[Okawa Ringo] İhtiyarın Peşinde

Kaya ülkesinin başkenti ve en büyük şehri.
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts: 2811
Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Okawa Ringo] İhtiyarın Peşinde

Post by GM - Naruto » April 17th, 2025, 12:33 am

Planladığın gibi tek hamlede at arabasının üzerine, onun ardından da adamın önüne sıçrıyorsun. O esnada, adamın ağzı açık bir şekilde sana baktığını görüyorsun. Tökezliyor ve yere düşüyor sen dibinde bittiğinde.

"N-ninja!" diyor kısık bir sesle. Suratındaki şaşkınlık korku ifadesine dönüşüyor. Laflarını dinledikten sonra, bir kaç adım geriye sürünüyor göt üstünde sana bakarak. Fakat sen adamı yakalıyorsun ümüğünden ve onu kaldırıyorsun.

Eleman gözlerinin içine bakıyor senin. Buradan daha karışık çizgili bir surat seçiyorsun. Göründüğünden daha yaşlı olsa gerek. Bakım malzemelerinin kokusunu alabiliyorsun. Özellikle suratındaki kırışıklıkları gizlemek için minimal bir makyaj da seçiyorsun çehresinde.

Adam korkarak konuşmaya başlıyor. "Önemli bir toplantısı olacaktı! Bar Teruma'da! Özel bir locada! Vallahi locayı bilmiyorum ama bokunu yiyim bilmiyorum!" dedikten sonra gözlerini kapatıp senden gelecek olası bir şiddet durumuna karşı siper almaya çalışıyor.

Shijo arkandan yaklaşıyor ve ellerini önünde birleştiriyor, ancak bir şey demiyor.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Okawa Ringo
Ishigakure
Ishigakure
Posts: 309
Joined: February 25th, 2019, 1:04 am
Künye:

Re: [Okawa Ringo] İhtiyarın Peşinde

Post by Okawa Ringo » April 17th, 2025, 1:12 am

"Ninja mı? Bunak mısın nesin be adam... Gençlik diyoruz buna."

Herifin korku dolu tepkisi, gözlerinin bir yansımasıydı adeta. Titrek göz bebekleri, yerde sürüdüğü kıçıyla, korkudan muhallebi gibi titrettiği vücudunun bir aynasıydı. Şaşkınlığının kısa sürede korkuya dönüştüğünü, hemen ardından ise gözlerini kaçıramadığını seçmişti. Canının derdine düşmüştü, haklıydı da. Elemanın yanına yaklaştığında onu kaldırmış ve basitçe tehditkar sözlerini iletmişti. Bu esnada ise meymenetsiz suratı biraz daha gözüne görünür olmuştu. Seçebildiği detaylara bakarsa, daha yaşlıydı anlaşılan bu herif. Yüzündeki çizgiler ve kırışıklıklar belli oluyordu. Burnuna pudra kokusuna benzettiği bir koku yanaşmıştı... Güzel kokuyordu. Yaşlılık karşıtı krem olsa gerek. Göz torbaları, şakakları, çenesi... Belli belirsiz bir makyaj vardı herifin suratında. Bu, kılık değiştirmekten ziyade; yaşlılık etkisini giderici bir şeydi.

Herifin hareket edecek bir hali yoktu. Refleksif olarak ona uygulayacağı bir şiddet eylemine karşı kendisini hazırlıyordu. Gözleri kapanıyor, yüzü kasılıyordu. Ringo bu herifle daha fazla uğraşmak istemiyordu. Aslında, hiç istemezdi... Neden istesin ki? Buradaki insanlar, uğraşılması gereken insanlar değil. Bunlar onun hiç tanımayacağı, hiç göremeyeceği insanlar. Yine de insanlar. Kaya'nın sakinleri. Minami'nin halkı. Ringo bir noktada bu herifleri de korumak için yeminliydi. Kaya'nın bir ferdiydi, tıpkı onlar gibi. Nihayetinde, insiyatif alarak giriştikleri bu işte; böyle şeylerle karşılaşacağını biliyordu. Buna hazırlıklıydı. Lakin istediğini aldıktan sonra, daha fazla işi ilerletmenin kimseye bir faydası yoktu. Bu bağlamda bu gibi olayların içinde olmaktan hoşlanmıyordu. Shijo'nun giriştiği bu gereksiz hareket sonucunda ise, onunla basit bir konuşma yapması gerektiğini anlayabilmişti.

"Ne toplantısı bu? Ne zaman? Kaçta? Yanında kim olacak? Konuş! Ulan... Eğer yalan söylüyorsan, yüzündeki kırışıklıkları dert etmene gerek kalmaz. Seni bulurum ihtiyar. Bulunca seni kreme boğarım. Anladın mı beni?"

Sözlerinin ardından net cevaplar duymayı umuyordu. O sebeple herifi tuttuğu elini bir nebze gevşetti. Cevapları duymasının ardından herifi bırakacaktı. Herifin ne yapacağı şu saatten sonra pek ilgisi dahilinde değildi. Böyle korkmuş bir adamı bırakıp bırakmama konusunda ise yine hem fikir olmaları gerekiyordu, ne kadar istemese de. Yanına sokulmuş ve kollarını kavuşturmuş Shijo'ya göz ucuyla baktı. Eğer adamı tutmak istiyorsa, soruları varsa sorsun. Ancak Ringo bir kaç adım geriye çekildikten sonra bir şey demeden Shijo'nun suratına bakacaktı. Eğer Shijo'nun da işi adamla bitmişse, bunu anlarsa; uzaklaşmaya başlayacaktı.
Image
‎ ‎ ‎■ Künye
• İsim: Okawa Ringo
• Yaş: 20
• Cinsiyet: Erkek
• Boy: 173
• Kilo: 65
• Element: Fuuton
• Köy: Ishigakure
• Seviye: B - Rank
• Rütbe: Jounin
• Nam: Sanrı
Image
‎ ‎ ■ Puanlar
• GP: 0
• VP: 4
• PP: 2
‎ ‎ ■ Linkler
‎ ‎ ■ Profil

• Güç: D+
• Çeviklik: B
• Kondisyon: C+
• Potansiyel: B
• Varlık: D
• Zeka: D
Image
‎ ‎ ■ Beceriler
• [Güç] Atletizm: F
[Çeviklik] Akrobasi: C
[Çeviklik] El Hassasiyeti: E
• [Çeviklik] Saklanma: F
[Kondisyon] Form: D
• [Potansiyel] Ninshuu: F
• [Varlık] Aldatma: F
• [Varlık] Empati: F
• [Varlık] Sosyalleşme: F
[Zeka] Farkındalık: E
• [Zeka] İzcilik: F
• [Zeka] Bilim: F
Image
‎ ‎ ■ Teknikler
Ninpou: Ayatsuito - D Rank *
Fuuton: Kami Oroshi - D Rank
Fuuton: Fuuchi no Jutsu - D Rank
Fuuton: Tobikoshi no Jutsu - D Rank
Fuuton: Fuchou no Jutsu - D Rank
Fuuton: Fuukyou no Jutsu - D Rank
Fuuton: Reppushou - C Rank
Fuuton: Renkuudan - B Rank
Fuuton: Sairi no Jutsu - B Rank *
Juryokugan: Sanrin - A Rank *
‎ ‎ ■ Stiller ve Kabiliyetler
Shinobi Ekipman Ustalığı - A Rank
‎ ‎ ◦ Kabiliyet: Akrep - B Rank
‎ ‎ ■ Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Nadide Ekipman
‎‎‎ ‎ ◦ Kamisori *

