Yamato Kazuya

Oyunda aktif olarak bulunan karakterler.
Post Reply
User avatar
Yamato Kazuya
Amegakure
Amegakure
Posts: 31
Joined: May 20th, 2019, 3:17 pm
Künye:

Yamato Kazuya

Post by Yamato Kazuya » March 19th, 2025, 10:22 am

Künye

İsim: Yamato Kazuya
Yaş: 13
Cinsiyet: Erkek
Boy: 160 cm
Kilo: 55 kg
Köy: Amegakure



Profil

Rank: C - Rank
Rütbe: Chuunin

Başlangıç Statları
  • Güç: C - Rank
  • Çeviklik: C - Rank
  • Potansiyel: D - Rank
  • Kondisyon: D - Rank
  • Zihin: E - Rank
  • Varlık: C - Rank


Portre

Görünüm
Çehresi nasıl görünüyor? Saçları ne renk ve hangi boyda? Suratında dikkat çeken özellikler mevcut mu?
Geriye doğru yapıştırdığı, kulaklarına kadar uzanan boyutta ve gözleriyle aynı renkteki koyu kızıl saçlarıyla sevimli bir çocuğun yüzüne sahip. Alnının sol tarafında yetimhane döneminden kalma oldukça belirgin ve koyu renk bir yanık yarası var. Ayrıca sallanan küpeler takmayı sever.

Vücut şekli, rengi ve ten yapısı nasıl? Vücudunda kalıcı bir yara, doğum izi veya dövme mevcut mu?
Henüz bir yetişkin gibi yapılanmış olmasa da yaptığı antrenmanların etkisiyle şekillenmiş bir vücudu var. Alnındaki yanık izi dışında yarası yok.

Günlük hayatta ne giymeyi tercih ediyor? Bu tercihlerin sebepleri neler?
Havanın sıcaklığına göre olabildiğince ince giyinmeyi tercih eder. Rahat hareket edebilmek, olabildiğince az çamaşır yıkama işi çıkması gibi basit düşünür. Şık giyinmek onun için pek de emek harcanacak bir şey değildir ama yine de çirkin de olmamak için asgari düzeyde de olsa özen gösterir.

Görevlerde ne giymeyi tercih ediyor? Bu tercihlerin sebepleri neler?
Görevlerinde katanasını saklayabilmek, hava durumu değişikliklerine karşı mağdur olmamak, ayrıca kamp gerekliliği ortaya çıkması durumunda yastık olarak kullanabilmek amacıyla satın aldığı panchosunu giyer. İçinde yine hava şartlarına göre uyumlu kalınlıkta ve kamuflaj olması için olabildiğince koyu renkte kıyafetleriyle korunma amaçlı olarak file içlik giymeyi tercih eder.

Giyilmesi zorunlu kılınan alın bandını nasıl kullanmayı tercih ediyor? Alnına mı takıyor yoksa giysisine mi iliştirmiş?
Sol kolunun üzerine, dışarı bakan kısma köy amblemi denk gelecek ve kolunu panchonun dışına çıkardığında gözükecek şekilde bir kolçak takısı gibi bağlar.

Spesifik jest ve mimikleri mevcut mu? Bunları hangi şartlar altında yapıyor? Bunlardan utanıyor mu?
Bir şeyleri anlamadığı zaman kaşlarını çatıp karşıdan daha fazla açıklama beklediğini belli eden, eğer yine anlamazsa tek kaşını kaldırıp aynısını yaptığı garip bulduğu bazı mimikleri var. Mimiklerinden değil de bazen bazı şeyleri anlayamamaktan utanıyor.

İlk defa gören biri onun hakkında ne düşünür?
Sevimli, canayakın ama yaşına göre biraz fazla olgunlaşmış bir çocuk olduğu ilk intibasını verir.

Nasıl kokuyor? Bu kokusu için spesifik bir şey yapıyor mu yoksa umrunda değil mi?
Görevlerden ve sosyallik amacıyla dışarı çıktığı zamanlardan önce kötü kokmamak için yıkanır, ekstra bir şey yapmaz. Antrenmanla geçen büyük zamanında genellikle bir ter kokusu olur, bunun normal olduğunu düşünür.

