Chiyojo laflarına karşılık pek yanından yavaşlamadan, aşağı inmek adına merdivenlere olan ilerleyişini sürdürüyor. İlk cümlene karşılık hafifçe sana doğru bakışlarını çeviriyor yanından geçerken fakat sosyalleşme veya empati anlamında giriş seviyesi bilgin olduğundan, nasıl bir etki bıraktığını anlamıyorsun. Bir etki bıraktığının farkındasın ancak.
Sizi geçip merdivene vardığında, aşağı ilk adımını attığında son bir defa konuşuyor bulunduğunuz tarafa bakmadan; "Asıl size güven olmuyor. Munejima'nın mekanını basmış bir grup shinobi. Bu konu hakkında detaylı bilgiyi ofisimde bekliyor olacağım." Laflarını bitirdiğinde ise gözden çoktan kaybolmuş oluyor.
Shijo, seni dürtüyor ve balkon tarafını gösteriyor. Geniş balkonda sadece Munejima ve yanındaki shinobi var. Munejima shinobiye bir şeyler anlatıyor ona bakmadan. Shinobi ise onu dinliyor sakince ve bir tepki vermeden. Sırtı size dönük, Munejima'nın bir adım arkasında. Munejima ise balkondan aşağı bakmakta. Muhtemelen az önce kapıdan çıkmış olan Chiyojo'yu izliyor, diye tahmin ediyorsun.
[Okawa Ringo] İhtiyarın Peşinde
- GM - Naruto
- Game Master
- Posts: 2909
- Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [Okawa Ringo] İhtiyarın Peşinde
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
- Okawa Ringo
- Ishigakure
- Posts: 315
- Joined: February 25th, 2019, 1:04 am
Re: [Okawa Ringo] İhtiyarın Peşinde
Bir şekilde genç kızın dikkatini çektiğinin farkındaydı. Bunun ekşi bir limon tadında mı, yoksa ılgıt bir yel edası ile mi olduğunun bilincinde ise pek değildi. Bu noktada işi biraz olsun şansa kalıyordu. Temennilerinden büyüğü, Chiyojo'nun karşısına çıkmaması, yoluna taş koymamasıydı. Aynı şekilde kendisinin de onun yoluna çıkmak gibi bir planı yoktu. Neticede Ishigakure'li shinobi gördüğünde kusma refleksi gösteren birisiydi.
Chiyojo yanından geçtiği esnada konuşmuş, bunu yaparken değil göz göze gelmeyi, yüzüne dahi bakmamıştı Ringo'nun. Chiyojo'nun kaybolacağını hissettiği vakit ise homurdanmıştı Ringo. Bir şeyler bildiğini anlamıştı lakin, buna dikkat kesilip kesilmemek arasında gidiyor olmalıydı.
"Öyle mi olmuş..." diyebilmişti.
Shijo'nun dürtükleyişinden sonra buraya gelme sebepleri olan ihtiyarı gözleri seçmişti. Tahmin ettiği gibi, kunoichi Munejima ile oldukça sıkı fıkıydı. Munejima bir şeylerden sızlanıyor olmalıydı. Chiyojo olmalı diye düşündü. Muhtemelen ondan çekiniyor ya da ondan gerçekten bir şeyler sakladığı için tedirgin. Şöyle bir düşündüğünde, zaten bu odadaki tek bir insan bile ona karşı dürüst değildi. Kendisi dahil, herkes ondan bir şeyler saklıyordu. Bu ise onu daha da öfkelendiriyor, daha da hırslandırıyor olmalı.
Shijo ile kısa bir göz kontağı kurduktan sonra, ilerlemeye başladı. Bu esnada burada olan zamanının kısıtlı olduğunun da bilincindeydi. İlk değerlendirmelerini yaptıktan sonra doğru ata oynaması gerektiğinin farkına varmıştı. Buradaki at Chiyojo ya da Munejima'nın ta kendisi olabilirdi. En az meşakatli olanın ise bu ihtiyar olduğunu biliyordu. Neticede alabileceği en net bilgiyi de ondan alabilirdi. Juzo'nun ne kadar zamanı vardı, neredeydi.. Ya da hala bir yerlerde miydi... Bu işin sonunda Ginbushi ile tekrar karşılaşabilecek miydi? Hepsinin cevabını alması için erkendi, ancak ipuçlarını toplaması için tam zamanıydı.
Adımlarını sıklaştırdığı sırada balkondan bakan Munejima'dan önce Kunoichi'nin onlara dikkat kesileceğini tahmin etmişti. Ringo, ANBU olmanın getirisi ile bu hususlarda biraz racon biliyordu. İki elini de cebinden çıkardı, vücudunu tamamen serbest bıraktı. Silahsız, serbest postürde ve en ufak tedirginliğe yer bırakmayacak şekilde dostane bir postüre büründü. Kendisi bunu uygularken Shijo'nun da benzer işi yapabileceğini düşünüyordu. Kunoichi'ye başıyla belli belirsiz, hızlı bir selam verdikten sonra Munejima'ya hitaben söze girişecekti.
