Hayatta Kalma Sendromu

Gizli Kütüphane'nin tozlu raflarındaki unutulmuş hikayeler.
Locked
User avatar
Kurosawa Haru
Kusagakure
Kusagakure
Posts: 339
Joined: October 12th, 2018, 9:09 pm
Künye:
Arena:

Hayatta Kalma Sendromu

Post by Kurosawa Haru » June 25th, 2019, 6:56 pm

Image
Acı matem rüzgarları, aç bir kurt gibi uluyordu mezarlığın üzerinde. Ölüleri yadedip uzaklaşıyorlardı, birkaç solmuş yaprağı da kendilerine katıp. Ruhu da solduruyordu bu keskin rüzgarlar, insanların umutlarını da alıp götürüyorlardı. Kara bulutlar ayın gözükmesine engel oluyorlardı, kapkaranlıktı. Herkes bir arada da olsa, kalpleri yapayalnızdı. Rüzgar hiç bu kadar soğuk esmemişti. Rüzgar hiç bu kadar sesli esmemişti, sanki diğer sesleri sustururcasına. Haru’nun gözyaşlarını da götürüyordu rüzgar, mezar taşlarına çarpa çarpa ilerliyordu, yıkarcasına.

Ölümün farkındalığı, diğerleri için hiç bu kadar apaçık olmamıştı, Haru ise bunun hep farkındaydı. Fânîlik öylesine hatırlatıyordu ki kendini, bu neşe dolu yüreklere, savaş alanının iğrençliğinin kokusunu da taşıdığına yemin edebilirdiniz. Buradaki herkes ölümlüydü. Yarın ölmeyeceğimizi iddia etmenin herhangi bir yolu yoktu.

Bir savaşı estetize etmenin hiçbir anlamı yoktur. Yanık et kokusu zihninizde güzel bir biftek kokusuymuş gibi tezahür edebilir, ama iğrençtir. Kan kokusu diye bir şey olmadığını düşünenler yanılgı içindedir. Bağıranlar, acı içinde feryat edenler, acıdan serap görenler... Ölü bir beden kaslarının kontrolünü de yitirdiği için içindeki dışkı da dışarı çıkar. Savaş budur. Bizler ne tanrıyız, ne de ölmeyen varlıklarız. Hayat bu, gerçekler bunlar. Bir mezarlığı estetize etmenin hiçbir anlamı yoktur. Bilinci olmayan, nefes almayan insanların yattığı yerlerdir. Kendini başka insanları öldürmeyi iş addetmiş insanların ise gitmesi gereken son yerdir. “Bu yatanlar sizin idealleriniz için öldüler. Siz kadar güçlü olamadıkları için öldüler.” Diye geçirdi içinden Haru. Kime söylediğini kimse bilemezdi. Ne yaptığının bile farkında olamayacak kadar genç insanlar da öldü, yaşlılar da öldü.

Savaşın hayaletinin herkesin yüreklerini sarması olması gereken bir durumdu. Shinobilere yüklenen bu korkutucu görevin ne denli acı verici olduğunu görmek herkesin yükümlülüğüydü artık. Sade bir törenle uğurlanıyordu hepsi. Onu toprağın altındakilerden ayıran tek şey, onlardan biraz daha fazla çalışmış olmasıydı. Biraz daha güçlü olmasıydı. Kül tadı geldi ağzına Haru’nun. Nedenini bilmiyordu. Alüminyum tadı geldi, içinde kusma isteği uyandırıyordu bu tatlar. İnsanların hislerinin bir dışavurumu muydu bu tat? Oysa ki deli rüzgar süpürüp atmalıydı tüm bu kokuları, tatları. İnsanların sırtlarına baktı Haru. Ağlayanları gördü. Fısıltıları duymaya çalışsa da rüzgar alıp götürüyordu sesleri, ufak bir uğultu kalıyordu geriye. Burada ölümden başka hiçbir şey yok.

