[7. Gün - Gündüz Safhası] Teçhizat Tentesi
- Jin Ryoken
- Ishigakure
- Posts: 442
- Joined: August 31st, 2018, 5:11 am
Re: [7. Gün - Gündüz Safhası] Teçhizat Tentesi
Ringo'nun tehditleri beni gafil avlamıştı. Ancak buradan bu şekilde çıkmayı düşünmüyorum. Bir şeyler olacaksa, karşılıklı olması en iyisi olacak. Ringo-san, ya kendini oldukça güçlendirmiş olmalıydı ya da elinde başka bir koz olmalıydı. Ama böyle emin konuştuğuna göre, eminim bir şeyler vardı ve doğruyu söylüyordu. Benim gözümü bu şekilde korkutmayacağını biliyorum. Tehditkar duran iki Ringo-san'a bakarken, samimi bir şekilde kahkaha attım. Bu sefer, şöyle yapacağız. Ben zaten gafil avlanmış durumdayım. Yakın dövüşte iyi bir shinobi değilim, Ringo-san'a kafa tutabileceğimi sanmıyorum. Üstelik kafa tutmak istesem bile, sadece yumruk atmaya çalışacağım. Yani, ben gerçekten bitmiş durumdayım.
"Pekala Ringo-san, şöyle yapalım. Sana bir anlaşma sunacağım. Ayağa kalkıyorum, merak etme saldırmayacağım. Sözüme güven."
Dedikten sonra artık ayağa kalkacağım. İki elimi havaya kaldıracağım teslim olmuş şekilde. Şuanda herhangi bir jutsu kullanmaya gerek yok, ancak iki Ringo-san'ın da elimi görebileceği şekilde onlara döneceğim. Gülümsedikten sonra, ikiliye bakarak konuşacağım. Önce birine, ardından birine bakarak konuşmamı sürdüreceğim.
"Buradan gideceğim, ancak Ryobe-san benimle gelecek. Buradan güvenle çıkabilmek için şartım bu. Sonrasında belki geri yollarım, belki yollamam. Beni avlamış durumdasın, tek geriye kalan sınava devam etmememi sağlamak. Kısacası, Ryu-san Ryobe-san'la birlikte gelecek ve bende güvenle çıkacağım. Bire bir, Butsuo-san'lar ittifak kaybedecek, aynı şekilde sizde. Büyük ihtimal geri dönmem. Ryu-san! Bana bir adet kunai bile isabet ederse Ryobe-san'ın kellesini vücudundan ayır."
Diyerek cümleme devam ettim. Eğer gitmeme izin verirse Ryobe-san'ı alarak gitmeyi düşünüyorum. Ryobe-san'ı saf dışı bırakmak bile bizim için şimdilik iyi. Başka planlarım var, bu gerçekten işimize yarayacaktır.
Ryu, Ryoken'in cümlesiyle birlikte tamamen tetike bir şekilde bekleyecek. Eğer Ringo gitmelerine izin verirse, Ryobe'yi yerden kaldıracak, önünde tutup arkasından boğazına kılıcı dayayarak Ryoken ile ilerlemeye başlayacak ormanlık alanlara doğru.
"Pekala Ringo-san, şöyle yapalım. Sana bir anlaşma sunacağım. Ayağa kalkıyorum, merak etme saldırmayacağım. Sözüme güven."
Dedikten sonra artık ayağa kalkacağım. İki elimi havaya kaldıracağım teslim olmuş şekilde. Şuanda herhangi bir jutsu kullanmaya gerek yok, ancak iki Ringo-san'ın da elimi görebileceği şekilde onlara döneceğim. Gülümsedikten sonra, ikiliye bakarak konuşacağım. Önce birine, ardından birine bakarak konuşmamı sürdüreceğim.
"Buradan gideceğim, ancak Ryobe-san benimle gelecek. Buradan güvenle çıkabilmek için şartım bu. Sonrasında belki geri yollarım, belki yollamam. Beni avlamış durumdasın, tek geriye kalan sınava devam etmememi sağlamak. Kısacası, Ryu-san Ryobe-san'la birlikte gelecek ve bende güvenle çıkacağım. Bire bir, Butsuo-san'lar ittifak kaybedecek, aynı şekilde sizde. Büyük ihtimal geri dönmem. Ryu-san! Bana bir adet kunai bile isabet ederse Ryobe-san'ın kellesini vücudundan ayır."
Diyerek cümleme devam ettim. Eğer gitmeme izin verirse Ryobe-san'ı alarak gitmeyi düşünüyorum. Ryobe-san'ı saf dışı bırakmak bile bizim için şimdilik iyi. Başka planlarım var, bu gerçekten işimize yarayacaktır.
Ryu, Ryoken'in cümlesiyle birlikte tamamen tetike bir şekilde bekleyecek. Eğer Ringo gitmelerine izin verirse, Ryobe'yi yerden kaldıracak, önünde tutup arkasından boğazına kılıcı dayayarak Ryoken ile ilerlemeye başlayacak ormanlık alanlara doğru.

► Show Spoiler
- GM - Naruto
- Game Master
- Posts: 2906
- Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [7. Gün - Gündüz Safhası] Teçhizat Tentesi
Butsuo & Haru: Butsuo, sol yumruğunu savururken sağ eliyle de Haru'nun sol kolunu yakalamak üzere koordine bir şekilde hareket etmeye başlıyor. Tam bu esnada, Haru ise elindeki mızrağı Butsuo'nun karnına doğru savurmaya başlıyor ve dizlerini kırıyor hafifçe geriye doğru. Haru'nun vücudu geriye doğru yatmaya başlarken Butsuo planının işlemeyeceğini anlıyor. Ancak çoktan ileri atılmış durumda. Sol kolu yakalamak için ileri doğru atılan sağ eli boşa çıkıyor ve istemsizce ileri doğru bir adım atıyor Butsuo dengesini korumak için. Haru ise bu anlarda üst vücudunu neredeyse yere paralel hale getirmiş durumda. İleri doğru savurduğu mızrağın sert bir şeye çarptığını ve minimal de olsa penetre ettiğini hissedebiliyor Haru. Butsuo, karnında keskin bir acı hissediyor ve istemsizce gözünü aşağı doğru çeviriyor. Karın kısmına 2-3 santim kadar saplanmış olan mızrağı görüyor. Domu sayesinde daha ileri gitmemiş olduğunun bilincinde bir şekilde minimal de olsa rahatlıyor. Yarası basit bir yara değil, ancak ölümcül olmadığı da aşikar zırhı sayesinde. Mızrak, tam bu anda hızla ortadan kayboluyor. Haru, planladığı gibi dizinden üst kısmı yere tamamen paralel olduğunda her iki ayağını birden hızla yukarı doğru savuruyor. Butsuo, ikinci şoku bu esnada yiyor. Testislerine kuvvetle çarpan ikili tekme, Domu'ya rağmen adeta beynini zonklatıyor. Haru sırt üstü yere düşüyor bu tekme sayesinde, ancak Butsuo'ya sağlam bir darbe çıkardığının farkında. Ve yerde olmasına rağmen avantajın bir anlığına bile olsa kendisinde olduğunu biliyor.
Teijo: Bir fil tarafından ezilmek üzereyken el mühürlerine başlamanın pek de iyi bir fikir olmadığını el mühürlerine başladıktan sonra farkediyorsun. Daha yeni yeni başlamışken filin devasa iki bacağı birden sağına ve soluna korkunç bir gümbürtüyle iniyor. Kulakların öylesine gürültülü bir sesle doluyor ki bir anlığına çınlıyorlar. Ayaklarının altı deprem olmuşçasına zangır zangır titriyor ve dengeni tamamen yitiriyorsun. El mühürlerini de yarım bırakmak durumunda kalıyorsun. Ezilmediğine şükredecek haldesin, ki fena olmayan zekan sayesinde filin seni 'kasten' ezmediğinin farkındasın. Zangır zangır titreyen zeminde düşmemek adına kontrolsüzce geriye doğru bir adım atarken fil devasa hortumunu büyük bir güçle soldan sağa doğru savurup sana bir tane yapıştırıyor! Oyuncak bir bebek gibi savrulduğunu hissediyorsun ve neler olduğunu bile anlayamadan sağındaki duvara sümük gibi yapışıyorsun. Bir anlığına nefesin kesiliyor. Sağ omzun ve sırtında şiddetli bir acı var. Hortumun yeniden savrulduğunu görüyorsun ancak buna bir yanıtın olup olmadığına bile emin değilsin.
