[5. Gün - Gündüz Safhası] Malikane
- Jin Ryoken
- Ishigakure
- Posts: 421
- Joined: August 31st, 2018, 5:11 am
Re: [5. Gün - Gündüz Safhası] Malikane
Tekrardan boş bir oda karşıladı bizi. Sanırım bugün burada değiller, ya da gözetliyorlar. Burada 4 Shinobi, birde Maymun olduğunu varsayarsak bu iyi bir eylem. Eğer parşömenleri bulursak ortaya çıkacaklardır ancak nereye sakladıklarından emin değilim. Teijo-san'ın cümlelerini dinledikten sonra düşündüm. Ben diğer odaları didik didik aramamıştım. "Diğer odaları detaylıca aramadım düşman görme umuduyla. İstiyorsanız arayabiliriz. Odaların boş olduğundan eminim ancak bir yere saklayıp saklamadıklarını bilmiyorum." Dedikten sonra tekrar düşündüm. Boynu kesik çocuk, parşömeni nereden çıkartmıştı? Biz orada tipsiz sarı çocuğu tutarken parşömenle beraber girmişti değil mi? Başta da burada yoktu. Ya buraya gelirken parşömeni birilerinden almış olmalıydı, ya da o odaya yakın bir yerde saklayacağı bir yer olmalıydı. "Biz buraya ilk geldiğimizde boynuna kesik attığın çocuk, odaya parşömenle beraber dalmıştı. Parşömen ya o odaya yakın bir yerde saklıydı, ya da zaten taşıyordu. Bir ihtimal, saklıyor olabilir. O odaya geçelim, odayı sen ararsın, etrafını ben. Belki saklayabileceği, gizli bir düzenek olabilir." Diyerek onay bekledim. Teijo'dan onay geldiği anda o odaya doğru geçeceğim.

► Show Spoiler
- GM - Naruto
- Game Master
- Posts: 2811
- Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [5. Gün - Gündüz Safhası] Malikane
Chisa: Temkinli bir şekilde avlu duvarının tepesine yerleştirilmiş olan parşomene dikiyorsun gözlerini. Bir yandan da hafif hafif yaklaşırken çevrede karşına çıkabilecek tuzaklara hazırlıyorsun kendini. Bu esnada etrafı gözlemlemek için daha çok fırsat ediniyorsun. Binanın içine kurulmuş olan avlu daha önce girdiğiniz odalara kıyasla nispeten büyük ve tam ortasında yosunlarla kaplı bir süs havuzu bulunmakta. Duvarın tahmini yüksekliğinin 4-5 metre kadar olduğunu farkediyorsun. Daha önce içerideki odalarda bulunduğun için malikanenin tavanının normalden yüksek olduğunun farkındasın. Duvarın daha yüksek olmasının sebebi muhtemelen çatılarla hizasının denk gelmesi için ayarlanmış olması. Yavaş adımlarla parşomene yaklaşırken dikkatini çeken herhangi bir şey olmuyor. Yerden bakıldığı takdirde parşomenin görülmesinin imkansıza yakın olduğunu farkediyorsun bu süreçte. Duvarın yüksekliğinin ve avlu kapısının duvara uzaklığının oluşturduğu açı, normal boyutlarda bir insanın duvarın tepesine basit bir şekilde yerleştirilmiş olan parşomeni görmesine engel olabileceğini düşünüyorsun. Basit, ancak etkili bir saklama yöntemi. Gelgelelim bu kadar basit bir şekilde parşomeni görebilmiş olman güvenilirliğini sorgulamana sebep oluyor bu saklama noktasının. Kimsenin yukarıdan bakacağını düşünmemiş olabilirler mi? Yeni bir şey olmuyor sen yaklaşmayı sürdürürken.
Teijo & Ryoken: Aranızda konuşmalarınızı gerçekleştiriyorsunuz. Herhangi yeni bir ses duymuyor, yeni bir şey görmüyorsunuz. Koridorda uzanan apıyı açtıktan sonra yeni bir hareket yapmış değilsiniz.
Teijo & Ryoken: Aranızda konuşmalarınızı gerçekleştiriyorsunuz. Herhangi yeni bir ses duymuyor, yeni bir şey görmüyorsunuz. Koridorda uzanan apıyı açtıktan sonra yeni bir hareket yapmış değilsiniz.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
- Sekino Teijo
- Posts: 150
- Joined: November 7th, 2019, 8:18 pm
Re: [5. Gün - Gündüz Safhası] Malikane
Ryoken, diğer odaları detaylıca aradığını ama boş olduğundan emin olduğunu söyledikten sonra istersem yine de tekrar arayabileceğimi söyledi. Zaten kendisi daha önce üstün körü olsa da bir arama yaptığını söylediği için her odayı bir daha tekrar aramamıza gerek olduğunu düşünmüyorum. Hem şu anda daha büyük bir sorunum var. Ryoken, benimle konuşurken “istiyorsanız” dedi. İlk başta bana durduk yere çoğul hitap etmesine anlam veremedim. Ancak biraz düşündükten sonra neler döndüğünü anlamaya başladım. Bu soru sadece benim için değildi. Belki gölgesindeki diğer takım arkadaşına ya da bizi uzaktan izleyen en yakın arkadaşıma mesaj göndermek istiyor olabilir. Aklıma gelen diğer bir ihtimalde çok fazla Genjutsu kullandığı için yorgunluktan halüsinasyon görmeye başlamış olabilir. Benden iki tane gördüğü için böyle konuşmuş olabilir. Gerçi Genjutsunun böyle bir yan etkisi var mı emin değilim. Neyse her ne olursa olsun günün sonunda işlerin çirkinleşecek gibi gözüküyor. Bu karmaşadan zarar görmeden ayrılabilmem için daha dikkatli olmam lazım.
