[Aktif Operasyon | Kita Usagi] Dil
- GM - Naruto
- Game Master
- Posts: 2811
- Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [Aktif Operasyon | Kita Usagi] Dil
İçerisi lüks bir restoran, fakat aynı zamanda hanın lobisi işlevi de görüyor. Kapının tam karşısında bir resepsiyon bulunuyor, genişçe dikdörtgen bir masanın arkasında oturan kimonolu bir genç kadın görüyorsun. Sol tarafında ise ustaların tezgahı ve yemekleri pişirdikleri alanlar mevcut. Mutfak neredeyse tamamen açık ve titizlik akıyor her bir yanından. Oval bir yapısı var mutfağın, çevresinde istersen dolaşabiliyorsun. Sağ tarafta oturulacak yerler mevcut. Şu anda kahvaltı servisi yapılıyor, ramen veya gohan sunuluyor müşterilere. Bir köşeye geçiyorsun ve çaktırmadan shinobiyi izlemeye başlıyorsun. Ona servis sunulmuyor, etrafta dolaşan garsonlar varlığına aldırış etmiyorlar. Muhtemelen koruma veya devriye görevinde.
Sen oturduğun gibi tekrar esniyor ve yerinden kalkıyor. Tuvalete doğur ilerliyor ve gözden kayboluyor. Bu sırada, siparişini almak için genç bir erkek garson geliyor.
Basit bir kahvaltı söyleyip beklemeye başlıyorsun.
Bir kaç dakika sonra tuvaletten çıkıyor shinobi. Dışarı çıkarken elinde kağıdı tekrar okuduğunu görüyorsun. Ardından boş ve yorgun gözlerle tekrar onu buruşturuyor, çıkış kapısının dışında ve yanında kalan çöp tenekesine atıyor ve devam ediyor, kalabalığın arasına karışmak için. Bu sırada, göz göze geliyorsunuz. Seni tanımıyor, öylesine bir bakışma oluyor bu. Fakat benzer bir karşılaşmada başka Shinobi'lerin seni tanımayacağı anlamına da gelmiyor bu.
Eleman uzaklaşınca çöp kutusunun yanına gidiyor ve usulca içine bakıyorsun. Bir ramenci dükkanının broşürü.
Eh, en azından merakını ve mideni tatmin etmiş oldun.
İçerideki konuşmalardan çok bir şey çıkardığın söylenemez fakat bir kaç defa daha toplantıya dair bir şeyler duyuyorsun. Bir kaç kişi ötelden ayrılıyor, bir kaç kişi kayıt yaptırıyor bu sırada. Çok gözüne batan bir şey söz konusu değil.
Sen oturduğun gibi tekrar esniyor ve yerinden kalkıyor. Tuvalete doğur ilerliyor ve gözden kayboluyor. Bu sırada, siparişini almak için genç bir erkek garson geliyor.
Basit bir kahvaltı söyleyip beklemeye başlıyorsun.
Bir kaç dakika sonra tuvaletten çıkıyor shinobi. Dışarı çıkarken elinde kağıdı tekrar okuduğunu görüyorsun. Ardından boş ve yorgun gözlerle tekrar onu buruşturuyor, çıkış kapısının dışında ve yanında kalan çöp tenekesine atıyor ve devam ediyor, kalabalığın arasına karışmak için. Bu sırada, göz göze geliyorsunuz. Seni tanımıyor, öylesine bir bakışma oluyor bu. Fakat benzer bir karşılaşmada başka Shinobi'lerin seni tanımayacağı anlamına da gelmiyor bu.
Eleman uzaklaşınca çöp kutusunun yanına gidiyor ve usulca içine bakıyorsun. Bir ramenci dükkanının broşürü.
Eh, en azından merakını ve mideni tatmin etmiş oldun.
İçerideki konuşmalardan çok bir şey çıkardığın söylenemez fakat bir kaç defa daha toplantıya dair bir şeyler duyuyorsun. Bir kaç kişi ötelden ayrılıyor, bir kaç kişi kayıt yaptırıyor bu sırada. Çok gözüne batan bir şey söz konusu değil.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
- Kita Usagi
- Ishigakure
- Posts: 286
- Joined: September 11th, 2018, 3:23 am
Re: [Aktif Operasyon | Kita Usagi] Dil
İçeriye ilk adım attığında dikkatini çeken şey resepsiyon ve resepsiyonun arkasındaki mutfak olmuştu. Müşterilerin gözü önünde olduğundan olsa gerek, aşırı temiz bir yerdi mutfak. Sonrasında içeride gözüne kestirdiği masalardan bir tanesine oturup, gözleriyle shinobiyi aradı. Shinobinin esneyip, yerinden kalktıktan sonra tuvalete gidişini gözledi. Bu sırada gelen garsona siparişini verdikten sonra etrafını incelemeye başladı. İçerideki müşterileri inceledi, ne konuştuklarına dikkat kesildi. Lakin dikkate değer tek bir bilgi bile alamamıştı. Toplantıdan ise tekrar tekrar söz edilmişti. Bu gün alacağı bütün haberler bu toplantı ile ilgili olacaktı yüksek ihtimalle. Gerçi, bu tip nadir toplantılar halkın her zaman ilgisini çekerdi. O yüzden başka bir bilgiye ulaşamamasını çok ta anormal karşılamıyordu bugün için. Daha farklı bilgiler duymayı umarak etrafına göz gezdirirken shinobi çıkmıştı tuvaletten. Dışarı çıktığında o kağıdı tekrar okumuştu. Sonrasında kağıdı buruşturup çöp tenekesine atmıştı. Bu hareketten sonra kağıttan umudunu kesse de, yine de acele etmeden gidip kağıtta ne yazdığını incelemek için ayaklanmıştı.
Shinobi'nin cebindeki kağıdın bir broşür olduğunu görünce biraz üzülmüştü. Bir şeyler bulabileceğini tahmin etmişti bu kağıttan lakin çıkan sadece bir ramenci broşürü olmuştu. Etrafındaki konuşmalardan da bir şey çıkmayınca iyice umutsuzluğa kapılmaya başlamıştı. Araştırmasını dördüncü günün sonunda Razan'ı düşürecek şekilde yapması gerekiyordu. Görevi tam olarak buydu. Önündeki dört gün içinde Razan'ı indirmek. Bu gün içinde Shijo'nun Minami şehrine gelmesi gerekiyordu. Kendisine nasıl zaman kazandıracağı tam bir muammaydı Usagi için ama, şu an her türlü yardımı kabul edecek konumdaydı. Kimden gelirse gelsin.
Sipariş ettiği yemekler gelince bir güzel kahvaltısını yaptı. Toplantı için ne kadar zamanı kaldığını bilmiyordu tam olarak ama her tarafta bu toplantının konuşulmasından, çok önemli bir toplantı olduğunu anlayabiliyordu. Şansını toplantı salonunda denemeyi düşünüyordu lakin, içeriye girip giremeyeceğinden emin değildi. Belki doğu yakasındaki şirkete gidip orada bir şeyler bulmayı umabilirdi. Ne var ki, oradan da çok bir şey çıkacağını düşünmüyordu. Bu büyük toplantı bugün olmasaydı eğer Razan'ı takip edip, günlük planını ortaya dökebilirdi. Toplantının bu gün olması ise, bu planını da biraz zora sokuyordu çünkü her gün olan bir şey değildi bu toplantı ve günlük planın arasına sokulan ufacık bir olay bile bir politikacının belki haftalık planını değiştirebilirdi. Böyle bir zamanı kullanma lüksü de yoktu Usagi'nin. Bugün yapılacak olan toplantının da daha sonra ulaşılamayacak bir fırsat olma özelliği bulunuyordu. Peki doğu yakasındaki şirkete gidip, orada işe yarar kesin yazılı kanıtlar bulması durumunda bu kanıtları toplantı salonunda ortaya sunsa ne olurdu? Böyle bir hareket işe yarayacak olsa bunu Ishichou şimdiye çoktan yapmış olurdu. Elinde, Razan'ı öldürmekten başka bir indirme yöntemi bulunmuyordu. Ve bunu, önündeki dört gün içinde yapmalıydı.
Kahvaltısını bitirince kahvaltının ücretini ödeyip handan ayrıldı. Önündeki iki seçeneği de iyice değerlendirdi. İlk seçeneği toplantı salonuna gitmekti. İkinci seçeneği ise doğu yakasındaki şirkete gidip orada bir şeyler bulmayı ummaktı. Hiç değilse, Razan'ı orada bekleyebilirdi. Ama Razan'ın bu gün içinde oraya gelip gelmeyeceğinin garantisi yoktu. Zorlu olan yolu seçmekten başka şansının olmadığını fark etmişti. Toplantının yapılacağı alana doğru hareket etmeye başlamıştı bile. Ne olursa olsun, Razan'ı öldürecekti. Bu, aynı zamanda kendi hayatına mal olsa bile.