Sesi ve konuşması nasıl? Tok mu, ince mi? Görünüşüyle bir tezatlık oluşturuyor mu? Şivesi var mı?
Görünüşünden tam olarak beklenecek, ince bir erkek çocuk sesine sahip. Şivesi yok.

Aynaya baktığında gördüğü şeyden hoşnut mu? Onun canını sıkan bir tarafı var mı?
Alnındaki yarayı uzunca süre dert etti fakat yakın zamanda çok daha büyük dertleri olduğunu fark etti. Son zamanlarda biraz hoşuna bile gitmeye başladı.

Duygularını suratı ile ifade etme konusunda nasıl? Bunu başarabiliyor mu, yoksa kendini göstermemeyi mi tercih ediyor?
Duygularını suratıyla yansıtabiliyor. Hemen her duruma karşı gülümsemeyi tercih ediyor. Anlayamadığı ve şaşkınlık duyduğu durumlarda kaşlarını çatıyor.

Maskülen mi, yoksa feminen mi görünüyor? Yoksa androjen bir vücut tipine mi sahip? Biyolojik cinsiyeti ile vücut tipi uyuşuyor mu?
Biyolojik cinsiyeti ile vücut tipi uyuşuyor.



Geçmiş
Akademi öncesi yaşamı nasıldı? Arkadaşları var mıydı, yoksa yalnız bir küçüklük mü geçirdi?
Savaşın ortasında henüz hatırlayamadığı kadar küçükken yetim kalmıştı. Aktif çatışma alanlarından kurtarılmış çocukları yetiştirmek üzere kurulan bir yetimhanede büyümüş, fakat savaş sırasında yetimhane de sürekli yer değiştirdiğinden güvende hissettiği bir ev ortamı bilinci oluşturamamıştı. Aile olarak bildiği şey arkadaşlarıydı ama hayatı hep savaştan kaçmakla geçtiğinden arkadaşlarının kaybolduğu gibi haberler başta korkutucu olsa da kendilerine kahraman gibi anlatılan shinobilerin ölüm haberlerini almak gibi o da zamanla normalleşmişti. Büyüdüğü ortamdan akademiye gitmek isteyen tek çocuk olduğu için ilk arkadaşlarından bu şekilde ayrılmıştı.

Akademi hayatı nasıl geçti? Favori dersi veya favori hocası var mıydı? Performansı nasıldı?
Akademi süresince başaramadığı hiçbir şey olmamıştı. Her derse yeterince odaklanıp öğrenmesi gerekenleri yeterince öğrenmiş, ancak hiçbir dersinde mükemmel not alamamıştı. Ortalama üstü bir öğrenci sayılabilirdi. Özellikle ekipman kullanımı içeren taijutsu dersleri diğerlerine göre daha çok ilgisini çekiyor, bu derslerinde başarılı oldukça kendisini daha güçlü hissediyordu. O yıllarda insanlara bağlanmak konusunda oldukça kaçıngan olduğundan akademiden arkadaşları ve öğretmenleriyle çok samimi ilişkiler kuramamıştı.

Mezun olduktan sonra Genin hayatını nasıl geçirdi? Chuunin olana kadarki dönemde nasıl bir takımdaydı? Takım hocasını benimsedi mi yoksa kendi yolunu mu çizdi?
Takım arkadaşlarıyla akademiden tanışıktı, takım hocaları da kendisini sosyallik konusunda oldukça geliştirmiş, insanlarla bağ kurmayı öğretmişti. Böyle olunca takımına ısınması, geçmişt tecrübelerine rağmen kolay olmuştu. Köyün kendisinden henüz yeni shinobi olmasına rağmen oldukça ağır istekleri olduğunu düşünmeye başlamış, yönetimdeki yanlışlıklar olduğunu düşünmüştü. Bir tartışma sırasında bunu düzeltmek için güçlenmesi gerektiğini söylese de takım hocası ne kadar güçlenirse güçlensin hayalleri için ona tek başına yeterli olamayacağını, güçlenirken kendinden yana veya karşıda olması fark etmeden insanlarla güçlü bağlar kurması gerektiğini ona anlatmıştı.

