
Tsugi-chan ile aramızda harika bir uyum olduğunu itiraf etmem gerekiyor. Aşk hayatından tutun, tanımadığım insanlarla ilgili dedikodulara kadar gelip bana anlatan mükemmel bir insan. Tabii bu durum karşılıklı, bende içimdeki her şeyi ona anlatıyorum. Bir nevi dert duvarım diyebiliriz. Böyle olmamızın sebebi Tsugi-chan'ın yaşıtlarından çok daha olgun olması diyebilirim. Çok samimi olmamıza rağmen aramızda bir öğrenci-öğretmen duvarı olduğunun farkında. Bana saygı duyduğunu düşünüyorum, zira ben de ona aşırı derecede saygı duyuyorum... Bu kadar konuşmak aklıma eski anılarımı getirdi. İlk olarak takımıma atandığında beni yetersiz bulabileceğini falan düşünmüştüm, ne de olsa köklü bir shinobi ailesinden geliyor kendisi. Ama hemencecik ne kadar saygılı, düzgün bir insan olduğunu kavrayabildim.
Tsugi-chan oldukça potansiyelli bir genç, şimdiden Genjutsu konusunda benden iyi sayılabilecek bir seviyede. Köyümüzün biricik dahisi Ryoken-san'ı geçmesi de an meselesi bence. Elbette Ryoken-san'a yetişmesi için kırk fırın ekmek yemesi gerekiyor ama günün birinde başarabileceğini hissediyorum.
Benden zarar vermeme ve öldürmeme özelliklerini kapmış gibi gözüküyor fakat bu onun potansiyelini tam olarak kullanmasına engel oluyor. Öldürme konusu elbette hala büyük bir hayır ama bir shinobi karşısındaki rakibe zarar vermekten çekinmemeli. Yakın zamanda bu konu hakkında onunla konuşmayı planlıyorum. Konuşmayı yaptıktan sonra da büyük ihtimalle biraz daha kendine çekidüzen verebilmesi adına Ryoken-san'a yönlendiririm. Hem Genjutsu konusunda kendini geliştirebilir, hem de bu konudaki eksikliklerini onun sayesinde çözebilir. Ne de olsa Ryoken-san biraz vahşi birisi.

Ashikagi Rei
Rei-kun nasıl desem... Pek akıllı değil? Evet, evet kesinlikle bu! Çok iyi kalpli bir insan olduğuna yemin edebilirim, hatta benden bile daha iyi kalpli fakat kafasını kullanma konusunda pek başarılı değil. Tanıştığımız gün defalarca kez kendimizi tanıtmamıza rağmen not defterinden bakmadan adımı söyleyememişti. Neyse ki bu problemi aştık, artık takım arkadaşlarının ve benim ismimi hatırlayabiliyor. Yemek yemeyi çok seviyor, hatta güzel sayılabilecek şeyler yediğimizde gözlerinin içi parıldıyor. Aynı yemeği her seferinde bu kadar hevesle yiyebilmesi garibime gitse de herkes onun bu durumuna alışmış vaziyette. Genelde düşünme süreci uzun sürdüğünden ötürü Tsugi-chan bazen onu yönlendirmek zorunda kalıyor. Hangi yemeği seçeceği konusunda, nereye gitmesi gerektiği konusunda Tsugi-chan bir nevi ona çevirmenlik yapıyor. Herhangi bir plan yaptığımızda da Tsugi-chan özellikle onun yapması gereken şeyleri ayıklayarak basite indirgiyor ve anladığından emin oluyor.Rei-kun pek akıllı değil fakat iş dövüşmeye geldiğinde harika içgüdülere sahip bir insan. Yaşıtlarından çok daha üstün fiziksel yeteneklere sahip. İnsan üstü içgüdüleri ve harika fiziksel yeteneklerinin bir araya gelmesiyle de harika bir Taijutsu ustası olmasına olanak sağlıyor. Kim bilir belki benden bile daha iyi içgüdülere sahiptir.
Pek akıllı olmadığından ötürü benim öldürmeme ve yaralamama özelliklerimi almayı başaramadı, ki buna oldukça sevindim. İstese de birisini öldürebilecek seviyede değil zaten fakat o seviyeye geldiğinde en azından öldürmemeyi seçebilecek kadar aklını kullanabileceğini umuyorum.

Utangaç tatlı Kazuya-chan'ım! Çocukluğumuzdan ötürü çok sıkı fıkı bir bağımız yok ama bunun sebebi onun gereğinden fazla utangaç olması. Geçmişte bende pek atılgan birisi değildim ama son birkaç yıldır aşırı derecede aktif olduğumdan ötürü aramız iyiydi. Birbirimizi dengeliyor gibiyiz. Özellikle takımıma katıldıktan sonra onu tam anlamıyla anlamayı başardım. Mesela yağmur yağarken tek başına sokakta gezmeyi çok seviyor. Sakin, kimsenin olmadığı yerlerde oturup gökyüzünü izlemeyi de seviyor. Boş zamanlarında origami yaptığını da duydum ama bundan pek emin değilim.
İnsanların yanında çekingen olmasına rağmen baş başa kaldığımızda çok konuşkan bir kişiliğe bürünüyor. Konuşurken biraz fazla heyecanlandığından ötürü kalp krizi geçiriyormuş sanmıştım ilk başlarda ama sadece fazla heyecanlanıyormuş. Bugünlerde Tsugi-chan ve Rei-kun'un yanında da daha konuşkan davranmaya başladı ama hala benimle konuştuğu gibi onlarla konuşamıyor. Tsugi-chan bu konuda anlayışlı olsa da Rei-kun davar gibi davranmaya devam ediyor.
Kendisi Ninjutsu ve Genjutsu ağırlıklı bir shinobi. Takımına katıldığında belki bana özeniyor olabileceğini falan düşünmüştüm ama hiç alakası yokmuş. Zaten zayıf bedeni benim gibi katanalara ilgili olmasına izin vermezdi.
Kazuya-chan'da Tsugi-chan gibi öldürmeme ve yaralamama özelliklerimi almış maalesef. Onunla da bu konu hakkında detaylıca konuşmam gerekiyor.