Etrafına baktı Haru sonra. Gittikçe kalabalıklaşan yalnız insanları gördü. Susumu’yu gördü ardından. Kendi gibiydi o da, kalabalıklar içinde yalnızdı. Korkuyor muydu acaba o da, üzgün müydü ya da geleceği için? Belki de sinirliydi yaşananlara. Yaşatılanlara. Yavaş adımlarla yanına gitti. Yanına yaklaştıkça Susumu’nun, başı dönüyordu. Hiç konuşmadığı biriyle konuşmak üzereydi. Hiç kendisi gibi değildi bu hareket, Haru sosyal bir insan değildi.

Hayatta olduğun için mutluyum.” Dedi biraz yanında durduktan sonra. “İnsanları hayatta tuttuğun için de teşekkür ederim. Benim yapabildiğim bir şey değil bu. Maalesef ki sadece öldürmeyi bilirim. Boş zamanın var mı? Benim konuşmaya ihtiyacım var. Anlatmaya. Senin de anlatmak istediğin varsa, dinlemeye.

Depresyonda olmanın en büyük kötülüğü kimseyle konuşamamanın verdiği hissizliktir. Her ne kadar kendini cezalandırmak da istese Haru, depresyonunu bitirmek için ilk adımı attığının farkındaydı. Bunu da isteyerek yapıyordu. Evinde geçirdiği zamanın sonucu olarak kendini öldüreceğini düşünmeye başladığı için bunu yapıyordu. Sırtını dayayabilecek bir kaya bulmak. Bir şeyler paylaşabilmek. Bir şeyler hissedebilmek. Hissizdi Haru, dört beş aydır. Kendi içinde takılıp kalmış, kendi düşüncelerini boynunun etrafına dolamıştı bir sandalyeye çıkıp. Haru ölmek istemiyordu, Haru günahlarının ağırlığından kalkmak istiyordu artık. Bunu yapmaya hazır değildi belki, ama istiyordu bu ölüm sessizliğinden kurtulmayı. Sessizlik onun için gelmeden.


Kurosawa Haru

Künye

Yaş: 22 Cinsiyet: Kadın Boy: 179 Kilo: 78 Element: Doton Köy: Kusagakure
Seviye: B-Rank Rütbe: Jounin Nam: Sanrı

VP: 4 Prestij Puanı: 9 GP: 0

Linkler:
Karakter Kartı
Karakter Geliştirme
Mod, Majiwari
Dükkan

Profil
Güç: C Çeviklik: B Potansiyel: C+
Kondisyon: C+ Varlık: D+ Zeka: E+

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: D
[Çeviklik] Akrobasi: D+ | [Çeviklik] El Hassasiyeti: F | [Çeviklik] Saklanma: F
[Kondisyon] Form: D
[Potansiyel] Ninshuu: F
[Varlık] Aldatma: F | [Varlık] Empati: D+ | [Varlık] Sosyalleşme: F
[Zeka] Farkındalık: D | [Zeka] İzcilik: F | [Zeka] Bilim: F

Teknikler:
Doton: Moguragakure no Jutsu

Stiller ve Kabiliyetler:
Nagatsu Stili A-Rank

Nagatsu Stili, C-Rank Kabiliyet: Çift Silah
Nagatsu Stili, C-Rank Kabiliyet: Değirmen
Nagatsu Stili, A-Rank Kabiliyet: Son Çare

Ekipmanlar

2 Özel Yari
Özel Üretim Gözlük
Özel Üretim Panço
Sis Bombası, 2'li Paket
Kan Shinobi Hapı
Chakra Shinobi Hapı
Yemek Shinobi Hapı
User avatar
Kitamura Susumu
Kusagakure
Kusagakure
Posts: 274
Joined: August 31st, 2018, 1:49 am
Künye:

Re: Hayatta Kalma Sendromu

Post by Kitamura Susumu » June 25th, 2019, 9:40 pm

Kendini boşlukta süzülen amaçsız bir radyo dalgası gibi hissediyordu son zamanlarda: Kesin bir yöne doğrultulmamış, ancak başka bir gezegene ulaşır ümidiyle kendi haline bırakılmış zavallı bir mesaj. Amacı neydi, neden yaratılmış, nereye gidiyordu? Neyi iletecek ve neyi kanıtlayacaktı?

Bu sorulara kimsenin cevap verebileceğini düşünmüyordu. Kendi zihninin yarattığı bulmacalardı bunlar, çözümleri kendisi yaratmalıydı.

