[Ryoken & Kagi] Gözyaşı

Ülkenin turist aktivitesinin ve ticaretin merkezi.
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts: 2903
Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Ryoken & Kagi] Gözyaşı

Post by GM - Naruto » August 18th, 2025, 3:38 pm

Ryoken: Kolunu yavaş yavaş sıyırıyorsun ama komple kolluğu çıkartmadan pek ilerlemeye kaydetmeyecek gibisin. Anlık gelen bir titreme ile de tedirgin olup direkt kolluğu kapatıyorsun. Etraftaki chakra kalıntısının kolunla bir etkileşime girdiği bariz belli ama.

Bu arada, şöyle kabaca saati tayin ediyorsun. Muhtemelen bir saate kadar Naru mekanda olacak gibi. Ulak da gelmiş olacaktır diye tahmin ediyorsun onunla beraber.

Kagi: Delik, bir insanın geçmesine izin verecek kadar geniş. Duvarda sakince yürüyerek tavana ulaşıyorsun. Ters durup, deliği inceliyorsun. Dışarı doğru, yüksek bir kuvvet ile çarpan bir şey tarafından açıldığı bariz belli. Sakince çatıya çıkıyorsun delikten geçerek.

Çatıda gördüğün kırık tahta parçaları bu tezini doğruluyor. Bu noktada çatıya da bir göz gezdiriyorsun. Üçgen çatı üzerinde koyu lacivert kawara tuğlaları dizili, civardaki diğer evler gibi. Çatının içerden dışarı doğru delinmesinin ardından etrafa dağılan diğer kawaralar rastgele etrafta durmakta.

Kagi, çatıda olduğu için Ryoken'in kolunu sıyırmasını görmüyor.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Chouwano Kagi
Kaçak
Kaçak
Posts: 287
Joined: June 4th, 2020, 6:05 pm
Künye:

Re: [Ryoken & Kagi] Gözyaşı

Post by Chouwano Kagi » August 18th, 2025, 10:57 pm

Genç kız deliğe doğru çıkarken de çıktıktan sonra da anormal bir durum görmemişti. Çakra taşı denen şey muhtemelen bir tahta kutunun içindeydi ve patlamanın etkisiyle -tahminen- üst kapağı yukarıya doğru muazzam bir kuvvette ilerlemiş ve çatıyı delmişti. Kagi, eğer deliğin üstünde bir çakra kirliliği yoksa aynı delikten içeri girecek ve vücudundan üreterek ayıracağı kağıtlar ile bu çatıyı örecekti. Ardından da merkez noktaya Sohei'nin verdiği mührü yerleştirecekti. Zemine indikten sonra Ryoken'e "Son bir fikrin var mı Ryoken-san, yoksa kendi teorimi deneyeceğim." diyecekti. Eğer bir şey dediği yoksa ve aksi bir durum gerçekleşmezse Fuinnjutsu işlemine hazırlanacaktı.

Sohei'nin mührünü merkez alacak ve mührün üstündeki dört ley hattı çizgisini devam ettiren kağıtlar üretmeye başlayacaktı. Bu kağıtlar ark yapısı şeklinde olacak ve bu kağıttan sütunların hedefi genel olarak "soluklaşma" fenomeninin bittiği yerler olacaktı. Bu noktalara yaklaştığında Ryoken'e seslenecek ve "Bilgine ve hislerine dayanarak ortamdaki çakra kirliliğinin bittiği noktaları tespit edebilir misin?" diye soracaktı. Kabul etmesi durumunda arkları onun belirlediği hizaya kadar genişletecek, kabul etmez veya edemezse de göz kararı olarak kendi belirleyerek işlemin -kendince- ilk fazını bitirecekti.
Image
► Show Spoiler
User avatar
Jin Ryoken
Ishigakure
Ishigakure
Posts: 442
Joined: August 31st, 2018, 5:11 am
Künye:

