[Yamato Ryuji & Kotegawa Ooki] Tutsak

Gizli Kütüphane'nin tozlu raflarındaki unutulmuş hikayeler.
User avatar
Kotegawa Ooki
Posts: 160
Joined: August 31st, 2018, 10:46 pm

Re: [Yamato Ryuji & Kotegawa Ooki] Tutsak

Post by Kotegawa Ooki » December 16th, 2018, 5:41 pm

Kasabaya girdikten sonra cesetlere bakmaya başlamıştım. Hepsi ölüydü ve üstlerinde öyle kullanılabilir bir şey yoktu. Kullanılabilir bir şey yoktu derken baya baya hiçbir şey yoktu. Büyük ihtimalle tüm ekipmanlarını savaşta kullanmışlardı. Hoşnutsuzluğumu ağzımdan çıkan bir sesle belirtmiştim.

Bu ufak kasabadan hiç ses gelmediğine göre tüm sivillerinde öldüğünü veya kaçtığını varsayabilirdim. Kaçmaları bizim açımızdan daha iyiydi. Bir yerlerde saklanmışlarsa onları bulup olan biten hakkında daha detaylı bilgi sahibi olabilirdik. Bu olay çoktan bizim başımızı aşmıştı. Şu şartlarda Takeru için hayatımı riske atmak istemiyordum. Kazanabilecek olsam belki, belki görevi başarı ile bitirip adımı temize çıkarmak için riske girebilirdim ama her biri en az benim kadar güçlü 5 Shinobiyi ve çok sayıda yerel sivil ve korumayı haklayan bir gruba karşı ben ve Ryujin'in hiç şansı yoktu. Köye ve bana verilen göreve bağlılığım olsada pisi pisinede ölecek değildim, en azından Takeru için.

Ben Ryujinin yanına gitmeye karar vermişken bir anda gaipten gelen bir sesle irkilip etrafıma bakınmıştım. Ne kadar bakarsam bakayım sesin kaynağını bulamayınca stres yüzünden delirdiğimi düşünmeye başlamıştım ki ses alçak bir tonda konuşmaya devam etmişti.

Sesin kaynağına baktığımda şaşkınlıktan göz bebeklerim bir kedinin kavga edeceği zaman boyunun büyümesi kadar büyümüştü. Karşımda bu dengesizin yani Takerunun koruması Ryoma vardı. Aslında tam onun koruması sayılmazdı. Daha çok Daimyo kalesinde görevli biriydi ama bu ikisinin her zaman bağlantılı olduğunu düşünmüştüm.

Şaşkınlığım devam ederken onun söylediklerini dinlemiştim. Benden Takeru'yu kurtarmamı istiyordu ama nasıl? Bunu yapan adamlara karşı koymam mümkün müydü? Bu Ryoma Daimyo Kalesi kapısında beni tek jutsu ile etkisiz hale getirmemiş miydi? O zaman ben ona bunu yapanlara karşı nasıl karşı koyabilirdim.

Ne yapacağım konusunda bir fikrim yoktu ama şansımı zorlarsam Ryoma'yı kurtarabileceğimi tahmin ediyordum. En azından denerdim.

Ceketini karıştırıyormuş gibi yaparken iyice eğilip ufak bir cimcim atacaktım. Onu acıdan bağırtacak kadar değil ama uyandıracak kadar. Gerçi sırtındaki yaraya bakarsak ufak bir cimciği hissedeceğini bile sanmıyordum.

Cimciği attıktan sonra " Seni kurtarıcam. Numara yapmaya devam et. Karşı çıkma! " diyecek ve adamı sol omzumun üstüne alacaktım. Sırtı yaralı olduğu için yaralı tarafın havaya bakmasına dikkat edecektim.

İlerlerken bir kaç kişiyi daha bir şekilde taşımaya çalışacaktım. Belki üst üste belki alt alta ama Ryomanın üstüne yada yanına birini koymamaya dikkat edecek ve güvenliğinden emin olmak için sol elime omzumdayken onu sıkı sıkıya tutacaktım.

Mevcut halimde ilerlerken sesli bir şekilde " Ryujin ölülerden biri zamanında beni hiç zorlanmadan döven biri. Eğer onu ve..." diyip etrafa bakındıktan sonra " diğerlerini bu hale getiren biri yada birileri ile karşı karşıyaysak hiç şansımız yok. Zaten Takeru ibnesini de hiç sevmezdim. Göt verenin tekidir. Şu adamları..." diyip taşıdıklarıma ve etraftakilere bakarak " evlerden birinin içine koyup etrafa biraz daha bakıp gidelim. Takeru gibi ukala ve kendini göklerde gören halktan uzak bir adam için hayatımı riske atamam. Bizden sonra gelecekler atmak istiyorsada o onların bileceği iş. Şu göt verenin arabasına baksana. Güya buraya halkla konuşmaya dertlerine derman olmaya gelmiş. Ulan arabayı satsan zaten Iya vadisini ihya eder. " diyecektim. Konuşurken diğerlerine nazaran daha sağlam olan bir eve doğru yönelecektim. Taşıma konusunda bir sıkıntı yaşarsam uzuvlarımı çakra ile güçlendirerek bu sorunu aşmayı deneyecektim.

Söylediklerim tam yalan sayılmazdı. Hatta Ryomayı bulmasam üç aşağı beş yukarı düşüncelerim bu yöndeydi. Aslında şu anda o yönde düşünüyordum ama sadece Ryomayı bir şekilde yaşatıp olacaklara bakacaktım. Takeru'dan her ne kadar nefret etsemde karşımda kurtarma ihtimalim olan birini kurtarmayıp yalnız bırakmak istemiyordumda. Bunun bir sebebide benzeri bir duruma ben düşseydim ve beni terk etselerdi yaşayacağım korkunç yalnızlığı ve korkuyu düşünmekti.

Evin içine girdiğimde kapısı falan varsa kapatıp cesetleri yere bıracaktım. Eve bir üstün körü bakıp kimsenin olmadığından emin olduktan sonra ise Ryomayı yere indirip yüz üstü yatıracak ve çeketini kunaim ile tamamen kesecektim. Bunu yapmadan önce ceketinin bir tarafından ufak bir parça kesip onu katladıktan sonra ısırması için ağzına koyacaktım çünkü birazdan yapacaklarım pek hoş olmayacaktı.

Çantamı karıştırıp tıbbi bir ekipman var mı diye bakacaktım. Varsa yarayı suyla temizleyip dezenfektan yada onun gibi bir şeyleri yaraya sürecektim. Yoksa sadece suyla temizlemekle yetinecektim.

Yarayı temizledikten sonra ise " Canın çok fena acıyacak dişini sık. " diye adamın kulağına fısıldadıktan sonra Kaon no Jutsuyu uygulayacak ve iki elimede normalde jutsu için gerekenden çok daha fazla çakra gönderip yarasını dağlamaya başlayacaktım. Dağlama sırasında bir anda elimi bastırmayıp hafif hafif parmaklarımla ilerleyecektim.

Normalde bu işi gören bir Katon tekniği vardı. Hatırladığım kadarıyla Kizugari adında A-Seviye bir teknikti. Benim şimdi yaptığımda üç aşağı beş yukarı onunla aynı mantıktaydı.

Yarasını pek ortodoks olmayan bu yolla kapatıp kanamasını durdurabilirsem yanımdaki ilk yardım ekipmanlarıyla yarasını sarıp ağrı kesici, antibiyotik tarzı bir şeylerde varsa ona suyla beraber verecektim. İlk yardım çantam falan yoksa cesetlerden birinin kıyafetlerini kunai ile kesip adamın yarasını saracak ve su içirecektim.