Hayatından minik bir anı sunması istenseydi, ne anlatırdı?
Bir başkasının kendisine karşı düşünceli davrandığı ilk zaman, yeni genin olduğu zamanki takımında hocaları kendisine küçük bir pasta alarak doğum gününü kutlamıştı. Böyle bir yenilik, sürekli hayatta kalmaya odaklı yaşadığı hayatı için o an garip gelmişti. Ancak daha sonra yalnız kalıp her o anı hatırladığında mutluluktan ağlar.

Hayatında yer etmiş en önemli kişi kimdir? Bu şahısla neler yaşamıştır?
Genin takımı arkadaşları ve hocası kendisine sosyal olmanın en az güçlü olmak kadar önemli olduğunu öğretmiş ve pozitif olma çabasını var etmiştir. Birlikte savaştığı ekibiyle yaşadığı travmatik birçok olay da başlarından geçmiş ve aralarındaki ilişkiyi güçlendirmiştir.

Geçmişinde yer etmiş önemli bir kişiyle yaşadığı bir anıyı anlatın.
Chuunin sınavına katılacağını düşünürken henüz Genin olduğu dönemde savaşa katılacağı söylendiğinde geleceğe dair kurduğu tüm pozitif hayallerin çökerek kendisini yeniden çocukluğunun depresyonuna döndüren dönem. Bu dönemde yaşadıkları, arka arkaya şansla hayatta kalabilmiş olması, ilk kez birinin canına kıyması ve bu sefer depresyonunu birlikte savaştığı takımına da bulaştırması. Tüm bunların sonucunda güçlenme azmini hayatının en tepesine, öğretmeninden öğrendiği sosyalliğiyse onun gerisine koymasıyla kendini yeniden stabilize edebilmiştir.

Birisinin canını aldı ise, bu nasıl gerçekleşti?
Genin olarak katıldığı savaş cephesinde kendisinden çok daha tecrübeli olduğu belli olan düşman shinobisini, kendi takımıyla tek sıkıştırdığında, bir arkadaşının canını kurtardığını düşünerek ilk kez birinin ölümüne sebep olmuştu. Kılıcınıyla hiç tanımadığı bu adamın boynunu yarana kadar hiçbir şey hissetmemiş, görev resmen bitirilip karargaha döndüğünde insan hayatının değerini sorgulamaya başlamıştır.

Köyünün hangi kısmında yaşıyor? Buradan memnun mu? Taşınmayı düşünüyor mu?
Savaş durulduğundan beri hayatında ilk kez kendi başına yaşamak zorunda kaldı. Bir tarafı kendisi gibi gençlerin sosyallik için toplanacağı küçük köy meydanlarından birine açılan, diğer tarafı serbestçe antrenman yapabileceği düzlüğe kendisini götürecek iki kullanışlı ulaşım tüneli ve shinobi karargahı olarak kullanılan bir gözetleme kulesine yürüyüş mesafesi bulunan ufak bir eve tek başına geçti. Para işlerini henüz tam anlayamadı ama hocaları ve arkadaşlık kurduğu bazı yetişkin shinobiler kendisine yardımcı oluyor.

Etkileyen en önemli olay neydi?
Sürekli içerisinde büyüdüğü savaş ortamı, ölü bedenler, kopmuş insan parçaları, arkadaşlarının kaybolması, kendilerinin güvenliğini sağladığı söylenen kişilerin ölüm haberleri, ölümün kendisi, arkadaşlarından geri kalanların bunu düzeltmek için savaşmak istemeyip shinobi akademisine tek başına ve kimseyi tanımadan girmesi, akademiden mezun olana kadar doğru düzgün arkadaş edinememesi. Tüm bunlar özünde depresif kişiliğinin oluşmasına sebep olmuştu. Ancak Genin takımıyla birlikte hayatının devamında ne yapacağına dair fikirlerinin gelişmesi, arkadaşlar edinmesi, hocasının iyi yönü göstermesiyle depresif yoğunluğunun farkına varıp çevresine insanları toplama amacı edinmesi, güçlenme arzusunu başarmakta olduğunu hissettiren antrenmanları da varolan depresif yönüyle savaşıp hayata olumlu bakmasını ve sıkı tutunmasını sağlamıştı.