Re: [Ryoken & Kagi] Gözyaşı

Post by Jin Ryoken » August 21st, 2025, 2:18 pm

Kolumu yavaş yavaş sıyırsam da, bu kolluk tamamen çıkmadan tam olarak ne olduğunu göremeyeceğimi anlamıştım. Ne bir etki, ne bir sonuca yakın durumla karşılaşmıştım, anlık gelen bir titreme ile kolluğu kapatmıştım bir an önce. Kafamı çok kurcalıyordu, kolumun neden çakra kalıntısı ile etkileşime girdiğini anlamakta zorlanıyordum. Bir risk almalı mıydım, onu düşünmeye çalışıyordum. Tam olarak ne gibi sonuçlar doğururdu, kolun kendi kendine sürekli o çürük sıvıdan akıtmasına sebebiyet verir miydi, ya da daha kötü bir senaryoya eşlik eder miydi, bilemiyordum. Naru ve ulak, bir saat kadar buraya gelecek olmalıydılar, onlar gelmeden mi kolluğu sıyırmalıydım, yoksa onlar gelince mi bu riski almalıydım, bir sürü soru işareti kafamda geziniyordu. Tüm bu düşüncelerden beni arındıran, Kagi'nin aşağıya gelip fikrimin olup olmadığını sorması oluyordu. Çakra Taşı konusunda pek bir fikrim yoktu, onun dediği gibi Çakra Taşı toz denebilecek kadar küçük parçalara ayrılmış olabilirdi.

"Teorin doğru olabilir, sanırım bu Çakra Taşını tek parça veya üç beş parça halinde bulmak mümkün olmayacak." Dedikten sonra, elim yine kolluğuma doğru gitti. Bunu çıkarmak istiyordum, ne ile karşılaşacağımı gerçekten merak ediyordum. Kısa bir düşüncenin ardından, riski almaya karar vermişken, Kagi tekrardan söze girerek çakra kirliliğinin bittiği noktaları tespit etmemi istemişti. Mühürleme işlemlerine başlayacaktı. "Tamam." diyerek onayladıktan sonra, kolluğumu çıkarmaya karar verdim. Bunu en iyi bu şekilde başarabilirdim, kolumun nerelerde daha fazla etkileşime gireceğini, nerelerde girmeyeceğini tespit etmem gerekiyordu. Umarım, kolum bir anda kendi kendine sıvı akıtmaya başlamazdı, o zaman kolumu hızlıca geri kapatmam gerekecekti. Şimdilik, kolum büyük bir tepki vermezse, etkileşime geçtiği ve etkileşimin azaldığı alanların hepsini tespit etmem gerekiyordu, azalan yerleri de Kagi'ye bildirmeliydim.
Image
► Show Spoiler
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts: 2903
Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Ryoken & Kagi] Gözyaşı

Post by GM - Naruto » August 25th, 2025, 10:15 pm

Kagi: Kutu teorin, çatıdaki kısa bir gözlemin ardından doğrulanıyor. Bir adet kapak buluyorsun çatıdaki kırık tahtaların arasında.

Bu kapak tahtadan ancak çerçevesi metal. Dışarı doğru epey bombelenmiş, resmen bir tabak misali bükülmüş. Bir kenarı yirmi santim falan olsa gerek. Bombenin iç tarafı bembeyaz, dış tarafı ise normal. Başka bir detay yok. Kapağı elinde tutarken, işlerine devam ediyorsun.

Chakra "kirliliği" ortamın geneline yayıldığı için haliyle çatıda da var, deponun çevresinde de. O bağlamda çatıyı örmüyorsun aşağı indikten sonra.

Daha sonra planını gerçekleştirmeden önce düşünüyorsun. Öncelikle mührü harcarsan yenisini üretemeyeceğinin farkındasın, zira orijinali üzerine çalışman gerekli çözebilmek için. Yanına aldığın görsel kopyalar üzerinden bir analiz yapamayacağını biliyorsun.

İkinci olarak mührü yere koyup planladığın gibi 4 yöne dağılan sembolleri uzatma konusunda fikirsiz kalıyorsun zira mührün orijinalinin nasıl çalıştığını bilmediğinden mütevellit, uzatmaları nasıl onunla birleştireceğine bir çıkar yol üretemiyorsun. Orijinal mührü yapmayı bilebilsen, onu mühürleme bilgi seviyen dahilinde modifiye edebiliten mevcut olurdu diye tahmin ediyorsun.

