
-Düğüne iki gün kala-
Kasumi klan merkezinde düğün hazırlıkları son hızla devam ediyordu. Baraen bizzat hazırlıklara yardım etmiyor olsa da elinden geldiğince çalışanlara yakalanmadan durumu kontrol etmeye çalışıyordu. Sahip oldukları servet sayesinde şaşalı bir düğün yapabileceklerinin bilicindeydiler. Düğünü hem bir ittifak başlangıcı, hem de bir güç gösterisi olarak planlıyorlardı. Diğer klanlara göz dağı verebilmek için onları korkutmalıydılar. Bu savaş ortamında büyük bir üstünlük için doğru bir hamle olduğunu düşünüyorlardı. Kage klanının savaş birlikleri tüm düğün bölgesini koruyabilecek kadar güçlüydü.
Sabah saat 5:30 civarlarında yine anlaştıkları yerde buluşmuştu Baraen ve Haizara. Geceleri Haizara'nın cephelerde bulunması gerektiği için sadece sabah vakitlerinde yaklaşık bir saat görüşebiliyordu genç aşıklar. Bol bol birbirlerine bakıyor ve konuşuyorlardı. Süre boyunca yüzlerinde taşıdıkları gülümseme ve konuşmalarına eşlik eden kahkahalar aralarındaki ilişkinin iyi yönde olduğunu çevreye haykırıyordu adeta. Haizara, Baraen'e göre daha çekingen olduğu için çoğunlukla ciddi hamleleri Baraen yapıyordu. Aniden elini tutuyordu evleneceği adamın. Kimse bakmıyorken sarılıyordu ona. Her seferinde daha da aşık olduğunu hissediyordu Baraen. Haizara ise ona zarar vereceğinden korktuğu için kendisini geri tutmaya çalışıyordu. Bu hareketlerine rağmen Baraen'den gelen sevginin karşısında erimeden duramıyordu. Bir tarafı ona zarar vereceği için korkarken diğer tarafı büyük bir aşkla sarmalamak istiyordu genç kızı. Tüm huzuru bulduğunu ve sadece biraz daha beklemesi gerektiğini düşünüyordu durmadan. Savaşı bitirecek ve sevdiğine doya doya sarılacaktı.
-Düğüne bir gün kala-
Klan yetkilileri tarafından kesinlikle savaş alanına gitmemesi söylenmişti Haizara'nın. Düğünden önce başına gelebilecek kötü bir olay hem ittifakı hem de klanın geleceğini tehlikeye atabilirdi. Fakat Haizara'nın içindeki doymak bilmeyen savaşı bitirme isteği engel olmuştu kendisine. Zırhını kuşanmış, naginatasını alarak savaş alanına doğru yola koyulmuştu. Bu sefer daha fazla öldürmek istiyordu. Savaşı bitirebilmek için, evliliğini onurlandırabilmek için parçalayacaktı düşmanlarını. Her karşılaştığı kişi ile dövüşürken Baraen'i gözünün önüne getirecek ve sevdiği kadın için alacaktı düşmanlarının canlarını. En güvendiği dört adamı ile ormanlık bölgedeki ilerleyişlerine devam ediyorlardı. Bu sefer ana savaş bölgesinde değildi görevi. Gizlice düşman kampına bir baskın yapacak ve birlik liderini öldürerek düşmanlarına sağlam bir darbe indireceklerdi. Basit ancak etkili bir planları vardı. Bir kaç saat önce çarpıştıkları ve keşif birliği olduklarını öğrendikleri beş kişilik bir gruba henge ile dönüşmüş durumdalardı. Her adımları ile düşman kampına biraz daha yaklaşırlarken içlerinde tedirginlik duygusundan eser bile yoktu. Kendilerinden emin bir şekilde hedeflerine doğru ilerliyorlardı.
Keşif birliği kılığı sayesinde sorunsuzca düşman kampına girmeyi başarmıştı Haizara ve takımı. İçeri girdikleri gibi çevreye dağılmışlardı. Haizara keşif ekibinin lideri kılığında olduğu için kamptaki birlik liderinin yanına gidecekti. Diğer kişiler ise cephanelik, koğuş, medic-nin çadırı gibi alanlara dağılacak ve verecekleri zararı arttıracaklardı. Herkes görevinin bilincinde olarak dağılmış ve plan işlemeye başlamıştı...
