[Yamato Ryuji & Kotegawa Ooki] Tutsak

Gizli Kütüphane'nin tozlu raflarındaki unutulmuş hikayeler.
User avatar
Kotegawa Ooki
Posts: 160
Joined: August 31st, 2018, 10:46 pm

Re: [Yamato Ryuji & Kotegawa Ooki] Tutsak

Post by Kotegawa Ooki » February 1st, 2019, 10:04 pm

Parşömeni sakladıktan sonra Higenin vücudunu yakmaya hazırlanmıştım. İlk işim paraları dağıtarak alev aldıracak bir şeylerin olmasını sağlamaktı. Böylelikle vücudunun çeşitli yerlerinde başlayacak alev büyüyerek onu kül edecek ve mektubu kurtarmaya yönelik herhangi bir uğraşı boşa çıkartacaktı. En azından planım bu yöndeydi ama olanlar farklıydı.

Paraları alev aldırsam ve onlarda bir şekilde büyüsede, planladığım gibi tüm vücudu sarıp kömürleştiremeden sönen alevler düşündüğümün dışında bir tablo sunmuştu ama yapacakta bir şey yoktu. Bir saat olduğum yerde durup tekniğimi kullanarak adamı kömür etmeye çalışabilirdim ama bu aşırı vakit kaybetmeme ve potansiyel olarak yakalanmama sebebiyet verirdi. O yüzden bunla yetinmek zorunda kalacaktım.

Ryuji ile birlikte mağaranın içine girdiğimizde bizi ölüm sessizliği karşılamıştı. Bu beni endişelendirsede 3 Çakıl'ın ve Juzo'nun tek bir adama karşı kaybetmesi fikri beynimdeki tüm hücreler tarafından reddedilip saçma bulunmuştu. Hadi Çakıllar neysede Juzo tahtalı köye gitmesi gereken bir moruk olmasına rağmen taşı sıksa suyunu çıkartacak biriydi. Buna uzun yıllar içerisinde edindiği tecrübeleride eklenince kaybetmesi mantıklı gelmiyordu.

Mağaranın içindeki karanlığa alışmamın zaman alacağını düşünsemde uzun koridorun sonundaki ateş bu endişemi geçersiz kılmıştı.

Herkesin olduğu noktaya geldiğimizde kendimizi mini bir savaş alanında bulmuştuk. İki devin çarpışmasının izlerini mağaranın duvarlarında görebiliyorduk. Paramparça olmuş Bisento ile 0 hasarlı Juzoyu görünce derin bir iç geçirmiştim. Köyde belkide beni stilimde ilerletebilecek yegane kişiyi bulmuştum ama bu kişi aramın nane limon olduğu Juzoydu. Bu ironik duruma karşı sırıtmak istesemde kendimi tutmuştum.

Etrafa bakınırken " Judaichi vs Kyoudaichi. Bunu görmek isterdim. " demiştin sesli bir şekilde düşünerek.

Takeru'ya baktığımda domuz gibi sağlıklı olduğunu görmüştüm. Anbulardan biri bacağını kaybetmişken diğeride göğsünden yaralanmıştı. Bu durum bende bazı soru işaretleri oluşturmuş. Ryuji içeride hem bu bisentolu ile hemde Hige ile dövüşmek zorunda kalmıştı. Ya Ryuji muhteşem bir shinobiydi yada bu Çakıllar hiçte düşündüğümüz güçte değildi. Hatta onlara tırt demek doğru bile olabilirdi.

Aklımdaki düşünceleri temizledikten sonra Bisentolunun son halini görmüştüm. Yediği darbeler sonucunda vücudunun aldığı bu hal hiçte gülünebilecek bir şey değildi. Hatta içimde ufak bir saygı bile vardı çünkü bu hasar tek bir darbede gelmiş gibi durmuyordu. Yani bu tarz vücut şeklini bozan bir kaç darbeye maruz kalmış ama buna rağmen dövüşmeye devam etmişti. Tabi bir ihtimal etkisiz hale getirildikten sonra işkence görmüşte olabilirdi ama bunun pek mümkün olmadığını düşünüyordum. En azından o tarz bir senaryo çakılların durumunu açıklamazdı.

Juzo'nun gözlerinde gördüğüm anlık bir şefkat kafamı karıştırmıştı. Yinede bu konuyu fazla irdelemeden onun önüne geçip " Hige denen Fuutoncu'yu öldürdük. Hemen mağaranın çıkışında, hala dumanı tütüyordur. " dedikten sonra benden bir şey istenmezse göğsünden yaralı Shinobinin yanına gidip onla ilgilenmeye çalışacaktım. Çok bir şey yapabileceğim yoktu ama en azından yarasına baskı uygulama işini ondan devralıp daha iyi dinlenmesini sağlayabilirdim. İsterse uygun bir şekilde ona zarar vermeden ,tekniğimide kapatıp, müdahalede bulunacaktım.

ANBU'nun yanına gittiğimde " Kame, göğsü yaralı olanın yarasını Kaon no Jutsu ile dağlayabilirim ? " diyecektim soran bir tavırda. Olumlu cevap verirse Ryomaya yapmak istediğimi ona yapmaya çalışacaktım. Vermezse bir şey yapmayıp bekleyecektim.
Image
Künye
► Show Spoiler
Motivasyon/Komplikasyon/Özellik
► Show Spoiler
Profil
► Show Spoiler
Beceri
► Show Spoiler
Ninjutsu
► Show Spoiler
Taijutsu
► Show Spoiler
Genjutsu
► Show Spoiler
Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar Standart
► Show Spoiler
User avatar
Yamato Ryuji
Posts: 65
Joined: November 8th, 2018, 11:06 pm

Re: [Yamato Ryuji & Kotegawa Ooki] Tutsak

Post by Yamato Ryuji » February 1st, 2019, 11:24 pm

Mağaraya girdiğimiz sırada beklentim çarpışma sesleri duymaktı fakat ihtiyar Juzo elini çabuk tutmuş olmalıydı ki derin bir sessizlikle karşılaşmıştık. Taijutsu ustalığı nedeniyle parça parça kendime idolleştirdiğim Yajima Juzo, benim gözümde kaybetmesi mümkün olmayan bir savaş makinesi, yıkılmaz bir duvar, tasviri gücünden tamamlanamayan bir kuvvetti.

Geniş alana vardığımızda, olacağını tahmin ettiğimden çok daha fazla iz ve kalıntıyla karşılaşmıştık. Aralarındaki medic-nin hariç yaraları oldukça ciddi görünen çakıllar kenara savrulmuş şekilde ilk yardım görüyordu. Bacağı kopanı görünce içim acımış, Kazuya'nın bisentosunun işi olduğunu düşünmüştüm ve köyümün profesyonel shinobilerine verdiği hasardan dolayı kendisine olan nefretim bir kat daha artmıştı. Medic-nin'e yardım etmek istemiştim ama yeteneğim veya bilgim olmadığından burnumu sokmasam daha iyi olacağını düşündüğümden adımlarımı Juzo'ya yönlendirmiştim.

Otake Takeru, çakılların yanında ve hala hayatta gibi gözüküyordu. Görevin başarılı olduğu anlamına gelen bu durum içimi yumuşatsa da, kendisinden bir nevi çaldığımız mektup hakkında herhangi şekilde söz edip etmeyeceği hakkında öngörüde bulunamamak biraz olsun gergin hissetmeme sebep oluyordu. Ooki'yle sözleşmemizi aklıma getirip mektup hakkında bilgim olmadığı rolü yapacağım ve her şeyin yolunda gideceği varsayımıyla kendimi rahatlatıyordum.

