[Asakura Midori] Suret

Gizli Kütüphane'nin tozlu raflarındaki unutulmuş hikayeler.
User avatar
Kamado Toshiaki
Posts: 17
Joined: July 30th, 2020, 7:54 pm

Re: [Asakura Midori & Kamado Toshiaki] Suret

Post by Kamado Toshiaki » October 15th, 2020, 11:27 pm

Merhaba! Ben Kenta Maeda.

Takigakure'li bir demircinin büyük oğluyum. Babam küçüklüğümden beri beni aile mesleğimizi ilerletmem için eğitti ancak benim başka fikirlerim vardı. Sadece shinobileri giydirerek kendimizi sınırlıyorduk! Daha fazlasına ihtiyacımız vardı! Tüm herkesi giydirmeliydik. Eheheh... Tabi ki bu fikrimin görünen kısmı. Ailem de beni hayalleri olan bir terzi olarak bilse de, işin içinde sadece benim ve kardeşim Kenzo'nun bildiği başka bir kazanç kapımız daha var. Kiralık katil hizmeti veriyoruz ihtiyacı olanlara. Shinobiler arasında para isteyen ve etik duyguları olmayan kişiler de var. İşte anlaşma sağladığımız kişiler de onlar. Ben ve kardeşim halktan olduğumuz için işlerimizi daha iyi gizli ilerletebiliyoruz. Bu tarz shinobiler ile müşterilerin arasında bir aracı oluyoruz anlayacağınız. Bu kumaşların da belli şifreleri var. Kaşmir Konoha demek falan gibi. Bu şekilde de vergi konusunu hallediyoruz.

Kasabaya ulaştığımızda kardeşim Kenzo'ya baktım sakince. 2 hafta önce sevgilimden ayrıldığım için biraz buruktu içim. Bu kasabaya gelip hem Takigakure'den uzaklaşmış olacaktım. Hem de işim sayesinde kafamı dağıtabilecektim. Geldiğimiz bu yerde oldukça kalabalık bir ortam vardı ve Takigakure'den buraya uzun bir yoldan gelmiştik. Biraz rahatlamak, eğlenmek istiyordum iş konuşmadan önce. Biraz dağıtırım diyordum. Kardeşim bu konulara çok olumlu bakan bir adam değildi. Yine de teklifimi ederdim ben ona. Biraz durgun bir şekilde bakınıyordum etrafıma. Yol ayrımına geldiğimizde de kardeşime "Daha hareketli sokaklardan gidelim." diye bilgilendirip atımızı dümdüz yönlendirdim. Belli ki bu yerde gece hayatı tepelerdeydi. Sabah çok daha sakin olacağına emindim. Bu yüzden gidip yatmayacak, gecelere akacaktım. Geceye çok yakışan renkleri vardı evlerin ışıklarının. Daha çok kerhaneleri hatırlatmıştı bana. Kasabanın eğlence sevgisini göz önüne alırsanız, kerhanelerinin de Takigakure'dekinden çok daha iyi olacağına emindim. Bu yollardan ilerlerken bir sapağa geldik. Yol kenarındaki kadınlar aç gibi bakıyorlardı bize. Kafamdaki şapkayı çıkarıp kibarca selam verdim bayanlara. Arabayı bıraktıktan sonra belki takılırdım birine. Tecrübeli hanımlara benziyorlardı. Kafamdan atmalıydım Misato'yu. Başka kadınların kolları da, oldukça mantıklı bir seçenek olarak duruyordu önümde.

Konaklayacak yerleri bulup güzel bir tanesini seçmek için ilerledik biraz. İnsanların hepsi bizi soyup soğana çevirecek gibi geliyordu gözüme. Pek sikimde de değildi açıkçası. Soyulsam belki, kafam dağılırdı. Ben böyle melankolik bir şekilde dalmışken bir sesle irkildim. Atın yavaş yürümesi için dizginlerini çektim biraz. Sağdaki bir binadan bağırıyordu bir adam. Sarhoştu biraz galiba. Seslendiği kişiye dönüp baktım. Bir shinobiye bağırıyordu. Ne diyecek diye merak etmiştim aslında. Ciddi bir şey beklerken adam shinobiye götünden ateş çıkarmasını söyleyince "Pffft!" sesi ile güldüm. Onlar ise kendilerini tutmadılar bile gülerken. Kahkahalar arasında kafa yapan hap istedi bir tanesi. Elimle ağzımı kapatıp "Tss... tss.. tsss..." diye içime içime gülmeye başladım. Grubun her söylediği söz beni daha da doldurdu. En sonunda kadının bir tanesi kızlığını kaybettiğini söylediğinde dayanamadım bastım kahkahayı! Grupla bir olup bir süre güldüm bu esprilere. Shinobi ise sanki hiçbir şey olmamış gibi ilerliyordu. Ulan durduk yere zorbalığa uğramıştı adam ama çok da komikti be! "Ayyhh!!" diye yüzümü yelledim sol elimle. Gülmemi durdurmaya çalışıyordum. Yüzümde kocaman bir gülümseme ile shinobiyi takip etmeye başladım. Gerçekten bu kasaba ilacım olacak gibi görünüyordu. Eğlenen grubun yanından geçerken şapkamı çıkarıp onlara da selam verdim. "Valla iyi güldüm. Kami de sizi güldürsün!"

Kalacak yer bulmak ve arabayı güvenli bir yere bırakmak için sağıma soluma bakıyorken bir kaç yer takıldı gözüme. Fazla düşünmeme gerek yoktu seçmek için. Kenzo'ya da pek bir sorma hakkı vermemiştim. Ne de olsa atın dizginleri bendeydi ve Kenzo'nun adı Kenzo'ydu. En sesli olanına çektim arabayı. Kenzo uyumak isteyebilirdi ama burada yapamayacaktı çünkü baya gürültülü bir ortamdı. Üstelik eğlenceye gitmemize gerek kalmayacaktı. At arabasını hanın yanına çektikten sonra atı bağlamam için olan yerlere bağladım bizim düldülü. Bağladıktan sonra da baktım şöyle bir tipine. Baya bildiğin attı yani. Ata tip tip bakarak yanından geçtim ve arabanın arkasına atladım. Sanki bir şey almam gerekiyormuş gibi arkasını kapattım ve Kusa'dan aldığımız uyuştucuyu saklandıkları yerden çıkardım. Üstümdeki mor giysinin sol kolunun içindeki gizli cebe sakladım. Sonra da arabanın arkasından zıplayarak atladım. Şöyle bir çevreme bakındım. At arabalarının çevresinde dönen adamları görünce de tek kaşımı kaldırdım. "Keeenzoo!" diye bağırdım kardeşime. "Şu adamlara bir sorsana bizim arabamızı da korurlar mıymış? Ben de içeri gidip girişimizi yapayım." dedikten sonra Kenzo'nun cevabını beklemeden hana ilerledim. Üstümde para yoktu benim. Belki korumalara para vermek gerekirdi. Güzelce döşenmiş avluda içki içen insanların arasından geçerken "Merhabalar!" diye kibarca selamlayacaktım. Sonra da hana girecektim. İçeride ilerleyip resepsiyonu bulmayı planlıyorum. Resepsiyoniste sevecen bir tavırla adımı Kenta Maeda diye söyleyip, 2 boş odası olup olmadığını soracaktım. Ne tarz içkiler satıldığını ve kasabanın neyle ünlü olduğunu falan da sorup bilgi almayı planlıyordum. Madem buraya gelmişiz en ünlü oldukları şeyleri de deneyimlemeden gitmeyelim değil mi? Takigakure'den her zaman dışarı çıkmıyoruz ne de olsa.
Image
► Show Spoiler
User avatar
Asakura Midori
Posts: 64
Joined: June 26th, 2019, 12:22 pm

Re: [Asakura Midori & Kamado Toshiaki] Suret

Post by Asakura Midori » October 17th, 2020, 11:38 pm

Her şeyden dünden ne kadar da farklıydı. Neden böyle hissediyordum? Bütün bunlara sadece eski okul arkadaşımı görmem mi sebep olmuştu? Hayır.. bu kadar basit olamazdı. İçimi kemiren bu huzursuzluğun tek sebebi bu olmamalıydı. Köye döndüğümüzde her şey bir anda kendiliğinden düzelecek miydi? Çok saçma.. hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını hissediyor olmam çok saçma. Uyku. Evet.. sanırım şuan ihtiyacım olan tek şey uyku. Toshi'nin aksi yönüne doğru hafifçe uzandığımda -hacimsel olarak pek bir şey fark etmemişti- kafamı koyduğum gibi içimin geçtiğini hissettim. Karanlık.