Az önceki olayı aydınlatmaya çalışırken Ryoken tekrardan konuşmaya başlayarak geçen gün geldikleri zamanki odaya gitmeyi teklif etti. Burayı daha iyi bildikleri için hangi odaya gitmek istiyorsa gidebiliriz. Benim açımdan hiçbir sorun yok. Sadece artık köydaşlarım konusunda da gözümü dört açmam gerekiyor. Etrafımda anlam veremediğim küçük şeyler olmaya başladı. Bu minik şeyler birikerek kar topu etkisiyle kısa zamanda kocaman olabilirler. Bu zincirleme olayların sonucunda zarar görmek istemiyorum. Bu yüzden sakinliğimi korumaya çalışarak Ryoken’e “Nasıl istersen öyle yapalım benim için sorun yok.” Dedikten sonra hafifçe eğilip elimi yana açarak “Lütfen yolu göster.” Diyeceğim. Daha bana ihanet ettiğine dair elimde kesin kanıtlar yok ama yine de dikkatli olmakta fayda var. Eğer önümden yürürse hiç değilse ne yaptığını görebileceğim.
Az önceki olayı aydınlatmaya çalışırken Ryoken tekrardan konuşmaya başlayarak geçen gün geldikleri zamanki odaya gitmeyi teklif etti. Burayı daha iyi bildikleri için hangi odaya gitmek istiyorsa gidebiliriz. Benim açımdan hiçbir sorun yok. Sadece artık köydaşlarım konusunda da gözümü dört açmam gerekiyor. Etrafımda anlam veremediğim küçük şeyler olmaya başladı. Bu minik şeyler birikerek kar topu etkisiyle kısa zamanda kocaman olabilirler. Bu zincirleme olayların sonucunda zarar görmek istemiyorum. Bu yüzden sakinliğimi korumaya çalışarak Ryoken’e “Nasıl istersen öyle yapalım benim için sorun yok.” Dedikten sonra hafifçe eğilip elimi yana açarak “Lütfen yolu göster.” Diyeceğim. Daha bana ihanet ettiğine dair elimde kesin kanıtlar yok ama yine de dikkatli olmakta fayda var. Eğer önümden yürürse hiç değilse ne yaptığını görebileceğim.

- Kotegawa Chisa
- Ishigakure
- Posts: 435
- Joined: August 31st, 2018, 1:59 am
Re: [5. Gün - Gündüz Safhası] Malikane
Çocukluk yıllarımda bolca boş zamanım olduğu ve hiç arkadaşım olmadığı için kitaplara epey bir vakit ayırıyordum. Genel olarak her türden kitapları okuyor olsam da ağırlık olarak 'suç' kategorisinin üzerine düşüyordum. Bu kitaplar kolay kolay bulunmuyor olmasına rağmen bir tüccarın çocuğu olmam sayesinde erişim sağlayabiliyordum. Babam tarafından her ne kadar sevilmesem de en azından bu isteğimi geri çevirmiyorlardı.
Okuduğum kitaplarda yaşlı, zeki ve havalı shinobiler imkansız sayılabilecek cinayetleri çözüyor ve suçluyu adalete teslim ediyordu. Lakin beni bu kitaplara bağlayan şey hiçbir zaman ana karakterler olmadı, benim ilgimi çeken şey suçlular ve düşünce biçimleriydi. Mükemmel sayılabilecek bir planla birlikte kitabın sonuna kadar ana karakterle, bir kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyorlardı. Her ne kadar sonunda yakalansalar da onları seviyordum. Daha doğrusu onlar gibi düşünmeyi seviyordum. Onun yerinde olsaydım ne yapabileceğimi düşünüyordum. Kabul etmem gerek, bu işlerde pek iyi değildim zira ben aklıyla öne çıkan birisi değilim. Yine de o kitaplar sayesinde paranoyaklık derecesinde bir şüphecilik edindim. Kolay gibi görünen her suçun aslında bir yem olduğunu düşündüm. İçinde bulunduğum durum da tam olarak böyle. Hemen karşımda bir parşömen bulunmasına rağmen ona ulaşmaya çekiniyorum çünkü bir yem olduğunu düşünüyorum. Saklandığı yer bariz bir şekilde ortada olmasına rağmen çatıya çıkmadan görülemeyecek bir şekilde yerleştirilmiş. Eh~~ En iyi arkadaşımla tanışmamış olsaydım buraya gelmek kesinlikle aklıma gelmezdi. Böyle düşününce oldukça güzel bir saklama yeri ama ya tuzaksa? Ya parşömen gerçek değilse? Ya gerçekse de birileri etrafında saklanıyorsa? Ortada çok büyük bir risk var ve burada yakalanmam demek eve geri dönmemiz anlamına geliyor. Esir alındığım takdirde Ryoken-san veya en yakın arkadaşımın benim hayatımı riske atacağını düşünmüyorum. Bu da hem onların, hem de Ryu-san'ın emeklerine saygısızlık etmek olacak.