Alanın başka bir kenarında gördüğüm Yajima Juzo'ya yaklaştığımda ilk fark ettiğim vücudundaki çizikler olmuştu. Oldukça gergin ve sessiz olan ortamı neşelendirmek amacıyla yamuk sırıtmamı takınarak Kazuya'nın bende açtığı çizikleri gösterip: "Sanırım elindeki aletleri kullanmayı bilen biriyle karşılaşınca bunlar kaçınılmaz oluyor ha, Juzo-san." diyerek retorik sorumla soğuk havayı kovalamaya çalışacaktım.

Dövüşü izleme isteğini belirten Ooki'nin bu arzusunu oldukça mantıklı ve keyifli bulmuştum. İki güçlü shinobinin çarpışmasını izlemek kesinlikle yeni şeyler öğrenebileceğim bir fırsat demekti. Kazuya, nasıl darbeler aldıysa bedenindeki tüm kemikler kırılmış halde yerde yatıyordu. Juzo'nun bu kadar hasarı verecek vuruşları nasıl yaptığını öğrenmeyi çok isterdim. Beni mesleğimde geliştirecek, daha iyi shinobi yapacak adımlardan biri de buydu.

Juzo'ya Hige hakkında raporumuzu verdikten sonra çakılların yanına dönen Ooki'ye yüzümü çevirip katanayı almak isteyip istemediği sorusunu yineleyecektim. "Katana..." hatırlayabildiğim kadarıyla düşürttüğüm yerini işaret ettikten sonra sözlerime devam edip: "... şuralarda bir yerde olmalı." dedikten sonra kafamı yeniden hayatta kalan dev adama döndürecektim. "Takeru hayatta, kaçaklar etkisiz hale getirildi, görev başarılı." Dövüşten etkilenip kendi çocukları gibi endişelendiği gözlerindeki bakışlardan belli olan adamı rahatlatmak için yanına çömelip, gerçi sadece o çömeldiğinde boylarımız eşitlense de, yeni talimatlarımızı bekleyecektim.
Image
Künye


İsim: Yamato Ryuji
Yaş: 16
Cinsiyet: Erkek
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Para: 両 70.000
Prestij: 2 PP
Ün: 10
Kullanılabilir GP: 5

Motivasyon:
Ryuji için shinobi olmak, eskiden kafasını stabil tutmaya yarayan tek uğraşı olduğu için kendisini zorlayarak yataktan kaldıran öpücükken yakın geçmişte fark ettiği büyüme, gelişme, özgüven duyguları annesinden beri iyi hissetmesini sağlayan tek neden olmuştur. Kişisel tatminini bu şekilde sağlamanın olumsuz yanları olup olmadığı düşünecek yaşa henüz erişmemiştir.

Özellikler -
Image
Profil


Güç: 6
Çeviklik: 7
Kondisyon: 6
Potansiyel: 4
Varlık: 3
Zeka: 4

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 3 (Favori)
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1
[Zeka] İzcilik: 1
Image

Ninjutsu

(A-Rank) Raiton no Yoroi
Taijutsu

(Stil|B-Rank) Rinjoushou
(B-Rank) Shoufuu
(C-Rank) Reppuu

(Stil|D-Rank) Ninja Ekipman Ustalığı
Ekipmanlar

Ekipman Çantası
(Normal Kalite) 1 Kunai
(Normal Kalite) 2 Shuriken
(Normal Kalite) 4mt. Sentetik Misina
(Normal Kalite) 2 Patlayıcı Parşömen
(Normal Kalite) 2 Sis bombası
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts: 2856
Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Yamato Ryuji & Kotegawa Ooki] Tutsak

Post by GM - Naruto » February 3rd, 2019, 6:18 pm

Ooki, sesli bir şekilde yorumunu yapıyor ancak kimseden cevap gelmiyor ortamdaki. İçerideki ortam, bariz zafere rağmen oldukça kasvetli. Bunun sebebinin tam olarak ne olduğunu çözemiyorsunuz, ancak yaşanan şeylerin basit bir dövüşten çok daha fazlası olduğu belli gibi. Yine de, bu konu hakkında herhangi bir şey öğrenebileceğiniz konusunda şüphelisiniz. Bir sessizlik anından sonra, Ooki Hige’yi öldürdükleri bilgisini iletiyor Juzo’ya. Juzo hafifçe başını sallayıp anladığını belirtirken ayağa kalkıyor gerinerek. Çok ciddi olmasa da, yaralı olduğu belli ancak bunlardan pek etkilenmiş gibi görünmüyor. Yine de, fiziksel açıdan olmasa da mental açıdan bir huzursuzluk içinde olduğu hissine kapılıyorsunuz bir an. Ancak bu his çok kısa sürüyor ve Ryuji’nin hafif esprili cümlesi karşısında hafifçe sırıtıyor yaşlı adam: “Yaşadığına şükretmelisin cüce.” Juzo’yu belki de ilk defa sırıtırken görüyorsunuz ikiniz de. Cümlesinin ardından ekipman çantasından bir misina çıkarıyor Juzo. Elini uzatarak sizdekileri de istiyor. Bu komuta oldukça hızlı bir şekilde uyuyor ve ekipman çantalarınızdaki belki de son şeyleri, misinalarınızı uzatıyorsunuz Juzo’ya. Yaşlı adam, öfkesini çıkarırmışçasına sertçe ve bastıra bastıra bağlıyor iri adamın vücudunu ve bir yandan size hitaben konuşuyor: “Dönüş yolunda bu herifi ben taşıyacağım.” Kafasını çevirip çakıllara bakıyor: “Sanırım Takeru da bana kaldı. Görünen o ki birilerini taşıyabilecek tek kişi de benim zaten. Ancak hemen arkamda duracaksınız veletler! Eğer bu herifin herhangi bir şekilde gözünü açtığını, vücudundaki herhangi bir mührü aktifleştirmeye çalıştığını görürseniz beni düşünmeden tüm gücünüzle saldıracaksınız. Bu ifritin başımıza daha fazla bela açmasına izin veremem.” Misinalarla adamın vücudunu tamamen bağlıyor bu esnada. Hemen ardından çıkardığı bir kunaiyi de adamın avcunun içine saplayıveriyor. Bu, Ryuji’nin daha önce görmüş olduğu ancak ne işe yaradığını bilmediği mührün olduğu yer. Görünüşe göre Juzo ve çakıllar o mührün ne işe yaradığını biliyor, ve Juzo’nun bu konudaki rahatsızlığı da bariz. Eline kunai saplanan adam, hafifçe inliyor. Böyle bir durumda olmasına karşın hala canlı olması karşısında hafifçe tüyleriniz ürperiyor.

Ryuji, Çakıl’ların yanına ilerleyen Ooki’ye hitaben söylediği sözlerin ardından Juzo’ya dönerek birkaç şey daha söylüyor. Juzo yanıt olarak mırıldanmakla yetiniyor sadece: “Başarılı, evet. Başarılı.” Ooki ise yaralı arkadaşının bacağını dikmeyi tamamlamış ve şuan iki elinde birden yeşil chakra olan Çakıl’ın yanına doğru seyirtiyor. Ulaştığında cümlesini kuruyor. Ve maskeli shinobi kafasını çevirip Ooki’ye bakıyor yalnızca. Herhangi bir şey söylemiyor. Yüzünü göremiyorsun. Mimiklerini seçemiyorsun. Ancak öyle bir aura yayıyor ki o an, tüm bu engellere rağmen ne demek istediğini çok kolay bir şekilde anlayabiliyorsun: ‘Abim? Sen salak mısın?’

