Off Topic
Out: Sanırım bir yanlış anlaşılma olmuş Ooki’yle ilgili. Ooki yürüdüğü esnada bilinç kaybı yaşamıyor. Dövüş esnasında aldığı darbeler sonucu birkaç kez bayıldığı için, dövüşün yaşandığı yere gelişleriyle şuan arasında ne kadar zaman geçtiğinden emin değil. Ancak en az yarım saat-kırk beş dakika olduğunu düşünüyor. Olay yalnızca bundan ibaret.
Ooki: Sert bir dille hızlıca kurduğun cümleleri dikkatle dinliyor Juzo ve arkasındaki ekip. Yalnızca Juzo’nun yüzünü görebildiğin için, diğerlerinin düşünceleri hakkında net bir fikir edinemiyorsun ancak Juzo’nun yüzündeki ifade gittikçe daha da sertleşiyor. Gözlerindeki telaşı görebiliyorsun. Hızlıca komut veriyor arkasındakilere:
“Kame! Ooki’yle ilgilen. İşin bitince yanımıza gel. Hızlı davran. Saru ve Neko! Siz benimle geliyorsunuz.” Maskeli shinobiler, emirlere başlarını sallayarak karşılık veriyor ve ikisi Juzo’yla birlikte koşmaya başlıyor söylenen yöne doğru. Ooki’nin ‘Çakıl’ın bir üyesi olduğunu tahmin ettiği shinobi, duygusuz bir sesle Ooki’den yere oturmasını istiyor. Halihazırda durumu pek iyi olmayan Ooki, oldukça buyurucu bir tonda konuşan shinobinin söylediğini yapıyor ve yere çöküyor. Çakıl üyesi Ooki’nin önünde yere çöküyor ve ellerinde parlak, açık yeşil chakra hareleri beliriyor. Ellerini, sesindeki donukluğun zıttı olacak şekilde büyük bir narinlikle Ooki’nin sargılanmış göğsüne doğru götürüyor shinobi. Temas karşısında, ani bir serinlik ve rahatlık hissetmeye başlıyor Ooki. Az öncekinin aksine, biraz daha iyi nefes almaya başladığını hissediyor. Bir süre göğsüne müdahale ettikten sonra yeterli olduğunu düşünmüş olsa gerek ki, ellerini Ooki’nin yüzüne getiriyor bu kez shinobi. Yüzünde de aynı ferahlığı ve rahatlamayı hissediyor Ooki. Bir süre de burada oyalanıyor shinobi. Ardından ellerindeki parlaklık kaybolurken söze giriyor:
“Kaburgan ve burnundaki kırıklar ciddi görünüyor, onlar için şuan bir şey yapamam ama yumuşak doku ve kasları biraz rahatlattım. Daha iyi hissediyor olmalısın. En azından hareket etmen kolaylaşacak. Yine de fazla riske girmeni önermem. Şimdi gitmeliyim.” Ooki’den herhangi bir cevap beklemeden, çöktüğü yerden kalkıyor ve az önce timin diğer üyelerinin koştuğu yöne doğru koşmaya başlıyor.