Ryoken & Ringo: Ryoken ağzını açıp ilk cümlesini kurmaya başladığı anda çoktan hazır konumda bekleyen Ringo Gin'e doğru bağırıyor. Ryoken, bunun üzerine konuşmasını daha başlamadan sonlandırıyor ve bir saldırıya karşı teyakkuza geçiyor. Ringo elini Ryoken'i gösterecek şekilde tutup yukarıdan aşağıya doğru savuruyor hızla bir şeyleri itermiş gibi. Ryoken, vücudunun aniden ağırlaştığını hissediyor. Oldukça zeki bir shinobi olduğundan bu etkinin ilk anlarında bu hissiyatın yerçekiminin artışına bağlı olduğunu farkedebiliyor, bu sebeple şok kısa sürüyor. Vücudu bir kum torbası gibi aşağı doğru çekilmeye başlarken kaslarını ekstradan kasıyor ve vücut postürünü korumaya çalışıyor. Bu ağırlığa alışkın olmayan dizleri tir tir titriyor Ryoken'in, ve halihazırda sağlam birer darbe aldıkları için güce dayanamayıp çöküyorlar. Ryoken, iki dizi üzerine düşüyor. Ringo, tekniği uyguladığı gibi kontrolsüzce yutkunuyor ve ensesinde soğuk ter damlalarını hissediyor. Ringo'nun klonu ise çoktan Ryoken'e koşmaya başlamış durumda. Ryoken, klonun kendisine doğru hareketlendiğini görüyor ancak kaçmak adına bir şey yapamıyor. Ringo'nun klonu Ryoken'in arkasına geçiyor ve elindeki kunainin kabzasıyla hızla Ryoken'in kafasına sağlam bir darbe geçiriyor. Ryoken, ikinci darbeyi yememek adına vücudunu ileri doğru bırakıyor ve ikinci savuruş boşa çıkıyor.
Ryu: Elindeki tantou hala Ryobe'nin boğazında. Sessiz bir şekilde yaşananları takip ediyorsun. Bir an sonra ise, ortam aniden hareketleniyor. Ryoken'in ağzından çıkan ilk kelimeyi duyuyorsun, hemen ardından Ringo'nun gürültülü komutu Ryoken'in sesini bastırıyor. Kafanı hızla aşağı çeviriyorsun Ryoken'in talimatını uygulamak üzere. Gözlerin bir Ryobe'ye, bir tantouya dönüyor yarım saniye içinde. Bir hayatın tamamen ellerinin arasında olduğunun bilincindesin. Bir karar vermen gerektiğini biliyorsun. Ölüm konseptiyle hayatının pek çok kısmında daha önce karşılaşmış durumdasın, ancak böylesi pek karşına çıkan bir durum değil. Gelişen olayları takip edip gafil avlanmamak adına gözlerini önüne doğru çeviriyorsun yeniden karar aşaması devam ederken. Ringo'nun elini hızla aşağı doğru savurduğunu görüyorsun. Ancak dikkatini asıl çeken şey gözlerinin hemen altında bir anlığına gördüğün bir parıldama. Aynı anda, gözlerini aşağı çeviriyorsun ve Ryobe'nin avuç içinin bir mühürle parladığını görüyorsun. Parlamamış olsa, orada olduğunu farkedeceğinden bile emin değilsin az önceki odağın tamamen farklı bir noktada olduğu için. Parlayış başladığı gibi sona eriyor, ve Ryobe aniden yokoluyor ellerinin arasından. Sis bulutu ya da benzer bir şey oluşmuyor bu anda. Ryobe, sanki az önce orada değilmiş gibi bir anda gidiyor. Sen daha ne olup bittiğine anlam verememişken kartalın hızla tependen uçtuğunu ve çember çizmeye başladığını görüyorsun 5 metre kadar yukarında. Her iki elinin de parmakları yavaş yavaş uyuşmaya ve hissizleşmeye başlıyor. Ringo'nun kendisine doğru fırladığını da farkediyor bu anda. El mührü yapmakta, aradaki mesafe hızla kapanıyor.
Butsuo ve Haru hala dip dibe. Butsuo ayakta, Haru ise sırtüstü yerde uzanmakta. Butsuo, az önce aldığı darbe sebebiyle minimal de olsa zamansal bir dezavantaja sahip olduğunu biliyor. Haru da bunun farkında. İkili alanın dışındalar.
Teijo dört duvarın arasında devasa bir fille hapsolmuş durumda. Dezavantajının korkunç boyutta olduğunu biliyor, duvara yapışmış halde ve az önce kendisini duvara yapıştıran hortum yeniden kendisine savrulmuş durumda.
Ryoken, ense köküne aldığı ilk darbe sebebiyle hafif kafası karışık halde. Korkuyla darbelerin devamından kaçınmak üzere kendisini ileri doğru bırakmış durumda. Üzerindeki tekniğin etkisinin bunu kolaylaştırdığını da biliyor. Klon Ringo Ryoken'in hemen arkasında, elinde ters tutulmuş bir kunai var.
Ringo, Ryu'ya doğru koşmakta ve el mühürlerini bitirmek üzere. Asusukai'nin hala aktif durumda olduğunu biliyor. Ryu'yla aralarında 6-7 metre kadar bir mesafe var. Ryu, elindeki tantousunu tutmakta halen. Tepesinde uçmakta olan bir kartal var ve ellerinin uyuşukluğu her an artıyor. Bunun haricinde bariz bir problemi yok.
Hidden text. Only available to specific users
Teijo: Bir fil tarafından ezilmek üzereyken el mühürlerine başlamanın pek de iyi bir fikir olmadığını el mühürlerine başladıktan sonra farkediyorsun. Daha yeni yeni başlamışken filin devasa iki bacağı birden sağına ve soluna korkunç bir gümbürtüyle iniyor. Kulakların öylesine gürültülü bir sesle doluyor ki bir anlığına çınlıyorlar. Ayaklarının altı deprem olmuşçasına zangır zangır titriyor ve dengeni tamamen yitiriyorsun. El mühürlerini de yarım bırakmak durumunda kalıyorsun. Ezilmediğine şükredecek haldesin, ki fena olmayan zekan sayesinde filin seni 'kasten' ezmediğinin farkındasın. Zangır zangır titreyen zeminde düşmemek adına kontrolsüzce geriye doğru bir adım atarken fil devasa hortumunu büyük bir güçle soldan sağa doğru savurup sana bir tane yapıştırıyor! Oyuncak bir bebek gibi savrulduğunu hissediyorsun ve neler olduğunu bile anlayamadan sağındaki duvara sümük gibi yapışıyorsun. Bir anlığına nefesin kesiliyor. Sağ omzun ve sırtında şiddetli bir acı var. Hortumun yeniden savrulduğunu görüyorsun ancak buna bir yanıtın olup olmadığına bile emin değilsin.
Ryoken & Ringo: Ryoken ağzını açıp ilk cümlesini kurmaya başladığı anda çoktan hazır konumda bekleyen Ringo Gin'e doğru bağırıyor. Ryoken, bunun üzerine konuşmasını daha başlamadan sonlandırıyor ve bir saldırıya karşı teyakkuza geçiyor. Ringo elini Ryoken'i gösterecek şekilde tutup yukarıdan aşağıya doğru savuruyor hızla bir şeyleri itermiş gibi. Ryoken, vücudunun aniden ağırlaştığını hissediyor. Oldukça zeki bir shinobi olduğundan bu etkinin ilk anlarında bu hissiyatın yerçekiminin artışına bağlı olduğunu farkedebiliyor, bu sebeple şok kısa sürüyor. Vücudu bir kum torbası gibi aşağı doğru çekilmeye başlarken kaslarını ekstradan kasıyor ve vücut postürünü korumaya çalışıyor. Bu ağırlığa alışkın olmayan dizleri tir tir titriyor Ryoken'in, ve halihazırda sağlam birer darbe aldıkları için güce dayanamayıp çöküyorlar. Ryoken, iki dizi üzerine düşüyor. Ringo, tekniği uyguladığı gibi kontrolsüzce yutkunuyor ve ensesinde soğuk ter damlalarını hissediyor. Ringo'nun klonu ise çoktan Ryoken'e koşmaya başlamış durumda. Ryoken, klonun kendisine doğru hareketlendiğini görüyor ancak kaçmak adına bir şey yapamıyor. Ringo'nun klonu Ryoken'in arkasına geçiyor ve elindeki kunainin kabzasıyla hızla Ryoken'in kafasına sağlam bir darbe geçiriyor. Ryoken, ikinci darbeyi yememek adına vücudunu ileri doğru bırakıyor ve ikinci savuruş boşa çıkıyor.