Shinobi'nin cebindeki kağıdın bir broşür olduğunu görünce biraz üzülmüştü. Bir şeyler bulabileceğini tahmin etmişti bu kağıttan lakin çıkan sadece bir ramenci broşürü olmuştu. Etrafındaki konuşmalardan da bir şey çıkmayınca iyice umutsuzluğa kapılmaya başlamıştı. Araştırmasını dördüncü günün sonunda Razan'ı düşürecek şekilde yapması gerekiyordu. Görevi tam olarak buydu. Önündeki dört gün içinde Razan'ı indirmek. Bu gün içinde Shijo'nun Minami şehrine gelmesi gerekiyordu. Kendisine nasıl zaman kazandıracağı tam bir muammaydı Usagi için ama, şu an her türlü yardımı kabul edecek konumdaydı. Kimden gelirse gelsin.
Sipariş ettiği yemekler gelince bir güzel kahvaltısını yaptı. Toplantı için ne kadar zamanı kaldığını bilmiyordu tam olarak ama her tarafta bu toplantının konuşulmasından, çok önemli bir toplantı olduğunu anlayabiliyordu. Şansını toplantı salonunda denemeyi düşünüyordu lakin, içeriye girip giremeyeceğinden emin değildi. Belki doğu yakasındaki şirkete gidip orada bir şeyler bulmayı umabilirdi. Ne var ki, oradan da çok bir şey çıkacağını düşünmüyordu. Bu büyük toplantı bugün olmasaydı eğer Razan'ı takip edip, günlük planını ortaya dökebilirdi. Toplantının bu gün olması ise, bu planını da biraz zora sokuyordu çünkü her gün olan bir şey değildi bu toplantı ve günlük planın arasına sokulan ufacık bir olay bile bir politikacının belki haftalık planını değiştirebilirdi. Böyle bir zamanı kullanma lüksü de yoktu Usagi'nin. Bugün yapılacak olan toplantının da daha sonra ulaşılamayacak bir fırsat olma özelliği bulunuyordu. Peki doğu yakasındaki şirkete gidip, orada işe yarar kesin yazılı kanıtlar bulması durumunda bu kanıtları toplantı salonunda ortaya sunsa ne olurdu? Böyle bir hareket işe yarayacak olsa bunu Ishichou şimdiye çoktan yapmış olurdu. Elinde, Razan'ı öldürmekten başka bir indirme yöntemi bulunmuyordu. Ve bunu, önündeki dört gün içinde yapmalıydı.
Kahvaltısını bitirince kahvaltının ücretini ödeyip handan ayrıldı. Önündeki iki seçeneği de iyice değerlendirdi. İlk seçeneği toplantı salonuna gitmekti. İkinci seçeneği ise doğu yakasındaki şirkete gidip orada bir şeyler bulmayı ummaktı. Hiç değilse, Razan'ı orada bekleyebilirdi. Ama Razan'ın bu gün içinde oraya gelip gelmeyeceğinin garantisi yoktu. Zorlu olan yolu seçmekten başka şansının olmadığını fark etmişti. Toplantının yapılacağı alana doğru hareket etmeye başlamıştı bile. Ne olursa olsun, Razan'ı öldürecekti. Bu, aynı zamanda kendi hayatına mal olsa bile.
Off Topic
Doğu yakasındaki şirketin ve toplantı salonunun tam yerleri şimdiye kadar hiçbir konuşmada geçmedi. Eğer karakter bu iki yere bilgi almadan gidemeyecekse, karakterimin şu an Daimyo binasına doğru gittiğini varsayabilirsiniz. Eğer karakterim bu iki mekanında tam lokasyonunu biliyorsa Toplantının yapılacağı yere gidiyor.
► Show Spoiler
- GM - Naruto
- Game Master
- Posts: 2811
- Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [Aktif Operasyon | Kita Usagi] Dil
Off Topic
Şirketin adı ve lokasyonu hakkında bir fikri yok karakterin, lâkin toplantının nerede yapılacağını topladığı bilgiler ile kestirmiş durumda. Oraya yönlendiğini varsayıyorum.
Eğim bir noktadan sonra git gide azalıyor ve düzleşiyor. En lüks mahallelerden birinde olduğunu düşünüyorsun zira arkanı dönüp baktığında bütün şehir, ova ve dağlar ayaklarının ucundan ufka doğru sıralanmış bir şekilde akıyor. Sağda ve soldaki evler ise, en az 2 metrelik duvarların arkasındaki malikanelere dönüşüyor. Bir kaç yüz metre ileride ise, bir insan yığını görüyorsun.
Oraya doğru ilerlediğinde, insanların bir şeyler için toplandığını farkediyorsun. Çoğunluğu soylular oluşturuyor. Şaşalı kimono ve hakamaları, makyajlı suratları, taranmış ve parlayan saçları, rengarenk yelpazeleri ve güneş şemsiyeleri ile, buraya senin ait olmadığını yüzüne vuruyorlar senle muhattap olmadan. Çevrede bir kaç muafız da görüyorsun; baştan aşağıya standart Japon samuray kıyafeti içerisindeler, kaskları suratlarını gizliyor. Kalabalığın bulunduğu malikanenin kapıları kapalı, fakat dikkatini asıl çeken şey kapıların aşırı geniş oluşu. Eğer tahta ve kalın kapılar açılırsa, bir kaç dakika içerisinde herkes içeriye girebilir.
Bu sırada, kapılar ağır bir şekilde aralanıyor ve içeriden bir ulağın bağırışı duyuluyor; "Olağan gündem toplantısı birazdan başlayacak! Toplantı herkese açıktır. İzlemek isteyenleri avluya davet ediyoruz."
Kalabalığın arasına karışıyorsun. Dikkat çektiğin söylenemez.
Kalabalıkla beraber avluya giriyorsunuz. Avlu dehşet derecede geniş. Kapıdan içerideki malikaneye en az bir 50 metre var, yan tarafa olan açıklığı da en az bir 60-70 metre. Sağ ve sol duvarların yanına ekilmiş olan kiraz ağaçları duvarların banallığını gizliyor. Sol tarafta, duvara yakın kiraz ağaçlarından avlunun ortasına kadar bir yapay, muhtemelen derinliği ayak bileğine kadar gelen yapay bir gölcük var. Çevresinde çeşitli kayalar ve düzenli bir şekilde yetiştirilmiş çiçekler var. Şu anda yanmayan fenerler çevreyi süslüyor. Gölün bir ucundan diğer ucuna kıvrılarak ulaşan bir köprü mevcut. Gölün önüne, çok geniş bir yer masası koyulmuş ve üstüne lüks bir tente gerilmiş. Masanın etrafında 10 kadar yer minderi mevcut.
Masadan en az bir 20 metre kadar uzaklıklarda ise, yere rastgele bir şekilde fakat estetik olarak halılar ve minderler atılmış, izleyicilerin oturabilmesi için. Her bir kaç metrede bir tahta bir şişe ve bir kaç bardak bulunuyor misafirlerin içebilmesi için.
Kapının tam karşısında ise, 2 katlı geniş bir malikane göz dolduruyor. Ön tarafı komple standart Japon stilinde veranda. Veranda da, eşit aralıklarla hizalanmış 15 tane koruma seçiyorsun. Her korumanın belinde birer katana mevcut. Ulak, avlunun ortasında bulunuyor. "Lütfen, bu taraftan. Evinizde gibi hissedin. Bir sorununuz olursa en yakınınızdaki görevliye bildirebilirsiniz. Namimoto-dono sizi ve gündem toplantısını evinde ağırlamaktan gurur duyar."
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
- Kita Usagi
- Ishigakure
- Posts: 286
- Joined: September 11th, 2018, 3:23 am
Re: [Aktif Operasyon | Kita Usagi] Dil
Gittikçe dikleşen yol normal insanları bir süre sonra yorsa da, bir shinobi olarak Usagi bu zorluğa pek aldırış etmemişti. Yolda insanları bir bir geçerken, yolun sağ ve soluna konuşlanmış şekilde olan evler de git gide üst kademe evlerine olan değişimi gösteriyordu. Apartman tipindeki evler yerini müstakil evlere bırakmaya başlamıştı. Yani, şu an bulunduğu yerde normal insanlardan ziyade zanaatkarların ve orta kesim insanların yaşadığı belliydi. Tabi bu değişim Usagi için çok bir anlam ifade etmiyordu. Sonuçta kendisi bir shinobi olarak üst sınıf bir insandı. Her ne kadar bu sınıflandırmaya pek aldırış etmese de, köyünün ve ülkesinin bu sınıflandırmasına saygı duyuyordu.
