[7. Gün - Gündüz Safhası | Jin Ryoken - Jirou Ryu] Teçhizat Tentesi

[GM - Naruto]

Ryu gölgelerin içine girmek için hareket ederken, Butsuo konuşuyor: "Beraber çalışacağız yani, doğru anladım değil mi?" İkiniz de bir anlık durup Butsuo'ya bakıyorsunuz.

[Jin Ryoken]

Butsuo-san, şüphelenmiş olmalıydı Ryu-san'ın hareketine. Hızlıca toparladım durumu. "Birlikte çalışacağız. Madem bir takımız ve etrafı kontrol edebilecek gücümüz var, bunu neden kullanmayalım? Üstelik gölgelerin içinde. Bunu yanlış anladıysan diye açıkladım. Eğer bir sorun yoksa Butsuo-san, çıkacağım ve düzeneği çözmeye çalışacağım. Tamam mısın? Ryu-san, birini görürsen Butsuo-san'ın yanına git. Gerekirse onun gölgesine girmen üçümüzü mükemmel bir savaş takımı yapacaktır. Ancak dediğim gibi, gerekirse. " Dedim ve Butsuo-san'dan onay bekledim. Onaylarsa düzeneği kontrol etmeye çıkacağım.

Off Topic

Ryu, durumu onayladıktam sonra eylemine başlayacak.

[GM - Naruto]

Ryoken: Butsuo, sözlerine karşılık konuşmaya başlıyor. "Hey bekleyin biraz, daha size söylemem gereken şeyler var." diyor, ardından hızlıca "Teki ve Teijo da burada. Yani beş kişilik bir savaş takımıyız. Ben onlardan erken geldiğim için şu an neredeler bilmiyorum ama tahminen bizim üs tarafındaki ağaçların arasında bir yerde saklanıyorlar. Ortadaki mekanizmayı da iyice bir inceledim kimse yokken. Kalın bir metal top onun üstünde de geriye sayan bir sayaç var. Çözülecek bir bulmaca olduğunu sanmıyorum. Büyük ihtimalle parşömen o topun içinde." diyerek bir nefes alıyor.

"Kolunu ilk defa ayık kafayla görüyorum, epey ilginç bir şeye benziyor. Parmakların geri geldiğine göre sadece görüntüden ibaret de değil. Senin adına çok sevindim. Dürüst olmak gerekirse yine de parmaklarının geri çıkması dünün intikamını almak istersen diye beni epey korkuttu. Şaka yapıyorum, ama bir yandan da gerçek. Ehehehe..." Dedikten sonra tekrar duraksıyor Butsuo. "Yine de artık beraber çalışmak için anlaştık, size güveniyorum." Son olarak "Şu anlık beklemek daha faydalı olur bence. Hem eğer birisi ormandaki potansiyel düşmanlara yem olacaksa ben daha iyi bir seçenek olabilirim. Epey dayanıklı sayılırım. Böylece sen de güvenli bir mesafeden sihrini sergileyebilirsin." diyor ve cevabını beklemeye başlıyor. Sen ise ortamdan ayrılma hamleni erteliyorsun bu bağlamda, en azından cevap verene kadar.

Ryu: Konuşulanları duyabiliyorsun. Birbirine değen ağaç gölgeleri arasında hareket kabiliyetin yettiği şekilde ilerliyor ve çevreyi kolaçan ediyorsun. Çok fazla civardan ayrılmış değilsin, ayrıca ağaçlık alanın sınırındasınız. Bu bağlamda 10-15 metre çapındaki yarım dairelik bir alanı taramış durumdasın. Başka birilerinin en azından burada olmadığından eminsin. Daha uzakta varlar mı, yoklar mı, bilemiyorsun.

[Jin Ryoken]

Teki-san ve Teijo-san'ın burda olup, Chisa-chan'ın bizimle olmaması açıkçası beni biraz hayal kırıklığına uğrattı. Eğer buraya kimse gelmezse, parşömeni ellerimizle onlara vermiş olacağız. Üçe karşı iki bir dövüşte neler başarabileceğimizi bilmiyorum ve sadece risk almış olacağız. Bu yüzden, onlara yardım edersek belki gece çıktığımızda birinden parşömen almamıza yardım edebilirler. Bu durum ilginç bir yere gidecek gibi duruyor.

