İsim: Kuroya Akemi
Yaş: 19
Cinsiyet: Kadın
Boy: 174cm
Kilo: 60kg
Köy: Amegakure
Rank: C - Rank
Rütbe: Chuunin
Başlangıç Statları:
• Güç: D - Rank (2)
• Çeviklik: D+ - Rank (3)
• Potansiyel: B - Rank (6)
• Kondisyon: C – Rank (4)
• Zihin: D - Rank (2)
• Varlık: D+ - Rank (3)
Görünüm
Geçmiş
Kişilik
Yaş: 19
Cinsiyet: Kadın
Boy: 174cm
Kilo: 60kg
Köy: Amegakure
Rank: C - Rank
Rütbe: Chuunin
Başlangıç Statları:
• Güç: D - Rank (2)
• Çeviklik: D+ - Rank (3)
• Potansiyel: B - Rank (6)
• Kondisyon: C – Rank (4)
• Zihin: D - Rank (2)
• Varlık: D+ - Rank (3)
Görünüm
• Çehresi nasıl görünüyor? Saçları ne renk ve hangi boyda? Suratında dikkat çeken özellikler mevcut mu?
Akemi’nin yüzü, sahip olduğu iç dünyanın açık bir yansıması gibidir. Hafif kısık bakışları ve mavi gözleri, yüzüne bakıldığında anlık bir duraksama yaratabilecek niteliktedir. Yüz oranına uygun düşen burnu ve hafif dolgun dudakları, Akemi’nin yüzünü tamamlayan parçalarıdır. Sarı uzun saçlarını dağınık bir at kuyruğu ile bağlayan Akemi, yanda bıraktığı iki zülüf ve sağında ayırdığı perçemiyle, hem yüz hatlarını daha belirgin kılmakta hem de boyun kısmını açık bırakarak bu bölgedeki tenine dikkat çekmektedir. Yüz hatları itibariyle Akemi’nin en dikkat çeken özelliği bakışlarıdır.
• Vücut şekli, rengi ve ten yapısı nasıl? Vücudunda kalıcı bir yara, doğum izi veya dövme mevcut mu?
Yaşından daha büyük gösteren vücut hatları bulunan Akemi, beyaz bir tene sahiptir. Bu anlamda vücudu Amegakureli kişilerden çok da farklı değildir. Ancak genel itibariyle tenindeki pürüzsüzlük dikkat çekicidir. Akemi’nin vücudunda belirgin bir yara veya doğum izi bulunmamaktadır. Bu husus onun pürüzsüzlüğünü arttıran bir faktördür. Aynı zamanda Akemi’nin vücudu için estetik ve esnek demek de mümkündür.
• Günlük hayatta ne giymeyi tercih ediyor? Bu tercihlerin sebepleri neler?
Akemi vücudunu teşhir etmekten pek de çekinmemesi ve kadınlığını her fırsatta kullanabilecek olması nedeniyle, genellikle vücudunun üst bölgesini açık bırakan kıyafetleri tercih eder. Boynundan başlayıp göğüs hizasına inen ve oradan da göbek bölgesinde noktalanan kolsuz file ile bacağının baldır kısmından başlayıp bileklerine kadar inen file çorabı vazgeçilmezleri arasındadır. Bununla birlikte göğüs kısımlarını kapatıp hafif göbeğini açık bırakan ve kolları da dirseklerinin hemen üst kısmında başlayan koyu renk bir üst ile kısa bir şort etek Akemi’nin kombinini tamamlamaktadır. Bu sayede Akemi hem olabildiğince rahat hareket imkanına sahip olduğu gibi, hem de özellikle erkeklerin bakış açılarına göre boyun, göğüs, sırt ve bacak bölgesinde bıraktığı açıklıklar ile dikkat dağıtmayı amaçlamaktadır.
• Görevlerde ne giymeyi tercih ediyor? Bu tercihlerin sebepleri neler?
Akemi görevlerinde de günlük kıyafetlerine yakın tarzda giysiler giymeyi tercih eder. Ancak görevin cinsine göre tenine zarar gelmesini önlemek için tüm vücudunu kapatan fakat hatlarını belli eden koyu renkli kıyafetler tercih eder. Yine görevin cinsine göre cüppe ve dik yakalı ceketler de giymektedir. Her ne olursa olsun, görev esnasında vücuduna zarar gelmemesi ve istediği vakitte kıyafetlerden kurtulabilecek olması, Akemi’nin bu tercihlerinin sebebini oluşturmaktadır.
