Chiyojo laflarına karşılık pek yanından yavaşlamadan, aşağı inmek adına merdivenlere olan ilerleyişini sürdürüyor. İlk cümlene karşılık hafifçe sana doğru bakışlarını çeviriyor yanından geçerken fakat sosyalleşme veya empati anlamında giriş seviyesi bilgin olduğundan, nasıl bir etki bıraktığını anlamıyorsun. Bir etki bıraktığının farkındasın ancak.
Sizi geçip merdivene vardığında, aşağı ilk adımını attığında son bir defa konuşuyor bulunduğunuz tarafa bakmadan; "Asıl size güven olmuyor. Munejima'nın mekanını basmış bir grup shinobi. Bu konu hakkında detaylı bilgiyi ofisimde bekliyor olacağım." Laflarını bitirdiğinde ise gözden çoktan kaybolmuş oluyor.
Shijo, seni dürtüyor ve balkon tarafını gösteriyor. Geniş balkonda sadece Munejima ve yanındaki shinobi var. Munejima shinobiye bir şeyler anlatıyor ona bakmadan. Shinobi ise onu dinliyor sakince ve bir tepki vermeden. Sırtı size dönük, Munejima'nın bir adım arkasında. Munejima ise balkondan aşağı bakmakta. Muhtemelen az önce kapıdan çıkmış olan Chiyojo'yu izliyor, diye tahmin ediyorsun.
[Okawa Ringo] İhtiyarın Peşinde
- GM - Naruto
- Game Master

- Posts: 2919
- Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [Okawa Ringo] İhtiyarın Peşinde
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
- Okawa Ringo
- Ishigakure

- Posts: 318
- Joined: February 25th, 2019, 1:04 am
Re: [Okawa Ringo] İhtiyarın Peşinde
Bir şekilde genç kızın dikkatini çektiğinin farkındaydı. Bunun ekşi bir limon tadında mı, yoksa ılgıt bir yel edası ile mi olduğunun bilincinde ise pek değildi. Bu noktada işi biraz olsun şansa kalıyordu. Temennilerinden büyüğü, Chiyojo'nun karşısına çıkmaması, yoluna taş koymamasıydı. Aynı şekilde kendisinin de onun yoluna çıkmak gibi bir planı yoktu. Neticede Ishigakure'li shinobi gördüğünde kusma refleksi gösteren birisiydi.
Chiyojo yanından geçtiği esnada konuşmuş, bunu yaparken değil göz göze gelmeyi, yüzüne dahi bakmamıştı Ringo'nun. Chiyojo'nun kaybolacağını hissettiği vakit ise homurdanmıştı Ringo. Bir şeyler bildiğini anlamıştı lakin, buna dikkat kesilip kesilmemek arasında gidiyor olmalıydı.
"Öyle mi olmuş..." diyebilmişti.
Shijo'nun dürtükleyişinden sonra buraya gelme sebepleri olan ihtiyarı gözleri seçmişti. Tahmin ettiği gibi, kunoichi Munejima ile oldukça sıkı fıkıydı. Munejima bir şeylerden sızlanıyor olmalıydı. Chiyojo olmalı diye düşündü. Muhtemelen ondan çekiniyor ya da ondan gerçekten bir şeyler sakladığı için tedirgin. Şöyle bir düşündüğünde, zaten bu odadaki tek bir insan bile ona karşı dürüst değildi. Kendisi dahil, herkes ondan bir şeyler saklıyordu. Bu ise onu daha da öfkelendiriyor, daha da hırslandırıyor olmalı.
Shijo ile kısa bir göz kontağı kurduktan sonra, ilerlemeye başladı. Bu esnada burada olan zamanının kısıtlı olduğunun da bilincindeydi. İlk değerlendirmelerini yaptıktan sonra doğru ata oynaması gerektiğinin farkına varmıştı. Buradaki at Chiyojo ya da Munejima'nın ta kendisi olabilirdi. En az meşakatli olanın ise bu ihtiyar olduğunu biliyordu. Neticede alabileceği en net bilgiyi de ondan alabilirdi. Juzo'nun ne kadar zamanı vardı, neredeydi.. Ya da hala bir yerlerde miydi... Bu işin sonunda Ginbushi ile tekrar karşılaşabilecek miydi? Hepsinin cevabını alması için erkendi, ancak ipuçlarını toplaması için tam zamanıydı.
Adımlarını sıklaştırdığı sırada balkondan bakan Munejima'dan önce Kunoichi'nin onlara dikkat kesileceğini tahmin etmişti. Ringo, ANBU olmanın getirisi ile bu hususlarda biraz racon biliyordu. İki elini de cebinden çıkardı, vücudunu tamamen serbest bıraktı. Silahsız, serbest postürde ve en ufak tedirginliğe yer bırakmayacak şekilde dostane bir postüre büründü. Kendisi bunu uygularken Shijo'nun da benzer işi yapabileceğini düşünüyordu. Kunoichi'ye başıyla belli belirsiz, hızlı bir selam verdikten sonra Munejima'ya hitaben söze girişecekti.
