[6. Gün - Gündüz Safhası] Terkedilmiş Kasaba

[Jin Ryoken]

İlerlerken duyduğum o ses ve ardından yaşanan her şey öfkemin tetiklenmesine sebep oldu. Tuzağın artık aktif olmadığını evin oraya vardığımda görebildim ancak, başka bir manzara beni çok kısa süreli düşünmeye itti. Butsuo-san'ın yanında durmak mantıklı bir hareket değilmiş. Bunu erken bir şekilde fark etmem iyi oldu. Kerpiçten küpün olduğu yere vardığımız zaman, Teki-san'ı görmemle birlikte zaman kısa bir süreliğine yavaşladı zihnimde. Neredeyse evin her yerini aramaya başlayan bu Teki-san'lar, gözlerini açıp kapıyorlardı. Tuzaktan dolayı gözleri kamaşmış olmalıydı hepsinin. Ancak daha önemli bir şey vardı, acil bir şekilde Butsuo-san'dan uzaklaşmam gerekiyordu. Onun bana ani bir saldırı yapacağı alandan uzak durmalıydım.

"Ryu-san, dikkatli ol."

Dedikten sonra hızla sola doğru atladım. Aramı hızla açmaya çalıştım on metre kadar. Butsuo-san'a doğru döndüm, gözlerim ellerindeydi. Bir daha bir takımın sis bombası, ışık bombası atmasıyla uğraşamam. Ellere dikkat etmem gerek. Önceden bana attığı ışık bombasını tekrardan çekmek istemiyorum.

"Arakçı demek. Bir pusu için güzel bir plan. Parşömeni biz istiyoruz demen yeterli olurdu sanırım."

Dedikten sonra beklemeye başladım. Ellerinin çantasına yöneldiğini gördüğüm, üzerime atlayacağını gördüğüm anda Shibou no Jutsu kullanacağım. Saldırgan bir tavıra karşı anında harekete geçmem gerek. Butsuo-san'ın karşısında en iyi savunma saldırı olacaktır. Chisa-chan bu durumda ne yapacak bilmiyorum ancak önlemimi almam gerek.

Off Topic

Ryu, Butsuo'dan uzaklaşmak için ileriye, Ryoken'in önünde olacak şekilde sol çapraza ilerleyecek. Konum olarak, Ryoken'le aynı hizada ancak Teki'nin bulunduğu evi sağ çaprazına almaya çalışacak. Vücudu, eve dönük bir biçimde duracak. Gözlerini gerçek Teki olduğunu düşündüğü, duvardaki yarıkta oturan Teki'nin üzerinde tutacak. Her an saldırmaya hazır bir biçimde bekleyecek.

[Oita Butsuo]

Aaa Teki de buradaymış... Teki ne işin var burada... Şakaaa... Gizlice halledebilseydik her şey çok daha güzel olacaktı. Neyse, bu işin üstüne kalacağı pek bir takım kalmadıydı zaten. Her türlü bizim üssümüzü bir sürü insan basacaktı. Şimdiden çarpışmış olacağız.

Ryoken fena, çok tehlikeli diye diyordum hep. Gerçekten de öyle. Ryu'nun önde olması işime geldi, ben de Ryoken'le yan yanayım. Kaçmaya çalışacağını biliyorum. Buna izin vermeyeceğim. Bu kadar yakınken birbirimize hiçbir şey yapmasına izin vermeyeceğim. Ne yapmak istediğini o yapmadan biliyorum zaten. Sola doğru kaçacak. O harekete geçemeden yakasına yapışıp kendime çekerek Headbutt ile bugününü sonlandıracağım. Sadece gün boyu uyumasına yetecek kadar güç vereceğim, sonsuza kadar uyumasına yetecek kadar değil. Neden Oukashou değil de Headbutt peki? Sonuçta Ringo'ya karşı Oukashou epey etkili olmuştu. Ama bu sefer Ryoken'in bilinçsiz bedeni benden uzak olsun istemiyorum. Neden bir kalkan istemeyeyim ki. Kafa attıktan sonra da Ryoken'in yakasını bırakmayacağım ve bilinçsiz bedenini direk Chisa'ya doğru çevireceğim. Onun saldırmasını bir anlığına bile engelleyebilirse bilinçsiz Ryoken çok işime yarar.

Ryoken beni durdurmak için bir şeyler deneyecektir muhakkak ama acı çekmeye hazırım. Eğer başarabilirse bu acının beni durdurmasına izin vermeyeceğim. Saldırmaktan başka çarem yok.

[Kotegawa Chisa]

Butsuo-san'ın söylediğim onca sözden sonra bizi böyle bir tuzağa çekeceğini düşünmemiştim. Elbette hala karşımızdaki kişinin Kasumikage-san olmama ihtimali var, özellikle geçen gün yaşadığımız olayı düşününce. Yine de arkadaşlarım bu haldeyken onları tehlikeye atmak gibi bir niyetim yok. İncinecek biri varsa o ben olmalıyım. Hem mental, hem de fiziksel olarak.