• Giyilmesi zorunlu kılınan alın bandını nasıl kullanmayı tercih ediyor? Alnına mı takıyor yoksa giysisine mi iliştirmiş?
Akemi alın bandını kıyafetinin kemer kısmına takmakta ve aşağıya doğru sarkıtmakta ve boşta olan ucunu da file çorabına bağlamaktadır. Bu tercihin altında yatan sebep ise, alın bandının yarattığı parlaklık ile bacaklarına dikkat çekmektir.
• Spesifik jest ve mimikleri mevcut mu? Bunları hangi şartlar altında yapıyor? Bunlardan utanıyor mu?
Akemi’nin en spesifik mimik, karşısındaki kişiye bakarken bakışlarını daha da kısması ve kaşlarını hafifçe kaldırmasıdır. Bu mimik ile karşı tarafın özellikle erkek olması durumunda ilgisini çekmeyi ve duygu dünyasında karmaşa yaratmayı hedeflemektedir. Akemi’nin en belirgin jesti ise, konu ile alakalı olsun veya olmasın, sağ elini göğüslerinin orta kısmına doğru götürüp elini aşağıya indirmesidir. Bu jestin altında yatan sebep de mimik ile aynıdır. Akemi bu jest ve mimikleri yaparken hiçbir şekilde utanmadığı gibi, aksine büyük bir haz duymaktadır.
• İlk defa gören biri onun hakkında ne düşünür?
Akemi’yi ilk defa gören biri, onun tüm güzelliğine rağmen son derece edepsiz biri olduğunu düşünebilir. Akemi’nin hal ve hareketleriyle neden olduğu bu durum, onun birçok kez shinobi yerine yollu bir kadın olarak nitelendirilmesine bile neden olabilir.
• Nasıl kokuyor? Bu kokusu için spesifik bir şey yapıyor mu yoksa umrunda değil mi?
Koku, Akemi için duygulara hükmedecek araçlardan biridir. Bu nedenle her daim vanilyalı ve şekerli kokuları kullanarak, insanların bu kokudan bir nebze almalarını arzular. Bunun için annesinden öğrendiği gizli bir formülü bulunmaktadır.
• Sesi ve konuşması nasıl? Tok mu, ince mi? Görünüşüyle bir tezatlık oluşturuyor mu? Şivesi var mı?
Akemi genellikle yumuşak ses tonlarıyla ve kelimelerinin arasında fark edilir duraksamalarla konuşmaktadır. Ne ince ne de kalın denebilecek bu ses tonunu, aslında ayna karşısında yaptığı denemelerle sabitlemeyi başarmıştır. Çocuksuluktan uzak, olgun kadın tavırlarına yakın bu konuşma şekli görünüşüne bir hayli uygun düşmektedir. Belirgin bir şivesi olmamakla birlikte, aşırılık barındırmadığı sürece şivelere adapte olabilmektedir.
• Aynaya baktığında gördüğü şeyden hoşnut mu? Onun canını sıkan bir tarafı var mı?
Görmekten en çok hoşnut olduğu şey, aynadaki yansımasıdır. Akemi için Akemi kusursuz bir yaradılış örneğidir. Kimi zaman göğüslerinin biraz daha büyük olmasını arzulasa bile, en azından shinobi olduğu sürece elindekilerle yetinmeyi planlamaktadır.
• Duygularını suratı ile ifade etme konusunda nasıl? Bunu başarabiliyor mu, yoksa kendini göstermemeyi mi tercih ediyor?
Akemi duygularını suratıyla ifade etme konusunda oldukça yeteneklidir. Kimi zamanlarda gerçek olmayan duygularını bile ustaca suratına oturtabilir ve bu sayede o duyguları karşı tarafa geçirebilir.
Akemi’nin yüzü, sahip olduğu iç dünyanın açık bir yansıması gibidir. Hafif kısık bakışları ve mavi gözleri, yüzüne bakıldığında anlık bir duraksama yaratabilecek niteliktedir. Yüz oranına uygun düşen burnu ve hafif dolgun dudakları, Akemi’nin yüzünü tamamlayan parçalarıdır. Sarı uzun saçlarını dağınık bir at kuyruğu ile bağlayan Akemi, yanda bıraktığı iki zülüf ve sağında ayırdığı perçemiyle, hem yüz hatlarını daha belirgin kılmakta hem de boyun kısmını açık bırakarak bu bölgedeki tenine dikkat çekmektedir. Yüz hatları itibariyle Akemi’nin en dikkat çeken özelliği bakışlarıdır.