Ki orijinal mührü çözmüş olsan bile varolan mühürler düzenlenemediğinden mütevellit zaten baştan çizmen gerekeceğini de biliyorsun. E zaten orijinalini bilsen onu da modifiyeli haliyle çizebilir olacağından, bu husus çok da büyük bir dert değil aslında.

Tüm bunlar birleştiğinde, keskin zihnin seni durdurmuş oluyor. Opsiyonlarını tekrar gözden gezdiriyorsun. Deponun ortasında durmaktasın. Mührü çıkarmadın, kağıt üretmedin.

Bunu yaparken bir yandan da kapağa bakıyorsun. İyice dikkat ederek iç yüzeyine bakıyorsun. İç yüzeyindeki beyazlık toz değil, direkt olarak tahta ve metal solmuş gibi görünüyor. Tırnağınla kazıdığında herhangi bir toz veya partikül ayrılmıyor. Aynısı çevredeki yüzey için de geçerli.

Ryoken: Kolunun tamamını çıkarırken bir rahatsızlık hissediyorsun az önceki gibi, ancak bu sefer ürperip geri kapatmıyorsun. Korumalığı tamamen sıyırdığın vakit, ince ince parmaklarından elektrik çarpıp omzuna kadar yayılıyormuşçasına bir his seni kaplıyor. Keskin bir nefes çekiyorsun istemsizce. Ardından kol kasların kasılmaya başlıyor kontrolsüzce. Kolunun kontrolü hala sende ama saniyede bir sert ve anlık bir kramp rastgele kolunu oynatıyor. Biraz acı hissediyorsun ancak dayanılmayacak bir şey değil.

Deponun merkezine yaklaştıkça bu his artıyor, uzaklaştıkça azalıyor. Deponun dışında da bunu hissediyorsun. Bir kaç saniye sonra bu hissiyatın deponun merkezindeki, deliğin altındaki alanda maksimuma ulaşıp deponun dışına doğru azaldığını fark ediyorsun küresel bir şekilde. Herhangi bir yön tayini edebilme durumunun olmadığından eminsin.

Keskin zihnin sana bu alanda küresel bir chakra patlamasının oluşup, etrafı doldurduğunu işaret ediyor eşit bir şekilde. Patlamanın ardından bu chakra salınımı durmuş olacak ki kaynağı ardında bir iz bırakmamış. Eğer hareket ederken devam etseydi, mutlaka bu küresel yapı kaynağın hareketine göre bombelenir veya çizgi halinde izler bırakırdı. Çatıdaki deliğe doğru bile küresel chakra dağılımı bozulmuyor.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Chouwano Kagi
Kaçak
Kaçak
Posts: 287
Joined: June 4th, 2020, 6:05 pm
Künye:

Re: [Ryoken & Kagi] Gözyaşı

Post by Chouwano Kagi » August 29th, 2025, 1:22 am

Genç kız çatıya çıktığında beklediğinin aksine çakra kirliliğini burada da mevcut gibi görünüyordu. Bu onun beklediği veya istediği bir husus değildi. Sohei'nin verdiği mührün ley hatlarını birleştirerek hat içinde kalan çakra taşı zerrelerini dış dünyadan ayırmayı ve hattı daraltarak bu taşı yekpare olmasa da «tutulabilir» hale getirmeyi planlamıştı. Ancak bu durumda bunu yapabileceğini düşünmüyordu. Hem de Sohei'nin verdiği "insana özgü" mührü böylesine modifiye edebilir miydi, ikinci kez düşününce bundan da emin olamadı.