Bir adım geriye attı, ardından bir kaç adım daha. Kalabalıktan uzaklaştırmaya çalıştı kendini fakat insanlar hala etrafındaydı; gerek ölüsüyle gerek canlısıyla. Biraz daha sıyrılıp kopsa insanlar fark eder ve hor görürler miydi Susumu'yu? Ayıplanmak, çekindiği bir şeydi. Agresif doğası nedeniyle hareketlerine ekstra dikkat etmesi gerektiğini hissediyordu çoğu zaman. Bunu ona söyleyen biri olmamıştı, kendince edindiği görüşlerden biriydi. Yalnız büyüyen herkes kendi yöntemlerini geliştirirdi.

Ancak Susumu bu akşam, görüşüne çok da sadık kalmak istemediğini fark etti. Önündeki kalabalık, kaybedilen insanların yanmaya götürülen bedenlerini perdeliyordu. Düzen robotik hamlelerle tören boyu devam edecek ve bütün bedenleri elinden geçirecekti. İnsanlar sevdiklerinin kül oluşunu izlemekle meşgulken neden yalnız kalmak istemiş bir çocuğu kafaya taksındı ki? Adımlarını çoğalttı, iyice arka kısımlara ilerledi. Yaslandığı bir duvar kenarında artık daha rahat nefes alabiliyordu. Bu rahatlığı yeni kötü alışkanlığıyla zehre boğmalıydı.

Bir sigara çıkardı, yenisini almadığına içten içe küfrettiği bir çakmakla otuz saat onu yakmaya çalıştı. Rüzgar en sonunda işini zorlaştırmaktan vazgeçtiğinde derin bir nefes almaya da hazırdı, her anlamda. Aylar geçip bu ruh halinden kurtulduğunda bırakacağına dair söz vermişti kendine, Fuu'nun odasında unutulmuş paketi ceplerken. İnsanlar büyük sorunlardan uzaklaşmak için yeni küçük sorunlar yaratırlar: Savunma hattında deneyimlediği kötü anılardan uzaklaşmak için yarattığı minik sorunuydu sigara Susumu'nun.

İnsanların, onun önüne getirildikçe nasıl kimliklerinden uzaklaştıklarını anımsadı. Iori'yi bırakıp diğer yaralılara koşmaya başladığı andan itibaren insanlar vücut parçalarına dönüşmeye başlamıştı Susumu için. Kurtaramadığı her beden, yeni yaralılara yer açmak için kenara istiflemesi gereken bir yüke dönüşüyordu. Her ağır yaralıda, kaynakları boşa harcamamak gerektiğine dair insan dışı düşünceleri güçleniyordu. Köye dönüş yolunda yemin ettiği işi yapıp yapmadığına dair kendisini sorgular hale gelmişti artık. Hayat kurtarmaktan çok, can mı almıştı dolaylı yoldan? Şu an son yolculuğuna gönderilenlerden kaçı Susumu'nun dolaylı leşiydi? Kaç kişiyi sevdiklerine kavuşturabilmiş, kaç kişiyi kavuşturabilecekken ayırmayı tercih etmişti?

Ne yaparsa yapsın bu anılardan uzaklaşamayacağını ne zaman fark edecekti?

Duyduğu ses irkilmesine, yakalanmış bir ergen çocuk gibi sigarasını avcunda saklamasına neden oldu. Yanına gelen kişiyi baştan aşağı süzdü, yaptığı şeyi fark etmeden. Sigarasını saklamasına gerek yoktu, ne Haru'dan ne başka birinden. Garip bir refleksti sadece, düşüncelerini bu konuda israf etmedi. Hayatta kalmasına sevinen kıza ne cevap vereceğini bilemedi, sessizce başını sallayıp, sigarasını tekrar ağzına götürdü sadece. Bir kaç saniye geçmişti "Ben de senin, Haru-san." diyebilmesi için.

Susumu, insanları hayatta tutabildiğini düşünmüyordu halbuki. Amegakure'den kaçmak için bindikleri vagona kadar düşünceleri bu yönde değildi. Savunma hattına hiç gitmese, Iori ve Kizashi'yi, hatta Yutaka'yı kurtarabildiği için kendisiyle gurur duyabilirdi. Tüm bu gururu o cephe silmişti zihninden. Deneyimlemeyi hiç istemediği şeyler yapmak zorunda kalmış, yapıldığına şahit olmuştu. Savaşın kalıntıları beklenilenden fazlaydı, bencillik de bu fazlalığın getirisiydi.