"Öf amma kafa ütüledi be. Ne kasıyorsa bu kadar..." dedikten sonra az önceki konuşulanlara dair, kısa ve öz bir özet getirecekti, kendi mizacında. Herhangi bir role bürünmüyor ve herhangi bir şekilde kendisini kasmıyordu. Bu esnada ne yapacağını az çok anladığını tahmin ettiği Shijo'nun da kendisine katılabileceği, konuşmaya girebileceği bir diyalog geliştirmeye çalıştı.
"Munejima-san, iyi geceler. Okawa Ringo, Jounin. Minami devriyesindeki arkadaşlarımızdan haber aldıktan sonra mekanınızda çıkan arbedenin kimler tarafından tertip edildiğini ve sebebini anlamaya uğraşıyoruz. Olay alelade bir gaspa pek benzemiyor, şahısların düşük seviye shinobiler ya da yardakçılar olduğunu tahmin ediyoruz. Son zamanlarda herhangi bir mesaj aldınız mı? Ya da bunu yapabilecek birileri aklınıza geliyor mu?"
Sözlerini bitirdikten sonra yutkundu ve Munejima'nın tepkisini incelemeye koyuldu. Kısa süre sonra toparlamak adına bir nokta koymayı planlıyordu.
"Biz yalnızca Kageyasu-sama'ya rapor veriyoruz. İçiniz rahat olsun."
Chiyojo yanından geçtiği esnada konuşmuş, bunu yaparken değil göz göze gelmeyi, yüzüne dahi bakmamıştı Ringo'nun. Chiyojo'nun kaybolacağını hissettiği vakit ise homurdanmıştı Ringo. Bir şeyler bildiğini anlamıştı lakin, buna dikkat kesilip kesilmemek arasında gidiyor olmalıydı.
"Öyle mi olmuş..." diyebilmişti.
Shijo'nun dürtükleyişinden sonra buraya gelme sebepleri olan ihtiyarı gözleri seçmişti. Tahmin ettiği gibi, kunoichi Munejima ile oldukça sıkı fıkıydı. Munejima bir şeylerden sızlanıyor olmalıydı. Chiyojo olmalı diye düşündü. Muhtemelen ondan çekiniyor ya da ondan gerçekten bir şeyler sakladığı için tedirgin. Şöyle bir düşündüğünde, zaten bu odadaki tek bir insan bile ona karşı dürüst değildi. Kendisi dahil, herkes ondan bir şeyler saklıyordu. Bu ise onu daha da öfkelendiriyor, daha da hırslandırıyor olmalı.
Shijo ile kısa bir göz kontağı kurduktan sonra, ilerlemeye başladı. Bu esnada burada olan zamanının kısıtlı olduğunun da bilincindeydi. İlk değerlendirmelerini yaptıktan sonra doğru ata oynaması gerektiğinin farkına varmıştı. Buradaki at Chiyojo ya da Munejima'nın ta kendisi olabilirdi. En az meşakatli olanın ise bu ihtiyar olduğunu biliyordu. Neticede alabileceği en net bilgiyi de ondan alabilirdi. Juzo'nun ne kadar zamanı vardı, neredeydi.. Ya da hala bir yerlerde miydi... Bu işin sonunda Ginbushi ile tekrar karşılaşabilecek miydi? Hepsinin cevabını alması için erkendi, ancak ipuçlarını toplaması için tam zamanıydı.
Adımlarını sıklaştırdığı sırada balkondan bakan Munejima'dan önce Kunoichi'nin onlara dikkat kesileceğini tahmin etmişti. Ringo, ANBU olmanın getirisi ile bu hususlarda biraz racon biliyordu. İki elini de cebinden çıkardı, vücudunu tamamen serbest bıraktı. Silahsız, serbest postürde ve en ufak tedirginliğe yer bırakmayacak şekilde dostane bir postüre büründü. Kendisi bunu uygularken Shijo'nun da benzer işi yapabileceğini düşünüyordu. Kunoichi'ye başıyla belli belirsiz, hızlı bir selam verdikten sonra Munejima'ya hitaben söze girişecekti.
"Öf amma kafa ütüledi be. Ne kasıyorsa bu kadar..." dedikten sonra az önceki konuşulanlara dair, kısa ve öz bir özet getirecekti, kendi mizacında. Herhangi bir role bürünmüyor ve herhangi bir şekilde kendisini kasmıyordu. Bu esnada ne yapacağını az çok anladığını tahmin ettiği Shijo'nun da kendisine katılabileceği, konuşmaya girebileceği bir diyalog geliştirmeye çalıştı.