Bel Çantası
‎‎‎ ‎ ◦ Fırlatma Kunaisi, 20 Adet

Uyluk Çantası (Sağ)
‎‎‎ ‎ ◦ Kunai, 9 Adet

Flak Set
‎‎‎ ‎ ◦ Shuriken, 20 Adet

Sırt Çantası
‎‎‎ ‎ ◦ Patlayıcı Parşömen, 4 Adet
‎ ‎ ◦ Sis Bombası, 5 Adet
‎ ‎ ◦ Misina, 5 metre
‎ ‎ ◦ Panço

Diğer
‎‎‎ ‎ ◦ İlk Yardım Çantası
‎‎‎ ‎ ◦ File İçlik



Image
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts: 2811
Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Okawa Ringo] İhtiyarın Peşinde

Post by GM - Naruto » April 17th, 2025, 8:21 pm

Eleman sen konuştukça daha da siniyor. Titreyerek dibliyor laflarını. Elini gevşetmiş olsan da sarsılmasını hissedebiliyorsun.

"Şu anda mekanda olması lazım, ama kimle görüşecek bilmiyorum! Yanında varsa varsa koruması vardır. Hanka adında bir kadın. Onun da bir ninja olduğunu biliyorum. Vallahi bildiklerim bu kadar!" dedikten sonra, tekrar siniyor.

Shijo'ya dönüyorsun. Kafasını sallıyor herhangi bir şey sormayacağını belirten bir şekilde. Bunu görünce adamı bırakıyor ve ortamdan uzaklaşmaya başlıyorsun. Dükkandan dışarı çıkınca adamın sizden aksi yöne tabanvay usulü kaçtığını görüyorsun. Hallaç pamuğu gibi yere serdiğiniz diğer elemanlardan bazıları hafif ayaklanıyor gibi oluyorlar. Siz ise çoktan yan bir sokağa dalıp ortamdan uzaklaşmış oluyorsunuz.

Spesifik olarak bir yön belirlemeden, sakin bir sokak arası ararcasına dolaşıyorsunuz. Bir kaç dakika sonra ise nispeten sakin bir yerde duraksıyorsunuz. Shijo sana yaklaşıyor ve kısık bir sesle konuşuyor etrafını kolaçan ettikten sonra.

"Bar Teruma denen yeri az çok biliyorum. Epey lüks bir mekan, soylular takılıyor. Tek bir sefer Ginbushi ile gitmişliğimiz var diplomatik bir mesele için. Onun dışında çok bir bilgim yok." Ardından derin bir nefes veriyor. Suratında biraz can sıkıntısına dair emareler var ancak Henge'den bu çok düzgün anlaşılmıyor.

"Ne yapsak bilemiyorum Ringo. Shinobi olarak gidersek bir şekilde içeri girebilme ihtimalimiz var. Ağırlığımı ve rütbemi kullanabilirim ancak bu dikkat çeker. Kılık değiştirip girebiliriz ama mekanda çalışan korumaların da shinobi olduğunu biliyorum. Basit bir Henge ile bu işi çözemeyiz."

Biraz düşünüyor, sonra tekrar lafa giriyor. "Munejima bir suçlu değil, biz de öyle. Dümdüz gidip adamla konuşmayı deneyebiliriz. Çok da bir şey saklamamıza gerek yok. İki Ishigakure Jounin'ini içeri alamamazlık hayatta yapamazlar." dedikten sonra cevabını beklemeye başlıyor ellerini önünde birleştirip.

Bar Teruma ile alakalı bildiğin şeyler Shijo'nun söyledikleriyle aşağı yukarı aynı. Gitmişliğin ise yok.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Okawa Ringo
Ishigakure
Ishigakure
Posts: 309
Joined: February 25th, 2019, 1:04 am
Künye:

Re: [Okawa Ringo] İhtiyarın Peşinde

Post by Okawa Ringo » April 17th, 2025, 9:39 pm

Bırakmıştı titrek herifi. Bu esnada sinik pozuna rağmen, bir şekilde net cümleler akıtabilmişti ağzından. Bir koruması vardı anlaşılan. Şu an mekanda olması haricinde de pek yeni bir şey söylememişti. Herifi bıraktıktan sonra Shijo'dan da bir soru isteği gelmemişti. Herifin uzaklaşırken hızlı hızlı adımlarla, tabanları yağlayarak koşmaya başlamıştı. Ringo uzaklaşmaya başlamışken az önce dövdükleri heriflerin bir kaçının ayaklandığını fark etmişti. Bu esnada hem Ringo, hem de Shijo ortamdan uzaklaşmaya başlamışlardı.

Pek bir şey söylemeden, bir kaç sokağı arşınlamışlardı. Ellerinde yeni bilgiler, bilgilerin onları götüreceği bir yer vardı. Ringo daha önce Bar Teruma'yı duymuştu. Mekanı biliyordu lakin, gitmemişti. Lüks bir yerdi. Shijo'nun mekanla ilgili daha fazla bilgisi olup olmadığını merak ediyordu ki, o konuşmuştu kendisi sormadan. Shijo'nun surat ifadesinden anlayabileceği üzere, Munejima'nın evinde olacağını ve onu karşılarına alıp konuşabileceklerini düşünmüş olsa gerek. Bu işler böyle yürümüyor... Dahası Munejima'ya güvenemeyecekleri hususunda, onu aydınlatması gerektiğini hissediyordu. Bu esnada shinobi olarak girmekten söz etmişti. Ringo'nun da aklına daha doğru bir yol gelmiyordu. İçerebileceği tüm risklere rağmen, en efektif yolun bu olduğu da aşikardı.

Kafasını havaya dikti. Bir süre gök ile gözlerini kilitledi. Sokağın tavanındaki pencere pervazlarını seçebiliyordu. İrili ufaklı saksılardan sarkan çiçeklerin ardından görebildiği gökyüzü, biraz olsun keyfini yerine getirmişti. Derince bir nefes aldı. Ardından Shijo'nun suratına bakarak nefesini tek seferde verdi. Verdiği nefesin sonuna doğru, senkronsuz bir şekilde konuşmasına başladı.

"Timimden bir arkadaşım Munejima'yı sezmişti. Bize aktardığına göre, ondan yayılan aura kapkaranlıkmış. Onu görmüş olsam, daha iyi yorumlayabilirdim bu sözlerini. Ancak elimizdeki doğru ve geçerliliği olan tek veri de bu. Bu shinobi, çalıştığım en yetenekli sensör shinobilerden birisi."

Bu sözlerinin ardından Shijo'ya dikkat kesildi. Birbirlerine bahsetmeseler dahi, ikisi de o maskeyi giymişti. Bundan bahsetme ihtiyacı duymamıştı Ringo. Bu durumda, paylaştığı enformasyonun da güvenilirliğini sorgulayacağını düşünmüyordu Shijo'nun. Ardından... Kuruntularını aktarmak istedi.