Yolda ilerledikçe eğimin azalıp, sonrasında yolun tamamen düzleşmesinin ardından nereye geldiğini az çok anlamıştı. Soyluların yaşadığı kesime geldiğini o an herkes anlayabilirdi. Peki bu manzara? Bu manzarayı soyluların kesin iplemediğini düşünüyordu o an. İşte bu yüzden onlar soyluydu. Soylulara göre, kendilerinden daha güzel bir manzara olamazdı. Tabi bazı nadir soylular da çıkıyordu ortaya, doğanın bu güzelliğini fark eden, her şeyin sadece paradan veya soydan ibaret olmadığı kavrayabilen. Ama geneli, oturup şu manzaraya bir kere bile bakmamış olmalıydı. Ayaklarının altında uzanan şehir, her şeyden habersiz bir şekilde günlük mücadelesini veriyordu. İnsanlar muhabbet ediyor, şakalaşıyor, tartışıyor, pazarlık yapıyordu. Bazı yerlerde bariz bir insan kalabalığı vardı. Bu alanların geneli pazar yeriydi. Şehrin etrafını saran dağ ve önünde uzanan geniş ova ise Minami şehrine mükemmel bir stratejik avantaj vermesiyle birlikte, Usagi'nin iç huzurunu da arttırıyordu. Önünde ki büyük sınavı geçtikten sonra(geçebilirse eğer), her şeyi arkasında bırakıp buraya yerleşebilirdi. Tüm gününü oturup bu doğa abidesini izleyerek geçirebilirdi. Bunu şuan yapabilmeyi ne kadar istese de, ülkesinin refahı için arkasına dönüp yüzleşmesi gereken bir iç düşman vardı.
Doğa abidesine tekrar karşılaşmak üzre hoşça kal dedikten sonra arkasına dönüp ilerlemeye devam etti. Biraz ileride bir insan kalabalığı dikkatini çekmişti. Burada da bir pazar kurulu olabileceğini düşünse de, yaklaştıkça bu düşünceyi aklından silip attı. Bu insanlar eşyalar için gelmemişti buraya. Sözler, kelimeler, cümleler duymak için gelmişti. Toplantının yapılacağı yerdi burası. Kalabalığın önündeki kapıların genişliği ise ayrı bir abideydi. Kaya ülkesi işçiliği de tam olarak buydu. Kapıların duruşu bile aşırı derecede heybetliydi. Sadece duruş olarak da kalmamıştı. Gerçek anlamda da aşırı heybetliydi bu kapılar. Kapının önünde uzanan insan güruhu ise kimono ve hakamaları ile kendilerini belli ediyorlardı. Bütün soyluların klasik tipi herkeste vardı. Ufak tefek dokunuşlar bütün tiplerin aynı olmasını engelliyordu. Makyajlı suratlarıyla, parlak saçlarıyla, renk renk şemsiye ve yelpazelerle birlikte Usagi buraya ait olmadığını şimdiden hissetmeye başlamıştı. Lakin bunu sadece kendisinin böyle hissetmesini umuyordu. Başkası da böyle hissederse eğer Usagi'nin kim olduğuyla ilgili sorular başını ağrıtabilirdi. Özellikle korumaların bunu asla fark etmemesi için elinden geleni yapıp, önündeki soylu güruhunun içine girmeye çalışmıştı.
Kapıların açılıp, ulağın bağırışı ile birlikte kafasında bir kaç soru işareti belirmişti. Ishichou'nun gündem toplantısı için dedikleri aklına geldi o an. Yarın öğlen 12'de çoğu politikacının bir gündem için toplaşacaklarını biliyoruz. Ancak oraya giriş yapman zor olacaktır. Giriş yapmanın zor olacağı bir yer, kesinlikle halka açık bir gündem toplantısı olamazdı. Çünkü karıştığı kalabalık ile beraber sakin bir şekilde toplantının yapılacağı avluya doğru giriyordu. Avluya adımını attığı anda ilk dikkatini çeken şey, avlunun aşırı derecede geniş olmasıydı. İçeri giren kalabalık bu genişliğe rahatça sığardı. Hatta üstüne bir bu kadar kişilik daha boş alan kalırmış gibiydi. Büyük avlunun içinde yapay bir göl bile mevcuttu. Burasının kesinlikle Daimyo'nun malikanesi olmalıydı. Ya da Daimyo'nun sarayı demek daha doğru olurdu. Çünkü malikaneleri biraz önce geride bırakmıştı ve bu onlara nazaran bambaşka bir yapıydı.
Yapay gölün önüne kurulmuş yer masası ve etrafındaki on kadar yer minderi, toplantının burada halka açık bir şekilde gerçekleştirileceğini gösteriyordu. Razan'ı düşürmek için bundan daha kesin bir fırsat önündeki dört gün içinde eline geçmeyebilirdi. Ne var ki, etrafındaki bir düzineden fazla koruma ise önündeki dört gün içinde bundan daha kötü bir an olamaz gibi gösteriyordu. Şu an için yarı yarıya durumdaydı. Hala bir tarafı ağır basamamıştı. Buna sonra karar vermek üzre avlunun içlerine doğru yavaş yavaş ilerlemeye devam etti. İlerlemeye devam ettiği sırada gözleriyle en güzel noktayı aramaya başlamıştı. En önde oturması kendisi için kötü olurdu, halkın arasına karışması gerekiyordu. En arkada oturması ise, ani bir durumda masaya erişim için sıkıntı çıkartırdı. Bu sebeple ikinci sıralardan birisinde oturması gerekiyordu. Mümkün mertebe ana kapıya düz bir rotası olan ve korumaların kolayca erişemeyeceği bir yer. Bu yeri bulamazsa aradığı kriterlere en yakın yere konuşlanacaktı.
Ulağın davetinden sonra içeride böyle bir yer bulduğunu düşünerek ilerlemeye başladı. Bir kaç kişinin oturmasını bekledikten sonra oturacaktı. Kendisi ile birlikte oturacak kişilere ufak bir baş selamı verip mümkün olduğunca sessizliğini koruyacaktı. Her anını masaya atılmaya hazır bir şekilde geçirecekti. Şimdilik kafasında Razan'ı burada öldürmek gibi bir planı olmasa da, her duruma karşı hazır bulunması gerektiğini düşünüyordu.
Yolda ilerledikçe eğimin azalıp, sonrasında yolun tamamen düzleşmesinin ardından nereye geldiğini az çok anlamıştı. Soyluların yaşadığı kesime geldiğini o an herkes anlayabilirdi. Peki bu manzara? Bu manzarayı soyluların kesin iplemediğini düşünüyordu o an. İşte bu yüzden onlar soyluydu. Soylulara göre, kendilerinden daha güzel bir manzara olamazdı. Tabi bazı nadir soylular da çıkıyordu ortaya, doğanın bu güzelliğini fark eden, her şeyin sadece paradan veya soydan ibaret olmadığı kavrayabilen. Ama geneli, oturup şu manzaraya bir kere bile bakmamış olmalıydı. Ayaklarının altında uzanan şehir, her şeyden habersiz bir şekilde günlük mücadelesini veriyordu. İnsanlar muhabbet ediyor, şakalaşıyor, tartışıyor, pazarlık yapıyordu. Bazı yerlerde bariz bir insan kalabalığı vardı. Bu alanların geneli pazar yeriydi. Şehrin etrafını saran dağ ve önünde uzanan geniş ova ise Minami şehrine mükemmel bir stratejik avantaj vermesiyle birlikte, Usagi'nin iç huzurunu da arttırıyordu. Önünde ki büyük sınavı geçtikten sonra(geçebilirse eğer), her şeyi arkasında bırakıp buraya yerleşebilirdi. Tüm gününü oturup bu doğa abidesini izleyerek geçirebilirdi. Bunu şuan yapabilmeyi ne kadar istese de, ülkesinin refahı için arkasına dönüp yüzleşmesi gereken bir iç düşman vardı.