• Vücut şekli, rengi ve ten yapısı nasıl? Vücudunda kalıcı bir yara, doğum izi veya dövme mevcut mu?
Yaşından daha büyük gösteren vücut hatları bulunan Akemi, beyaz bir tene sahiptir. Bu anlamda vücudu Amegakureli kişilerden çok da farklı değildir. Ancak genel itibariyle tenindeki pürüzsüzlük dikkat çekicidir. Akemi’nin vücudunda belirgin bir yara veya doğum izi bulunmamaktadır. Bu husus onun pürüzsüzlüğünü arttıran bir faktördür. Aynı zamanda Akemi’nin vücudu için estetik ve esnek demek de mümkündür.
• Günlük hayatta ne giymeyi tercih ediyor? Bu tercihlerin sebepleri neler?
Akemi vücudunu teşhir etmekten pek de çekinmemesi ve kadınlığını her fırsatta kullanabilecek olması nedeniyle, genellikle vücudunun üst bölgesini açık bırakan kıyafetleri tercih eder. Boynundan başlayıp göğüs hizasına inen ve oradan da göbek bölgesinde noktalanan kolsuz file ile bacağının baldır kısmından başlayıp bileklerine kadar inen file çorabı vazgeçilmezleri arasındadır. Bununla birlikte göğüs kısımlarını kapatıp hafif göbeğini açık bırakan ve kolları da dirseklerinin hemen üst kısmında başlayan koyu renk bir üst ile kısa bir şort etek Akemi’nin kombinini tamamlamaktadır. Bu sayede Akemi hem olabildiğince rahat hareket imkanına sahip olduğu gibi, hem de özellikle erkeklerin bakış açılarına göre boyun, göğüs, sırt ve bacak bölgesinde bıraktığı açıklıklar ile dikkat dağıtmayı amaçlamaktadır.
• Görevlerde ne giymeyi tercih ediyor? Bu tercihlerin sebepleri neler?
Akemi görevlerinde de günlük kıyafetlerine yakın tarzda giysiler giymeyi tercih eder. Ancak görevin cinsine göre tenine zarar gelmesini önlemek için tüm vücudunu kapatan fakat hatlarını belli eden koyu renkli kıyafetler tercih eder. Yine görevin cinsine göre cüppe ve dik yakalı ceketler de giymektedir. Her ne olursa olsun, görev esnasında vücuduna zarar gelmemesi ve istediği vakitte kıyafetlerden kurtulabilecek olması, Akemi’nin bu tercihlerinin sebebini oluşturmaktadır.
• Giyilmesi zorunlu kılınan alın bandını nasıl kullanmayı tercih ediyor? Alnına mı takıyor yoksa giysisine mi iliştirmiş?
Akemi alın bandını kıyafetinin kemer kısmına takmakta ve aşağıya doğru sarkıtmakta ve boşta olan ucunu da file çorabına bağlamaktadır. Bu tercihin altında yatan sebep ise, alın bandının yarattığı parlaklık ile bacaklarına dikkat çekmektir.
• Spesifik jest ve mimikleri mevcut mu? Bunları hangi şartlar altında yapıyor? Bunlardan utanıyor mu?
Akemi’nin en spesifik mimik, karşısındaki kişiye bakarken bakışlarını daha da kısması ve kaşlarını hafifçe kaldırmasıdır. Bu mimik ile karşı tarafın özellikle erkek olması durumunda ilgisini çekmeyi ve duygu dünyasında karmaşa yaratmayı hedeflemektedir. Akemi’nin en belirgin jesti ise, konu ile alakalı olsun veya olmasın, sağ elini göğüslerinin orta kısmına doğru götürüp elini aşağıya indirmesidir. Bu jestin altında yatan sebep de mimik ile aynıdır. Akemi bu jest ve mimikleri yaparken hiçbir şekilde utanmadığı gibi, aksine büyük bir haz duymaktadır.
• İlk defa gören biri onun hakkında ne düşünür?
Akemi’yi ilk defa gören biri, onun tüm güzelliğine rağmen son derece edepsiz biri olduğunu düşünebilir. Akemi’nin hal ve hareketleriyle neden olduğu bu durum, onun birçok kez shinobi yerine yollu bir kadın olarak nitelendirilmesine bile neden olabilir.
