[7. Gün - Gündüz Safhası | Kurosawa Haru - Okawa Ringo] Teçhizat Tentesi

[GM - Naruto]

Bu turda olan olayları görebiliyorsunuz: viewtopic.php?f=110&p=8909#p8909

Butsuo ve Ryoken, kendi sağ taraflarına doğru ilk hareket ettiklerinde size yaklaşmış oluyorlar. Ryoken, son halde sizin bakış açınıza göre alanın sol yakın çaprazındaki bir ağacın dibinde yüzükoyun yatmakta. Ortaya yeni çıkan Ryu, Ryoken ve Butsuo'nun hareket etmeden önceki pozisyonlarına göre size daha yakın, ancak biraz daha sağda.

Butsuo, filin sırtında. Ryobe'yle karşı karşıya.

[Kurosawa Haru]

Haru yaşananları keyifle izlemeye devam ediyordu. Bir süre daha izlemeye devam edeceğini düşünüyordu.

[Okawa Ringo]

Ringo'nun keyfi daha da yerine geldi. Ryoken ve Butsuo'nun dayak yiyeceğini düşünüyordu lakin, Ryu-san'ın sahneye çıkışıyla birlikte biraz daha çekişme eklenmişti bu karşılaşmaya. Sonuç nereye varırsa varsın sahneye çıkacakları zamanı kollamalıydı.

Haru'nun harekete geçeceği ana kadar beklemeye ve bu karşılaşmayı izlemeye devam edecekti.

[GM - Naruto]

Bu turda olan olayları görebiliyorsunuz: viewtopic.php?f=110&t=762&p=8931#p8931

Ryoken hala aynı yerde, Ryu fille aranıza girmiş durumda. Ryobe ve Butsuo hala filin üzerindeler. Filin ayaklarıyla zemini eşelediğini görebiliyorsunuz. Bir yandan da şiddetle kafasını sallamakta, sis dağılmak üzere.

[Okawa Ringo]

Karşılaşma her geçen dakika daha da garipleşirken, vücudundaki her bir kasın gerildiğine şahitlik etti. İşin garip kısmı, kendi yoldaşlarının bir yabancıya karşı mücadele ederken onlara hiç yardımcı olmaması idi. Bu garip oyunda bir diğer müttefiği ise Kusa'lı ve öfke problemleri olan iri yarı bir kızdı. Barış çağı, diğer ülkelerin ve komşu köylerin shinobileri ile müttefik olmayı, hatta yeri gelince kendi köydaşlarını karşına almayı gerektiriyordu demek. Böyle düşündü Ringo. Fazla ciddiye aldığı zamanlar oldu, hırsına yenik düştüğü zamanlar oldu. Pişmanlık duyacaksa bile şimdi duyamayacak kadar uzaktı bu pamuksu düşüncelere. Aldığı, almış olduğunu düşündüğü canın ağırlığının onu düşürmesine izin verirse, Usagi ve Haru'yu kendisiyle birlikte en dibe çekerdi.

Kararı değişmedi. Ağlak bir velet olmaktan çok uzaktaydı artık. Karşısına kim çıkarsa çıksın, ezip geçecekti.

Bir kartalın kanatlarına, kudretli bir tanrının gözlerine, işinin ehli bir zanaatkarın ellerine sahipti. Korkamazdı, geriye dönüp ağlayamazdı. Onu izleyenlere geri adım atmayacağını gösterecekti. Haru harekete geçtiği an gözlerini ondan ayırmayacak ve onun terkettiği konuma usul ve dikkatlice ilerleyerek yerini alacaktı. İşareti önceden belirlemişlerdi. Zaman gelene kadar plana uyacak, ardından hazırlıklarını yapmaya başlayacaktı.

