[Butsuo & Chisa] Totem

[Kotegawa Chisa]

Chisa, Butsuo'nun antrenman dövüşü teklifini kabul edeceğinden emin olduğundan ötürü öğrencileri kadar heyecanlanamamış olsa da suratındaki gülümseme birkaç kat büyümüştü. Açıkçası öğrencilerinden kazanmalarını beklemiyordu zira Butsuo'nun ne kadar yetenekli olduğunu en iyi bilen kişilerden birisiydi fakat sıkı bir dövüş ortaya koyacaklarından da emindi, dolayısıyla genç kızın beklentileri oldukça yüksekti.

Antrenman için Butsuo'nun seçtiği konuma geçtikleri anda Chisa boşta bulduğu bir kayanın üzerine geçerek izlemeye başladı. Herhangi bir şey söylemeye niyeti yoktu fakat çocukların suratlarındaki ciddi ifadeyi gördükten sonra ağzını kapalı tutmayı başaramadı. Suratında kocaman masum bir gülümsemeyle birlikte "Butsuo-san sakın kendini tutma, eti senin kemiği benim derler ya işte ondan!" dedi ve izlemeye başladı. Genç kızın herhangi bir şekilde müdahale etmeye niyeti yoktu, zira Butsuo-san'ın nerede duracağını bildiğinden adı gibi emindi.

[Oita Butsuo]

"Madem öyle... Elinizden geleni ardına koymayın lan sümüklü veletler!" Acaba Chisa'nın bu söylediklerinden sonra stratejimi gözden mi geçirsem? Aslında önce ne yapacaklarını görmek istiyordum ama şu an Kami-sama ne verdiyse dalsam mı diye bir düşünmedim değil... Acaba...

Şimdi ne var ne yok bir gözden geçirelim. Dizilişleri hakkında bir şey konuşmadılar. Önde Rei, arkasında Kazuya ve en arkada Tsugi kalacak şekilde üçgen şeklinde dizildiler. Kompleks bir şey planlamadılarsa hepsi etkili oldukları mesafeye göre dizilmiş olmalılar. Rei'nin pozisyonunda çok kez bulunmuş biri olarak bunu anlayabiliyorum. Kompleks bir şey planlamışlar mıdır? Pek sanmıyorum. Ama Kazuya bir ara Rei'nin kulağına suratındaki boş ifadeyi silecek bir şeyler söylemişti. Artık ne dediyse çocuğa can geldi, fıldır fıldır bakıyor. Rei-kun'u canlandıran şey akıllıca kurulmuş bir tuzak olabilir mi? Hiç konuşmadığı için kestiremiyorum. Ama niyeyse bana böyle şeylere heyecanlanacak biri izlenimini de vermedi.

Kararımı verdim. Bir planları var mı yok mu kendim göreceğim. Eğer formasyonları bir tuzaksa tuzakla başa çıkarım. Değilse de formasyonları bozulunca nasıl dövüşecekleri hakkında antrenman yapmış olurlar. Yeteneklerini sergilemelerini beklemek yerine inisiyatifi alıp göstermelerini sağlayacağım. Olmadı sonrasında tekrar planı gözden geçiririz.

Dövüş başlayınca birkaç adım geri atacağım. Cesaret alıp üstüme koşmaları işime gelir. Geri adım atarken de bacaklarıma çakra aktararak son hız koşmaya hazırlanacağım. Hedefim en arkadaki Tsugi. Kafamdaki şey doğruysa Tsugi uzak mesafede etkili, yakın mesafede zayıf bir kunoichidir. Hızımla üçünü de şaşırtmak ve formasyonlarına zayıf noktadan saldırıp işler planladıkları gitmediği zaman ne yapacaklarını görmek istiyorum. Bunun için de son hızımla Rei-kun'un 2 metre açığından bir yay çizerek Tsugi-chan'a koşacağım. Bunu yapma sebebim Rei-kun'un bir şekilde koşuma engel olma ihtimalini ortadan kaldırmak. Nihai amacım ise Tsugi-chan'ı sol elimle yakasından yakalayıp havaya kaldırmak. Her şey planladığım gibi giderse ben Tsugi-chan'ın yerinde, takıma bakıyor olacağım. Tsugi-chan ise beni görüyor ama takımını göremiyor olacak. Böylece hem koordine olmakta sıkıntı çekecekler hem de takım arkadaşlarını rehin almış olacağım. Hatta istersem takım arkadaşlarını saldırılarına karşı kalkan olarak bile kullanabilirim. Görelim bakalım ne yapıyor sümüklü veletler!