"Munejima-san, iyi geceler. Okawa Ringo, Jounin. Minami devriyesindeki arkadaşlarımızdan haber aldıktan sonra mekanınızda çıkan arbedenin kimler tarafından tertip edildiğini ve sebebini anlamaya uğraşıyoruz. Olay alelade bir gaspa pek benzemiyor, şahısların düşük seviye shinobiler ya da yardakçılar olduğunu tahmin ediyoruz. Son zamanlarda herhangi bir mesaj aldınız mı? Ya da bunu yapabilecek birileri aklınıza geliyor mu?"
Sözlerini bitirdikten sonra yutkundu ve Munejima'nın tepkisini incelemeye koyuldu. Kısa süre sonra toparlamak adına bir nokta koymayı planlıyordu.
"Biz yalnızca Kageyasu-sama'ya rapor veriyoruz. İçiniz rahat olsun."
- GM - Naruto
- Game Master

- Posts: 2919
- Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [Okawa Ringo] İhtiyarın Peşinde
Munejima'ya yaklaşırken, kunoichi size doğru dönüyor. Ellerini arkada birleştirip, kısmi bir hazırol pozunda, sizleri süzüyor. Bu mesafeden nefes alıp verişlerini maskesindeki mekanizmadan çıkan ses ile fark edebilmeniz lazım, ama tamamen sessiz.
Kırmızı gözleri ile sizi süzüp, tehditkârlık ve güç seviyenizi kafasında muhtemelen tartıyor. Bir shinobinin hasmını tarttığı gibi bakıyor sizlere. Bunu anlamak için insan sarrafı olmaya gerek yok; bu bakışı sen de bir çok defa attın, ama maskesizken, ama maskenin arkasından.
Yaşamı ölümün yolunda gidenler için artık temel ve otomatik bir dürtüye dönüşen bu bakış ve ilk karşılaşma, üçünüz için de ortamın atmosferini belirliyor. Birbiri arasındaki dengeyi çözmeye çalışan köpeklerden farksız gibisiniz.
Bu düşüncelerden kopuyorsun yarım saniye sonra ve laflarını iletiyorsun. Munejima o esnada sana dönüyor. Kageyasu'nun lafı geçtiğinde, gözünde anlık bir seğirtme fark ediyorsun farkındalığın sayesinde.
"Evet, ben de haberini yeni aldım. Açıkçası başarılı iş insanlarının başına gelmesi çok nadir olmayan bir şey. Deneyimlerimden söylüyorum. Sırf bu binada bile 10 kişi sayarım bu tarz bir şeye kalkışabilecek."
Bir nefes alıyor, ardından göz ucuyla şehrin ışıklarını süzüyor. Size bakmadan devam ediyor. "Ama shinobi kullanmak? O biraz garip bir durummuş." Lafını bitirince size dönüyor. "Kageyasu-sama'ya hürmetler. Burada olanları takmasın kafasına. Herşey konuştuğumuz gibi yolunda giderse zaten tekrar böyle rahatsız edilmeyeceğiz. İçi rahat olsun."
Shijo bir şeyler söylemek için homurdanıyor ama senden habersiz lafa atlamak da istemiyor gibi.
Kırmızı gözleri ile sizi süzüp, tehditkârlık ve güç seviyenizi kafasında muhtemelen tartıyor. Bir shinobinin hasmını tarttığı gibi bakıyor sizlere. Bunu anlamak için insan sarrafı olmaya gerek yok; bu bakışı sen de bir çok defa attın, ama maskesizken, ama maskenin arkasından.
Yaşamı ölümün yolunda gidenler için artık temel ve otomatik bir dürtüye dönüşen bu bakış ve ilk karşılaşma, üçünüz için de ortamın atmosferini belirliyor. Birbiri arasındaki dengeyi çözmeye çalışan köpeklerden farksız gibisiniz.
Bu düşüncelerden kopuyorsun yarım saniye sonra ve laflarını iletiyorsun. Munejima o esnada sana dönüyor. Kageyasu'nun lafı geçtiğinde, gözünde anlık bir seğirtme fark ediyorsun farkındalığın sayesinde.
"Evet, ben de haberini yeni aldım. Açıkçası başarılı iş insanlarının başına gelmesi çok nadir olmayan bir şey. Deneyimlerimden söylüyorum. Sırf bu binada bile 10 kişi sayarım bu tarz bir şeye kalkışabilecek."
Bir nefes alıyor, ardından göz ucuyla şehrin ışıklarını süzüyor. Size bakmadan devam ediyor. "Ama shinobi kullanmak? O biraz garip bir durummuş." Lafını bitirince size dönüyor. "Kageyasu-sama'ya hürmetler. Burada olanları takmasın kafasına. Herşey konuştuğumuz gibi yolunda giderse zaten tekrar böyle rahatsız edilmeyeceğiz. İçi rahat olsun."