"Geldik mi?"

Gözlerimi araladığımda havanın daha da kararmış olduğunu gördüm. At arabasının temposuna bakılırsa yaklaşmış olmalıydık. Yerimde iyice doğrulup etrafa bakındım. Panayır gibi bir yerdi burası. Ama.. çok fazla alkol. Alkol? Uyuşturucu?! Sahi, hala yanımızda mıydı? Pembiş bir delilik yapmamıştır umarım. At arabasını park ettiğimizde hiçbir şey demeden indim. Role girmeye çalışıyordum ve pek zor değil gibiydi. Kenzo Maeda. Terzi. Kılıç kını dikiyor. E kolay işte? Gerçi.. tam olarak neredeydik biz?

"Shinobiler sizi siklemez. Hepsi aynı bunların.. havalı köpekler."

Dedim sarhoş grubun yanlarından geçerken. İnanılmaz bir alkol kokusu vardı ve bir içki gurmesi olmasam da kalitesinin leşliğinden emindim. Sessizce pembişin yanında yürümeye devam ettim. Birkaç farklı seçenek vardı.. en parlak ve şatafatlısını seçmek üzereydim ki Toshi benden önce davrandı. İstemeye istemeye adamların yanına gittim. Pis işi bana yaptırıyordu pembe bok. Cebimi yoklayarak en küçük metalikleri seçtim, sonra da tam üç (3) Ryo çıkartıp adamlara uzattım.

"Atlar size emanet. Bir şeyler alırsınız kendinize."

Buranın piyasasını hiç bilmiyorum.. ama bu iğrenç alkol kokusuna bakılırsa içtikleri şey sudan ucuz olmalı. Eh, zaten at arabasının başına bir şey gelirse fazla uzağa kaçabileceklerini sanmıyorum. Kılıcım belimde, zırhım içimde, her türlü güvendeyim. Pembişin yanına gitmeyi düşünüyorum.. şimdiye çoktan odaları kiralamış, resepsiyonistten indirimi kapmıştır bile muhtemelen. Tatlı dilli pembe yılan. Acelemiz yok, bir sorun çıkmadığından emin olsak yeter. Bu görevi tereyağından kıl çeker gibi pürüssüz bir şekilde halletmek istiyorum.
Image
Image
İsim: Asakura Midori
Yaş: 16
Cinsiyet: Erkek
Ryo: 30.00
Prestij: 10
Ün: 10
Element: Raiton
Seviye: C - Rank
Rütbe: Chuunin
Kullanılabilir GP: 0


Motivasyon:

Boyu değil işlevi!
Midori dünya üzerindeki herkese, karşısındakinin görüntüsünün bir önemi olmadığını, güç ile kalıbın aynı anlama gelmediğini kanıtlamaya yemin etmiştir. Hem kendisi, hem de diğer 'ucube'ler için bu önyargıyı kırmakta kararlıdır.

Sırt kaşıyan
Midori'nin en büyük değerlerinden birisi de arkadaşlıktır. Kendisini koruyan arkadaşları olması ona büyük mutluluk verirken, yaşamayı en çok sevdiği his ise arkadaşlarını korumak için savaşmaktır.


Komplikasyon:

Fare tuzağı
Boyu ile ilgili yapılan dostça şakaları kaldırabilir, hatta yeterince komik ve zekice ise gülmelerine eşlik bile edebilir.. fakat bu tanımadığı veya sevmediği biri tarafından yapıldığında, veya bunu hakaret olarak algılarsa, mantığını ve rasyonelliğini bir anda hiçe sayıp yarın yokmuşasına öfke patlamaları yaşayarak karşısındakine saldırabilir.


Özellikler: -

Güç: 9
Çeviklik: 11
Kondisyon: 8
Potansiyel: 2
Varlık: 6
Zeka: 3

Beceri Listesi:

[Güç] Atletizm: 4 [FAVORİ]
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 1
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 2 [FAVORİ]
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1
[Zeka] İzcilik: 1


Ninjutsu: -

Genjutsu: -

Taijutsu:

Kendou Stili - A Rank
Tsukikage no Mai - B Rank

Ekipman/Eşya:

Wabisuke (Katana) (İyi Kalite)
Mor Şeytan (Zırh) (İyi Kalite)

User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts: 2811
Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Asakura Midori & Kamado Toshiaki] Suret

Post by GM - Naruto » October 19th, 2020, 10:20 am

Genel; Kenta gözüne kestirdiği hanlardan en gürültülü olanını tercih ederek at arabasını bu yere doğru sürüyor. Hanın hemen yanında bulunan park alanına atı bağladıktan sonra, at arabasının arkasındaki bir yerde gizlenmiş uyuşturucu paketini alarak kolunun iç cebine yerleştiriyor. Ardından Midori’ye at arabasını emanet ederek hana doğru ilerlemeye başlıyor.

Kenta; Hanın giriş kısmına geldiğin sırada, masalarında nefes yerine alkolün tüketen insanlara selamını veriyorsun. Masalarda bulunan bazı kişiler kafalarıyla selamına karşılık verirken, bazıları da kadehlerini sana doğru kaldırıyorlar. Birkaç erkek ve kadın ise, adeta selamını aldıktan sonra seni baştan aşağı süzerek adeta senin üzerindekileri görmezden gelip çıplak tenine bakıyorlar. Bu kişileri bakışlarındaki sevişgen tavrı iliklerine kadar hissedebiliyorsun ve ağızlarından akan salyaları da göz ucuyla fark edebiliyorsun. Ne var ki, buraya gelme amacınızı bir kez daha anımsayarak, bu elemanlara dalaşmak veya onlarla takılmak yerine hanın içerisine giriyorsun.

Dört katlı hanın kaliteli giriş kapısını geride bırakmanın ardından seni kocaman bir hol karşılıyor. Tepeden yere doğru inmiş, üzerinde birçok taş bulunan avize bile başlı başına hole şık bir tasarım kazandırmışken, girişin tam karşısındaki resepsiyon ve etrafa yerleştirilmiş kaliteli ve pahalı duran kanepe ve koltuklar, bu hanın sahibinin oldukça zevkli ve zengin olduğunu sana anlatmaya yetiyor. Karşı duvara bitişik bir şekilde dizayn edilmiş resepsiyonun hemen arkasında bulunan kapı, resepsiyoniste ait bir oda gibi görünürken, resepsiyon masasının her iki yanında da üst katlara çıkan merdivenleri görüyorsun. Hemen sağında ve solunda bulunan kapılardan solda olanlarından bir tanesinin mutfağa, diğerlerinin ise başkaca odalara açıldığını görüyorsun. Bu odaların genellikle eşya depolama, tuvalet ve idari işlere ayrılmış yerler olduğunu tahmin edebiliyorsun. Kafanı yukarı kaldırdığında ise, açık konsept bir şekilde tasarlanmış birinci kata ait korkulukları ve odaların kapılarını az çok görebiliyorsun. Bununla birlikte, ikinci ve sonraki katların ise bu açık konsepte dahil edilmemiş olduğunu da fark etmen çok zor olmuyor.