[GM - Naruto]

Butsuo'nun birkaç adım gerilemeye başlaması, adeta bir başlangıç işareti oluyor ve geninler aniden harekete geçiyor. Tsugi ve Kazuya hızla el mühürlerine başlıyorlar. Rei ise gözlerini Butsuo'ya dikip ne yöne doğru harekete geçeceğini izlemek için odaklanıyor. Butsuo, bacaklarına chakra topladığı gibi müthiş bir hızla ileri atılmaya hazırlanırken, Kazuya'nın göğsünü şişiren derin bir nefes aldığını görüyor, Tsugi'nin eli ise havaya kalkıyor. Butsuo, Rei'nin bacaklarına bakmakta olduğunu farkediyor. Yegane derdi yön tayini yapmak olmalı. Butsuo, Rei'nin solundan yay çizmeye hazırlandığı için bacakları hafif sağ yönlü bakmakta. Rei, Butsuo harekete geçmeden yalnızca bir salise önce bunu farkedip sola doğru bir adım almaya hazırlanıyor.

Butsuo, müthiş patlayıcı hızıyla aniden harekete geçip geninler daha ne olup bittiğini anlayamadan Rei'nin hizasında, iki metre solunda bitmiş oluyor. Bakışlarını hafifçe soluna çevirdiğinde ise, Rei'nin hala az önce bulunduğu noktaya bakmakta olduğunu görüyor. Rei, öngörüsel olarak Butsuo'nun ne yapacağını algılayabilmiş olsa bile buna yanıt verebilmek için hem reaksiyon zamanı, hem de fiziksel kapasite olarak çok geride. Butsuo, istemsizce sırıtma hissine karşı koyamayarak Tsugi'yi hedeflemek üzere koşusuna devam ederken, aniden gökyüzünde beliren 5 adet demir kazığı farkediyor. Kazıklardan ikisi müthiş bir hızla Butsuo'nun üzerine doğru fırlarken refleksif olarak koşusuna ara verip kenara doğru sıçrıyor Butsuo. Zarar görmüyor, ancak anlık hızı kesildiği için yeniden harekete geçmeden önceki yarım saniye içerisinde, tüm alan koyu ve ağır bir sisle kaplanıyor. Butsuo bunun bir çeşit teknik olduğunu düşünmekle birlikte, ne olduğuna dair hiç bir fikri yok ve daha kötüsü hiç bir şey göremediğini farkediyor. Ne geninler, ne de az önce gökyüzünde süzülmekte olan kazıklar. Ancak göremiyor olması, hissetmediği anlamına gelmiyor pektabii. Bir anlık duraklaması sebebiyle aniden sisin içinden fırlayan demir kazık göğsüne saplanıyor. Acı içinde bir anlığına nefesi kesiliyor Butsuo'nun. Uzun vadede galip çıkacağına emin olduğu bu dövüşün beklediği kadar kısa sürede bitmeyeceğini o an farkediyor.

[Kotegawa Chisa]

Ginbushi'nin Chisa'nın içerisinde gördüğü ışığı günümüzde dahi anlamlandıramayan insanlar olmasına rağmen Takım Chisa'nın olağanüstü başarısı herkesin çenesini kapalı tutması için yeterli oluyordu. Genç kızın gerek öğrencileriyle olan ilişkisi, gerekse eğitim yöntemleri oldukça eşsizdi. Chisa'ya sorsanız kesinlikle kendisinin hiçbir şey yapmadığını, öğrencilerinin çok yetenekli olduğunu söyleyecektir fakat onların bu kadar gelişmesindeki payı yadsınamaz. Öğrencileriyle olan aşırı derecede yakın ilişkisi bir çoğu tarafından yanlış görülse de aslında bu Chisa'nın onları daha yakından tanımasına, güçlü ve zayıf yönlerini daha doğru tespit etmesine olanak sağlıyor. Bulduğu zayıflıkları genellikle antrenman dövüşleri esnasında onlara bizzat uygulamalı olarak göstererek ve suratlarına karşı sinir bozucu bir şekilde dalga geçerek yapıyor olmasına rağmen bu bile öğrencilerine çok şey katıyor. Elbette öğrencileriyle bu kadar iğrenç bir şekilde dalga geçtiğini görenler bunu garipseyebilir fakat Takım Chisa için bu oldukça normal bir şey, tabii kimi zaman sinirlendikleri de oluyor.

