[Kita Usagi] Shijo'nun Peşinde

[GM - Naruto]

Ishigakure'yi terk edip kabaca akşam vakitleri Asakura geçidine varıyorsun.

Asakura geçidi Asakura köyü ve geçidin kendisinden oluşuyor. İki tepe arasına kurulu olan bu geçitten kabaca 15 dakika yürüme mesafesinde, bayırın ortasında Asakura kasabası bulunmakta. Geçitten gelip Kaya Ülkesi'nin iç kesimlerine ilerleyen ana yol bu kasabayı ortadan ikiye bölüyor. Kasabanın etrafında neredeyse hiç tarım alanı yok, Rüzgâr Ülkesi sınırında bulunması sebebiyle çorak bir iklime sahip bir yöre.

Asakura'nın ana yolu ne kadar cıvıl cıvıl ve herşeyin bulunabilineceği bir yer olsa da ara sokakları nispeten sakin ve sıradan. Akşam vakti olduğu için ise ekstra bir durgunluk mevcut. Bir çok kervansaray bu saatlerde biraz daha hareketli olsa da dükkanlar yavaş yavaş kapanma noktasında.

Asakura'nın içerisinde ufak bir izakayada oturmaktasın. Sıcak bir şeyler tüketiyorsun. İçerisi sakin. Yemeğin birazdan bitmek üzere. Kasabada bir adet shinobi yerleşkesi olduğunu biliyorsun. Sürekli bir devriye durumu olduğundan 7/24 açık olmalı ve birilerini bulabileceğinden eminsin. Onun dışında shinobilerin olduğu bir başka yer de geçit, ancak geçidin yakın zamanda sabah tekrar açılmak üzere kapatılacağını biliyorsun.

---

Off Topic

Konudaki Oyuncular: Kita Usagi
Pasiflik Süresi: -

[Kita Usagi]

Yol boyunca aklından bir sürü şey geçmişti Usagi'nin. Shijo'yu bulunca nasıl yaklaşması gerektiği ile ilgili. Yardım teklif edebilirdi. Sohei'nin buna karşı çıkmış olması ise bu yardım etme teklifini biraz daha cazip kılıyordu Usagi için. Ne de olsa bir istihbaratçı olarak, Shijo gibi bir jouninin nasıl bir durumda kalıp da direkt olarak Kageyasu-sama'dan gelen bir görevi yarıda bırakıp buraya geldiğini öğrenmesi gerekiyordu. En azından Usagi'nin düşüncesi bu yöndeydi.

Asakura geçidini uzaktan görmeye başladığında güneş batmış, ışıkları geçidi turuncuya boyamıştı. O an acele etmesi durumunda geçit kapanmadan yetişebileceğinin farkındaydı lakin bir yandan da dinlenmek istiyordu. Yorucu bir yolculuk geçirmişti. Bu yüzden ilk iş olarak akşam yemeği yemenin mantıklı olacağına karar vermişti. Sınır kapısı olsa da sakin bir yerdi. Bu yüzden pek bir acelesi var sayılmazdı.

Asakura'nın içerisindeki bir izakayada yemeğini yerken etrafını da gözetliyordu bir yandan. Sakin bir yer seçmişti bilerek, düşüncelerini toparlamaya ihtiyacı vardı. Yol boyunca düşündüğü şeyleri bir sonuca bağlamalıydı. Shijo'nun amacını öğrenmeden, ona yardım teklifi yapıp yapmayacağına karar veremeyeceğini anlamıştı. Aklına bir iki sebep geliyordu lakin bu sebeplerin her birisi bir diğerinden saçmaydı. Tabi, Shijo'ya yardım teklifi etmemesi durumunda onu nasıl geri götürebileceğini de bilmiyordu. Gücünün buna yetip yetmeyeceği konusunda şüpheleri vardı. Ishigakure'nin en güçlü shinobilerinden birisiydi sonuçta. Usagi de güçlüydü lakin Shijo'ya güç yetirebilecek bir seviyede olduğunu düşünmüyordu. Belki uzaktan takip edebilirdi. Ama sonuçta görevi o da değildi. Gerçi yardım teklif etmemesi de söylenmişti lakin Usagi bu emire uyup uymama konusunda hala şüpheliydi. Her durumda birilerinden yardım alması gerektiğine karar verdi. Asakura geçidinde de yardım isteyebileceği bir kişiyi tanıyordu.