Ryu: Elindeki tantou hala Ryobe'nin boğazında. Sessiz bir şekilde yaşananları takip ediyorsun. Bir an sonra ise, ortam aniden hareketleniyor. Ryoken'in ağzından çıkan ilk kelimeyi duyuyorsun, hemen ardından Ringo'nun gürültülü komutu Ryoken'in sesini bastırıyor. Kafanı hızla aşağı çeviriyorsun Ryoken'in talimatını uygulamak üzere. Gözlerin bir Ryobe'ye, bir tantouya dönüyor yarım saniye içinde. Bir hayatın tamamen ellerinin arasında olduğunun bilincindesin. Bir karar vermen gerektiğini biliyorsun. Ölüm konseptiyle hayatının pek çok kısmında daha önce karşılaşmış durumdasın, ancak böylesi pek karşına çıkan bir durum değil. Gelişen olayları takip edip gafil avlanmamak adına gözlerini önüne doğru çeviriyorsun yeniden karar aşaması devam ederken. Ringo'nun elini hızla aşağı doğru savurduğunu görüyorsun. Ancak dikkatini asıl çeken şey gözlerinin hemen altında bir anlığına gördüğün bir parıldama. Aynı anda, gözlerini aşağı çeviriyorsun ve Ryobe'nin avuç içinin bir mühürle parladığını görüyorsun. Parlamamış olsa, orada olduğunu farkedeceğinden bile emin değilsin az önceki odağın tamamen farklı bir noktada olduğu için. Parlayış başladığı gibi sona eriyor, ve Ryobe aniden yokoluyor ellerinin arasından. Sis bulutu ya da benzer bir şey oluşmuyor bu anda. Ryobe, sanki az önce orada değilmiş gibi bir anda gidiyor. Sen daha ne olup bittiğine anlam verememişken kartalın hızla tependen uçtuğunu ve çember çizmeye başladığını görüyorsun 5 metre kadar yukarında. Her iki elinin de parmakları yavaş yavaş uyuşmaya ve hissizleşmeye başlıyor. Ringo'nun kendisine doğru fırladığını da farkediyor bu anda. El mührü yapmakta, aradaki mesafe hızla kapanıyor.
Butsuo ve Haru hala dip dibe. Butsuo ayakta, Haru ise sırtüstü yerde uzanmakta. Butsuo, az önce aldığı darbe sebebiyle minimal de olsa zamansal bir dezavantaja sahip olduğunu biliyor. Haru da bunun farkında. İkili alanın dışındalar.
Teijo dört duvarın arasında devasa bir fille hapsolmuş durumda. Dezavantajının korkunç boyutta olduğunu biliyor, duvara yapışmış halde ve az önce kendisini duvara yapıştıran hortum yeniden kendisine savrulmuş durumda.
Ryoken, ense köküne aldığı ilk darbe sebebiyle hafif kafası karışık halde. Korkuyla darbelerin devamından kaçınmak üzere kendisini ileri doğru bırakmış durumda. Üzerindeki tekniğin etkisinin bunu kolaylaştırdığını da biliyor. Klon Ringo Ryoken'in hemen arkasında, elinde ters tutulmuş bir kunai var.
Ringo, Ryu'ya doğru koşmakta ve el mühürlerini bitirmek üzere. Asusukai'nin hala aktif durumda olduğunu biliyor. Ryu'yla aralarında 6-7 metre kadar bir mesafe var. Ryu, elindeki tantousunu tutmakta halen. Tepesinde uçmakta olan bir kartal var ve ellerinin uyuşukluğu her an artıyor. Bunun haricinde bariz bir problemi yok.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
- Sekino Teijo
- Posts: 150
- Joined: November 7th, 2019, 8:18 pm
Re: [7. Gün - Gündüz Safhası] Teçhizat Tentesi
El mührüne başladıktan sonra planımın pek de iyi bir fikir olmadığını fark ettim ama artık çok geçti. Jutsum çok uzun bir el mührü gerektirmediği için filin bacakları havadayken elektrik akımını yollayabileceğimi sanmıştım ama işler planladığım gibi gitmedi. Çünkü jutsumu tamamlamayabilmek için yeterli zamanım yoktu. Ben daha el mührüne yeni başlamışken minik dostum bacaklarını gürültülü bir şekilde sağ ve sol tarafıma indirdi. Ardından da ben dengemi sağlamaya çalışırken hortumuyla beni duvara fırlattı. Sırtım ve omzum darbe yüzünden şiddetli bir acı var ama şu anki en büyük sorunum minik dostumun hortumunun tekrardan üzerime doğru gelmesi.
Etrafım duvarlar ile çevrili olduğu için kaçacak pek bir yerim yok. Ayrıca katanalarım da yanımda değil. Sınavı geçmeyi çok istiyorum ama böyle dezavantajlı bir konumdayken savaşmaya devam etmem çok da akıllıca değil. Sonuçta hiçbir parşömen canımdan daha değerli değil. Bu yüzden yapabileceğim en iyi hamle teslim olmak. Daha doğrusu karşı tarafın teslim olduğumu düşünmesini sağlamak. Çünkü kafa kafaya savaşmak yerine hala daha deneyebileceğim birkaç numara olduğunu düşünüyorum. Bunları yapabilmek içinde karşımdaki rakibimi sakinleştirip zaman kazanmam gerekiyor. Rakibimin en büyük zaafını bildiğim için bunu kendi lehime kullanarak üstünlüğü ele geçirebilirim. Az önce beni bilerek ıskaladığı için çok ileri gitmediğim sürece beni öldürmeye yönelik bir hamle yapmayacağını düşünüyorum. Zaten birazda bu yüzden devam etmek istiyorum.
Duvarla yakınlaştıktan sonra duvarın Doton elementi mi yoksa normal yollar ile mi oluşturulduğunu anlamaya çalışacağım. Minik dostum yerden bir anda bu kadar büyük duvarlar oluşturduğu için bir ihtimal Doton elementi kullanıp kullanmadığını öğrenmek istiyorum. Üzerime gelen hortumdan eğer yapabilirsem vücudumu chakra ile güçlendirerek sıyrılmaya çalışacağım. Ardından da ellerimi havaya kaldırarak “Bana bu kadarı yeterli. Teslim oluyorum.” Diyeceğim. Ardından da konuşmama izin verirse duvarın arkasını işaret ederek “İkimiz yakınlaşıp güzel vakit geçirdik ama bence artık ayrılma zamanımız geldi. Çünkü bence şu anda başka bir yerde olman gerekiyor. En son gördüğüm zaman ortağının yanında bizim köyden bir shinobi vardı. Kendisi benden çok daha başarılı bir suikastçıdır.” Dedikten sonra minik dostumum dediklerimi sindirmesi için 15-20 saniye bekleyip “Haa… Bu arada gitmeden katanalarımı verebilir misin?” Diyeceğim. Yok eğer fil saldırmaya devam ederse çantamdan Shuriken çıkartarak hortumunu vurmaya çalışacağım.
Etrafım duvarlar ile çevrili olduğu için kaçacak pek bir yerim yok. Ayrıca katanalarım da yanımda değil. Sınavı geçmeyi çok istiyorum ama böyle dezavantajlı bir konumdayken savaşmaya devam etmem çok da akıllıca değil. Sonuçta hiçbir parşömen canımdan daha değerli değil. Bu yüzden yapabileceğim en iyi hamle teslim olmak. Daha doğrusu karşı tarafın teslim olduğumu düşünmesini sağlamak. Çünkü kafa kafaya savaşmak yerine hala daha deneyebileceğim birkaç numara olduğunu düşünüyorum. Bunları yapabilmek içinde karşımdaki rakibimi sakinleştirip zaman kazanmam gerekiyor. Rakibimin en büyük zaafını bildiğim için bunu kendi lehime kullanarak üstünlüğü ele geçirebilirim. Az önce beni bilerek ıskaladığı için çok ileri gitmediğim sürece beni öldürmeye yönelik bir hamle yapmayacağını düşünüyorum. Zaten birazda bu yüzden devam etmek istiyorum.
Duvarla yakınlaştıktan sonra duvarın Doton elementi mi yoksa normal yollar ile mi oluşturulduğunu anlamaya çalışacağım. Minik dostum yerden bir anda bu kadar büyük duvarlar oluşturduğu için bir ihtimal Doton elementi kullanıp kullanmadığını öğrenmek istiyorum. Üzerime gelen hortumdan eğer yapabilirsem vücudumu chakra ile güçlendirerek sıyrılmaya çalışacağım. Ardından da ellerimi havaya kaldırarak “Bana bu kadarı yeterli. Teslim oluyorum.” Diyeceğim. Ardından da konuşmama izin verirse duvarın arkasını işaret ederek “İkimiz yakınlaşıp güzel vakit geçirdik ama bence artık ayrılma zamanımız geldi. Çünkü bence şu anda başka bir yerde olman gerekiyor. En son gördüğüm zaman ortağının yanında bizim köyden bir shinobi vardı. Kendisi benden çok daha başarılı bir suikastçıdır.” Dedikten sonra minik dostumum dediklerimi sindirmesi için 15-20 saniye bekleyip “Haa… Bu arada gitmeden katanalarımı verebilir misin?” Diyeceğim. Yok eğer fil saldırmaya devam ederse çantamdan Shuriken çıkartarak hortumunu vurmaya çalışacağım.

- Jin Ryoken
- Ishigakure
- Posts: 442
- Joined: August 31st, 2018, 5:11 am
Re: [7. Gün - Gündüz Safhası] Teçhizat Tentesi
Ufak bi iş nedeniyle gece yazacağım. Özürler.