Olabildiğince hızlı bir şekilde modumu etkinleştirdikten sonra Butsuo-san'ın kafasına doğru Ryoken-san'ın katanasını savuracağım. İlk hamlemden kaçınırsa ikincisinde de aynı bölgeyi hedefleyeceğim, üçüncüsünde de. Fakat bu kadar yakın bir mesafeden ıskalayacağıma ihtimal vermiyorum.

Katanam değişmiş olsa da önemli değil, önemli olan onu taşıyan kınım. Katanam benim bir yansımam, ben de şu anda arkadaşlarıma zarar vermek isteyen insanları kesmek istiyorum. Belki yaptıktan sonra pişmanlık yaşayacağım fakat önceden de dediğim gibi eğer çekilecek bir acı varsa bunu çeken kişi ben olmalıyım. Yoğun geçen günlerin ardından yorgun düşmüş yoldaşlarımı tehlikeye atmayacağım. Hatta kıllarının bir parçasına zarar gelmesine engel olacağım, en azından deneyeceğim.

Eğer elimde olsaydı teke tek bir şekilde dövüşmeyi, hatta hiç dövüşmemeyi tercih ederdim fakat mümkün gözükmüyor. Hazır Kasumikage-san(?) gözleri kamaşmış bir vaziyetteyken yakaladığım bu fırsatı kullanmalıyım. Aklımı boşaltmalı ve odağımı tamamen Butsuo-san'ı kesmeye vermeliyim. En ufak bir kararsızlıkta dostlarımın yaralanacağını biliyorum ve bunun gerçekleşmesini istemiyorum.

[Kasumikage Teki]

Gizli gizli iş çevirme faslı da buraya kadarmış. Bir şekilde tuzağı aktif hale getireceğini zaten biliyordu aslında eve girerken. Fakat hemen ardından baskın yiyeceğini pek düşünmemişti. Belki misafirleri bir tık daha geç gelse rahatlıkla parşömeni alıp defolabilirdi ancak artık bu düşünceleri kenara bırakıp, içinde bulunduğu ana odaklanması gerekiyordu.

Kapıdan kendisine bakmakta olan 3-4 kişinin silüetini rahatlıkla algılayabiliyordu. Işık yüzünden halen görüşü eski haline dönmemişti ancak kapıdakilerin Butsuo ve diğer Ishigakure'liler olduğundan emindi. Şimdi sınavın ilk gününden beri onlar hakkında edindiği bilgileri kullanma zamanı gelmişti.

İlk olarak sağ ve sol Teki'ler molozlarla ilgilenmeyi bırakacaklardı. Artık önceliğini parşömenden çekmeleri gerekiyordu. Ryu'nun sinir bozucu bir gölge gücü olduğunu olduğunu biliyordu Teki. Buna karşı koyabilmek için de Butsuo'dan aldığı ışık bombasını kullanması gerekiyordu. Chisa'nın yıkıcı bir Katon gücü olduğunu da dikkate alması gerekiyordu ancak o çaptaki bir saldırıyı arkadaşları yanındayken yapamayacağını düşündüğü için ilk etapta pembe kıza karşı bir hamle oluşturmaya çalışmayacaktı. Soldaki Teki hızlıca shinobi çantasına uzanarak Butsuo'dan almış olduğu ışık bombasını kapıya doğru yere yakın bir şekilde savuracaktı. Asıl amacı kapının dışına doğru fırlatmaktı ancak görüşündeki bozukluktan dolayı bunu ne kadar başarılı bir şekilde yapabileceğinden emin değildi. Bu sayede Ryu'nun gölge jutsusunu etkisiz kılabilmeyi umuyordu Teki. Ayrıca Butsuo'ya da destek çıkabilmeyi umuyordu. Zira takım arkadaşının sahip olduğu sensör yetenekleri sayesinde görüş kaybından çok etkilenmeyeceğini düşünüyordu. Orta Teki ise bu sırada ortamdaki sayısal dezavantajı biraz daha tersine çevirebilmek için takviye güç çağıracaktı. Altın Maymun; Hiyaki.

Sol Teki'nin attığı bombanın patlama zamanına yakın bir anda hamlesini yapacaktı çünkü Hiyaki'nin de etkilenmesini istemiyordu. Ek olarak kendisi de kolunu gözlerine siper ederek, ışıktan daha az etkilenmeye çalışacaktı. Hiyaki'nin ortamda belirdiği gibi Butsuo'ya yardıma gideceğini biliyordu.

