Post
by Oita Butsuo » June 18th, 2025, 7:30 pm
Çaresiz bir gülümseme takındım Sakagami Obaachan'ın gözlerine bakarak. Yapacak başka bir şeyim yok. Görünen o ki onun da yapacak başka bir şeyi yok. Bir şekilde tatlıya bağlanır umarım bu konu, hiç istemem tonton Sakagami Obaachan'ın üzülmesini. Biraz duygulandım. Ama Obaachan'ın mutfağa gitmesiyle de hüznümü fıstık ezmesine gömmekten geri durmadım. Utangaçlığı bırakıp hıncımı çıkardım iyice. Hem karnım doydu hem de rahatladım sonuç olarak. Bir süre sonra da handan ayrıldım.
Karnımı doyurunca ilk iş rutin devriye rotamda yürümeye başladım. Her ne kadar izin günüm olsa da yapacak başka bir işim yok. Hem işler yolunda mı kendi gözlerimle görmüş oluyorum hem de bacaklarımı açıyorum. Temiz dağ havasında yürümek beynimi alıştığı bu uyuşukluktan biraz da olsa ayıltan nadir şeylerden. Zamanı gelince huzur ve sakinlik isteyen birine dönüşürüm belki, ama benim daha hala kanım kaynıyor. Göreve çıkmak, kendimi tehlikeden tehlikeye atmak istiyorum. Şu ana kadar her zaman kendimi test ettim. Kendimi de hep bu yolla buldum. Bu testin yokluğu ne olduğumu, neye benzediğimi unutturuyor sanki bana. Yani, Sakagami Obaachan'la konuşurken de ben benim. Burada bir sıkıntı yok. Ama insan gerçekten ne bok olduğunu hayat memat durumlarında anlıyor. Hiçbir aracı olmadan gerçekliğin ta kendisine bakmak özlemini çektiğim şey. İyilik veya kötülük, ödleklik veya cesurluk, kudret veya zayıflık ve daha fazlası. İnsan nerede durduğunu işte o zaman anlıyor.
Böyle olmaması gerektiğine eminim. Ama benim kafadan birkaç tahtamın eksik olduğuna eminim. Benim yolum bu. Sürekli bir şeylerle kafa kafaya gelmek, sonra da karşımdaki her neyse kafayı koyup yarıp geçmeye çalışmak. Hiçbir şey olmasa bile ben kendime bir karşılaşma yaratırım. Ya da yaratırdım. Şu an buna uygun bir malzeme bile yok elimde. Dağ ile kafa kafaya gelmeyi denedim son altı ayda. Ama o koca dağ ben ise fare. Mücadelemi versem bile tık yok dağda. Her gün deli gibi koşturdum zirveden zirveye, gördüğüm her kayayla güreştim, soğuğa beni alt edemeyeceğini göstermek için her gün meydan okudum. Dağ beni büyüttü, semirtti. Ama o da sütten kesildi artık. Bugün boş günümdü ama rutin yürüyüşüm ve sabah antrenmanım dışında bir şey yapmadım bile. Bana memeleri sütle dolu yeni bir anne lazım. Kurutacak yeni bir nehir!
Şu gidip gelen kervanların hiçbiri bana bunu sunamaz. Kıskanıyorum onları. Hepsinin kendi mücadelesi var. Yolculuklarını emniyetle tamamlamak, mallarını satıp kar etmek, eve geri dönmek. Hepsi bir yolculuğun içinde. Başı var, sonu var. Kendi rollerini dolduruyorlar. Ben ise sonsuz bir sıradanlığa kısılıp kaldım. Seni bir elime geçirirsem kafanı gözünü yarıcam Ishichou-sama hazretleri. Benden çekeceğin var. En azından neden çekip gittiğini söyleseydin burada doldurduğum vadenin ne anlama geldiğini bilirdim. Tek başıma Hokkeshuu'yu bir kaba sığdırmak için ne kadar zorlasam da beceremiyorum. Huzurlu, ama anlamsız.