"Bak. Bizim timimizin olayı Minami'de bazı hedefleri sabote etmekti. Kimi zaman susturduk, kimi zaman işlerini bozduk. Bu hedefler alelade adamlar değil. Hepsi, diğer uluslarla iş yapan; zengin ve soylu insanlar. Munejima gibi başka adamlar da vardı bize yardım eden. Sonuçta sağlam ödeme alıyorlar. Ancak Ginbushi'nin bu operasyonları, birilerinin karnını ağrıtmış olabilir. Yani götü başı oynatmadan söylemem gerekirse, Munejima bir muhbir olabilir. Bu onu hala meşru bir suçlu yapmıyor, evet. Ancak güvenilmez yapıyor. Juzo-dono'nun izinin de onda bitişi, şüphelerimi kızıştırıyor."

Tüm cümleleri bittikten sonra az önce verdiği nefese ek olarak derin bir nefes daha almıştı. Refleksif olarak tekrar kafasını kaldırıp göğe bakmak istedi fakat, Shijo'nun suratından pek ayırmak istemedi gözlerini. Vereceği bilgiler ve kendi fikirleri bunlardı hedefleri ile ilgili. Şimdi ise fikrini belirtecekti.

"Fikrime gelirsek... Munejima bizim bildiğimizden fazlasını biliyor. Onu kaçırmak istemeyiz. Ben kafa iznindeyim, senin de bir görevin yok. İki bilader maaşı ezmeye gidiyoruz işte. Kendimiz olarak gidelim. Dahası, artık çekineceğimiz bir şey var mı senpai? Eğer senin de bana anlatmadığın bir şey yoksa, yapılabilecek en mantıklı şey de bu."

Son sözlerinden sonra, Shijo'nun tepkisini merak etmişti. Özellikle ona her şeyi anlatıp anlatmadığını merak ediyordu. En azından, kendisinin bildiğinden fazla bir şey biliyorsa şimdi ona söylemesi en doğru olandı. Zira Ringo yasadışı bir iş yapmıyordu. Yapmaya da niyeti yoktu, henüz. Bir terörist değildi. Ortada bir mekanizma olduğu aşikardı. Bu çarkları döndürenlerin de kim olduğunu henüz bilmiyordu. Ancak bulacaktı. O zaman ise kararını vermekle vermemek arasında tereddütü olmayacaktı.
Image
‎ ‎ ‎■ Künye
• İsim: Okawa Ringo
• Yaş: 20
• Cinsiyet: Erkek
• Boy: 173
• Kilo: 65
• Element: Fuuton
• Köy: Ishigakure
• Seviye: B - Rank
• Rütbe: Jounin
• Nam: Sanrı
Image
‎ ‎ ■ Puanlar
• GP: 0
• VP: 4
• PP: 2
‎ ‎ ■ Linkler
‎ ‎ ■ Profil

• Güç: D+
• Çeviklik: B
• Kondisyon: C+
• Potansiyel: B
• Varlık: D
• Zeka: D
Image
‎ ‎ ■ Beceriler
• [Güç] Atletizm: F
[Çeviklik] Akrobasi: C
[Çeviklik] El Hassasiyeti: E
• [Çeviklik] Saklanma: F
[Kondisyon] Form: D
• [Potansiyel] Ninshuu: F
• [Varlık] Aldatma: F
• [Varlık] Empati: F
• [Varlık] Sosyalleşme: F
[Zeka] Farkındalık: E
• [Zeka] İzcilik: F
• [Zeka] Bilim: F
Image
‎ ‎ ■ Teknikler
Ninpou: Ayatsuito - D Rank *
Fuuton: Kami Oroshi - D Rank
Fuuton: Fuuchi no Jutsu - D Rank
Fuuton: Tobikoshi no Jutsu - D Rank
Fuuton: Fuchou no Jutsu - D Rank
Fuuton: Fuukyou no Jutsu - D Rank
Fuuton: Reppushou - C Rank
Fuuton: Renkuudan - B Rank
Fuuton: Sairi no Jutsu - B Rank *
Juryokugan: Sanrin - A Rank *
‎ ‎ ■ Stiller ve Kabiliyetler
Shinobi Ekipman Ustalığı - A Rank
‎ ‎ ◦ Kabiliyet: Akrep - B Rank
‎ ‎ ■ Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Nadide Ekipman
‎‎‎ ‎ ◦ Kamisori *

Bel Çantası
‎‎‎ ‎ ◦ Fırlatma Kunaisi, 20 Adet

Uyluk Çantası (Sağ)
‎‎‎ ‎ ◦ Kunai, 9 Adet

Flak Set
‎‎‎ ‎ ◦ Shuriken, 20 Adet

Sırt Çantası
‎‎‎ ‎ ◦ Patlayıcı Parşömen, 4 Adet
‎ ‎ ◦ Sis Bombası, 5 Adet
‎ ‎ ◦ Misina, 5 metre
‎ ‎ ◦ Panço

Diğer
‎‎‎ ‎ ◦ İlk Yardım Çantası
‎‎‎ ‎ ◦ File İçlik



Image
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts: 2811
Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Okawa Ringo] İhtiyarın Peşinde

Post by GM - Naruto » April 17th, 2025, 11:34 pm

Shijo ilk laflarını dinliyor, ardından ona odaklanıyorsun. Ciddi ve odaklanmış bir ifade ile seni izlemekte karşındaki köylü görünümlü Shijo. Pek bir ek mimik göstermiyor.

İkinci laflarını edip bitirdikten sonra ise "Nasıl bir timdeydin Ringo?" diyor meraklı bir ses tonuyla. Yaptığın işin doğası ile alakalı net bir fikri yokmuş gibi görünüyor, ancak gerçek hislerini saklayıp saklamadığı noktasında empati ve sosyalleşme becerilerin bir sinyal yakalayamıyor.

Geri kalan laflarını dinledikten sonra ise kısa bir sessizlik oluşuyor. Ellerini önce önünde birleştiriyor, ardından bir elini çenesine koyuyor. Henge'yi bozuyor tek elinin işaret ve orta parmağını dışarı açıp, Shijo'yu flak seti ve sırtına çapraz bağlanmış iki katanasıyla beraber görüyorsun. "Dediğin gibi yapalım. Çekinecek ya da dikkat çekecek bir şeyimiz yok günün sonunda. Sakince girelim." Derin bir nefes veriyor.

"Munejima'ya güvenmiyorsan ona kendimizi açık ettiğimiz anda eğer ihtiyarın kaybolmasıyla bir alakası varsa saklanmaya çalışabilir veya birilerine haber verebilir. Bence tek bir şansımız var, bunu çok iyi kullanmamız lazım. Onunla aynı odaya girip bildiklerini tek seferde öğrenip, yolumuza devam etmemiz en mantıklısı. Yoksa elimizdeki tek ipucunu kaçırabiliriz."

Tekrar düşünceli bir hâle bürünüyor. Kısa bir sessizlik oluyor.

"Zamanımız azalıyor. Ne yapalım? Mekana gidelim mi?"
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Okawa Ringo
Ishigakure
Ishigakure
Posts: 309
Joined: February 25th, 2019, 1:04 am
Künye:

Re: [Okawa Ringo] İhtiyarın Peşinde

Post by Okawa Ringo » April 18th, 2025, 12:19 am

Shijo tıpkı kendisi gibi, bir başkasının suretinde, dikkatle cümlelerini dinlemekteydi. Sözlerinin ardından yüzünde oluşan herhangi bir mimik seçememişti Ringo. Shijo'nun bu konuda bir profesyonel mi olduğunu, yoksa gerçekten olduğundan daha avel biri olduğunu anlamak zordu onun için. Muhtemelen ya kendisini çok iyi gizliyordu, ya da çok parlak bir zihni yoktu.