Resepsiyon masasının ardında, oldukça kaliteli duran bir takım elbise giymiş adamı gördüğün sırada, adımlarını ona doğru atmaya başlıyorsun. Elbette yürürken, görüş alanını tarıyor ve görebildiğin kadarıyla hana ait izlenimleri ediniyorsun. Resepsiyon masasına yaklaştığın sırada ise, orta yaşlı ve karizmatik denilebilecek bir adam seni karşılıyor. Kocaman gülümsemesiyle, birkaç ryoluk eşyayı onlarca ryoya iteleyebilecek bir adam havası veren resepsiyonist, senin söze girmen fırsat vermeden “Yohachi’nin Han’ına hoş geldiniz efendim! Nasıl yardımcı olabilirim?” diyor. Resepsiyonistin iki cümleden ibaret konuşması, insanı içine çeken ve samimi bir hava yaratırken, sahip olduğun beceriler sayesinde adamın aslında tüm bunları para için yaptığını sana az çok anlatıyor.

Resepsiyonistin selamına, benzer bir sevecenlikle karşılık vermenin ardından ismini ve iki odaya ihtiyacın olduğunu belirtiyorsun. Resepsiyonist ise hemen önüne aldığı birkaç kağıdı hafifçe sana doğru uzatırken “Giriş formları.” diyor. Ancak hemen ardından yüzüne hınzır bir ifade takınarak “Elbette doldurmak zorunda değilsiniz.” diyor. Ailenle yaptığın birkaç seyahatte bu giriş formlarının doldurulmasına şahitlik etmişsen de, özellikle eşlerinden gizli işler çeviren insanların formları doldurmaktan imtina ettiğini bildiğin için, resepsiyonistin de niyetini anlayabiliyorsun. Formların ardından iki adet anahtarı masanın üstüne bırakan resepsiyonist “Odalarınız ikinci katta, 3 ve 4 numaralı odalar. Bir ihtiyacınız olduğu zaman, kat görevlisine iletmeniz yeterli. Yohachi’nin Hanı’nda her türlü isteğinizin karşılanabileceğini de temin ederim. Ancak takdir edersiniz ki, bu hizmetimizin oda fiyatlarına dahil değildir.” diyor, samimi ama prosedür gereği olduğunu anlayabileceğin bir şekilde.

Odaların anahtarlarını masaya koymasının ardından, bu kez bu yörede ne tarz içkiler satıldığını ve kasabanın neyle ünlü olduğunu resepsiyoniste soruyorsun. Resepsiyonist bu sorun karşısında biraz şaşırmış dursa da, bunu bozuntuya vermeden “Her türlü içkiyi bulabilirsiniz efendim… Ruh Çarpan, Kızıl Güneş ve hatta Zümrüt… Hepsinden bulabilirsiniz, yeter ki doğru yerde ve doğru kişiyle konuşun.” diyor hafifçe bir kahkaha atarken. Hemen ardından ise “Bizim ünlü olduğumuz şey ise, eğlencenin ta kendisidir… Burada geçireceğiniz bir gecenin, bin geceye bedel olduğunu fark edeceksiniz.” diyor bu kez hınzır bir şekilde gülerken.

Midori; Kenta ile at arabasını park etmenizin ardından, Kenta hana doğru giderken sen de at arabasının yanında kalıyorsun. Bu esnada, hemen yanında beliren bir kişiye cebinden çıkardığın üç ryoyu verirken, atları da onlara emanet ediyorsun. Parayı alan adam ilk önce avcunun içine sonra bir kez de sana baktıktan sonra “Elbette efendim.” diyor. Daha sonra atın etrafında bir tur atan adam, az önce beraber gördüğün bir diğer adam seslendikten sonra “Bu atın başından ayrılma, bir şey olursa senden bilirim!” diyor sert bir şekilde. Adam da söylediklerini anladığını belli eden bir kafa hareketi yaparak atın yanında durmaya başlıyor.

Atları bırakmanın ardından hana doğru ilerliyor ve içeriye giriyorsun. Bu esnada resepsiyonist ile Kenta’nın bir konuşmanın içerisinde olduğunu görüyorsun.
Off Topic
Odalarınızın tek yataklı ve kaliteli bir şekilde döşenmiş olduğunu, yatağın son derece rahat, yastığın ise epey yumuşak olduğunu ve odalarınızda sığabileceğiniz büyüklükte bulunan pencereler mevcut bulunduğunu belirtebilirsiniz. Bununla birlikte, çıktığınız katın merdivenin başında bir kat görevlisinin bulunduğunu ve odaların bazılarından yüksek müzik ve eğlence sesleri geldiğini de ayrıca belirtmeniz mümkün. Son olarak, size verilen talimatlar doğrultusunda sabah karşı odadan ayrıldığınızı, bu esnada kasabaya kocaman bir sessizliğin hüküm sürdüğünü kabul edebilirsiniz.

Eğer bunun dışında, han içerisinde başka bir hamle alma niyetiniz varsa, bunu açıkça belirtmeniz gerekiyor. Bununla birlikte, içinizden biri handa bir şeyler yapma niyetinde ise, diğeriniz dinlenmeye çekildiğini belirtebilir, yani bu turlar açısından illa ki RP yazmak zorunda değilsiniz.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Kamado Toshiaki
Posts: 17
Joined: July 30th, 2020, 7:54 pm

Re: [Asakura Midori & Kamado Toshiaki] Suret

Post by Kamado Toshiaki » October 22nd, 2020, 10:54 pm

Benim gibi geleceği aydınlık bir Takigakure tüccarına da böyle bir handa konaklamak yakışırdı! Saray gibi döşemişler gerçekten! Takigakure'de yok böyle yerler. Etrafa bakına bakına ilerledim resepsiyona. Odalar büyük ihtimal 3. ve 4. kattan başlıyordu. Resepsiyona ulaşıp dirseğimi yasladım masaya ve kaliteli giyinmiş resepsiyonistle sohbete başladım. Adam öyle bir konuşuyordu ki sanki biri ile pazarlık yaparken kendimi aynada izliyormuş havası alıyordum. Ben bu kadar profesyonel durmamayı tercih ediyordum ama. Daha çok karşımdaki kişinin arkadaşıymış gibi konuşmayı severdim. "Hoşbulduk." diye karşılık verip oda ihtiyacımı belirttim. Bana giriş formlarını uzattıktan sonra doldurmak zorunda olmadığımı söyledi. Adamın gülümsemesine kendi gülümsememle cevap verip "Kaçamaklarımı saklayacağım biri "artık" yok." diye cevap verdim. Kağıdı masada bulduğum bir kalemle doldurmaya başladım. Hangi at arabasının bizim olduğunu falan da not ederken adamın bilgilendirmesine kafamı salladım gözlerimi kağıttan ayırmadan. Sözü bittikten sonra da içkilerini ve kasabanın ünlü olduğu şeyleri sordum. Bir kaç kokteyl ismi söyledi adam, sonra da kasabanın eğlencesi ile ünlü olduğunu söyledi. Sırıttım. Havalı bir Kenta imzası kondurdum kağıda ve adama uzattım. O da bana anahtarları verdi. 3. ve 4. odaydı bunlar. 4. oda olduğunu görünce kaşlarımı kaldırıp baktım resepsiyoniste. Geri verip vermemek konusunda ikileme düşsem de sonunda iki anahtarı da alıp adama teşekkür ettim. Resepsiyon masasından arkama, kapıya baktığımda kardeşimin geldiğini gördüm ve 3. odanın anahtarını fırlattım buna.