• Nasıl kokuyor? Bu kokusu için spesifik bir şey yapıyor mu yoksa umrunda değil mi?
Koku, Akemi için duygulara hükmedecek araçlardan biridir. Bu nedenle her daim vanilyalı ve şekerli kokuları kullanarak, insanların bu kokudan bir nebze almalarını arzular. Bunun için annesinden öğrendiği gizli bir formülü bulunmaktadır.
• Sesi ve konuşması nasıl? Tok mu, ince mi? Görünüşüyle bir tezatlık oluşturuyor mu? Şivesi var mı?
Akemi genellikle yumuşak ses tonlarıyla ve kelimelerinin arasında fark edilir duraksamalarla konuşmaktadır. Ne ince ne de kalın denebilecek bu ses tonunu, aslında ayna karşısında yaptığı denemelerle sabitlemeyi başarmıştır. Çocuksuluktan uzak, olgun kadın tavırlarına yakın bu konuşma şekli görünüşüne bir hayli uygun düşmektedir. Belirgin bir şivesi olmamakla birlikte, aşırılık barındırmadığı sürece şivelere adapte olabilmektedir.
• Aynaya baktığında gördüğü şeyden hoşnut mu? Onun canını sıkan bir tarafı var mı?
Görmekten en çok hoşnut olduğu şey, aynadaki yansımasıdır. Akemi için Akemi kusursuz bir yaradılış örneğidir. Kimi zaman göğüslerinin biraz daha büyük olmasını arzulasa bile, en azından shinobi olduğu sürece elindekilerle yetinmeyi planlamaktadır.
• Duygularını suratı ile ifade etme konusunda nasıl? Bunu başarabiliyor mu, yoksa kendini göstermemeyi mi tercih ediyor?
Akemi duygularını suratıyla ifade etme konusunda oldukça yeteneklidir. Kimi zamanlarda gerçek olmayan duygularını bile ustaca suratına oturtabilir ve bu sayede o duyguları karşı tarafa geçirebilir.
Geçmiş
• Akademi öncesi yaşamı nasıldı? Arkadaşları var mıydı, yoksa yalnız bir küçüklük mü geçirdi?
Akemi yalnız ve zor bir çocukluk dönemi geçirmiştir. Annesi Mase Yume’nin Toyone Şehrinde bulunan genelevde çalışan bir hayat kadını olması nedeniyle, Akemi bu ortamda büyümüş ve ahlaki değerleri tam olarak edinememiştir. Tıpkı kendisi gibi bir hayat kadının çocuğu olan ve Akemi’den 1 yaş büyük bir erkek çocuğu olan Akagi Keita dışında bir arkadaşı olmamıştır. Her ne kadar genelevde çalışan kadınlar tarafından her daim sevilmiş ve el üstünde tutulmuşsa da, günün sonunda Akemi yatağına hep tek başına girmiş ve gözlerini açtığında yanında uyanan birini bulamamıştır.
Akemi bu yalnızlığına rağmen, yine de sevincini korumayı başarmış ve küçük şeylerle de mutlu olmayı öğrenebilmiştir. Annesiyle geçirdiği kısa vakitler, diğer çalışanların dedikodularına eşlik etmek ve hayat kadınlarına hediye gelen pahalı yiyecek ve içeceklerin kendine ikram edilmesinden oldukça mutluluk duymuştur. Ancak Keita’nın annesiyle birlikte genelevden ayrılması akabinde, kendi annesinin de maruz kaldığı saldırılardan dolayı endişe etmesinden dolayı Amegakure’ye sığınması sonrasında, Akemi buradaki topluluğa alışmakta zorlanmış ve bu yaşayışa pek adapte olamamıştır. Ne var ki, büyüdüğü ortamın getirisi bir özellikle, Akemi bu adaptasyon sorununu da gözünde büyütmeyerek, olabildiğince insan içine karışmaya çalışmış ve özünü korumuştur. Bu nedenle Akademi öncesinde Amegakure’de vakit geçirdiği çocuklar olsa da, onları pek de arkadaşı gibi görmemiş ve zaman geçirmek için bir araç addetmiştir.
• Akademi hayatı nasıl geçti? Favori dersi veya favori hocası var mıydı? Performansı nasıldı?