Yapacağım şeyin ne kadar işe yarayacağından emin değildim ama şu anki haliyle bırakılırsa yaşaması mümkün değildi. Basitçe riske girip en iyisinin olmasını umacaktım.
Image
Künye
► Show Spoiler
Motivasyon/Komplikasyon/Özellik
► Show Spoiler
Profil
► Show Spoiler
Beceri
► Show Spoiler
Ninjutsu
► Show Spoiler
Taijutsu
► Show Spoiler
Genjutsu
► Show Spoiler
Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar Standart
► Show Spoiler
User avatar
Yamato Ryuji
Posts: 65
Joined: November 8th, 2018, 11:06 pm

Re: [Yamato Ryuji & Kotegawa Ooki] Tutsak

Post by Yamato Ryuji » December 16th, 2018, 8:19 pm

Karşımızdaki dehşete rağmen hala Yajima Juzo'ya soramadığı soruların derdini güden Ooki biraz canımı sıkmaya başlasa da elimde başka alternatif olmadığı için yoluma onunla devam etmem gerekiyordu. Bu konuyu kapattığımızı belirten tehditkar ses tonumla arkadaşımın gözlerinin içine bakacak ve duruma açıklık kavuşturacaktım. "Juzo-san'ın konu hakkında hiçbir bilgisi yok. Choune kelebeklerinin fısıldadığı tek şey Otake Takeru'nün kaçırıldığıydı." Fakat cesetleri bir yere toplama fikri mantıklı geldiği için bu tavrımı devam ettirmeyip yüzümdeki ifadeyi hızlıca gülümsemeye çevirecektim.

Görev arkadaşımın kişisel tecrübelerinden öğrendiğim kadarıyla oldukça güçlü olan koruma timi, belki de tamamı hayatını vermiş vaziyette önümüzdeki düz arazide yatıyordu. Eğer Ooki'nin gözünü korkutacak kadar güçlülerse nasıl böyle tuzağa düşebildiklerine aklım ermemişti. Ya kaçıranlar gerçekten korkulacak cinsten kişilerdi ya da korumalar Ooki'nin düşündüğü kadar güçlü değillerdi. Güç konusuna biraz takılsam da aklımı oynatacak derinliğe yerleştirdiğim bir düşünce değildi. Herkesin zayıf noktası vardı. Elimizde yeterince kaynak olmasa da karşımıza kim gelirse gelsin görevin gerekliliklerine göre kazanmanın veya hayatta kalmanın bir yolunu bulabileceğimiz ümidiyle rahat hareket ediyordum.

Anlaştığımız üzere bana ayrılan bölgeyi incelerken bulduğum bedenlerin hepsi cansızdı. Özellikle aradığımız beş shinobiden üçünü ölü bulmam, bilgi edinebileceğimiz canlı birinin bulunmadığı konusunda oldukça ikna edici bir orandı.

Cesetleri incelerken ekip arkadaşımın tavsiyesi üzerine kullanılabilecek shinobi ekipmanlarına dikkat ediyordum ama işe yarar vaziyette bir şey kalmamıştı. Kullanılmış kesici aletler büyük ihtimalle keskinliğini yitirmişti ve olası dövüş sırasında muhtemelen faydadan çok hamlelerimin etkinliğini düşüreceği için zarara neden açacaktı. Henüz gözüme takılan işe yarar bir şey olmasa da patlamamış sis bombalarıyla mühürleri kırılmamış patlayıcı parşömenler işimize yarayabilirdi. Beklentiye girmeden özellikle bunlara dikkat etmeye çalıştım, bulursam alıp buluşma noktasına götürecektim.

Cansız halde yerde yatan shinobilerin ölücülüğünü yaparken fark ettiğim ekipman çantalarının bulunmaması durumuysa aklımda yeni soru işaretleri yaratmıştı. Ekipmanların çalınması, daimyo yardımcısının kaçırılması, on kadar cinayet, vadideki kimsenin haberdar olmadığı; geride bırakılan savaş alanı beni zihnimdeki iki fikir arasında bırakmıştı. Birileri vadiye gelecek maddi desteğin olabildiği kadar ileri tarihlere ertelenmesini sağlamak istiyordu veya henüz adını duyurmamış bir yasa dışı örgüt dikkatleri kendi üzerilerine çekmeye çalışıyordu. Ekipmanların ortadan kaybolması ilk fikrimi elimine ediyordu. Öyleyse durum şimdiye kadar farkına varmadığım kadar ciddiydi. Belli amaçlar dahilinde hareket etmeyen, ne yapacaklarını bilmeyen kuduz köpeklerle karşı karşıyaydık.

Göğsümü kaplayan soyut karanlık hiçbir batıl inancım olmamasına rağmen günah işlemişim gibi hissetmeme neden oluyordu. İçimde yabana atılmayacak, yokmuş gibi davranılmayacak kadar büyük bir huzursuzluk zuhur etmişti. Kendimi güvende hissetmiyordum. Aldığım eğitim, bu tarz durumlarda etraftan yaklaşabilecek herhangi bir olası tehdite karşı gardımı almamı tembihliyordu. Gözümüzün göremediği bir şeyin bize yaklaşıyor olma ihtimalini bundan sonra yapacağım her harekette kendime yineleyecektim. Sağ elimi aynı taraftaki baldırıma bağlı ekipman çantama yakın tutup muhtemel uzaktan veya ani saldırıları kunaiyle savuşturmak veya karşılamak planıyla tetikte olacaktım.

Önümüze bir ipucu çıkaracağına inandığım ve içinde bulunduğumuz savaş alanında en çok dikkat çeken nesne olan at arabasına, talimatlarımın aksine, kendim bakmam gerekmişti. Kasabanın ortasında adeta parlayan bu aletin ilerlememize hiçbir faydası olmadığına inanamadığım için bulduğum şişeleri, koltuğu, kovayı, kupayı; hatta arabanın altını ve üstünü, çevresini yeniden kontrol edecektim. Fakat bu incelemeyi temkinli bir şekilde yapacaktım ki hemen yakınımda duran at korkup birden koşmaya başlamasın. Bu fikrimden sonra bir de atı inceleme gereği duymuştum. Nasıl yapacağımı bilmesem de sağına soluna birkaç bakış atarak normalin dışında bir durumu, yarası var mıydı kontrol edecektim. Böylesine yıkımın gerçekleştiği savaş alanında nasıl hayatta kalabildiğini merak ediyordum. Kuşkularım, atın bana zarar verme ihtimaline karşı aramızda üç veya dört adımlık mesafe bırakmaya özen göstermem gerektiğini söylüyordu.

At ve arabayla olan etkileşimim sırasında tavan yapan kötü hislerim, mantıklı bir hareket olarak beni bu konuda eğitimim olmamasına rağmen temel bilgilerimle sensörlük denemeye yönlendirmişti. Tehlikenin keskin kokusu burnumu yakarken vücudumda dolanan chakraya odaklanıp çevredeki canlılığı hissetmeye çalışacaktım.

Düşüncelerim bedenimi serbest bıraktığında takım arkadaşımın önerisi üzerine cesetleri toplamaya başlayacaktım. Hali hazırda yeterince zarar görmüş bedenlere daha fazla saygısızlık etmeden kucağımda taşımayı düşünsem de cansız bir surata bu kadar yakınlaşma fikri ürpertici geldiği için cesetleri birer birer sırtıma alarak taşıyacaktım. Etrafa sürtmemeye özen gösterip birkaç git gelle işi bitirecektim.

Nakliye işimiz devam ederken Ooki'nin söyledikleri tüyler ürpertici olsa da dehşete düşmek için yeterince zamanım yoktu. Bundan sonra ne yapacağımızı planlamaya çalışıyordum ama aklıma parlak fikirler gelmiyordu. Arkadaşımın ağzından duyduğum sözler sadece cümle arasındaki bir nokta molasıyla birlikte yön değiştirmeye başlamıştı. Aradığımız adamın korumalarına olan övgüler birden aradığımız adama sövgülere dönüşmüştü. Ooki'nin suratına bakıp kaşlarımı asimetrik olarak çatarak şaşkınlıkla kızgınlık arasındaki hislerimi belli etmeye çalışmıştım. Fakat ona kızmak sadece plan kurmamı erteleyeceğinden bu sözlerin üzerinde durmamaya karar vermiştim.