Birlik liderinin çadırına girişini yapmıştı Haizara. Savaş yılları ile cephelerde yaşlanmış olan bilge adam çadırındaki sandalyesinde oturarak önündeki parşomenleri okuyordu. Haizara ise emin adımlarla adama son vuruşu indirmek için ilerleyişine devam ediyordu ki birlik lideri konuşmaya başlayınca durdu olduğu yerde.
"Kasumi ile Kage klanı arasında doğması muhtemel bir ittifak var. Bir düğün haberi geldi. Klanları birleştirmek için çalışmalara başlamışlar sanırım..."
Adamın sözleri karşısında gülmemek için zor tutmuştu kendisini Haizara. Başlarına geleceklerden haberdardı karşı taraf. İttifakın büyük bir derde sebep olacağını tahmin edebiliyorlardı...
"Fakat sen bunu zaten biliyorsun diye düşünüyorum Haizara-san."
Yaşlı adamın cümlesi sonlandığı gibi Haizara henge jutsusunu bozarak naginatasını çekmiş ve birlik liderine saldırmıştı. Gizlilikleri bozulmuştu. Dışarıdaki ekip üyelerinin durumunu bilmiyordu ancak öncelikli görevi birlik liderini öldürmekti. Naginatası adamın katanası ile çarpışıp çevreye kıvılcımlar saçarken tüm gereksiz düşüncelerden arındırmıştı zihnini. Birlik lideri her ne kadar tecrübe olarak daha üstün olsa da, Haizara'nın gençliğinin karşısında zayıf kalıyordu gücü. Naginatası ile adeta dans eden Haizara, her hareketi ile yaşlı adama bir darbe indirmeyi başarıyordu. Küçük kesikler ile başlayan darbeler, yerini derin kesiklere bırakmıştı. Aldığı zarara dayanamayan adam en son sağ ayağını da kaybetmesi sebebi ile yere düşmüş ve kanlar içinde Haizara'ya bakmaya başlamıştı. "Düğün hakkında neler biliyorsunuz?" diye sormuştu Haizara, adamı vakit kaybetmeden öldürmek istiyordu fakat önce cevap almalıydı. Kanlar içindeki yaşlı adam duyduğu soru karşısında gülmeye başlamıştı. Gücü yetse kahkaha bile atabilirdi fakat sadece gülebiliyordu hissettiği acının yoğunluğu yüzünden. Hiçbir şey söylememişti. Sadece son bir deneme olarak cebinden çıkardığı kunaiyi Haizara'ya fırlatmıştı. Kafasına doğru gelmekte olan kunaiden kolaylıkla kurtulmuştu Haizara. Hafifçe sağa doğru kaymış ve kunainin yanından geçişini izlemişti. Ve o anda kunaiye bağlı olan şeyi görmüştü bir anlığına...
Kunai arkasına bağlı olan parşomen ile havada süzülerek çadırı aydınlatan gaz lambasına isabet etmiş ve lambayla beraber yere düşerek hem çadırı hem de parşomeni yakacak küçük bir alevin oluşmasına sebep olmuştu. Vakit kaybetmemek için naginatasını yaşlı adamın kalbine saplayarak görevini sonlandırmıştı Haizara. Birlik lideri öldürülmüştü. Fakat yaşlı adamın son hamlesinde ne yapmaya çalıştığını hemen anlayamamıştı. Adamın öldüğünden emin olduktan sonra az önce kendisine fırlatılan kunaiyi aramaya başlamıştı. Bulduğunda ise geç kaldığını anlamıştı maalesef. Kunainin arkasına bağlı olan parşomen bir mesajdı ve birlik lideri tarafından yok edilmişti. Alevlerin etkisi ile neredeyse kül olmuş olan parşomenin sadece bir kısmı okunaklı bir şekilde duruyordu...
"Ze........Yer...."
Görevleri beklediklerinden daha başarılı ilerlemişti. Haizara takımından iki kişi hayatını kaybetmiş olsa da, hem birlik liderini hem de kamp alanını yok etmişlerdi. Alevler içinde kalmış çadırların arasından geçip Kage klan merkezine doğru yola koyulduklarında herkesin yüzünde zafer sarhoşluğu vardı. Bir kişi hariç. Parşomende yazan yazıyı anlayamamış Haizara... Düşmanlarının düğünden haberi olduğunu biliyordu artık. Ancak önlem alabilmek için geç kalmış sayılabilirlerdi. Düğünü erteleyemezlerdi. Ellerinden gelen tek çözüm koruma takımını arttırmak olacaktı. Baraen ile mutluluğuna kimse gölge düşüremezdi. O kadını hayatının sonuna kadar mutlu etmek istiyordu.