Doğa abidesine tekrar karşılaşmak üzre hoşça kal dedikten sonra arkasına dönüp ilerlemeye devam etti. Biraz ileride bir insan kalabalığı dikkatini çekmişti. Burada da bir pazar kurulu olabileceğini düşünse de, yaklaştıkça bu düşünceyi aklından silip attı. Bu insanlar eşyalar için gelmemişti buraya. Sözler, kelimeler, cümleler duymak için gelmişti. Toplantının yapılacağı yerdi burası. Kalabalığın önündeki kapıların genişliği ise ayrı bir abideydi. Kaya ülkesi işçiliği de tam olarak buydu. Kapıların duruşu bile aşırı derecede heybetliydi. Sadece duruş olarak da kalmamıştı. Gerçek anlamda da aşırı heybetliydi bu kapılar. Kapının önünde uzanan insan güruhu ise kimono ve hakamaları ile kendilerini belli ediyorlardı. Bütün soyluların klasik tipi herkeste vardı. Ufak tefek dokunuşlar bütün tiplerin aynı olmasını engelliyordu. Makyajlı suratlarıyla, parlak saçlarıyla, renk renk şemsiye ve yelpazelerle birlikte Usagi buraya ait olmadığını şimdiden hissetmeye başlamıştı. Lakin bunu sadece kendisinin böyle hissetmesini umuyordu. Başkası da böyle hissederse eğer Usagi'nin kim olduğuyla ilgili sorular başını ağrıtabilirdi. Özellikle korumaların bunu asla fark etmemesi için elinden geleni yapıp, önündeki soylu güruhunun içine girmeye çalışmıştı.
Kapıların açılıp, ulağın bağırışı ile birlikte kafasında bir kaç soru işareti belirmişti. Ishichou'nun gündem toplantısı için dedikleri aklına geldi o an. Yarın öğlen 12'de çoğu politikacının bir gündem için toplaşacaklarını biliyoruz. Ancak oraya giriş yapman zor olacaktır. Giriş yapmanın zor olacağı bir yer, kesinlikle halka açık bir gündem toplantısı olamazdı. Çünkü karıştığı kalabalık ile beraber sakin bir şekilde toplantının yapılacağı avluya doğru giriyordu. Avluya adımını attığı anda ilk dikkatini çeken şey, avlunun aşırı derecede geniş olmasıydı. İçeri giren kalabalık bu genişliğe rahatça sığardı. Hatta üstüne bir bu kadar kişilik daha boş alan kalırmış gibiydi. Büyük avlunun içinde yapay bir göl bile mevcuttu. Burasının kesinlikle Daimyo'nun malikanesi olmalıydı. Ya da Daimyo'nun sarayı demek daha doğru olurdu. Çünkü malikaneleri biraz önce geride bırakmıştı ve bu onlara nazaran bambaşka bir yapıydı.
Yapay gölün önüne kurulmuş yer masası ve etrafındaki on kadar yer minderi, toplantının burada halka açık bir şekilde gerçekleştirileceğini gösteriyordu. Razan'ı düşürmek için bundan daha kesin bir fırsat önündeki dört gün içinde eline geçmeyebilirdi. Ne var ki, etrafındaki bir düzineden fazla koruma ise önündeki dört gün içinde bundan daha kötü bir an olamaz gibi gösteriyordu. Şu an için yarı yarıya durumdaydı. Hala bir tarafı ağır basamamıştı. Buna sonra karar vermek üzre avlunun içlerine doğru yavaş yavaş ilerlemeye devam etti. İlerlemeye devam ettiği sırada gözleriyle en güzel noktayı aramaya başlamıştı. En önde oturması kendisi için kötü olurdu, halkın arasına karışması gerekiyordu. En arkada oturması ise, ani bir durumda masaya erişim için sıkıntı çıkartırdı. Bu sebeple ikinci sıralardan birisinde oturması gerekiyordu. Mümkün mertebe ana kapıya düz bir rotası olan ve korumaların kolayca erişemeyeceği bir yer. Bu yeri bulamazsa aradığı kriterlere en yakın yere konuşlanacaktı.
Ulağın davetinden sonra içeride böyle bir yer bulduğunu düşünerek ilerlemeye başladı. Bir kaç kişinin oturmasını bekledikten sonra oturacaktı. Kendisi ile birlikte oturacak kişilere ufak bir baş selamı verip mümkün olduğunca sessizliğini koruyacaktı. Her anını masaya atılmaya hazır bir şekilde geçirecekti. Şimdilik kafasında Razan'ı burada öldürmek gibi bir planı olmasa da, her duruma karşı hazır bulunması gerektiğini düşünüyordu.
► Show Spoiler
- GM - Naruto
- Game Master
- Posts: 2811
- Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [Aktif Operasyon | Kita Usagi] Dil
Kalabalığın arasından, seyirciler için ayrılmış yere geçip oturuyorsun. Sağında ve solunda oturan soylular, senin daha, ehem, "fakir", duruşunu anlamış olacaklar ki, birazcık bakışları değişiyor. Tiksinti veya iğrenmeden ziyade bu biraz "Bu kadının burada ne işi var?" bakışları. Lâkin yine de dikkat çektiğin söylenemez zira seninle aynı statüde olduğunu düşündüğün bir kaç kişi daha var etrafta. Alt kesime açık olsa da, yokuşu buraya kadar çıkmayı bir çoğunun tercih etmediğini anlayabiliyorsun.
Bu sırada, çevredeki konuşmaları dinliyorsun. "Namimoto-san'ın bu toplantıya ev sahipliği yapması büyük incelik.", "Daimyo ile araları iyi ne olsa ki.", "Neden Daimyo kalesinde olmadı bu toplantı?", "Ufak bir tadilat varmış.", "Razan'da gelecekmiş.", "Daimyo biraz hastaymış sanki, Takeru-sama onun yerine soruları yönlendirecekmiş." Bazıları fısıltı, bazıları ise standart konuşma tonunda.
Sizi içeri davet eden ulağın narin bir yürüyüş ile sahne gibi hazırlanmış olan tenteye yürümesi, herkesin sessizleşmesine sebep oluyor. Kahverengi tonlarında bir hakama ve haori giymiş olan erkek ulak gayet şık. Belinde de bir katana var, fakat bunu ne kadar iyi kullanabilir, o kısım tartışmalı. "Hoşgeldiniz. Birazdan resepsiyona katılan devlet adamlarımız gündemi Daimyo-sama'nın yardımcısı Otake Takeru'ya sunacaklar ve onun sorularını yanıtlayacaklar. Ardından bu konu başlıklarını enine boyuna irdelemek için ise toplantıyı içeride, özel olarak devam ettirecekler."
Ulak hafifçe eğiliyor, ardından malikaneye ilerliyor. "Daimyo-sama gelmemiş. Hastalığı sürüyor herhalde.", "Hafifmiş, öyle duydum.", "Ağır olsa da söylemezler zaten." fısıltılar sürüyor, fakat yine kısa kesiliyor.
Ardından malikanenin sol kanadındaki verandanın sürgülü kapıları açılıyor. Korumalardan 5 tanesi, açılan kapılardan dışarı çıkan insan topluluğunun yanına hızlıca koşuyorlar ve onları tenteye eskort ediyorlar. 10 kişi sayıyorsun. En önde ilerleyen Otake Takeru, Daimyo yardımcısı. Siyah bir haori ve hakama ile sade bir duruşu var onun da. Sırtında "Ishi" anlamına gelen bir kanji işlenmiş altın renginde haorinin. Arkasındaki diğer 9 kişi ise soylu olduğunu belli edecek şekilde giyinmişler. Bir kaç kadın görüyorsun, gerisi erkek. Bir tanesi aşırı sıska. Bir tanesi ise izbandut gibi ve kel, içlerinde tek belinde katana taşıyanı. Ortalarda bir yerlerde ise meymenetsiz suradı ile Razan'ı görüyorsun.
Takeru ve diğerleri dolduruyor tentenin altındaki masayı. Kısa bir konuşma yapıyor Takeru, gayet ciddi bir tonla. Daimyo'nun bazı soruları olduğu ve bu naçizane soyluların da bu gündem hakkında fikirleri olabileceği nezninde uzunca bir şeyler söylüyor. Ardından, önce soyluların, ardından genel halkın durumu hakkında bir kaç soru geliyor diğer 9'luya. İzbandut herife ise dojolar ve benzeri konularda bir kaç soru geliyor. Razan'a ise, ülkenin ekonomik durumu hakkında bazı sorular yöneltiliyor. Toplamda 2 saat kadar sürüyor ve gerçekten uyumamak için gözlerini zor açık tutuyorsun. Tüm sorular ve cevaplar sanki önceden hazırmış havası veriyor sana. Sorular gerçekten çok yüzeysel, verilen cevaplar ise "herşey yolunda efendim" çizgisinde.
Ardından ulak tekrar tentenin önüne geliyor konuşmacılar malikanenin içerisine yönlenirken. "Misafirlerimiz konuların detaylarını görüşmek adına toplantıyı içeride devam ettirecekler. Katıldığınız için teşekkür ederiz."
Ardından insanlar ayaklanıyor ve kapıya yönleniyorlar. Herkes burayı bir kaç dakika içerisinde terk edecek gibi.