Butsuo-san'ın kolum hakkındaki düşüncelerini dinlerken gülümsedim. "Şuanda intikamdan çok, çalıdan bir anda üzerime uçmadığına seviniyorum Butsuo-san. Elimin yarısını geri kazanmak iyi oldu." diye ekledim cümlesini kurmadan önce. Butsuo-san beklemenin iyi olacağını söylediğinde, düşündüm. Bu topun zincirini erittikten sonra başka bir yerde sayaçla uğraşabilirdik. Sayacın ne işe yaradığını bile bilmiyorduk üstelik. Belki de, parşömeni bir anda yok edecek, belki de çok farklı bir şeye sebep olacak.

"Düşündüğüm birkaç ihtimal var Butsuo-san. Benim kolum, gördüğün gibi normal bir kol değil. O topu tutan zinciri kırabilirim. Topu buralarda saklanarak açmayı deneyebiliriz. Sayacın ne işe yaradığını bilmiyor olmamız zaman öldürmekle aynı şeye çıkıyor. Ancak beklemekte mantıklı bir seçenek. Birinin gelip gelmeyeceğini bilmiyoruz. Düşüncelerim doğrultusunda, buraya Mor Takımdan bir kişi gelebilir veya kimse gelmeyebilir. Yeşil Takımı ise sınav başından beri görmediğim için, hiçbir fikrim yok. Yani onların buraya gelme ihtimali var. Sayı olarak her türlü üstün gelebileceğimiz bir durumda olacağız diye düşünüyorum. Sayaç en son baktığında ne gösteriyordu? Hareketlerimizi sayaca göre yönlendirmemiz gerek. Geç kalmamak en iyisi, üstelik sayaç sıfıra vurduğunda ne yapacağını bilmiyorken."

Dedim düşünceli bir şekilde. Butsuo-san'ın istediği gibi bir süre daha bekleyeceğim.

Off Topic

Ryu, gölgelerden geri gelecek ve "Buraya bakındım. Kimsenin olmadığından eminim, ancak daha uzakta varlar mı bilmiyorum. Ancak şimdilik güvendeyiz." diye ekleyecek Butsuo ve Ryoken'in duyabileceği şekilde.

[GM - Naruto]

Ryu'nun sarfettiği cümlelerden sonra konuşmanız sonlanmış oluyor. Ancak ekstra bir şey yapmanıza fırsat kalmadan üçünüzün birden dikkatini çeken bir şey oluyor. Sizin uzağınızdaki bir noktadan, ağaçların arasından bir shinobi beliriyor ve boş alanda ilerlemeye başlıyor. Elleri ceplerinde, yürüyüşü oldukça sakin. Yüzünde meraklı bir ifade var ve bakışlarını alanın ortasındaki garip düzeneğe dikmiş durumda. Sırtında, uzunca bir silaha benzeyen garip bir aygıt görüyorsunuz shinobinin.

Shinobi, alanda kimsenin olmayışının da etkisiyle aheste aheste yürüyerek piramit benzeri düzeneğe ulaşıyor. Ara ara kafasını sağa sola çevirdiğini ve birilerinin gelip gelmediğini kontrol ettiğini görebiliyorsunuz. Sizi farketmiş gibi görünmüyor. Piramidin çevresinde bir tur atıyor, ardından kürenin üzerindeki kırmızımsı parlayan yazının önünde dikelerek oraya bakmaya başlıyor.