Önüne bundan bir kaç ay önce düşen bir bilgi vardı. Jounin sınavındaki takım arkadaşı Asakura geçidine atanmıştı. Nedenini tam olarak bilemiyordu lakin şaşırmıştı öğrendiğinde. Akademide eğitimler verirken birden Asakura geçidine atanmış olması ilgincine gitmişti Usagi'nin. Bu ani görev değişikliğini o zamanlarda sormak istemişti lakin fırsatını bulamamıştı. Eski dostunu ziyaret etmesinin vakti gelmişti.

Geçit karakolunun kapanmasının yakın olduğunu biliyordu. Yine de aramaya başlamadan önce Ringo'ya en azından bir selam vermeyi borç bilmişti. Sonuçta uzun zamandır Ringo ile haberleşememişlerdi. Sınavdan döndükten sonra bir süre görüşmüş olsalar da sonrasında araları bıçak kesmiş gibi açılmıştı. Bunun sorumlusu bir yandan da kendisiydi. İstihbarat birimine girdikten sonra yoğunluktan başını kaşıyacak vakti bile olmamıştı.

Yemeğinden son lokmasını da alıp ayaklandı. İlk uğrayacağı yer geçit karakoluydu. Kapanmadan yetişmesi durumunda Ringo'yu orada bulabileceğini umuyordu. Bir süre Ringo ile dertleşip, arayı kapattıktan sonra aldığı görevden bahsetmeyi düşünüyordu. Shijo'nun oraya uğrayıp uğramadığını öğrenebilirdi. Belki Ringo'dan kendisi ile gelip yardım etmesini de isteyebilirdi. Tabi, öncesinde geçit kapanmadan gidip Ringo'yu bulması gerekliydi.

[GM - Naruto]

Geçidin mesai saatlerinin sonuna doğru olsa da hızlı hareket edersen yetişebileceğini biliyorsun. O yüzden, direkt oraya hareket ediyorsun.

15 dakikalık yürüyüş mesafesini ellerini arkaya bırakarak bir shinobi koşusu gerçekleştirerek kabaca bir kaç dakikada arşınlıyorsun. Geçitten çıkış yapan son bir at arabası seçiyorsun. Güneşin batmaya başlamasıyla azalan ışık seviyesini geçidin etrafında yakılmış olan meşaleler yükseltiyor.

Geçitte çalışan bir kaç shinobiyi seçiyorsun. Etrafa emirler veren ve az çok yetkili olduğu bariz olan, genç, kısa siyah saçlı ve standart shinobi giyimli bir eleman mevcut. Ringo'yu ise seçemiyorsun.

Geçit boydan boya 10 metreyi aşıyor olabilir. Ortadan açılan devasa bir kapı aslında. Sol tarafında, tepeye sırtını vermiş bir kulübe dikkatini çekiyor ancak içi boş. Ortamda bir kaç çalı dışında herhangi bir bitki örtüyüsü yok, ağaç dahil olmak üzere.

Off Topic

Karakter görünümünüzü kaydettirmeyi unutmayınız.

[Kita Usagi]

Geçide yaklaşırken Ringo'dan özür dileyip dilememesi gerektiğini düşündü. Sonuçta uzun zamandır halini hatrını sormuyordu. Tabi bir yandan Ringo'dan da haber alamamıştı lakin aralarındaki durum biraz daha farklıydı. Ringo'nun bu geçide bir nevi "sürülmüş" olduğunu tahmin ediyordu. Nedenini tam olarak kavrayamasa da akademide eğitim veren bir shinobiyken birden bir geçitte görevlendirilmek pek hayra alamet değildi. Az çok bunu kavrayabilmişti. Ne var ki gerçek böyle olmayabilirdi. Yine de bu durumda Usagi'nin Ringo'ya uılaşıp halini hatrını sorması daha beklendik olan durumdu. Usagi ise bunu yapmadığı için içten içe pişmanlık duyuyordu.

Göz ucuyla geçitteki meşaleleri seçmeye başlamıştı. Bir yandan da geçitte çalışan shinobilere kaymıştı gözü. İlk aradığı kişi ise Ringo olmuştu. Bir jounin olarak geçidin yönetiminin onda olması gerektiğini düşünüyordu. Gözleriyle shinobileri tararken etrafa emirler veren siyah saçlı, biraz gençten bir shinobiye ilişti bakışları. "Ringo'nun astı olmalı. Peki Ringo-kun nerede."