Hmm... Ne yapmalıyım? Parşömene gitmeli miyim yoksa biraz daha iyi gözlem mi yapmalıyım? Gözlem yapmak daha iyi olacaktır çünkü riske girmek istemiyorum. Ama ya gerçekse ve herhangi bir tuzak yoksa? Ya da gerçektir ve bir tuzak vardır. Açıkçası sahte bir parşömen bulmalarının ihtimali oldukça düşük... Tamam, kararımı verdim parşömeni alacağım! Hem de mükemmel bir planla birlikte.
Öncelikle hemen üstünde durduğum zemini inceleyeceğim fakat bu inceleme çoooook ama çooook dikkatli bir şekilde olacak. Zira Rena-chan'ın kuklalarından birinin sağlam olmayan tuğlaların arasında kamufle olabileceğini düşünüyorum. Bir çok ufak kuklaya sahip olduğundan ötürü çevresine kuklalardan bir tuzak kurmuş olabilir. Birisi ortada, savunmasız bir şekilde duran parşömene yaklaştığında ise bum! Kuklalarla sürpriz bir saldırı ve işi bitti. İşte o yüzden dikkatli olmalıyım, salak gibi dümdüz bir şekilde oraya gitmemeliyim.
Elimi katanamın kabzasına yerleştirdikten sonra da ağır adımlarla parşömene doğru ilerlemeye başlayacağım. Elbette az önce söylediğim gibi bir tuzak fark edersem duracağım fakat herhangi bir tuzak olmadığını düşünürsem parşömene kadar ilerleyeceğim. İşte o zaman birilerinin kesinlikle ortaya çıkacağına eminim! Böyle bir duruma karşı da plan yaptım ama şimdi onun hakkında düşünmenin sırası değil. Odaklanmalı ve ilerlemeliyim, başka çarem yok.
Okuduğum kitaplarda yaşlı, zeki ve havalı shinobiler imkansız sayılabilecek cinayetleri çözüyor ve suçluyu adalete teslim ediyordu. Lakin beni bu kitaplara bağlayan şey hiçbir zaman ana karakterler olmadı, benim ilgimi çeken şey suçlular ve düşünce biçimleriydi. Mükemmel sayılabilecek bir planla birlikte kitabın sonuna kadar ana karakterle, bir kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyorlardı. Her ne kadar sonunda yakalansalar da onları seviyordum. Daha doğrusu onlar gibi düşünmeyi seviyordum. Onun yerinde olsaydım ne yapabileceğimi düşünüyordum. Kabul etmem gerek, bu işlerde pek iyi değildim zira ben aklıyla öne çıkan birisi değilim. Yine de o kitaplar sayesinde paranoyaklık derecesinde bir şüphecilik edindim. Kolay gibi görünen her suçun aslında bir yem olduğunu düşündüm. İçinde bulunduğum durum da tam olarak böyle. Hemen karşımda bir parşömen bulunmasına rağmen ona ulaşmaya çekiniyorum çünkü bir yem olduğunu düşünüyorum. Saklandığı yer bariz bir şekilde ortada olmasına rağmen çatıya çıkmadan görülemeyecek bir şekilde yerleştirilmiş. Eh~~ En iyi arkadaşımla tanışmamış olsaydım buraya gelmek kesinlikle aklıma gelmezdi. Böyle düşününce oldukça güzel bir saklama yeri ama ya tuzaksa? Ya parşömen gerçek değilse? Ya gerçekse de birileri etrafında saklanıyorsa? Ortada çok büyük bir risk var ve burada yakalanmam demek eve geri dönmemiz anlamına geliyor. Esir alındığım takdirde Ryoken-san veya en yakın arkadaşımın benim hayatımı riske atacağını düşünmüyorum. Bu da hem onların, hem de Ryu-san'ın emeklerine saygısızlık etmek olacak.
Hmm... Ne yapmalıyım? Parşömene gitmeli miyim yoksa biraz daha iyi gözlem mi yapmalıyım? Gözlem yapmak daha iyi olacaktır çünkü riske girmek istemiyorum. Ama ya gerçekse ve herhangi bir tuzak yoksa? Ya da gerçektir ve bir tuzak vardır. Açıkçası sahte bir parşömen bulmalarının ihtimali oldukça düşük... Tamam, kararımı verdim parşömeni alacağım! Hem de mükemmel bir planla birlikte.