Shijo bir şeyler söylemek için homurdanıyor ama senden habersiz lafa atlamak da istemiyor gibi.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
- Okawa Ringo
- Ishigakure

- Posts: 318
- Joined: February 25th, 2019, 1:04 am
Re: [Okawa Ringo] İhtiyarın Peşinde
Kunoichi ile göz göze geldiğinde, yaşam ve ölüm arasındaki o ince çizgide ilerleyen her makinist gibi; Ringo da bir kez daha muhtemel bir hedefin tesiri altına girmişti. O hedef, karanlık bir yerdeydi. O karanlığa ulaştığı günler olmuştu. O karanlık gözünün ferini söküp alabilirdi, o karanlık kalbini bir anlığına susturabilirdi, durdurabilirdi de. Bazı günler o karanlıktan çıkabilmişti. Bazı günler ise saplanıp kalmıştı. O karanlık yer, onun gerçeğiydi. Tıpkı karşısındakinin olduğu gibi. Ondan alabildiği tek hava, benzer şeyi kendisinin de yaptığıydı. Süzüyor, tartıyor, biçiyor, ölçüyor ve kafasında bir senaryo çiziyordu. Muhtemel saldırı planları, muhtemel işaretler, muhtemel kaçış planları... Bir benzerini ise Ringo yapıyordu. Ona göre bu durum normaldi. Bu sebeple herhangi bir tedirginlik duymuyordu.
Sözlerini rahatlıkla sarfettikten sonra geldiği noktayı da kafasında tartmaktan geri durmadı. Neticede davetsizlerdi. Çıktıkları bu yolculukta hiç bir gizlilikleri, hiç bir yardımcı planları da yoktu. Muhtemelen bu ilerleyişleri bir noktada sekteye uğrayacaktı. Shijo'nun durumundan farklı olarak kendisi biraz daha farklı bir durumdaydı. Shijo'nun ondan gizlediği şeyler ya da hiç bahsetmemeyi seçtiği durumlar olabilirdi. Kendisinden fazla bildiği bir kaç şey olsa dahi, ihtiyara giden yolda bildiği her şeyi paylaştığının farkındaydı. Bu noktada sakladığı şeylerin, az önce Kageyasu'yu gördüğünde altına sıçması ile net bir şekilde ilgili olduğunu düşünüyordu. Lakin bu noktadan sonra, gerçekten fark etmiyordu. Bunun Shijo da farkında olmalıydı. O sebeple, geri adım atmanın hiç bir yolu kalmamıştı. Nitekim, Ringo cümlelerinin sonunda Kageyasu'dan bahsettiği anda Munejima büyük bir dikkat kesilerek dile gelmişti. Ondan bir kaç şey alabileceğinin farkındaydı ancak bu kadar çabuk olabileceğini düşünmüyordu. Sözleri, yalnızca şüphelerini ve ilerlemesi gereken rotanın doğruluğunu kanıtlar nitelikteydi. Bu cümleler, Shijo'nun da ilgisini çekmiş olmalıydı. Munejima'nın bildikleri işlerine yarayacaktı, orası kesin. Ancak diğer yanda bu yolda yanlız yürüyorlardı. Sanki bir yardım olmadan yapacakları her şey boşa düşecek gibiydi. Belki de bölünmelilerdi. Shijo bu tarafta kalmalı, kendisi ise bir müttefik aramalıydı. Bu müttefik yüzünü buruşturacak kadar baş belası olabilirdi. Ne acıdır ki, aklına Chiyojo'dan başkası gelmiyordu. Bu, başka bir meseleydi; sonra düşünmesi gereken.
"Minik hanım sağolsun herkesi bir güzel paylamış, size özel değil yani. Milletin başı çok kalabalıktı, eşgalleri net alamadık. Düşündüğünüz gibi shinobi iseler, muhtemelen kaçaklardır. Büyük ihtimalle de kılık değiştirmişlerdir. Eşgallerin izi ilgili çevredeki ahaliyi daha detaylı sorgulaması için eski bir dostumdan rica ettim. Bu işin peşini bırakmayacaklardır."
Biraz düşündükten sonra elini çenesine götürdü. Bu esnada Munejima'ya eşlik edermişcesine, o da şehir ışıklarına daldı. Gözlerini kamaştıran ışıklar beyninde şimşeklere dönüşürken Shijo'nun homurdanışı kulaklarına yetişmişti. Kageyasu ile olan sözlerine hitaben, Shijo'ya da ufak bir bakış attıktan sonra tekrar söz aldı.
"Kendisi az önce buradaydı zaten. Ancak bilirsiniz ki, kendisi gözsüz ve izsiz kalmayı pek sevmez. Dostların arkasını kollamak gerekir." dedikten sonra Shijo'ya dönerek lafı ona bırakmayı, söyleyeceklerini söylemesi için ona fırsat vermeyi düşünüyordu.