Bu sırada, çevredeki konuşmaları dinliyorsun. "Namimoto-san'ın bu toplantıya ev sahipliği yapması büyük incelik.", "Daimyo ile araları iyi ne olsa ki.", "Neden Daimyo kalesinde olmadı bu toplantı?", "Ufak bir tadilat varmış.", "Razan'da gelecekmiş.", "Daimyo biraz hastaymış sanki, Takeru-sama onun yerine soruları yönlendirecekmiş." Bazıları fısıltı, bazıları ise standart konuşma tonunda.
Sizi içeri davet eden ulağın narin bir yürüyüş ile sahne gibi hazırlanmış olan tenteye yürümesi, herkesin sessizleşmesine sebep oluyor. Kahverengi tonlarında bir hakama ve haori giymiş olan erkek ulak gayet şık. Belinde de bir katana var, fakat bunu ne kadar iyi kullanabilir, o kısım tartışmalı. "Hoşgeldiniz. Birazdan resepsiyona katılan devlet adamlarımız gündemi Daimyo-sama'nın yardımcısı Otake Takeru'ya sunacaklar ve onun sorularını yanıtlayacaklar. Ardından bu konu başlıklarını enine boyuna irdelemek için ise toplantıyı içeride, özel olarak devam ettirecekler."
Ulak hafifçe eğiliyor, ardından malikaneye ilerliyor. "Daimyo-sama gelmemiş. Hastalığı sürüyor herhalde.", "Hafifmiş, öyle duydum.", "Ağır olsa da söylemezler zaten." fısıltılar sürüyor, fakat yine kısa kesiliyor.
Ardından malikanenin sol kanadındaki verandanın sürgülü kapıları açılıyor. Korumalardan 5 tanesi, açılan kapılardan dışarı çıkan insan topluluğunun yanına hızlıca koşuyorlar ve onları tenteye eskort ediyorlar. 10 kişi sayıyorsun. En önde ilerleyen Otake Takeru, Daimyo yardımcısı. Siyah bir haori ve hakama ile sade bir duruşu var onun da. Sırtında "Ishi" anlamına gelen bir kanji işlenmiş altın renginde haorinin. Arkasındaki diğer 9 kişi ise soylu olduğunu belli edecek şekilde giyinmişler. Bir kaç kadın görüyorsun, gerisi erkek. Bir tanesi aşırı sıska. Bir tanesi ise izbandut gibi ve kel, içlerinde tek belinde katana taşıyanı. Ortalarda bir yerlerde ise meymenetsiz suradı ile Razan'ı görüyorsun.
Takeru ve diğerleri dolduruyor tentenin altındaki masayı. Kısa bir konuşma yapıyor Takeru, gayet ciddi bir tonla. Daimyo'nun bazı soruları olduğu ve bu naçizane soyluların da bu gündem hakkında fikirleri olabileceği nezninde uzunca bir şeyler söylüyor. Ardından, önce soyluların, ardından genel halkın durumu hakkında bir kaç soru geliyor diğer 9'luya. İzbandut herife ise dojolar ve benzeri konularda bir kaç soru geliyor. Razan'a ise, ülkenin ekonomik durumu hakkında bazı sorular yöneltiliyor. Toplamda 2 saat kadar sürüyor ve gerçekten uyumamak için gözlerini zor açık tutuyorsun. Tüm sorular ve cevaplar sanki önceden hazırmış havası veriyor sana. Sorular gerçekten çok yüzeysel, verilen cevaplar ise "herşey yolunda efendim" çizgisinde.
Ardından ulak tekrar tentenin önüne geliyor konuşmacılar malikanenin içerisine yönlenirken. "Misafirlerimiz konuların detaylarını görüşmek adına toplantıyı içeride devam ettirecekler. Katıldığınız için teşekkür ederiz."
Ardından insanlar ayaklanıyor ve kapıya yönleniyorlar. Herkes burayı bir kaç dakika içerisinde terk edecek gibi.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
- Kita Usagi
- Ishigakure
- Posts: 286
- Joined: September 11th, 2018, 3:23 am
Re: [Aktif Operasyon | Kita Usagi] Dil
"Benim gönlüm zengin bir kere!"
Usagi, bu içten serzenişini kendisine ters ters bakan soylulara karşı yapmıştı. Tabi, bunu sesli söylemeye cesaret edemediği için sadece içinde kalmıştı. Kendisi gibi soylu olmayan bir kaç kişi daha vardı salonda. Ama sayıları soylulara nazaran daha azdı. Kendisi gibi alt tabakadan olan insanların konuşmaları çok fazla bir bilgi içermese de, soyluların dedikoduları ihtiyacı olabilecek bilgileri sunmuştu Usagi'ye.
Namimoto-san. Daimyo ile arası iyi olan önemli bir kişi olmalıydı. Adamın kim olduğunu, ya da neyle uğraştığı konuşulmamıştı. Konuşulduysa bile Usagi duymamıştı. Bunun yerine, Daimyo'nun hasta olabileceği bilgisini bulmuştu. Soylulara bile söylenmeyecek bir şey varsa. O da Daimyo'nun bilgileridir. Daimyo'nun buraya gelmeyip hastaymış galiba gibi bir dedikodu dolaşması ya hasta olduğuna, ya da daha kötüsüne delaletti Usagi için. En azından Usagi'nin çıkarımları bu yöndeydi şuan.
Ulağın tenteye olan narin yürüyüşü, Usagi'nin şuana kadar hiç böyle güzel yürümediğini hatırlattı kendisine. Ne de olsa kendisi bir shinobiydi ve şimdiye kadar bu tarz bir yürüme hiç yaramamıştı. Daha çok çarşıda dolaşan Selami Abi gibi yürüyordu. Ulağın tenteye yaklaşmasıyla birlikte bütün dedikodularda son buldu. Tenteye ulaştığında ise, Usagi'nin dikkati adamın yürüyüşünden ayrılıp beline kaydı. Belindeki katanayı görünce içini garip bir huzursuzluk kaplasa da, bu katananın sadece süs olmadığından şüphelenmeye başlamıştı. Ulağın konuşmaya başlamasıyla birlikte, bütün dikkatini istemsizce ulağa kaydırmıştı. Toplantının özel olarak devam ettirilmesi şu anlık biraz sıkıntı gibi duruyordu önünde. Buradan sonrası için şimdiye kadar hiçbir plan oluşturmamıştı. Kafasında en ufak bir fikir bile yoktu. Belki toplantıda konuşulacaklar bir işe yarardı ama toplantının özel olarak devam etmesi, konuşulanları duyamayacağını gösteriyordu. Bir şekilde içeri girmeliydi, ya da çıkışta bazılarıyla özel olarak görüşebilmeliydi. Kafasında şimdiden bir kaç plan oluşmuş olsa bile, bunları uygulamaya dökmek biraz zor olabilirdi.
Kapıların açılması ile birlikte, korumaların bir kısmı kapılara doğru hızlıca ilerlemeye başlamıştı. Kapılardan çıkan dokuz kişi de şık giyimliydi. Aralarından birisi ise, Usagi gördüğü gibi tüyleri diken diken olmaya yetmişti. Kanlı canlı Ohta Razan!
Herkes masaya oturduğu anda, Usagi Razan'dan başkasına odaklanamıyordu. Dikkati sadece Razan'daydı şu an. Herkese tek tek sorular gelmeye başlamıştı bile. Razan'a ülke ekonomisi hakkında sorular sorulmuştu. Sanki çok umrundaymış gibi de Razan bunların hepsini cevaplamıştı. Yaklaşık iki saat süren aşırı sıkıcı bir toplantı sonrasında, verilen tek cevap "Her şey yolunda."
Her şey yolunda değildi. Eğer her şey yolunda olsaydı şu an Usagi köy devriyesinde ya da buradan başka bir yerde olurdu. Toplantının bitip, toplantıya katılanların ayaklanıp malikaneye doğru yönelmesi ile birlikte ulağın konuşmasını duymuştu bir daha. Toplantının içeride devam edeceğini söylemişti ulak. Tabi, Usagi için şu andan itibaren çanlar çalmaya başlamıştı. Kafasında bir sürü plan geçerken, içlerinden bir tanesini seçti.