Akademi hayatı Akemi için günlük yaşamından çok daha zor geçmiştir. Özellikle Akademide dikte edilen disiplin, Akemi’nin hayatında hiç karşılaşmadığı bir husus olduğundan, Akemi genellikle sınıf arkadaşlarının içinde sivrilen bir tip olmuştur. Bu sivrilme her ne kadar olumlu anlamda olmasa bile, Akemi bir şekilde göz önünde olmaktan mutluluk duymuştur. Zira bu ana kadar aykırılığın ışıltısıyla geçmiş ömründe, disiplinsiz olmanın yarattığı sonuçlar Akemi için oldukça tatmin edici olmuştur.
Akademide üzerinde hiçbir baskı olmaması ve sırf başka yollara savrulmaması amacıyla Akademiye gitmiş olması karşısında, Akemi tüm disiplinsiz ve standart dışı davranışlarına rağmen başarılı denebilecek bir öğrenci olmuştur. Kendisine bir deha demese bile, diğer akademi öğrencileri gibi antrenman yapmak veya yapılan sınavlar öncesinde dönüp dönüp aynı konulara bakmak Akemi’nin yaşamında hiç var olmamıştır. Bir nevi hayat düsturu haline gelen bu tutumu karşısında, kimi derslerden sınırda geçer not alsa bile, Akemi için bu ziyadesiyle yeterli olmuştur.
Akademi yıllarında Akemi için iz bırakan tek ders, ninjutsu olmuştur. Bir insanın sahip olduğu enerjiyi, mistik el mühürleriyle şekillendirmek ve sonunda da bir element veya teknik yaratmak Akemi’yi her zaman büyüleyen bir husus olmuştur. Akemi’nin bu ilgisi yer yer aşırılığa kaçtığından dolayı hocası tarafından defalarca kez azarlanmış olması bile Akemi’nin ilgisini kaybetmesine neden olmamıştır. Küçüklüğünden beri insanlara değer verme konusunda pek de başarılı olmadığından, favori diyebileceği bir hocası da olmamıştır.
• Mezun olduktan sonra Genin hayatını nasıl geçirdi? Chuunin olana kadarki dönemde nasıl bir takımdaydı? Takım hocasını benimsedi mi yoksa kendi yolunu mu çizdi?
Akemi’nin edepsizliğini aleni bir şekilde göstermeye başladığı dönem genin zamanlarına denk gelmiştir. Kadın bedeninin mahremiyeti ve gizemi gibi konulara aldırış etmeksizin, iki erkek genin ile aynı takıma düşmesinden kısa bir süre sonra, bu davranışları nedeniyle takımdan uzaklaştırılmak durumunda kalınmıştır. Akemi için tatlı bir oyundan ibaret bu hareketleri, günün sonunda onu shinobilikten atılma noktasına kadar getirmiş olsa da, tesadüf eseri Nishi Shinn isimli shinobi ile tanışması Akemi’nin shinobilikte tutunmasını sağlamıştır. Shinn’in henüz daha Jounin olmadan önce çizdiği tablo karşısında Akemi bir şekilde onu da etkileyip etkileyemeyeceğini test etmiş, ancak sonunda büyük bir yıkıma uğramıştır. Hiçbir şekilde bedeniyle Shinn’in dikkatini çekemeyen Akemi, bu kez hem onun eksik olduğu hem de kendi ilgi duyduğu alana yönelmiş ve ninjutsu konusunda kendini geliştirmeye başlamıştır. Shinn’e yönelik bu takıntısı sonucunda Akemi atandığı üçüncü genin takımında görev bilinciyle hareket etmeyi öğrenmiş, gerek takım hocasını gerekse de takım arkadaşlarını bir basamaktan ibaret görmüştür. Bu yolun sonunda Akemi başarılı bir shinobi olarak Chuunin olabilmişse de, en azından shinobi yetenekleriyle adından söz ettiren biri olmamıştır. Ne var ki, yaşadığı tüm bu süreç, Akemi'nin hem shinobiliğe hem de Amegakure'ye olan bağını kuvvetlendirmiştir.
• Hayatından minik bir anı sunması istenseydi, ne anlatırdı?