Sağ Teki ise ne olur ne olmaz Kitsune'yi kınından çıkartarak, orta Teki'nin önünde siper olacaktı. Tabii ki, o da bir kolunu gözlerine siper edecekti anlık patlamadan daha az etkilenmek için. Tüm Teki'lerin vücudunu kapladığı sıvı ise eş zamanlı olarak katılaşarak organik birer zırha dönüşeceklerdi. Nakada'yı da unutmaması gerekiyordu Teki'nin. Zırhının canavar kadına karşı kısmen iş gördüğünü unutmamıştı henüz. Kuchiyose'yi tamamlayıp, Hiyaki'yi çağırdığı gibi asılı durduğu duvardan inecekti ve zemine konacaktı. Nakada'dan gelebilecek bir sürpriz saldırıya karşı arkasını açıkta bırakmak istemiyordu.

Mor Takım üssünde savaşan Mavi ve Turuncu Takım üyeleri... Nakada'ya güzel bir gösteri izletiyorlar olsa gerek... Ups...

[GM - Naruto]

Ryoken, Ryu'ya dikkatli olması hususundaki uyarısını yaparken ayaklarına chakra yüklüyor 10 metrelik sıçrayışı için. Butsuo chakra hareketini sezdiğinde Ryoken'in sıçrayacağını algılayabiliyor. Ryoken Butsuo'dan daha çevik olsa da, Butsuo'nun bu bilgisi ona anlık bir avantaj sağlıyor ve Ryoken'i omzundan yakalamak için atılıyor. Ryoken'in hamlesi bir Taijutsu hamlesi olmadığından Butsuo nasıl bir sıçrayış olacağı hakkında fikir sahibi değil, sadece ayağa chakra gönderildiğini biliyor. Bu bağlamda atılışı biraz körlemesine oluyor. Ryoken'i omuzlarından yakalayamıyor ancak sağ eliyle sol bacağını bileğinden tutuyor ve yere çekiyor. Ryoken, Butsuo'nun önünde yere sırtı denk gelecek şekilde düşüyor. Butsuo'dan ayağını kurtarmayı başarıyor ancak sırtını sert çarpması sebebiyle anlık olarak nefessiz kalıyor.

Bu esnada Butsuo sol tarafında Chisa'nın chakrasına odaklandığını ve özel yeteneğini aktif ettiğini fark ediyor. Bunun ardından gelecek olan Taijutsu saldırısı için Chisa'nın vücudunda dolaşmaya başlayan Shintai enerjisini algılıyor. Bu enerji ona saldırının bir Iaido saldırısı olacağını önceden söylüyor, ancak Butsuo'nun bu mesafeden yapacağı tek şey Chisa'dan uzağa bir adım almaktan başka bir şey değil.

Saldırı Butsuo'nun omzuna derinlemesine denk geliyor. Eğer Chisa'nın yeteneği olmasaydı omzundan kolunu direkt olarak kaybedeceğini hayal ediyor. Vücuduna gerçekten de kolunu kaybetmişçesine aşırı derin bir acı yayılıyor. Bu ciddi acı karşısında Butsuo bir adım daha arkaya almak zorunda kalıyor istemsizce. Tüm kasları anlık olarak zonkluyor, tek bir seferliğine.

Bu esnada, Chisa kılıcını kınına koyuyor muazzam bir hızla ve Butsuo'yu saldırı mesafesinden çıkartmamak adına ileriye adımlıyor bir metre kadar. Tekrar elini kılıcına attığı anda, ortamda büyük bir ışık patlaması gerçekleşiyor.

Ryu istediği gibi konumlanıyor. Eve göre sol tarafa bulunuyor. Ryoken onun önüne zıplayamadığı için ondan uzak. Ev ile arasında 5-6 metre var ve evin sol çaprazında bulunuyor. Olaylar onun sağ çaprazında ve 3-4 metre kadar ileride. Işıktan az etklienmiş durumda ve kendini hamle almaya hazırladığı için avantajı bulunuyor. Duvardaki Teki'nin elini ağzına götürmeye başladığını görüyor o esnada. Ayrıca tüm Teki'lerin de vücudundaki sıvıyı sertleştirdiğini fark ediyor. Çaprazda olduğundan görüşü mükemmel değil ancak evin içinde olan olaylara hakim.

Duvardaki Teki, ışık bombası patlatıldığında eliyle bir Kai mührü yapıyor önce ve Hiyaki'yi geri gönderiyor, ardından Hiyaki'yi tekrar çağırmak adına elini ağzına götürmeye başlıyor. Çevresindeki olaylara görüşü izin verdiği derecede hakim, isterse hamlesini iptal edebilir.

Bomba fırlatmayan diğer Teki ise duvarın önünde siper oluyor yarıktaki Teki'yi korumak adına ve Kitsune'yi çekiyor.

Chisa: Gözlerin kamaşmış durumda ve kim nerede bilemiyorsun şu an, ancak elin kılıcında ve harekete hazırsın.