İnsanlar ayaklanıp kapıya yöneldiği sırada, Usagi tam tersi yönde ulağa doğru yönelmişti. Ulağa yaklaşıp tatlı bir yüz ifadesi takınmaya çalışarak kafasında söyleyeceği şeyleri toplarladı. Ulağın yanına vardığında ise hafif bir gülümsemeyle "Selam! Ben Yoshikawa Aiki! Muhabirim. Minami şehri ile ilgili bir haber yapmam lazım. Bunun için toplantıdaki kişiler ile konuşmak istiyordum ama..." lafını yarıda kesip hafif üzgün bir surat ifadesi takınmaya çalışacaktı. Sonrasında biraz daha hüzünlü bir ses tonu kullanacaktı. "Şu an toplantıya beni alamayacağınızı biliyorum. Eh, Minami şehrinde ne nerededir çok bir bilgim yok. En azından toplantıya katılanlar gün içinde nelerle ilgilenir? Kendi özel dükkanları, şirketleri, dojoları falan varsa yerlerini söyleyebilir misiniz? Bir kaç gün daha buradayım. En azından onları oralarda bulursam sorularımı yöneltme şansım olur. Lütfeen!"
Bu yaptığı hareketi daha önce yapacağını düşünse kendi kendisine güler ve "Olmaz öyle şey!" derdi. Ama şu an bu harekete o kadar ihtiyacı vardı ki. Karşısındaki adamın bu numarayı yemesi için can atıyordu. Ellerinin avuç içlerini önünde birleştirip, kafasını hafif yana eğdikten sonra gülümseyerek adamın gözlerine bakmaya başladı. Eh, en azından şuan biraz daha tatlı olduğunu, ve adamın bu numarayı yutup istediği bilgileri vereceğini umut ediyordu.
Kim bilir, belki de adam kendisini toplantı salonuna alırdı.
Usagi, bu içten serzenişini kendisine ters ters bakan soylulara karşı yapmıştı. Tabi, bunu sesli söylemeye cesaret edemediği için sadece içinde kalmıştı. Kendisi gibi soylu olmayan bir kaç kişi daha vardı salonda. Ama sayıları soylulara nazaran daha azdı. Kendisi gibi alt tabakadan olan insanların konuşmaları çok fazla bir bilgi içermese de, soyluların dedikoduları ihtiyacı olabilecek bilgileri sunmuştu Usagi'ye.
Namimoto-san. Daimyo ile arası iyi olan önemli bir kişi olmalıydı. Adamın kim olduğunu, ya da neyle uğraştığı konuşulmamıştı. Konuşulduysa bile Usagi duymamıştı. Bunun yerine, Daimyo'nun hasta olabileceği bilgisini bulmuştu. Soylulara bile söylenmeyecek bir şey varsa. O da Daimyo'nun bilgileridir. Daimyo'nun buraya gelmeyip hastaymış galiba gibi bir dedikodu dolaşması ya hasta olduğuna, ya da daha kötüsüne delaletti Usagi için. En azından Usagi'nin çıkarımları bu yöndeydi şuan.
Ulağın tenteye olan narin yürüyüşü, Usagi'nin şuana kadar hiç böyle güzel yürümediğini hatırlattı kendisine. Ne de olsa kendisi bir shinobiydi ve şimdiye kadar bu tarz bir yürüme hiç yaramamıştı. Daha çok çarşıda dolaşan Selami Abi gibi yürüyordu. Ulağın tenteye yaklaşmasıyla birlikte bütün dedikodularda son buldu. Tenteye ulaştığında ise, Usagi'nin dikkati adamın yürüyüşünden ayrılıp beline kaydı. Belindeki katanayı görünce içini garip bir huzursuzluk kaplasa da, bu katananın sadece süs olmadığından şüphelenmeye başlamıştı. Ulağın konuşmaya başlamasıyla birlikte, bütün dikkatini istemsizce ulağa kaydırmıştı. Toplantının özel olarak devam ettirilmesi şu anlık biraz sıkıntı gibi duruyordu önünde. Buradan sonrası için şimdiye kadar hiçbir plan oluşturmamıştı. Kafasında en ufak bir fikir bile yoktu. Belki toplantıda konuşulacaklar bir işe yarardı ama toplantının özel olarak devam etmesi, konuşulanları duyamayacağını gösteriyordu. Bir şekilde içeri girmeliydi, ya da çıkışta bazılarıyla özel olarak görüşebilmeliydi. Kafasında şimdiden bir kaç plan oluşmuş olsa bile, bunları uygulamaya dökmek biraz zor olabilirdi.
Kapıların açılması ile birlikte, korumaların bir kısmı kapılara doğru hızlıca ilerlemeye başlamıştı. Kapılardan çıkan dokuz kişi de şık giyimliydi. Aralarından birisi ise, Usagi gördüğü gibi tüyleri diken diken olmaya yetmişti. Kanlı canlı Ohta Razan!
Herkes masaya oturduğu anda, Usagi Razan'dan başkasına odaklanamıyordu. Dikkati sadece Razan'daydı şu an. Herkese tek tek sorular gelmeye başlamıştı bile. Razan'a ülke ekonomisi hakkında sorular sorulmuştu. Sanki çok umrundaymış gibi de Razan bunların hepsini cevaplamıştı. Yaklaşık iki saat süren aşırı sıkıcı bir toplantı sonrasında, verilen tek cevap "Her şey yolunda."
Her şey yolunda değildi. Eğer her şey yolunda olsaydı şu an Usagi köy devriyesinde ya da buradan başka bir yerde olurdu. Toplantının bitip, toplantıya katılanların ayaklanıp malikaneye doğru yönelmesi ile birlikte ulağın konuşmasını duymuştu bir daha. Toplantının içeride devam edeceğini söylemişti ulak. Tabi, Usagi için şu andan itibaren çanlar çalmaya başlamıştı. Kafasında bir sürü plan geçerken, içlerinden bir tanesini seçti.
İnsanlar ayaklanıp kapıya yöneldiği sırada, Usagi tam tersi yönde ulağa doğru yönelmişti. Ulağa yaklaşıp tatlı bir yüz ifadesi takınmaya çalışarak kafasında söyleyeceği şeyleri toplarladı. Ulağın yanına vardığında ise hafif bir gülümsemeyle "Selam! Ben Yoshikawa Aiki! Muhabirim. Minami şehri ile ilgili bir haber yapmam lazım. Bunun için toplantıdaki kişiler ile konuşmak istiyordum ama..." lafını yarıda kesip hafif üzgün bir surat ifadesi takınmaya çalışacaktı. Sonrasında biraz daha hüzünlü bir ses tonu kullanacaktı. "Şu an toplantıya beni alamayacağınızı biliyorum. Eh, Minami şehrinde ne nerededir çok bir bilgim yok. En azından toplantıya katılanlar gün içinde nelerle ilgilenir? Kendi özel dükkanları, şirketleri, dojoları falan varsa yerlerini söyleyebilir misiniz? Bir kaç gün daha buradayım. En azından onları oralarda bulursam sorularımı yöneltme şansım olur. Lütfeen!"
Bu yaptığı hareketi daha önce yapacağını düşünse kendi kendisine güler ve "Olmaz öyle şey!" derdi. Ama şu an bu harekete o kadar ihtiyacı vardı ki. Karşısındaki adamın bu numarayı yemesi için can atıyordu. Ellerinin avuç içlerini önünde birleştirip, kafasını hafif yana eğdikten sonra gülümseyerek adamın gözlerine bakmaya başladı. Eh, en azından şuan biraz daha tatlı olduğunu, ve adamın bu numarayı yutup istediği bilgileri vereceğini umut ediyordu.
Kim bilir, belki de adam kendisini toplantı salonuna alırdı.
► Show Spoiler
- GM - Naruto
- Game Master
- Posts: 2811
- Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [Aktif Operasyon | Kita Usagi] Dil
Ulak, içeriye hareket eden politikacılar ile beraber ilerlemek için döndüğü sırada, yanına varıyorsun. Laflarını söyleyip, rolünü kesmeye başlıyorsun fakat beceremediğin aşikâr. Hem varlıksal olarak yetersiz olman, hem de beceri anlamında bir çalışman olmamasından ötürü, çok da etkileyici bir konuşma yaptığın söylenemez. Ulak sana doğru bakıyor suradındaki üzgün ifade ile; "Kusura bakmayın ama gerçekten pek bir bilgim yok. Olsa da onların izni olmadan paylaşmam hoş olmaz. Tekrardan kusura bakmayın..." diyor. Ardından yanınıza gelen zırhlı samuraylardan biri, içeride kalan son kişileri de kapının önüne yönlendiriyor. Bir şey demeden, ayrılıyorsun ulağın yanından. Ulak ise hızlı adımlarla malikanenin içerisine yollanıyor.
Kapılar bütün soyluların dışarı çıkmasının ardından kapanıyor. Soylular ise yavaş yavaş yürüyerek dağılmaya başlıyor. Kimisi lüks bir restorana yöneliyor, kimisi ise daha ufak başka evlere dağılıyor. Zaten bir çok soylunun aynı bölgede kalması, evlerinin buraya yürüme mesafesinde olması anlamına geliyor. Kapı tamamen kapandıktan sonra, dışarıda kalan iki samuray da nöbetlerine devam ediyorlar.