"Bu vakadaki uzman görüş sana ait Senpai. Sen ne düşünüyorsun? Sonuçta olayların detayına benden daha çok vakıfsın."
Sözlerini rahatlıkla sarfettikten sonra geldiği noktayı da kafasında tartmaktan geri durmadı. Neticede davetsizlerdi. Çıktıkları bu yolculukta hiç bir gizlilikleri, hiç bir yardımcı planları da yoktu. Muhtemelen bu ilerleyişleri bir noktada sekteye uğrayacaktı. Shijo'nun durumundan farklı olarak kendisi biraz daha farklı bir durumdaydı. Shijo'nun ondan gizlediği şeyler ya da hiç bahsetmemeyi seçtiği durumlar olabilirdi. Kendisinden fazla bildiği bir kaç şey olsa dahi, ihtiyara giden yolda bildiği her şeyi paylaştığının farkındaydı. Bu noktada sakladığı şeylerin, az önce Kageyasu'yu gördüğünde altına sıçması ile net bir şekilde ilgili olduğunu düşünüyordu. Lakin bu noktadan sonra, gerçekten fark etmiyordu. Bunun Shijo da farkında olmalıydı. O sebeple, geri adım atmanın hiç bir yolu kalmamıştı. Nitekim, Ringo cümlelerinin sonunda Kageyasu'dan bahsettiği anda Munejima büyük bir dikkat kesilerek dile gelmişti. Ondan bir kaç şey alabileceğinin farkındaydı ancak bu kadar çabuk olabileceğini düşünmüyordu. Sözleri, yalnızca şüphelerini ve ilerlemesi gereken rotanın doğruluğunu kanıtlar nitelikteydi. Bu cümleler, Shijo'nun da ilgisini çekmiş olmalıydı. Munejima'nın bildikleri işlerine yarayacaktı, orası kesin. Ancak diğer yanda bu yolda yanlız yürüyorlardı. Sanki bir yardım olmadan yapacakları her şey boşa düşecek gibiydi. Belki de bölünmelilerdi. Shijo bu tarafta kalmalı, kendisi ise bir müttefik aramalıydı. Bu müttefik yüzünü buruşturacak kadar baş belası olabilirdi. Ne acıdır ki, aklına Chiyojo'dan başkası gelmiyordu. Bu, başka bir meseleydi; sonra düşünmesi gereken.
"Minik hanım sağolsun herkesi bir güzel paylamış, size özel değil yani. Milletin başı çok kalabalıktı, eşgalleri net alamadık. Düşündüğünüz gibi shinobi iseler, muhtemelen kaçaklardır. Büyük ihtimalle de kılık değiştirmişlerdir. Eşgallerin izi ilgili çevredeki ahaliyi daha detaylı sorgulaması için eski bir dostumdan rica ettim. Bu işin peşini bırakmayacaklardır."
Biraz düşündükten sonra elini çenesine götürdü. Bu esnada Munejima'ya eşlik edermişcesine, o da şehir ışıklarına daldı. Gözlerini kamaştıran ışıklar beyninde şimşeklere dönüşürken Shijo'nun homurdanışı kulaklarına yetişmişti. Kageyasu ile olan sözlerine hitaben, Shijo'ya da ufak bir bakış attıktan sonra tekrar söz aldı.
"Kendisi az önce buradaydı zaten. Ancak bilirsiniz ki, kendisi gözsüz ve izsiz kalmayı pek sevmez. Dostların arkasını kollamak gerekir." dedikten sonra Shijo'ya dönerek lafı ona bırakmayı, söyleyeceklerini söylemesi için ona fırsat vermeyi düşünüyordu.
"Bu vakadaki uzman görüş sana ait Senpai. Sen ne düşünüyorsun? Sonuçta olayların detayına benden daha çok vakıfsın."
- GM - Naruto
- Game Master

- Posts: 2919
- Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [Okawa Ringo] İhtiyarın Peşinde
Shijo önce sana bakıyor bir kaç saniye kadar, ardından sert gözlerini Munejima'ya çeviriyor. Bir anlık duraksıyor, yutkunuyor. Kunoichi'nin gözleri inceliyor hafifçe, odağı size kenetleniyor. Munejima göz ucuyla size bakmak için hafifçe kafasını omzunun üstünden size çeviriyor.
"Vaka çok önemli değil. Yajima Juzo. O önemli." diyiveriyor birden Shijo.