Seiryo ile geçen o son gece, Akemi için her zaman unutulmaz bir an olmuştur. Toyone Şehrinde annesinin yaşadıklarından sonra Seiryo yanına sadece Akemi’yi alarak şehrin sokaklarında gezintiye çıkmış ve bu gezintide bir yandan henüz daha küçük bir çocuk olan Akemi’nin her türlü isteğini yerine getirirken, bir yandan da bundan sonraki hayatında yaşayacağı zorlukları kendisine anlatmıştır. Elbette o zamanlar Akemi’nin aklının pek de yerinde olduğu söylenemeyeceğinden, Seiryo’nun dediklerine kulak asmamış, ne var ki Amegakure’ye gelmeleri sonrasında Seiryo’nun her bir sözü kulağında çınlamıştır. O son gecede Seiryo’nun Akemi’ye söylediği “Bu hayatta karşına kim çıkarsa çıksın, ondan değerli olduğunu unutma! Bu hayat senin ve diğer herkes senin alacağın zevke hizmet eden bir araç! Ama olur da bir gün kendinden daha değerli bir şeyle karşılaşırsan, onu değersizleştirmekten çekinme! İnsan, ancak bu şekilde hayatta kalır!” şeklindeki sözleri, Akemi’nin o an bile gözlerini parlatmaya yetmişti.
• Hayatında yer etmiş en önemli kişi kimdir? Bu şahısla neler yaşamıştır?
Hayatında kendinden daha çok önemsediği herhangi bir kişi bulunmamaktadır. Ancak kendisi dışında birinden bahsetmesi gerekirse, bu kişi Seiryo’dan başkası değildir. Her ne kadar Seiryo Akemi’nin annesini ve diğer hayat kadınlarını pazarlamakla hayatını idame ettiren biri olsa da, Akemi’yi her zaman koruyup kollamış ve onu kimsenin şımartmadığı kadar şımartmıştır. Akemi’nin yanına her geldiğinde kucak dolusu hediyeler getirmesi ve Amegakure’ye bizzat Seiryo tarafından gönderilmesi, Akemi açısından Seiryo’yu biraz daha önemli biri kılmaktadır.
• Etkileyen en önemli olay neydi?
Akemi’yi hayatında etkileyen en önemli olay, annesi Mase Yume’nin bir çete lideri tarafından tehdit edilmesi sonucu Amegakure’ye gelmeleridir. Mase Yume’nin müptelası olan çete liderinin, Mase Yume ile geçirdiği klasik bir gecenin ardından onu geneleve bırakmak istememesi, fiziksel şiddet uygulaması ve kendisiyle evlenmemesi durumunda Akemi’yi öldüreceğini söylemesi sonucunda, Seiryo ve arkadaşlarının bir şekilde araya girmesiyle Yume çete liderinin elinden kurtulmuş ve akabinde Seiryo, Yume ve Akemi’yi en güvenli olabileceğini düşündüğü yer olan Amegakure’ye yollamıştır. Burada Seiryo’nun bir tanıdığının evinde geçirdikleri birkaç günden sonra, Yume bir handa garson olarak çalışmaya başlamış ve Akemi de kısa bir süre sonra Akademinin yolunu tutmuştur.
• Ailesi nasıldı? Annesi ve babası birer Shinobi'miydi yoksa sivil mi?
Akemi’nin annesi Mase Yume, Toyone Şehrinde bulunan genelevde çalışan bir hayat kadınıdır. Akemi hiçbir zaman babasını bilmediği gibi, annesinin de bu konuda bir bilgisi yoktur. Ancak Akemi hiçbir zaman hayatında bir baba figürüne ihtiyaç duymamış ve babası olan kişileri de kıskanmamıştır. Annesiyle olan diyaloğu bir anne-kız ilişkisinden ziyade, daha dostane ve sınırları olmayan bir haldedir. Bu nedenle Akemi annesinde ismiyle hitap etmekten veya ona müstehcen şakalar yapmaktan çekinmez.
Akemi yalnız ve zor bir çocukluk dönemi geçirmiştir. Annesi Mase Yume’nin Toyone Şehrinde bulunan genelevde çalışan bir hayat kadını olması nedeniyle, Akemi bu ortamda büyümüş ve ahlaki değerleri tam olarak edinememiştir. Tıpkı kendisi gibi bir hayat kadının çocuğu olan ve Akemi’den 1 yaş büyük bir erkek çocuğu olan Akagi Keita dışında bir arkadaşı olmamıştır. Her ne kadar genelevde çalışan kadınlar tarafından her daim sevilmiş ve el üstünde tutulmuşsa da, günün sonunda Akemi yatağına hep tek başına girmiş ve gözlerini açtığında yanında uyanan birini bulamamıştır.