Çatıdaki molozlar arasında beklediği gibi bir tane de bombelenmiş kapak bulunuyordu. Aşağıdaki fenomene uygun olmak üzere iç yüzü soluklaşmış ve hatta soluklaşmaktan öte tamamen beyazlaşmıştı. Bu, genç kızın düşüncesini de bir noktada doğruluyordu. Zira patlama merkeze yakınlaştıkça soldurma fenomeni yoğunlaşıyordu. Buna karşın patlamanın ardında kalan çakra, çevreye yayılarak da yok olmamıştı. Örneğin çatıda halen daha asılı halde durmaya devam ediyordu. Buna binaen çakra kirliliğinin sınırlarını soluklaşmanın bittiği noktalar olarak düşünmesi makul bir indirgeme oluyordu.

Genç kız aşağı indikten sonra Sohei'nin mührünü yalnızca kullanmak üzere verildiğinin farkındaydı. Alanı bununla kontrol altına alamazdı, en azından şu anki bilgisiyle. Elindeki kapağa yeniden baktı. Eğer çakra taşı düşündüğü gibi toz zerrelerine dönüşmüş idiyse bir miktar çakra taşının kapakta olabileceği aklına geldi. Tırnağıyla biraz yüzeyi kazıdı ancak umduğu gibi tırnağına herhangi bir şey dolmadı. Bu durum onu hem aydınlattı hem de biraz daha cahilliğinin farkına vardırttı. Çakra taşı eğer daha önce düşündüğü gibi atomik seviyeye kadar inmiş olsa dahi kapakta bir miktar öbeğin kalması beklemişti. Ancak böyle bir durum yoktu. Çakra taşı tamamen yapısal formunu kaybetmiş gibi görünüyordu.

Ryoken'e döndü: "Sohei'nin verdiği mühür muhtemelen spesifik olarak şu anki durumumuz için tasarlanmış. Aklımdaki fikir mührü amacının biraz ötesinde kullanma şeklindeydi. Yani mührün kapsayıcı özelliğini kullanarak ortamdaki çakra taşının yapılarını bu alanda tutmak ve alanı peyderpey daraltarak yapısal formunu yeniden kazandırmaktı. Böylelikle taşı bir şekilde bir başka kağıda mühürleyebilir ve Sohei'ye 'istediği' gibi..." Bu kelimeyi vurgulamıştı. Kendince bir çeşit sarkazm yapıyordu. Ryoken'in anlayıp anlamamasına bakmaksızın devam etti. "...ulaştırırdım. Ancak bu mümkün gibi görünmüyor, en azından zamanımızı oldukça verimsiz kullanmazsak. Nihayetinde imkansız diye bir şey yok. Her neyse." Bir es verip devam edecekti. "Dediğim gibi spesifik olarak burası ve bizim için tasarlandı." dedi sesinde onun da bu işte spesifik bir rolü olduğuna ima eden bir tonla. "Ne olduğunu ve muhtemelen ne bulacağımızı da biliyordu. Bu alandaki çakrayı mühürlememiz için bir 'kap' gerekiyor. Zira artık onu tutan bir taş yok. Yine spesifik olarak bir insan gerekiyor." Sohei'nin verdiği mührü tutarak devam etti. "Zira mühür, bir insanda kullanılmak için tasarlanmış."

Eğer Kagi, Ryoken'in kolunun ortamla etkileşime geçtiğini fark ettiyse;

Ryoken'in kolunu göstererek devam edecekti: "Dün dediğim gibi, bunun için gerçekten de bir Fuinnjutsu ustasına ihtiyacın yok gibi görünüyor. Anladığım kadarıyla kolun -her neyden yapılmışsa- çevredeki çakrayla etkileşime geçiyor. Kolun parçalara ayrılmadığına göre, çakra koluna doğru hareket ediyor. Yani çakrayı somuruyor. Ha tabi eğer yanılıyor olmam da mümkün ve hareketlenme tam tersine yani kolundan ortama doğruysa zamanla kolun parçalanabilir, bu senin alacağın bir risk. Sohei'nin verdiği mühür muhtemelen çakrayı sol kolunda tutabilmeni sağlayacak." diyecek ve -aşağıdaki paragraflarla- devam edecekti.