"Düşündüğün kadar tutamadım." Elini cebine attı, sarı renkli paketi çıkardı. Haru ne kadar içindekileri dökmek istiyorsa, Susumu da o kadar konuşma ihtiyacı hissediyordu. Bunu fark etmesi, kendisinin hiçbir zaman yapamayacağını düşündüğü hareketlerle olmuştu; basitçe yana yaklaşma, karmaşık olmayan cümleler. "İntihara meyilli bir avcıyı inatla hayatta tutmak epey zormuş ama, bunu fark ettim."

Haru'nun cephede yaşadıklarını bilmesine henüz gerek yoktu.

Sarı paketi ona doğru uzattı, içip içmediğini kestiremeden. "Önce sen başla, anlatmaya."
Last edited by Kitamura Susumu on August 17th, 2019, 2:52 am, edited 3 times in total.
Image
Künye
İsim: Kitamura Susumu
Yaş: 22
Cinsiyet: Errkek
Boy: 173
Kilo: 50
Element: Raiton
Köy: Kusagakure
Seviye: B - Rank
Rütbe: Tokubetsu Jounin
Nam: Karanlık

Puanlar
GP: 0
VP: 15
PP: 3


Linkler
Karakter Kartı
Gelişim
Dükkan
Teknik Geliştirme
Teknik Yaratma
Mod Yaratımı
Efsanevi Yaratık Kaydı

Profil
Güç: C - Rank
Çeviklik: C - Rank
Potansiyel: C - Rank
Kondisyon: D - Rank
Zihin: B - Rank
Varlık: C - Rank

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: F
[Çeviklik] Akrobasi: F
[Çeviklik] El Hassasiyeti: F
[Çeviklik] Saklanma: F
[Kondisyon] Form: F
[Potansiyel] Ninshuu: F
[Varlık] Aldatma: F
[Varlık] Empati: F
[Varlık] Sosyalleşme: F
[Zeka] Farkındalık: F
[Zeka] İzcilik: F
[Zeka] Bilim: F


Teknikler
Genjutsu: Rakumei no Jutsu, D Rank
Genjutsu: Teishi no Jutsu, C Rank
Genjutsu: Jubaku Satsu, B Rank
Genjutsu: Shibou no Jutsu, B Rank
Genjutsu: Magen: Bunshin, B Rank
Genjutsu: Omotsuki, A Rank
Ninjutsu: Ninpou, Shunshin, D Rank
Ninjutsu: Raiton, Ikazuchi no Kiba, C Rank
Ninjutsu: Raiton, Raijin no Tate, B Rank

Stiller ve Kabiliyetler
Stil: Ayatsu, D Rank
Stil: Musatsu, C Rank
Kabiliyet: J Kesiş (Musatsu, C Rank)
Kabiliyet: Çift silah Kullanımı (Musatsu, C Rank)

Yönelimler
Iryou-nin, A Rank

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Cennet Küpeleri. Iori'den hatıra.
Medikal At Arabası
Tantou, Dayanıklı, Hasarı Yüksek, Özel Görünüm
File İçlik, Dayanıklı
Panço

Uyluk Çantası
Senbon, 20'li Paket
Patlayıcı Parşömen, 3 Adet
Kunai, 3'lü Paket
Shinobi Hapları, 3'lü Paket (1 Kan, 2 Chakra)




Özellikler
-
User avatar
Kurosawa Haru
Kusagakure
Kusagakure
Posts: 339
Joined: October 12th, 2018, 9:09 pm
Künye:
Arena:

Re: Hayatta Kalma Sendromu

Post by Kurosawa Haru » July 4th, 2019, 7:28 pm

Uzandı, aldı bir tane. Önceden içtiği sigaradan değildi bu. Çakmağına uzandı. “Teşekkür ederim.” Diye fısıldadı, rüzgarın, kelimelerini alıp götüreceğini hesaba katmadan. Uzun zamandır içmiyordu sigara. Ama bu teklifi geri çevirmeyecekti. Çakmağına uzandı Susumu’nun, elinden aldı ve parkasının yakasını siper ederek çaktı çakmağı. Ateş değdikçe sigaranın ucuna daha da sertçe çekmeye başladı ciğerlerine, çatırdadığını hissetti tütünün, çakmak sönünce de devam etti ciğerlerine çekmeye, zehirlemeye kendini.