Ryoken: Görüşün sıfır olduğu için önündeki hasmın ne gibi bir konumda veya hamle içerisinde bilemiyorsun. Yerde yatmaktasın ve nefesini yeni toparlamış durumdasın. Sırtın yere denk gelmiş durumda. Ayağını ise Butsuo'dan kurtardığını biliyorsun.

Butsuo: Görüşün sıfır, ancak hemen birazdan geçeceğini biliyorsun. Çevrendeki düşmanlarının konumlarını az çok hatırlasan da şu an ani bir chakra salınımı hissetmemektesin. Hissetsen bile gözlerin körken ne kadar yerlerini iyi tayin edeceksin şüphelisin; kabaca yönlerini bilebileceğini düşünüyorsun ancak spesifik lokasyonlarını bulabilecek kadar keskin olmadığını düşünüyorsun sensör yeteneklerinin.

Off Topic

• Butsuo sensör yetenekleri sayesinde Ryoken'in zıplayışının yönünü hissedebilecekmiş gibi yorumlamış ve ona göre bir tur yazmış. Bu doğru bir yaklaşım değil. İlk olarak Butsuo yapılan Taijutsu hamlelerini sensör yetenekleriyle algılayabiliyor, fakat Ryoken bir Taijutsu saldırısı veya hamlesi yapmıyor, o bağlamda sadece ayağına chakra aktardığını hissedebiliyor. İkinci olarak, yorumu doğru olsaydı bile bunu böyle ifade etmemeliydi zira kendisinin bilemeyeceği başka durumlar sebebiyle bu hissetme durumu gerçekleşmeyebilirdi. Bunun yerine daha çok "Şu yeteneğim sayesinde eğer böyle bir hamle yaparsa fark edebileceğimi düşünüyorum, öyle olursa böyle hareket edeceğim" tarzı bir anlatım tercih etmeliydi.

• Bununla beraber turlarınızı daha detaylı yazmanızı istiyoruz. Bir şey yaparken hangi uzvunuzu kullandığınızı, chakra aktarıp aktarmayacağınızı, bir mesafe kat ediyorsanız bunu koşarak mı zıplayarak mı yoksa sekerek mi yaptığınızı belirtmenizi bekliyoruz. Bunları açıklarken kaç adım atıyorsunuz veya kaç metre yer değiştiriyorsunuz, bunları da detaylandırmalısınız. Şu aşamada bunlar önemli detaylar. Bu detayları vermeden yazdığınız turlarda araları biz sizin yerinize dolduracağız, fakat bu tarz durumlar için mesuliyet kabul etmiyoruz, "benim karakterim solaktı neden sağ elini kullandı" gibi açıklamaları geçerli bulmuyoruz. Teşekkürler.

• Ayrıca birbirinizin gözünü oymaya karar vermişsiniz. Bu yüzden arena modu aktif edilmiştir.

• Ryu'nun hamle avantajı mevcuttur ancak spesifik bir tur sırası yoktur.

[Jin Ryoken]

Az daha geç hareket etseydim, ya da sadece konuşmak isteseydim şuan ne haldeydim düşünemiyorum. Bu yanımdaki safi kas yığınından kurtulmak iyi oldu. Yani şöyle demek daha doğru, sırtımı vurarak kurtuldum. Bu düşüşün ardından nefessiz kalsam bile bunun anlık olduğuna seviniyorum. Bu aygır beni tamamen nefessiz bırakabilirdi. Bu adamdan bir an önce kurtulmam lazım. En azından mesafeyi uygun bir şekilde açabilirsem her şey daha iyi olur. Hazır kör olmuşken, bunu avantajıma kullanmayı deneyebilirim. Biliyorum bende körüm, ancak rakibimde kör. Bu durumda yapılacak tek bir şey kalıyor. Dünyanın en iyi tekniği arasına girebilecek bir teknik, yuvarlanmak.

Evet yuvarlanacağım. Duruşum itibariyle yuvarlanmam kolay olacaktır. Ryu'ya yakın olmam şimdilik iyi olacaktır. Nereye atladığını hatırlıyorum ancak benim atlayışımın yarıda kesilmesi onun bildiğim konumunu değiştirdi. Bu yüzden soluma doğru hızla yuvarlanmaya başlayacağım. Körlüğüm geçene kadar yuvarlanabildiğim kadar yuvarlanmak en mantıklısı olacak. Umarım Chisa-chan onu benden uzak tutabilir. Gerçi, dönüp gene bana geleceğini düşünmüyorum. Ama ya gelirse? Gelirse onun fiziksel dövüşüne yetişemeyecek olsam dahi kolumu kullanmam gerekebilir. Belki bir defans olarak işe yarayabilir. Denemek lazım. Ancak şimdilik yapılabilecek en iyi şey soluma dönmek, ardından yuvarlanmak. Gözlerim yüzünden tam olarak bilemeyecek olsam dahi, tahmini olarak altı metre kadar yuvarlanmayı düşünüyorum. Umarım körlüğüm bu esnada geçer. Yoksa harbiden çok kötü olacak.