Nitekim önemli olan bu değildi.

Ringo, Shijo'nun ilk sorusunu gülerek geçirmişti. Biraz da gözleri dalmıştı. Hala görevinin başındaymış gibi hissediyordu. Hiç hissetmeyi bırakmamıştı. Biraz ara vermişti onun için, hepsi bu. Bu yolculuğa çıkışı ile bunun direkt olarak ilgisi vardı. Ginbushi'ye ulaşma hissi, onu tüm önceliklerinden sıyırmıştı. Aldığı riskler, kimlerle karşı karşıya geleceği, bir noktada hepsi onun için görünmez olmuştu. Bu yüzdendir ki, Munejima ilgili hissiyatını aktardığı esnada, planlarını ortak bir akılla belirlemişlerdi. Shijo daha önce bunu yaptığında, adamlara kafa göz dalmayı seçmişti. Bu kez bir benzer senaryo yaşanır mıydı, emin değildi.

Etrafına kısaca baktı. Sağına ve soluna kısaca göz gezdirdi. Sonra Henge'yi bozdu, benzer şekilde.

Ardından Munejima ilgili sözlerinde bir açıklık sezdi. Shijo'nun düşünemediği bir nokta olduğunu fark etmişti. Munejima'nın eylemleri bir şekilde Ishigakure ile bağlantılıydı. Munejima, Juzo veya Ginbushi'nin kuyusunu kazmış mıydı, bilmiyordu. Eğer böyle bir işe giriştiyse, bunu da benzer şekilde kendi köyünden bağlantılar aracılığıyla yapmış olmalıydı. Ya da işin içinde üçüncü bir grup vardı. Bilmiyordu. Ancak öğrenecekti. Yani Shijo'nun dediği gibi, saklanmaya çalışması çok muhtemel değildi. Lakin birilerine haber vermesi, içten bile değildi.

Shijo'nun önerisi üzerine yolu işaret ederek ilk adımı atmıştı. Yürümeye başladı, hızına ayak uyduracak biçimde.

"Muhtemelen ona kendimizi gösterirsek, bir sorup soruşturacaktır. Onu tek düşürebilirsek, tek seferde ne bildiğini öğrenebiliriz. Ancak gerek ortamda çok fazla shinobi oluşu, gerek kendi korumaları; işimiz zor valla... Tereddüt edemeyiz. Aynı şekilde, bizden bir hamle gelmez ise, sicili temiz iki Ishigakure Jounin'ini kimse karşısına almak istemez. Değil mi?"

Bu noktadan sonra düşündü. Daha önce konuşmadıkları, ama bir noktada konuşmaları gereken o durum. Ishigakure shinobileri olarak bağlı oldukları kişi köyün lideriydi. Ringo bu konuda düşünmeyi reddetmişti şu güne kadar. Ginbushi gelene kadar o herif hakkında yanlış ya da doğru bir yargıya varmak istemiyordu. Ancak, bu işin ardından onun çıkmasını da istemiyordu.

"Shijo-san. Munejima'nın güvendiği birileri varsa, bizi o zaman karşısına alabilir. Bizi istemeyenler, başlarından savanlardan bahsediyorum. İşler o noktaya varır mı bilmem. Ancak haber uçuracağı kimseler de onlar olacaktır. Ya da Munejima tıpkı bizim gibidir. Bir bok bilmiyordur. Bunu öğrenmenin tek yolu da denemek. Tek atışımız var."

Derin bir nefes aldı. Bu cümleyi söylemek, çocukça, ahmakça hissettiriyordu.

"Önce izleyelim. Uzunca bir süre izleyelim. Sonra, fırsatını bulursak sakin ve yalnız bir anında ona yaklaşırız. İşler sarpa saracak gibi olursa, geri çekilelim. Tekrar bir fırsat yakalarız. Ne bileyim, mekan çıkışında falan çökeriz. Böyle söylüyorum çünkü şu an ihtiyarı bizden başka arayan yok. Bu sadece bizim değil, onun da tek şansı."
Image
‎ ‎ ‎■ Künye
• İsim: Okawa Ringo
• Yaş: 20
• Cinsiyet: Erkek
• Boy: 173
• Kilo: 65
• Element: Fuuton
• Köy: Ishigakure
• Seviye: B - Rank
• Rütbe: Jounin
• Nam: Sanrı
Image
‎ ‎ ■ Puanlar
• GP: 0
• VP: 4
• PP: 2
‎ ‎ ■ Linkler
‎ ‎ ■ Profil

• Güç: D+
• Çeviklik: B
• Kondisyon: C+
• Potansiyel: B
• Varlık: D
• Zeka: D
Image
‎ ‎ ■ Beceriler
• [Güç] Atletizm: F
[Çeviklik] Akrobasi: C
[Çeviklik] El Hassasiyeti: E
• [Çeviklik] Saklanma: F
[Kondisyon] Form: D
• [Potansiyel] Ninshuu: F
• [Varlık] Aldatma: F
• [Varlık] Empati: F
• [Varlık] Sosyalleşme: F
[Zeka] Farkındalık: E
• [Zeka] İzcilik: F
• [Zeka] Bilim: F
Image
‎ ‎ ■ Teknikler
Ninpou: Ayatsuito - D Rank *
Fuuton: Kami Oroshi - D Rank
Fuuton: Fuuchi no Jutsu - D Rank
Fuuton: Tobikoshi no Jutsu - D Rank
Fuuton: Fuchou no Jutsu - D Rank
Fuuton: Fuukyou no Jutsu - D Rank
Fuuton: Reppushou - C Rank
Fuuton: Renkuudan - B Rank
Fuuton: Sairi no Jutsu - B Rank *
Juryokugan: Sanrin - A Rank *
‎ ‎ ■ Stiller ve Kabiliyetler
Shinobi Ekipman Ustalığı - A Rank
‎ ‎ ◦ Kabiliyet: Akrep - B Rank
‎ ‎ ■ Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Nadide Ekipman
‎‎‎ ‎ ◦ Kamisori *

Bel Çantası
‎‎‎ ‎ ◦ Fırlatma Kunaisi, 20 Adet

Uyluk Çantası (Sağ)
‎‎‎ ‎ ◦ Kunai, 9 Adet

Flak Set
‎‎‎ ‎ ◦ Shuriken, 20 Adet

Sırt Çantası
‎‎‎ ‎ ◦ Patlayıcı Parşömen, 4 Adet
‎ ‎ ◦ Sis Bombası, 5 Adet
‎ ‎ ◦ Misina, 5 metre
‎ ‎ ◦ Panço

Diğer
‎‎‎ ‎ ◦ İlk Yardım Çantası
‎‎‎ ‎ ◦ File İçlik



Image
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts: 2811
Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Okawa Ringo] İhtiyarın Peşinde

Post by GM - Naruto » April 18th, 2025, 10:57 pm

Shijo laflarını dinliyor. Sözlerinin arasında lafa girmiyor ve sadece sindirerek dinliyor. En son, bütün diyeceklerini bitirdiğinde konuşmaya başlıyor. "O zaman gidelim de maaşımızı Teruma'da yiyelim Ringo. İlk içkiler benden." dedikten sonra, suratına yalancı ve alaycı bir gülümseme kondurup yürümeye başlıyor. "Çok uzakta değil, fakat biraz yokuş çıkacağız." diyor.