Tütünün uyuşturma etkisi aslında tütün bitkisinin kendini koruma yoludur. Tütün bitkisini tüketen hayvan tütünün uyuşturuculuğundan dolayı baygınlık geçirip, tüketmeyi bırakacaktır. Tütünün sarhoş ediciliği aslında bir zehirdir. İnsanlık öylesine pis ve vahşidir ki, bu sarhoş edici etkiyi kendisini tekrar tekrar uyuşturabilmek için evcilleştirmiş, o yaprakları kurutmuş ve hatta kağıtlara sarıp satmıştır. Böylesine yok edicidir işte insanlık, böylesine pragmatisttir, böylesine adidir. Basit, kendi halinde bir tütün bitkisini bile rahat bırakmayan insanoğlu, nasıl birbirini rahat bırakabilir ki?

Öyle çekti ki dumanı dengesini kaybetti Haru. Uzun zamandır içmiyordu, ve tesirinin böyle büyük olacağını hesaba katmamıştı. Dünyası döndü, döndü, döndü... Uzun bir zamanın ardından ilk defa kırık şekilde gülümsedi Haru. Fark etmedi ama, yaklaşık iki haftadır ufacık bile bir gülümseme göstermemişti dünyaya. Sahi, ne kadar olmuştu mutlu olmayalı? Mutlu hissetmeyeli ne kadar zaman geçmişti, sabaha uyandığı zaman güneşe baktığı son gün hangisiydi? Yorgun, veya üzgün uyanmadığı gün hangi yılda kalmıştı?

Uzun zamandır içmiyordum. İnsan bunu bırakamıyor. Ne kadar bıraktım diye ikna etsem de kendimi, tekrar tadına varınca neyi kaçırdığımı hatırlayıp darılıyorum hayata. Evet, canımı, ciğerlerimi acıtıyor ama vazgeçemiyorum.” Dedi sigaranın dumanının rüzgara karışıp sağa sola dağılmasını izlerken. “Gel, buradan gidelim. Konuşmak için güzel bir yer değil. Ölümün yanında bulunmak istemiyorum daha fazla.

Yavaşça yürümeye başladılar mezarlıktan dışarı. Ölümden ve ölülerden uzaklaştılar, geçmişi geride bırakarak. Geçmişi geride bırakmak istiyordu Haru. Yaşadığı travmaları atlatabilmek istiyordu. Sigarasını tüttüre tüttüre ilerledi önden, çocuk da arkasından geldi. Köye döndüler, boş bir bank buldular. Kimseler yoktu sokaklarda, hiçbir hayat yoktu onlarla birlikte. Hayat zorlu ve acımasızdı sokakta yaşayanlar için. Haru gibi sokak köpekleri için yıpratıcı ve yırtıcıydı kış. Sessizlik getiriyordu bu köyün her köşesine, neşeli sesleri bitiriyordu savaş. Korkak bedenleri titretiyordu soğuk.

Sokaktaki solgun lambanın aydınlattığı banka oturdu, ne kadar soğuk olduğuyla ilgilenmeden. Davet etti yanına çocuğu, bağdaş kurup oturdu yanına. Öylesine beyazdı ki, sadece onun üzerindeki bir bulut üzerine bırakıyormuş gibi tüm mevsimin karını.