"Öf amma kafa ütüledi be. Ne kasıyorsa bu kadar..." dedikten sonra az önceki konuşulanlara dair, kısa ve öz bir özet getirecekti, kendi mizacında. Herhangi bir role bürünmüyor ve herhangi bir şekilde kendisini kasmıyordu. Bu esnada ne yapacağını az çok anladığını tahmin ettiği Shijo'nun da kendisine katılabileceği, konuşmaya girebileceği bir diyalog geliştirmeye çalıştı.
"Munejima-san, iyi geceler. Okawa Ringo, Jounin. Minami devriyesindeki arkadaşlarımızdan haber aldıktan sonra mekanınızda çıkan arbedenin kimler tarafından tertip edildiğini ve sebebini anlamaya uğraşıyoruz. Olay alelade bir gaspa pek benzemiyor, şahısların düşük seviye shinobiler ya da yardakçılar olduğunu tahmin ediyoruz. Son zamanlarda herhangi bir mesaj aldınız mı? Ya da bunu yapabilecek birileri aklınıza geliyor mu?"
Sözlerini bitirdikten sonra yutkundu ve Munejima'nın tepkisini incelemeye koyuldu. Kısa süre sonra toparlamak adına bir nokta koymayı planlıyordu.
"Biz yalnızca Kageyasu-sama'ya rapor veriyoruz. İçiniz rahat olsun."
Chiyojo yanından geçtiği esnada konuşmuş, bunu yaparken değil göz göze gelmeyi, yüzüne dahi bakmamıştı Ringo'nun. Chiyojo'nun kaybolacağını hissettiği vakit ise homurdanmıştı Ringo. Bir şeyler bildiğini anlamıştı lakin, buna dikkat kesilip kesilmemek arasında gidiyor olmalıydı.
"Öyle mi olmuş..." diyebilmişti.
Shijo'nun dürtükleyişinden sonra buraya gelme sebepleri olan ihtiyarı gözleri seçmişti. Tahmin ettiği gibi, kunoichi Munejima ile oldukça sıkı fıkıydı. Munejima bir şeylerden sızlanıyor olmalıydı. Chiyojo olmalı diye düşündü. Muhtemelen ondan çekiniyor ya da ondan gerçekten bir şeyler sakladığı için tedirgin. Şöyle bir düşündüğünde, zaten bu odadaki tek bir insan bile ona karşı dürüst değildi. Kendisi dahil, herkes ondan bir şeyler saklıyordu. Bu ise onu daha da öfkelendiriyor, daha da hırslandırıyor olmalı.
Shijo ile kısa bir göz kontağı kurduktan sonra, ilerlemeye başladı. Bu esnada burada olan zamanının kısıtlı olduğunun da bilincindeydi. İlk değerlendirmelerini yaptıktan sonra doğru ata oynaması gerektiğinin farkına varmıştı. Buradaki at Chiyojo ya da Munejima'nın ta kendisi olabilirdi. En az meşakatli olanın ise bu ihtiyar olduğunu biliyordu. Neticede alabileceği en net bilgiyi de ondan alabilirdi. Juzo'nun ne kadar zamanı vardı, neredeydi.. Ya da hala bir yerlerde miydi... Bu işin sonunda Ginbushi ile tekrar karşılaşabilecek miydi? Hepsinin cevabını alması için erkendi, ancak ipuçlarını toplaması için tam zamanıydı.
Adımlarını sıklaştırdığı sırada balkondan bakan Munejima'dan önce Kunoichi'nin onlara dikkat kesileceğini tahmin etmişti. Ringo, ANBU olmanın getirisi ile bu hususlarda biraz racon biliyordu. İki elini de cebinden çıkardı, vücudunu tamamen serbest bıraktı. Silahsız, serbest postürde ve en ufak tedirginliğe yer bırakmayacak şekilde dostane bir postüre büründü. Kendisi bunu uygularken Shijo'nun da benzer işi yapabileceğini düşünüyordu. Kunoichi'ye başıyla belli belirsiz, hızlı bir selam verdikten sonra Munejima'ya hitaben söze girişecekti.
"Öf amma kafa ütüledi be. Ne kasıyorsa bu kadar..." dedikten sonra az önceki konuşulanlara dair, kısa ve öz bir özet getirecekti, kendi mizacında. Herhangi bir role bürünmüyor ve herhangi bir şekilde kendisini kasmıyordu. Bu esnada ne yapacağını az çok anladığını tahmin ettiği Shijo'nun da kendisine katılabileceği, konuşmaya girebileceği bir diyalog geliştirmeye çalıştı.
"Munejima-san, iyi geceler. Okawa Ringo, Jounin. Minami devriyesindeki arkadaşlarımızdan haber aldıktan sonra mekanınızda çıkan arbedenin kimler tarafından tertip edildiğini ve sebebini anlamaya uğraşıyoruz. Olay alelade bir gaspa pek benzemiyor, şahısların düşük seviye shinobiler ya da yardakçılar olduğunu tahmin ediyoruz. Son zamanlarda herhangi bir mesaj aldınız mı? Ya da bunu yapabilecek birileri aklınıza geliyor mu?"
Sözlerini bitirdikten sonra yutkundu ve Munejima'nın tepkisini incelemeye koyuldu. Kısa süre sonra toparlamak adına bir nokta koymayı planlıyordu.
"Biz yalnızca Kageyasu-sama'ya rapor veriyoruz. İçiniz rahat olsun."