O Kageyasu piçini de boğazlayacağım elime geçirirsem. Ulan amın düdüğü! Bizim sadakatimiz Ishigakure'ye, şu ya da bu Ishichou'ya değil! Sen beni buraya sürgüne yollayarak benim sadakatimi sorguluyorsun. Sik kırığı kendi gözlerinle görmedin mi savaşta Ishigakure için hayatımızı feda ettiğimizi? Sen de zor bir durumda göreve geldin, anlıyorum ama bu mudur dahiyane çözümün? Yılların klasik metodunun tekrarı, eski kadroyu sürmek. Sanki devrimci bir iş yapacak da biz orada muhalefet çıkaracağız. Bu hareketlerin zayıflık kokuyor. Ishichou-sama'nın geri dönmesinden, hakkıyla oturduğu koltuğu geri almasından korkuyorsun. Sen kork istediğin kadar, Ishichou-sama gelmezse Butsuo gelir! Yeni nesil gümbür gümbür geliyor, hiçbir bunak da önüne set koyamaz!
İşte bu ateşi korumam lazım ama yapamıyorum! Bu sakinlikte yapamam, bir düşman, hırsımı tazeleyeceğim bir şeytan gerekiyor bana! Kapıda karşılamak için hazırım o şeytanı, tam burada, Hokkeshuu'da!
Aha, o ne lan? Şu pembeli bizim Chisa mı? Yok artık! Ahahaha! Harbiden o! Ne işi var ya burada? Çok özlemişim tanıdık bir yüz görmeyi. Chisa'yı da çok severim. Az çektirmemişti bana Jounin Sınavı'nda. Ama en unutamadığım an o kayadan ejderleri yok etmemizdi. Ben önce kafa atıp sonra güreşerek kafasını koparmıştım ejderin, Chisa da ortadan ikiye bölmüştü. Çok fena bir andı o, bak şimdi tekrar tüylerim diken diken oldu. Sırıtmamı durduramıyorum. Çok heyecanlandım.
Hemen bacaklarıma çakra aktarıp olabildiğince kısa zamanda aradaki mesafeyi 50 metreye indireceğim. Sonra da yolun kenarına dikilip heyecanımı saklamaya çalışarak havalı havalı sırıtacağım. "Pembeli yoldan pembeli!" Bunları derken de ellerimi ortada bitiştirip haorimin ters yenlerinin içine atacağım. Bunca zamandan sonra kuyruğu dik tutup olabilecek en havalı şekilde karşılamalıyım Chisa'yı. Biraz işi mişi çıksa da birkaç gün kalsa bari. Acaba o ne yapıyor? Hala merkezdeyse köyden ne haberler var hepsini öğrenmek istiyorum! Tabii Chisa'nın neler yaptığını da, belki bizim neslin neler yaptığını duymak içimdeki rekabetçi ateşi harlayabilir. Kimseden geri kalmaya niyetim yok! ŞİMDİDEN HEYECANLANDIM LAAAN!
► Show Spoiler
Künye
İsim: Oita Butsuo
Yaş: 20
Cinsiyet: Erkek
Boy: 182
Kilo: 86
Element: Doton
Köy: Ishigakure
Seviye: B - Rank
Rütbe: Jounin
Nam: Silüet
Puanlar
GP: 30
VP: 50
PP: 20
Linkler
Karakter Kartı
Gelişim
Dükkan
Teknik Geliştirme
Teknik Yaratma
Mod Yaratımı
Efsanevi Yaratık Kaydı
Profil
Güç: A
Çeviklik: A
Kondisyon: A
Potansiyel: E
Varlık: E
Zeka: E
Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: SS+
[Çeviklik] Akrobasi: SS+
[Çeviklik] El Hassasiyeti: F
[Çeviklik] Saklanma: F
[Kondisyon] Form: SS+
[Potansiyel] Ninshuu: F
[Varlık] Aldatma: F
[Varlık] Empati: F
[Varlık] Sosyalleşme: F
[Zeka] Farkındalık: F
[Zeka] İzcilik: F
[Zeka] Bilim: F
Teknikler
Stiller ve Kabiliyetler
Juudaichi D-Rank
Yönelimler
Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Özellikler