Off Topic

Ryu, elini ağzına götüren, görebildiği Teki'nin üzerinde Shibou no Jutsu kullanacak. Tekniği açık tutabildiği kadar açık tutmaya çalışacak. Ryu, bu süreç içerisinde hızlıca girebileceği gölgelere bakacak. Odaklanacağı üç gölge olacak, birincisi evin gölgesi. İkincisi siper alan Teki'nin gölgesi. Üçüncüsü ise elini ağzına götüren Teki'nin gölgesi. Üçüne de sığabileceğinden emin olduğu anda önce evle mesafesini kapatıp evin gölgesine sıçrayacak, ardından atlayabiliyorsa duvardaki Teki'nin gölgesine. Ancak bu şekilde atlayamayacaksa, önce siper alan Teki'nin gölgesine, ardından duvardaki Teki'nin gölgesine zıplayacak. Eğer, elini ağzına götüren Teki'nin gölgesine giremeyeceğini ön görürse, hızlı bir şekilde Raiton no Yoroi için mühür yapmaya başlayacak. Mühür bittiğinde, hızla duvardaki Teki'yi görebileceği bir şekilde tekrardan eski konumuna doğru hızlı bir şekilde adımlayacak ve sahip olduğu shurikenleri ardı ardına atmaya başlayacak.

[Kotegawa Chisa]

Butsuo-san'ın, Ryoken-san'a doğru hareketlendiğini gördüğüm anda doğru kararı verdiğimin farkına vardım. Olabildiğince hızlı bir şekilde kınında sakince duran katanamı çekerek boğazını hedefledim fakat tahmin ettiğim gibi kaçınmayı başardı. Yine de omzuna derin bir kesik atmayı başardım, eminim ki acıtmıştır. İkinci bir savuruşa hazırlandığım anda ise menzilimden çıktığını fark ederek saldırımı durdurdum. Olabildiğince hızlı bir şekilde katanamı tekrardan kınına soktuktan sonra ileriye doğru bir adım attım. Tam ikinci kez katanamı çekmeye hazırlandığım anda ise ortaya çıkan ışık patlamasından ötürü görüşümü kaybettim. Yine de önemli değil, rakibimin konumunu kabaca biliyorum. Elbette hareket edecektir fakat hızıma ayak uydurabileceğini düşünmüyorum. Öncelikle ileriye doğru yarım metrelik bir adım atacak ve katanamı tekrardan savuracağım. Bu kez hedefim Butsuo-san'ı göbek kısmından yatay bir şekilde ortadan ikiye kesmek. Ryoken-san'ın yerde olduğunu biliyorum, saldırım ona isabet etmeyecektir. İlk saldırımın ardından temas ettiğimi hissedersem katanamın yönünü değiştirerek çaprazlama bir şekilde beline, ordan da bacağına doğru katanamı ilerleteceğim. Üçüncü kesişimde ise bacak kısmından dümdüz yukarıya doğru çıkacak bir kesiş yapacağım, amacım tekrardan onu ortadan ikiye bölmek. Fakat oldu ki hissetmedim, işte o zaman geriye doğru birkaç adım atarak görüşümü tekrardan kazanmaya çalışacağım. Ryoken-san akıllı birisi, bir şekilde kaçmayı başaracaktır. Beni asıl endişelendiren şey Ryu-san'ın ne durumda olduğu. Görebiliyor mu? Görebiliyorsa karşısındaki düşmanı yenebilir mi? Bunu yaralanmadan başarabilir mi? Açıkçası bunları düşündükçe bir an önce ona yardıma gitmek istiyorum. Yine de Butsuo-san'ı benim haricimde kimsenin durduramayacağını biliyorum, onun kendine gelmesine izin verirsem arkadaşlarıma zarar verebileceğini de biliyorum. İşte bu yüzden onu bir an önce etkisiz hale getirmeli ve yardıma gitmeliyim. Hızlı olmalısın Chisa, çok hızlı. Bugüne kadar öğrendiğin şeyleri dostların zor durumdayken kullanmayacaksın da ne zaman kullanacaksın? Karşındaki kişi Ishigakure shinobisi olsa dahi, Onee-san olsa dahi tereddüt etme zira tereddüt etmenin sana sadece zarar verdiğini çok önceden öğrendin.

Açıkçası katanam, Butsuo-san'ın içerisinden geçtiği esnada kendimi berbat hissettim. Yine de dostlarıma zarar vermek isteyen birisine karşı katanamı çekmek zorunda olduğumu biliyorum. İşte bu yüzden ne kadar kötü hissettirirse ettirsin defalarca kez kesmeye devam edeceğim. Daha önceden de dediğim gibi; ortada çekilmesi gereken bir acı varsa çeken kişi ben olmalıyım, dostlarım değil.