"Ortamdaki çakrayı kendime mühürlemeye çalışabilirim fakat böylesine bir çakrayı tutabilir miyim, emin değilim. Zira dün dediğim gibi artık bir shinobi değilim, çakra yoğurma antrenmanları yapmayalı yıllar oluyor ve insanlar üzerine -hatırladığım kadarıyla- hiçbir Fuinnjutsu uygulaması yapmadım. Sana mühürlemeye çalışabilirim bu durum stres altında olan kişi ben olmayacağım için muhtemelen daha kolay olacaktır fakat sonuç hakkında yine bir fikrim olmayacak. Bu durum muazzam miktarda bir çakranın bir insana mühürlenmesiyle alakalı bir soru da değil, beni yanlış anlama. Bijūlar insanlara mühürlenirken bir çakra taşı insana mühürlenmeyecek kadar azametli değildir elbette. Bir fikrim yok zira mührün içeriği hakkında tam bir fikrim yok. Beni aşan bir sistemle yapılmış. Yani iki durumda da Sohei'nin veya mührü yapan her kimse, onun insafına kalacağız." Bu dediğini iyice özümsemesi için Ryoken'e bir es verecek sonra devam edecekti.

"Ya da bana biraz zaman tanırsın ve..." yeniden Sohei'nin verdiği mührü baş ve işaret parmağının arasına alarak hafifçe havaya kaldırdı "...mührün muhteviyatını çözerim. Sanıyorum ki istediğimiz kadar zamanımız var. Başka köylerden ekiplerin izolasyon altındaki ülkenizden ve bu bölgeden bir haber aldığını ve haber alsa bile nüfuz edecek boyutlarda bir sızıntı yapabileceğini sanmıyorum. Hem de dediğim gibi bu bir 'test', haliyle örgütüm tarafından da korunuyor veya şu anda izleniyor olması pekala mümkün." Bu sırada gözünün önüne ay gibi parlak çelik ve çelikten yansıyan mor ve kankırmızı göz geldi. O güvenlik hissini yıkan bir hatıraydı bu. İçten içe bunun oldukça düşük bir ihtimal olduğunu biliyordu fakat bir kere olan iki kere de olurdu. 'Bu da pekala mümkün' diye iç geçirdi.

Devam etti: "Fakat Ryoken-san, unutma ki eğer bana bu zamanı tanırsan da bu sefer tamamen benim insafıma kalacağını hatırlatmak istiyorum. Bunu bir tehdit olarak söylemiyorum, yanlış anlama. Yalnızca dürüst oluyorum ve görevin karar alıcısı olarak seni aydınlatıyorum. Ama bana soracak olursan bana zaman tanımanı isterim." Hafifçe gülümsedi "Zira bu mührün yapısını gerçekten öğrenmek isterim."
Image
► Show Spoiler
User avatar
Jin Ryoken
Ishigakure
Ishigakure
Posts: 442
Joined: August 31st, 2018, 5:11 am
Künye:

Re: [Ryoken & Kagi] Gözyaşı

Post by Jin Ryoken » August 30th, 2025, 2:03 pm

Kolumu tamamen sıyırdığımda, az öncekine benzer rahatsızlık hissi beni yine karşılamıştı. Zaten aksi olmasını beklemiyordum ama, korumalığı tamamen çıkardığım anda, parmaklarımdan omzuma doğru ilerleyen hissiyat, keskin bir nefesi ciğerlerime doldurmama sebep olmuştu. Kol kaslarımın kontrolsüzce kasılmaya başlaması, içimde bir endişe uyandırıyordu. Kontrolü hala ben sağlıyordum, ancak saniyede bir gelen sert ve anlık kramplar, içimde şüphe uyandırıyordu. Deponun merkezine doğru yaklaştığım vakit, bu hissiyat artıyor, ancak uzaklaştığım zaman azalıyordu. Deponun dışında da bunu hissedebiliyordum, ancak bu hissiyatın zirveye ulaştığı nokta deliğin altındaki alandaydı. Bu alan içerisinde küresel bir çakra patlaması oluşmuş ve etrafı doldurmuştu. Bu çakra salınımını gerçekleştiren çekirdek, ardında bir iz bırakmamıştı. Çakra kalıntısının çekirdeği patlamış, enerjiyi bir kere dışarı salmış ve sonrasında durmuştu, aktif bir iz bırakmamıştı. Patlamanın küresel bir yapı olması, çizgi halinde izler bırakmaması veya harekete göre bombe almaması, bunun sabit bir çekirdek olduğunu kanıtlıyordu.

