[Kita Usagi] Shijo'nun Peşinde

[GM - Naruto]

Deponun hanın arka tarafında olduğunu tahmin ediyorsun, bu bağlamda yan bir sokağa dalıyor ve hanın arka tarafına doğru ilerliyorsun. Yan yana iki kişinin yürüyemeyeceği kadar dar sokaktaki yürüyüşün kısa bir süre sonra bitiyor ve hanın arka tarafına varıyorsun.

Arka taraftaki bir başka caddeye açılan ve bir at arabasının anca geçebileceği bir sokak dümdüz gelip hanın arka tarafındaki depoya bağlanıyor. Sağda ve solda ise dar sokaklar düz çizgiler ile Asakura'nın başka kısımlarına akıyor. Deponun çok geniş ve çiftli bir kapısı mevcut. İki kapının toplam genişliği 5-6 metre kadar, yukarıya doğru da bir 3-4 metresi vardır diye düşünüyorsun. Kapılar kapalı. Deponun hemen önünde uzunluğu bir kaç metre olan ufak bir bahçe var. Bu bahçenin içerisinde çeşitli at arabası yedek malzemeleri görüyorsun. At arabasının arkasına takılmaya hazır ancak katlanmış tenteler, tahta tekerlekler ve genişçe metal bir masa dikkatini çeken ilk şey.

Bununla beraber deponun kapısının önünde, iskemlede oturan bir genç eleman seçiyorsun. Daha dikkatli baktığında uyuduğunu fark ediyorsun. Sırtını kapıya vermiş, ellerini önünde birleştirmiş, gözlerini kapamış ve hafif bir horultu eşliğinde kestiriyor. Üstünde köylü kıyafetleri var. Kısa saçlı bir kız.

Deponun ön cephesinde, kapının hemen üstünde bir metreye bir metrelik bir delik görüyorsun. Bu deliğin hemen önünde bir metrelik ince uzun bir metal parçası bulunmakta, bu metal parçasının ucundan da bir makara sarkmakta. Bir ihtimal oradan içeri girebilirsin gibi, ama burada birisinin olması planını tekrar gözden geçirmeni gerektirme ihtimali oluşturduğundan, anlık duraksıyorsun.

Çevrede başka kimse yok. Bu tarafa bakan camların bir çoğundan loş ve turuncu ışıklar gelmekte ama neredeyse bütün perdeler çekik. Yine de çok fazla pencere olduğundan her yeri her an gözlem altında tutman çok mümkün değil.

[Kita Usagi]

Deponun yerini ufak bir araştırma ile bulmuştu. Az çok tahmin ettiği için de çok fazla zorlanmamıştı depoyu bulmakta. Ne var ki, deponun önüne doğru yaklaştığında zorlanacağı kısmı da görmeye başlamıştı yavaşça.

Deponun önüne geldiğinde kapının önünde uyuklamakta olan kısa saçlı bir kız görmüştü. Üzerinde köylü kıyafetleri vardı kızın lakin bir köylü mü, yoksa köylü gibi giyinmiş bir shinobi mi olduğunu bu uzaklıktan çok kestiremiyordu. Fazla ses çıkartmadan, gizlilikle halletmek istemişti bu işi lakin önündeki seçenekler bu isteğinin önüne ket vurmaya devam ediyordu. İlk bir kaç konuşması hariç, Asakura'da ki bütün girişimleri sonuçsuz kalmıştı. Bunun da sonuçsuz kalmasına izin vermek istemiyordu.

Öncelikle bir müddet bekleyerek etrafı gözetlemeye karar verdi. Gözetleme sırasında da bildiklerini gözden geçirmeye başlamıştı. Bildiği kadarıyla Shijo ve Ringo, bir kaç gün önce Asakura'dan ayrılmışlardı. Sınırdan dışarıya çıkmadıklarını bildiği için gidebilecekleri yer sayısını kısıtlı görüyordu. Tabi, bir yerleşkeye gitmeye çalışıyorlarsa. Eğer ki yerleşke dışında bir yere gidiceklerse onları bilgi olmadan bulması imkansız olurdu. Ne var ki eğer bir yerleşkeye gitmeye çalışıyorlarsa önündeki seçenekler azalıyordu. İlk seçeneği buraya en yakın yerleşke olan Chibu kasabasıydı. Chibu kasabasına gitmiş olmaları en olası senaryo gibi duruyordu şu an. Shijo, Ringo'yu da yanına aldığına göre bir şeylerin peşinde olmalıydı. Bu da onların bir süre bilgi kovalayacağı anlamına geliyordu. Chibu kasabasındaki olaydan ötürü oraya gitmiş olma ihtimalleri yüksekti.