[Kasumikage Teki]

Sadece bir saniyede tüm ortalığın kaosa bürünmüş olması karşısında şaşkınlığını gizleyememişti. Hoş, sınavın belki de ilk gününden beri tam da böyle bir anı bekliyordu Teki. Güçlerini test edebileceği değerli rakipler ve çetin bir karşılaşma.

Hiyaki'yi çağırmak zoruda olduğunu biliyordu. Altın Maymun'un gücüne hem Teki'nin hem de Butsuo'nun çok fazla ihtiyacı olacak gibi duruyordu. Bu yüzden hamlesine devam edecek ve kanattığı sağ elini duvara vurarak Hiyaki'yi çağıracaktı. Sol eli ise aynı anda Kitsune'ye uzanarak emektar katanayı savaşa sokacaktı.

Sağ ve sol Teki'lerin de daha aktif bir şekilde savaşa girme vakti gelmişti. Rakiplerinin kendisine çok çok sinir olacağını bilse de, bir ışık bombası daha kullanacaktı Teki. Bu sefer sağ Teki shinobi çantasından bir bomba çıkaracak ve bir süre daha Ryu'nun gölge jutsusunu kullanmasını engellemek için ona doğru fırlatacaktı bombasını. Eş zamanlı olarak da hem sağ hem sol Teki Kitsune'lerini çıkartacak ve Ryu ile yakın dövüşe gireceklerdi. Birisi Shigure'den güç alarak hızlıca Ryu'nun bacaklarına saplama hamleleri yapacak, diğeri ise ilk atağını yapmadan önce Ryu'dan gelen hamleyi bekleyerek kaçış yönüne doğru yatay ve hızlı bir şekilde katanasını savuracaktı.

Orta Teki ve çağırmayı başarabilir ise Hiyaki de bu esnada Butsuo'nun yere mıhladığı Ryoken'e doğru saldıracaklardı. Hiyaki alanda belirdiği gibi Mizuame Nabara kullanması için talimat verecekti Teki. Yere düşmüş olan Ryoken'in yerde sabit kalmasını sağlamak istiyorlardı. Şayet Ryoken'i yere sabitlemeyi başarırlar ise suratına sağlam bir tekme geçirmeye çalışacaktı Teki. Ryoken'in bilincini yitirmesi durumunda Mavi Takım dövüşte baya ivme kazanabilirdi. Hiyaki'nin hedeflemesine güveniyordu. Butsuo ve Chisa'nın jutsuya yakalanmayacağı bir şekilde sadece Ryoken odaklı olarak Mizuame Nabara kullanmasını diliyordu.

[Oita Butsuo]

Kılıç güçlü bir silah. Hele Chisa gibi birinin ellerinde olunca. Kayadan bir ejderi ikiye böldüğünü görecek kadar şanslı, o kılıcın kolumu kopardığını görecek kadar da şanssızım. Umarım Chisa da benim hakkımda böyle hissediyordur. Hissetmiyorsa da hissetmesini sağlamak benim görevim.

Işık bombası Teki'den gelmiş olmalı. Bu bombadan bir avantaj yaratacaktır. Ben de yaratacağım. Ryoken'in yetenekleri uzak mesafede canıma okuyabilecek yetenekler. Bu yüzden yanından ayrılmamaya dikkat ettim. Ama onu hafife aldığımı kabul etmem gerek. Refleksleri de oldukça hızlıymış. Kör bir şekilde tahmine dayanarak tepesine atlamaya çalışmak intihar etmek olur. Chisa kellemi almak için bekliyor, Ryoken'e saldırarak kendimi riske atmak yerine Chisa'ya odaklanmalıyım. Hali hazırda yere düşmüşken ve ışık bombası patlamışken onun yarattığı tehdit bir süreliğine de olsa hafifliyor.

Peki Chisa'ya nasıl saldıracağım. Bir, onun stilinin zayıflığını kullanarak. İki kendi stilimin felsefesinden etkilenerek. Dediğim gibi kılıç güçlü bir silah ve görüyorum ki doğru ellerde benim yumruklarımdan daha tehlikeli olabiliyor. Yine de kılıçların bir zayıf noktası var. İnsanları kesmek için belirli bir mesafenin korunması lazım. Çok uzaktaysan kılıç isabet etmez. Çok yakındaysan kılıcı savuracak alan bulamazsın. İşte Chisa ve kılıcının zayıflığı. Peki, Juudaichi'den aldığım ilham ne? Juudaichi de rakibin defansını parçalayarak yenmek esastır. Şu anki seviyemde genelde bu koşulu yumruklarımla gerçekleştiriyorum. Her yumrukta rakibi sendeleterek dengesini bozmak ve defansını kırmak ve hatta bazen direk düşmanı kırmak... Bu sefer rakibimi sendeletmek için daha yaratıcı bir yöntem kullanacağım. Bir Juudaichi hamlesi denemez, sadece bir yer değiştirme hareketi hatta basitçe.