Anlaştığımızı ve binalardan en yakındakini seçip cesetleri oraya taşıyacağımızı belirtmek için sol elimin işaret parmağıyla gözüme kestirdiğim yarısı dökülmüş yapıyı gösterip Ooki'nin beni anlamasını bekleyecektim.
Image
Künye


İsim: Yamato Ryuji
Yaş: 16
Cinsiyet: Erkek
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Para: 両 70.000
Prestij: 2 PP
Ün: 10
Kullanılabilir GP: 5

Motivasyon:
Ryuji için shinobi olmak, eskiden kafasını stabil tutmaya yarayan tek uğraşı olduğu için kendisini zorlayarak yataktan kaldıran öpücükken yakın geçmişte fark ettiği büyüme, gelişme, özgüven duyguları annesinden beri iyi hissetmesini sağlayan tek neden olmuştur. Kişisel tatminini bu şekilde sağlamanın olumsuz yanları olup olmadığı düşünecek yaşa henüz erişmemiştir.

Özellikler -
Image
Profil


Güç: 6
Çeviklik: 7
Kondisyon: 6
Potansiyel: 4
Varlık: 3
Zeka: 4

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 3 (Favori)
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1
[Zeka] İzcilik: 1
Image

Ninjutsu

(A-Rank) Raiton no Yoroi
Taijutsu

(Stil|B-Rank) Rinjoushou
(B-Rank) Shoufuu
(C-Rank) Reppuu

(Stil|D-Rank) Ninja Ekipman Ustalığı
Ekipmanlar

Ekipman Çantası
(Normal Kalite) 1 Kunai
(Normal Kalite) 2 Shuriken
(Normal Kalite) 4mt. Sentetik Misina
(Normal Kalite) 2 Patlayıcı Parşömen
(Normal Kalite) 2 Sis bombası
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts: 2811
Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Yamato Ryuji & Kotegawa Ooki] Tutsak

Post by GM - Naruto » December 17th, 2018, 6:03 pm

Ooki: Ryoma’ya doğru eğilerek planladığın üzere çimdikliyorsun. Olaylar beklediğin gibi gerçekleşiyor, ve hafifçe gözlerini açıyor Ryoma. Yüzünde olan biteni pek algılayamıyormuş gibi bir ifade var. Çimdiklemek için daha da yaklaştığın için, yüzünün bembeyaz kesilmiş olduğunu farkediyorsun. Tıp konusunda pek bilgin olmasa da, bunun kaybettiği kanın miktarının oldukça fazla olmasıyla bağlantısı var gibi görünüyor. Hala hayatta; shinobi dürtüleri sayesinde yaşama elinden geldiğince tutunmaya çalışıyor ancak buna ne kadar devam edebileceğine ne sen, ne de gözlemleyebildiğin kadarıyla o emin. Sözlerin karşısında sessizliğini koruyor, gözlerini kapatmasıyla birlikte onayladığını anlıyor ve tuttuğun gibi sırtlıyorsun adamı. Bu esnada, acısına bağlı olarak çığlık atmamaya çalıştığını farkediyorsun. Gözlerini sımsıkı kapatıyor ve kendini zar zor tutarak burnundan nefes veriyor sertçe. Neyse ki, yalnızca senin duyabileceğin şiddette çıkıyor ses. Belki de bu kadar ani bir hareket yapmamış olman gerektiğini düşünüyorsun, ancak durumun şartlarıyla daha iyisini yapamayacağın da aşikar. Ryuji’ye doğru yürümeye başlarken diğer cesetlere de alıcı gözle bakıyorsun taşıyabilir misin diye, ancak daha fazla sert ve ani hareket yapman durumunda Ryoma’nın daha fazla dayanamayacağını düşündüğün için kalan cesetleri sonra taşımaya karar veriyorsun. Bu esnada, Ryuji’ye doğru konuşmaya başlıyorsun.

Ryuji: Etrafa saçılmış cesetlere ve ekipmanlara göz gezdirmeye devam ediyorsun. Ancak bulabildiğin tek şey yalnızca birbirlerinden birkaç metre uzakta duran iki sis bombası oluyor. Kar kardır diye düşünerek, sis bombalarını cebine atıyorsun. Daha fazla bir şey bulamayacağını farkettiğin zaman, at arabasına yöneliyorsun bu kez. İlk bakışta görebildiğin şeyler seni tatmin etmiyor bir türlü. Huzursuzluğun git gide artarken sırasıyla şişelerin ve kupanın olduğu kovayı, koltukları ve yastıkları inceliyorsun. Görünürde bir şey yokmuş gibi görünüyor. Bu incelemeler esnasında, kulağına Ooki’nin söyledikleri gelmeye başlıyor inceden. Takeru’yla, arabayla ve vadiyle ilgili bir şeyler. Arabanın içinde bir şey olmadığına kanaat getirdikten sonra kafanı çıkarıyorsun ve Ooki’nin yaklaşık 3 metre ileride, sana doğru yürümekte olduğunu farkediyorsun. Arabanın altını kontrol etmek üzere eğildiğin andaysa, gözüne arabanın altına yapıştırılmış 5 adet patlayıcı parşomen çarpıyor. Bir milisaniye kadar algılayamıyorsun durumu, ardından gözlerin büyüyor. Sen geriye doğru kaçınmaya çalışırken, tüm dünya tersine dönüyor.

Ooki: Konuşmaya ve yürümeye devam ederken, Ryuji’nin arabayı senin yerine kontrol etmeye başladığını farkediyorsun. Dışarıdan pek görünmüyor, ancak alt vücudunun hareketlerinden haldır haldır bir şeyler aradığını farkedebiliyorsun. Ancak seni duyabildiğini düşündüğün için cümlelerini sıralıyorsun. Bu esnada, Ryuji kafasını arabadan çıkarıyor ve altına bakmak için eğiliyor. Tam bu esnada, farklı bir noktadan gelen bir ses duyuyorsun. Ryuji’ye ait olmak için fazla uzak: “Kai!” Bir anda, arabanın altından gelen büyük bir patlama tüm sessizliği bozuyor. Patlamanın etkisiyle koca araba yaklaşık bir metre kadar havaya sıçradıktan sonra geri iniyor ve büyük bir çatırtıyla kırılarak yanmaya başlıyor. Bağlı olan zavallı at ise, en basit ifadeyle hem patlamanın hem de yere inişin etkisiyle yere yığılıveriyor. Patlamanın etkisiyle dört beş adım geriliyor, ancak dengeni sağlamayı başarabiliyorsun. Olaylar hiç beklemediğin kadar hızlı gerçekleştiği için, şaşkınlıkla olduğun yerde kalıveriyorsun. Ancak, yeniden duyduğun ses ile birden algıların açılıveriyor. Az öncekiyle aynı ses, ancak bu kez daha yakından geliyor. Arka taraflarında olduğunu tahmin etsen de, arkan dönük olduğu için yerini tam olarak kestiremiyorsun: “Shikon!” Sese karşılık, refleksif olarak arkana bakıyorsun ve daha birkaç saniye önce kontrol ettiğin ve ‘ölü’ olduğuna emin olduğun shinobi cesedinin hızla sana koşmakta olduğunu farkediyorsun. Aranızdaki mesafe o kadar kısa ki, tepki verebilmek için yarım saniyen ya var ya yok.