Mağarada bir on beş dakika kadar daha oyalanıyorsunuz. Bu esnada az önce bacağı kopmuş olan shinobinin bilinci yerine geliyor. Hala yürüyebilecek halde değil, ancak en azından ölmemiş olması içinizi rahatlatıyor. Kame diğer Çakıl’ın göğsündeki yarayı da hızlıca iyileştirdikten sonra gitmeye hazır hale geliyorsunuz. Juzo, bir omzuna küfür ede ede Kazuya’yı alıyor, diğerine ise hala uyanmamış olan Takeru’yu. En önde göğsü yaralı, ancak kendi başına yürüyebilecek gibi görünen Çakıl çıkıyor mağaradan. Arkasından sırtında diğer Çakıl’ı taşıyan kame. Arkasından biri devasa olmak üzere iki adamı birden taşıyan Juzo ve en son siz. Oldukça uzun, bol bol molayla geçen yolculuğunuzun ardından gece geç saatlerde Ishigakure’nin tanıdık topraklarına giriyorsunuz. Ishigakure sınırına birkaç kilometre yaklaştığınızda köyden koşarak gelen 5-6 kişilik bir ekip karşılıyor sizi. Simaları tanıdık gelmiyor, Takeru’ya bağlı shinobiler olduklarını düşünüyorsunuz. Kafileniz dururken shinobiler Takeru’yu teslim alıyor ve hastaneye götürmeleri gerektiğini söyleyerek Ishigakure’ye doğru sizden önde ilerlemeye başlıyorlar. Juzo Çakıllarının ve sizin halinize bakarak giden shinobilerin arkasından bir küfür sallıyor. Yine de bir şekilde, sorunsuzca köye ulaşmayı başarabiliyorsunuz. Yol boyunca Kazuya uyanmıyor. Kapıda görevli chuuninler içinde bulunduğunuz hali görünce şaşırmaktan alıkoyamıyorlar kendilerini. Juzo birine Ishichou’ya rapor vermesi için emir veriyor, shinobi ise adeta ayakları kıçına vura vura koşmaya başlıyor. Köy sınırlarına girdiğiniz anda, Çakıllar sizden ayrılıyor. Juzo ise omzunda taşıdığı adamı başıyla işaret ederek: “Bununla biraz işim var. Gidin ve raporunuzu verin, ardından dağılabilirsiniz. Dinlenin, uyuyun. İyi iş çıkardınız.” Ooki’ye dönüyor: “Seni hala sevmiyorum, ve bu göreve gönderilmen konusundaki şüphelerim değişmedi. Bilgin olsun.” diyor sertçe. Ancak sözleri safi öfkeden ibaret değil, bunu farkedebiliyorsun. Devamında Ryuji’ye dönüyor: “Bence bu dingilin görevden başarılı çıkmasını sağlayarak başına bela aldın, haberin olsun.” diyor. Yüzünde bir milisaniyeliğine bir sırıtma görebiliyorsun. Ardından arkasını dönüp sırtındaki devasa adamla birlikte yürümeye başlıyor. İlk iş olarak diğer her şeyi ikinci plana atarak Ishichou binasına ilerliyorsunuz. Ishichou’nun kapısını tıklatarak odasına giriyor, ve her zamanki dağınık manzarayla karşılaşıyorsunuz. Ancak bir fark olarak, Ischichou Kurumi'nin yalnızca masası dağınık değil. Muhtemelen tüm gün Takeru mevzusunun politik yüküyle uğraştığı için saçı başı dağılmış durumda, ancak şuan sakin görünüyor. Masasının arkasında, sandalyesine sırtını dayamış bir şekilde karşılıyor sizi ve hiçbir şey demeden konuşmanızı beklemeye başlıyor. Gözlerindeki takdir edici ifadeyi görebiliyorsunuz.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Kotegawa Ooki
Posts: 160
Joined: August 31st, 2018, 10:46 pm

Re: [Yamato Ryuji & Kotegawa Ooki] Tutsak

Post by Kotegawa Ooki » February 3rd, 2019, 10:49 pm

Yaşanan çarpışmayı görmekle ilgili isteğimi belirttiğim sözlerim havada kaynamıştı. Zaten bunları gayrıciddi bir şekilde söylemiştim. Daha çok içimden geçenleri seslendirmemdi ama ortamın kasvetinden kimse sallamamıştı.

Etrafa tekrar baktığımda bunların niye bu kadar karamsar olduğunu anlamamıştım. Evet bir Çakıl göğsünden yaralanırken başka bir çakıl ise bacağını kaybetmişti. Bacağını kaybeden temelli kaybetmiş olsa veya bir kayıp yaşasak karamsarlığı anlardım ama şu anki durum biraz aşırı gibi geliyordu. Gerçi eğer Ryoma gibi, meydanda ölenleri düşünüyorlarsa anlayabilirdim. Belkide dövüşürken yaptığı yada söylediği bir şeyler onları bu hale getirmişti.

Bu sırada Ryuji ve Juzo kendi arasında konuşuyordu. Basit bir şakalaşma gibi bir şeyden sonra Ryuji katana aramaya çıkıp banada isteyip istemediğimi sormuştu. Aynı sırada Juzo ise misinalarımızı istemişti ki hiç sorgulamadan ona vermiş ve hemen ardından " Eğer kimse almayacaksa alırım ama istiyorsan alabilirsin. Stilime uygun değil. Yani kimse almazsa, sırf dursun diye alırım ve muhtemelen... " dedikten sonra mağaranın çıkışına bakıp " az önceki gibi bir durumda düşmana fırlatırım. " diyecektim. Eğer almazsa katanayı ben alacaktım. Çıkarken kınıda cesetten almayı unutmayacaktım.

Misinaları alan Juzo; Takeru ve yüzü gözü dağılmış adamı sırtlamıştı. Bizi öncesinde uyarıp en ufak bir sıkıntıda adamı onu düşünmeksizin öldürmemizi söylemişti. Açıkçası mührün ne olduğunu bilmesem bile bu adamı bu kadar tedirgin ettiğine göre epik bir şeyler olmalıydı. Her ne kadar bana zarar verecek bir şey olacağından emin olsamda bir tarafım onu görmek istiyordu.

Yaşlı dev elindeki bir kunaiyi adamın avuç içine sapladığında, bu adamın, hayır bu yaratığın hala ölmemiş olduğunu anlamış ve Ryujiye dönüp bu kadar şanslı olmak için hangi yıldızın altında doğduğunu merak etmiştim. Ben görevin başında etkisiz hale getirilmemiş olsam bile Hige ile ona hatta Hige'yi siktir et, sadece ona karşı bile kazanmamız mümkün değildi.

Benim alternatif tıp önerim ise kesin bir şekilde reddedilmişti. Böyle muhteşem bir fikri reddettiğine göre belliki Kame göründüğü kadar iyi bir Medic değildi. Mağarada kısa bir süre daha durduktan sonra yola çıkmıştık. Juzo Takeru ve Kaçağı taşırken, biz ve bir Çakıl yürüyorduk. Başka bir Çakıl ise bacağı kopmuş Çakılı taşımakla meşguldü.

Yolculuğumuz ağır geçiyordu. İki kişinin sırtında birilerini taşıması benim ölümcül olmasada ağır yaralarım yürümemi etkiliyordu. Ryujide, benden iyi olsada çok iyi değildi. Doğal olarak yavaş ilerlediğimiz gibi çok sık molada vermemiz gerekiyordu.

Yürürken bir yandan acıma katlanmaya çalışırken diğer yandan da bisentoluyu izliyordum. En ufak bir ters hareketinde ona elimdeki iki muştayı fırtlatacaktım ama buna gerek kalmamıştı. Sakin bir yolculuk geçirmiştik.

İshiye, normal şartlarda yürüyerek 1 saatlik bir mesafe kala köyden gelen bir Shinobi ekibi tarafından karşılanmıştık. Bu ekip Takeru'yu aldıktan sonra onu hastaneye götürmüşlerdi. Büyük ihtimalle özel korumalarıydı yada Minami Şehrinden falan geliyorlardı.

Adamlara küfreden Juzo ise içimi okumuştu. Belli ki oda Shinobilerin emeklerine karşılık toplumdaki ezik rolünü oda beğenmemişti. " Boşuna uğraşmayın Juzo-sama. " demiştim. Gönül isterki şurada saatlerce ne kadar ezildiğimizden yakınalım ama şu an için vaktimiz yoktu.