Butsuo sisin arasında kaldığı esnada Chisa oturduğu taşın üzerinde ayağa kalkarak kocaman bir kahkaha attı. Sesi bütün alanda yankılandıktan sonra bu sefer de ağzını açarak konuşmaya başladı. "Her gün bizzat benimle antrenman yapan öğrencilerimi o kadar kolay yenebileceğini düşünme Butsuo-san! Jounin sınavında da bana yenilmiştin zaten, şimdi de öğrencilerime yenileceksin!" Sözlerini bitirdikten sonra da kibirli, zorlama, kendisine hiç yakışmayan bir kahkaha attı. Chisa'nın ses tonundan Butsuo'yu sinirlendirmek için bunu yaptığı net bir şekilde anlaşılabiliyordu, Butsuo'da bunu rahatlıkla anlayabilirdi zira Chisa normalde böyle şeylerle böbürlenen birisi değildi ve attığı kahkaha hiç gerçekçi değildi. Suratındaki sinsi gülümseme işleri biraz daha kızıştırmak istediğinin habercisiydi.

Chisa öğrencilerini sınırlarına kadar zorlamayı severdi, Butsuo'yu biraz sinirlendirerek öğrencilerine daha sert bir şekilde gitmesini sağlamayı hedefliyordu. Takım Chisa'nın her bir üyesi onun niyetinin bu olduğunu net bir şekilde anlayabilirdi.

Öğrencilerini zorlamak istemesinin nedeni onları en kötü duruma karşı olabildiğince hazırlamak istemesiydi. Geçmişte yaşadıkları gibi bir yaralanma hadisesinin bir kez daha yaşanmasını istemiyordu ve bunun için öğrencilerinin olabildiğince güçlenmesi gerektiği düşüncesindeydi.

[Oita Butsuo]

"Hass-di lan ordan! Dizini eline veriyordum da insafa geldim son anda!" Madem istediğin bu Chisa, öyle olsun. Saplanan kazık acıttı ama kanatmadı. Genjutsu olsa gerek. Sis ne ayak pek çözemedim. Sis bombası derdim ama sisin rengi standart sis bombalarından çıkan renk değil. Belki bir teknik olabilir. Hmm...

Vakit kaybetmeden yukarı sıçrayacağım. Maksatım son altı aydır üstünde çalıştığım kabiliyetlerimi sonuna kadar kullanmak ve hızlı bir şekilde olabildiğince yükselmek. Ayaklarım yerden kesildikten sonra da aynı hızla sağ elimi ekipman çantama atıp bir kunai kapacağım. Sonra da aynı hızla o kunaiyi sol pazuma saplayacağım. Kazıkla falan uğraşamam. Madem Butsuo istiyorsunuz, alın size Butsuo!

Sisten kurtulup yükseldiğimde de hızla Tsugi-chan'ın yerini tespit edeceğim. Tek hedefe odaklanacağım, amacım Tsugi-chan'ın dibine inmek. Bunun için Tsugi-chan'ı tespit eder etmez havada akrobasi yeteneklerimi kullanarak inişimi yönlendirecek ve hızlandıracağım. Kollarımı kuvvetlice savurarak oluşturduğum momentumu havada takla atarak devam ettirirsem bu amacıma ulaşabileceğimi düşünüyorum.

Eminim bana belirli tuzaklar hazırlayacaklar. Özellikle yere indiğim anda saldırmak için. Tam da o hazırlık süresini onlara vermemek için vücudumu çakrayla güçlendirmeyi es geçip hızlı hareket edeceğim. Ama ne hazırlarsa hazırlasınlar ben her türlü hedefime odaklıyım. Hasar almaktan çekinmiyorum. Zaten Tsugi-chan'ın yakınına inersem özgürce ellerinde ne varsa üstüme boşaltmalarını bir nebze engellemiş olacağım. Bakalım bu sefer yakasına yapışabilecek miyim Tsugi-chan'ın.