Öncelikle hemen üstünde durduğum zemini inceleyeceğim fakat bu inceleme çoooook ama çooook dikkatli bir şekilde olacak. Zira Rena-chan'ın kuklalarından birinin sağlam olmayan tuğlaların arasında kamufle olabileceğini düşünüyorum. Bir çok ufak kuklaya sahip olduğundan ötürü çevresine kuklalardan bir tuzak kurmuş olabilir. Birisi ortada, savunmasız bir şekilde duran parşömene yaklaştığında ise bum! Kuklalarla sürpriz bir saldırı ve işi bitti. İşte o yüzden dikkatli olmalıyım, salak gibi dümdüz bir şekilde oraya gitmemeliyim.
Elimi katanamın kabzasına yerleştirdikten sonra da ağır adımlarla parşömene doğru ilerlemeye başlayacağım. Elbette az önce söylediğim gibi bir tuzak fark edersem duracağım fakat herhangi bir tuzak olmadığını düşünürsem parşömene kadar ilerleyeceğim. İşte o zaman birilerinin kesinlikle ortaya çıkacağına eminim! Böyle bir duruma karşı da plan yaptım ama şimdi onun hakkında düşünmenin sırası değil. Odaklanmalı ve ilerlemeliyim, başka çarem yok.

- Jin Ryoken
- Ishigakure
- Posts: 421
- Joined: August 31st, 2018, 5:11 am
Re: [5. Gün - Gündüz Safhası] Malikane
Teijo-san'ın cevap vermesini beklerken biraz daha düşündüm. Eğer yerde bir düzenek varsa, bunu zaten fark etmez miydik? Adım attığımızda zeminde bir farklılık olmaz mıydı? O zaman tavanda olabilir mi? O parşömeni yanında taşımadıysa eğer o odanın dışında bir yerlerde olmalı. Teijo-san'ın onayını aldıktan sonra tipsiz çocuğu esir aldığım odaya doğru ilerlemeye başladım. Odanın önünde durup, etrafa bakınmaya başladım. "Katananla tavana hafif hafif vur. Farklılık hissedersen söylersin." Dedikten sonra dikkatli bir şekilde odanın önünde yere vurmaya başladım. Herhangi bir düzenek olup olmadığını kontrol etmem gerek iyice. Bu sırada Teijo-san'da tepede bir düzenek olup olmadığını kontrol edecek. Çift taraflı bir çalışmayla bu işi hızlıca halledebiliriz.

► Show Spoiler
- GM - Naruto
- Game Master
- Posts: 2811
- Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [5. Gün - Gündüz Safhası] Malikane
Ryoken & Teijo: Girmiş olduğunuz geniş salondan gerisin geriye dönüp, az önce bulunduğunuz ve Chisa'dan ayrıldığınız koridora geri dönüyorsunuz Ryoken'in öncülüğünde. Ryoken'in daha önceden geldiklerinde girdiği oda bu koridorda zira. Teijo istemsizce, Ryoken'in anlamsız hareketlerini iyiden iyiye sorgulamaya başlıyor. Madem o odaya geri dönecektiniz, koridordan neden çıktınız? Ryoken spesiifk bir şey için zaman kazanmaya çalışıyor olabilir mi? Chisa neden sizden ayrıldı. Teijo'nun kafası şüphe üstüne şüpheyle doluyor. Hafif paranoyası da bunun üzerine binince huzursuzlanmaya başlıyor iyice. Ağaçlık alandan girişi olan yarısı yıkık koridora geri dönüyorsunuz. Ryoken, bugün geldiklerinde Chisa'yla bu odayı kontrol ettiklerini ve herhangi bir tuzakla karşılaşmadıklarını hatırlıyor. 5 dakika önce çalışmayan olası bir tuzağın şimdi çalışması ihtimali Ryoken'i düşündürüyor. Yine de etrafı kolaçan ediyorsunuz. Bir şey olmuyor. Oda aynı şekilde durmakta. Geçen gün Rena ve Koshiro'nun kırmış olduğu camın parçaları hala zeminde görülebiliyor.
Chisa: Çatının üzerinde son derece dikkatli adımlar atarak ilerliyorsun. Bir kiremit ayağının altından kayıp gidecekmiş gibi oluyor, ancak son anda başka bir kiremite doğru adım alarak kaymaktan kurtulabiliyorsun. Çatıda ilerliyor ve köşesine ulaşıyorsun çatının. Şüpheli bir şey çekmiyor dikkatini. Dilediğin takdirde parşomenin üzerine konumlandırılmış olduğu avlu duvarına adım atabilecek durumdasın.