► Show Spoiler
- Jin Ryoken
- Ishigakure
- Posts: 442
- Joined: August 31st, 2018, 5:11 am
Re: [7. Gün - Gündüz Safhası] Teçhizat Tentesi
Şu halde iken, avantajlı bir konuma geçmeyeceğimi biliyordum. Bu sebeple gidecektim ancak Ringo-san'ın bu şekilde üzerime çullanacağını hesap etmemiştim. En azından gitmeme izin verir diye düşünüyordum. Gin'e bağırmasıyla beraber bir saldırıya karşı savunmaya geçtim ancak vücudumun ağırlaşmaya başlaması, yerçekiminin artması beni oldukça şaşırttı. Ringo-san kendini oldukça geliştirmiş. Bedenim aşağı doğru çekilirken inatla düzgün durmaya çalıştım, ama aldığım hasarlar ve alışkın olmadığım bir ağırlık sebebiyle diz çökmek durumunda kaldım. Diğer Ringo-san bana doğru koşarken, sağlam bir darbeyle birlikte kendimi ileriye doğru bırakmak zorunda kaldım. Buradan hala avantajlı duruma geçme şansım yok. Ryu-san iki tane Ringo-san'a karşı ne yapabilir bir fikrim de yok. Üstelik birde kartal bir düşmanımız daha var. En mantıklısı şuan buradan gitmek ancak buna izin verir mi bir fikrim yok. Pes edecek olmama rağmen saldırmış olması kafamı karıştırıyor. Benim yapabileceğim çok bir şey yok, bayılmış taklidi yapmak en iyisi. Bütün vücudumu tamamen salıp, şurada yatayım şimdilik. Gözlerimi de yukarı doğru kayıracağım, belki klon görürse dümdüz kapanmış gibi gözükmesin. Gözlerimi yukarı kayırıp, tüm vücudumu salacağım. Gerisi, Ryu-san'da.
Ryu, Shunshin kullanarak ileriye doğru, yani Ringo'nun arkasına doğru hareketlenecek. Ellerinin uyuşukluğunun şimdilik buna engel olmayacağını düşünmekte. Shunshin atabilirse, Ringo'ya seslenecek, "Yeter. Ryoken'i alıp gideceğim." diyerek talepte bulunacak. Shunshin kullanamayacak durumdaysa, bacaklarına çakra gönderip sol tarafa doğru hızla parende atarak kendini herhangi bir jutsu alanından çıkarmaya çalışacak kendini. Çıkarırsa, tekrardan konuşma aynı cümleleri kullanmayı deneyecek. Ardından ileriye atılarak, Ringo'nun kollarına kesme hamlesi deneyecek. Ancak ilk amacı, shunshin kullanıp konuşmak olacak.
Ryu, Shunshin kullanarak ileriye doğru, yani Ringo'nun arkasına doğru hareketlenecek. Ellerinin uyuşukluğunun şimdilik buna engel olmayacağını düşünmekte. Shunshin atabilirse, Ringo'ya seslenecek, "Yeter. Ryoken'i alıp gideceğim." diyerek talepte bulunacak. Shunshin kullanamayacak durumdaysa, bacaklarına çakra gönderip sol tarafa doğru hızla parende atarak kendini herhangi bir jutsu alanından çıkarmaya çalışacak kendini. Çıkarırsa, tekrardan konuşma aynı cümleleri kullanmayı deneyecek. Ardından ileriye atılarak, Ringo'nun kollarına kesme hamlesi deneyecek. Ancak ilk amacı, shunshin kullanıp konuşmak olacak.

► Show Spoiler
- Okawa Ringo
- Ishigakure
- Posts: 314
- Joined: February 25th, 2019, 1:04 am
Re: [7. Gün - Gündüz Safhası] Teçhizat Tentesi
İyiye gittiğini hissediyordu. İşler istediği gibi gidiyor, düğümü biraz daha olsun açmaya başlıyordu. Ryobe'nin bir anda nereye kaybolduğunu anlamamıştı. Bir klon olsa o şekilde aniden kaybolamazdı. Bunun bir genjutsu olmasına daha fazla ihtimal veriyordu bu yüzden. Ryu ve Ryoken ile yüzleşmek zannettiğinden daha zorlayıcıydı. Ryoken'e karşı üstün gelebilse dahi henüz Ryu'yu gafil avlayamamıştı. Düşünüyordu, onu tekniğiyle vurmasına çok az kalmıştı. Diğer yandan hala tekniğinin tam gaz işlediği, ancak henüz planı kapsamında aradan çıkmamış Ryoken vardı. Her şeyi sonlandırması gerekiyordu. Çok zeki olmadığının farkındaydı. Ancak dövüşmeyi bilirdi. İçgüdülerine sonuna kadar güvenecekti.
Ryu-san harekete geçecek olmalıydı. Ringo'nun el mührü yaptığını da gördüğüne göre bir şekilde uzaklaşacaktı. Belki de Ringo'nun mühürlerinin sonuna yaklaştığını farkedemeden saldıracaktı. Az önce shurikenlerden kaçarken Shunshin kullandığına emin gibiydi Ringo. Ryu-san bir şekilde saldırısından kaçmayı düşünüyor olmalıydı. Ya da yakın dövüşe girebilirdi. Sağa ya da sola sıçrayacak olabilirdi. Ancak bu Ringo'yu durdurmazdı, tekniğini açılı bir şekilde uygular ve onu havadayken bile vurabilirdi. Ancak Ryu'nun aklındaki şeyin bu olmama ihtimali de vardı. Kendisine saldırma ihtimalini kuvvetli görüyordu. Hele ki hem kaçabileceği, hem saldırabileceği bir ihtimal daha kuvvetli. Ryu'nun hedefinin kendisini aradan çıkartıp Ryoken'e yardım etmek olduğunu kestiriyordu.
Arada hala mesafe vardı ve el mühürleri neredeyse bitecekti. Ryu, bu mesafeden üzerine koşarsa, Ringo saldırısını başarıyla gerçekleştirebileceğinden emindi. O nedenle daha fazla yaklaşmasının anlamı yoktu. Daha fazla yaklaşırsa Ryu direkt üzerine koşarak saldırabilirdi. Adımlarını durdurdu. Bu esnada el mühürlerini bitireceğini ön görüyordu. Ryu'nun yöneleceği yeri iyice işaretleyecekti. Eğer Ryu, sağa veya sola sıçrarsa; tekniğini açılı bir şekilde üzerine püskürtecekti. Ancak Ryu'nun elini mühür yapmak için hareketlendirdiğini dahi görürse; aniden sağ çaprazına doğru büyükçe sıçrayacaktı! Shunshin tekniğini az önce attığı Shurikenlerden kaçarken kullanmıştı. Üzerine hızlıca gelmek için kullanabilirdi. Ne var ki hemen harekete geçmesi için beklemesi gerekirdi. Bu nedenle Ringo'ya hemen saldıramayacaktı. Sağa doğru sıçradığı esnada hava kütlesini yere inmeyi dahi beklemeden ona püskürtecekti. Yere indiğinde ise cübbesinden bir kunai çekecekti. Klon Ringo'nun ise düşmekte olan Ryoken'in sırtına diziyle bastırarak onu aniden yere yapıştıracağını tahmin ediyordu. Bu esnada sol koluna dirseğinin üstünden diğer ayağıyla basarak onu da kullanmasını engelleyebilirdi. Tam arkasından sırtına, diziyle baskı uygulayacak ve bu esnada hızlı bir şekilde kunai ile bir sert darbe daha vuracaktı.
Ryu-san harekete geçecek olmalıydı. Ringo'nun el mührü yaptığını da gördüğüne göre bir şekilde uzaklaşacaktı. Belki de Ringo'nun mühürlerinin sonuna yaklaştığını farkedemeden saldıracaktı. Az önce shurikenlerden kaçarken Shunshin kullandığına emin gibiydi Ringo. Ryu-san bir şekilde saldırısından kaçmayı düşünüyor olmalıydı. Ya da yakın dövüşe girebilirdi. Sağa ya da sola sıçrayacak olabilirdi. Ancak bu Ringo'yu durdurmazdı, tekniğini açılı bir şekilde uygular ve onu havadayken bile vurabilirdi. Ancak Ryu'nun aklındaki şeyin bu olmama ihtimali de vardı. Kendisine saldırma ihtimalini kuvvetli görüyordu. Hele ki hem kaçabileceği, hem saldırabileceği bir ihtimal daha kuvvetli. Ryu'nun hedefinin kendisini aradan çıkartıp Ryoken'e yardım etmek olduğunu kestiriyordu.