Ryuji: Büyük bir güçle geri savrulduğunu hissediyorsun, ardından sırtının bir yere çarptığını. Büyük bir sıcaklık hissediyorsun her yerinde. Ancak özellikle bacak ve karın bölgende. Kulakların çınlıyor. Öyle ki, çınlama dışında hiçbir şeyi duyamıyorsun. Net olarak görebildiğin hiçbir şey yok bu olaylar esnasında. Çarpmanın etkisiyle, sırtını dayadığın şeyden sertçe yere düşüyorsun kalçanın üstünde ve oturur pozisyonda kalıyorsun. Öksürüyorsun birkaç kez, ne olduğuna emin değilsin. Gözlerini açıyorsun hafifçe. Başta biraz bulanık olsa da sonradan netleşiyor. Görebildiğin tek şey, 6-7 metre kadar ilerinde cayır cayır yanan at arabası ve henüz alev almamış olsa da yerde garip bir pozisyonda yatan zavallı hayvan. Bildiğin tek şey ise hala yaşıyor olduğun, daha fazlası değil.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Kotegawa Ooki
Posts: 160
Joined: August 31st, 2018, 10:46 pm

Re: [Yamato Ryuji & Kotegawa Ooki] Tutsak

Post by Kotegawa Ooki » December 17th, 2018, 7:27 pm

Ryoma'yı sırtladığımda söylediklerime az çok tepki verebildiğini görmüştüm ama bunları ne oranda anlıyordu emin değildim. Bu ufakta olsa bir risk oluşturuyordu. Acıdan bağırıp ne yaptığımı ele vermesi isteyeceğim son şey olurdu. Böyle bir durumda bırak onu kurtarmayı, kendimi bile koruyabileceğimden şüpheliydim.

Ryoma'nın durumuna baktığımda işlerin pekte iyi gitmediğini anlamıştım. Benim gibi kıt zekalı ve insan vücudundan çok az anlayan biri bile bunu kavrayabiliyorsa adamın durumu düşündüğümden bir kaç kat daha kötü olmalıydı. Bu yüzden elimden geldiğince acele edip ona müdahale edebileceğim bir ortama geçecektim.

Adamı taşıdığım sırada yaşamak için verdiği mücadeleyi daha iyi anlayabiliyordum. Benim onu hareket ettirmem durumunu kötüleştirmişti ama orada onun yaşadığını ifşa etmeden müdahale edebileceğim bir ortam yoktu. Kendi halinde bırakırsam %101 ölecekti. Doğal olarak elimden başka bir şey gelmiyordu. İçimden keşke yanımızda bir Medic olsaydı diye geçirmiştim. Bu tarz kişiler her takıma cidden lazımdı ama köyün bu konuda bazı eksikleri vardı. Hastanemiz son teknoloji aletlerle donatılmış olsada bunları kullanacak Medic Shinobilerin sayısı pek azdı.

Ryoma'yı rahatsız etmemek için onun dışında başkasını taşımamaya karar vermiştim. Bu sırada Ryuji bir şeyler söylesede kendi iç dünyama daldığımdan ne dediğini duysamda anlamamıştım. Yinede elini gösterdiği noktadan oraya gitmemi istedi anlamını çıkarmıştım. Eğer en yakınımdaki göreceli olarak sağlam ev orası ise dediğini yapacaktım. Değilse o tarz bir yere bakıp gidecektim.

Ben yaralı Jounini taşıdığım sırada Ryujin benim ilk başta planladığımı yapıp at arabasını inceliyordu. O onu incelediği sırada birilerinin bir mühür kırdığını duymuştum. Hemen etrafıma bakmak için hareketlensemde benim bunu duymamla aynı anda at arabası havaya uçup etrafı cümbüşe çevirmişti.

Zavallı atın ölmesi beni üzsede şu an için kendimi düşünmek zorundaydım. Tek temennim atın çok acı çekmeden ölmüş olduğunu düşünmekti. Hayvanları severdim, hatta bazı durumlarda Takeru gibi insanlarla kıyaslayınca onları insanlara tercih edebilirdim. Köpeğim Takerudan 10 kat zeki, 100 kat sadıktı.

Patlamanın etkisiyle dengemi geçici olarak kaybedip biraz gerilesemde kendimi düşmeden toparlamayı başarmıştım. Sırasıyla Ryomanın durumuna ve arabayı patlatan'ın kim olduğuna bakacak iken birinin bir teknik kullandığını duymuştum. Shikon adında zombi yaratma tekniğiydi. Az sonra başıma gelecekleri az çok tahmin edebiliyordum.

Tekniğin aktifleşmesi ile birlikte ölü Shinobilerden biri eyerini koparmış at gibi üstüme koşturmaya başlamıştı. Tepki vermek için fazla zamanım yoktu. Zamanım olsada sırtımdaki Ryoma yüzünden istediğim kadar serbest hareket edemiyordum. Yapacağım hareket sırasında ona zarar vermemeye de dikkat etmeliydim.

Zombiye en yakın bacağıma mümkün olduğunca fazla çakra gönderip o uzvu güçlendirirken aynı anda da yaratığın bana en yakın bacağına tüm gücümle bir tekme/çelme karışımı bir hamlede bulunacaktım. Amacım yere düşürmek ve şansım yaver giderse hedefimdeki bacağı kırmaktı.

İlk hamlem başarılı olursa bacaklarımdan birine yine mümkün olduğunca fazla çakra gönderip o uzvu güçlendirecek ve ayağımı yere onun kafasının olduğu yere vurarak kafasını parçalamaya çalışacaktım. Bu hareketi gerekirse ve imkanlarım el verirse kafası patlayana kadar bir kaç kere yapacaktım.

İki hamlemde başarılı olursa etrafıma şöyle bir bakıp Ryoma'yı alıp ilerideki evlerin birine geçip saklanacak ve onun durumuna bakacaktım. Tüm bu olanlardan sonra hayatta kalacağını sanmıyordum ama olurda hayatta kalırsa ve fırsatım olursa önceden planladıklarımı yapıp yarasıyla ilgilenecektim.
Image
Künye
► Show Spoiler
Motivasyon/Komplikasyon/Özellik
► Show Spoiler
Profil
► Show Spoiler
Beceri
► Show Spoiler
Ninjutsu
► Show Spoiler
Taijutsu
► Show Spoiler
Genjutsu
► Show Spoiler
Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar Standart
► Show Spoiler
User avatar
Yamato Ryuji
Posts: 65
Joined: November 8th, 2018, 11:06 pm

Re: [Yamato Ryuji & Kotegawa Ooki] Tutsak

Post by Yamato Ryuji » December 17th, 2018, 9:54 pm

Zihnim, tuzak olarak yerleştirilmiş patlayıcı parşömenleri gördüğüm anda vücudumun birkaç saniye sonraki akıbetini hesaplayamamamdan dolayı adeta donmuştu. İnsanın bilinmezlikten korkmasına bu kadar yakından şahit olmak o kadar ürkütücüydü ki birkaç saniyeliğine de olsa düşünme yetimi kaybetmiştim. Bilinmezliğin bu kadar beklenmedik ve aynı zamanda büyük olması, gelecek diye bir olgunun gözümde varlığını yitirmesine sebep olmuştu.

Şuurumu toparlayabildiğimde aklımda beliren ilk düşünce şimdiye kadar kendime hiç değer vermeden yaşamış olmamdı. Geçmişimde değer vermeyi aklıma bile getirmediğim hayatımın gözlerimin önünde beyaz bir perdeye bürünüp kendisini yoktan var etmesiyle geriye doğru birkaç adım atma içgüdüsünü hareketlerime yansıtabilmiştim.

Tuzağa düşmüştüm. Düşüncelerim, ne yapmam gerektiğiyle o kadar meşgul olmuştu ki başıma gelebilecekleri aşina olmadığım batıl hisler uyarmıştı. Bu konuda kendime öfkelenmiştim. Böylesine basit bir fikre karşı kaybetmeyi hazmedemiyordum.