"İkinci kat." dedikten sonra normalde zıplayarak çıkacağım merdivenleri sakin ve melankolik bir şekilde çıktım. Kenzo ile yanyana odalardaydık. Kendiminkine girmek yerine Kenzo odasının kapısını açtığı anda içeri atlayarak onun odasına daldım. "Offf! Burası da harika! Takigakure'de neden yok böyle şeyler." diyerek odanın içinde bir tur attım ve çocuğun yatağına attım kendimi. Kenzo içeri girince de elimdeki anahtarı kaldırıp salladım şöyle bir. "4. odanın olması harika değil mi? Yani, herkes şu sikik batıl inanç yüzünden lanetli diyor ya bu sayıya." Anahtarı belimdeki cebime attıktan sonra yatakta doğrulup Kenzo'nun kapıyı kapatmasını izledim. Kapı kapanınca da hemen kol cebimden çıkardım uyuşturucuyu. Pis pis sırıtarak "Bu kasabanın en ünlü özelliği eğlencesiymiş küçük kardeşim." dedim. "Güçlü bir kişinin bize söylediği gibi, buraya gelmeye en uygun kişilerdik. Çünkü nasıl eğlenileceğini en iyi biz biliyoruz! Üstelik yengenden ayrıldığım için bunalımdayım." Kafamla Kenzo'nun "oyuncak" katanasını gösterip "Şimdi yolda söylediğin gibi çıkar şunu da marifetini göster bana." dedikten sonra küçük poşeti açtım. Odada bulduğum bir masanın üstüne biraz boşalttım. İkimiz bağımlı insanlar değildik. Bu yüzden birazı bile işe yarardı. Geriye kalanı da tekrar kolumdaki cebe koydum.

"Bak."
dedim Kenzo'ya. "Ben her zaman deneyimlemekten yanayımdır. Bu hayatta her şeyi deneyeceksin küçük kardeşim. Eğer denemezsen içinde bir merak, bir pişmanlıkla kalırsın. Sonra bu sıkıntı artar. Artar... Sonra bir bakmışsın kulağının arkasında bir şişlik çıkmış. Bu nedir acaba dersin. Medic-nin, medic-nin gezersin. Derler ki, kanser! Sonra da ölürsün. Ölmek istiyor musun Kenzo? Ha? İstemiyorsun değil mi? Şimdi mırın kırın etme de şunu ikiye böl. Sokacam Kendou'nuza. Bir kere hayırlı bir işe yarasın bıçağınız."

Gidip odadaki sandalyeyi masanın yanına çekip oturdum ve beklemeye başladım Kenzo'nun şovunu. İkiye bölerse cesaretlensin diye ilk ben kullanacaktım uyuştucuyu. Sonra da onun kullanması için baskı yapacaktım. İkimiz de kullandıktan sonra da aşağıya içki içmeye inmeye zorlayacaktım onu. Aşağıda "eski sevgilimi" unutmam için gözüme kestirdiğim insanlar vardı. Onlar da istiyor gibilerdi. Bu geceyi uyuyarak geçirmek kasabaya ihanet etmek demekti. Tabi ki gecelere akacaktık! İşimiz sabahtı zaten. Değil mi? Kenzo benim gibi bir abiye sahip olduğu için çok şanslıydı!
Image
► Show Spoiler
User avatar
Asakura Midori
Posts: 64
Joined: June 26th, 2019, 12:22 pm

Re: [Asakura Midori & Kamado Toshiaki] Suret

Post by Asakura Midori » October 24th, 2020, 1:40 am

Varoş mahallelerin piyasasını bilmiyorum derken biraz bile abartmıyorum. Geeerçekten hiçbir fikrim yoktu. Adama arkamı dönüp yürümeye başladığımda kafamda iki soru belirmişti.. parayı fazla mı vermiştim? kazıklanmış mıydım yoksa? İkinci ihtimal ise.. ah hayır onu düşünmek istemiyordum. Ama komik bir rakam verdiysem bile kötü bir şeyler yapmaya cesaret edemezlerdi. Atların güvende olduğuna emin olmalıydım.. onlar şu durumda bizim elimiz ayağımız gibi bir şeydi. Bir de bu tip ufak tefek sorunların Gyaku'nun kulağına gitmesini istemezdim. Gyaku.. sahi, köye dönüşü vardı bunun bir de. Hiç mi hiç istemiyordum. Kusa'dakiler şimdi sikko sikko devriyelere çıkmışlardır. Geceleri sıcak tutması için battaniye falan da vermez bizim Jounin'ler.

"Kentaaaaaa! Odaları ayarladın mı?"

Diye bağırdım içeri girerken. Anlaşılan çoktan hallolmuştu bile. E iyi? Bu çocuğun sosyal anlamdaki iş bitiriciliği gerçekten işimize yarayacak gibiydi.. hem ben de böylece olabildiğince az insan ile iletişim kuruyor olacaktım. Gayet iyi. Müthiş. Üzerime fırlatılan anahtarı havada kapıp bir süre öylece baktım. Ayrı odalarda mı kalacaktık yoksa elinde bir anahtar daha mı vardı? Gözlerimi pembişin avcuna kitledim.. onda da olmasını o kadar istiyordum ki. Yukarı çıktık. Tam iyi geceler diyip vedalaşmak üzereyken bam diye odama daldı. Ve sonra.. sonrası biraz tuhaftı, çünkü her şey çok hızlı bir şekilde gerçekleşti.

"Sen.. sen ciddi miydin? Şuan mı? Burada mı? Köydekiler duyarsa ağzımıza sıçarlar manyak ruh hastası! Geri döndüğümüzde-"

Sebepsizce cümlem yarıda kesilmişti. Geri döndüğümüzde ne? Kafamdan o görüntüyü çıkarıp atmak için uğraşmıyor muydum zaten? Dönmek kısmını düşünmemeye çalışıyordum.. bu görev süresince Kusa'nın K'sini düşünmek yoktu. Spirütüel olarak soyutlayacaktım kendimi köyden bir süre. Pembişin şuanki yaptığı şey de tam olarak buna yardımcı olacak nitelikteydi. Yapmalı mydık? Kim bilecekti? Sadece bir fırt.. hayatım boyunca başka bir fırsatım olmayacağına emindim. Ben.. gerçekten merak ediyordum ve kendimi frenlemek için hiçbir sebebim yok gibi hissediyordum.

"Bu kasabanın en ünlü özelliği eğlencesi miymiş? Öee.. o zaman şey, onlar gibi davranmamız lazım değil mi? Gizliliğin bir parçası gibi yani.. gerçek bir shinobi böyle yapardı. Eh.. ne olacaksa olsun."

Toshi'den ziyade kendimi kandırmaya çalışıyordum sahte telkinler ile, ta ki son cümleyi kurarken ki mağrurluğuma kadar. Shinobilik falan şuan umrumda bile değildi, sadece o beyaz şeylerin tadını merak ediyordum. Katanamı çektim ve birkaç saniye sessizce soğuk çeliğe baktım. Inaho'nunki ile çarpıştırmam gereken kılıcım narin ve simetrik bir şekilde ortadan ikiye böldü tozu. Sonra ucunu iyice temizleyerek tekrar belime soktum. Toshi ile kısa bir süre bakıştık.

"Üç diyince aynı anda... üç.."

Kendi payıma hızlıca yumuldum.
Image
Image
İsim: Asakura Midori
Yaş: 16
Cinsiyet: Erkek
Ryo: 30.00
Prestij: 10
Ün: 10
Element: Raiton
Seviye: C - Rank
Rütbe: Chuunin
Kullanılabilir GP: 0


Motivasyon:

Boyu değil işlevi!
Midori dünya üzerindeki herkese, karşısındakinin görüntüsünün bir önemi olmadığını, güç ile kalıbın aynı anlama gelmediğini kanıtlamaya yemin etmiştir. Hem kendisi, hem de diğer 'ucube'ler için bu önyargıyı kırmakta kararlıdır.

Sırt kaşıyan
Midori'nin en büyük değerlerinden birisi de arkadaşlıktır. Kendisini koruyan arkadaşları olması ona büyük mutluluk verirken, yaşamayı en çok sevdiği his ise arkadaşlarını korumak için savaşmaktır.