Sen daha net bir şekilde lafa girmeye fırsat bulmadan, devam ediyor. "İhtiyar ile geçen sene görüşmüşsünüz Munejima-san. Görüşmenin içeriği hakkında detaylı bilgiye ihtiyacımız var. Özellikle nereye gittiği ile alakalı." dedikten sonra, Munejima çoktan size doğru dönmüş oluyor. Anlık bir bakış atıyor kunoichi'ye, kunoichi de ona aynı şekilde bir bakış ile cevap veriyor. Sonrasında her ikinizin odağı da size dönüyor.
Yaşlı gözlerindeki boş ifadenin arkasındaki niyeti çözemiyorsun.
"Bu bilgi biraz pahalı. Ne ile ödemeyi düşünüyorsunuz?" diyor sakince Munejima, ancak ortamın havasının tekrar değiştiği belli. Shijo hemen lafa girmiyor, bu bağlamda bir şeyler diyeceksen bir boşluk oluşuyor.
"Vaka çok önemli değil. Yajima Juzo. O önemli." diyiveriyor birden Shijo.
Sen daha net bir şekilde lafa girmeye fırsat bulmadan, devam ediyor. "İhtiyar ile geçen sene görüşmüşsünüz Munejima-san. Görüşmenin içeriği hakkında detaylı bilgiye ihtiyacımız var. Özellikle nereye gittiği ile alakalı." dedikten sonra, Munejima çoktan size doğru dönmüş oluyor. Anlık bir bakış atıyor kunoichi'ye, kunoichi de ona aynı şekilde bir bakış ile cevap veriyor. Sonrasında her ikinizin odağı da size dönüyor.
Yaşlı gözlerindeki boş ifadenin arkasındaki niyeti çözemiyorsun.
"Bu bilgi biraz pahalı. Ne ile ödemeyi düşünüyorsunuz?" diyor sakince Munejima, ancak ortamın havasının tekrar değiştiği belli. Shijo hemen lafa girmiyor, bu bağlamda bir şeyler diyeceksen bir boşluk oluşuyor.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
- Okawa Ringo
- Ishigakure

- Posts: 318
- Joined: February 25th, 2019, 1:04 am
Re: [Okawa Ringo] İhtiyarın Peşinde
Vaka pek önemli değil, Yajima Juzo önemli. Böyle söylemişti. Bazı zamanlar, laf söylemeyi kesen ağzı bir daha açılmamak üzere taş kesilebiliyordu. Benzer bir durumu yaşıyordu. Lafı Shijo'ya bırakmadan önce iki kez düşünmeliydi. Bu kadar bodoslama konuya girmek tabii ki iyi bir fikir değildi. Munejima'nın konuşup konuşmayacağı, bir şeyler söyleyip söylemeyeceği meçhuldü. En nihayetinde artık gizli kapaklı bir iş yapmıyorlardı. Minami şehrinin göbeğindeydiler. Burada oturuyorlar, insanların gözlerinin içine bakıyorlar, korumalara kimliklerini veriyorlardı... Şu an burada ne yaptıkları ile ilgili her şey, gören gözler ve duyan kulaklar için ayan beyan ortada idi. Bu bağlamda baktığı zaman Ringo, Shijo'nun bodoslama girişleri ile ilgili biraz fikir sahibi oluyordu. Belki de haklıydı. Ellerinde olmayan tek şey zamandı. Ve zaman, kendi aleyhlerine olduğu gibi ihtiyar adına da işliyordu. Bu bağlamda, Shijo ile ayrı düşmek istemiyordu. Aklına farklı planlar zuhur etmiş ve anında duman olmuştu. Geri adım atmanın zamanı değildi. Yoldan sapmak artık bir parametre değildi.
Lafı toparlamak adına konuşacaktı lakin Shijo devamını getirmişti sözlerinin. Direkt olarak bilgileri dahilindeki şeyi sordu. Munejima'yı sorgulama kısmı biraz farklı işliyordu. Şu an o zamana gelmişlerdi. Bunun karşılıklı bir muhabbet, restleşme veya pazarlık tadında olabileceğine pek ihtimal vermemişti. Ancak Munejima'nın da istediği şeyler vardı. Munejima kısa bir şekilde Kunoichi'ye baktıktan sonra onlara döndü. Yüz ifadesindeki değişimi algılayamıyordu, ne düşündüğünü pek kestiremiyordu. Lakin, sorusu netti. Ne istiyordu, onu çözmeleri gerekiyordu. Shijo'dan bir yanıt gelmemişti.
Ringo şaşkınlığını gizlememeyi seçti. Kaşlarını çatarak Shijo'ya baktı. Hemen sonrasında ifadesini düzleyerek Munejima'nın isteyeceği şeyin para olmayacağını tahmin ediyordu. Zira iki rütbeli memurdan başka bir şey değillerdi. Munejima zengin bir adamdı, istese zaten onları paraya boğardı. Bir iyilik isteyecekti. Orası belli. Bu iyilik ise muhtemelen becermesi zor bir iş olacaktı. Bu noktada Ringo, daha fazla risk alma gönüllüsü değildi ve bu burjuva iti için kılını kıpırdatma taraftarı hiç değildi. Lakin en düz yolun da bu olduğu barizdi. Düşünceli tavrı her hareketinden ve mimiğinden anlaşılabiliyor iken Shijo halen sessizdi.