Chisa: Çatının üzerinde son derece dikkatli adımlar atarak ilerliyorsun. Bir kiremit ayağının altından kayıp gidecekmiş gibi oluyor, ancak son anda başka bir kiremite doğru adım alarak kaymaktan kurtulabiliyorsun. Çatıda ilerliyor ve köşesine ulaşıyorsun çatının. Şüpheli bir şey çekmiyor dikkatini. Dilediğin takdirde parşomenin üzerine konumlandırılmış olduğu avlu duvarına adım atabilecek durumdasın.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
- Jin Ryoken
- Ishigakure
- Posts: 421
- Joined: August 31st, 2018, 5:11 am
Re: [5. Gün - Gündüz Safhası] Malikane
"Tahmin ettiğim gibi." dedim burada bir düzenek bulamayınca. Saklayabilecekleri bir düzenek olmuş olsaydı girdiklerinde fark ederdim ancak tekrardan şansımı denemek istedim. Burada saklayacak neresi olabilir? Teijo-san'ın bir tahmini olabilir mi? Emin değilim. Bu noktada ya Chisa-chan'ı bulmamız gerek, ya da çok daha detaylı düşünüp saklayabilecekleri bir noktayı düşünmemiz gerek. "Burada bir düzenek olabileceğini düşündüm ancak yok. Detaylıca düşünmemiz gerek. Bu malikanede saklayabilecekleri bir yer olması gerek. Düşünmem lazım. Düşünmemiz lazım." Ahır? Ahırı kontrol etmiş olmalılar. "Ahırı kontrol ettiniz değil mi? Etmediyseniz son çare olarak oraya bakabiliriz. Yoksa bu evin içerisinden bir şey çıkmayacak gibi. Eğer bir fikrin yoksa ve ahırı kontrol ettiyseniz, iyice düşünmemiz gerek." Düşünmem gerek. Burada saklayabilecek bir yer illaki olmalı. İki parşömeni nereye saklamış olabilirler? Düşün Ryoken, iyice düşün. Bu evi düşün, odaları. Aklına gelebilecek her detayı zihnine kazı Ryoken.

► Show Spoiler
- Sekino Teijo
- Posts: 150
- Joined: November 7th, 2019, 8:18 pm
Re: [5. Gün - Gündüz Safhası] Malikane
Ryoken’i onayladıktan sonra onun önderliğinde ilk karşılaştığımız odaya doğru yürümeye başladık. Odanın önüne geldiğimiz zaman kısa süreli bir duraklamadan sonra Ryoken, katanam ile tavana vurmamı istedi. Ardından da kendisi odanın önünde yere vurmaya başladı. Köydaşımın bu garip isteğinden sonra sonunda yapbozun tüm parçalarını birleştirdim. Artık ne yapmak istediklerini biliyorum. Chisa, ilk karşılaştığımız zaman ve sonrasında konuşurken sürekli benim hakkımda söylentiler duyduğundan bahsetmişti. Köy dışında çok sık görevlere giden birisi olmadığım için büyük ihtimalle duyduğunu iddia ettiği söylentiler aslında kendisi ya da takım arkadaşlarının benim hakkında yaptığı araştırmalar olduğunu düşünüyorum. Hatta bu konuda neredeyse eminim. Yaptıkları bu araştırmalar sayesinde yetimhanede büyüdüğümü öğrendikleri için beklemediğim bir hamle yaparak beni zayıf tarafımdan vurdular. Chisa’nın beni dördüncü arkadaşı ilan etmesi ve sürekli bana güler yüzle yaklaşması da planlarının bir parçasıydı. Yaptıkları yüzünden daha önce hissetmediğim duygular hissederek bir anda duygu patlaması yaşadım. Bu yüzden de aşırı duygusallaşarak gereksiz yere gardımı indirdim. Ben gardımı indirir indirmez de suratıma karşı gülen bu ikili arkamdan kuyumu kazmaya başladılar. İlk önce Chisa saçma bir bahane uydurarak yanımızdan ayrıldı. Ardından Ryoken, beni odadan uzaklaştırdı. Şimdiyse tekrardan uzaklaştığımız odaya geri döndük. Tüm bunları neden yaptıklarını anlamak için dahi olmaya gerek yok. Beni öldürmeye çalışıyorlar.
Köydaşlarımın büyük oyununu bozduktan sonra endişe kat sayım hızlıca artmaya başladı. Ryoken’in tavanı kontrol etmemi istemesinin asıl sebebi biz gittikten sonra Chisa’nın oraya bir tuzak yerleştirmesi olabilir. Eğer dikkatsizce bu tuzağa atlarsam katanamı veya daha da kötüsü elimi kaybedebilirim. Bu yüzden o yere vurmaya başladığı zaman bende katanımı dediği gibi yukarıya kaldırıp hiçbir noktaya değdirmeden aşağıya indireceğim. Ondan sonra da tıpkı onun gibi bir şey bulamamış gibi yaparak “Burada da bir şey yok.” Diyeceğim. Sözlerimi bitirdikten sonra da dikkatli bir şekilde onu izlemeye başlayacağım. İlk tuzaklarını ustaca atlatabilmiş olmam savaşı kazandığım anlamına gelmiyor. Hatta planlarının bozduğum için agresif bir tepki bile verebilirler. Gerçi bu kadar zahmete girdiklerine göre anlaşılan ölümümü kaza gibi göstermeye çalışıyorlar. Hem beni öldürmek istiyorlar hem de dikkat çekmek istemiyorlar. Nedense bir anda aklıma eski dostum Ringo geldi. Onunla ortak çalışıyor olabilirler. Hatta belki de bu sınava sırf benim işimi bitirmek için katılmış bile olabilirler. Zaten Chisa, parşömenin onun için önemli olmadığını kendi ağzıyla itiraf etti. Köydeki büyük suç organizasyonlarını rahatsız ettiğim için beni ortadan kaldırmak istiyorlar. Ancak planlarını o kadar kolay bir şekilde gerçekleştirmelerine izin vermeyeceğim.