Arada hala mesafe vardı ve el mühürleri neredeyse bitecekti. Ryu, bu mesafeden üzerine koşarsa, Ringo saldırısını başarıyla gerçekleştirebileceğinden emindi. O nedenle daha fazla yaklaşmasının anlamı yoktu. Daha fazla yaklaşırsa Ryu direkt üzerine koşarak saldırabilirdi. Adımlarını durdurdu. Bu esnada el mühürlerini bitireceğini ön görüyordu. Ryu'nun yöneleceği yeri iyice işaretleyecekti. Eğer Ryu, sağa veya sola sıçrarsa; tekniğini açılı bir şekilde üzerine püskürtecekti. Ancak Ryu'nun elini mühür yapmak için hareketlendirdiğini dahi görürse; aniden sağ çaprazına doğru büyükçe sıçrayacaktı! Shunshin tekniğini az önce attığı Shurikenlerden kaçarken kullanmıştı. Üzerine hızlıca gelmek için kullanabilirdi. Ne var ki hemen harekete geçmesi için beklemesi gerekirdi. Bu nedenle Ringo'ya hemen saldıramayacaktı. Sağa doğru sıçradığı esnada hava kütlesini yere inmeyi dahi beklemeden ona püskürtecekti. Yere indiğinde ise cübbesinden bir kunai çekecekti. Klon Ringo'nun ise düşmekte olan Ryoken'in sırtına diziyle bastırarak onu aniden yere yapıştıracağını tahmin ediyordu. Bu esnada sol koluna dirseğinin üstünden diğer ayağıyla basarak onu da kullanmasını engelleyebilirdi. Tam arkasından sırtına, diziyle baskı uygulayacak ve bu esnada hızlı bir şekilde kunai ile bir sert darbe daha vuracaktı.

- Kurosawa Haru
- Kusagakure
- Posts: 346
- Joined: October 12th, 2018, 9:09 pm
Re: [7. Gün - Gündüz Safhası] Teçhizat Tentesi
Haru rahatladı, tamamen savunmasız şekilde yere düşüyor olmasına rağmen. Rakibinin taşaklarını beynine doğru göndermiş olması rahatça bir nefes almasını sağlıyordu. Bütün gücünü vermişti o tekmelere, bütün isteğiyle, nefretiyle vurmuştu. Böylesine nefret ediyordu Butsuo'dan, her fırsatta karşısına çıkıp zamanını yiyen o kas torbası. Dayaktan başka bir şeyi hakettiği yoktu. Her vurduğu darbe bu sinirle ateş ediyordu, hedefi öfkeyle yerleştiriyordu.
Hamlesinden bir an önce yaptığı çıkarımı unutmamıştı. Sütun kullanmak fazlaca tahmin edilebilirdi. İmza tekniğini bir kenara bırakması gerekiyordu. Kaldı ki, sütunu çıkarmak için gereken zamanda rakibi ona tekme atabilirdi. Bunu göze alamazdı. Şu an rakibinden alacağı bir darbe, tüm üstünlüğünü yitirmesine sebep olabilirdi.
Bir de tahmin etmediği tarzda bir şey yaşanmıştı, bunu da zihninin kenarına not edecekti. Taş zırhı mızrağıyla asla delemeyeceğini düşünüyordu Haru, ama yine de onu penetre edip rakibine zarar verebilmişti. Sadece yüzeysel, ezici saldırılar değil, aynı zamanda dik, delici saldırılar da etki ediyordu. Belki de, rakibinin yorgun olması taş zırh üzerindeki kontrolü güçleştiriyor, zırhı zayıflatıyordu. Bu darbelerin ona ciddi anlamda etki ettiğini gösteriyordu. Belki de artık bitirici vuruşu yapabileceği zaman gelmişti.
Rakibinin ona tekme atacağını düşünüyordu, muhtemelen rakibi onun Doryuu Shiki tekniğini kullanacağını düşünüyordu. Ayaklarını karnına doğru çekecekti önce, bu hareketin momentumunu kendi vücudunu döndürebileceği bir açıya dönüştürüp, geriye doğru takla atacaktı, onu takip edecek bir hızda. Geriye doğru atacağı takla, bu hareketi yapabileceği minimum uzaklıkta yapılacaktı. Amacı Butsuo'dan çok uzaklaşmak değil, sadece pürüzsüz bir hareketle bir sonraki planını icra edebileceği uzaklığa ulaşmasını sağlayacaktı.
Yerde atılan bir ters taklanın doğası gereği, önce kafası yere değecek, ardından vücut kaslarını kullanarak tüm vücudundan önce dizleri değecekti yere daha kafası yerden ayrılmamışken. Ardından ayakları değecekti. Bu hareketi yapabilmek için ellerini kullanmasına gerek yoktu. Kaldı ki, vücudu üzerindeki tahakkümü, bunu hatasız şekilde yapabilmesine olanak sağlayabilirdi. Bunları düşünmesinin nedeni, bu hareketin ardından gelecek hareketini bir yay gibi ileri doğru salınım yapabileceği şekilde icra etmek istemesinden ötürüydü. Ayakları yere dokunduğu anda, vücudu hala cenin pozisyonunda duruyor şekilde yerde olacak, ayakları kafasının arka kısmında olacaktı.
Ayakları yere bastığı anda, daha vücudu yere dik hale gelmemişken, hareketini başlatmak için sırtında asılı Taş Yari'sine uzanacaktı.
Yari'sini sırtına astığı şekli, her zaman astığı şekildeydi. Mızrağı, özel yapım cübbesinde asabildiği bir ufak mekanizmayla sabit dururdu. Bu mekanizmanın mızrağı taşımak haricinde başka bir özel olayı yoktu. Sadece düşmesine mani olabilirdi. Bunu bilerek yaptırmıştı. Bunu kullanmak zorundaydı. Mızrağın üst kısmına ulaşıp, onu sol eliyle tutup, sola ve arkaya doğru çekecekti. Bu hareket, mızrağın alt kısmının sağa ve ileri doğru gitmesini sağlayacaktı. Mızrağın alt kısmı sağa doğru gittiği zaman, Haru'nun sağ elinin olacağı yere gidecekti. Böylelikle mızrağını yukarıdan çekerek almasına gerek kalmayacak, alttan çıkarabilecekti.
Bu hareket tamamlandığı zaman Haru taklasını tamamlamış ve vücudunun üst kısmı yere paralel, bacakları yere dik şekilde duruyor olmalıydı, taklanın tamamlanışı ile birlikte sağ eline doğru gelen Yari'nin bıçak kısmının biraz altından (o anki haliyle üzerinden, çünkü mızrak ters duruyor olmalı) tutacak, ve bir yay gibi ileri doğru salınarak mızrağı ileri doğru çekecekti. Mızrağı, olduğu yerden çıkarırken ileri doğru götürecek, ileri doğru götürürken Butsuo'ya doğru yönlendirecek, ve üst vücudunun alt kısmına doğru bir saplama hamlesi yapacaktı. Taklanın bittiği yerde Butsuo'nun ellerinin veya ayaklarının ulaşabileceği bir mesafede olmayacaktı, ancak mızrağı bu mesafeden daha uzundu, Butsuo'ya erişip zırhını parçalayabilirdi.
Hamlesinden bir an önce yaptığı çıkarımı unutmamıştı. Sütun kullanmak fazlaca tahmin edilebilirdi. İmza tekniğini bir kenara bırakması gerekiyordu. Kaldı ki, sütunu çıkarmak için gereken zamanda rakibi ona tekme atabilirdi. Bunu göze alamazdı. Şu an rakibinden alacağı bir darbe, tüm üstünlüğünü yitirmesine sebep olabilirdi.
Bir de tahmin etmediği tarzda bir şey yaşanmıştı, bunu da zihninin kenarına not edecekti. Taş zırhı mızrağıyla asla delemeyeceğini düşünüyordu Haru, ama yine de onu penetre edip rakibine zarar verebilmişti. Sadece yüzeysel, ezici saldırılar değil, aynı zamanda dik, delici saldırılar da etki ediyordu. Belki de, rakibinin yorgun olması taş zırh üzerindeki kontrolü güçleştiriyor, zırhı zayıflatıyordu. Bu darbelerin ona ciddi anlamda etki ettiğini gösteriyordu. Belki de artık bitirici vuruşu yapabileceği zaman gelmişti.
Rakibinin ona tekme atacağını düşünüyordu, muhtemelen rakibi onun Doryuu Shiki tekniğini kullanacağını düşünüyordu. Ayaklarını karnına doğru çekecekti önce, bu hareketin momentumunu kendi vücudunu döndürebileceği bir açıya dönüştürüp, geriye doğru takla atacaktı, onu takip edecek bir hızda. Geriye doğru atacağı takla, bu hareketi yapabileceği minimum uzaklıkta yapılacaktı. Amacı Butsuo'dan çok uzaklaşmak değil, sadece pürüzsüz bir hareketle bir sonraki planını icra edebileceği uzaklığa ulaşmasını sağlayacaktı.
Yerde atılan bir ters taklanın doğası gereği, önce kafası yere değecek, ardından vücut kaslarını kullanarak tüm vücudundan önce dizleri değecekti yere daha kafası yerden ayrılmamışken. Ardından ayakları değecekti. Bu hareketi yapabilmek için ellerini kullanmasına gerek yoktu. Kaldı ki, vücudu üzerindeki tahakkümü, bunu hatasız şekilde yapabilmesine olanak sağlayabilirdi. Bunları düşünmesinin nedeni, bu hareketin ardından gelecek hareketini bir yay gibi ileri doğru salınım yapabileceği şekilde icra etmek istemesinden ötürüydü. Ayakları yere dokunduğu anda, vücudu hala cenin pozisyonunda duruyor şekilde yerde olacak, ayakları kafasının arka kısmında olacaktı.