"Munejima-san'ın başına gelenlerle bir ilgisi mi var diyorsun Senpai? Bu ilginç olurdu." boşluğa konuşur gibi, havaya üç beş kelime sıkmıştı. Şaşkınlığını gizlememeye çalışmıştı lakin artık değişen havanın da etkisiyle, bir noktada havayı eski haline getirmeli ve sohbetin doğallığını sürdürmelilerdi. Shijo'ya tekrar döndü ve gözlerinin içi titreyerek ona baktı. Ringo bir şeyi kaçırıyor olmalıydı. Shijo stabil davranmıyordu. Bir şeyler vardı. Sakladığı bir şeyler olmalı. Gözünü karartırsa buradaki herkesi biçmeleri gerekirdi. Minami'de böyle bir şeyi yapmak, bu denli risk almak akıl karı değildi. Ancak durumu idare etmesi gerekiyordu.
"Ödeme ha... Munejima-san, siz zaten bayağı zenginsiniz. Size ancak iyilikle ödeme yapabiliriz. Yani muhakkak aklınızda bir şey vardır. Değil mi?"
Suratı biraz olsun renklenmişti. Shijo'nun o sert bakışları ve gözü karalığını bertaraf etmeliydi. Burada pervasızca bir şey yapmamaları gerekiyordu. Bunun önüne geçmeliydi. En azından ikisini de dengede tutmasını bilmeliydi. Bunu yaparken, üçüncü parametreyi de unutmadı. Kunoichi'ye çevirdi bakışlarını en son. Gülen suratında tek bir anlığına devasa bir boşluk oluştu. Gözlerini bir an olsun, yok etti. Göz bebeklerinden çıkan şimşeklerin kıza ulaştığına şahit oldu. Bu, ilkel bir göz dağıydı. Ona ve kendisine bir uyarıydı.
Lafı toparlamak adına konuşacaktı lakin Shijo devamını getirmişti sözlerinin. Direkt olarak bilgileri dahilindeki şeyi sordu. Munejima'yı sorgulama kısmı biraz farklı işliyordu. Şu an o zamana gelmişlerdi. Bunun karşılıklı bir muhabbet, restleşme veya pazarlık tadında olabileceğine pek ihtimal vermemişti. Ancak Munejima'nın da istediği şeyler vardı. Munejima kısa bir şekilde Kunoichi'ye baktıktan sonra onlara döndü. Yüz ifadesindeki değişimi algılayamıyordu, ne düşündüğünü pek kestiremiyordu. Lakin, sorusu netti. Ne istiyordu, onu çözmeleri gerekiyordu. Shijo'dan bir yanıt gelmemişti.
Ringo şaşkınlığını gizlememeyi seçti. Kaşlarını çatarak Shijo'ya baktı. Hemen sonrasında ifadesini düzleyerek Munejima'nın isteyeceği şeyin para olmayacağını tahmin ediyordu. Zira iki rütbeli memurdan başka bir şey değillerdi. Munejima zengin bir adamdı, istese zaten onları paraya boğardı. Bir iyilik isteyecekti. Orası belli. Bu iyilik ise muhtemelen becermesi zor bir iş olacaktı. Bu noktada Ringo, daha fazla risk alma gönüllüsü değildi ve bu burjuva iti için kılını kıpırdatma taraftarı hiç değildi. Lakin en düz yolun da bu olduğu barizdi. Düşünceli tavrı her hareketinden ve mimiğinden anlaşılabiliyor iken Shijo halen sessizdi.
"Munejima-san'ın başına gelenlerle bir ilgisi mi var diyorsun Senpai? Bu ilginç olurdu." boşluğa konuşur gibi, havaya üç beş kelime sıkmıştı. Şaşkınlığını gizlememeye çalışmıştı lakin artık değişen havanın da etkisiyle, bir noktada havayı eski haline getirmeli ve sohbetin doğallığını sürdürmelilerdi. Shijo'ya tekrar döndü ve gözlerinin içi titreyerek ona baktı. Ringo bir şeyi kaçırıyor olmalıydı. Shijo stabil davranmıyordu. Bir şeyler vardı. Sakladığı bir şeyler olmalı. Gözünü karartırsa buradaki herkesi biçmeleri gerekirdi. Minami'de böyle bir şeyi yapmak, bu denli risk almak akıl karı değildi. Ancak durumu idare etmesi gerekiyordu.
"Ödeme ha... Munejima-san, siz zaten bayağı zenginsiniz. Size ancak iyilikle ödeme yapabiliriz. Yani muhakkak aklınızda bir şey vardır. Değil mi?"