[Kurosawa Haru]

Dün yazamadım şehir değiştirdiğim için, 15 ağustos 12-13 civarı yazacağım

[Kurosawa Haru]

"Bu Ishi'lilerde bir gram onur yok mu? Ne zaman görsem bir kişiye karşı üç kişi dövüşüyorlar." diye fısıldadı kendi kendine Haru. Kaşları çatıldı, yaşananlar ona ilk günün bir tekrarı gibi geliyordu. İstemsizce ilk güne döndü ve üç kişi tarafından sıkıştırıldığı o andan nasıl kaçtığını hatırlamaya çalıştı. Neredeyse kaçamıyordu da. Ryobe'yi bu 3 hıyarın arasında meze etmek istemiyordu. Biri onu ilk gün kurtarsaydı, çok farklı olabilirdi tüm sınav. Şimdi ise o birini kurtaracaktı. Zira kurtarmazsa bu kikirdek sırtlanların ona ne yapacağını tahmin bile etmek istemiyordu. Veya kaçamasaydı, ilk gün kendisine ne yapacaklarını düşünmek istemiyordu.

Filin vurup feriştahını kaydırdığı çocuğu görmüştü. Bu o sanrılar kullanan çocuktu. İlk günden hatırlıyordu onu, tıpkı Rena gibiydi o da. İlk onu halledecekti. Haru, Ryoken'in el mühürleri yapıp havaya zıpladığını görmüştü. Önce sağ kolunu sıvayıp, bulunduğu ağaçtan inecekti, sessizce Ryoken'e doğru koşmaya başlayacaktı. Ona arkasından yaklaşıyordu, bu yüzden daha hiç görünmeden, konuşmasına izin vermeden saldırıp onun işini bir anda bitirmek istiyordu. Ryoken'in havadaki süresi bitip yere dokunduğu anda kendini, süper hızlı bir Doryuu Shiki sütunu ile ileri ittirecek ve sabah yarattığı taş mızrağının arkasını Ryoken'in kafasına dümdüz çarptıracak, onu bir anda nakavt edecekti. Haru'ya ilk gün yaptığı saygısızlığın bedelini devasa bir şişlik ve muhtemel bir baygınlık olarak ödetmek istiyordu.

[GM - Naruto]

Haru buradan devam : viewtopic.php?f=110&t=762&p=8947#p8947

Ringo, olan olayları bulunduğu konumdan görebiliyor. Son durumda görüş açısında Ryoken'le arasında Haru bulunmakta. Filin arkası Ringo'ya doğru dönük.

[Okawa Ringo]

Butsuo ve filli çocuğun dövüşüne kitlemişti kendini lakin çocuk çetin cevizdi. Dövüşün nereye varacağını kestiremese bile şu an için bilinçleri ortak gibiydi Haru ile. Hareketlendiğini seziyordu. Haru'nun sütununu çıkarıp ileri atılmasıyla hedefinin Ryoken-san olduğunu farkedebilmişti Ringo. Arkası dönüktü ve gafil avlanacaktı. Diğer arkadaşlarıyla olan mesafesi ve onların meşguliyeti düşünüldüğünde Haru'nun zaferi çok olası gözüküyordu. Fakat Ryoken zehir gibi bir kafaya sahip, neler yapacağını görmek istiyordu.

Adamın kafasını övdü, Haru gidip herifin kafasını kırdı. Sert bir darbe yemişti kafasının arkasından. Dişlerini istemsizce sıktı Ringo. Bir Kusa'lı yoldaşına sinsice saldırdı ve Ringo bunu izledi. Ryoken onun arkadaşıydı. Sınav, ondan çok fazla şeyi feda etmesini istiyordu artık. Haru'nun durmayacağı belliydi. İşarete kadar sabredebilirdi zaten. Haru işareti verene kadar bekleyecekti. Fakat bu zor bir bekleyişti. Haru'nun öfkesini dizginleyemeyip Ryoken'e ciddi bir hasar vereceğini anlarsa müdahale eder ve Ryoken'i buradan uzaklaştırırdı. Ancak şimdilik plana uymak adına beklemeye devam etti.

[GM - Naruto]

Ringo bu turda olan olayları görebiliyor: viewtopic.php?f=110&t=762&p=8947#p8947

Ringo, yaşanan olayları saklandığı lokasyondan rahatlıkla görebiliyor. Son konumda alanın kendisine en yakın kişisi Haru. Onun iki metre kadar önünde file doğru dört ayak üzerinde koşmakta olan Ryoken var. Butsuo, Ringo'ya göre alanın sol uzak çaprazında. Teijo ise sağ ön kısımdan Haru'ya doğru koşmakta.