Ayakları yere bastığı anda, daha vücudu yere dik hale gelmemişken, hareketini başlatmak için sırtında asılı Taş Yari'sine uzanacaktı.
Yari'sini sırtına astığı şekli, her zaman astığı şekildeydi. Mızrağı, özel yapım cübbesinde asabildiği bir ufak mekanizmayla sabit dururdu. Bu mekanizmanın mızrağı taşımak haricinde başka bir özel olayı yoktu. Sadece düşmesine mani olabilirdi. Bunu bilerek yaptırmıştı. Bunu kullanmak zorundaydı. Mızrağın üst kısmına ulaşıp, onu sol eliyle tutup, sola ve arkaya doğru çekecekti. Bu hareket, mızrağın alt kısmının sağa ve ileri doğru gitmesini sağlayacaktı. Mızrağın alt kısmı sağa doğru gittiği zaman, Haru'nun sağ elinin olacağı yere gidecekti. Böylelikle mızrağını yukarıdan çekerek almasına gerek kalmayacak, alttan çıkarabilecekti.
Bu hareket tamamlandığı zaman Haru taklasını tamamlamış ve vücudunun üst kısmı yere paralel, bacakları yere dik şekilde duruyor olmalıydı, taklanın tamamlanışı ile birlikte sağ eline doğru gelen Yari'nin bıçak kısmının biraz altından (o anki haliyle üzerinden, çünkü mızrak ters duruyor olmalı) tutacak, ve bir yay gibi ileri doğru salınarak mızrağı ileri doğru çekecekti. Mızrağı, olduğu yerden çıkarırken ileri doğru götürecek, ileri doğru götürürken Butsuo'ya doğru yönlendirecek, ve üst vücudunun alt kısmına doğru bir saplama hamlesi yapacaktı. Taklanın bittiği yerde Butsuo'nun ellerinin veya ayaklarının ulaşabileceği bir mesafede olmayacaktı, ancak mızrağı bu mesafeden daha uzundu, Butsuo'ya erişip zırhını parçalayabilirdi.
- Oita Butsuo
- Ishigakure
- Posts: 334
- Joined: September 1st, 2018, 2:42 pm
Re: [7. Gün - Gündüz Safhası] Teçhizat Tentesi
Ulan az daha gidiyordu Ishigakure'nin gelecek nesli. Derin bir nefes al ve devam et Butsuo, tabi ona da zamanın varsa.
Şu durumda benden hızlı davranabileceğini biliyorum ve bunu avantajıma kullanacağım. Kaybettiğim zamanda sensör yeteneklerimle ne yapacağı hakkında fikir edinebileceğim ve ona göre davranabilirim.
İlk olarak yapacağını düşündüğüm ve diğer tahminlerim tutmazsa yapacağım hamle. Yere basıp Doryuu Shiki'yle saldırması. Eğer Doryuu Shiki geleceğini hissedersem hızla öne, Haru'nun iki bacağı arasına adımlayacağım, keza saldıramayacağı tek yön kafasının arkası. Bu adımlamada önce tek ayağımı öne atacağım, ötekisini ise öne doğru yerden yukarı tekme olarak savuracağım. Topa vurar gibi. Kalkmak ister veya yatmaya devam ederse ona bu şekilde vurabilirim de. Belimden üstünü geriye vererek gelebilecek bir saldırıya karşı da hazırlıklı olacağım.
Diğer ihtimal mızrakla saldırması. Bu durumda umarım beni deşmeyi dener. Çünkü o mızrağın beni delip geçmesine izin verip, hatta ben de ittirerek deşmesine yardımcı olarak, Oukashou'yla kafasını toprağa gömmek istiyorum. Bu ihtimalde de sol kolumu kafamı ve boynumu koruyacak şekilde yüzümün önüne getirip iki bacağının arasına adımlayacağım. Devamında da kendim de güç verip mızrak tarafından deşilecek ve Oukashou'yla başlayan suratını yumruklama seansına başlayacağım. Bedel büyük ama sürpriz faktörüyle kazanç da büyük olabilir.
Son ve bence en olmayacak ihtimal de bana çelme takmayı denemesi. Bu durumda da sadece sağlam basacağım, gücüme ve dengeme güveniyorum. Düşmeyeceğimden emin olduğum anda da bacağına bir Oukashou geçireceğim.
Umarım tekrar taştaşlarıma saldırmaz, taş gibi olsalar da hala hassas birer billur onlar. Nedense tekrar saldıracak gibi bir his de yok değil içimde...
Şu durumda benden hızlı davranabileceğini biliyorum ve bunu avantajıma kullanacağım. Kaybettiğim zamanda sensör yeteneklerimle ne yapacağı hakkında fikir edinebileceğim ve ona göre davranabilirim.
İlk olarak yapacağını düşündüğüm ve diğer tahminlerim tutmazsa yapacağım hamle. Yere basıp Doryuu Shiki'yle saldırması. Eğer Doryuu Shiki geleceğini hissedersem hızla öne, Haru'nun iki bacağı arasına adımlayacağım, keza saldıramayacağı tek yön kafasının arkası. Bu adımlamada önce tek ayağımı öne atacağım, ötekisini ise öne doğru yerden yukarı tekme olarak savuracağım. Topa vurar gibi. Kalkmak ister veya yatmaya devam ederse ona bu şekilde vurabilirim de. Belimden üstünü geriye vererek gelebilecek bir saldırıya karşı da hazırlıklı olacağım.
Diğer ihtimal mızrakla saldırması. Bu durumda umarım beni deşmeyi dener. Çünkü o mızrağın beni delip geçmesine izin verip, hatta ben de ittirerek deşmesine yardımcı olarak, Oukashou'yla kafasını toprağa gömmek istiyorum. Bu ihtimalde de sol kolumu kafamı ve boynumu koruyacak şekilde yüzümün önüne getirip iki bacağının arasına adımlayacağım. Devamında da kendim de güç verip mızrak tarafından deşilecek ve Oukashou'yla başlayan suratını yumruklama seansına başlayacağım. Bedel büyük ama sürpriz faktörüyle kazanç da büyük olabilir.
Son ve bence en olmayacak ihtimal de bana çelme takmayı denemesi. Bu durumda da sadece sağlam basacağım, gücüme ve dengeme güveniyorum. Düşmeyeceğimden emin olduğum anda da bacağına bir Oukashou geçireceğim.
Umarım tekrar taştaşlarıma saldırmaz, taş gibi olsalar da hala hassas birer billur onlar. Nedense tekrar saldıracak gibi bir his de yok değil içimde...
- GM - Naruto
- Game Master
- Posts: 2906
- Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [7. Gün - Gündüz Safhası] Teçhizat Tentesi
Teijo: Az önce yapışmış olduğun devasa duvarların gözlerinin önünde oluştuğunu bildiğinden, doton elementi tarafından oluşturulduklarına dair pek bir şüphen yok. Yine de ellerinle kavrayarak bunla alakalı bir çıkarım yapmaya çalışıyorsun. Ninshuu konusunda temel eğitim düzeyi haricinde bilgin olmadığı için neye bakman gerektiğine emin değilsin, ancak buna pek de ihtiyacın olmadığı bariz. Tüm vücuduna chakra yükleyip kaçmak için hareketlenmeye hazırlanıyorsun ancak yeterince hızlı olamayacağının farkındasın. Bu sebeple, yiyeceğine emin olduğun darbeyi karşılamak adına gözlerini kapatıyorsun... Gelgelelim, darbe asla gelmiyor. Büyükçe bir 'puf' sesi duyuyorsun. Birkaç saniye boyunca bekliyorsun, ancak bir şey olmuyor. Çekingen bir şekilde açıyorsun gözlerini. Bir sis bulutu yok oluyor gözlerinin önünde. 15 metre genişliğinde dört duvarın arasında yalnız başınasın. Garip mekanizma alanın içinde. Katanaların ortada yok.
Ryoken & Ryu & Ringo: Ringo duraksıyor, bu esnada el mühürleri bitmiş oluyor. Ryu, Shunshin için elini göğsünün önüne kaldırdığı anda Ringo sağ ileri doğru sıçrıyor. 4-5 metre kadar ileri düştüğü anda Ryu aniden ortadan kaybolup, Ringo'nun az önce bulunduğu noktanın hemen arkasında beliriyor. Ringo ise tam bu anda, tekniğini Ryu'nun yeni konumuna doğru ateşliyor. Hava dalgası shunshin tekniğini bitirdiği gibi "Yeter. Ryoken'i alıp gideceğim." diyen Ryu'ya doğru fırlıyor. Ryu, cümlesini bitirdiği gibi Ringo'ya doğru atılıyor ve ikilinin tam ortasındaki noktada teknik Ryu'ya isabet ediyor. Hortum benzeri güçlü bir hava dalgası Ryu'yu sararken Ryu aradaki mesafeyi hızla kapatıp kılıcını Ringo'nun sol koluna doğru savuruyor. Kılıç, Ringo'nun sol kolunun ön kısmını keserken rüzgar da Ryu'nun ileri uzattığı koluna 3-4 kesi atıyor aynı anda.