Suratı biraz olsun renklenmişti. Shijo'nun o sert bakışları ve gözü karalığını bertaraf etmeliydi. Burada pervasızca bir şey yapmamaları gerekiyordu. Bunun önüne geçmeliydi. En azından ikisini de dengede tutmasını bilmeliydi. Bunu yaparken, üçüncü parametreyi de unutmadı. Kunoichi'ye çevirdi bakışlarını en son. Gülen suratında tek bir anlığına devasa bir boşluk oluştu. Gözlerini bir an olsun, yok etti. Göz bebeklerinden çıkan şimşeklerin kıza ulaştığına şahit oldu. Bu, ilkel bir göz dağıydı. Ona ve kendisine bir uyarıydı.
- GM - Naruto
- Game Master

- Posts: 2919
- Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [Okawa Ringo] İhtiyarın Peşinde
Shijo renk vermiyor. Suratını okuyamıyorsun. Pür dikkat Munejima'ya kitlenmiş durumda. Yanındaki kunoichiyi bile göz ardı etmiş gibi görünüyor. Ancak yine de ihtiyatlı postürünü ve duruşunu bozmuyor.
Boş laflarını edip ortamın havasına kendini bıraktığında, Munejima'ya sorunu iletiyorsun. Shijo sessiz bir şekilde dinlemeye devam ediyor.
Kunoichi ile senin aranda, kara bulutlar gezmekte. Odağı sizde ancak net bir şekilde bir tehdit algılamadığından, sakin görünüyor. Ancak muhabbetin gideceği noktalardan biri burada cenk etmeniz olma ihtimali sebebiyle, teyakkuzu bırakmıyor. Benzer bir göz dağı ile, sert bir bakışla, sana cevap veriyor sadece.
Munejima elleriyle sizi balkona davet ediyor. Bir kaç adımda balkona varıyorsunuz. Şehrin ışıkları, ufuktaki karanlığın içerisinde parıl parıl ederken, sakin bir rüzgâr esiyor. Munejima derin bir nefes aldıktan sonra sırtını trabzanlara yaslayıp, rahat bir pozda size dönük, konuşmaya başlıyor.
"Birini öldürmeyi planlıyorum uzunca bir süre. Bunu nasıl planlayacağım konusunda sıkıntı çekiyordum. Ancak bir çift kudretli Ishigakure shinobisi ile bu sorunu çok güzel çözebilirim bence."
Derin bir nefes alıyor. "Otake Takeru'yu öldürmenizi istiyorum. Benim ismim bu işe bulaşmadığı sürece nasıl olduğu önemsiz. İş bitince, Juzo-san ile olan bütün görüşmemi noktası virgülüne sizlere aktaracağım."
Tek bir nefeste, soğuk bir tonda bunu iletiyor sizlere. Shijo burnundan sert bir nefes veriyor ancak durgun yapısını bozmuyor. Ellerini göğsünün altında çapraz biçimde birleştiriyor.
Boş laflarını edip ortamın havasına kendini bıraktığında, Munejima'ya sorunu iletiyorsun. Shijo sessiz bir şekilde dinlemeye devam ediyor.
Kunoichi ile senin aranda, kara bulutlar gezmekte. Odağı sizde ancak net bir şekilde bir tehdit algılamadığından, sakin görünüyor. Ancak muhabbetin gideceği noktalardan biri burada cenk etmeniz olma ihtimali sebebiyle, teyakkuzu bırakmıyor. Benzer bir göz dağı ile, sert bir bakışla, sana cevap veriyor sadece.
Munejima elleriyle sizi balkona davet ediyor. Bir kaç adımda balkona varıyorsunuz. Şehrin ışıkları, ufuktaki karanlığın içerisinde parıl parıl ederken, sakin bir rüzgâr esiyor. Munejima derin bir nefes aldıktan sonra sırtını trabzanlara yaslayıp, rahat bir pozda size dönük, konuşmaya başlıyor.
"Birini öldürmeyi planlıyorum uzunca bir süre. Bunu nasıl planlayacağım konusunda sıkıntı çekiyordum. Ancak bir çift kudretli Ishigakure shinobisi ile bu sorunu çok güzel çözebilirim bence."
Derin bir nefes alıyor. "Otake Takeru'yu öldürmenizi istiyorum. Benim ismim bu işe bulaşmadığı sürece nasıl olduğu önemsiz. İş bitince, Juzo-san ile olan bütün görüşmemi noktası virgülüne sizlere aktaracağım."
Tek bir nefeste, soğuk bir tonda bunu iletiyor sizlere. Shijo burnundan sert bir nefes veriyor ancak durgun yapısını bozmuyor. Ellerini göğsünün altında çapraz biçimde birleştiriyor.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.