Yolda yürürken kısık sesle konuşuyor. "Dediklerin mantıklı. O zaman önce içeri gireceğiz. Sakince erketeye yatıp ortalığı kolaçan edeceğiz. Munejima'nın yerini saptayacağız ve yalnız yakalayabiliyor muyuz duruma bir bakacağız. Başarabiliyorsak harekete geçeriz. Başaramıyorsak ve risk alacağımız bir ortam yoksa geri çekiliriz. Bunun hemen bu akşam bitmesine gerek yok aslında. Munejima'yı kıllatmadığımız sürece bir problem yok." Arada yanınızdan biri geçerken laflarına es vererek konuşuyor. Lafları bittiğinde, yolda bir süre sessizce yürüyorsunuz.

Genelde yokuş çıkıyorsunuz. Zanaatkârlar mahallesini terk edip soyluların bulunduğu ve daha elit bir mahalleye adımınızı atıyorsunuz. Bu mahallede bulunmakta Daimyo kalesi. Sizin yolunuz ise ana caddeden bir yan sokakta, çeşitli geleneksel meyhanelerin bulunduğu bir yer.

Bu sokakta, sokağın kenarından ince su geçitleri bulunmakta ve bu akan suyun içerisinde koi balıkları yüzmekte. Çevrede geyşalar görüyorsunuz, yalnız yürümekteler. Kimseyle göz göze gelmeden, suratlarında narin bir tebessüm ile onu görenlerin kalplerini çalıyorlar. Kenarda iyi giyimli birisinin sarhoş bir şekilde mekandan ayrıldığını görüyorsunuz. Yardımcıları onun koluna girmiş bir şekilde vagonlu bir at arabasına götürüyor.

Bar Teruma'yı uzakta seçebiliyorsunuz. T şeklinde bir sokakta, üç sokağın da buluştuğu yerde, tam karşıda bulunmakta. İki katlı, kıpkırmızı boyanmış bir mekan. Girişinde bir Torii bulunmakta. Geleneksel bir bina. İlk katı meyhane, ancak üst katının odalardan oluştuğunu anlayabiliyorsunuz. Üst katta, "Bar Teruma" yazısının üstünde bir balkon bulunmakta. Bu balkonda soylular ve geyşaların sosyalleştiğini seçebiliyorsunuz. Binanın her yerine Japon kandilleri asılmış durumda.

Siz mekana ilerlerken bardan bir grubun çıktığını görüyorsunuz. Sen bu insanların kim olduğunu anlamaya çalışırken Shijo seni omzundan kaptığı gibi bir yan sokağa fırlatırcasına itekliyor. Boş bulunduğun için karşı koymuyorsun. Köşeye geçip yarı saklanma pozisyonuna geçiyorsunuz. O esnada yanınızdan geçen bir geyşaya Shijo hızlıca "Arkadaşımın midesi kötü de. Hehe." diyor. Geyşa tebessüm edip yoluna devam ediyor.

Kapıya tekrar bakma fırsatı yakaladığında, Furuta Kageyasu'nun mekandan yanında iki shinobi ile ayrıldığını görüyorsun. Bu shinobiler siyah kapüşon ve peçe takmaktalar. Üstlerinde ise flak ceket ve pantolon bulunmakta. Suratlarında maske bulunmasa da bunların birer Çakıl üyesi olduğunu anlayabiliyorsun ANBU geçmişin sayesinde. Bir ANBU ne kadar sivil giyinebiliyorsa, sivil giyinmişler.


7. Ishichou Furuta Kageyasu
Image


Furuta Kageyasu'yu mekandan uğurlayan beş, altı tane soylu var. Bunlardan biri uzun, beyaz saçlı ve nispeten yaşlı bir eleman. Onu gösteriyor Shijo. "Munejima." diyor. Eleman siyah bir hakama giymekte ve beyaz saçlarının bir kısmını arkada toplamış. Saçlarının geri kalanının omuzlarından akmasına izin vermiş. Hafif kambur duruyor ancak bu yaşıyla kaynaklı. Epey cılız, ancak elmacık kemikleri o kadar yukarda ki gözleri keskin ve ince bir şekilde.

Kageyasu onlara selam verdikten sonra sizden aksi yöndeki bir sokaktan yürüyerek mekandan uzaklaşma eğilimine giriyor. Bu esnada Shijo "Bizi görmesini istediğimiz son kişi." diyor Kageyasu'yu kast ederek. Kageyasu hâlâ görüşünüzde, fakat birazdan ortamdan uzaklaşacak.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Okawa Ringo
Ishigakure
Ishigakure
Posts: 309
Joined: February 25th, 2019, 1:04 am
Künye:

Re: [Okawa Ringo] İhtiyarın Peşinde

Post by Okawa Ringo » April 19th, 2025, 4:15 am

Artık yeni bir mahalledelerdi. Yokuşu çıktıkça, zanaatkar sokaklarını geçerek; şehrin kaymağını yiyen, soylu insanların olduğu mahallelere ulaşmaya başlamışlardı. Tek tek ilerledikçe Ringo da anılarını yokluyordu. Arıyor, tarıyor; resimleri birleştiriyordu.

Tüm o fotoğraf kareleri içinde değişen tek şey ise kendisiydi. Biraz daha büyümüş, biraz daha eksilmiş.

Yol boyunca Shijo ile akıl birliği yapmış olmaları, biraz olsun yüreğine su serpmişti. Ancak o, şu an için çözemeyeceği bulmacadan başka bir şey değildi. Neticede yeni tanışmıyorlardı. Shijo köyde ünlüydü. Onu tanıyanlar, enerjisini de bilirdi; kişiliğini de. Savaştan sonra düzelmesinin zaman aldığını biliyordu. Bununla birlikte son yaşananlar, kayıplar onu öyle sarsmıştı ki, tüm sözleri yalandan ibaretti. Yüzüne kondurduğu her gülümseme, yanılgı; suratına taktığı her surat bir diğerinin aynısı. Sağlıklı değildi. Bu durumu şimdilik idare edebiliyordu. Ancak sonrası için bunun onlara ne getireceği, meçhuldü.

Daimyo kalesinin olduğu mahallede bir çok meyhane de vardı. Sokağın kenarından geçen su geçitlerini ve içindeki rengarenk balıklara ilişti gözü. Bulundukları yer, Kaya'nın en alımlı; belki de en görkemli yerlerinden biriydi. Çevredeki geyşalar yüksek ihtimalle burada bulunan çeşitli hanların ve meyhanelerin çalışanıydı. Soylular günlerini burada gün ediyordu. Günün sonunda çalışanlarının sırtlarına vurdukları kırbaç, onlara para olarak dönüyordu. Para ise ucuz bir zevk. Utanç vericiydi. Ringo, kendisini bu dünyaya hiç ait hissetmedi. İstese de buranın atmosferi, onu içine çekemiyordu. Yapay, tatlandırılmış; tadı ise ekşi.