Hala amacıyla ilgili fikirlerimi netleştiremediğim kişiler tarafından Takeru ve korumaları gibi biz de pusuya düşürülmüştük. Gerçi Ooki'nin ne durumda olduğunu henüz bilmiyordum. Bu yüzden gafil avlananın yalnızca ben olduğumu kabul etmem gerekiyordu.

Bir an önce oturduğum yerden kalkıp neler olup bittiğini görmem gerekiyordu. Fakat vücudumu ne derecede hareket ettirebileceğimi bilmiyordum. Birkaç deneme yapmam, yaralarımı tanımlamam olumlu bir adımdı. İlk yaralanmam patlamadan olduğu için yanıyor muyum diye bakıp ufak tefek de olsa üzerimdeki ateş parçalarını söndürecektim.

Gözlerimi açabildiğimde az önce yanında bulunduğum atın haline acısam da önce kendimi tamir etmem gerekiyordu. Kulağımdaki çınlama yüzünden hiçbir şey duyamamak, ekip arkadaşımla haberleşmemizi engelliyordu ve bana, içinde bulunduğum durum için edindiğim yaralardan daha büyük kısıtlamalar getiriyordu.

Ayağa kalkmadan önce uzuvlarımı hareket ettirebiliyor muyum diye bakacaktım. Suratımdan başlayıp sağlam olan ve olmayan yerlerimi tespit ettikten sonra eğer kanamalı bölgelerim varsa bu bölgeleri pelerinimden ufak parçalar koparıp tamponlamayı düşünüyordum.

Sırtımı neye çarptığımın hala farkında değildim. Duyularımın tamamının köreldiği patlamadan sağ çıkmanın yarattığı şok mantıklı hareket etmemi engellemişti. Çevremi gözleyemeden vücudumu sağlam haline geri döndürmeye çalışmıştım. Ayağak kalkabilirsem ilk dikkat edeceğim şey nereye vurup da savrulmamın durduğu olacaktı.

Yaralarımı kontrol ederken bundan sonra ne yapacağımın planını gözden geçirecektim. Düştüğüm tuzaktan belli olduğu üzere çok yakınımızda düşmanlar vardı. Bulabildiğim ilk çatıya sıçrayıp çevreyi gözetleyecektim. Gözlerimle arayacağım iki şey vardı; ilki ekip arkadaşım Ooki, ikincisiyse bize saldıran ya da saldıran kişiler. Çıktığım yerden Ooki'yi hemen görebileceğimi sanıyordum. Eğer aciliyet gerektiren bir durumu varsa elimden geldiğince hızlı şekilde müdahil olacaktım. Kanaatim aksi yöndeyse düşmanlarımı gözetlemeye, çok uzakta bulunmasının imkansız olduğunu düşündüğüm saldırganların yerini belirlemeye çalışacaktım. Gözlerim bulunduğum yerden yetersiz kalırsa bulabildiğim diğer yüksek yerlere çıkarak ve edineceğim yeni malumatlara göre yönlenerek arayışıma devam edecektim.

Planımda çok büyük iki pürüz vardı. Bunlar da yapmak istediklerim için yeterince vaktimin olmamasıyla her an karşıma çıkabilecek düşman saldırılarıydı. Ayağa kalkar kalkmaz insan vücudunda chakranın birikim noktası olan göbek deliğimdeki enerji odaklanıp gerekli el mühürlerini art arda sıraladıktan sonra bedenime salacağım elektrik akımıyla bildiğim tek ninjutsu tekniği olan Raiton no Yoroi'yi aktif hale getirecektim. Bu benim normalden oldukça hızlı hareket etmemi sağlayacaktı. Bu sefer, şimdiye kadar farkına varamadığım tehditle yüzleşmeye hazırdım.
Image
Künye


İsim: Yamato Ryuji
Yaş: 16
Cinsiyet: Erkek
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Para: 両 70.000
Prestij: 2 PP
Ün: 10
Kullanılabilir GP: 5

Motivasyon:
Ryuji için shinobi olmak, eskiden kafasını stabil tutmaya yarayan tek uğraşı olduğu için kendisini zorlayarak yataktan kaldıran öpücükken yakın geçmişte fark ettiği büyüme, gelişme, özgüven duyguları annesinden beri iyi hissetmesini sağlayan tek neden olmuştur. Kişisel tatminini bu şekilde sağlamanın olumsuz yanları olup olmadığı düşünecek yaşa henüz erişmemiştir.

Özellikler -
Image
Profil


Güç: 6
Çeviklik: 7
Kondisyon: 6
Potansiyel: 4
Varlık: 3
Zeka: 4

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 3 (Favori)
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1
[Zeka] İzcilik: 1
Image

Ninjutsu

(A-Rank) Raiton no Yoroi
Taijutsu

(Stil|B-Rank) Rinjoushou
(B-Rank) Shoufuu
(C-Rank) Reppuu

(Stil|D-Rank) Ninja Ekipman Ustalığı
Ekipmanlar

Ekipman Çantası
(Normal Kalite) 1 Kunai
(Normal Kalite) 2 Shuriken
(Normal Kalite) 4mt. Sentetik Misina
(Normal Kalite) 2 Patlayıcı Parşömen
(Normal Kalite) 2 Sis bombası
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts: 2811
Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Yamato Ryuji & Kotegawa Ooki] Tutsak

Post by GM - Naruto » December 18th, 2018, 10:52 pm

Ooki: Üzerine doğru koşan ‘ölü’ shinobiye karşılık vermek adına hızlıca chakra topladığın sağ bacağını savuruyorsun. Bir çeşit kesme hamlesi gibi giden oldukça güçlü bu darbe sonucunda shinobinin adeta bacakları yerden havalanıyor ve sola doğru düşmeye başlıyor. Küt bir çatırtı sesi duyuyorsun bu esnada. Gerçekten de bacağı kırmış gibi görünüyorsun. Ancak shinobi, normal bir insanın yapacağının aksine düşüşü esnasında kendini korumak yerine tüm gücüyle sana tutunuyor. Ölü olduğu için pek kendini savunma derdi olmadığını farketmen zor olmuyor. Normalde kolaylıkla savuşturabileceğin bu hamleye, inatla omzundan indirmeyi reddettiğin Ryoma’nın verdiği hantallıkla yakalanıyorsun. Paldır küldür bir şekilde bir ölü, bir yaralı ve bir ‘henüz’ canlı shinobi olarak yere yapışıyorsunuz. Ryoma düşüşünün etkisiyle omzundan düşüyor ve birkaç metre öteye sürükleniyor. İnlediğini duyuyorsun bu esnada, ancak gürültü sebebiyle senin kadar yakın olmayan birinin bu sesi duymayacağı belli. Ve daha da önemlisi, düşünmen gereken daha önemli şeyler var.

Ryuji: Üstüne başına baktığında, canlı bir alev göremiyorsun üstünde. Ancak durumun pek iç açıcı görünmüyor. Karın bölgende ve bacaklarında kısımlar halinde olacak şekilde kıyafetin parçalanmış durumda. Hafifçe yanıklar da mevcut kıyafetinde. Cildinde ise yer yer yanıklar görüyorsun. Çok ciddi görünmüyorlar, ancak uzun süre ihmal edilmeleri durumunda sıkıntı çıkarmaları olası. Herhangi bir kanama odağı göremiyorsun. Vardıysa bile, alevler sebebiyle dağlanmış durumdalar. Yalnızca yanık bölgelerin acımıyor, genel olarak büyük bir basınca mağruz kaldığın için vücudun genel anlamda ağrı çekmekte. Yine de, acı içinde olmana karşın büyük bir hareket kısıtlılığı yaşamadan ayaklanabiliyorsun. Durduğun lokalizasyona baktığında, cayır cayır yanmakta olan arabanın 6-7 metre kadar ilerisinde, yarısı yıkık olan binalardan birinin dibindesin. Çarptığın şey, sağlam kalmayı başarmış kolonlardan biri gibi duruyor.