Kişilik
Dışarıdan nasıl bir benlik çiziyor? Başkaları onu ilk görüşte nasıl tanımlar? Onu tanıyanlar için bu tanım değişir mi, yoksa ilk görüldüğü anda neyse hep o mu?
İlk bakışta düşüncelerinde kaybolmuş, aklındaki tilkilerle savaşan, yaşına göre fazla ciddi ve karamsar duran bir çocuk görülür. Ancak kendisiyle sosyal bir interaksiyona girildiğinde yürek ısıtan bir gülümseme ve naiflikle cevaplar, insanlara ve insanlar da ona hızlıca ısınırlar. Tandığı biriyle iletişiminde de aynı sıcaklık hissedilir.

İnsan ilişkileri nasıl? Başkalarına kolay açılabiliyor mu, yoksa kendini kapatmayı mı tercih ediyor? Başkalarına karşı tahamülü ne seviyede?
Rastgele insanlara karşı ilgisiz ve nötr ama soğuk değildir. İlk bariyeri aşabildiği, birlikte çalışması gereken, iletişim kurmaktan keyif alacağını düşündüğü, bariz ortak yanları olduğunu fark ettiği kişilere karşıysa oldukça sıcak, iyimser ve güvenilirdir. Çoğunlukla sabırlı ve insanlara tolerans gösterebilir seviyede olsa da sabrı tükendiğinde umursamayarak çatışma çıkmasının önüne geçebilmektedir.

En büyük zaafı nedir? Bu zaafı hakkında neler düşünüyor?
Arkadaşlığa verdiği önem ve herkesle arkadaş olmak istemesi kendisine karşı kullanılabilecek bir şeydir. Saf olduğunu düşünüp kendisine zarar verilebilir. Bunun farkında olsa da, inşa etmeye çalıştığı büyük hayali için; kurduğu arkadaşlıklardan alacağı faydanın, arkadaşlıklarına olan zafiyetinden göreceği herhangi bir zarardan kat kat fazla olacağını düşünür.

En güçlü tarafı nedir? Hangi özelliğinden gurur duyar?
İçine doğduğu tüm karanlığa rağmen insanlarla pozitif ilişkiler kurabilmesi, küçük anlar yaşayabilmesi ve bu küçük anlarda mutluluğu yeniden keşfedebilmesi, her seferinde içini muntazam bir gururla duygusuyla kaplar.

Kendini nasıl ifade etmeyi tercih ediyor? Kendi fikirlerini ortaya atarken baskın bir kişilik mi sergiliyor, yoksa karşıt bir argüman duyduğunda çabucak sönüyor mu?
Kendi fikirleri konusunda özgüven geliştirebilmiş olmasa da başkasının fikrini kendi düşüncesinin temeline oturtamadığında mantıklı bulmuyor. Kendisine çok karmaşık gelen şeyleri düşünmekle uğraşmamayı seçebiliyor. Çünkü köylerde, şehirlerde, dünyada büyük ve gerçekten anlamlı bir değişiklik yapabilecek kadar güçlü olmadığını düşünüyor. Bunun için de hayatına fiziksel anlamda güçlenmek ve sosyalleşmek odaklarıyla devam ediyor. Zaten bu kadarı yaşı için oldukça yeterli.