Çok fazla beklemeden geçide ilerlemeye başlamıştı. Yönünü kulübeye çevirmişti zira Ringo eğer buradaysa o kulübenin içinde kahvesini yudumluyor olmalıydı. Bir yandan kahvesini yudumlarken bir yandan da içinde bulunduğu durum yüzünden depresyona girip girip çıkıyordu muhtemelen. Yüzünü hafif bir gülümseme kaplamıştı Usagi'nin. Jounin sınavından beri görmediği eski dostunu görecek olmanın mutluluğu vardı içinde.

Adımlarını biraz daha hızlandırarak kulübeye doğru yöneldi. Herhangi bir kişi tarafından durdurulması durumunda kendisini tanıtacak, lakin bir görev için burada olduğunu söylemeyecekti. İzne çıktığını ve eski dostları ile hasret gidermek için ülke içerisinde gezindiğini söyleyecekti. En azından bu görev için kilit konumda olmayan kişilere karşı.

[GM - Naruto]

Kulübeye doğru ilerliyorsun ve cam vezneden içeri bakıyorsun. İçeride bir gaz lambası yanıyor. Tahta kabin ofis eşyaları ve bir çay/kahve köşesi barındırıyor. Onun dışında da bir adet masa ve üç beş kadar da sandalye var. Kimse yok. Veznenin önünde, iç tarafta kalan masaların üzerinde bazı formlar ve parşömenler mevcut.

Sen içeriyi gözlerken yanına o gördüğün shinobi yaklaşıyor. Olabildiğince masumane ancak anksiyetik bir ifade ile derin bir nefes alıyor ve "Selam." diyor. Bir elini kaldırıp seni selamlıyor. "Tatsu Mikoto. Sınır görevlisi." deyip kendini tanıtıyor. "Siz kimdiniz?"

Chuunin olabildiğince standart giyimli, devriyede görsen suratını tanımayacağın bir çehreye sahip birisi. Üniforması eksiksiz tam set. Alın bandı, haliyle, alnında. Arkaplanda başkaları ile karışacak cinsten. Suratındaki anksiyete ifadesi saniye saniye artıyor ve bir noktada sabit kalmaya başlıyor.

[Kita Usagi]

Kulübeye yaklaşırken aklından Rİngo'ya söyleyeceği bir çok şey geçirdi. Nasıl özür dileyebileceğini düşündü. Bir yandan başından geçenleri anlatabilirdi. Bir yandan da bunun bir bahane olmadığını düşünüyordu. Ringo bunu bahane olarak kabul eder miydi bilemiyordu. Belki aynı zamanda Ringo'nun başından geçenleri de onun ağzından dinleyebilirdi. Sonuçta iki yılda çok şey yaşamış olmalıydı. Ringo'nun da başını kaşıyacak vakti olmamış olabilirdi. Bu durumda belki de Usagi'nin arayıp sormamasını sıkıntı etmezdi. Bunları düşünürken, kulübenin önüne geldiğini fark etti.

Kulübenin camından içeriye baktığında ufak bir nöbetçi kulübesinden hallice bir yer olduğunu fark etti. Bir gaz lambası, ofis eşyalarının bulunduğu bir kısım ve neredeyse çay/kahve yapmaya yetecek bir mutfak köşesi görmüştü. İçeride birisinin gündelik yaşamı için minimal gereksinimleri karşılayacak kadar malzeme vardı. "Ringo böyle bir yerde mi yaşıyor?"

Tam o anda yanına gelen shinobiyi fark etti. Biraz önce gördüğü, etrafa emirler yağdıran, buranın yetkilisi olduğunu düşündüğü kişi. Kendisini Tatsu Mikoto olarak tanıtmıştı shinobi. Tam teşekküllü giyinmiş bir chuunindi. Çok karakteristik bir suratı yoktu shinobinin. Bu yüzden daha önce görmüş olsa bile hatırlamayacağının bilinciydeydi. Lakin aklına takılan başka bir soru vardı. Eğer buradaki yetkili bu shinobiyse, Ringo neredeydi?