Ooki: Yere düşmenizle cesedin yeniden üzerine atlaması bir oluyor. Acı gibi duyguları hissetmediği için harekete geçişi senden daha hızlı oluyor. Üzerine atladığı gibi, sol elini bir yumruk haline getirerek suratına bir yumruk sallıyor. Kafanı sola doğru eğerek yumruğun boşa çıkmasını sağlıyorsun. Bu esnada bembeyaz yüzünü ve bomboş bakan gözlerini farkediyorsun. Hoş olmaktan olabildiğince uzak bir görüntü. Pozisyonu daha iyi anlatmak gerekirse, shinobinin iki dizi senin karnının iki tarafında konumlanmış durumda ve içe doğru baskı uyguluyorlar. Sol alt bacağı, normal anatomik pozisyonunda ve arkaya doğru uzanıyor. Sağ alt bacağının ise doğallıktan olabildiğince uzak bir şekilde dışa baktığını farkediyorsun. Sol eli kafanın hemen yanında, yerde. Sağ eli ise sana hareketlenmekte. Bu kez kaçınmak yerine, shinobinin yumruğunu havada yakalıyorsun ve elinin içinde sıkıca kavrıyorsun. Sağ elin boşta. Tam bu esnadaysa, hiç beklemediğin şekilde başının sol tarafından ve yerin içinden bir el fırlıyor! Sen bir şey yapmaya fırsat bulamadan boğazına yapışıp büyük bir güçle sıkmaya başlıyor!

Ryuji: Tekniğini aktifleştirip, hızlıca çarptığın binanın çatısının sağlam kalan bir yerine sıçrıyorsun. Zemine temas ettiğinde hafifçe sızlıyor vücudun halihazırdaki acılarına ek olarak. Ancak kaldıramayacağın bir şey değil. Beklediğin gibi, Ooki’yi kolayca farkedebiliyorsun. Yerde az önce ölü olduğuna yemin edebileceğin bir adamla tepişiyor gibi görünmekte. Kollar, bacaklar birbirine o kadar çok karışmış durumda ki net bir çıkarım yapmaktan uzaksın. Bunun dışındaysa, bir hareketlilik göremiyorsun. Teknikleri uygulayan kişi, hiçbir şekilde görüş açında görünmüyor.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Kotegawa Ooki
Posts: 160
Joined: August 31st, 2018, 10:46 pm

Re: [Yamato Ryuji & Kotegawa Ooki] Tutsak

Post by Kotegawa Ooki » December 18th, 2018, 11:56 pm

Sağ bacağımı çakra ile beslerken kaslarımın artan gücünü rahatlıkla hissedebiliyordum. Hamlelerimi çakra ile güçlendirmek yan etkisi olmayan bir uyuşturucu gibiydi. Kazandığım ekstra güç bana ait değilmiş gibi geldiği gibi bir anda sınırlarımın çok ötesine çıkabiliyor olmak insanı mutlu eden ve özgüven kazandıran bir ruh hali oluşturuyordu.

Shinobi standartları içerisinde bile ortalamanın epey üstünde bir güce sahiptim ama çakra ile güçlendirdiğim halim bambaşka bir seviyeydi. Normalde attığım bir yumruk ortalama bir kayada çizik bile oluşturamazken, aynı yumruğumu çakra ile güçlendirip attığımda ise o kayayı çatlatabiliyordum. Aynı yumruğun iki versiyonu arasındaki fark göz ardı edilemeyecek kadar yüksekti. Bu yüzden bu tarz durumlarda hamle yapacağım uzvu çakra ile güçlendirmek her zaman başvurduğum bir uygulamaydı. Yaptığım saldırının başarısını büyük ölçüde arttırıyordu.

Zombiye atmış olduğum tekme planladığım gibi bacağını kırıp doğal olmayan bir pozisyona sokmuştu. İlk başta her şey planladığım gibi gitsede zombinin acı çekmediği gerçeğini değerlendiremediğim için onun kırılan bacağına rağmen üstüme atlayabileceği aklımın ucundan bile geçmemişti. Hayatımda ilk defa bir zombinin saldırısına uğradığım için tecrübesizdim. Bu tecrübesizliğim beni zor bir duruma soksada kendimi kurtaramayacağımı düşünmüyordum. Sonuçta aynı zombi'nin bacağı tek bir tekmemle birlikte kırılmıştı. Şimdide tek yapmam gereken bir iki yumruk atıp tüm eklemlerini kırıp onu hareket edemeyecek bir duruma getirmekti.

Şu an bulunduğum durumda asıl endişelendiğim şey kendim değilde Ryomaydı. Kendisi düşmeyle birlikte bir inleme çıkartmıştı. Adamın durumunu iyice zora soktuğum gibi yaşadığınıda belli etmiştim. Aslında bu durumuda onu korumaya çalışırken zombiye karşı yeterince iyi pozisyon alamamam sebebiyle düşmüştüm. Olurda oda bende hayatta kalırsak ondan kesinlikle büyük bir şeyler istemeliydim. Bu yaptıklarım karşılıksız kalmamalıydı. Tabi şu ana kadar canını daha çok yakmak dışında bir şey yapmamıştım.

Zombi adeta bana tecavüz etmeye hazırlanıyormuş gibi pozisyon alırken az önce attığım tekmenin etkisini tekmeyi attığım bacakta daha net görebiliyordum. Bu yüzüme bir gülücük kondurmak için yeterde artardı bile. Birazdan suratına yiyeceği bir kaç yumrukla birlikte bu zombi bir et lapasına dönecekti. Aslında içimde bir yerlerde çok derinlerde onun için üzülmüyorda değildim. Sonuçta benle aynı ülkeye mensup ve aynı köyde aynı akademiden yetişmiş bir Shinobiydi. Öldürüldükten sonra bedeninin kontrol altında olması onun suçu olmadığı gibi cesedinin hırpalanmasıda hoş değildi.

Zombinin bana attığı iki yumruğu savuşturup sonuncusunda elini kavramamam kendimde olan özgüveni artırmıştı. Ryoma ve diğerlerini güçlü Shinobiler sanıp onları yenenleri yenemeyeceğimizi düşünerek telaşlanmıştım ama belkide adamın yeteneklerini olduğundan fazla görüyordum. Yada kendimi olduğumdan güçsüz görmeye başlamıştım.

Öz güvenim yerinde bir şekilde zombiye müdahale etmeye hazırlanırken beni dehşete düşüren bir olayla karşılaşmıştım. Yerden çıkan bir el boğazıma yapışmış ve sıkıyordu. Sıkma gücü öyle böyle değildi. Beni dehşete düşürdüğü gibi nefes almamıda zorlaştırmıştı. Boğazım sıkılmaya devam ederse önce bayılmam sonrada boynumun kırılması içten bile değildi. Boğazımı sıkan elin bunu yapabileceğinden hiç şüphem yoktu.

Her ne kadar bir anda nefessiz kalmaktan dehşete düşmüş olsamda, belkide adrenalin ve beni öldürmeye çalışan kişiye duyduğum öfkenin sebebiyle korkumu yenip harekete geçmiştim. Aynı anda iki kişi ile uğraşabileceğimi düşünmediğimden çakra ile güçlendirdiğim sol elimle omzumdan ve göğsümden de biraz güç alarak tutmakta olduğum eli üzerinden vücudunu geriye itecektim. Bu sırada bacaklarımdan da destek almayı unutmayacaktım.