Komplikasyon:

Fare tuzağı
Boyu ile ilgili yapılan dostça şakaları kaldırabilir, hatta yeterince komik ve zekice ise gülmelerine eşlik bile edebilir.. fakat bu tanımadığı veya sevmediği biri tarafından yapıldığında, veya bunu hakaret olarak algılarsa, mantığını ve rasyonelliğini bir anda hiçe sayıp yarın yokmuşasına öfke patlamaları yaşayarak karşısındakine saldırabilir.


Özellikler: -

Güç: 9
Çeviklik: 11
Kondisyon: 8
Potansiyel: 2
Varlık: 6
Zeka: 3

Beceri Listesi:

[Güç] Atletizm: 4 [FAVORİ]
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 1
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 2 [FAVORİ]
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1
[Zeka] İzcilik: 1


Ninjutsu: -

Genjutsu: -

Taijutsu:

Kendou Stili - A Rank
Tsukikage no Mai - B Rank

Ekipman/Eşya:

Wabisuke (Katana) (İyi Kalite)
Mor Şeytan (Zırh) (İyi Kalite)

User avatar
Fortius
Legendary
Legendary
Posts: 142
Joined: August 27th, 2018, 10:24 pm

Re: [Asakura Midori & Kamado Toshiaki] Suret

Post by Fortius » October 26th, 2020, 11:05 am

 !  Message from: Fortius
Yazmış olduğunuz tur nedeniyle bir açıklama yapmamız gerektiğini düşünmekteyiz. Karakter yaratımlarınızda size evren temasına uygun olacak şekilde geniş bir takdir hakkı vererek, mümkün olduğu kadar sınırlamalara tabi kılmıyoruz. Özgün ve oynamaktan zevk alabileceğiniz karakterler yaratarak hem karakterinizin hem de evrenin kalıcılığını sağlamaya çalışarak bu şekilde bir sistem oturtmuş bulunmaktayız. Zira sınırlamalar nedeniyle karakterlerinizle oynamaktan sıkılmanızı veya basmakalıp olarak nitelendirilebilecek karakterlerle evren içerisinde sıkışıp kalınmasını istemiyoruz. Genel olarak karakter yaratımlara baktığınızda şimdiye kadar bu düşüncemizi neredeyse eksiksiz bir şekilde yerine getirdiğimizi ve olabildiğince karakterlerinize müdahale etmeden onay verdiğimizi görebilirsiniz. Hem Toshiaki hem de Midori karakterleri de aslında bu örneklerden bir tanesi.

Her ne kadar karakter yaratımlarına müdahale etmesek de, yarattığınız karakterlerin birer shinobi olduğu ve hatta Chuunin rütbesinde olduğu dikkate alındığında, ne denli kuralsız gibi görünse de karakterleriniz bir limiti ve sınırı bulunmaktadır. Bu sınır ve limit de Chuunin rütbesinde bir shinobi olmaktır.

Evren içerisinde bir shinobinin nasıl olması gerektiği veya Chuunin rütbesinde bir shinobide bulunması gereken özelliklerin belirtildiği bir rehber olmayışı, karakterlerinizin bu sınırlama ve limite tabi olmadığı anlamına gelmemektedir. Zira bir köy shinobisi iseniz, köyünüze bağlılığınızı veya size verilen görevleri noksansız olarak yerine getirmeniz gerektiğini peşinen kabul etmiş durumdasınızdır. Bu kapsamda, söz konusu husus konusunda bir rehber veya açıklamaya ayrıca gerek de bulunmamaktadır. Diğer bir deyişle, her şeyden önce bir köy shinobisi olarak, akademiden beri aldığınız eğitimler kapsamında köye, lidere ve görevlerinize bağlılık noktasında –karakterinizin RP içerisinde yaşadığı ekstrem durumlar haricinde- herhangi bir takdir hakkınız, varsayımınız bulunmamaktadır. Dolayısıyla, köye, lidere veya göreve karşı gelecek hamleleri bireysel olarak planlasanız bile, yaşayan bir karakteriniz olması nedeniyle, bu tür aksiyonları karakteriniz gerçekleştiremez. Bunun ötesinde, karakterlerinizin Chuunin rütbesinde olduğunu göz önüne aldığınızda, artık köye, lidere ve görevlere bağlılığınızın katbekat artmış olduğu net bir şekilde ortadadır. Haliyle de, bu rütbede olan bir karakterin, sırf keyfiyeten ve karakter temasına uygun olduğu düşüncesiyle, karakterin ruhsal durumunu etkileyecek düzeyde herhangi bir RP içi aksiyon bulunmadığı bir durumda, köye, lidere veya göreve zarar verecek davranışlarda bulunması da kabul edilemez niteliktedir. Bu tür hareketler de yaratılan karakterler tarafından gerçekleştirilemeyecek davranışlar içerisindedir.

Anlaşılacağı üzere, karakterlerinizin aksiyonlarını sizler tasarlasanız da, karakterlerinizin yapması gerekenler, yapmaması gerekenler olduğu gibi yapabilecekleri ve yapamayacakları da bulunmaktadır. Yazmış olduğunuz RP’ler kapsamında, görev için size verilen uyuşturucu maddeleri kullanmak karakterlerinizin yapamayacağı davranışlar kategorisindedir. Zira söz konusu karakterleriniz Chuunin rütbesine köy shinobileridir ve siz ne kadar sınırsız bir düşünceye sahip olsanız da, karakterleriniz Chuunin rütbesinde bir shinobi gibi davranacaktır.

Özetle söylemek gerekirse, bu tur kapsamında karakterlerinizin size görev için verilen uyuşturucu maddeleri kullanmazı, karakterlerinize aykırı bir durumdur. Zira karakterleriniz eğlenceye düşkün, partilemeyi seven bir tip veya arkadaşlarına önem veren bir motivasyona sahip olsa da, karakterlerinizin en büyük motivasyonu, RP içinde bu durumu etkileyecek herhangi bir faktör de bulunmadığı için, Chuunin rütbesinde bir shinobi olmaktır. Dolayısıyla karakterlerinizin bu rütbedeki bir shinobinin davranışlarını eksiksiz bir şekilde yerine getirmelidir. Aksi takdirde karakterinizin shinobi olarak varlığını sürdürmesi, en azından mevcut haliyle, mümkün değildir. Dolayısıyla yazmış olduğunuz turda uyuşturucu madde kullanma hamlesi, karakterinizle bağdaşmayan bir hamle olması nedeniyle geçersiz olmaktadır. Kaldı ki, Midori gibi bugüne kadar görev bilinci içerisinde hareket etmiş olan bir karakterin böylesine bir durumu kabullenmesi, herhangi bir şekilde kabul edilebilir nitelikte değildir.

Tüm bu açıklamalar ışığında, yazmış olduğunuz son tur tamamen iptal edilmiştir. İptal edilen tur yerine yeni birer RP yazmanız gerekmektedir. Bununla birlikte, sınırsız veya limitsiz planladığınız karakterlerin aslında yukarıda açıkladığı nitelikte sınırları olduğunu hatırlamanızı, buna uygun hareket etmenizi ciddi bir şekilde tavsiye etmekteyim. Aksi bir durum, karakterinizin evrendeki varlığını sürdürmesinde ciddi sorunlar yaratacaktır. Kaçak karakterlerde dahi bir shinobi düsturu bulunurken, köy shinobisi olan bir karakterin tüm bu öğreti ve kültürü hiçe saymasının, tekrarı halinde uyarıyla veya tur iptaliyle yetinebileceğimiz bir durum olmayacağını da özellikle belirtmek isteriz.

Bu kapsamda iptal edilen turunuz yerine yazacağınız yeni turlarınızı bu mesajdan itibaren başlayacak pasiflik süresi içerisinde yeni mesajla atmanız gerekmektedir.
.
"Kral, ben zaten son paragrafta yazdığın şeyleri bi' önceki tur görmemiş miydim?"