Teruma'yı gördüğü gibi mekanı izlemeye başladı. Daha önce gelmediğinden mütevellit, bir süre bakınması gerekmişti. Anladığı kadarıyla buranın işlek ve yüksek statülü mekanlarından biriydi gerçekten de. Yapı ise modernden ziyade, daha gelenekseldi. Belki bir elli yıl önce yapılmış olsa, o döneme göre de modern olmazdı. Mekanın isminin yazdığı balkona göz gezdirdi, japon kandilleriyle bezenmiş, ışıklarla süslenmiş bina; soyluların uğrak yeri olsa gerek. Bugün olduğu gibi, başka günler olacağı gibi.

Bir kalabalık seçti Ringo. Başta pek önemsemedi. Suratlar flu, bedenlerin her biri diğerine benziyordu. Gözlerini kıstı, suratları daha dikkatli seçmek adına odaklandı. O esnada Shijo'nun elini omzunda hissetmişti. Bir sıkıntı düşmüştü içine. Lakin kendisini yan sokakta bulmuştu. Daha karanlık, daha izbe. Refleksif olarak saklanmak adına bedenini duvar dayadı, dizlerini kırdı; kafasını eğdi. O sırada sokağın kuytusundan çıkan geyşa, yanlarından geçmekteydi. Shijo geyşaya sanki borçluymuşcasına bir açıklama yapmıştı. Geçip giden kadının ardından, Ringo bir şey söylememişti. Shijo'nun suratından gözlerini ayırıp kafasını sokağın köşesinden, bara doğru çevirdi. O esnada ise tüm korkularının gerçeğe dönüştüğüne şahit oldu.

"Fena tesadüf. Bir kere de korktuğum başıma gelmesin." diye hayıflandı. Ses tonunun tekdüzeliği, biraz da bu cümleyi namütenahi bir sıkkınlıkla kurduğunu belli ediyordu. Çünkü düşünceliydi. Anksiyete krizi geçirmiyordu lakin, şimdi tereddütlerini biraz daha ciddie almanın vakti gelmişti.

Furuta Kageyasu. Burada onunla karşılaşmaları ilginçti. Hiç düşünememişti, hiç de aklına gelmezdi. Bir o kadar yabancı olan bu düşünce, bir o kadar tanıdık hislere gebeydi. Konduramıyordu. Lakin yine de Kageyasu'nun araştırdıkları her şeyle bir bağının olduğunu biliyordu. Eşek olmayan anlardı bunu. Nasıl bir bağı olduğunu çözmek bu iş için elzemdi. Ringo'nun gördükleri, tereddütlerini oldukça karanlık bir noktaya çekiyordu. Bu tereddütler artık varsayımlardan öteye gitmeye başlamıştı. Bu karanlık onu yiyip bitirmeden metanetini korumalıydı.

Yanındaki heriflere gitti gözü. Güzelce inceledi onları. Tek bakışta yanındaki heriflerin bir Çakıl olduğunu anlamıştı. Bu giyim tarzının başka bir açıklaması olamazdı. Kendisi gibi, bir başkasının da bunu anlayabileceğini biliyordu. Bu esnada, Kageyasu ve kafilesini uğurlayan elemanlara bakındı. Shijo'nun hafifçe işaret ettiği yaşlıca adama baktı. Uzun boyluydu. Saçları aktı. Siyah bir hakama, soylu bir görünüm. Buradan bakınca ne olduğunu anlamak zor tabii bir insanın. Halen Mayu'nun söyledikleri, o herif hakkındaki en esaslı enformasyondu. Kageyasu'nun selamı ve ayrılışının ardından, kendilerinin aksi yönde bir sokağa daldıklarını izlemişti. Sonrasında ise Shijo, kendisi ile pek farklı düşünmediğini beyan etmişti.

"Bunun bu herifle ne işi var ki? Nereden tanıyor bunu?"

Şaşırmış gibi yapmak için fazlasıyla geçti. Ancak kendisine bu tepkiyi borçlu gibi hissetmişti. En azından, halen bir şansı olduğunu düşünüyordu. Efsaneleriyle büyüdüğü, saygıdeğer Kageyasu'nun bir hain olma ihtimali, canını sıkıyordu. Artık bu ihtimali kazımamaları elden bile değildi. Bu işin içinden onun çıkmamasını istiyordu. Bir şekilde, kenarından dolaşmış olsun; rastlantı olsun istiyordu. Ancak kokuyordu işte.

Buram buram bok kokuyordu.

"Bardan ayrılıyor. Bırakalım gitsin. Hedefimiz değişmedi. Munejima. Biraz bekleyelim, beş on dakika kadar. Sonrasında bara gireriz. Burada çok soylu var. Mekandakiler hariç, soyluların hemen hepsinin de koruması olduğunu düşünüyorum. Belki Chuunin, en fazla Jounin seviyesinde. Burada arbede çıkaramayız. Dikkat etmeliyiz. Munejima'ya nasıl yaklaşacağımız önemli."

Cümlelerini peşi sıra dizerken, gözüyle bir Munejima'ya bakıyor; bir diğer gözüyle Kageyasu'nun gidişini izliyordu. Onun şu an denklemde olmaması en iyisiydi. Munejima'dan öğrenecekleri, bir şekilde onları gerçeğe daha yaklaştıracaktı. Eğer bu gerçek, Kageyasu'nun konumunu da aydınlatacaksa; ne ala. Şu an için faydacı olmaktan başka yol yoktu.

"Bizi tanıyor olma ihtimali de var. Tanımıyorsa bile, shinobiler bizi tanıyabilir. Munejima avantajlı. Shijo, bizim hakkımızda köyden bir mesaj gitmiş midir? Bu kadar ileri gitmişler midir? Bilmiyorum. Garip işler dönüyor. Ne olursa olsun, ona yaklaşmalıyız. Ona gidip mevzuyu direkt ihtiyara getirsek; anında alarma geçer. Aynı şekilde, ona Ishigakure operasyonlarında yardımcı olduğu için teşekkür falan etsek; yine kıllanacaktır. En iyisi havadan sudan konuşmak. Biraz da doğaçlamak. Yalnız yakalayabilirsek, durum başka tabii. Sence?"