Önem verdiği değerler neler? Bunlar onun için ne kadar katı? Başkalarına bu değerleri empoze etmeye çalışıyor mu?
Kimsenin kendi yaşadığı karanlığı yaşamaması için inşa etmek istediği arkadaşlıklar, aileler, sosyal çevreler, belki yerleşim yerleri için aktif ve pozitif sosyal yaklaşımlarla birlikte tüm bunları gerçekleştirebilmek için elinde olması gerektiğine inandığı fiziksel güç hayatının iki sütununu oluşturmakta. Görevli olmadığı her anda antrenman yapmak ve antrenmanlarından arda kalan zamanlarda sürekli arkadaşlıklarını geliştirmek veya yeni arkadaşlıklar kurmak hayatının özeti denilebilir. Ancak bu değerleri empoze etmek gibi baskıcı bir tutum, şimdiye kadar aklının ucundan bile geçmemiştir.

Başkarının hisleri hakkında neler düşünüyor? Empati yapabiliyor mu? Yapabiliyorsa bile, karşı tarafın hislerini önemsiyor mu?
Kendisi düşük bir ruh halindeyse başkalarının hislerinden önce kendisine odaklanır, kendisi pozitif olmadıkça olumsuzluğu başkalarına da yansıtmama taraftarıdır. Kendisi yüksek ruh halindeyken arkadaşlarının iyi hissetmesi için onlara yardımcı olur, dertlerini dinler, hislerini anlamaya çalışır. Arkadaşlarının duygularını aktarmalarına yardımcı olur.

Kısa dönemdeki amaçları neler? Uzun dönemde başarmak istedikleri nedir?
En hızlı ulaşmaya çalıştığı amacı olabildiğince güçlenmek, eline geçen gücün yeterli olduğuna neye göre kanaat getireceğini bilmiyor ama henüz o noktaya varmadığından emin. Uzun vadede sahip olduğu güç sayesinde çevresine topladığı dostları ve arkadaşlarıya birlikte, kendisini büyüten cehennem ortamının bir daha oluşmamasını sağlayacak şekilde yönetimde değişiklikler yapmak. Kendi deyimiyle “Bir şeyler inşa etmek.” fakat henüz bunu nasıl yapacağını bilmiyor. Ancak önemli de değil, çünkü henüz bunu başarabilecek güçte değil.

Daha önce bir can aldıysa; bu olay gerçekleşirken ve gerçekleştikten sonra neler düşündü?
Bebekliğinden beri insan ölümü kendisi için hayatın olağan bir gerçekliğiydi. Savaş ortamında ve takım arkadaşını kurtarma içgüdüsüyle yaptığı bir saldırı, canını aldığı kişinin kanının üzerine fışkırmasıyla daha önce hissetmediği ve düşünmediği şeyleri zihninde meydana getirdi. Bir süre durumun şokuyla hayata donuk baktı. Daha sonra insan canının değeri üzerine uzun uzun düşündü. Kendisi, savaş sayesinde hayatının ilk yarısını kötü hissederek geçirmişti. Kimse bunu hissetmesin isteyerek geleceğe dönük hayaller kurmuş, hayatını buna göre bir yola koymuştu. Fakat henüz bu yolun başında, başkalarının aynı şeyleri hissetmesine sebep olmuş, daha da kötüsü, hiç yaşanmasın istediği şeyin parçası olmuştu. Eğer o hareketi yapmasaydı, bu sefer takım arkadaşı aynı sonla karşılaşabilirdi. Düşüncelerinin kendi hareketinden kaynaklandığının farkındaydı ama durumun kendi kontrolünde olmayan bir şekilde gerçekleştiğini de biliyordu. Felsefi ve duygusal yönden içinden çıkamadığı bir duruma dönüşmüş, sonrasında bir de bu hareketi yüzünden ödüllendirilip rütbesi yükseltilmişti. İşin içinden çıkamıyordu ama içini rahatlatabilmek için yine olsa yine yapacağını bildiğini söylüyor, fakat bu konuda kendisini nasıl hissedeceğini bilemiyordu. İkiyüzlülük dedikleri böyle bir şey miydi?