Aktif yayılım bitmiş olmasına rağmen, kaynağın tamamen yok olup olmadığı konusunda emin olamıyordum. Çekirdek, çakrasını dışarı boşaltarak özünü korumuş olabilirdi, ancak bir diğer ihtimal ise tamamen parçalanıp yok olduğu ve geriye saf çakra kalıntısı bıraktığı yönündeydi. Çekirdek patlamayla çatlamış olabilir, içindeki saf çakra hala dengesiz bir halde ise, hala dışarıya sızdırıyor olma ihtimali vardı, bunu kolum sayesinde hissediyor olabilirdim. Bu düşünceler içerisinde gezinirken, Kagi'nin cümleleri kulağıma ulaşmaya başladı. Onun tahminine veya çıkarımlarına göre, Sohei'nin verdiği mühür bu durum için tasarlanmış olmalıydı. Kendi fikri, mührü amacının ötesinde kullanmak olsa da, mührün bir insanda kullanılmak üzerine tasarlandığını söylüyordu. Bir örgüt için bedenimi feda edecek değildim, yine de dinlemeye devam ettim.

Kagi'nin bu konuda teorisi, çakranın sol koluma mühürlenmesi yönünde ilerliyordu. Kendisine mühürlemek hususunda, böyle bir çakrayı tutabilip tutamayacağından emin değildi. Aynı şekilde, saf bir çakra kalıntısı tutup tutamayacağımdan ben de pek emin değildim. Ancak konu sol koluma geldiğinde, işler değişebilirdi. Mühür konusunda Sohei'nin veya mührü yapan kişinin insafına kalacak olmak, mantıklı gelmiyordu. Üstelik henüz örgüt olduklarını öğrendiğim kişilere sorgusuz güvenmek, mantığıma hiç yatmıyordu. Bunun haricinde, ona bir zaman tanıyıp, mührü çözebilmesini beklemekte fikirleri arasındaydı. Örgütü tarafından izleniyor veya korunuyor olmak, kafamdaki ihtimalleri değiştiriyordu.

Sol kolumu bir anda bu görev için feda edecek değildim. Ancak düşündüğüm zaman, bu çakranın koluma mühürlenmesi benim için büyük bir avantaj olabilirdi. Kagi'yi burada öldürüp, sonrasında Ishigakure'den kaçarak örgütü tamamen düşmanım haline getirebilir, peşime düşmelerini sağlayabilirdim, muhtemelen sonrasında da başka bir ülkeye sığınırdım. Örgüt tarafından izleniyorsak bu ihtimal biraz daha kötü sonuçlanırdı, ancak yine kaçmayı deneyebilirdim. Kolumu herhangi bir şekilde kaybetmek istemiyordum, ama benim için büyük avantajlara yol açacağını da düşünüyordum bu durumun. Kolumu kaybetme şansımın düşük olduğunu düşünsem de, ihtimal sıfır değildi. Bunu belki küçük bir şekilde test edebilirdim.

"Kararımı vereceğim, son bir şeyi gözlemlemek istiyorum." Dedim sakince. Hissiyatın en yoğun olduğu, krampların en yoğun şekilde canımı yaktığı yere elimi götürecektim. Avcumun içini, Kagi'nin göremeyeceği şekilde çevirecek ve çakramı verecektim. Avcumdan çıkacak ufak sıvının bile nasıl bir etkileşim içerisinde bulunacağını görmek istiyordum. Bunu gözlemledikten sonra, tam olarak bir karar verebilirdim. Çakram ile çekirdeğin kalıntısının nasıl bir rezonans içerisinde bulunacağını, oldukça merak ediyordum.
Image
► Show Spoiler
Post Reply

Return to “Chibu Kasabası”