Birini öldürürken nasıl hissediyorsun?” diye başladı konuşmaya. Küçük konuşmayı atlamış, konuyu buraya bağlamaya çalışmamıştı genelde yaptığı gibi. Öylesine derin bir soruydu ki bu, beklemeyen ruhları boşlukta yakalarsa zihinlerini zedelerdi. “Birinin hayatını bitirmek, hiç tanımadığın, hiç garezin olmayan birinin hayatını onun elinden alabilmek. Ve sadece birinin emrine dayanarak yapabilmek bunu. El koymak düşüncelerine. Sahip olmadığımız bir hayat bu. Hak etmediğimiz bir güç. Nasıl dayanabiliyorsun bunca acıya? Yaşananlara, ve yaşattıklarına.
"Dayanamıyorum ben, Susumu. İnsanları öldürmek istemiyorum. Öldürdüğüm insanların suretlerini aklımdan silen bilinçaltım cehennemin dibine. Suçsuzdu onlar, fakat yine de ölüm onlar için geldi." Söylemediği cümleler boğazında durdu. Nefes aldırmadı. Gözyaşlarını tutamasa da, her an ağlayacakmış hissiyle harmanlandı acıları, sesini çatallaştırdı.

Ne yapacağımı bilmiyorum Susumu. Dayanak bulamıyorum. Boşlukta süzülüyorum sadece. Ne söylenirse yapıyorum. Ne istediğimi bilmiyorum. Daha fazla dayanmak zor geliyor artık.

Kurosawa Haru

Künye

Yaş: 22 Cinsiyet: Kadın Boy: 179 Kilo: 78 Element: Doton Köy: Kusagakure
Seviye: B-Rank Rütbe: Jounin Nam: Sanrı

VP: 4 Prestij Puanı: 9 GP: 0

Linkler:
Karakter Kartı
Karakter Geliştirme
Mod, Majiwari
Dükkan

Profil
Güç: C Çeviklik: B Potansiyel: C+
Kondisyon: C+ Varlık: D+ Zeka: E+

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: D
[Çeviklik] Akrobasi: D+ | [Çeviklik] El Hassasiyeti: F | [Çeviklik] Saklanma: F
[Kondisyon] Form: D
[Potansiyel] Ninshuu: F
[Varlık] Aldatma: F | [Varlık] Empati: D+ | [Varlık] Sosyalleşme: F
[Zeka] Farkındalık: D | [Zeka] İzcilik: F | [Zeka] Bilim: F

Teknikler:
Doton: Moguragakure no Jutsu

Stiller ve Kabiliyetler:
Nagatsu Stili A-Rank

Nagatsu Stili, C-Rank Kabiliyet: Çift Silah
Nagatsu Stili, C-Rank Kabiliyet: Değirmen
Nagatsu Stili, A-Rank Kabiliyet: Son Çare

Ekipmanlar

2 Özel Yari
Özel Üretim Gözlük
Özel Üretim Panço
Sis Bombası, 2'li Paket
Kan Shinobi Hapı
Chakra Shinobi Hapı
Yemek Shinobi Hapı
User avatar
Kitamura Susumu
Kusagakure
Kusagakure
Posts: 274
Joined: August 31st, 2018, 1:49 am
Künye:

Re: Hayatta Kalma Sendromu

Post by Kitamura Susumu » February 12th, 2020, 1:41 am

"Benim de epey oluyor. Yaklaşık bi' on dokuz sene falan." Hafifçe sırıtmadan edemedim söylediğim lafa. Üşüyen ellerimi ceketimin cebine soktum, kızı takip etmeye başladım arkasından. Ellerimi kullanmadan içebildiğim kadarını içtim ağzımda hala duran sigaranın. Dumanı kendime kendime üflüyorken ne kadar dayanırım, ufaktan bir test etmek istemiştim yürürken. Bu illete yeni başladığım doğruydu, sebebi ise daha önce hissetmediğim kadar dipte oluşum muydu, yoksa deliler tarafından sikilmiş olmam mıydı emin değildim. Alışılagelmişin aksine, kardeşimin paketini çalarak başlamıştım bir de. Kendisi ile sigara konusunda yaşadığım onca atışmanın ardından çok da mantıklı bir hamle değildi yaptıklarım anlayacağınız.

Kızı takibim devam etti nereye gittiğimize dikkat etmezken. Dumanın üstüme üstüme gelmesine daha fazla dayanamadığım bir anda da ağzımdan dalı düşürüverdim elimi cebimden zamanında çıkaramayıp. Yüzüme gözüme kaçan duman nedeniyle sulandı gözlerim, böylece kalakaldım kızın ardında. Minik bir küfür, yerde hala yanan sigarayı söndürmek namına ufak bir tekme. Beceriksizliğim üstümde sanırım ama önemli değil, tekrar yakardım sonra bir tane.