Ryoken, az önceki başarısız suikast girişimlerinden sonra hiçbir şey olmamış gibi konuşmaya devam ederek evin içerisinde bir şey bulamayacağımızı söyleyerek ahırı kontrol edip etmediğimi sordu. Bu soruyla birlikte ilk hatalarını da yapmış oldular. Buraya geldiğim zaman o kadar dikkatli olmamın meyvelerini şimdi yiyebileceğim. Çünkü ahır benim için bu çorak topraklarda adeta bir vaha gibi. Buraya gelir gelmez detaylı bir şekilde aradığım için içerisinde neler olduğunu gayet iyi biliyorum. Eğer bana başka bir tuzak kurarlarsa hafızamı biraz yoklayarak neyin ters gittiğini kolaylıkla anlayabilirim. Ayrıca dövüşmek zorunda kalırsam bildiğim bir yer olduğu için çok fazla dezavantajlı durumda da kalmamış olurum. Bu yüzden Ryoken’in sorusundan sonra şaşırmış bir surat ifadesi yapmaya çalışarak “Burada ahır mı varmış?” dedikten sonra kendimi toparlayarak “Galiba burası tahmin ettiğimden çok daha büyük. Burada ki ilk seferim olduğu için etrafı çok iyi bilmiyorum. İstersen dediğin gibi gidip ahırı kontrol edebiliriz. Hem kim bilir belki içerisinde değişik bir şeyler buluruz.” Diyeceğim. Şu anda ciddi manada hayatımı tehlikeye attığımı biliyorum ama bu oyunu biraz daha devam ettirmem gerekiyor. Eğer kartlarımı düzgün oynarsam köydeki tüm hainleri tek seferde temizleyebilirim.
Köydaşlarımın büyük oyununu bozduktan sonra endişe kat sayım hızlıca artmaya başladı. Ryoken’in tavanı kontrol etmemi istemesinin asıl sebebi biz gittikten sonra Chisa’nın oraya bir tuzak yerleştirmesi olabilir. Eğer dikkatsizce bu tuzağa atlarsam katanamı veya daha da kötüsü elimi kaybedebilirim. Bu yüzden o yere vurmaya başladığı zaman bende katanımı dediği gibi yukarıya kaldırıp hiçbir noktaya değdirmeden aşağıya indireceğim. Ondan sonra da tıpkı onun gibi bir şey bulamamış gibi yaparak “Burada da bir şey yok.” Diyeceğim. Sözlerimi bitirdikten sonra da dikkatli bir şekilde onu izlemeye başlayacağım. İlk tuzaklarını ustaca atlatabilmiş olmam savaşı kazandığım anlamına gelmiyor. Hatta planlarının bozduğum için agresif bir tepki bile verebilirler. Gerçi bu kadar zahmete girdiklerine göre anlaşılan ölümümü kaza gibi göstermeye çalışıyorlar. Hem beni öldürmek istiyorlar hem de dikkat çekmek istemiyorlar. Nedense bir anda aklıma eski dostum Ringo geldi. Onunla ortak çalışıyor olabilirler. Hatta belki de bu sınava sırf benim işimi bitirmek için katılmış bile olabilirler. Zaten Chisa, parşömenin onun için önemli olmadığını kendi ağzıyla itiraf etti. Köydeki büyük suç organizasyonlarını rahatsız ettiğim için beni ortadan kaldırmak istiyorlar. Ancak planlarını o kadar kolay bir şekilde gerçekleştirmelerine izin vermeyeceğim.
Ryoken, az önceki başarısız suikast girişimlerinden sonra hiçbir şey olmamış gibi konuşmaya devam ederek evin içerisinde bir şey bulamayacağımızı söyleyerek ahırı kontrol edip etmediğimi sordu. Bu soruyla birlikte ilk hatalarını da yapmış oldular. Buraya geldiğim zaman o kadar dikkatli olmamın meyvelerini şimdi yiyebileceğim. Çünkü ahır benim için bu çorak topraklarda adeta bir vaha gibi. Buraya gelir gelmez detaylı bir şekilde aradığım için içerisinde neler olduğunu gayet iyi biliyorum. Eğer bana başka bir tuzak kurarlarsa hafızamı biraz yoklayarak neyin ters gittiğini kolaylıkla anlayabilirim. Ayrıca dövüşmek zorunda kalırsam bildiğim bir yer olduğu için çok fazla dezavantajlı durumda da kalmamış olurum. Bu yüzden Ryoken’in sorusundan sonra şaşırmış bir surat ifadesi yapmaya çalışarak “Burada ahır mı varmış?” dedikten sonra kendimi toparlayarak “Galiba burası tahmin ettiğimden çok daha büyük. Burada ki ilk seferim olduğu için etrafı çok iyi bilmiyorum. İstersen dediğin gibi gidip ahırı kontrol edebiliriz. Hem kim bilir belki içerisinde değişik bir şeyler buluruz.” Diyeceğim. Şu anda ciddi manada hayatımı tehlikeye attığımı biliyorum ama bu oyunu biraz daha devam ettirmem gerekiyor. Eğer kartlarımı düzgün oynarsam köydeki tüm hainleri tek seferde temizleyebilirim.