Ringo'nun klonu diziyle Ryoken'in sırtına basmak için hamle yaparken, Ryoken de çoktan öne doğru düşmüş oluyor. Tüm vücudu gevşek, gözleri hafifçe yukarı doğru bakıyor. Klon Ringo planladığı şekilde önce sırtına, ardından sağ kolunun dirseğinin üst kısmına basıyor Ryoken'in. Ryoken tepki vermiyor. Klon Ringo, Ryoken'in bayılmış olduğunu düşündüğü için kunaiyle darbe vurmuyor. Kafasını hafifçe kaldırıp savaş alanına bakıyor.
Mızrak Butsuo'nun göğsünün alt kısmına, kabaca karnına doğru ilerliyor. Butsuo ise bu anda kendine geliyor ve hisleri Haru'nun kaslarına ilerleyen Shintai enerjisi hakkında onu uyarıyor. Gelgelelim ki Haru çoktan hamlesine başladığı için Butsuo'nun bu esnada bu hamleye karşı yapabileceği bir zaman aralığı olmuyor. Butsuo, Doryuu Shiki yerine bir Taijutsu hamlesinin geldiğini anladığından kafasında kurguladığı ikinci ihtimale yönleniyor.
Butsuo her ne kadar Haru'nun hamlesine karşı tepki veremese de, zaten planı olası bir mızrak darbesine karşı tepkisizlik üzerine kurulu olduğundan bunun onu çok etkilemeyeceğini düşünüyor. Mızrak taşlaşmış deri ile temas ediyor sertçe, Haru'nun mızrağı Butsuo'nun göbek deliğinin Butsuo'ya göre 7-8 santim soluna saplanıyor. Derinliği ise 2-3 santim kadar gibi görünmekte.
Bu esnada, Butsuo ileriye doğru bir adım alıyor! Haru Butsuo'nun derisini aşabilmek için yeterli kuvveti vermek adına iki eliyle sertçe tuttuğu mızrağı bırakamadan mızrak komple Butsuo'ya girmiş, arkadan çıkmaya ramak kalmasına kadar ilerlemiş oluyor. Butsuo biliyor ki Domu sadece deriyi koruyor, deri aşıldıktan sonra mızrağın ilerlemesi tereyağını delen bir bıçaktan farksız gerçekleşiyor. Acı muazzam derecede fazla; öyle ki Butsuo bu esnada yüksek kondisyon ve form kabiliyetlerine rağmen bir acı inlemesi çıkarıyor ağzından chakrasına odaklanırken. Haru, Butsuo'nun ikinci adımı attığı esnada Butsuo'nun havaya kalkan sağ yumruğunu görüyor, bu yumruktan kaçmak adına mızrağı bırakıyor.
Lâkin Haru mızrağı bıraktığı anda Butsuo çoktan Oukashou için odaklanmış oluyor. Haru kendi soluna doğru kaçıp yuvarlanmak adına hareketlenirken ellerini suratına kaldırmaya yelteniyor refleksif olarak. Fakat Butsuo'nun yumruğu Haru'nun suratında patlıyor birden ve dışarı muazzam bir chakra çıkışı gerçekleşiyor büyük bir gürültüyle!
Haru, Butsuo'nun sol ön çaprazına doğru uçuşa geçiyor. Bir an havalandığını, bir sonraki an havada uçtuğunu, bir sonraki anda ise bir ağaca doğru hızla yaklaştığını görüyor. Havadaki yolculuğu esnasında bir kaç defa şuuru açılıp kapanıyor. Sol omzunu sertçe bir ağaca çarparak durabiliyor; öyle sert çarpıyor ki ağacın gövdesi çatlıyor ve öne doğru 10-15 derece eğiliyor Haru ağacın dibine yığılırken. Bu sefer bilinci bir kaç saniye kapalı kalıyor. Derin bir nefes alarak kendine geldiğinde suratında sıcak kanı hissediyor. Ayrıca suratındaki gözlüğünün sol yarısının tamamen parçalandığını ve tuzla buz olduğunu anlıyor. Bir an telaşlanarak gözünü açmaya çalışıyor ve o esnada kanın gözünden değil, yarılıp açılan sol kaşından geldiğini anlıyor. Kırmızı kan, beyaz teni üzerinde akarak yayılmaya başlıyor.
Butsuo ise yumruğu attıktan sonra sol dizinin üstüne çökmek zorunda kalıyor. Gözlerini sıkıca kapatıyor, öyle ki göz kapakları bembeyaz kesiliyor. Şiddetli bir ağrısının olduğu belli. Bir eliyle gövdesinin arkasından bir kaç santim çıkmış olan mızrağı destekliyor yamuk bir açıyla durmaması adına. Zira mızrağın her bir oynayışında kendinden geçiyor acıdan. Gözlerini açıyor ve bulanık görüşü kendine gelirken Haru'nun derin bir nefes vererek kendine geldiğini fark ediyor sol ön çaprazında, bir ağacın dibinde. Sırtı ağaç gövdesine gelmiş bir şekilde yatmakta yerde.
Ringo ve Ryoken karşı karşıya. Aralarında bir metre ya var ya yok. Ryoken ve klon Ringo ile aralarındaki mesafe 9-10 metre kadar. Herkes Ryoken'in bayıldığına emin. Klon Ringo, Ryoken'in baş ucunda ancak odağı onda değil, Ringo ve Ryu'nun kapışmasını izlemekte ve katılmaya hazır.
Teijo ise devasa kutunun içerisinde. Mekanizma ile başbaşa.
Ryoken & Ryu & Ringo: Ringo duraksıyor, bu esnada el mühürleri bitmiş oluyor. Ryu, Shunshin için elini göğsünün önüne kaldırdığı anda Ringo sağ ileri doğru sıçrıyor. 4-5 metre kadar ileri düştüğü anda Ryu aniden ortadan kaybolup, Ringo'nun az önce bulunduğu noktanın hemen arkasında beliriyor. Ringo ise tam bu anda, tekniğini Ryu'nun yeni konumuna doğru ateşliyor. Hava dalgası shunshin tekniğini bitirdiği gibi "Yeter. Ryoken'i alıp gideceğim." diyen Ryu'ya doğru fırlıyor. Ryu, cümlesini bitirdiği gibi Ringo'ya doğru atılıyor ve ikilinin tam ortasındaki noktada teknik Ryu'ya isabet ediyor. Hortum benzeri güçlü bir hava dalgası Ryu'yu sararken Ryu aradaki mesafeyi hızla kapatıp kılıcını Ringo'nun sol koluna doğru savuruyor. Kılıç, Ringo'nun sol kolunun ön kısmını keserken rüzgar da Ryu'nun ileri uzattığı koluna 3-4 kesi atıyor aynı anda.
Ringo'nun klonu diziyle Ryoken'in sırtına basmak için hamle yaparken, Ryoken de çoktan öne doğru düşmüş oluyor. Tüm vücudu gevşek, gözleri hafifçe yukarı doğru bakıyor. Klon Ringo planladığı şekilde önce sırtına, ardından sağ kolunun dirseğinin üst kısmına basıyor Ryoken'in. Ryoken tepki vermiyor. Klon Ringo, Ryoken'in bayılmış olduğunu düşündüğü için kunaiyle darbe vurmuyor. Kafasını hafifçe kaldırıp savaş alanına bakıyor.
Hidden text. Only available to specific users
Butsuo & Haru: Haru, istediği gibi hamlesini yapabiliyor yerden kalkarken, Butsuo'nun anlık durmasından faydalanıyor. Butsuo'nun yumruklarının ulaşamayacağı bir mesafeye kendini konumluyor ve mızrağını sol eliyle tersten çıkarıp sağ eline veriyor, ardından Butsuo'ya doğru bir delme hamlesi deniyor postürünü düzeltip hamlesine gerekli kuvveti sağlarken. Haru, kabaca bir buçuk metre kadar uzaklıkta Butsuo'ya. Mızrak Butsuo'nun göğsünün alt kısmına, kabaca karnına doğru ilerliyor. Butsuo ise bu anda kendine geliyor ve hisleri Haru'nun kaslarına ilerleyen Shintai enerjisi hakkında onu uyarıyor. Gelgelelim ki Haru çoktan hamlesine başladığı için Butsuo'nun bu esnada bu hamleye karşı yapabileceği bir zaman aralığı olmuyor. Butsuo, Doryuu Shiki yerine bir Taijutsu hamlesinin geldiğini anladığından kafasında kurguladığı ikinci ihtimale yönleniyor.
Butsuo her ne kadar Haru'nun hamlesine karşı tepki veremese de, zaten planı olası bir mızrak darbesine karşı tepkisizlik üzerine kurulu olduğundan bunun onu çok etkilemeyeceğini düşünüyor. Mızrak taşlaşmış deri ile temas ediyor sertçe, Haru'nun mızrağı Butsuo'nun göbek deliğinin Butsuo'ya göre 7-8 santim soluna saplanıyor. Derinliği ise 2-3 santim kadar gibi görünmekte.