"Ah, merhaba Mikoto-san" demişti arkadaş canlısı bir ses tonuyla. "Ben Kita Usagi. Okawa Ringo'ya bakmıştım ben ama. Eski bir arkadaşıyım ben. Kendisi burada değil şu an anladığım kadarıyla." diyerek sözlerini sonlandırmıştı. Soru sormamış olsa da, söylediği son sözü soru maiyetinde söylemişti. Mikoto'nun burada söze girip Ringo'yu nerede bulacağını söyleyeceğini umuyordu.

[GM - Naruto]

Mikoto sana bakarken anksiyete seviyesi az daha yükseliyor. Özellikle Ringo'yu sorduğunda anlık nefes veriyor kendini toparlamak için. Bu esnada diğer shinobilerin geçidi, kapının arkasındaki zincirleri çekerek fiziksel olarak kapatmaya başladığını görüyorsun.

Mikoto lafa giriyor kısa bir süre sonra. "Ringo-san buralarda değil. Bir kaç gün önce izine çıktı. Amemori Shijo ile beraber gitti." diyor. "Başı dertte değil, değil mi?" Son laflarını cidden suratındaki gerginliği saklayamadan iletiyor sana.

Etrafa bakıyorsun diğer shinobiler aralarında son bir kontrol yapıyorlar. Geçidin kapandığından emin olmak için çevreyi ve mekanizmaları inceliyorlar. Bu tarafa gelmek için daha yeltenen yok gibi ancak mesaiyi bırakmadan önce mutlaka bir kaç form dolduracaklarını tahmin ediyorsun. Güneş ışıkları hâlâ mevcut, fakat git gide ortam kararmaya başlıyor.

[Kita Usagi]

Karşısındaki shinobinin birazdan düşüp bayılacakmış gibi halleri arasında nefesini toparlayıp cevap vermiş olmasını biraz hayret, biraz da gülünç bir şekilde karşıladı. Hal ve hareketlerinden biraz panik birisi olduğu çıkarımında bulunmuştu Usagi. Bazı durumlarda zor koşullara soksa da, bazı durumlarda da işe yarayabilecek bir özellik olduğunu düşündü. "Saf bi çocuk."

Mikoto'nun lafa girip Ringo hakkında konuşması bittiğinde içinde tarifsiz bir his oluştu. "Shijo ile Ringo mu? İkisi arasında nasıl bir bağ var ki?" diye düşünmeden edemedi. Yine de yüzündeki şüpheci bakışları Mikoto'ya yansıtmamak için elinden geleni yapmıştı. Zira karşısındaki shinobi zaten gergindi. Usagi'nin de şüphesini açık etmesi, gerginliği gereksiz arttıracaktı. Yine de Shijo ile Ringo'nun ne gibi bir iş birliği olduğunu anlayamamıştı. Tabi, sadece muhabbet etmek ve biraz vakit öldürmek için geldiği yerde, hiç ummadığı bir şekilde Shijo'nun izini bulmuş olması da ayrı bir tesadüftü. Daha fazla bilgi alması gerekiyordu bu konuyla alakalı. Lakin bu bilgiyi Mikoto'ya çaktırmadan almalıydı. Zira önemli bir mesele olduğu burada duyulursa, buradan geçen bir at arabasıyla bütün ülke duyabilirdi. Ve şu an Mikoto'nun üzerindeki gerginlikle bunu yapmasının biraz zor olduğuna kanaat getirdi.

Ortamı da biraz yumuşatmak adına bir şeyler yapabilirdi. Hem sonrasında belki daha fazla bilgiyi de şüphe çekmeden alabilirdi."Yok, Ringo'nun başı dertte değil ama buradaki başka birisinin başı dertte." Gözlerini hafifçe kısarak kapıya doğru bir bakış atmıştı. Bakışlarını kapıdan çekmeden sözlerine devam etti. "Buranın yetkilisi hakkında elimize bir rapor ulaştı. Bir kaç gün önce yaşanan bir olayla ilgili. Bu olayı bildiğini tahmin ediyorum Mikoto-san." Son cümlesini söylerken bakışlarını Mikoto'ya çevirmişti. Ardından Mikoto'ya bir adım atıp biraz sesini kısmıştı. Ortama gergin bir hava vermek istemişti. "İçeri giren bir at arabasında yüklü miktarda silah bulundu. Yağmur ülkesine götürüldüklerini öğrendik. İmzalanan geçiş belgesinde senin ismin vardı." Son sözlerini de söyledikten sonra bir adım geri atıp bakışlarını Mikoto'nun gözlerine kilitleyecekti. İçindeki muazzam gülme isteğini ne kadar tutabilirdi bilemiyordu.