Ryuji: Kendini toplamakta zorlanıyorsun bir süre, ancak başında heyula gibi dikilen silüet sana saldırmaya yeltenmiyor. Bir kedi tarafından oyuncak haline getirilen bir fare gibi hissediyorsun kendini istemsizce. Gözlerindeki hafif bulanıklık düzelince, Kazuya’nın yüzündeki şeytani sırıtışı farkediyorsun. Aynada her gün gördüğün çarpık sırıtmanın, bu korkunç ifade yanında adeta sevimlilik abidesi olduğunu düşünüyorsun. Ayağa kalkmak için yaptığın hamle esnasında, yüz ifadesinde de vücudunda da bir değişiklik olmuyor. Hafif alaycı bir tonda konuşuyor yalnızca:
“Avansın şimdi bitiyor, haberin olsun.” Ayağa kalkıyor, duruma göz gezdiriyorsun. Az önce sana doğru fırlatılan Takeru yaklaşık bir metre ilerinde yere kapaklanmış bir pozisyonda duruyor hareketsizce. Takeru’nun, Kazuya’nın umrunda olmadığını farkediyorsun. Yerdeki bir taş parçasından farksız gibi. Kazuya ise ürpertici bir heykel gibi dikilmekte ayakta:
“Pelerinin güzelmiş.” Hige görüş açında değil. Zaman kaybetmeden sis bombasını fırlatıyor, geriye doğru zigzag şeklinde hareket ederek sisin içinde yerini kaybettiriyorsun. Raiton no Yoroi için gerekli el mühürlerini yaparken, başının arka kısmındaki ağrı iyiden iyiye şiddetleniyor. Kol yenlerindeki patlayıcı parşomen bağlı kunaileri ekipman çantana tıkıyor ve savunmaya geçiyorsun. Bir an sonra ise, beklediğin saldırı geliyor. Bir bağırışa eşlik eden güçlü bir hava akımı hissediyorsun önce, sol tarafından geliyor:
“Daitoppa!” İçinde bulunduğun sis dağılırken, sağa doğru tökezliyorsun hafifçe. Odağını tamamen Kazuya’ya verip Hige’yi unuttuğunu farkediyorsun. Fuuton elementini kullandığını halihazırda bildiğin geliyor aklına, ancak bu unutkanlığın cezasız kalmıyor. Hızlı birkaç adımla dibinde biten Kazuya, bisentosunun sapıyla karnının sol tarafına sert bir darbe geçiriyor. Tam bu esnada, zırhından elektrik yediğini farkediyorsun Kazuya’nın.
“Uuuu.” diye hafif bir ses çıkarıyor ve başını sağa sola sallıyor birkaç kez. Farkettiğin bir diğer şey, Kazuya’nın bisentosunun ‘sapıyla’ sana saldırdığı. Neden keskin tarafını kullanmadığını bilmiyorsun, bunu yalnızca bir oyundan ibaret gördüğü için mi? Kazanacağından emin olduğu için mi? Darbeyle zaten sendelemiş olduğun tarafa biraz daha ilerliyorsun ancak ayakta kalmayı başarabiliyorsun. Yönünü sol çaprazında kalan Kazuya’ya çeviriyor, arka taraftaki Hige’yi de görüş açına alıyorsun. Bir eli katanasında, diğer eli ekipman çantasına yakın bir konumda bekliyor. Kazuya tehditi hala sürdüğü için, Hige’yle fazla oyalanmıyor bakışların. Elektriğin etkisinden kurtulmuş gibi görünen Kazuya, bisentosunu birkaç kez döndürerek sana doğru bir adım atıyor. Hemen sonraysa bisentonun sapını, metalin başladığı yerdan tek eliyle tutuyor ve havada bir kez döndürdükten sonra sana doğru soldan sağa bir kesme hamlesiyle savuruyor. Yine sapıyla. Üst vücudunu geriye doğru çekerek iskiv atıyor ve hamleden kurtuluyorsun. Burnunun dibinden sıyrılarak geçen bisento sapı, bu kez tepeden inmeye başlıyor kafana doğru. Bir milisaniyelik boşlukta, Kazuya’nın sırıtışını farkediyorsun. Farkettiğin bir diğer şey, boştaki elinin avcunu sana doğru yöneltmiş olması. Avcunda bir sembol var, tanımıyorsun. Ancak içindeki bir ses çok kötü şeyler olmak üzere olduğunu söylüyor.
Off Topic
Out: Bu tur Ooki'nin üzerinde uygulanan medikal işlem esnasında geçen süreyi kapatmak adına yalnızca Ryuji yazacak. Ooki, sonraki turdan itibaren yazabilir. Ve yazdığında, bu GM'likte bahsedilen olaylardan hemen sonrasını anlatabilir. Arada ekstra bir bekleme süresi yok.