Akemi bu yalnızlığına rağmen, yine de sevincini korumayı başarmış ve küçük şeylerle de mutlu olmayı öğrenebilmiştir. Annesiyle geçirdiği kısa vakitler, diğer çalışanların dedikodularına eşlik etmek ve hayat kadınlarına hediye gelen pahalı yiyecek ve içeceklerin kendine ikram edilmesinden oldukça mutluluk duymuştur. Ancak Keita’nın annesiyle birlikte genelevden ayrılması akabinde, kendi annesinin de maruz kaldığı saldırılardan dolayı endişe etmesinden dolayı Amegakure’ye sığınması sonrasında, Akemi buradaki topluluğa alışmakta zorlanmış ve bu yaşayışa pek adapte olamamıştır. Ne var ki, büyüdüğü ortamın getirisi bir özellikle, Akemi bu adaptasyon sorununu da gözünde büyütmeyerek, olabildiğince insan içine karışmaya çalışmış ve özünü korumuştur. Bu nedenle Akademi öncesinde Amegakure’de vakit geçirdiği çocuklar olsa da, onları pek de arkadaşı gibi görmemiş ve zaman geçirmek için bir araç addetmiştir.
• Akademi hayatı nasıl geçti? Favori dersi veya favori hocası var mıydı? Performansı nasıldı?
Akademi hayatı Akemi için günlük yaşamından çok daha zor geçmiştir. Özellikle Akademide dikte edilen disiplin, Akemi’nin hayatında hiç karşılaşmadığı bir husus olduğundan, Akemi genellikle sınıf arkadaşlarının içinde sivrilen bir tip olmuştur. Bu sivrilme her ne kadar olumlu anlamda olmasa bile, Akemi bir şekilde göz önünde olmaktan mutluluk duymuştur. Zira bu ana kadar aykırılığın ışıltısıyla geçmiş ömründe, disiplinsiz olmanın yarattığı sonuçlar Akemi için oldukça tatmin edici olmuştur.
Akademide üzerinde hiçbir baskı olmaması ve sırf başka yollara savrulmaması amacıyla Akademiye gitmiş olması karşısında, Akemi tüm disiplinsiz ve standart dışı davranışlarına rağmen başarılı denebilecek bir öğrenci olmuştur. Kendisine bir deha demese bile, diğer akademi öğrencileri gibi antrenman yapmak veya yapılan sınavlar öncesinde dönüp dönüp aynı konulara bakmak Akemi’nin yaşamında hiç var olmamıştır. Bir nevi hayat düsturu haline gelen bu tutumu karşısında, kimi derslerden sınırda geçer not alsa bile, Akemi için bu ziyadesiyle yeterli olmuştur.
Akademi yıllarında Akemi için iz bırakan tek ders, ninjutsu olmuştur. Bir insanın sahip olduğu enerjiyi, mistik el mühürleriyle şekillendirmek ve sonunda da bir element veya teknik yaratmak Akemi’yi her zaman büyüleyen bir husus olmuştur. Akemi’nin bu ilgisi yer yer aşırılığa kaçtığından dolayı hocası tarafından defalarca kez azarlanmış olması bile Akemi’nin ilgisini kaybetmesine neden olmamıştır. Küçüklüğünden beri insanlara değer verme konusunda pek de başarılı olmadığından, favori diyebileceği bir hocası da olmamıştır.
• Mezun olduktan sonra Genin hayatını nasıl geçirdi? Chuunin olana kadarki dönemde nasıl bir takımdaydı? Takım hocasını benimsedi mi yoksa kendi yolunu mu çizdi?
Akemi’nin edepsizliğini aleni bir şekilde göstermeye başladığı dönem genin zamanlarına denk gelmiştir. Kadın bedeninin mahremiyeti ve gizemi gibi konulara aldırış etmeksizin, iki erkek genin ile aynı takıma düşmesinden kısa bir süre sonra, bu davranışları nedeniyle takımdan uzaklaştırılmak durumunda kalınmıştır. Akemi için tatlı bir oyundan ibaret bu hareketleri, günün sonunda onu shinobilikten atılma noktasına kadar getirmiş olsa da, tesadüf eseri Nishi Shinn isimli shinobi ile tanışması Akemi’nin shinobilikte tutunmasını sağlamıştır. Shinn’in henüz daha Jounin olmadan önce çizdiği tablo karşısında Akemi bir şekilde onu da etkileyip etkileyemeyeceğini test etmiş, ancak sonunda büyük bir yıkıma uğramıştır. Hiçbir şekilde bedeniyle Shinn’in dikkatini çekemeyen Akemi, bu kez hem onun eksik olduğu hem de kendi ilgi duyduğu alana yönelmiş ve ninjutsu konusunda kendini geliştirmeye başlamıştır. Shinn’e yönelik bu takıntısı sonucunda Akemi atandığı üçüncü genin takımında görev bilinciyle hareket etmeyi öğrenmiş, gerek takım hocasını gerekse de takım arkadaşlarını bir basamaktan ibaret görmüştür. Bu yolun sonunda Akemi başarılı bir shinobi olarak Chuunin olabilmişse de, en azından shinobi yetenekleriyle adından söz ettiren biri olmamıştır. Ne var ki, yaşadığı tüm bu süreç, Akemi'nin hem shinobiliğe hem de Amegakure'ye olan bağını kuvvetlendirmiştir.