Yolumuza devam ederken Juzo-sama'ya bir bakıp içimden " Eski kafa falan ama o kadar da kötü bir insan değil. " diye geçirmiştim. Adama ısınmaya başlamıştım. Ona karşı büyük ön yargılarım vardı. Gerçi bir çoğu haklı yargılardı ama yinede genç nesilden nefret etmiyordu veya bize yerli yersiz söylenmesi bir art niyet taşımıyordu. Ona bakıp, bu garip hareketleri yüzünden hafifçe gülümsemiştim.

Kapıdan içeri girerken doğal olarak gözler bizim üzerimizdeydi. Juzo-sama Kurumi-samayı bilgilendirmeye yönelik bir emir verdikten sonra bizde yapmamız gerekenleri söylemişti.

Bana özel bir şeyler söyleyen yaşlı adamın sözleri karşında gülümseyip " Belki bir gün antrenman sahasında size... " diyip sırtındaki adama ve ona baktıktan sonra " kendimi zorla sevdirtirim. " diyecek ve sırıtacaktım.

Juzo-sama benim hakkımda Ryuji'ye de bir iki şey söyledikten sonra dağılmıştık. İlk gidenlerde zaten ANBU'lardı. Bende Ryuji'ye dönüp " İlk olarak Kurumi-samayı görelim. Takeru uyanıp mektup mektup demeden önce mektubu okuması lazım. " diyecektim.

İshi-cho binasının yolunu tutarken arkama dönüp Juzo'ya baktığımda, mektubu ona göstermemekle ona karşı haksızlık edip etmediğimi merak etmiştim ama bu düşünce kafa girdiği gibi, başımı sağa sola sallayıp bu işi riske edemeyeceğimi kendime hatırlatarak yoluma devam etmiştim.

Binaya ulaştığımızda görevimizin içeriği ile ilgili kısa bir bilgilendirmeyi yetkili Shinobiye yaptıktan sonra doğrudan Kurumi-sama ile, özel olarak görüşmemiz gerektiğini söyleyecektim. Red yeme ihtimalime karşı ısrarcılığımı arttıracak ve gerekirse Juzo-sama'nın adını kullanacaktım.

Bir şekilde Kurimi-samanın karşısına geçebilirsek yalnız olup olmadığımıza bakacak ve değilsek ondan ve/veya içeridekilerden bu yönde bir talepte bulunacaktım.

Sonrasında ise " Görevi başarı ile yerine getirdik. Takeru sağ olarak ele geçirildi ama Iya Vadisi'nin yönetim merkezi vazifesini üstlenmiş kasaba büyük hasar aldı. Kasaba sakinlerinin tamamının ölüp ölmediğini bilmiyoruz ama Takeru'ya eşlik eden 5 kişilik shinobi kafilesindeki tüm shinobiler öldü. Saldırı üç kaçak tarafından gerçekleştirildi. İkisi Kirigakure Shinobisi ve ölü. Diğeri ise Juzo-sama tarafından öldürülmeden etkisiz halde getirilmiş bir biçimde köye getirildi. " dedikten sonra Ryuji'nin kendi söyleyeceklerini söylemesini bekleyecektim.

Ryujide söyleyeceklerini söyledikten sonra mektubu çıkartıp Kurumi-samaya verecektim. Mektubu okumasını bekledikten sonra " Mektubu sadece ben ve... " diyip Ryujiye baktıktan sonra " Ryuji biliyor. Birde büyük ihtimalle sorguda olan adam. Mektup Hige adındaki kaçak tarafından tutuluyordu. Biz aldığımızda henüz açılmamıştı. Hige ölü durumda ve adamın üstünü Kaon no Jutsu ile yaktım ve dövüş sırasında Ryuji ve ben dışında kimse yoktu. Yani Takeru mektubu sorsa bile yanıp gittiğini söyleyebilirsiniz. Mektuptan Çakılların ve Juzo-samanında haberi yok. Önce size getirmenin doğru olacağını düşündük. " diyecektim tekrardan Ryujiye bakarak. Mektupla ilgili konuşmalarım sırasında Kurumi-samaya iyice yaklaşıp sesimi fısıltı seviyesine getirecektim.
Image
Künye
► Show Spoiler
Motivasyon/Komplikasyon/Özellik
► Show Spoiler
Profil
► Show Spoiler
Beceri
► Show Spoiler
Ninjutsu
► Show Spoiler
Taijutsu
► Show Spoiler
Genjutsu
► Show Spoiler
Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar Standart
► Show Spoiler
User avatar
Yamato Ryuji
Posts: 65
Joined: November 8th, 2018, 11:06 pm

Re: [Yamato Ryuji & Kotegawa Ooki] Tutsak

Post by Yamato Ryuji » February 4th, 2019, 12:47 am

Henüz mağaradan çıkmadan içinde bulunduğumuz durumun gerilimini az da olsa anlayabiliyordum. Çok ağır yaralar alan ekibimiz yüzünden hepimiz üzgündük. Ancak oturduğumuz yerde ağlayarak acımızı dindiremezdik, artık geri dönmemiz gerekiyordu. Tam da bu amaçlı yaptığım esprilerim Yajima Juzo gibi taştan yapılmış bir golemi bile güldürdüğüne göre oldukça yerinde konuşuyordum. Ayrıca örnek aldığım bir kişiyle bu şekilde samimi iletişim kurabilmenin verdiği tatmin hissi yüreğimi okşuyordu.

Hepimizi sırtına alıp köye götüreceğini söylemek üzere olan ihtiyar Juzo'nun lafını kesecektim ki sadece Takeru ve Kazuya'yı saydıktan sonra devam etmediğini fark edince derin bir oh çekmiştim. Juzo'nun kaçağa şeytan demesi ve vücudundaki mühürlerden bahsetmesi beni şaşırtmıştı. Elinde ofansif bir saldırıya yönelik olduğunu tahmin ettiğim mühürden başkasını görmemiştim. Demek daha da fazlası vardı. Telsiz gibi kullandığı parşömenden de anladığım üzere Kazuya bir fuuinjutsu ustasıydı. Juzo'nun bahsettiği gibi her yerinde mühürler varsa oldukça da tehlikeli bir fuuinjutsu ustası olduğunu düşünmüştüm ki eğer yolda uyanırsa doğrudan icabına bakmamız gerektiği talimatını almıştık.

Mühürler hakkındaki merakımı giderememiştim, onun da bilgisinin sınırlı olduğunu sanıyordum; fakat yine de yolculuk boyunca aklımın karışıklığından soracağım soruyu bir türlü toparlayıp Juzo'ya aktaramamıştım.

Yaraları dolayısıyla ağır ve kısıtlı hareket edebilen kafilemiz nihayet tanıdık topraklar görmeye başladığımda Otake Takeru'nün emrindeki birtakım shinobilerle karşılaşmıştı. Nihayet yükümüzü hafifletip bize yardım edecek birileriyle buluşabildiğimize sevinecektim ki adamlar sadece daimyo yardımcısını alıp arkalarına bakmadan tozu dumana katmıştı bile. Küfür etmeyi her zaman kendini ifade etmeye yetersiz bir kelime haznesine sahip olmak gibi yorumlamış olsam da bu sefer Juzo'nun ağzından çıkanları ben de tekrar etmek istemiştim. Damarlarımda gezinen nefreti ilk defa hissetmemiştim. Kendi tarafımdaki kişiler tarafından ilk defa terk edilmiyordum. Fakat bu olayı da ömrüm boyunca unutmayacağım bir travma olarak beynime kazımıştım: İnsanlar çıkar uğruna yapabilecekleri yalakalık konusunda sınırsız hayal gücüne sahipken geri kalan duygularını terk ederler.