- Kotegawa Chisa
- Ishigakure
- Posts: 435
- Joined: August 31st, 2018, 1:59 am
Re: [5. Gün - Gündüz Safhası] Malikane
Geçtiğimiz günlerde defalarca Jounin olmakla ilgilenmediğimi dile getirdim. Söylediklerimde sonuna kadar ciddiydim fakat şu anda arzu ettiğim yegane şey karşımda bulunan parşömeni elde etmek. Bana nasıl bir tuzak hazırladıklarını gerçekten de merak ediyorum. Bu kadar düşünmeme, inceleme yapmama rağmen nasıl bulamadığımı merak ediyorum! Yani olağanüstü bir tuzak olsa gerek, bu kadar değer verdikleri bir şeyi ulu orta bırakacak halleri yo-... Bir dakika, buldum galiba... Hehehe~~ Tuzağın ne olduğunu sonunda anladım. Ben, Kotegawa Chisa gerçekten de dahiyim! Sarı takımın planlarını çözmem sadece birkaç saniyemi aldı. Gerçi çözdüğümü iddia ediyorum fakat az sonra açıklayacağım şeylerin gerçekleşme ihtimali milyonda birden daha az. Ama işte bu yüzden olmasını istiyorum! Milyonda birden daha az gerçekleşme ihtimali olan planı çözen kişi olmak istiyorum!
Eğer tahminlerin doğruysa karşımda duran parşömen aslında Koshiro-san'ın Bunshinlerinden birisi. Kulağa biraz garip geldiğini biliyorum fakat bundan eminim, daha doğrusu emin gibiyim. Koshiro-san gerçekten de zeki bir düşman, geçen gün üssümüzde Butsuo-san'ı, Kasumikage-san'ı ve beni kandırması gerçekten de takdire şayan bir hareketti. Fakat sadece tek bir hareketiyle zeki olup olduğunu anlamamız mümkün değil, o yüzden bütün gün yaşananlara bir göz atalım. Kendisi iki kere beni durduran kişi oldu. Rena-chan ve Toshiyuki-san'ı savaş dışı bırakacağım anda mükemmel bir şekilde gönderilen hava dalgasıyla birlikte dövüşü kaybetmeme neden oldu. Olaylar aşırı derecede hızlı bir şekilde gerçekleştiğinden ötürü bunu önceden planlamamış olmasının mümkün olmadığını düşünüyorum. Aslında sadece bununla da kalmadı, parşömenleri yok etmek için saldırdığımda da takımını korumayı başardı. Gerçi orada pek zeka gerektiren bir şey yoktu, saldıracağımı kesinlikle belli etmişimdir. Elbette hedefimde onlar yoktu, parşömenleri yakmayı hedeflemiştim ama... Neyse! Özetlemek gerekirse Koshiro-san gerçekten de zeki bir insan ve gördüğüm herkesten daha iyi ninjutsu kullanıyor. Belki Chiyumi-san onunla eş seviyededir, o da belki.
Koshiro-san'ın Henge benzeri bir teknik bilebiliyor olma ihtimali mevcut. Yani eğer böyle bir teknik bilmiyorsa bütün varsayımım boşa gidecek. Peki ben böyle bir teknik olabileceğini nereden biliyorum? Babam bilindiği üzere eski bir Konoha shinobisi çocukluğumda 3. Hokage ve maymunu hakkında çok hikaye duydum. Babamın anlattığına göre 3. Hokage'nin maymunu kendisini bir silaha dönüştürebiliyordu. İşte bütün tezimi Koshiro-san'ın bu tarz bir jutsu bildiğini varsayarak yaptım! Ne kadar da dahiyane değil mi? Milyonda birlik bir ihtimalin peşinden gitmek yerine daha olası bir şeyler seçmem gerekirdi, biliyorum ama o zaman bir zevki olmazdı. Ya gerçekten de düşündüğüm gibi parşömen aslında bunshin çıkarsa? İşte o zaman zevkten dört köşe olurum! Tabii olmazsa da hayal kırıklığına uğramam yani, sonuçta milyonda bir ihtimal... Belki birazcık uğrarım ama azıcık, çok değil.
Ekipman çantamdan çıkaracağım shirukenlerden birisini parşömenin bulunduğu zemine, diğerini ise parşömene doğru fırlatacağım. Hala zeminin tuzak olma ihtimalini de aklımda bulunduruyorum sonuçta Rena-chan'ın bütün kuklalarını görmedim.
Eğer fırlattığım shiruken parşömenin puflayıp ortadan kaybolmasına neden olmazsa gidip onu alacağım fakat bence puflayacak. Yani puflamalı!