Fazla düşünmüştü. Düşünmekte hiç iyi değildi. Şu an ise daha da beterdi. Tüm fikirler beynine hücum ediyor, ardından beyni bomboş bir kaseye dönüşüyordu. Biraz ileride yürüyen silüet, ardında dağ gibi bir endam bırakarak karanlığa karışıyordu. Gözleri kilitlendi. Eli refleksif olarak Kamisori'nin kınına gitti. Sonra Kageyasu'nun biraz daha uzaklaştığını gördü. Elini çekti. Derince bir nefes aldı. Sakinleşti. Yersiz öfke, bedenini terkederken Shijo'nun suratına baktı.
Image
‎ ‎ ‎■ Künye
• İsim: Okawa Ringo
• Yaş: 20
• Cinsiyet: Erkek
• Boy: 173
• Kilo: 65
• Element: Fuuton
• Köy: Ishigakure
• Seviye: B - Rank
• Rütbe: Jounin
• Nam: Sanrı
Image
‎ ‎ ■ Puanlar
• GP: 0
• VP: 4
• PP: 2
‎ ‎ ■ Linkler
‎ ‎ ■ Profil

• Güç: D+
• Çeviklik: B
• Kondisyon: C+
• Potansiyel: B
• Varlık: D
• Zeka: D
Image
‎ ‎ ■ Beceriler
• [Güç] Atletizm: F
[Çeviklik] Akrobasi: C
[Çeviklik] El Hassasiyeti: E
• [Çeviklik] Saklanma: F
[Kondisyon] Form: D
• [Potansiyel] Ninshuu: F
• [Varlık] Aldatma: F
• [Varlık] Empati: F
• [Varlık] Sosyalleşme: F
[Zeka] Farkındalık: E
• [Zeka] İzcilik: F
• [Zeka] Bilim: F
Image
‎ ‎ ■ Teknikler
Ninpou: Ayatsuito - D Rank *
Fuuton: Kami Oroshi - D Rank
Fuuton: Fuuchi no Jutsu - D Rank
Fuuton: Tobikoshi no Jutsu - D Rank
Fuuton: Fuchou no Jutsu - D Rank
Fuuton: Fuukyou no Jutsu - D Rank
Fuuton: Reppushou - C Rank
Fuuton: Renkuudan - B Rank
Fuuton: Sairi no Jutsu - B Rank *
Juryokugan: Sanrin - A Rank *
‎ ‎ ■ Stiller ve Kabiliyetler
Shinobi Ekipman Ustalığı - A Rank
‎ ‎ ◦ Kabiliyet: Akrep - B Rank
‎ ‎ ■ Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Nadide Ekipman
‎‎‎ ‎ ◦ Kamisori *

Bel Çantası
‎‎‎ ‎ ◦ Fırlatma Kunaisi, 20 Adet

Uyluk Çantası (Sağ)
‎‎‎ ‎ ◦ Kunai, 9 Adet

Flak Set
‎‎‎ ‎ ◦ Shuriken, 20 Adet

Sırt Çantası
‎‎‎ ‎ ◦ Patlayıcı Parşömen, 4 Adet
‎ ‎ ◦ Sis Bombası, 5 Adet
‎ ‎ ◦ Misina, 5 metre
‎ ‎ ◦ Panço

Diğer
‎‎‎ ‎ ◦ İlk Yardım Çantası
‎‎‎ ‎ ◦ File İçlik



Image
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts: 2811
Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Okawa Ringo] İhtiyarın Peşinde

Post by GM - Naruto » April 21st, 2025, 1:07 am

Shijo ile beraber Kageyasu'nun ortamdan ayrılışını izliyorsunuz. Shijo bu esnada epey tedirgin ve kaygılı bir hâl alıyor. Bir elinin baş parmağının tırnaklarını yemeye başlıyor Bar Teruma'nın girişine bakarken. Soylular geri içeri girerken, Kageyasu görüşünüzden çıkmış oluyor.

Laflarının ilk kısmını dinliyor Shijo sana bakmadan. Sonrasında tekrardan, sana bakmadan konuşuyor. "Bence Kageyasu'nun burada olması çok normal. Dediğim gibi, Ginbushi de buraya gelip gidiyordu. Soylularla ya evlerinde ya da burada görüşürsün. Bizim meselemizle çok bir alakası olmayabilir. Yani emin değilim tabii..." Laflarını bitirirken düşünceli bir tavra bürünüyor. Tırnağını yemeye devam etmekte. "Şu anda Minami'de olması ciddi bir problem." diye son bir ek yapıyor.

Normal şartlar altında empati becerin çok iyi değil ama Shijo'nun biraz dengesiz davrandığını anlamak için bu konuda usta olmana gerek yok. Sözleri sakin ve mantıklı, ses tonu ise dingin. Ancak vücudu tamamen aksi yönde tepki veriyor. Senle göz göze gelebilmesi net bir kaç dakika sürüyor.

Shijo yavaş yavaş üstünden bu durumu atarken son laflarını kafasında tartıyor. "Bence bizle alakalı bir şey gitmemiştir. Niye gitsin ki? Biz bir şey yapmadık. İkimiz de efektif olarak izindeyiz. Eğer net mimlenmiş olsaydık bence daha farklı bir durumda olurduk. Minami'ye gelirken yolda çevrilirdik en kötü mesela. O bağlamda çok paranoya yapmaya gerek yok." Tırnak yemeyi sonunda kesmişe benziyor. Tekrar kapıya baktıktan sonra bakışlarını sana çeviriyor. "Az bekleyelim, sonra maaşı ezmek için mekana girelim. Eğer localardan birinde değilse yaklaşmayı deneriz. Sonrası artık doğaçlama." diyor. Sesinde minimal bir tedirginlik mevcut.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Okawa Ringo
Ishigakure
Ishigakure
Posts: 309
Joined: February 25th, 2019, 1:04 am
Künye:

Re: [Okawa Ringo] İhtiyarın Peşinde

Post by Okawa Ringo » April 21st, 2025, 1:49 am

Bir şekilde durumu tartmaya, tarttığı her fikir parçacığını kesesine yüklemeye başlamıştı. Omuzları biraz ağırlaşınca, kendisini sakinleştirmek için derinden nefesler alıyordu. Silüet kayboldukça gerginliği azalıyordu. Nitekim, aynı durum Shijo için geçerli değildi. Bir sıkıntı olduğu açıktı. Tırnaklarını ekmek arası yapmaya başlamıştı. Bununla birlikte soylular da içeri yol almış, Kageyasu görüşlerini terk etmişti.

Shijo'nun büründüğü bu tavır pek hayra alamet değildi. Muhakkak bir şeyleri eksik söylemiş ya da yanlış söylemişti. Bir şekilde, bu stresli tavrının altında yatan başka bir şey olmalıydı. Kageyasu ile ilgili ısrarla söylemediği bir şey oluşundan şüphe ediyordu. Nitekim, bunu sonra da sorabilirdi. En nihayetinde şu an için Kageyasu'yu problem etmelerine gerek yoktu. Üzerine düşündükçe, düşünüp tarttıkça, bir sürü felaket senaryosu yazılabilirdi. Bir çok komplo teorisi bestelenebilir, bu teoriler üzerinden bir sürü dedikodu çevirebilirlerdi. Ringo'nun ne vakti, ne de bunun için kafası vardı.

Dedikoduya ayıracak en ufak zamanı yoktu.

Dinlediği sözlerden sonra Shijo'yu biraz analiz etti. Muhtemelen zihninden çok fazla düşünce geçiyordu. Kageyasu'nun burada olma nedeninin sürpriz olmadığını açıklamıştı açıklamasına da.. Bunun kendisini rahatlatmak için oluşturduğu olağan bir açıklama olduğundan neredeyse emin gibiydi. Bu kadar tesadüfün üst üste binmesi, istatistiğin doğasına aykırıydı. Bununla birlikte, düşünceli ve dingin sesine rağmen vücudunun girdiği eriyik tavır; tüm stresini yayıyordu ortama. Ringo'ya paranoyaya gerek yok derken dahi suratında oluşan paranoya her şeyi ona anlatıyordu. Tedirginliği neredeyse metreler öteden anlaşılacak kıvamdaydı. Tüm bunların aksine, plandan sapmadan aynen hareket etmeleri ne derece mantıklıydı bilemiyordu... Ringo bir şekilde durumu idare etmeliydi. Şu an için Shijo'ya ne söylese etkili olurdu bilemiyordu. Ne düşündüğünü bilmiyor, neden düşündüğünü hiç bilmiyordu. Onun zihnine girip onu dinginleştirecek bir yol ise aklına gelmiyordu. Zira hedeflerinden sapmak yersizdi. Şu an için bu mevzuyu rafa kaldırmak kadar mantıklısı yoktu.