Chisa'nın anımsadığım kadarıyla olduğu konuma en yakın omzumu dönerek, yerden oldukça dar bir açıyla beni ittirecek bir sütun çıkaracağım Doryuu Shiki ile. Eğer tekrar bana saldırmak isterse daha da güzel olur, yerini daha net bir şekilde bilebilirim ki saldıracağını düşünüyorum. Amacım yerden yükselmek değil, sütunun beni Chisa'ya doğru itmesi ve onun kılıcını efektif olarak kullanamayacağı kadar dibine girmek. Aldığım hızla Chisa'ya omuz atarak onun geri doğru sendelemesini sağlayacağım. Dengesini sağlamak için gerisin geriye attığı kontrolsüz minik adımlar. Onu geriye uçuracak kadar sert bir şey değil aradığım. Ayrıca onunla temas ettiğim anda dokunma duyumla yeri hakkında çok daha net bir bilgiye de sahip olmuş olacağım. Ona temas ettiğimi ve geriye doğru sendelettiğimi hissettiğim anda da sütundan destek alarak ileri doğru, yani Chisa'ya ve umarım galibiyete doğru, büyükçe bir adım alacağım. Bu adım onun üstüne doğru atılmış bir adım olacağı için dengesini bozma konusunda biraz daha yardımcı olacaktır bana. Aldığı temasla rakibinin yerini daha iyi bilen bir Butsuo'yu bekleyen şey dövüşün kontrolü. Geriye doğru adımlayan, dengesini kaybetmiş Chisa'yı bekleyen şey ise Butsuo'nun onu omuzlarından kavrayan güçlü, kendini beğenmişlik etmek istemem sadece gerçekçi olmaya çalışıyorum, kolları ve kafasında hissettiği yoğun acıyı takip eden karanlık. HEADBUTT!

En azından umutlarım bu yönde. Direk kafamı falan koparırsa Chisa kırk saat boşa tıraş kesmiş olacağım. Olsun, acıdan titreyip geri adım atmak yok! Paso ileri!

Edit: Biz Teki'yle kim nerede çözemedik de şu an turda o kısmı biraz detaylandırabilir misiniz?

[GM - Naruto]

Butsuo & Chisa: Chisa ileri adımlayıp tekrar Iaido için kılıcını kınından çekerken Butsuo bu hamleyi hissediyor, ve kabaca yerini tayin edebiliyor görüşü tam olarak yerine gelmemiş olsa bile. Doryuu Shiki için gerekli chakra yoğurmasını yaparken ayağını kaldırıyor. Bu esnada Chisa Butsuo'nun bir teknik hazırladığını fark ettiği için o da yerini aniden tayin etmiş oluyor görüşü yarı bozukken, kılıç kını terk ederken hamlesini buna göre düzeltiyor.

Kılıcın kını terk etmesi görülemeyecek kadar hızlı gerçekleşiyor dışarıdan izleyen birisi için. Kılıç, Chisa'nın planladığı gibi Butsuo'nun göbeğini yandan yere paralel bir şekilde kesiyor. Kesme işlemi bittiği anda yerden çıkan sütun, Butsuo'yu Chisa'nın üzerine doğru fırlatıyor. Butsuo ise kesme işlemi bittiğinde ölmeyi zihinsel olarak tadacak kıvamda bir acı ile irkiliyor. Tekrar kasları tek seferliğine kitleniyor. Bunun üstüne düşük performanslı durumunu da kattığında bilincini yitirmesine ramak kalıyor. Ancak üst düzey bir kondisyona sahip olduğu için bu hissi insanüstü bir irade ile baskılıyor ve bilincinin böğrüne yapışıp onun kayıp gitmesine engel oluyor. Derin bir nefes alıyor havada kontrolsüzce uçarken, ancak baygın değil. Formu iyi bir noktada olduğu için bu hissiyatın performansını düşürmeyeceğinin bilincinde ancak aldığı iki büyük hasar bunun sınırlarını zorluyor. Yeni bir hasar alırsa performansında düşmeler başlayacak.

Chisa ikinci hamlesine fırsat bulamadan Butsuo'yu üzerine uçarken buluyor. Butsuo kontrolsüz bir şekilde Chisa'ya çarpıyor arkasında bir sütun bırakarak. Chisa ile beraber evden uzağa doğru yuvarlanmaya başlıyorlar. İkisinin de görüşü düzelmeye başlarken yakın civarda tekrar bir ışık bombası patlıyor, görüşleri tekrar sıfırlanıyor kısa bir süreliğine.