---

---

Üçünüz birden ortama yeni giren shinobiye kilitleniyorsunuz birkaç saniye boyunca. Hemen sonra Butsuo hızlı hızlı fısıldayarak konuşmaya başlıyor: "Top çok ağır, zinciri koparsan bile fayda etmez. Ben geldiğimde yaklaşık iki saat vardı, tekrar ağaçlıklara döndüğümde de bir buçuk saat. Siz gelene kadar kafamdan takip edebildiğim kadarıyla bir kırk dakika daha geçti, ama sonra odağımı kaybettim. Ne kadar kaldı ben de bilmiyorum." Bir anlığına duraksayıp nefes alıyor, hemen ardından ise sürdürüyor konuşmasını: "Mor Takım'dan Ryobe sanırım bu. Elindeki sopadan elektrik atıyormuş bildiğime göre ama hiç kendim görmedim. Bu şekilde ortaya çıktığına göre diğer Mor Takım üyeleri de burada olabilir. Bence Ryu benim gölgeme saklansın ve ben ortaya çıkayım ya da beklemeye devam edelim. Ortaya çıkabilecek diğer takımları yemlemek önceliğimiz olsun derim. Herkes savaşsın en son ortaya çıkalım diyebilirler. Gizli kalıp en son ortaya çıktıklarına onları inandırabilirsek epey avantajlı bir konumda başlarız dövüşe." Bu esnada her ikinizin de gözlerine bakıyor değişimli olarak Butsuo. Söylediği her şeyi iyi dinleyip anladığınızdan emin olmak istiyor gibi.

Ancak bir an sonra, aklına bir şey gelmiş gibi göz bebekleri hafifçe büyüyor ve öncekinin aksine bağırmaya başlıyor: "BİZ BOLAYI ALDIĞIMIZ GÜN MOR TAKIM IŞINLANMALARINI SAĞLAYAN BİR EKİPMAN ALMIŞTI ALANDAN! PARŞÖMENE DEĞDİĞİ AN IŞINLANABİLİR. RYU GÖLGEME GİR DE ŞU İBNEYİ DÖVELİM!"

Butsuo, Ryu'nun gölgesine girmesini bekliyor gibi. Harekete hazır. Ryu, gölgeye girdiği gibi fırlayacak gibi görünmekte.

[Jin Ryoken]

Ryu-san kimsenin olmadığını söyledikten sonra, iyi ki beklemeye devam etmişiz. Bir anda, Mor Takım'daki o çocuk belirdi. İşler pek beklediğim gibi gitmedi yani. Benim tahminimde o kızın bu çocukla beraber Butsuo-san'ların üssüne gitmesi gerekiyordu. Demek ki parşömen diyerek kandırmışlar. Bu şekilde, belki almayacağımızı düşünmüş dahi olabilir. Eleman, ara ara etrafa bakarak birilerinin gelip gelmediğini görmeye çalışıyordu, bizi görmemesi büyük bir avantaj bizim için. Shinobiyi izlemeye devam ederken, Butsuo-san'ın sözleri kulaklarımda yankılanmaya başladı.

Sayacın ne kadar kaldığını bilmese de, söylediği sayıları hesap edip en uzak olanı düşünürsek, bir saatlik süre kalmış olmalı. Yani bir saat içerisinde bu çocuğu alt etmemiz gerekiyor. Mor Takım buradaysa, bu çocuk ve diğeri hariç işe yaramaz olacağım. O kıza karşı kullanabileceğim pek bir şey yok, bu sebeple Butsuo-san ve Ryu-san'a güvenmekten başka çarem yok. En azından, onların yoluna çıkmaması için bu çocuğu elimden geldiğinde durdurabilmem gerek. Elindeki sopanın elektrik atacağına dair cevap verecek olsam da, Butsuo-san'ın bağırmasıyla buna cevap veremedim. Bağırdığı ilk kelimeden itibaren, hızlı bir şekilde Shibou no Jutsu mührünü hazırladım. Bu çocuğu uzaklaştırmak istiyorum bir an önce. Bunun için, önden göstereceğim bir görüntü onu geriye doğru afallatacaktır. Yani sonuçta, görmediğin birisi aniden önüne çıkarsa, geriye doğru gidersin değil mi? Bir anda üstüne fırlamazsın. Üstelik ölüyorsan, iş daha da değişir.