En sonunda köye vardığımızda herkes işlerini halletmek üzere dağılmak üzereydi. Çakıllar hiçbir söz etmeden, övgüden kaçan gizli kahramanlar gibi ortadan kaybolmuşlardı. Juzo'dan duyduğumuz sarkastik mizah, sırıtmamı bir seviye ileri taşıyarak sessiz harflerden oluşan anlamsız kelimelerin ağzımdan dökülmesiyle birlikte hızlı şekilde nefes vermemi sağlamıştı. Ishichou'nun yanına gitmeden önce ben de veda sözcüklerimi etmek istemiştim. "Görüşmek üzere Juzo-san."

Herkes gidip partnerimle yalnız kaldıktan sonra ikimiz de yapılması gerekenin ne olduğunu biliyorduk. O biraz erken davranıp söze girmişti, ben de gülümseyen yüz ifademle kafamı aşağı-yukarı kendisini onaylamıştım. Binaya doğru yürürken içinde bulunduğu gerginliği fark ettiğim Ooki'yi rahatlatmak üzere birkaç kelime etmem gerektiğini düşünmüştüm. "İçini rahat tut. Köyün kaderine karar verebilecek birisi varsa o da Kurumi-sama."

Ishichou'nun yanına vardığımızda kafa selamıyla merhabalarımızı dedikten sonra Ooki direkt lafa girmişti. Ben de araları dolduracaktım. "Maki Kasabası.", "Evet, korumalar.", "Taka ve Hige, liderleri Kazuya." Biraz üstünkörü de olsa yaptığımız her şeyi anlatan Ooki, topu bana attığını belli eden bakışlarıyla benim de kendisini onaylamamı istemişti. Bir de Kazuya'nın üstündeki mühürler meselesi vardı tabi. "Mektuptan, çok istesek de, Juzo-san'a bile bahsetmedik. Bir de... köye getirdiğimiz Kazuya'nın üzerinde Juzo-san'ı bile korkutmayı başaran mühürler vardı... mış... varmış. Ben sadece elinde bir tanesini gördüm ama Juzo-san'ın bahsettiği kadarıyla vücudundaki bir sürü yer mühür kaplıymış gibi anladım." dedikten sonra Kurumi-sama'dan görüşlerini aktarmasını ve ardından paydos çağrısını bekleyecektim.
Image
Künye


İsim: Yamato Ryuji
Yaş: 16
Cinsiyet: Erkek
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Para: 両 70.000
Prestij: 2 PP
Ün: 10
Kullanılabilir GP: 5

Motivasyon:
Ryuji için shinobi olmak, eskiden kafasını stabil tutmaya yarayan tek uğraşı olduğu için kendisini zorlayarak yataktan kaldıran öpücükken yakın geçmişte fark ettiği büyüme, gelişme, özgüven duyguları annesinden beri iyi hissetmesini sağlayan tek neden olmuştur. Kişisel tatminini bu şekilde sağlamanın olumsuz yanları olup olmadığı düşünecek yaşa henüz erişmemiştir.

Özellikler -
Image
Profil


Güç: 6
Çeviklik: 7
Kondisyon: 6
Potansiyel: 4
Varlık: 3
Zeka: 4

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 3 (Favori)
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1
[Zeka] İzcilik: 1
Image

Ninjutsu

(A-Rank) Raiton no Yoroi
Taijutsu

(Stil|B-Rank) Rinjoushou
(B-Rank) Shoufuu
(C-Rank) Reppuu

(Stil|D-Rank) Ninja Ekipman Ustalığı
Ekipmanlar

Ekipman Çantası
(Normal Kalite) 1 Kunai
(Normal Kalite) 2 Shuriken
(Normal Kalite) 4mt. Sentetik Misina
(Normal Kalite) 2 Patlayıcı Parşömen
(Normal Kalite) 2 Sis bombası
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts: 2856
Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Yamato Ryuji & Kotegawa Ooki] Tutsak

Post by GM - Naruto » February 4th, 2019, 2:46 am

Kurumi’nin yüzü, söylediklerinizi dinlediği süre boyunca memnuniyetle doluyor. Takeru’yu sağsalim kurtarıp yaralı olsa da kayıpsız bir şekilde köye döndüğünüz için oldukça mutlu gibi görünüyor Ishichou. Siz mektuptan bahsetmeye fırsat bulamadan önce: “İyi iş, tebrik ederim çocuklar.” diyerek kısa bir övgüde bulunuyor size yönelik: “Doğru karar verdiğimizi biliyordum, Juzo-sensei karşı çıksa da.” Hafifçe sırıtıyor bu esnada, o sırada Ooki cebindeki mektubu çıkarıyor ve aniden ciddileşiyor Ishichou’nun yüzü. Mektubu masaya koyuyor, az önceki pozisyonuna geri dönüyor Ooki ve cümlelerini sarfediyor. Bu esnada mektuba uzanıp temkinli bir şekilde okuyor Ishichou bir yandan sizi dinlerken. Ardından, mektubu geri kapattığı gibi çekmecesine koyuyor. Yüzünde herhangi bir ifade sezinleyemiyorsunuz: “Evet, tebrikler, çıkabilirsiniz. Yarın raporlarınızı girişteki chuunine bırakın.” Adeta kışkışlanır gibi hissediyorsunuz o an. Daha fazla bir şey söylemeyecekmiş gibi göründüğünden, arkanızı dönüp çıkmak üzere kapıya yöneliyorsunuz. Ryuji kapıyı açıp çıkmak üzereyken arkanızdan yeniden sesleniyor Kurumi: “Raporlarınızda mektuptan bahsetmenize gerek yok. İyi geceler.”
Off Topic
Out: Raporlarınızı yazın ve bitirelim.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Kotegawa Ooki
Posts: 160
Joined: August 31st, 2018, 10:46 pm

Re: [Yamato Ryuji & Kotegawa Ooki] Tutsak

Post by Kotegawa Ooki » February 4th, 2019, 3:06 pm

Ben üstün körü olup biteni anlattıktan sonra Ryujiye dönüp onunda anlatacaklarını bitirmesini beklemiştim. O fazla bir şey anlatmayıp adamın üstündeki mühürlerden bahsetmişti. Kurumi-sama yaptıklarımızdan memnun gibi gözüküyordu. Uzun bir aradan sonra bir görevi başarı ile bitirmiştim. Aslında tamda başarılı sayılmazdı çünkü Ryuji olmasa, kendi dikkatsizliğimden büyük ihtimalle ölecekti. O yüzden bu daha çok onun başarısıydı.

Ben mektup olayına girecektim ki Kurumi-sama bizi tebrik etmişti. Bayadır köye sorun çıkartan benim, İshi-chodan tebrik almam doğal olarak azda olsa kızarmamı sağlamıştı ama böyle mevzulara çok takan biri olmadığımdan bu durum bir an sürmüştü. Zaten anlatılması ve konuşulması gereken çok daha mühim bir konu vardı.

Mektubu verdiğimde kadının yüz ifadesi değişmişti. Mektubu verdikten sonra o okumaya koyulmuşken bende olup biteni anlatmıştım. Yüzünden yada vücut dilinden ne düşündüğünü anlayamıyordum ama belki içgüdüsel olarak sıkkın bir ruh halinde olduğunu hissediyordum. Bütün bu olanlardan sonra bu mektup yüzünden başı çok ağrıyacaktı. Mektubu yok etse bile bu davet bir günlük bir şey değildi. Bir sürecin sonucunda birliğe davet edilmiştik. En basitinden Takeru ve/veya Daimyo Kazekageye mektubu kaybettiklerini söyleyebilirdi. Yada başka bir sefer Kazekage mektuptaki bir şeylere atıfta bulunabilirdi ve bu mektubun içeriğinin anlaşılmasını sağlardı. Elbette böyle önemli bir mektubu kaybetmek ülkemizin itibarını bozsada birliğe girişimize engel olmazdı. Başka bir değişle bizim mektubu saklamamız Kurumi-samaya sadece zaman kazandırmıştı ama en azından Daimyo'nun ona sormadan, onun arkasından bazı işler çevirdiğinide öğrenmiş olurdu.