"Bu bir niye pasiflik vermiş AQ mesajı değil."

.
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts: 2811
Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Asakura Midori & Kamado Toshiaki] Suret

Post by GM - Naruto » October 27th, 2020, 11:53 pm

Off Topic
Kamado Toshiaki karakter sildirme isteği sebebiyle konudan ayrılmıştır. Karakter konu süresince NPC olarak devam edecektir.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Asakura Midori
Posts: 64
Joined: June 26th, 2019, 12:22 pm

Re: [Asakura Midori] Suret

Post by Asakura Midori » October 29th, 2020, 7:38 pm

Varoş mahallelerin piyasasını bilmiyorum derken biraz bile abartmıyorum. Geeerçekten hiçbir fikrim yoktu. Adama arkamı dönüp yürümeye başladığımda kafamda iki soru belirmişti.. parayı fazla mı vermiştim? kazıklanmış mıydım yoksa? İkinci ihtimal ise.. ah hayır onu düşünmek istemiyordum. Ama komik bir rakam verdiysem bile kötü bir şeyler yapmaya cesaret edemezlerdi. Atların güvende olduğuna emin olmalıydım.. onlar şu durumda bizim elimiz ayağımız gibi bir şeydi. Bir de bu tip ufak tefek sorunların Gyaku'nun kulağına gitmesini istemezdim. Gyaku.. sahi, köye dönüşü vardı bunun bir de. Hiç mi hiç istemiyordum. Kusa'dakiler şimdi sikko sikko devriyelere çıkmışlardır. Geceleri sıcak tutması için battaniye falan da vermez bizim Jounin'ler.

"Kentaaaaaa! Odaları ayarladın mı?"

Diye bağırdım içeri girerken. Anlaşılan çoktan hallolmuştu bile. E iyi? Bu çocuğun sosyal anlamdaki iş bitiriciliği gerçekten işimize yarayacak gibiydi.. hem ben de böylece olabildiğince az insan ile iletişim kuruyor olacaktım. Gayet iyi. Müthiş. Üzerime fırlatılan anahtarı havada kapıp bir süre öylece baktım. Ayrı odalarda mı kalacaktık yoksa elinde bir anahtar daha mı vardı? Gözlerimi pembişin avcuna kitledim.. onda da olmasını o kadar istiyordum ki. Yukarı çıktık. Tam iyi geceler diyip vedalaşmak üzereyken bam diye odama daldı. Ve sonra.. sonrası biraz tuhaftı, çünkü her şey çok hızlı bir şekilde gerçekleşti.

"Sen.. sen ciddi miydin? Şuan mı? Burada mı? Köydekiler duyarsa ağzımıza sıçarlar manyak ruh hastası! Geri döndüğümüzde-"

İçimdeki shinobi, terazide bir anda daha ağır basmıştı. Yapmayacaktım. Daha da önemlisi, görevin geri kalanı için o tozlara ihtiyacım vardı ve Toshi'nin de bunu yok yere harcamasına izin veremezdim. Elimi uzatıp pakedi ondan aldım ve kendi cebime koydum.

"Böyle bir şey olmayacak. İyi uyu, yarın yola çıkıyoruz. Hadi siktir git şimdi odana."

İyi bir uykuya ihtiyacım vardı. Sabah kalkınca hafif bir kahvaltıdan sonra bu mekanı kendi sessizliğe ile başbaşa bırakacak ve verilen istikamete doğru yola koyulacaktım. At arabasını bu kez ben kullanmayı düşünüyordum.
Image
Image
İsim: Asakura Midori
Yaş: 16
Cinsiyet: Erkek
Ryo: 30.00
Prestij: 10
Ün: 10
Element: Raiton
Seviye: C - Rank
Rütbe: Chuunin
Kullanılabilir GP: 0


Motivasyon:

Boyu değil işlevi!
Midori dünya üzerindeki herkese, karşısındakinin görüntüsünün bir önemi olmadığını, güç ile kalıbın aynı anlama gelmediğini kanıtlamaya yemin etmiştir. Hem kendisi, hem de diğer 'ucube'ler için bu önyargıyı kırmakta kararlıdır.

Sırt kaşıyan
Midori'nin en büyük değerlerinden birisi de arkadaşlıktır. Kendisini koruyan arkadaşları olması ona büyük mutluluk verirken, yaşamayı en çok sevdiği his ise arkadaşlarını korumak için savaşmaktır.


Komplikasyon:

Fare tuzağı
Boyu ile ilgili yapılan dostça şakaları kaldırabilir, hatta yeterince komik ve zekice ise gülmelerine eşlik bile edebilir.. fakat bu tanımadığı veya sevmediği biri tarafından yapıldığında, veya bunu hakaret olarak algılarsa, mantığını ve rasyonelliğini bir anda hiçe sayıp yarın yokmuşasına öfke patlamaları yaşayarak karşısındakine saldırabilir.


Özellikler: -

Güç: 9
Çeviklik: 11
Kondisyon: 8
Potansiyel: 2
Varlık: 6
Zeka: 3

Beceri Listesi:

[Güç] Atletizm: 4 [FAVORİ]
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 1
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 2 [FAVORİ]
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1
[Zeka] İzcilik: 1


Ninjutsu: -

Genjutsu: -

Taijutsu:

Kendou Stili - A Rank
Tsukikage no Mai - B Rank

Ekipman/Eşya:

Wabisuke (Katana) (İyi Kalite)
Mor Şeytan (Zırh) (İyi Kalite)

User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts: 2811
Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Asakura Midori] Suret

Post by GM - Naruto » October 30th, 2020, 11:57 am

Toshiaki’nin teklifine karşı çıkman, onun suratının düşmesine neden oluyor. İçinde büyük bir hayal kırıklığı yaşadığı belli olan Toshiaki hafifçe omuz silkmesinin ardından uyuşturucuları ondan almanla yüzü daha da asılıyor. Tam bu esnada sitem dolu birkaç cümleyi ağzından çıkaracak gibi olurken, onun odadan ayrılmasıyla sonlanan cümlelerinin ardından Toshiaki “İyi, ot gibi yaşayalım zaten. Eğlencenin dibine düşebileceğimiz yerde yaptığına bak Minidori!” diyor. Bu sözlerinin ardından asık suratıyla odandan ayrılıyor.

Rahat bir yatağına uzanıp gözlerini kapattığında, kendini sabaha karşı hazır olabilecek bir şekilde telkin ediyorsun. Shinobi eğitimlerin sayesinde, çok yorgun olmadığın zamanlarda birkaç saatlik uykuyla yaşayabilmeyi ve hatta dilediğin saatte kendini uyandırmayı başarabildiğin için pek de huzursuz uyumuyorsun. İçten içe Toshiaki’nin bir taşkınlık yapabileceği ve işleri zora sokabileceği yönündeki düşüncelerin uykuya dalmanı zorlaştırsa da, Toshiaki’nin tüm görevi bok etmeyeceğini biliyorsun. Bu yüzden içindeki huzursuzluğu bastırmayı başarıp birkaç saat uykuya dalıyorsun.

Sabaha karşı gözlerini açtığında, Güneş’in henüz etkisini tam anlamıyla göstermediğini fark ediyorsun. Tam olarak istediğin saatte uyanmış olarak hızlıca yatağından kalkıyor ve kısa sürede ihtiyaçlarını giderip karargaha gitmek için hazır hale geliyorsun. Odanın kapısını açtığın anda ise Toshiaki ile yüz yüze geliyorsun. Odanın kapısının karşısındaki duvara sırtını vermiş bir şekilde duran Toshiaki, göğüsleri hizasında bağladığı kollarıyla uyuz uyuz sana bakarken “Daha uyusaydın, ben beklerdim. Nedir ki yani? Sonuçta buraya seni beklemeye geldim ben. Biraz daha uyu istersen, bak göz kapakların hala düşük!” diyor. Aslında akşamın acısını çıkartmaya çalıştığı belli olan Toshiaki’nin bu iğneleyici sözlerine aldırış etmeden birlikte kaldığınız yerden çıkarak at arabasını bıraktığınız yere doğru ilerliyorsun.