Zombi ile ilgilendiğim sırada boştaki sağ elimide çakra ile mümkün olduğunca güçlendirip boğazıma sarılan elin serçe parmağını kavrayacak ve tüm gücümle o parmağı elin gerisine doğru bir anda çekerek kırmaya çalışacaktım. Bunu başarırsam o parmağı kesinlikle bırakmayacaktım. Hayır, benden bu kadar kolay kurtulamazdı. Bu sefer aynı şeyi hemen yanındaki yüzük parmağına yapacaktım. Serçe parmağını yüzük parmağını kavrayana kadar bırakmayacaktım. Yüzük parmağınıda kırarsam bu sefer aynı şeyi aynı şekilde orta parmağa, sonra işaret parmağına ve en sonda baş parmağa yapacaktım.

Bana saldıran kişinin tüm parmaklarını kırsam bile eline vatoz gibi yapışmayı bırakmayacaktım. Bu sefer ise imkanlarım el verdiğince onun elini sıkıp parmakları dışındaki alanlarıda kırmaya çalışacaktım.
Image
Künye
► Show Spoiler
Motivasyon/Komplikasyon/Özellik
► Show Spoiler
Profil
► Show Spoiler
Beceri
► Show Spoiler
Ninjutsu
► Show Spoiler
Taijutsu
► Show Spoiler
Genjutsu
► Show Spoiler
Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar Standart
► Show Spoiler
User avatar
Yamato Ryuji
Posts: 65
Joined: November 8th, 2018, 11:06 pm

Re: [Yamato Ryuji & Kotegawa Ooki] Tutsak

Post by Yamato Ryuji » December 19th, 2018, 2:09 pm

Tepki vermeyi reddettiğim ağrılar, her hareketimle kendisini hatırlatmaya devam ediyordu. Bu durum aynı zamanda duyularımı kısıtlıyordu. Gitgide hissettirdiği rahatsızlık seviyesi artan sızlamalar, göğüs geremeyeceğim kadar keskin olmasa da, işimi yapmama engel oluyordu.

Çevreyi gözlediğimde şimdiye kadar yaşadıklarımız yüzünden tek kişi olduğunu düşündüğüm saldırganı tespit edememiştim.

Soru işaretlerimin düşünce akışıma sekte vurmasına mani olamıyordum. Eğer Takeru kaçırıldıysa bu adamın hala burada olmasının sebebi nedir? Shinobilerin ekipman çantalarına ne oldu? Bize neden tuzak kuruldu? Geri kalan suçlular nerede? Kendime sorduğum her soru için bazı fikirlerim vardı ama hiçbirine net cevap veremiyordum.

Ekipman çantaları içeriklerinin çalınması amacıyla shinobilerden sökülmüş, kaçırılma olayı düşmanlar için başarısızlıkla sonuçlanmış, Takeru bulunamadığı için bize tuzak kurulmuş, geri kalan suçlular da yerde yatan sivile benzeyen cesetler olabilirdi. Fakat içindekiler için shinobi çantasını alıp götürmek, tüm yakın koruma ekibi telef edildikten sonra Takeru'yü kaçıramamak, ardından gelen kurtarma ekibinin bir şeyler bileceğini düşünerek tuzak kurmak çok saçmaydı. Daha derin düşünmeliydim.

Düşmanın nerede olduğunu bulamamıştım ama Ooki'nin bir dövüşün içinde olduğunu fark etmiştim. Ne durumdaydı onu anlayabilmek için aramızdaki mesafe fazla uzundu. Birkaç kez sıçrayarak ve adımlayarak yaklaşmaya karar vermiştim.

Biraz yakınlaştığımda gördüğüm şey ekip arkadaşımın az önce yerde yatan cesetlerden biriyle kavga ediyor oluşuydu. Karşılaştığım gariplik karşısında gözlerimin kısılmasına ve kaşlarımın çatılmasına engel olamamıştım. Ancak kendime durumu açıklayabilecek kadar vaktim yoktu, koşmaya başladım. Pozisyonu net olarak görebildiğim zaman Ooki'nin yardıma ihtiyacı olup olmadığını tartıp gerekli olduğu takdirde yaşayan cesedi tekme yağmuruna tutacaktım. Bu sırada arkadaşıma dokunup onu Raiton no Yoroi ile elektrik çarpmasına maruz bırakmamaya dikkat edecektim.
Image
Künye


İsim: Yamato Ryuji
Yaş: 16
Cinsiyet: Erkek
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Para: 両 70.000
Prestij: 2 PP
Ün: 10
Kullanılabilir GP: 5

Motivasyon:
Ryuji için shinobi olmak, eskiden kafasını stabil tutmaya yarayan tek uğraşı olduğu için kendisini zorlayarak yataktan kaldıran öpücükken yakın geçmişte fark ettiği büyüme, gelişme, özgüven duyguları annesinden beri iyi hissetmesini sağlayan tek neden olmuştur. Kişisel tatminini bu şekilde sağlamanın olumsuz yanları olup olmadığı düşünecek yaşa henüz erişmemiştir.

Özellikler -
Image
Profil


Güç: 6
Çeviklik: 7
Kondisyon: 6
Potansiyel: 4
Varlık: 3
Zeka: 4

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 3 (Favori)
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1
[Zeka] İzcilik: 1
Image

Ninjutsu

(A-Rank) Raiton no Yoroi
Taijutsu

(Stil|B-Rank) Rinjoushou
(B-Rank) Shoufuu
(C-Rank) Reppuu

(Stil|D-Rank) Ninja Ekipman Ustalığı
Ekipmanlar

Ekipman Çantası
(Normal Kalite) 1 Kunai
(Normal Kalite) 2 Shuriken
(Normal Kalite) 4mt. Sentetik Misina
(Normal Kalite) 2 Patlayıcı Parşömen
(Normal Kalite) 2 Sis bombası
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts: 2811
Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Yamato Ryuji & Kotegawa Ooki] Tutsak

Post by GM - Naruto » December 20th, 2018, 3:59 pm

Ooki: Boğazını sıkan elin gücü, adeta gözlerini karartacak kadar şiddetli. Zihnin hafiften bulanmaya başlıyor. Ancak buna rağmen, omzundan ve kolundan destek alarak elinden tuttuğun shinobiyi hafifçe geriye doğru fırlatıyorsun. Ölüm riskiyle bu kadar burun buruna olman az önceki hamlen kadar başarılı bir odaklama sağlayamamana sebep olduğu için pozisyonunu değiştirmeyi başaramıyorsun, bu hamlenin işine yarayan tek sonucu artık sol elinin boşta olması. El boğazını sıkmaya devam ettikçe, görüşün iyiden iyiye kararmaya başlıyor. Yine de sağ elinle boğazını kavramış olan kişinin eline uzanabiliyorsun. Sağ eline chakra toplama denemen ise başarısızlıkla sonuçlanıyor. Konsantre olmanın oldukça zor olduğu bir pozisyondasın. Yine de, adamın serçe parmağını kavrıyor ve kırmak üzere geriye doğru çekiyorsun. Bu esnada, tam olarak seçemediğin ancak sonuçları senin için pek hoş olmayan görüntü beliriveriyor gözlerinin önünde.

Ryuji: Düşüncelerin arasında, Ooki’yi farketmenle birlikte dövüştüğü yere doğru ilerliyorsun. Sen arabayı incelerken olduğu pozisyonda yaklaşık, çok fazla yer değiştirmemiş durumda ve sırt üstü yatıyor. Üzerindeki ‘ölü’ shinobiyi ittiğini görüyorsun. Vücudunun üst kısmı hafifçe geriye doğru gitse de, bacaklarının pozisyonu değişmiyor ölü shinobinin. Yaklaşıyorsun. Daha önceden farketmediğin üzere, topraktan çıkmış olan bir elin Ooki’nin boğazını sıktığını görüyorsun. Ooki’nin suratı hafiften morarmaya başlamış. Bir eliyle kendisini tutan eli kavrıyor. Bu sırada, hala Ooki’nin üzerinde oturmakta olan shinobinin geriye doğru itildikten sonra bir mancınık edasıyla öne doğru fırladığını farkediyorsun. Kendisine karşı kullanılan hareketin momentumundan faydalanıyor gibi. İki kolunu havaya kaldırarak ellerini birleştiriyor ve halihazırdaki hızını da kullanarak bir balyoz edasıyla iki yumruğunu birden indiriveriyor Ooki’nin suratına. Olaylar birbiriyle bağlantılı geliştiği için, yanlarına yetişemeden hamle çoktan sonlanmış oluyor. Büyük bir çatırtı sesi duyuyorsun.