"Haklısın, problem. Bak. Karşı karşıya kaldığımız durum biraz zorlu. Şu an Kageyasu'nun barda olmaması lehimize. Minami'de olması ise problem. Ancak neticede, bizim burada olduğumuzu bilmiyor. Bilse ne tepki verir, onu da ben bilmiyorum. Odaklanmamız gereken yer burası. Endişe etmeye gerek yok. En iyi senaryoda buradan istediğimizi alarak döneriz. En kötü senaryoda ise buradan elimiz boş döneriz. Şimdilik onu dert etmeye gerek yok. Kafa iznimizde nereye gideceğimizi ona mı soracağız? Oldu olacak donumuzun rengine de karışsın? Salla."

Sözlerini söyledikten sonra Shijo'nun biraz daha üzerinden tedirginliğini atacağını umuyordu. En azından kendisinin rahat olduğunu bilmesi, onun işine gelirdi. Ringo soğukkanlılığını koruyabilirdi. Her şeye hazırlıklıydı. Geçirdiği altı ayda masanın başında kahvesini yudumlarken çok fazla hayal kurmuş, çok fazla senaryo üretmişti. Hiç bir şeye şaşıracak durumda değildi.

"Shijo-kun. Paranoya olarak düşünme ancak iyi senaryo ve kötü senaryonun haricinde felaket senaryosu da var. Bunu klasik bir prosedür olarak düşün. Yani işler istediğimiz gibi gitmezse, buradan güvenli bir şekilde ayrılamama ihtimalimiz doğarsa; bana sadece 'ihtiyar' şeklinde bağır. Beş metre yakınımda ol. Bu kadar."

Bunu belirlemeleri sadece fazladan sigorta idi. Ringo basit bir felaket planı yapmıştı, o kadar. Eğer işler istedikleri gibi gitmezse, biraz gürültü çıkararak kaçabilecekleri bir yol düşünmüştü; hepsi bu. Ancak buna gerek kalır mıydı, pek sanmıyordu. Ancak neticede shinobi her daim tetikte olandır. Shinobi her ihtimali yoklayan, bir çıkıntı gördü mü gözünü uyku tutmayandır. Shinobi her zaman en kötüsünü düşünebilendir. Bir kaçış planının olması, Shijo'yu belki de yüzünü kaplayan o stresten arındırabilir. Bunun haricinde, her şeyin iyi gitmemesi için zaten bir sebep yok.

Tüm bunların haricinde, mekana hiç girmeden; pisliğe hiç bulaşmadan Munejima'nın çıkışını kollayıp, onu düşürme fikri de vardı. Ancak bunu yaparlarsa, işleri temiz yoldan halletme şansları kalmıyordu. Bu yolu seçmeme sebepleri ise belliydi. İkisi de bunun efektif, ancak mantıklı olan yol olmadığının bilincindeydi. En azından, Ringo bu ihtimali kafasında ikincil sıraya koymuştu.

"Tamamdır. Birazdan girelim. Eğlenmeye bakalım yahu. Halledemeyeceğimiz bir iş değil."

Bu esnada bir elini Shijo'nun omzuna usulca kondurmuş, hafifçe sıkmıştı. Yüzünde beliren gülümsemeyi ona göstermekten çekince duymuyordu. Zira bir şekilde buradan bir şeyler öğrenerek, hiç bir şey öğrenemeseler dahi bazı şüphelerini doğrulayarak çıkabileceklerinin bilincindeydi. İhtiyara biraz daha yaklaşabileceklerdi. İhtiyarı bulduklarında ise Ginbushi'ye giden patikaya sağlam bir adım atacaklardı.

Başka bir şey istemiyordu ki. Hayatı boyunca doğru kararları vermedi. Hep doğruyu bilemezdi. Doğru olan, günün sonunda kendi iyiliğine olacağı gibi; başkasının felaketine de kapı aralayabilirdi. Ancak Shijo ile Asakura'da karşılaşmaları bir tesadüf değildi. Geçen altı ayın boşuna olmadığını hissediyordu. Gümüş savaşçıya ulaşacaktı. Er ya da geç.
Image
‎ ‎ ‎■ Künye
• İsim: Okawa Ringo
• Yaş: 20
• Cinsiyet: Erkek
• Boy: 173
• Kilo: 65
• Element: Fuuton
• Köy: Ishigakure
• Seviye: B - Rank
• Rütbe: Jounin
• Nam: Sanrı
Image
‎ ‎ ■ Puanlar
• GP: 0
• VP: 4
• PP: 2
‎ ‎ ■ Linkler
‎ ‎ ■ Profil

• Güç: D+
• Çeviklik: B
• Kondisyon: C+
• Potansiyel: B
• Varlık: D
• Zeka: D
Image
‎ ‎ ■ Beceriler
• [Güç] Atletizm: F
[Çeviklik] Akrobasi: C
[Çeviklik] El Hassasiyeti: E
• [Çeviklik] Saklanma: F
[Kondisyon] Form: D
• [Potansiyel] Ninshuu: F
• [Varlık] Aldatma: F
• [Varlık] Empati: F
• [Varlık] Sosyalleşme: F
[Zeka] Farkındalık: E
• [Zeka] İzcilik: F
• [Zeka] Bilim: F
Image
‎ ‎ ■ Teknikler
Ninpou: Ayatsuito - D Rank *
Fuuton: Kami Oroshi - D Rank
Fuuton: Fuuchi no Jutsu - D Rank
Fuuton: Tobikoshi no Jutsu - D Rank
Fuuton: Fuchou no Jutsu - D Rank
Fuuton: Fuukyou no Jutsu - D Rank
Fuuton: Reppushou - C Rank
Fuuton: Renkuudan - B Rank
Fuuton: Sairi no Jutsu - B Rank *
Juryokugan: Sanrin - A Rank *
‎ ‎ ■ Stiller ve Kabiliyetler
Shinobi Ekipman Ustalığı - A Rank
‎ ‎ ◦ Kabiliyet: Akrep - B Rank
‎ ‎ ■ Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Nadide Ekipman
‎‎‎ ‎ ◦ Kamisori *

Bel Çantası
‎‎‎ ‎ ◦ Fırlatma Kunaisi, 20 Adet

Uyluk Çantası (Sağ)
‎‎‎ ‎ ◦ Kunai, 9 Adet

Flak Set
‎‎‎ ‎ ◦ Shuriken, 20 Adet

Sırt Çantası
‎‎‎ ‎ ◦ Patlayıcı Parşömen, 4 Adet
‎ ‎ ◦ Sis Bombası, 5 Adet
‎ ‎ ◦ Misina, 5 metre
‎ ‎ ◦ Panço

Diğer
‎‎‎ ‎ ◦ İlk Yardım Çantası
‎‎‎ ‎ ◦ File İçlik



Image
Post Reply

Return to “Minami Şehri”