Hanın çıkışına geldiğin anda ilk dikkatini çeken şey, akşamki gürültülerden hiçbirinin kalmamış olması ve neredeyse kasabaya çökmüş horultu sesi oluyor. Hana girdiğiniz sıralarda dışarıdaki masalarda oturan insanların, bu kez sızmış bir halde hala oturuyor olduklarını görmek seni bir hayli şaşırtıyor. Üstleri başları dağılmış bir halde, yer yer kusmuk gölünün bulunduğu bu yerde sızan adamların haline acımadan edemiyorsun. Ancak kafanı kaldırıp hanın dışındaki etrafa baktığında, benzer manzaralarla karşılaşıyorsun. Neredeyse tüm kasaba akşamdan kalan eğlencenin gazabını yaşıyor gibi oldukları yerde sızıp kalmışlar gibi görünüyor. Kusmuklu alanlara basmamak için dikkatli bir şekilde adımlarını atmanın ardından, at arabasını bıraktığın yere geliyorsun. Ancak burada seni esas dumura uğratan olay, at arabasının koyduğunuz yerde olmadığını görmek oluyor!

Başından aşağıya dökülen kaynar sularını sıcaklığını hala hissediyorken, at arabasını koyduğu yeri bir kez daha tarıyorsun. Etraftaki birkaç at arabası olduğu gibi duruyorken sizin at arabasının koyduğun yerde bulunmadığı konusunda tamamen ikna olmuş oluyorsun. Bu esnada kıyıda sızmış bir şekilde duran adamı görerek doğrudan ona yöneliyorsun ve Toshiaki’nin sitemli ve yer yer dalga geçen sözlerini duymazdan geliyorsun. Berduş bir şekilde duran adamın iki yakasını kavrayıp yüzüne attığın birkaç tokatla onu kendine getirdiğinde, at arabasına ne olduğunu bilip bilmediğini soruyorsun. Dün gördüğün adamlardan biri olmadığına emin olduğun adam, sersem bir şekilde ne olup bittiğini sana sorduğunda, dün gece at arabasını buraya bıraktığını anlatıyorsun. Ancak sen anlatmaya başladıkça adamın gülmeye başlaması iyice sinirlerini hoplatıyor. Sonunda ise adam “Nasıl adamlarsınız siz yav? 3 kuruşa gerçekten arabanızı koruyacaklarını mı sandınız? İyi ki sizin gibi kekolar var da insanlar aç kalmıyor.” diyor. Adam bu cümleleri ve tavırları seni bir hayli rahatsız etse de, göreviniz gereği adama esaslı bir şey yapmadan yanında ayrılıyorsun. Elbette geri döndüğünde Toshiaki’nin sana emanet ettiği işi bile beceremediğini belirten birkaç cümlesine maruz kalıyorsun. Ne var ki sinirli bakışların onun da bu cümlelerine devam etmemesini sağlıyor ve bu şekilde yayan bir halde karargaha doğru ilerlemeye başlıyorsunuz.

Kasabanın her köşesinde sızmış insanların arasında ilerlemek sizin için oldukça kolay oluyor. Sai’nin size neden sabaha karşı karargaha gitmenizi söylediğini, gördüğünüz manzara karşısında çok rahat anlayabiliyorsunuz. Yaklaşık yirmi dakikalık bir yürüyüşün ardından ise, kasabadaki belki de en eski duran üç katlı binaya ulaşıyorsunuz. Duvarlarındaki boyaların yer yer dökülmüş olduğu karargah binasının tek sorununun boyası olmadığını yaklaştıkça anlamaya başlıyorsunuz. Zira duvarla yazılmış ofansif kelimeler, domates ve yumurta lekeleri, size akşam rastgeldiğiniz shinobiye edilen sözleri anımsatıyor. Kasaba insanları ile shinobiler arasındaki ilişkinin ne düzeyde olduğunu bir kez daha gözlerinizle görmenizin ardından, karargah binasının kapısını olabildiğince sessiz bir şekilde çalıyorsunuz. Sizin kapıyı çalmanızın üzerinden birkaç saniye geçtikten sonra hafif gıcırtıyla açılan kapının arkasında Konoha alınbandı olan bir shinobi görüyorsunuz. İkinize de şaşırmış bir şekilde bakan shinobi ne istediğinizi sorduğunda, Toshiaki’nin farklı bir şeyler söyleme ihtimalini yok etmek için hemen söze girmek istesen de, Toshiaki senden önce davranıyor ve “At – Çi – Su… Atla çimeden suya yani.” diyor gevrek bir şekilde gülümserken. Konoha shinobisi ise bir anda şaşkınlığını atıp ciddi bir şekilde bakışlarını üzerinizde gezdirdikten sonra “Ko – Ku – Ret.” diyerek kapıyı geçebilmeniz için aralıyor.

Dışarıdan bakıldığında üç katlı olması nedeniyle büyük olabileceğini düşündüğünüz karargah binasının içinin neredeyse tek bir oda kadar olduğunu görmek sizi şaşırtıyor. Bu odanın ortasında duran bir masa, etrafına konulmuş sandalyeler ve duvar kenarlarına serilmiş yer yatakları bulunuyor. Genel anlamda oldukça eski görünen eşyalarda oturan yedi Konoha shinobisi sizi görünce oturdukları yerden ayağa kalkıyorlar. Bu esnada arkanızda kalan ve size kapıyı açmış olan shinobi “Hadi ama, o kadar da kötü değil.” diyor hafifçe gülümseyerek.

Odadaki diğer shinobiler ile hızlı bir tanışma faslının ardından, shinobiler sizi beklediklerini söyleyerek masaya davet ediyorlar ve içlerinden bir tanesi hızlıca yukarı kata çıkarken kumandana geldiğinizi haber vereceğini söylüyor. Birkaç dakika içerisinde yukarı kattan aşağıya inen ve yirmili yaşlarının başında görünen bir Konoha shinobisi ve ardında otuzlu yaşlarının ortasında görünen bir diğer Konoha shinobisi beliriyor. İkisi de yüzlerinde bir tebessümle yanınıza doğru gelirken, genç olan shinobi “Hoşgeldiniz, ben Sawachika Mashashi… Bu karargahın kumandanıyım.” diyor. Elini yavaşça tokalaşmak için uzatırken, hemen arkasında duran güleç adamı işaret ederek “Motozawa Taisho… Kendisi bana yardımcı oluyor.” diyor.

Sawachika Masashi
Image
Motozawa Taisho
Image
Masashi ve Taisho ile tokalaşmanızın ardından tekrar masaya oturuyorsunuz. Masashi ve Taisho tam karşınıza oturduktan sonra Masashi “Burada görevlendirileli çok olmadı… Aslında ilk duyduğumda buradan ürkmedim desem yalan olur.” diyor içten bir şekilde gülümserken. Hemen ardından ise “Ancak Taisho-san bana fazlasıyla yardımcı oldu. Kendisi epey uzun sayılabilecek süredir buralarda ve bu kasabayı ondan daha iyi bilen biri olduğunu düşünmüyorum.” diyor. Bu sözlerin ardından Taisho hafifçe kızarsa da bunu gizlemeye çalışarak “Abartmayın Masashi-san.” diyor. Taisho’nun sözlerinin ardındaki babacan tutuma tebessümle karşılık veren Masashi “Buraki durumu az çok anlamışsınızdır… Kasabadakiler bizleri pek sevmiyorlar. Böylesine bir yerde düzen oturtmaya çalışan birilerini sevmek güç olabilir tabi… Ancak bizler görevimiz gereği buradayız. Kasabadaki saçmalıkları en aza indirgeyebilmek için…” diyor. Bu cümlelerin ardından lafa giren Taisho “Buraya ilk geldiğim günden beri değişen pek bir şey olmadı. Genelde burada görevlendirilen shinobiler belli bir süre sonra geri çekiliyor. Ancak ben ve yanımdaki birkaç kişi buralarda takılmayı sanırım alışkanlık haline getirdik.” diyor gülümseyerek. Bu cümlelerinden sonra bir nefes alan Taisho “Neyse, burası hakkında daha iyi konuşulacak ne varsa onları da sıralamanın anlamı yok. Sonuçta hepimiz buradayız.” diyor. Taisho’dan sonra söze giren Masashi “Sizlerin geleceğinden haberimiz olsa da, burası hakkında neler bildiğiniz konusunda bir bilgimiz yok. Önemsiz detaylarla sizi boğmamak için bunu sormam gerekiyor sanırım. Buraya ne kadar hakimsiniz ve size görevle ilgili hangi bilgiler verildi?” diye soruyor.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Asakura Midori
Posts: 64
Joined: June 26th, 2019, 12:22 pm