Eğer tahminlerin doğruysa karşımda duran parşömen aslında Koshiro-san'ın Bunshinlerinden birisi. Kulağa biraz garip geldiğini biliyorum fakat bundan eminim, daha doğrusu emin gibiyim. Koshiro-san gerçekten de zeki bir düşman, geçen gün üssümüzde Butsuo-san'ı, Kasumikage-san'ı ve beni kandırması gerçekten de takdire şayan bir hareketti. Fakat sadece tek bir hareketiyle zeki olup olduğunu anlamamız mümkün değil, o yüzden bütün gün yaşananlara bir göz atalım. Kendisi iki kere beni durduran kişi oldu. Rena-chan ve Toshiyuki-san'ı savaş dışı bırakacağım anda mükemmel bir şekilde gönderilen hava dalgasıyla birlikte dövüşü kaybetmeme neden oldu. Olaylar aşırı derecede hızlı bir şekilde gerçekleştiğinden ötürü bunu önceden planlamamış olmasının mümkün olmadığını düşünüyorum. Aslında sadece bununla da kalmadı, parşömenleri yok etmek için saldırdığımda da takımını korumayı başardı. Gerçi orada pek zeka gerektiren bir şey yoktu, saldıracağımı kesinlikle belli etmişimdir. Elbette hedefimde onlar yoktu, parşömenleri yakmayı hedeflemiştim ama... Neyse! Özetlemek gerekirse Koshiro-san gerçekten de zeki bir insan ve gördüğüm herkesten daha iyi ninjutsu kullanıyor. Belki Chiyumi-san onunla eş seviyededir, o da belki.
Koshiro-san'ın Henge benzeri bir teknik bilebiliyor olma ihtimali mevcut. Yani eğer böyle bir teknik bilmiyorsa bütün varsayımım boşa gidecek. Peki ben böyle bir teknik olabileceğini nereden biliyorum? Babam bilindiği üzere eski bir Konoha shinobisi çocukluğumda 3. Hokage ve maymunu hakkında çok hikaye duydum. Babamın anlattığına göre 3. Hokage'nin maymunu kendisini bir silaha dönüştürebiliyordu. İşte bütün tezimi Koshiro-san'ın bu tarz bir jutsu bildiğini varsayarak yaptım! Ne kadar da dahiyane değil mi? Milyonda birlik bir ihtimalin peşinden gitmek yerine daha olası bir şeyler seçmem gerekirdi, biliyorum ama o zaman bir zevki olmazdı. Ya gerçekten de düşündüğüm gibi parşömen aslında bunshin çıkarsa? İşte o zaman zevkten dört köşe olurum! Tabii olmazsa da hayal kırıklığına uğramam yani, sonuçta milyonda bir ihtimal... Belki birazcık uğrarım ama azıcık, çok değil.
Ekipman çantamdan çıkaracağım shirukenlerden birisini parşömenin bulunduğu zemine, diğerini ise parşömene doğru fırlatacağım. Hala zeminin tuzak olma ihtimalini de aklımda bulunduruyorum sonuçta Rena-chan'ın bütün kuklalarını görmedim.
Eğer fırlattığım shiruken parşömenin puflayıp ortadan kaybolmasına neden olmazsa gidip onu alacağım fakat bence puflayacak. Yani puflamalı!

- GM - Naruto
- Game Master
- Posts: 2811
- Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [5. Gün - Gündüz Safhası] Malikane
Ryoken & Teijo: Teijo'nun Ryoken'in teklifini kabul etmesiyle birlikte ikili tekrar girmiş oldukları koridordan çıkıp boş olan ana giriş salonuna dönüyorlar. Ardından Ryoken'in ahırı inceleme önerisine uyarak çift kanatlı ön kapıdan güneş ışığına çıkıyorlar. Hem Ryoken, hem de Teijo ahırın çıktıkları kapıdan sağa dönüp ilerleyince karşılarına çıkacağını biliyorlar. Ancak Teijo bunu bilmiyormuş gibi davranmayı tercih ediyor. Toprak zemine ulaştıklarında sağa doğru yöneliyor ikili, Kapısı hafifçe açık olan ahıra doğru.
Chisa: Ekipman çantandan iki shurikeni çıkardığın gibi birini parşomenin üstüne, birini ise üzerinde durmakta olduğu beton zemine doğru fırlatıyorsun. İlk shuriken, beton zemine tatmin edici bir sesle saplanırken diğeri de parşomenin kağıdına saplanıyor. Parşomen 'puf'lamıyor. Gerçek gibi görünmekte. Chisa, sınav parşomenlerinin zarar görmesiyle alakalı kuralı hatırlıyor ve ne kadar zarar verdiğini hesaplamaya çalışıyor istemsizce. Yarısını yoketmemiş olduğuna emin, ancak yine de kalbi hızla çarpıyor birkaç saniyeliğine. Her şey sabit bir şekilde durmakta yerinde.
Chisa: Ekipman çantandan iki shurikeni çıkardığın gibi birini parşomenin üstüne, birini ise üzerinde durmakta olduğu beton zemine doğru fırlatıyorsun. İlk shuriken, beton zemine tatmin edici bir sesle saplanırken diğeri de parşomenin kağıdına saplanıyor. Parşomen 'puf'lamıyor. Gerçek gibi görünmekte. Chisa, sınav parşomenlerinin zarar görmesiyle alakalı kuralı hatırlıyor ve ne kadar zarar verdiğini hesaplamaya çalışıyor istemsizce. Yarısını yoketmemiş olduğuna emin, ancak yine de kalbi hızla çarpıyor birkaç saniyeliğine. Her şey sabit bir şekilde durmakta yerinde.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.