Bu yüzden, göstereceğim ilk görüntü o baktığı topun içinden çıkıp bir anda elimi bir katana gibi boğazına sokmak olacak. İkinci görüntüde ise, önündeyken yüzüne sağlam bir kafa atıp, beynini dağıtmışken göstereceğim. Üçüncü görüntüde, kunaiyi göğüs kafesine sokup aşağı kadar yaracağım. Dördüncü görüntüde ise ensesinden bir katana sokup, boğazından çıkaracağım.

Shibou no Jutsu attığım andan itibaren Jubaku Satsu için mühürlere başlayacağım. Butsuo-san ve Ryu-san ulaşamadan topa dokunmayı deneyebilir. Bu yüzden ellerini kullanmamasını sağlamam gerek.

Off Topic

Ryu, hızlıca koşturacak ve Butsuo'nun gölgesine girecek.

[GM - Naruto]

Butsuo, Ryu gölgesiyle bir olduğu anda hızla açıklık alana doğru fırlayıp Ryobe'ye doğru koşmaya başlıyor. Bir yandan hızla koşarken, diğer yandan ise bağırmakta: "Kunaiye falan gerek yok Ryobe-san, ben tek yumrukta seni üssünüze ışınlayabilirim!" Ryobe, hızla geriye doğru sıçrıyor ve sırtındaki silaha uzanıyor Butsuo'nun aniden ortaya çıkışıyla birlikte. İkili arasında 15 metre kadar bir mesafe var. Ryobe, yere indiği gibi sırtındaki silahı çekmiş ve kendisine doğru koşuyor olan Butsuo'ya doğrultmuş durumda. Yüzünde hafif bir sırıtış beliriyor siyahi shinobinin: "Sen kimdin yakışıklı?"

Ryoken, chakrasına odaklanmaya başlıyor Shibou no Jutsu'yu uygulamak adına. Ancak halihazırda alanın dış kısmındaki ağaçlıkların içinde, hedefi ise alanın merkezinden biraz daha uzakta ve aralarındaki mesafe 45 metre civarında. Ryobe'yi görebiliyor, ancak bu mesafe tekniğini uygulaması için yeterince yakın değil. Ryoken, tekniği uygulayabilmek adına Ryobe'nin alanın ortasında sabit kaldığı varsayılırsa en azından alanın açıklığına girmek zorunda olduğunu biliyor.

Ryu olan biteni görebiliyor. Butsuo'nun gölgesinde.

[Jin Ryoken]

Bu şekilde koşturman pek hoş olmadı sanki ha Butsuo-san? Keşke vaktimiz varken gerçekten onun elektrik attığından bahsetseydim. Neyse, yapacak bir şey yok artık olan oldu. Benimde aramızdaki mesafeyi kapatmam gerektiğini anladım. Bu uzun mesafeyi ve Butsuo-san'ın oyalamasını avantajımıza çevirebilirim aslında. Tabi, ortamda bir tek bu çocuk varsa işe yarayacak bu taktik. Başka türlü işleri zorlaştırma ihtimali var. Neyse, deneyelim bakalım. Yapacak bir şey yok.

Kokuangyou no Jutsu'nun el mühürlerinin uzun olduğunu bildiğim el mührü yapmaya başlayacağım. Ardından, mührün ortalarına doğru ileri doğru koşturmaya başlayacağım. Evet, açıklığa dalacağım. Biliyorum bu biraz kötü bir plan, ancak bu çocuğu tamamen etkisiz hale getirme şansı yüksek. Mühür bittiğinde, tekniğimi ateşlemeden önce çocuğa sesleneceğim. "Selam çocuk! Ne haber?" Bana baktığı anda tekniğimi ateşleyerek onu etkim altına alacağım. Ardından tek başımaysam rahat rahat şu küreyle ilgilenebilirim. Butsuo-san ve Ryu-san'da rahatça dövüşecektir.

Off Topic

Ryu, henüz kendini belli etmemek için gölgeden izlemeye devam edecek.

[GM - Naruto]

Ryoken buradan devam : viewtopic.php?f=110&p=8870#p8870

Ryu şimdilik buradan devam.

[Jin Ryoken]

Ryu, şimdilik beklemeye devam edecek.