Kurumi-sama bir an sonra kendine gelip birazda kovarak rapor yazmamızı istemişti. Başımla onaylayıp kapıdan çıkacak ve rapor yazmaya gidecektim. Kapıdan tam çıkacak iken kafamı geri döndürüp " Kurumi-sama pek fazla bir şey ifade etmediğini biliyorum ama her ne karar verirseniz verin sizi destekliyorum. " diyecek ve sağ elimle okay işareti yapacaktım.

Oradan çıktıktan sonra bir kağıt kalem bulup raporuma başlayacaktım.

Sugiyama Shumei ile akademide konuşurken, konuşmamızın sonuna doğru bulunduğumuz yere telaşlı bir şekilde gelen bir Shinobi tarafından köy meydanına çağırıldığımı öğrendim. Zaman kaybetmeden meydana gittiğimde Hajime Juzo ve Yamato Ryuji vardı.

Kısa bir bilgilendirmenin ardından Iya Vadisinde kaçırılmış olan Daimyo Asistanı Otake Takeru'nun kurtarılması görevinde Yamato Ryuji ile birlikte öncü birlikler olacağımızı öğrenmiş oldum. Hajime Juzo'nun emirleri doğrultusunda görevin lideri Yamato Ryuji'idi.

Zaman kaybetmeden çıktığımız yolculuk akşam saatlerinde bir köye ulaşmamızla son buldu. Burada yaptığımız kısa bir araştırmadan sonra Otake Takeru'nun İya Vadisindeki yerleşim yerlerinin başkenti gibi bir işlevi yerine getiren Maki Kasabasında olduğunu öğrenip oraya gittik.

Kasabaya vardığımızda Otake Takeru'nun at arabasını ve yaşanmış büyük bir savaşı fark ettik. Etrafta büyük bir yıkım ve çok sayıda da ceset vardı. Cesetlerin hiçbiri düşmana ait durmuyordu.

Cesetleri incelerken Minami Şehrinde Daimyo Kalesinin kapısını koruyan Jounin Ryoma tarafından uyarıldım. Sırtından oldukça derin bir yara almıştı ve kan kaybı yüzünden rengi beyaza kayıyordu ama bilinci hala yerindeydi. Çaktırmadan bana olup biteni anlatıp Otake Takeru'yu kurtarmamı istedi. Bu sırada Ryuji ise at arabasını inceliyordu.

Ryoma ölü taklidi yapıyordu ama onu o halde bırakırsam gerçekten öleceğini tahmin ettiğim için yaralarına müdahale etmek üzere onu sırtladım ve kasabaya ilk geldiğimde yapmış olduğum " Vahşi hayvanlar yemesin diye cesetleri bir eve sokalım. " fikrimi sesli bir şekilde yenileyip onu bir eve götürmeye çalıştım.

Ben Ryomayı sırtladığım sırada Ryujinin incelediği araba infilak etti ve biri Shikon tekniğini kullanarak üzerime bir zombi saldı. Zombi'nin bacağını bir tekme ile kırsamda acı hissi olmadığından bu onu durdurmaya yetmedi ve üstüme çöktü. Bu sırada Ryomada düştü.

Zombiden kurtulmaya çalışırken yer altından çıkan bir el boğazımı sıktı. Zombiyi iterek kurtulmaya çalışsamda bundan çok başarılı olamadım ve zombi attığı bir darbe ile burnumu kırdı. Ben ise o ara boğazımı sıkan elin serçe parmağını kırmaya çalıştım ve bunda başarılı oldum.

Parmağı kırılan şahıs geri çekildi. Bu sırada yardımıma koşan Ryuji zombiyi hakladı. Adamın yerden çıkıp bize tekrar saldırması, bacaklarımıza kunai saplaması ve/veya altımıza patlayıcı parşömen koyup patlatması gibi olasılıklar yüzünden Ryoma'yı sırtlayıp koşarak güvenli bir yere çekilip daha sonra o kaçan adamla ilgilenmeyi uygun gördüm ama adam arkamızdan çıkıp üstümüze koca kayalar fırlatan bir ninjutsu tekniğini uyguladı.

Kayaların bir tanesinin bana isabet etmesiyle Ryoma öldü ve bende bilincimi kaybettim. Uyandığımda Ryuji biriyle dövüşüyordu. Dövüşe katılacak halim olmadığından olduğum yerden kunai ve shuriken fırlatmaya hazırlansamda Ryuji adamı etkisiz hale getirmişti.

Ryuji adamı sorgularken bende dinleniyordum. Bir süre sonra adamla birlikte yanıma gelip olup biteni anlattı. Bu aralarda Ryuji yaramlada ilgilendi.

Düşmanlarımız üç kişiydi. Taka, Hige ve Kazuya. Taka ve Hige Kiragakure'den eski shinobiydiler. Kazuya ise bunların işvereniydi. Daha öncede birlikte çok kez iş yapmışlar. Taka Dotoncu, Hige ise katana kullanan bir Fuutoncuydu. Kazuya konusunda kesin bir şey olmasada anlattıklarından Kyudaichi stilini icra ettiğini tahmin ettim.

Benim durumum kötü olduğundan Ryuji, Takeru'nun tutulduğunu tahmin ettiği mağaraya tek başına gitti ve gitmeden önce benim patlayıcı parşömenimide aldı.

Ryuji gittiği sırada bende en kötüsüne hazırlanıp gelecek destek birliğine bilgi vermesi açısından elimdeki kunai ile yere Takeru'nun tutulduğu yeri ve Ryujinin gittiği yönü yazdım.

Ryuji gittikten sonra elleri kolları bağlı Taka ile konuşmaya başladım. Bir süre sonra Taka'nın ellini kolunu çok oynatması dikkatimi çekti ve kontrol etmek için baktığımda ellerini bağlayan misinayı çözdüğünü fark ettim. O el mühürlerine başladığı sırada bende elimde tuttuğum kunai'yi onun göğsüne fırlatıp, onu öldürdüm.

Beklemenin bir işe yaramayacağını fark edince ilk geldiğimiz köye doğru ilerlemeye başladım. Köydekilerle konuşup at üstünde birini İshigakure göndermeyi planlıyordum. Şansım varsa destek birliği ile yolda karşılaşıp onları bilgilendirerek işleri hızlandırabileceklerini düşündüm.

Yolculuğum sırasında Hajime Juzo'nun önderliğindeki 4 kişilik bir kafile ile karşılaştım. Bu kafileden üçü Çakıldı. Olan biteni ve düşmanları açıkladıktan sonra acele etmelerini söyledim. Hajime Juzo Çakıllardan Kame adındaki birine benle ilgilenmesini söyleyip ayrıldı.

Kame yaralarımı iyileştirip ayrılan kafilenin peşinden gitti. Ben ise biraz durduktan sonra ne olacağını görmek için peşlerinden gittim ama yaralarım tam iyileşmediği için çok yavaştım.

Bir süre sonra mağara'nın yakınına ulaşmıştım ama ben geldiğim gibi daha önce görmediğim biri mağaradan çıkmıştı. Çıkan şahsı etkisiz hale getirmek için elimdeki kunai ve shurikenleri sırayla fırlattım. Bu sırada mağaradan çıkan Ryujide aynı şeyi yapmıştı.

Sonradan Hige olduğunu öğrendiğim adam ona saplanan onca ninja ekipmanına rağmen etkisiz hale gelmedi ve el mühürleri yapmaya başladı. Karşımdakinin Fuutoncu olduğunu tahmin ettiğimden savrulma yada kesilme riskine karşı geriye doğru zıplayıp Kawarimi yaptım.