Kızın bizi getirdiği yerde gösterdiği banka oturdum önce. Sonra baktığım yönü iyice kendisine doğru çevirip ben de bağdaş kurdum kendisini taklit ederek. Karşılıklı, lambanın ışığı altında iki beyaz kafa bu şekilde oturmaya başladık. Garip bir sahne miydi yoksa şaşırtıcı derecede estetik bir görüntü müydü emin olamadım. Zaten Haru-san çat diye konuya en ortasından girip sergilediğimiz görüntüye dair düşüncelerimi yarıda bıraktırdı bana. Hatta yarım kalmaktan ziyade cart efektiyle asimetrik bir şekilde yırtıldılar, beraberinde çevre düşüncelerime de zarar vererek. Bir kaç saniye düşünemedim. Nasıl cevap vereceğimi düşünmem gerektiğini düşünmeye çalıştım fakat olmadı. Zor çıktım bu anlık donma durumundan, kekeleyerek kendime geldim. "Bilmiyorum." dedim.

"Daha önce sadece bir kişiyi öldürdüm. Ne hissettiğimi hatırlamıyorum." Iori ile beraber Kinshi'yi kurtardığımız görev geldi aklıma. O zamanlar ne Iori'nin en yakın arkadaşıma ve kafa karışıklıklarımın sebebine dönüşeceğinden haberdardım, ne de Riaru ve mavi bantlı yardakçılarının köyü bu hale getirecek kadar bela çıkaracağını tahmin edebiliyordum. "Sadece yaralayarak saf dışı bırakmak istemiştim. Ne yazık ki fırlattığım kunai alnına saplandı. Ani bir ölüm oldu anlayacağın." Duraksadım, yutkunarak boğazımdaki kuruluğu azaltmaya çalıştım. "Keşke skorum sıfır olarak kalsaydı demiyor değilim. Fakat alnına kunai yiyen taraf olmadığım için de memnunum. Belki de o benim hayatıma el koyup düşüncelerimi çalacaktı. Sonra burada bu soğukta, lambanın altında götüm dona dona seninle muhabbet edemeyecektim."

Biraz daha dinledim Haru-san'ı. Cümlelerinde saklanan karamsarlık her kelimede biraz daha büyüyor, sesindeki burukluk daha da hissedilir hale geliyordu. Bir patlayışa mı şahit oluyordum? Eğer öyleyse gaza gelip içimdekileri dökmemeliyim çünkü. Aklıma getirdikçe bile kendi kendimi azarladığım fikirleri burada elaleme dökersem kendime saygım kalır mı emin değilim. Bu yüzden sadece dinledim. Araya salça olmadan, lafını kesmeden dinledim. Bana yabancı değildi seçtiği bazı fikirler. Normal, gündelik bir anımda gelip bunları söylese en yakın psikiyatriste acil kaşesiyle gönderirdim belki de, ama bugün çok tanıdıktı bazı cümleleri işte.

Sağıma soluma baktım bir süre, bir sigara daha mı yaksam düşündüm. Aptal gibi paketin jelatini ile oynadım bir kaç saniye. "Olsun." dedim. "Radyo dalgaları da boşlukta, uzayda süzülüyor öylesine. Bir yere çarpıp anlamları çözülene kadar manasız kalıyorlar." Neden bilemedim, aslında çok iyi bildim de bilmemezlikten geldim, Iori geldi aklıma sebepsizce. Onunla tanışıp arkadaş olana kadar insanlarla olan ilişkilerimdeki kopuklukları, her görev sonrası yaşadığım memnuniyetsizliği anımsadım yüzümü buruşturarak. Bir ay önce Haru-san'ı bu şekilde görsem burada bankta oturuyor olmazdık. Kızı gördüğüm ilk vakit kendisi ile aramdaki mesafeyi bir on adım kadar arttırıp duvarların dibinden dibinden yürümeye devam ederdim, kimseyle göz teması kurmadan. Haru-san bir ay önce hayatta olduğum için memnun olduğunu söylese bana kavga aradığını zannedip küfreder, diklenirdim eminim. "Kimseye çarpmayacağını mı düşünüyorsun süzülürken? Bir arkadaş, dost, sevgili. Eş, evcil hayvan, hatta evcil taş, güzel bir mobilya ya da almak istediğin bir ev. Birileri, bir obje, bir kavram, illa bir şeylere tosluyorsun. Tekrar süzülmeye karar verene kadar dayanak oluyorlar. Bazen dayanak olmalarını istemiyorsun onlara tutunduğunu fark etmeden. Bazen de hiçbirine çarpmadığını sanıyorsun kendi kendine tutunduğunu fark etmeden." Duraksadım, nefes aldım.