Sen ise, bir kaç dakika sonra yalnız kalacaksın bu koca kapının önünde.
Kapılar bütün soyluların dışarı çıkmasının ardından kapanıyor. Soylular ise yavaş yavaş yürüyerek dağılmaya başlıyor. Kimisi lüks bir restorana yöneliyor, kimisi ise daha ufak başka evlere dağılıyor. Zaten bir çok soylunun aynı bölgede kalması, evlerinin buraya yürüme mesafesinde olması anlamına geliyor. Kapı tamamen kapandıktan sonra, dışarıda kalan iki samuray da nöbetlerine devam ediyorlar.
Sen ise, bir kaç dakika sonra yalnız kalacaksın bu koca kapının önünde.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
- Kita Usagi
- Ishigakure
- Posts: 286
- Joined: September 11th, 2018, 3:23 am
Re: [Aktif Operasyon | Kita Usagi] Dil
Rolünü kesememiş, istediği cevapları alamamıştı. Ulak, hiçbir şekilde taviz vermeden cevapları vermemişti. Bu durumda Usagi'nin yanına gelen samurayın yardımıyla dışarıya çıkmaktan başka şansı kalmamıştı. Dışarıya çıktığında ise, etrafında gördüğü manzara karşısında içini garip bir gerginlik bastırmıştı.
Etrafındaki insanların yavaş yavaş dağılması ile koca alanda tek başına kalacağını biliyordu. Yapabilecek hiçbir şeyi yoktu. Aklında şu anlık herhangi bir düşünce yoktu. Tek sıkıntısı, Razan'ın mekanını bilmemesiydi. Belki Razan'ın şirketini bilseydi, işler o zaman değişebilirdi. Bunun içinse yapabileceği bir kaç farklı şey vardı.
Hepsinin başında, malikaneden biraz uzaklaşıp geniş bir açıdan malikaneyi incelemeye başladı. Başka bir girişi var mıydı, yoksa malikaneye tek giriş çıkış önündeki büyük kapıdan mı yapılıyordu bunu öğrenmeliydi. İncelemesini bitirdikten sonra çok fazla dikkat çekmeden malikanenin yan taraflarını da incelemek üzere harekete geçecekti. Yan taraflardan belki başka giriş çıkış kapıları bulurdu. Kim bilir? İncelemesini yaptıktan sonra ise, tekrar ana giriş kapısının olduğu tarafa gelecekti. Kendisine kuytu bir yer bulup, oraya oturmayı düşünüyordu. Kapıyı rahatça görebileceği, gözlerden uzak bir yer. Sonrasında bekleyecekti. Oturacak, düşünecek, plan yapacak, bekleyecekti. Ta ki kapılar bir kez daha açılana kadar. Ohta Razan'ın da büyük kapıdan çıkacağını düşünüyordu. Tabi, bu düşünce gerçekleşmeyebilirdi de. Ohta Razan'ın bu kapıdan çıkması durumunda peşine takılacaktı. Uzaktan, çok fazla dikkat çekmeden.
Etrafındaki insanların yavaş yavaş dağılması ile koca alanda tek başına kalacağını biliyordu. Yapabilecek hiçbir şeyi yoktu. Aklında şu anlık herhangi bir düşünce yoktu. Tek sıkıntısı, Razan'ın mekanını bilmemesiydi. Belki Razan'ın şirketini bilseydi, işler o zaman değişebilirdi. Bunun içinse yapabileceği bir kaç farklı şey vardı.
Hepsinin başında, malikaneden biraz uzaklaşıp geniş bir açıdan malikaneyi incelemeye başladı. Başka bir girişi var mıydı, yoksa malikaneye tek giriş çıkış önündeki büyük kapıdan mı yapılıyordu bunu öğrenmeliydi. İncelemesini bitirdikten sonra çok fazla dikkat çekmeden malikanenin yan taraflarını da incelemek üzere harekete geçecekti. Yan taraflardan belki başka giriş çıkış kapıları bulurdu. Kim bilir? İncelemesini yaptıktan sonra ise, tekrar ana giriş kapısının olduğu tarafa gelecekti. Kendisine kuytu bir yer bulup, oraya oturmayı düşünüyordu. Kapıyı rahatça görebileceği, gözlerden uzak bir yer. Sonrasında bekleyecekti. Oturacak, düşünecek, plan yapacak, bekleyecekti. Ta ki kapılar bir kez daha açılana kadar. Ohta Razan'ın da büyük kapıdan çıkacağını düşünüyordu. Tabi, bu düşünce gerçekleşmeyebilirdi de. Ohta Razan'ın bu kapıdan çıkması durumunda peşine takılacaktı. Uzaktan, çok fazla dikkat çekmeden.
Off Topic
Kusura bakmayın, gerçekten aşırı kötü bir role-play olduğunun farkındayım. Ailevi sebeplerden-Sınavlar yüzünden kafam biraz dalgın. Çok fazla kafa yoramadım. Bir turcuk beni idare ediverin.
Saygılar.
Saygılar.
► Show Spoiler
- GM - Naruto
- Game Master
- Posts: 2811
- Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [Aktif Operasyon | Kita Usagi] Dil
Malikanenin etrafında dolaşmaya başlıyorsun ara sokaklardan birine dalarak. Ara sokaklar falan ama, senin anlayışına göre biraz fazla lüks ve düzenliler. Civar evler malikaneye göre ufaklar evet ama her birinin kişisel birer bahçesi ve en az 2 metre boyunda duvarları mevcut. Bütün sokakların birer duvar silsilesi olmasını engellemek adına da bir çoğu süslenmiş. Bazılarının bahçesi ise açıkta duruyor. Etrafta bir çok insan var, bir yerlere giden veya evine dönen. Dikkat çekmiyorsun.
Malikanenin çevresinde tam bir tur atman 15 dakikanı alıyor fakat herhangi bir giriş kapısı görmüyorsun. Zaten eğer zıplarsan muhtemelen 2.5 - 3 metrelik duvarlarını kolayca aşabilirsin. Fakat normal yollardan giren birisinin, normal yollardan, yani ön kapıdan çıkması gerek. Bu bağlamda, ön kapının olduğu yere dönüyorsun ve kapıyı gören bir kafe buluyorsun ana yolda.
Basit bir kafedesin. 2 katlı bir yer ve ufak. Japon stilinde dekore edilmiş, fakat üst katı muhtemelen burasının kendi evi, zira herhangi bir merdiven görmüyorsun. Sürgülü bir kapıyı açarak içeri giriyorsun. Oturabileceğin bir kaç masa mevcut, kapıyı görebileceğin bir şekilde camekanın önünden bir yer seçiyorsun. Masalar yer masaları. Bağdaş kurarak oturuyor ve bekliyorsun.
2 saat kadar sonra, kapıya bir kaç at arabası geliyor vagonlu. Sırayla gördüğün politikacılar çıkıyor içeriden ve at arabalarına binip uzaklaşıyorlar. En son Razan çıkıyor dışarı. Ulak ile bir şeyler konuşuyor kapının önünde, ardından omzuna dokunuyor. Ulak hafifçe eğilip teşekkür ediyor ve içeri giriyor.
At arabasından inen bir figür dikkatini çekiyor. Erkek ve giyimi bir shinobiyi andırıyor, fakat detayları seçemiyorsun. Basitçe bir pantolon, shinobi sandaletleri ve gri standart olmayan bir flak ceketten fazlasını anlayamıyorsun. Razan'a yardım etmek adına elinden tutuyor ve arabaya bindiriyor. Ardından sağına soluna bakıyor, o da arabaya biniyor. Razan'ın emrinde olduğu belli.
Sürücü, arabayı ilerletmek adına hazırlanıyor.
Malikanenin çevresinde tam bir tur atman 15 dakikanı alıyor fakat herhangi bir giriş kapısı görmüyorsun. Zaten eğer zıplarsan muhtemelen 2.5 - 3 metrelik duvarlarını kolayca aşabilirsin. Fakat normal yollardan giren birisinin, normal yollardan, yani ön kapıdan çıkması gerek. Bu bağlamda, ön kapının olduğu yere dönüyorsun ve kapıyı gören bir kafe buluyorsun ana yolda.
Basit bir kafedesin. 2 katlı bir yer ve ufak. Japon stilinde dekore edilmiş, fakat üst katı muhtemelen burasının kendi evi, zira herhangi bir merdiven görmüyorsun. Sürgülü bir kapıyı açarak içeri giriyorsun. Oturabileceğin bir kaç masa mevcut, kapıyı görebileceğin bir şekilde camekanın önünden bir yer seçiyorsun. Masalar yer masaları. Bağdaş kurarak oturuyor ve bekliyorsun.