Adamın yaptığı teknik çok güçlü bir rüzgar yaratıyordu. Tekniğin etkisinden kıl payı bir ağacın arkasına ışınlanarak kurtuldum. Teknik koca koca taş parçalarını savurup, saf rüzgar gücüyle arkasına sığındığım ağaca zarar verdi. Rüzgarın etkisinin geçtiğini görür görmez elimde fırlatmadığım son şeyler olan ucu bıçaklı muştalarımı fırlattım. Biri isabetsiz olsada, sonuncusu ensesine saplandı ve adam yere devrildi. Bu sırada bende olası bir yakın dövüş sırasında şansımı arttırmak için Kaon no Jutsu'yu uyguladım.

İsabetsiz olan muştamı alıp adamın göğsüne fırlatarak ölüp ölmediğini teyit ettim, ölmüştü. Adamın yanına gidip muştalarımı topladıktan sonra sinirden onun karnına bir yumruk attım ve uyguladığım Katon jutsusunun da etkisiyle adamın üstü alev aldı. Kül olacak kadar olmasada bir miktar yandı.

Ryuji ile çok kısa bir konuşmanın ardından mağaraya girdik. Mağarada bacağını kaybetmiş bir Çakıl, göğsünden yaralanmış bir çakıl, bacağı kopmuş olan arkadaşının bacağını dikmeye çalışan Kame, hafif yaralı Hajime Juzo, yaşayan Otake Takeru ve ağzı yüzü dağılmış Kazuya vardı.

Hajime Juzo'ya olup biteni anlattıktan sonra beklemeye başladık. Kame yaralıların yarası ile ilgilendikten sonra yola koyulduk. Bu sırada Hajime Juzo bizim misinalarımızı isteyip Kazuya ve Otake Takeru'yu sırtladı. Bacağı kopmuş olan Çakılıda bir başka Çakıl sırtlamıştı.

Yolculuğa başlamadan önce Hajime Juzo sırtındaki kaçağın en ufak bir hareketinde kendisini düşünmeden onu etkisiz hale getirmemizi söyledi.

Sakin geçen bir yolculuğun ardından köy sınırlarına girdik. Köye normal şartlarda 1 saatlik bir mesafe kala bir Shinobi kafilesi gelip Otake Takeru'yu bizden aldı ve onu hastahaneye yetiştirdi. Biz ise normal bir şekilde köye girdik. Köye girince Hajime Juzodan rapor vermemiz konusunda emir aldık.

Kapıdan sonra herkes dağıldı. Ben ve Yamato Ryuji İshi-cho'nun yanına gidip onu olup biten hakkında kısaca bilgilendirdikten sonra onun emirleri doğrultusunda yazılı raporumuzu verdik.

KOTEGAWA OOKİ


Raporu yazarken mektup olayının suçunun bana kalabileceğini fark ederek iç geçirmiştim. Eğer Takeru mektubu sorarsa ve Kurumi-sama mektubu gizli tutmaya karar verirse, mektubun benim yüzümden Hige'nin vücudu ile birlikte alev aldığı hikayesi gayet uygundu. Tabi önceden de söylediğim gibi bunun suçu bende bulunacaktı.

Raporu verip hastahanenin yolunu tutarken aklımdan acaba Kurumi-samanın bu mektup konusunda hafızamızı sildirip sildirmeyeceğini düşünüyordum.

Image
Künye
► Show Spoiler
Motivasyon/Komplikasyon/Özellik
► Show Spoiler
Profil
► Show Spoiler
Beceri
► Show Spoiler
Ninjutsu
► Show Spoiler
Taijutsu
► Show Spoiler
Genjutsu
► Show Spoiler
Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar Standart
► Show Spoiler
User avatar
Yamato Ryuji
Posts: 65
Joined: November 8th, 2018, 11:06 pm

Re: [Yamato Ryuji & Kotegawa Ooki] Tutsak

Post by Yamato Ryuji » February 4th, 2019, 5:41 pm

Ishichou tarafından övgü almak, her başarılı görev sonrasında ne kadar kötü durumda olursam olayım zihnimi rahatlatan bir durumdu. Kendini kanıtlayıp köyün başına geçmesi istenmiş bir shinobiden güzel sözler duymak, her seferinde amacım doğrultusunda bir adım daha ilerlediğimi hissettiriyordu.

Kapıdan çıkmak üzereyken duyduğumuz cümle, Shinobi Birliği hayallerimin suya düştüğü anlamına geliyordu. Kendimi geliştirebilmek için edinebileceğim daha fazla imkanın ortaya çıkmasını engelleyen bu durum beni üzse de, aklımda canlanan ardıl düşünceler hüznümü bastırmayı başarmıştı. Kurumi-sama bu köyün lideriydi ve vereceği her kararın ardında bir bilgi birikimi elbette ki mevcuttu. Ona karşı sarsılmaz güvenim olması, köyün kaderini belirleyecek durumları kendisine devretmemi ve kişisel çıkarlarımı arka plana atmamı sağlamıştı.

Ertesi gün Ishichou binasına uğrayıp raporumu teslim etmeden önce Ooki'den aldığım ekstra patlayıcı parşömeni kendisine iade edecektim. Baştaki planım dahilinde oldukça etkili olabilirdi ama parşömenleri savaştığımız alanın darlığı yüzünden kullanamamıştım.

Sabah saatlerinde, spesifik bir durumu düzeltmek üzere ne yapabileceğimiz konusunda kendisine danışmak ve eğer bir sonuca ulaşabilirsek bu göreve atanmak isteğimi belirtmek üzere Yajima Juzo'nun yanına gitmiştim. Henüz ağzımı açamadan ikincisinin Ishichou Shinkai Kurumi'ye yönlendirildiğini düşündüğüm Choune no Jutsu kelebekleriyle Otake Takeru'nün kaçırıldığı haberini aldık. Yakınlarda bulunan Kotegawa Ooki ile beni öncü grup olarak görevlendiren Yajima Juzo, kendisi de bir ekip toplayıp hemen arkamızdan destek olarak yetişeceğini söyledikten sonra köyden ayrıldık.

Birkaç saat içerisinde Iya Vadisi'nin Maki Kasabası'na varmıştık. Gördüğümüz manzara tam bir savaş alanıydı. Yerde yatan sivil ve shinobi giyimli cesetler bize vahşeti gözlerimizle tecrübe ettirecek cinsteydi. Bu manzara karşısında dikkatimizi çeken diğer şeyler Otake Takeru'ye ait olduğunu düşündüğüm at ve at arabasıydı. Cesetleri kontrol ettiğim sırada işe yarar bulgularım sadece birkaç shinobi ekipmanından ibaret olduğundan at arabasına yönelmiştim. Bir ipucu bulmayı beklerken arabanın altına baktığım anda fark ettiğim patlayıcı parşömenler içine çekildiğimiz tuzağı simgeler nitelikteydi. Anlık reflekslerim sayesinde kurtulabildiğim patlamadan az hasar almış olsam da bir süre kendime gelemedim. Gözlerimi açtığımda Ooki'nin bir fiziksel mücadele içerisinde olduğunu fark ettim ve hemen müdahale ederek arkadaşımı bulunduğu zor durumdan kurtardım.

Sessizlik içinde geçen birkaç dakika içerisinde daha sonradan yaptığımız bilgi alışverişiyle öğrendiğim kadarıyla cesetlerin arasında yaşayan bir shinobi bulan Ooki'yle birlikte adamı kurtarmak için kapalı alana geçmeye çalıştığımız sırada üzerimize yağan taşlar, partnerimi ağır yaralayıp taşıdığı adamın son nefesini vermesini sağlamıştı.