[GM - Naruto]

Butsuo tüm gücünü bacaklarına verip müthiş bir kuvvetle yukarı doğru sıçrıyor. Yerden neredeyse 15 metre kadar yükselirken, yaklaşık 10. metrede tabakasının sınırlarını aşarak temiz havaya kavuşuyor. Aşağı baktığında, kalın sis tabakasının bir sis bombası gibi yapay olmadığını, adeta Yağmur Ülkesi'ni ziyaret ettiğinde karşılaştığı tipte gerçek bir sis dokusu olduğunu farkediyor. Sis tabakası bir yarım küre şeklinde ve alanın tamamını doldurmakta. Çapı yaklaşık 25 metre ve en tepe noktası yerden 12 metre kadar yükselmekte. Hala havadayken, altında kalan sis tabakası içerisinden iki demir kazık daha fırlıyor kendisine doğru, ancak Butsuo daha hızlı. Çoktan ekipman çantasından çıkarmış olduğu kunaiyi sol pazusuna saplıyor ve kazıklar havada buharlaşıp yok oluyorlar. Tahmin ettiği gibi, bu bir genjutsudan fazlası değil.

Ancak Butsuo'nun planı bu noktada sekteye uğruyor, çünkü sis tabakası o kadar yoğun ve kalın ki bırak Tsugi'ye odaklanmayı, çocukların hiçbirinin güncel lokasyonları hakkında fikir sahibi olamıyor. Aklına gelen en makul fikir, Tsugi'nin az önce olduğu pozisyona doğru dalışa geçmek. Analitik yönden pek ileri düzeyde bir shinobi olmadığı için daha farklı bir çıkarım yapamıyor. Bu sebeple vücuduna chakra yüklemeden olabildiğince hızlı bir şekilde az önce Tsugi'nin olduğu konuma doğru dalışa geçiyor. Havada attığı birkaç takla sayesinde hızını arttırarak müthiş bir hızla bir meteor misali az önce Tsugi'nin olduğunu bildiği yere tok bir 'küt!' sesi ile iniş yapıyor. Toprak zemin ayaklarının altında çatlayıp titrerken, görüş açısında Tsugi'nin olmadığını farkediyor. Gelgelelim, farkettiği bir başka şey var. Yer, yapışan ve şurup gibi garip bir sıvıyla kaplı durumda. Hızlı olmak adına vücuduna herhangi bir şekilde chakra yüklememeyi tercih eden Butsuo'nun ise iki ayağı da yaptığı sert iniş sebebiyle tamamen şurubun içine gömülü halde. Fiziksel gücünün bu şurupta hareket etmesini muhtemelen sağlayacağını biliyor Butsuo, ancak kafasındaki kadar rahat hareket edemeyeceği kesin gibi. Tam bu esnada, üç yönden kendisine doğru fırlayan shinobi ekipmanlarını farkediyor. Sislerin arasından gelen ekipmanların silüetlerini seçtiği andan itibaren tepki verebilmek adına yarım saniyesi ya var ya yok; ekipmanları fırlatan kişileri ise yoğun sis sebebiyle seçemiyor.

[Kotegawa Chisa]

Butsuo'dan aldığı yanıt karşısında suratındaki gülümseme daha da büyüyen Chisa kendisini tutamayarak ona yanıt verdi. "Demek şimdiden bahane üretmeye başladın Butsuo-san. Öğrencilerime yenildikten sonra ne diyeceksin peki? İstersen seni de öğrencim olarak alabilirim. Benim gibi harika bir Sensei'den bizzat ders almak kolay değildir ama şimdiden söyleyeyim. Öyle gözükmesem de çok sertimdir." Chisa'nın ses tonundan söylediklerinde ciddi olmadığı net bir şekilde anlaşılabiliyordu. Üç yaşında bir çocuk bile Butsuo'yu sinirlendirmeye çalıştığını anlayabilirdi, tabii Chisa bunun farkında değildi. Ona göre o çok ciddi bir şekilde Butsuo'yla dalga geçiyordu. Dövüş bittikten sonra nasıl özür dileyeceğini düşünmeye başlamıştı bile.