Nasıl rahatlar? Nasıl stres atar?
Görevde olmadığı her an antrenman yapar, kılıcını nasıl daha iyi kullanacağını, nasıl daha güçlü savurabileceğini ve nasıl daha hızlı hareket edebileceğini düşünür. Bunlardan da yorulduğunda eğer uyumuyorsa köy içerisinde arkadaşlarının dükkanlarına, nöbet konumlarına, buluşma alanlarına gider ve onlarla konuşur. Hayat değiştiren şeyler yaşadığındaysa yalnız başına yatağında oturup başına gelenleri anlamaya çalışır.

Stresli anlarda nasıl davranır? Eli ayağına mı karışır, yoksa bu tarz durumları soğukkanlılıkla mı atlatır?
Stres kendisi için oldukça olağandır, zihnini oldukça berrak tutup duruma olabildiğince doğal reaksiyon verir. Böyle durumlarda derin nefesler alıp vermenin faydalı olduğunu keşfetmiştir.

Liderlik vasfı var mıdır? Bundan bağımsız olarak, lider olmayı aktif olarak kovalar mı? Liderlik pozisyonunda kendini bulduğunda nasıl davranır?
Lider olabilmeyi hedeflemektedir, ancak yaşı henüz buna izin vermemektedir. Yeterince tecrübeli olmadığını düşünür. Lider olması gereken durumlarda nasıl hareket edeceği konusunda fikirleri vardır. Liderliğin stresli olduğunu ve bunun üstesinden gelebileceğini düşünmektedir.

Yalan söyler mi? Yalan söyleyenlere tahammülü var mıdır?
Görev ortamında ustalıkla yalan söylemesi gereken bir durumla karşılaşmamıştır. Bu durumda söylemesi gerekirse söyler, ancak ne kadar iyi söyleyeceği konusunda bir tecrübesi bulunmamaktadır. Sosyal ortamlarda söylenen yalanların kişilerin kendilerini daha iyi hissetmesi için söylediğini düşünür. Ardında kötü niyet aramaz, eğer öyleyse bile kendisi kötülüğe bulaşmadığı için vicdanı rahattır.

Arkadaşlık ilişkileri ne durumdadır? Onunla arkadaş olmak kolay mıdır? Güveni kolay kazanılır mı?
Güvenini kazanmak için basit bir selam vermek bile yeterlidir. Arkadaşlık konusunda oldukça saftır, herkesle arkadaş olmaya çalışır. Arkadaşlarını merak ve ziyaret eder. Ne sevdiklerini ve sevmediklerini oldukça önemser, her seferinde arkadaşlarına küçük hediyeler götürür. Arkadaşlık hayatta en önem verdiği ikinci şeydir.

Ölüm hakkındaki düşünceleri neler? Eğer yarın öleceğini bilse bu durumu nasıl karşılar?
Yarın ölecek olmak, kendisi savaş alanında birinin canına kıyana kadar oldukça normal karşılayacağı bir durum olabilirdi. Yapılacak, öğrenilecek bu kadar çok şey varken ölmek ziyan olurdu ancak ölüm her yerde olan, olağan bir durumdu. Fakat o günden beri fikirleri değişmiş, netleştiremese de ölümün gerekliliğini sorgular olmuştu. Neden bu kadar insan birbirlerini öldürüyor ve savaşlar orkestra ediyordu bunu anlamış değildi. Ancak büyük anlaşmazlıklar yaşanıyor olmalıydı. Kendisi gibi askerlerse karşılarına çıkarılan durumda sevdikleriyle yaşamlarına devam edebilmek için zorlu kararlar vermek zorunda kalıyordu. Bu konuda henüz üzerine düşünmeye zihninin yetmediği çok derin durumlar vardı.

Nasıl yemeklerden hoşlanır?
Özellikle sevdiği tek şey küçük doğum günü pastalarıdır.