2 saat kadar sonra, kapıya bir kaç at arabası geliyor vagonlu. Sırayla gördüğün politikacılar çıkıyor içeriden ve at arabalarına binip uzaklaşıyorlar. En son Razan çıkıyor dışarı. Ulak ile bir şeyler konuşuyor kapının önünde, ardından omzuna dokunuyor. Ulak hafifçe eğilip teşekkür ediyor ve içeri giriyor.
At arabasından inen bir figür dikkatini çekiyor. Erkek ve giyimi bir shinobiyi andırıyor, fakat detayları seçemiyorsun. Basitçe bir pantolon, shinobi sandaletleri ve gri standart olmayan bir flak ceketten fazlasını anlayamıyorsun. Razan'a yardım etmek adına elinden tutuyor ve arabaya bindiriyor. Ardından sağına soluna bakıyor, o da arabaya biniyor. Razan'ın emrinde olduğu belli.
Sürücü, arabayı ilerletmek adına hazırlanıyor.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
- Kita Usagi
- Ishigakure
- Posts: 286
- Joined: September 11th, 2018, 3:23 am
Re: [Aktif Operasyon | Kita Usagi] Dil
Görünürde malikanenin hiçbir çıkışı olmaması, Usagi için güzel bir avantajdı. Bu demek oluyordu ki, eğer gizli bir çıkış yoksa Razan bir tek ön kapıdan çıkabilirdi. Malikanenin etrafını turladıktan sonra, malikanenin önündeki açıklığa gelip ön kapıyı gören bir kafe bulmuştu. Standart Japon stilinde döşenmiş olan kafeye girip, camekanın önündeki masalardan birisine oturmuştu. Normalde bu tip kafelere çok fazla giden insan değildi Usagi. Normal şartlar altında, gezmek için sürekli evden çıkan birisi bile değildi. Arada bir kaç arkadaşıyla dışarı çıkar, yemek yeyip evine geri dönerdi. Ama önündeki şu dört günde zamanının çoğunu dışarıda geçireceğinden emindi. Belki görevini bitirdikten sonra bir kafeye gidip, birisi çıkacak mı çıkmayacak mı diye bakınmadan bir şeyler yeyip içebilirdi. Ama o zamana kadar, gözünü kapıdan ayırmaması gerektiğinin farkındaydı.
Orada oturarak geçirdiği iki saat, yaklaşık iki yıl gibi gelmişti Usagi'ye. Zaman geçmek bilmiyordu. Bir ara Razan'ın bu kapıdan çıkmayacağını düşünmeye başlamıştı. Sonrasında başka çıkış olmadığına kendisini inandırarak beklemeye devam etmişti. Tabi, Razan bu kapıdan çıktıktan sonra ne yapacaktı onu da bilmiyordu. Takip edebilirdi, biraz önce uşağa yutturmaya çalıştığı başarısız rol kesmeyi bu sefer Razan'ın adamlarından birisine uygulayabilirdi. Ya da bir şekilde Razan ile tanışmaya çalışabilirdi. Lakin, bunların hiçbirisini Razan bu kapıdan çıkmadan yapamazdı.
Yaklaşık 2 saat sonra, ön kapıya bir kaç tane vagonlu at arabası yaklaşmıştı. Ön kapıların açılması ile birlikte politikacılar tek tek içeriden çıkıyordu. Hepsi arabalarına binip uzaklaşırken kapıdan çıkan son kişi olan Razan, ulak ile kapıda bir şeyler konuşmuştu. Konunun ne olduğunu merak etse de, yakın zaman sonra bunun pekte önemli olmayacağını biliyordu.
At arabasından inen erkek shinobi, Razan'ın elini tutup arabaya binmesine yardım etmişti. Sonrasında etrafını kontrol eden shinobi, tekrar at arabasına binmişti. Usagi ise shinobinin arabaya binmesiyle aynı anda ayağa kalkmıştı. Cebinden biraz para çıkartıp masaya bıraktıktan sonra kafeden çıkıp, at arabasının hareketlenmesini beklemişti. Arabanın hareketlenmesinden sonra ise, at arabasını uzak bir mesafeden takip etmeye başlayacaktı. Usagi'ye göre Razan şu an yüksek ihtimalle Doğu yakasındaki şirketine doğru gidiyordu. Orasının yerini öğrenmesi Usagi için mükemmel bir avantaj sağlardı. Ne var ki, bu sadece Usagi'nin düşüncesiydi ve Razan, şu an çok alakasız bir yere de gidiyor olabilirdi. Ama bunu denemesi lazımdı. Aklına başka hiçbir yol gelmiyordu. Akşamüstü vakitleri olduğu için Razan şu an evine doğru da gidiyor olabilirdi, ki orası da güzel bir alternatif olurdu. Arabayı takip etmesi biraz zor olabilirdi. Arabanın hızlanması durumunda kendi adımlarını da hızlandırması gerekecekti. Çok uzaklaşır da, arabayı kaybederse diye, arabanın görüntüsünü olabildiğince aklına kazımaya çalıştı. Ayırt edici bir kaç özellik bulmaya uğraştı. Arabayı kaybetmesi durumunda, doğu yakasında arayabilirdi bu arabayı. Ya da diğer günlerde bu arabayı tekrar görmesi durumunda takip etmeye devam edebilirdi. Her iki türlü de, günün sonuna kadar yapacağı şey belliydi. Hedefinin içinde bulunduğu arabayı takip etmek.
Orada oturarak geçirdiği iki saat, yaklaşık iki yıl gibi gelmişti Usagi'ye. Zaman geçmek bilmiyordu. Bir ara Razan'ın bu kapıdan çıkmayacağını düşünmeye başlamıştı. Sonrasında başka çıkış olmadığına kendisini inandırarak beklemeye devam etmişti. Tabi, Razan bu kapıdan çıktıktan sonra ne yapacaktı onu da bilmiyordu. Takip edebilirdi, biraz önce uşağa yutturmaya çalıştığı başarısız rol kesmeyi bu sefer Razan'ın adamlarından birisine uygulayabilirdi. Ya da bir şekilde Razan ile tanışmaya çalışabilirdi. Lakin, bunların hiçbirisini Razan bu kapıdan çıkmadan yapamazdı.
Yaklaşık 2 saat sonra, ön kapıya bir kaç tane vagonlu at arabası yaklaşmıştı. Ön kapıların açılması ile birlikte politikacılar tek tek içeriden çıkıyordu. Hepsi arabalarına binip uzaklaşırken kapıdan çıkan son kişi olan Razan, ulak ile kapıda bir şeyler konuşmuştu. Konunun ne olduğunu merak etse de, yakın zaman sonra bunun pekte önemli olmayacağını biliyordu.
At arabasından inen erkek shinobi, Razan'ın elini tutup arabaya binmesine yardım etmişti. Sonrasında etrafını kontrol eden shinobi, tekrar at arabasına binmişti. Usagi ise shinobinin arabaya binmesiyle aynı anda ayağa kalkmıştı. Cebinden biraz para çıkartıp masaya bıraktıktan sonra kafeden çıkıp, at arabasının hareketlenmesini beklemişti. Arabanın hareketlenmesinden sonra ise, at arabasını uzak bir mesafeden takip etmeye başlayacaktı. Usagi'ye göre Razan şu an yüksek ihtimalle Doğu yakasındaki şirketine doğru gidiyordu. Orasının yerini öğrenmesi Usagi için mükemmel bir avantaj sağlardı. Ne var ki, bu sadece Usagi'nin düşüncesiydi ve Razan, şu an çok alakasız bir yere de gidiyor olabilirdi. Ama bunu denemesi lazımdı. Aklına başka hiçbir yol gelmiyordu. Akşamüstü vakitleri olduğu için Razan şu an evine doğru da gidiyor olabilirdi, ki orası da güzel bir alternatif olurdu. Arabayı takip etmesi biraz zor olabilirdi. Arabanın hızlanması durumunda kendi adımlarını da hızlandırması gerekecekti. Çok uzaklaşır da, arabayı kaybederse diye, arabanın görüntüsünü olabildiğince aklına kazımaya çalıştı. Ayırt edici bir kaç özellik bulmaya uğraştı. Arabayı kaybetmesi durumunda, doğu yakasında arayabilirdi bu arabayı. Ya da diğer günlerde bu arabayı tekrar görmesi durumunda takip etmeye devam edebilirdi. Her iki türlü de, günün sonuna kadar yapacağı şey belliydi. Hedefinin içinde bulunduğu arabayı takip etmek.
► Show Spoiler