Yuvarlanmaları hâlâ sürmekte. 3-4 metre kat etmiş durumdalar. Bir an sonra duracaklar, ancak hamle önceliği Chisa'da. Butsuo daha yeni bayılma hissini baskılamayı başardığından mütvellit yeni yeni odağını toplamakta fakat kontrolsüz veya bilinçsiz değil.

Ryoken: Yuvarlanmaya devam ediyorsun sola doğru. Çok kısa bir süre sonra, yani muhtemelen 3-4 metre yuvarlanmanın ardından evin duvarına çarpmış olarak kendini buluyorsun. Görüşün yeni yeni kendine gelmekte, etrafı seçebilir konumdasın.

Ryu & Teki: Sağdaki Teki, çantasından bir ışık bombası daha çıkarıyor ve evden 5-6 metre uzaklıktaki Ryu'nun önüne doğru fırlatıyor. Bu esnada, Ryu'nun çoktan ellerini önünde birleştirip bir teknik uyguladıklarını fark ediyor tüm Teki'ler. Bakışları duvardaki Teki'nin üzerinde. Işık bombası havada uçarken Ryu, chakra yoğurmasını bitirmiş oluyor. Işık bombası ayağının önüne düşerken, son anda hamle avantajı ve arada mesafe olması sebebiyle sayesinde ateşlemiş oluyor Shibou no Jutsu'yu.

Duvardaki Teki, kanattığı elini direkt olarak duvara mıhlıyor ve Hiyaki'yi çağırıyor. Hiyaki duvarın önünde, Teki'yi korumak için hazır bir pozisyonda gelmiş oluyor. Bu esnada, hâlâ duvardaki yarıkta oturmayı sürdüren Teki Hiyaki'ye bir şeyler söylemek için ağzını açıyor ve inmeye hazırlanıyor, ancak o anda anlık olarak donuyor ve kontrolsüzce Hiyaki'nin arkasına, yere düşüyor. Hiyaki, ona doğru dönüyor ve "Teki! İyi misin?!" diyor, fakat bakışları hâlâ evin dışına doğru odaklanmış bir biçimde. Diğer Teki'ler yere yığılan Teki'ye doğru sırtlarını vererek safları sıklaştırıyorlar. Ortadaki Teki ayağa kalkmaya başlıyor kendini toparlayıp.

Ryu, net bir şekilde kör oluyor. Bembeyaz görmekte. Bu bağlamda turunun geri kalanını icra edemiyor. Raiton no Yoroi için gerekli el mühürlerini planladığı gibi yapmaya başlıyor ancak bunu hemen bitirebilecek gibi görünmüyor.

---

Evin içerisinde, giriş kapısının karşısındaki duvarda, kapı ile aynı hizada, sırtı duvara denk gelecek şekilde yerde bir Teki yatmakta. Onun hemen önünde Hiyaki mevcut, evden dışarıya doğru bakmakta ve ellerinde sudan oluşmuş birer kunai mevcut. Sağında ve solunda birer Teki daha bulunuyor ve ellerinde birer katana tutmaktalar. Bu üç şahıs da ayağa kalkmaya çalışan Teki'yi korumaya çalışıyor gibi görünüyorlar. Defansif bir postürleri mevcut.

Evin kapısının 5-6 metre kadar ilerisinde, yerde Chisa ve Butsuo yuvarlanmaktalar. Evden uzaklaşır bir yönde yuvarlanıyorlar ancak bir an sonra duracaklar gibi görünüyor. Kim üstte kim altta belli değil.

Eve göre solda bulunuyor Ryu. Evden uzaklığı 5-6 metre. Hemen 1-2 metre yanında yerde yuvarlanmakta olan Chisa ve Butsuo mevcut.

Ryoken, sol omzu evin ön duvarına değecek şekilde yerde yatıyor. Görüşü yarı yarıya kendine gelmiş durumda. Belden aşağısı evin içinden görülebiliyor, fakat o evin içini göremiyor. Bunun için ayağa kalkıp ön duvardaki bir pencereden bakmak zorunda. Evin içinde olan bitenden bir haber, Hiyaki'nin lafları dışında.

Ev 5 metreye 5 metrelik bir kutu.

Gölgeler evin sağ çaprazına doğru düşmekteler. Evin içerisi ve arkası gölge. Şahısların gölgesi de aynı şekilde evin sağ çaprazına yönelmiş durumda. Civarda ev ve şahıslar dışında gölge düşüren bir şey yok. Evden bir 10 metre kadar sağda ve solda diğer evler ve bu evlerin gölgeleri mevcut. Vakit öğleni geçtiğinden uzama eğilimindeler fakat nispeten darlar günün bu vaktinde. Yine de Ryu'nun sığamayacağı boyutta değiller.