Re: [Asakura Midori] Suret

Post by Asakura Midori » November 3rd, 2020, 1:30 am

Ah.. bu çocuk beni gerçekten yoruyor. Bir defa.. yatağıma niye öylece attı ki kendini? Jilet gibi bir yatağı kırıştıran ilk atlayışı yapan kişi ben olmalıyım.. siftahımı çaldı. Hem bu yüzden, hem kafasını toplayıp göreve odaklanması için, hem de ne yalan söyleyeyim.. kendisinden pek haz etmediğim için apar topar odadan kovdum ve kapıyı arkasından kilitledim. Ses boğuklaşmasına rağmen tutkulu küfürleri hala duyabiliyordum.. eh, pek pişman olduğum söylenemezdi. Neden olayım ki? Görevin ortasında uyuşturucu çekmek.. evet düşüncesi biraz cezbetmiyor değildi, fakat irademin üzerinde büyük bir azim vardı. Aile onuruma bunu yapamazdım.. Inaho'ya bunu yapamazdım.

"SUS ARTIK SİKTİR GİT YAT UYU! GÜRÜLTÜ YAPMA DA YARIN ERKEN KALKABİLELİM."

Yastığı sandviç şeklinde kafama katladım ve dış ses gürültüsünü bastırmaya çalışarak gözlerimi kapadım. Yorucu bir yolculuk olmuştu.. yoldan ziyade, yoldaşlar yormuştu diyebilirim. Erken kalkmaktan kesinlinkle nefret ediyordum. Aslında sorunum tam olarak erken kalkmak değildi.. erken kalkıp bir yerlere yetişmek zorunda olmaktı. Nöbetim ve görevlerim olmayan sabahlarda erken uyanıp zevkle sabah sporu yaptığımı hatırlıyorum çünkü. Evet evet.. güneşin ilk ışıkları ile alel acele bir yerlere yetişmeye çalışıyor olmak kesinlikle tatsızdı. Bu ayrımı kafamda çok net bir şekilde yaparken zihnimdeki görüntüler flulaştı. Gecenin sessizliğine teslim ettim uyanıklığımı.

"NE DEMEK ARABA GİTTİ? NE DİYOSUN LAN.. ÖLDÜRÜRÜM OĞLUM SENİ.. NERDEYSELER GÖSTER HADİ!"

Adamı ne kadar sarsarsam sarsayım istediğim cevabı alamayacak gibiydim.. gerçekten de at arabası puf diye yok olmuştu. Buraya gelirken bize yardım eden tuhaf shinobiyi hatırladım.. atları okşayan adamı. Teleportasyon iyiydi de, kaybolan bir at arabasını da geri getirebilir miydi ki? Ben.. Gyaku'ya ne diyeceğimden emin değildim. Böyle bir durumda ne denirdi ki? Üç ryo zarardaydım üstelik.. eh ama be! Ne pahalı piyasası varmış yeraltı dünyasının. Hoşuma gitmedi.

"Bana bak Kenta.. yol üzerinde yirmi tane haydut üzerimize atladı. On sekiz tanesinin zar zor icabına baktık, ama sonra iki tanesi arabayı kaçırdı. İzini sürmeyi ve yakalamayı denedik.. ama haydutlar atları öldürüp arabayı ateşe verdiler. O yüzden elimizden bir şey gelmedi. Aynı şeyleri söylersek daha inandırıcı olur. Köye gidene kadar içinden tekrar et bu senaryoyu. Hadi yürü şimdi.. gitme vakti."

Arabanın üstündeki her saniye, "daha kötü ne olabilir ki" diye sorarken bir anda arabasız kalmıştık. Yaya olarak gittiğimiz yol boyunca pek konuşmadık. Dizlerimizin yorgunluğu keyfimizi de kaçırıyordu.. sadece ne kadar yolumuzun kaldığını sorup duruyorduk ve net bir cevabımız yoktu. En nihayetinde varmıştık varmasına, ama kesinlikle şevk namına hiçbir şey kalmamıştı içimizde. Emri vaki bir şekilde adamların arasından geçtik.

"Memnun oldum Masashi-san.. Taisho-san. Ben Asakura Midori. Civar konusunda oldukça haklısın.. geldiğimizden beri pek eğlendiğimizi söyleyemem. At arabamızı çok kötü bir hain pusu ile kaybettik ne yazık ki. Buraya kadar yürüyerek geldik. Yolluk ve erzaklarımız da içinde kaldı.. varsa bir bardak suyunuzu içeriz. Toshi, bu sırada adamlara görev hakkında bildiklerimizi anlat."

Pembiş benden daha konuşkandı ve görevi muhtemelen daha iyi dinlemişti. Şuana kadar lafa atlamamış olması bile mucizeydi.. geri kalanı ona bırakmak en mantıklısı gibi gözüküyordu.
Image
Image
İsim: Asakura Midori
Yaş: 16
Cinsiyet: Erkek
Ryo: 30.00
Prestij: 10
Ün: 10
Element: Raiton
Seviye: C - Rank
Rütbe: Chuunin
Kullanılabilir GP: 0


Motivasyon:

Boyu değil işlevi!
Midori dünya üzerindeki herkese, karşısındakinin görüntüsünün bir önemi olmadığını, güç ile kalıbın aynı anlama gelmediğini kanıtlamaya yemin etmiştir. Hem kendisi, hem de diğer 'ucube'ler için bu önyargıyı kırmakta kararlıdır.

Sırt kaşıyan
Midori'nin en büyük değerlerinden birisi de arkadaşlıktır. Kendisini koruyan arkadaşları olması ona büyük mutluluk verirken, yaşamayı en çok sevdiği his ise arkadaşlarını korumak için savaşmaktır.


Komplikasyon:

Fare tuzağı
Boyu ile ilgili yapılan dostça şakaları kaldırabilir, hatta yeterince komik ve zekice ise gülmelerine eşlik bile edebilir.. fakat bu tanımadığı veya sevmediği biri tarafından yapıldığında, veya bunu hakaret olarak algılarsa, mantığını ve rasyonelliğini bir anda hiçe sayıp yarın yokmuşasına öfke patlamaları yaşayarak karşısındakine saldırabilir.


Özellikler: -

Güç: 9
Çeviklik: 11
Kondisyon: 8
Potansiyel: 2
Varlık: 6
Zeka: 3

Beceri Listesi:

[Güç] Atletizm: 4 [FAVORİ]
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 1
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 2 [FAVORİ]
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1
[Zeka] İzcilik: 1


Ninjutsu: -

Genjutsu: -

Taijutsu:

Kendou Stili - A Rank
Tsukikage no Mai - B Rank

Ekipman/Eşya:

Wabisuke (Katana) (İyi Kalite)
Mor Şeytan (Zırh) (İyi Kalite)

Locked

Return to “Role Play Arşivleri”