Bu esnada, Butsuo ileriye doğru bir adım alıyor! Haru Butsuo'nun derisini aşabilmek için yeterli kuvveti vermek adına iki eliyle sertçe tuttuğu mızrağı bırakamadan mızrak komple Butsuo'ya girmiş, arkadan çıkmaya ramak kalmasına kadar ilerlemiş oluyor. Butsuo biliyor ki Domu sadece deriyi koruyor, deri aşıldıktan sonra mızrağın ilerlemesi tereyağını delen bir bıçaktan farksız gerçekleşiyor. Acı muazzam derecede fazla; öyle ki Butsuo bu esnada yüksek kondisyon ve form kabiliyetlerine rağmen bir acı inlemesi çıkarıyor ağzından chakrasına odaklanırken. Haru, Butsuo'nun ikinci adımı attığı esnada Butsuo'nun havaya kalkan sağ yumruğunu görüyor, bu yumruktan kaçmak adına mızrağı bırakıyor.
Lâkin Haru mızrağı bıraktığı anda Butsuo çoktan Oukashou için odaklanmış oluyor. Haru kendi soluna doğru kaçıp yuvarlanmak adına hareketlenirken ellerini suratına kaldırmaya yelteniyor refleksif olarak. Fakat Butsuo'nun yumruğu Haru'nun suratında patlıyor birden ve dışarı muazzam bir chakra çıkışı gerçekleşiyor büyük bir gürültüyle!
Haru, Butsuo'nun sol ön çaprazına doğru uçuşa geçiyor. Bir an havalandığını, bir sonraki an havada uçtuğunu, bir sonraki anda ise bir ağaca doğru hızla yaklaştığını görüyor. Havadaki yolculuğu esnasında bir kaç defa şuuru açılıp kapanıyor. Sol omzunu sertçe bir ağaca çarparak durabiliyor; öyle sert çarpıyor ki ağacın gövdesi çatlıyor ve öne doğru 10-15 derece eğiliyor Haru ağacın dibine yığılırken. Bu sefer bilinci bir kaç saniye kapalı kalıyor. Derin bir nefes alarak kendine geldiğinde suratında sıcak kanı hissediyor. Ayrıca suratındaki gözlüğünün sol yarısının tamamen parçalandığını ve tuzla buz olduğunu anlıyor. Bir an telaşlanarak gözünü açmaya çalışıyor ve o esnada kanın gözünden değil, yarılıp açılan sol kaşından geldiğini anlıyor. Kırmızı kan, beyaz teni üzerinde akarak yayılmaya başlıyor.
Butsuo ise yumruğu attıktan sonra sol dizinin üstüne çökmek zorunda kalıyor. Gözlerini sıkıca kapatıyor, öyle ki göz kapakları bembeyaz kesiliyor. Şiddetli bir ağrısının olduğu belli. Bir eliyle gövdesinin arkasından bir kaç santim çıkmış olan mızrağı destekliyor yamuk bir açıyla durmaması adına. Zira mızrağın her bir oynayışında kendinden geçiyor acıdan. Gözlerini açıyor ve bulanık görüşü kendine gelirken Haru'nun derin bir nefes vererek kendine geldiğini fark ediyor sol ön çaprazında, bir ağacın dibinde. Sırtı ağaç gövdesine gelmiş bir şekilde yatmakta yerde.
Hidden text. Only available to specific users
Hidden text. Only available to specific users
Ringo ve Ryoken karşı karşıya. Aralarında bir metre ya var ya yok. Ryoken ve klon Ringo ile aralarındaki mesafe 9-10 metre kadar. Herkes Ryoken'in bayıldığına emin. Klon Ringo, Ryoken'in baş ucunda ancak odağı onda değil, Ringo ve Ryu'nun kapışmasını izlemekte ve katılmaya hazır.
Teijo ise devasa kutunun içerisinde. Mekanizma ile başbaşa.
Hidden text. Only available to specific users
Haru ve Butsuo ortamdan uzaktalar hâlâ. Butsuo yere diz çökmüş bir halde, mızrak komple onu delmiş ve arkadan da ucu çıkmış durumda. Haru ise ondan 7-8 metre kadar ileride, Butsuo'ya göre sol çaprazda. Sırtı bir ağaca verilmiş durumda, yerde yatmakta. Sırtını verdiği ağacın gövdesi ise öne doğru eğilmiş durumda ve ortasından çatlak.Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
- Sekino Teijo
- Posts: 150
- Joined: November 7th, 2019, 8:18 pm
Re: [7. Gün - Gündüz Safhası] Teçhizat Tentesi
Duvarın Doton elementi kullanarak yapıldığından neredeyse emindim ama paranoyak doğam gereği hala aklımda bazı şüphelerim vardı. Ancak minik dostumun sayesinde duvarı daha yakında mesafeden inceleme fırsatı bulduktan sonra bu şüphelerim tamamen ortadan kalktı. Bu duvarın Doton elementi kullanarak oluşturulduğundan artık yüzde yüz eminim. Şimdi sırada minik dostumun hortumundan kaçmak var. Vücuduma chakra verip kaçmak için hazırlanmaya başlamışken acı gerçeği fark ettim. Üzerime gelen saldırıdan kaçabilecek kadar hızlı olamayacağım. Bu yüzden yapabileceğim tek şey darbeyi doğrudan karşılamak. Kendimi çarpışma için hazırlayıp gözlerimi kapattıktan sonra bir anda bir "puf" sesi duydum. Gözlerimi açtıktan sonra minik dostumun sis bulutu eşliğinde ortadan kaybolduğunu gördüm. Rakibimi öldüremesem de amacıma ulaşarak onu saf dışı bıraktığım için mutluyum. Bu süreçte biraz darbe alsam da ciddi bir yaram olmadığı için şimdilik bunları görmezden gelebilirim. Şu anda bu dört duvar arasında en büyük sorunum ise minik dostumun giderken katanalarımı da beraberinde götürmesi. Köye güvenli bir şekilde dönebilirsem varımı yoğumu yeni katanalar almak için harcayacağım. Çift katana kullanmama rağmen sınav boyunca bu duruma ikinci kez düştüm. Tecrübelerimden yola çıkarak şu sonuca varıyorum. Bana iki katana yetmiyor. Bu sayıyı en kısa zamanda arttırmam lazım.
Fil aradan çıktıktan sonra düzenek ile yalnız kaldım. Etrafta olmadığını bilmeme rağmen katanalarımı bulma umuduyla kısa bir süre sağa sola baktıktan sonra hamlemi yapmak için harekete geçmeye karar verdim. En son gördüğüm kadarıyla dışarıda büyük bir savaş dönüyordu. Katanalarımı kaybetmeme rağmen elimde kocaman 15 metrelik bir silah olduğu için hala daha savaşabilirim. Sadece yeni silahlarımı kullanmak için dışarıdakilerin nerede olduklarını öğrenmem lazım. Bu yüzden öncelikle dışardakilerin seslerini dinleyerek nerede olduklarını anlamaya çalışacağım. Eğer nerede olduklarını anlayabilirsem önlerindeki duvarın temellerini Kangehika ile yok ederek duvarı üzerlerine yıkmaya çalışacağım. Eğer nerede olduklarını kestiremezsem yukarıdan baktığım zaman bulundukları son konumda olduklarını düşünerek aynı eylemi gerçekleştirmeye çalışacağım. Bu saldırım ile onlara ciddi bir zarar verebileceğimi düşünmüyorum ama ortalığı karıştırarak sürpriz bir saldırı yapmak için uygun bir zemin hazırlayabilirim.
Fil aradan çıktıktan sonra düzenek ile yalnız kaldım. Etrafta olmadığını bilmeme rağmen katanalarımı bulma umuduyla kısa bir süre sağa sola baktıktan sonra hamlemi yapmak için harekete geçmeye karar verdim. En son gördüğüm kadarıyla dışarıda büyük bir savaş dönüyordu. Katanalarımı kaybetmeme rağmen elimde kocaman 15 metrelik bir silah olduğu için hala daha savaşabilirim. Sadece yeni silahlarımı kullanmak için dışarıdakilerin nerede olduklarını öğrenmem lazım. Bu yüzden öncelikle dışardakilerin seslerini dinleyerek nerede olduklarını anlamaya çalışacağım. Eğer nerede olduklarını anlayabilirsem önlerindeki duvarın temellerini Kangehika ile yok ederek duvarı üzerlerine yıkmaya çalışacağım. Eğer nerede olduklarını kestiremezsem yukarıdan baktığım zaman bulundukları son konumda olduklarını düşünerek aynı eylemi gerçekleştirmeye çalışacağım. Bu saldırım ile onlara ciddi bir zarar verebileceğimi düşünmüyorum ama ortalığı karıştırarak sürpriz bir saldırı yapmak için uygun bir zemin hazırlayabilirim.