Yine de, Mikoto ile uğraşarak ortamın gerginliğini biraz alabileceğini ummuştu. Ya da panik atak geçirip bayılmasını sağlayacaktı. İki türlü de, güzelce eğlenmiş olacaktı.

[GM - Naruto]

Laflarını dinleyen Mikoto'nun suratında önce bir anksiyete patlaması yaşanıyor, fakat bu çok seri bir şekilde kendini sinire bırakıyor. Kaşlarını çatıyor ve biraz sertleşiyor. "Bunlar çok büyük ithamlar Usagi-san! Belgeyi görebilir miyim yanınızdaysa? Normalde geçiş belgesi imzalamayız özel durumlar haricinde. Kesin hatırlarım bu durumu." dedikten sonra ellerini beline koyuyor ve beklemeye başlıyor.

Mikoto laflarını ettikten sonra geçidi kapatmayı bitiren shinobilerin Asakura kasabasına doğru hareketlendiğini görüyorsun. Mikoto'ya sesleniyor biri. "Mikoto-kun, biz paydos!" Mikoto ise basitçe ona elini sallıyor ve gözlerinin içine bakmaya devam ediyor. Mikoto'ya seslenen eleman durumu biraz garipsemişçesine, arkadaşlarına dönüp bir şeyler diyor. Grup ancak hareketini değiştirmiyor ve Asakura'ya doğru ilerlemeyi sürdürüyor.

Mikoto'nun surat ifadesi yarı sinir yarı anksiyete şeklinde. Sosyal anlamda herhangi bir becerin olmadığından tam olarak ne düşündüğünü veya bu surat ifadesinin ne anlama geldiği konusunda bir fikir yürütemiyorsun.

[Kita Usagi]

Mikoto'dan istediği tepkiyi alamamış olmasının getirdiği hüzün ile yüzü düşmüştü Usagi'nin. Bu kadar panik bir kişiden daha farklı bir tepki beklemişti. Eh, shinobi olmasının getirdiği yetenek olmalıydı bu durum. Zaten gergin olan ortamı ise iyice germişti istemeden de olsa. Bu sebeple çok fazla beklemeden özür dileyerek toparlamaya çalışacaktı durumu. Konuşmaya başlamadan önce ise Gemmei-dou yeteneğini aktif ederek Mikoto'ya odaklanacaktı. Hem konuşma sırasındaki duygularını, hem de kabaca yeteneğini merak etmişti. "Espri yaptım Mikoto-san. Öyle bir şey yok tabiki." Dedikten sonra gülümseyerek bekleyecekti birkaç saniye. Mikoto'ya konuşması için zaman tanıyacaktı. Sonrasında tekrar söze girecekti. "Ringo'nun yakın bir dostuyum dediğim gibi, bu tarafa yolum düşmüştü, bir selam vereyim dedim lakin burada değilmiş." Sözlerini bitirdikten sonra karşısındaki shinobinin bir özrü de hakettiğini düşünmüştü. "Kusura bakma, ortamı yumuşatmak için espri yapayım dedim ama suratımda patladı." Mahçup bir şekilde gülümseyecekti bu sözlerini sarf ettiği sırada.

Mikoto'nun konuşmasından anladığı kadarıyla Shijo ve Ringo'nun birlikte ayrıldıklarından başka bir bildiği olmadığı çıkarımında bulunmuştu. O yüzden burada daha fazla vakit kaybetmek istemiyordu. Shijo'yu devriyeler görmüştü. Bu sebeple buradan ziyade Asakura'da ki shinobi yerleşkesinde de bir soruşturma yapmanın mantıklı olacağına karar verdi. Mikoto'nun söyleyecek bir sözü olup olmadığını bekleyecekti. Eğer herhangi bir şekilde Usagi'yi engelleme girişiminde bulunmazsa gülümseyerek son sözlerini sarf edip shinobi yerleşkesine doğru yola çıkacaktı. "Tekrardan kusura bakma Mikoto-san."