"Ben de bilmiyorum. En basitinden lafı nereye getireceğimi bilmiyorum mesela. Çık dolaş, toslayacağın bir şeyler bul demeye mi getiriyorum emin değilim. Ne söylenirse yapmak zorunda mıyız bilmiyorum, yapmazsak ne olur bilmiyorum. Köyden kovulmak, yapmadık diye masumların zarar görmesi, bazı kişilerin itibar kaybetmesi? Ya da dayanma noktanı aştığında ne olacak mesela? Veya karman çorman söylediğim bu şeyler, sana herhangi bir fayda sağlayacak mı?" Tekrar durdum, tekrar nefes aldım. Gözlerimi yere, bağdaş kurduğum bacaklarıma indirdim, bir süre konuşmadan bekledim.

"Bazen böyle oluyor, özür dilerim. Kendi kendime soru sormaya başladığımda daha fazla soru geliyor, kafam iyice bulanıyor." Kafamı tekrar kaldırıp gülümsedim buruk bir şekilde. Bir sigara daha yaktım, paketi tekrar uzattım. "Bu da benim dertlerimden işte."
Image
Künye
İsim: Kitamura Susumu
Yaş: 22
Cinsiyet: Errkek
Boy: 173
Kilo: 50
Element: Raiton
Köy: Kusagakure
Seviye: B - Rank
Rütbe: Tokubetsu Jounin
Nam: Karanlık

Puanlar
GP: 0
VP: 15
PP: 3


Linkler
Karakter Kartı
Gelişim
Dükkan
Teknik Geliştirme
Teknik Yaratma
Mod Yaratımı
Efsanevi Yaratık Kaydı

Profil
Güç: C - Rank
Çeviklik: C - Rank
Potansiyel: C - Rank
Kondisyon: D - Rank
Zihin: B - Rank
Varlık: C - Rank

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: F
[Çeviklik] Akrobasi: F
[Çeviklik] El Hassasiyeti: F
[Çeviklik] Saklanma: F
[Kondisyon] Form: F
[Potansiyel] Ninshuu: F
[Varlık] Aldatma: F
[Varlık] Empati: F
[Varlık] Sosyalleşme: F
[Zeka] Farkındalık: F
[Zeka] İzcilik: F
[Zeka] Bilim: F


Teknikler
Genjutsu: Rakumei no Jutsu, D Rank
Genjutsu: Teishi no Jutsu, C Rank
Genjutsu: Jubaku Satsu, B Rank
Genjutsu: Shibou no Jutsu, B Rank
Genjutsu: Magen: Bunshin, B Rank
Genjutsu: Omotsuki, A Rank
Ninjutsu: Ninpou, Shunshin, D Rank
Ninjutsu: Raiton, Ikazuchi no Kiba, C Rank
Ninjutsu: Raiton, Raijin no Tate, B Rank

Stiller ve Kabiliyetler
Stil: Ayatsu, D Rank
Stil: Musatsu, C Rank
Kabiliyet: J Kesiş (Musatsu, C Rank)
Kabiliyet: Çift silah Kullanımı (Musatsu, C Rank)

Yönelimler
Iryou-nin, A Rank

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Cennet Küpeleri. Iori'den hatıra.
Medikal At Arabası
Tantou, Dayanıklı, Hasarı Yüksek, Özel Görünüm
File İçlik, Dayanıklı
Panço

Uyluk Çantası
Senbon, 20'li Paket
Patlayıcı Parşömen, 3 Adet
Kunai, 3'lü Paket
Shinobi Hapları, 3'lü Paket (1 Kan, 2 Chakra)




Özellikler
-
Locked

Return to “Role Play Arşivleri”