Geçmişiyle barışık mı? Onu yaralayan olaylar hakkında ne düşünüyor? Bunu atlatabileceğini hissedebiliyor mu?
Kendisini yaralayan onlarca olay ve durumdan sonra yaşamaya devam edebilmek için her şeyi atlatabilmesi gerektiğini anlamış, anlamlandıramasa da geçmişe yönelik duyulan öfke ve hüznün, kendisini geleceğe gitmekten alıkoyduğunu fark etmiştir. Peşini bırakmayan kabuslarını ancak savaşın durulduğu son dönemlerde yatıştırabilmiştir. Antrenmanlarını düzene sokup arkadaşlarına vakit ayırabildikçe kendini yeniden iyi ve neşeli hissetmeye başlamıştır. Aklı veya tecrübesi yetişmediği için tam olarak çözümleyemediği şeyleri biraz daha büyüyünce anlamlandırabileceğini sanmaktadır.

İç çekişmesi ne kadar şiddetli? Kendini ne kadar içten içe eleştiriyor? Bilinçaltıyla barışık mı?
Depresif bir çekirdekten çiçek açan bir nilüfere dönüşen kişiliği, gitgelleriyle bir o yana bir bu yana sürüklense de kendisini stabilize edip pozitif olmaya odaklanmayı öğrenmiştir. Kişiliği temelinden çatışmaya meyilli olduğundan dolayı başından geçen farklı şeyler onu düşünmeye itmektedir. Çoğu karmaşık konuya anlam getirememiş, sonraya ertelemiş olsa da odaklanması gereken şeyleri netleştirip çözümleyemediği durumlara takılmamayı alışkanlık edinebilmiştir.

Kültürü ve köyünün ortak geçmişi hakkındaki düşünceleri nelerdir?
Köy içerisindeki kültürel etmenlerin birleştirici olanlarına ve eski Daimyo’nun icraatlerine olumlu baksa da kendi büyüdüğü kaotik ortamın devamlılığı, kişiliğinin ve hedeflerinin başlangıcı olmuştur. Hiçbir çocuğun kendisi gibi yetişmemesini sağlamayı kendine hayattaki en büyük amaç edinmiştir.

Ne kadar politiktir? Fanatizme kayacak kadar ekstrem görüşleri var mıdır?
Tüm kişiliği politik olsa da kendisi henüz bunu anlamlandıramamaktadır. Amaçları ekstremdir ama kendisini bunun üzerine inisiyatif alıp harekete geçebilecek kadar ne fiziksel ne de sosyal anlamda güçlü görmemektedir. Zaten tam olarak ne yapması gerektiğini de henüz çözememiştir. İhtiyacı olan güce erişme çabası sırasında tüm bunları çözümleyebileceğini ummaktadır.

Kendi minik ritüelleri var mıdır?
Köyde olduğu zamanlarda güneşle birlikte uyanıp güne koşuyla başlamak yakın zamanda edindiği ve çok hızlı bağlandığı, kendisini iyi hissettiren bir alışkanlık olmuştur.

Bu ritüelleri ne sıklıkla tekrarlar? Bu ritüeller onun için ne kadar önemlidir?
Olabildiğince her gün, tekrarlayamadığı zaman olumsuz bir his yaratacak kadar önemli değildir.

Evren içerisindeki güncel siyasi olaylar hakkındaki görüşleri ve düşünceleri nelerdir?
Kaotik ortamı yaratan yönetimlerin değişmesi gerektiğini düşünmektedir. Ancak kimle, nasıl, neyle gibi sorular kafasını bulandırmaktadır.

Favori sözü, deyimi veya atasözü nedir? Bu sözü kimden duymuştur? Ona göre ne anlama gelmektedir?
“En uzun yolculuklar bile tek bir adımla başlar.” Genin takımındayken hocasının söylediği bu söz, yaşadığı yerle ilgili değiştirmek istediği her şey için kuvveti yetmese de odaklanması gereken iki temel noktayı yeterince istikrarla devam ettirirse ulaşmak istediği şeylere ulaşabileceğini düşünmesi için ilham olmuştur.
"A journey of a thousand miles begins with a single step."
Lao Tzu
Image
► Show Spoiler
User avatar
Cynic
Laplace
Laplace
Posts: 678
Joined: August 24th, 2018, 10:41 pm

Re: Yamato Kazuya

Post by Cynic » March 19th, 2025, 8:05 pm

Onaylandı.
Post Reply

Return to “Aktif Karakterler”