Ooki: Darbeyi yemeden birkaç milisaniye önce farkediyorsun suratına inmekte olan elleri. Tam burnunun üstünde, korkunç bir baskı beliriveriyor aniden. Öyle ki, darbenin şiddetiyle gözlerin açılıyor faltaşı gibi. Birkaç saniye boyunca görüşün kayboluyor. Dışarıdan değil de, içeriden bir çatırtı sesi duyuyorsun adeta. Bir an sonra, eller kalkıyor ve burnundan sıcak bir şeyler boşaldığını farkediyorsun. Yine de, shinobi hislerin bu işten bir an önce kurtulman gerektiğini söylediği için eli bırakmıyorsun ve serçe parmağını geriye doğru çekmeyi başarıyorsun. Hafif bir çıtırtı geliyor kulaklarına, ancak az önce yediğin darbede çıkan gürültüye kıyasla çok zayıf. Bir sonraki parmağa geçmeden, elinin zayıfladığını hissediyor ve tutuşunu kaybediyorsun. Bu esnada boğazını kavrayan el aniden bırakıveriyor ve toprağa geri gömülüyor. Derin, güçlü bir nefes alıyorsun ancak boğazın çok şiddetli bir şekilde ağrıyor hala.

Ryuji: Shinobi iki yumruğunu birden Ooki’nin suratına indirdiği anda olay yerinde bitiveriyorsun. Sol ayağını havaya kaldırıp, yatay bir kesme hamlesi yaparak tekmeni suratına geçiriveriyorsun shinobinin. Darbenin etkisiyle, üst vücudu geriye doğru kayıyor az öncekine benzer şekilde. Adeta bir kukla gibi görünüyor. Durmuyorsun. Sol ayağın yere bastığı anda güç alıp bu kez ileriye doğru savurduğun say ayağının tabanıyla shinobinin sol kulağının üstüne basıyorsun tekmeyi. Ani hareketlerin sebebiyle, yaraların sızlıyor ve gözlerin kısılıyor. Yine de hamlen başarılı. İkinci tekmenin ardından shinobinin vücudu havalanıyor ve ileri doğru düşüyor, Ooki’nin soluna. Hareket etmiyor gibi görünüyor. Ooki’nin boğazındaki el ise çoktan içeri çekilmiş. Burnunun şekli öncekinden farklı görünüyor, ve yüzünün alt kısmı tamamen kana bulanmış.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Kotegawa Ooki
Posts: 160
Joined: August 31st, 2018, 10:46 pm

Re: [Yamato Ryuji & Kotegawa Ooki] Tutsak

Post by Kotegawa Ooki » December 20th, 2018, 6:43 pm

Boğazımın sıkılmasına bağlı olarak nefesim kesilmiş ve bilincim yavaş yavaş kararmaya başlamıştı. Beynim oksijensizlikten alarm çanlarını çalmaya başlamıştı. Geçen her saniye ile birlikte bilincimi kaybetmeye biraz daha yaklaşıyordum. Şu anki durumumda bilincimi kaybetmem demek ölmekle eş değerdi. Başka bir değişle düşmanımın boğazımı sıkmasına izin verdiğim her saniye ölüme doğru attığım bir adıma eşitti.

Üst gövdemin yarısından aldığım güçle sol elimle tutmakta olduğum eli ve sahibi olan zombiyi geriye doğru itmeye çalışsamda boğazımın sıkılmasının yarattığı dikkat dağınıklığı yüzünden gücümü tam potansiyeli ile kullanamamış ve istediğimden çok daha az bir mesafeye itebilmiştim ölü Shinobiyi.

Zombiyi kendimden azda olsa uzaklaştırmamla birlikte sol elim boşa çıkmıştı. Bu sırada boğazımın sıkılmasının yarattığı şok ve acı yüzünden olduğum yerde hafifte olsa çırpınmaya başlamıştım. Ölümün soğuk kollarına gittiğim için zaman kaybetmemek adına en başta planladığımı yapmış ve ellerimle rakibimin serçe parmağını kavramaya çalışmıştım.

Ben yerdeki düşmanın serçe parmağı ile ilgilenirken üstümdeki düşman ise bir anda iki eliyle üstüme doğru çullanmıştım. Dikkatim boğazımı ölüm kıskacından kurtulmak üzerine yoğunlaştığından son ana kadar zombinin saldırısını fark edememiş ve bu sebeble ona karşıda koyamamıştım.

Ölü Shinobinin darbesiyle ağzım yüzüm yer değiştirirken burnum yada çenemin kırıldığını hissetmiştim. Acıdan dolayı tam neresi olduğunu kestiremiyordum ama sesin kaynağı yüzünden ikisinden başkası olamayacağına karar getirmiştim. Çok kısa bir süre sonra burnumdan gelmekte olan sıcaklık ve ıslaklık darbenin yerini bana göstermişti.

Refleksif olarak elimi burnuma götürmek istesemde durumum buna izin vermiyordu. Boğazımdan ve burnumdan gelen acı yüzünden kıvransamda Shinobi eğitimimin bana kazandırmış olduğu becerileri kullanarak dikkatimi belli ölçüde de olsa kazanabilmiş ve ilk başta planladığım gibi serçe parmağını kırmıştım. Aslında kırdığımdan yüzde yüz emin değildim çünkü başıma gelenler yüzünden çakra ile güçlendirme kısmını yapamamıştım. Yinede duyduğum ses ve benim tüm elime karşılık onun sadece serçe parmağı olması dolayısıyla kırıldığını varsaymam hata olmazdı.

Parmağı kırmamla birlikte bir sonraki parmağa geçmek istesemde tutuşum zayıflamış ve düşmanımda yer altında hareket ederek kaçmıştı. Bu sıralarda Ryujin'in zombiyi tekmelemesi sayesinde oda etkisiz hale gelmişti.

Ayağa kalktığım yüzüm ve boğazım hala acıyordu. Bir kaç kere öksürüp sümkürerek kendime gelmeye çalıştıktan sonra gözlerimi yakmaması için kolumun kenarı ile yüzümü sildikten sonra Ryomayı kontrol edecek ve yaşadığından emin olursam tekrar sırtıma alıp uygun bir binaya doğru koşacaktım. Bu sırada Ryojin'e " Öldüğünden emin ol ve beni takip et! " diyecektim. Eve gidince güvenli bir yer bulup taa en başta planladığım gibi Ryoma'nın yaralarına müdahalede bulunup aynı anda da durumu açıklacaktım.

Eğer Ryoma ölmüşse durumu Ryojin'e açıkladıktan sonra etrafı kontrol edip iki elimede muştalarımı alıp temkinli bir şekilde yerede dikkat ederek kasabanın içine doğru ilerleyecektim.
Image
Künye
► Show Spoiler
Motivasyon/Komplikasyon/Özellik
► Show Spoiler
Profil
► Show Spoiler
Beceri
► Show Spoiler
Ninjutsu
► Show Spoiler
Taijutsu
► Show Spoiler
Genjutsu
► Show Spoiler
Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar Standart
► Show Spoiler
Locked

Return to “Role Play Arşivleri”