Kısa bir mücadelenin ardından etkisiz hale getirdiğim, adının Taka olduğunu öğrendiğimiz kaçağı bağladıktan sonra Ooki'nin yaralarına gereken ilk yardım müdahalelerinde bulundum. Bunun ardından sorgulamaya başladığımız Taka, bize ekiplerinin yakınlarda bir mağarada bulunduğunu ve kaçırdıkları Otake Takeru'nün kim olduğunu bile bilmediğini; ayrıca ekibinin geri kalanıyla ilgili detayları anlatmıştı. Öğrendiklerimize göre Taka'nın partneri olan Hige, birlikte Su Ülkesi'nden kaçmış paralı askerlerdi. Liderleri Kazuya ise yenilmez bir dövüşçüydü, nihai amacını hala bilmiyoruz. Ancak Taka'nın üzerine ne olduğunu Taka'nın bilmediği bir mühür yerleştirmişti.

Sorgunun ardından dövüşecek durumda olmayan Ooki'yi, sorun çıkardığı için öldürdüğünü tahmin ettiğim Taka ile bırakıp bahsi geçen mağaraya doğru ilerlemeye başladım. Dövüş planım neticesinde Henge no Jutsu kullanarak Taka'ya dönüşmüştüm. Ooki'den aldığım patlayıcı parşömenle birlikte sürpriz bir anlık saldırıyla iki düşmanı da alt ederek dövüşü hızlıca sonlandırmaya çalışma fikrindeydim. Fakat önceki paragrafın sonunda bahsettiğim mührün, üzerine yerleştirildiği kişinin duyduğu sesleri aktarma özelliği bulunması beni bertaraf etmişti. Ayrıca mağaranın yeterince geniş olmaması ve yıkılma tehlikesi, Otake Takeru'nün hayatını tehlikeye atacağından patlayıcılarımı kullanmama kararı almamı sağlamıştı.

Planlarımın suya düşmesiyle birlikte yeni kurgumu zaman kazanmak üzerine kurmuştum. Vurkaç hamleleriyle yorduğum rakiplerim, Yajima Juzo ve beraberindeki üç çakılın yetişmesiyle afallamıştı. Çakılların ikisi bilincini kaybetmiş olan Otake Takeru'nün güvenliğini sağlarken diğeri Juzo-san ile birlikte Hige ve Kazuya'ya karşı dövüşüyordu. Bu noktada birbirlerine bakmadan sağlayabildikleri profesyonelliğe hayran kalmıştım.

Dövüş sırasında dahil olabileceğim bir açık kollarken fırsat bulup diğerlerinin arasından sıyrılan Hige'nin mağaranın çıkışına doğru koşmaya başladığını fark ettim. Arkasından yetişip mağaranın dışında karşılaştığım Ooki ile birlikte kendisini etkisiz hale getirdik. Mağaranın içine geri döndüğümüzde dövüşün ağır hasarlar alınarak kazanıldığını görmüştük. Toparlanabilmek için geçirdiğimiz süre sonrasında dönüş yoluna koyulduk.

Bir omzunda Otake Takeru, diğer omzunda vücudundaki tüm kemikleri kırılmış gibi duran Kazuya'yı taşıyan Yajima Juzo'dan aldığımız talimat üzerine gözümüzü Kazuya'dan ayırmayıp köy yakınlarına kadar gelmiştik. Otake Takeru'ye bağlı shinobiler bizi karşıladığında patronlarını sırtlayıp götürdüler ama bize yardım teklifinde bile bulunmadılar. Bunun ardından kısa zaman sonra köye vardık. Yajima Juzo, Kazuya'yı sorgulamak üzere bizden ayrıldı. Biz de partnerimle birlikte sözlü raporlarımızı vermek üzere Ishichou Binası'na yol aldık.

Yamato Ryuji
Off Topic
Ben çok eğlendim, ikinize de teşekkür ederim.

Ekipmanlarımızın son durumunu da yazabilirsen sevinirim Maxdown-sama.
Image
Künye


İsim: Yamato Ryuji
Yaş: 16
Cinsiyet: Erkek
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Para: 両 70.000
Prestij: 2 PP
Ün: 10
Kullanılabilir GP: 5

Motivasyon:
Ryuji için shinobi olmak, eskiden kafasını stabil tutmaya yarayan tek uğraşı olduğu için kendisini zorlayarak yataktan kaldıran öpücükken yakın geçmişte fark ettiği büyüme, gelişme, özgüven duyguları annesinden beri iyi hissetmesini sağlayan tek neden olmuştur. Kişisel tatminini bu şekilde sağlamanın olumsuz yanları olup olmadığı düşünecek yaşa henüz erişmemiştir.

Özellikler -
Image
Profil


Güç: 6
Çeviklik: 7
Kondisyon: 6
Potansiyel: 4
Varlık: 3
Zeka: 4

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 3 (Favori)
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1
[Zeka] İzcilik: 1
Image

Ninjutsu

(A-Rank) Raiton no Yoroi
Taijutsu

(Stil|B-Rank) Rinjoushou
(B-Rank) Shoufuu
(C-Rank) Reppuu

(Stil|D-Rank) Ninja Ekipman Ustalığı
Ekipmanlar

Ekipman Çantası
(Normal Kalite) 1 Kunai
(Normal Kalite) 2 Shuriken
(Normal Kalite) 4mt. Sentetik Misina
(Normal Kalite) 2 Patlayıcı Parşömen
(Normal Kalite) 2 Sis bombası
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts: 2856
Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Yamato Ryuji & Kotegawa Ooki] Tutsak

Post by GM - Naruto » February 4th, 2019, 8:24 pm

Off Topic
Konu burada sonlanmıştır, ödüllerinizi güle güle kullanın. Yaralanmalar hususunda etkin tedavi istiyorsanız/istemiyorsanız buraya not olarak belirtin ve imzanızdan gerekli parayı düşün. Konuyu kilitleyip terk-i diyar eyleyelim buralardan.
Off Topic
Ooki
1x Ufak Yaralanma, çeşitli morluklar ve kesikler
1x Normal Yaralanma, burun kırığı
1x Kırık, kaburgalar

Ryuji
1x Ufak Yaralanma, çeşitli morluklar ve kesikler
1x Ağır Yaralanma, bacak ve karın bölgesinde geniş çaplı yanıklar
Off Topic
Görev esnasında edindiğiniz sis bombaları, misinalar, kunai ve shurikenleri farklı şekillerde kullandığınız için (Taka’yı bağlamak, mağaradaki dövüş, Hige’ye karşı kullandığınız ekipmanlar), bir sonraki görevde köy tarafından karşılanacak normal shinobi çantasıyla başlayacaksınız. Herhangi bir ekstra mevcut değil.
Off Topic
Kotegawa Ooki’nin Otake Takeru’yu kurtarma operasyonunda bizzat görev alıp başarıyla tamamlamış olması shinobiler arasında konuşulmaya başlıyor. Zamanla, bu sözler kulaktan kulağa halk arasında da duyulmaya başlıyor.

Kotegawa Ooki’nin 'Halkın Öfkesi' özelliği kaldırılmıştır.

Detaylar:
  • Görev Sonu:
    • 40 GP
    • 110.000 Ryo
    • 2 PP
  • Savaş Ganimeti:
    • 1x İyi Normal Kalite Katana

Kotegawa Ooki - Sonuç:
  • Net:
    • 40 GP
    • 55.000 Ryo
    • 2 PP
    • 1x Normal Kalite Katana

Yamato Ryuji - Sonuç:
  • Net:
    • 40 GP
    • 55.000 Ryo
    • 2 PP
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Kotegawa Ooki
Posts: 160
Joined: August 31st, 2018, 10:46 pm

Re: [Yamato Ryuji & Kotegawa Ooki] Tutsak

Post by Kotegawa Ooki » February 4th, 2019, 8:29 pm

Etkin tedavileri alıyorum.
Image
Künye
► Show Spoiler
Motivasyon/Komplikasyon/Özellik
► Show Spoiler
Profil
► Show Spoiler
Beceri
► Show Spoiler
Ninjutsu
► Show Spoiler
Taijutsu
► Show Spoiler
Genjutsu
► Show Spoiler
Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar Standart
► Show Spoiler
Locked

Return to “Role Play Arşivleri”