Önündeki ikinci seçenek ise Minami şehriydi. Kaya ülkesinin başkenti de bilgi aramak için biçilmiş kaftan olan bir şehirdi. Ishigakure'ye dönmüş olacaklarını düşünmüyordu. Zira öyle bir durumda işlerin bu kadar karmaşık bir hal alacağını düşünmüyordu. Bu sebeple önünde iki seçenek bırakmıştı. Chibu kasabası ve Minami şehri. Seçeneklerini ikiye düşürdükten sonra etrafı gözetlemeyi de bırakmıştı. Buradan bir şey çıkmaması durumunda direkt olarak Chibu kasabasına yönelecekti. Daha fazla vakit kaybetmek istemiyordu.

Burada başarısız olması durumundaki planına karar verdikten sonra, buradaki planını işleve koymaya başlamıştı. Öncelikle izlenmediğinden emin olacaktı. Sonrasında bir bunshin oluşturarak köşede bir yerde, kızın görebileceği bir konuma yerleştirecekti. Sonrasında Henge no Jutsu kullanarak Tadakoro'ya dönüşecekti. Bu kısma kadar sıkıntısız ilerleyebilirse eğer kıza söyleyeceklerini kafasında canlandırmıştı. Kıza iyice yaklaşık dürterek uyandırtıktan sonra kısık sesle söze girecekti. "Hey, beni iyi dinle, köşede Kita Usagi adında bir Jounin duruyor." Sözlerini bitirirken kafasıyla bunshinin yerini gösterecekti. "Sakamoto'dan aldığım eşyaları istediğini, karşılığını vereceğini söyledi. Anlarsın ya." Sözlerini yüzüne sinsi bir gülümseme ve göz kırpma ekleyerek bitirecekti. Biraz önce Tadakoro'nun yaptığı gibi yaparak. "O kutuyu getir de işime bakayım ben de hadi. Sonrasında burada uyuklamaya devam edebilirsin. Bu kızın hatrına bu seferlik görmezden geleceğim."

[GM - Naruto]

Karanlıklar arasında görülmeyeceğinden emin olduğun bir nokta buluyor ve tekniğini aktif ediyorsun. Senden bir tane daha beliriyor yanında ve boş gözlerle seni izlemeye başlıyor. Ardından Tadakoro'ya dönüşmek için Henge tekniğini uyguluyorsun. Zehir zemberek bir zihnin olmasa da Tadakoro'yu muhtemelen bir kaç sefer görmüş birisini kandırabilecek kalibrede bir Henge yapabilecek kadar yeterli bir hafızan bulunmakta. O bağlamda, Henge'nin işe yarayacağını düşünerek harekete geçiyorsun.

Bunshin kafanda düşündüğün köşeye doğru yürümeye başlıyor. Sen ise kıza gidip onu dürtükleyerek uyandırıyorsun. Kız birden uyanıyor ve "Ğha? Ne? Kim?" diyerek etrafına bakınıyor. Ağzından akan salyayı silip kahverengi gözlerini ovuşturuyor ve sana bakıyor. "Tadakoro-...san?" diyor gözlerini kısıp. Hala biraz uykulu. "Haaa... anladım. Bir dakika bekleyin. Şu kırmızı çizgili kutuydu değil mi. Bir saniye..." diyor ve ayağı kalkıp deponun içerisine giriyor. Esniyor bu esnada. Ses tonu beklediğinden daha sert ve kalın. Hiç efemine bir kız değil.

Kabaca bir kaç dakika geçiyor. Bu esnada tedirginlik seviyen çok yükseliyor. İstemsizce bunshinine bakıyorsun. Boş gözlerle burayı izlemekte ellerini önüde kavuşturmuş bir şekilde. Tekrar önüne dönüp beklemeye devam ediyorsun.

Bir dakika daha geçiyor ve kız tekrar esneyerek içerden kucağında bir kutu ile çıkıyor. Kutu tahtadan yapılma ve bir kenarında kırmızı bir çizgi var yukarıdan aşağı doğru. Eski bir içki kutusu olduğunu anlayabiliyorsun; muhtemelen 24 adet ufak sake şişesi mevcuttu içinde, Tadakoro içerisine çeşitli şeyler doldurmadan önce. Kutu kapalı gözüküyor.

Sana uzatıyor kutuyu. "Kusura bakmayın Tadakoro-san... Ufak kardeşim hasta. Geçen gece hiç uyumadım, onunla ilgilendim. Sabah da hamallık yaparken epey yordular. Hiç dinlenme fırsatım olmadı." diyor. Suratında bitkin ve bıkkın bir ifade var. Biraz kendine gelmiş gibi ama tekrar o koltuğa oturursa uyuyacak, belli.