[Oita Butsuo]

Hmm... Gerçek bir sise benziyor, sis bombası değil herhalde. Sütunlar kaybolduğu halde sis hala durduğuna göre genjutsu değil. O zaman herhalde ninjutsu. Jutsuyu yapanı bulup pataklamadan sis ortadan kaybolmayacak demek oluyor bu. Açıkçası bunu nasıl yapacağıma dair bir fikrim yok. Son hızımla tüm alanı koşup birisine rastgelmeye çalışabilirim belki. O konuda da şu yapışkan su bana sıkıntı çıkarabilir. Üstüme gelen shinobi ekipmanlarından yerlerini tespit etmeye çalışabilirim belki. Ama halihazırda tepki verebileceğim süre kısıtlı. Şu an kafamın kaldırabileceğinden fazlasını yapmaya çalışırsam başarısız olabilirim. Ayrıca yapışkan suyun hareketimi zorlaştıracağını tahmin etsem de ne kadar zorlayacağı konusunda bir fikrim yok, işler kafamda kurduğum gibi gitmeyebilir.

Veletler kontrolü ve momentumu ele geçirdiler. Onlar durdurulamayan güç olacaklarsa ben de hareket ettirilemeyen nesne olurum. Üstüme ne yolluyorlarsa bunu kabul edeceğim. Bu yaklaşımın beni pasif bir duruma sokması hoşuma gitmiyor, ama şu an yapmam gereken doğru anı koklamak. Ayrıca gerçekten merak ediyorum, Takım Chisa'nın beni oyun dışı bırakabilecek kadar ateş gücü var mı? Raikage ile olan dövüşümde ne Raikage'yi tek güçlü hamlede yenecek durumda ne de yavaş yavaş yorup uzun savaşı kazanacak durumda değildim. Acaba Butsuo ve Takım Chisa için de benzer bir dinamik geçerli olacak mı?

Hokkeshuu'da sadece gücümü kuvvetim üstünde çalışmadım. Esnekliğimi de yeni seviyelere taşıdım. Bakalım yeteneklerim üstüme gelen shinobi ekipmanlarından kurtulmam için yeterli mi? Ayaklarımı sudan kurtarmaya çalışmak yerine akrobasi yeteneklerimi devreye sokacağım. Gerekirse vücudumu sıradan insanların sokamayacağı pozisyonlara sokacak, dengemi kaybetmeyecek ve üstüme gelen shinobi ekipmanlarından kaçınacağım. Eldeki kısa zaman için zorlu bir görev. Zaten tam da o yüzden diğer her şeyi bırakıp tüm odağımı bu işe vereceğim. Bu dövüş uzun zamandır hasret kaldığım şeyi bana verecek gibi, kendimi test etmek!

Chisa'ya da verecek havalı bir cevap gelmedi aklıma. Zaten elim dövüşle meşgul. Daha sonra havalı bir şey gelirse aklıma söylerim, ehe.

[GM - Naruto]

Butsuo, kendisine fırlatılmış olan shinobi ekipmanlarını farkettiği gibi üstün çevikliği ve akrobasi becerisi sayesinde anında konumlanıyor ve ekipmanları savuşturmaya başlıyor. Tam karşıdan, sol omzu hizasına gelen bir kunaiden üst vücudunu hafifçe sağa kaydırarak kurtulurken sağ eli ve dirseği arasına hedeflenmiş olan bir shurikeni kolunu hafifçe kaldırarak adeta yok sayıyor. Göğsüne doğru gelmekte olan üç shuriken karşısında hızla eğilerek shurikenlerin rüzgarının saçlarını yalamasına izin veriyor ve o esnada sol elinin hemen altından geçmekte olan bir kunaiyi tam hizalayarak yakalayabiliyor. Sol eliyle yakaladığı bu kunaiyi yeniden vücudunu dikleştirirken bu kez sağ kalça hizasına gelen başka bir kunaiyi sektirmek için kullanıyor. Arka arkaya fırlatılan beş shurikeni de üst vücudunu bir akordiyon misali hareket ettirerek savuşturduktan sonra herhangi bir yara almadan saldırıyı atlatmış oluyor. Etrafta pek hareket yok gibi şimdilik.