• Hayatından minik bir anı sunması istenseydi, ne anlatırdı?
Seiryo ile geçen o son gece, Akemi için her zaman unutulmaz bir an olmuştur. Toyone Şehrinde annesinin yaşadıklarından sonra Seiryo yanına sadece Akemi’yi alarak şehrin sokaklarında gezintiye çıkmış ve bu gezintide bir yandan henüz daha küçük bir çocuk olan Akemi’nin her türlü isteğini yerine getirirken, bir yandan da bundan sonraki hayatında yaşayacağı zorlukları kendisine anlatmıştır. Elbette o zamanlar Akemi’nin aklının pek de yerinde olduğu söylenemeyeceğinden, Seiryo’nun dediklerine kulak asmamış, ne var ki Amegakure’ye gelmeleri sonrasında Seiryo’nun her bir sözü kulağında çınlamıştır. O son gecede Seiryo’nun Akemi’ye söylediği “Bu hayatta karşına kim çıkarsa çıksın, ondan değerli olduğunu unutma! Bu hayat senin ve diğer herkes senin alacağın zevke hizmet eden bir araç! Ama olur da bir gün kendinden daha değerli bir şeyle karşılaşırsan, onu değersizleştirmekten çekinme! İnsan, ancak bu şekilde hayatta kalır!” şeklindeki sözleri, Akemi’nin o an bile gözlerini parlatmaya yetmişti.
• Hayatında yer etmiş en önemli kişi kimdir? Bu şahısla neler yaşamıştır?
Hayatında kendinden daha çok önemsediği herhangi bir kişi bulunmamaktadır. Ancak kendisi dışında birinden bahsetmesi gerekirse, bu kişi Seiryo’dan başkası değildir. Her ne kadar Seiryo Akemi’nin annesini ve diğer hayat kadınlarını pazarlamakla hayatını idame ettiren biri olsa da, Akemi’yi her zaman koruyup kollamış ve onu kimsenin şımartmadığı kadar şımartmıştır. Akemi’nin yanına her geldiğinde kucak dolusu hediyeler getirmesi ve Amegakure’ye bizzat Seiryo tarafından gönderilmesi, Akemi açısından Seiryo’yu biraz daha önemli biri kılmaktadır.
• Etkileyen en önemli olay neydi?
Akemi’yi hayatında etkileyen en önemli olay, annesi Mase Yume’nin bir çete lideri tarafından tehdit edilmesi sonucu Amegakure’ye gelmeleridir. Mase Yume’nin müptelası olan çete liderinin, Mase Yume ile geçirdiği klasik bir gecenin ardından onu geneleve bırakmak istememesi, fiziksel şiddet uygulaması ve kendisiyle evlenmemesi durumunda Akemi’yi öldüreceğini söylemesi sonucunda, Seiryo ve arkadaşlarının bir şekilde araya girmesiyle Yume çete liderinin elinden kurtulmuş ve akabinde Seiryo, Yume ve Akemi’yi en güvenli olabileceğini düşündüğü yer olan Amegakure’ye yollamıştır. Burada Seiryo’nun bir tanıdığının evinde geçirdikleri birkaç günden sonra, Yume bir handa garson olarak çalışmaya başlamış ve Akemi de kısa bir süre sonra Akademinin yolunu tutmuştur.
• Ailesi nasıldı? Annesi ve babası birer Shinobi'miydi yoksa sivil mi?
Akemi’nin annesi Mase Yume, Toyone Şehrinde bulunan genelevde çalışan bir hayat kadınıdır. Akemi hiçbir zaman babasını bilmediği gibi, annesinin de bu konuda bir bilgisi yoktur. Ancak Akemi hiçbir zaman hayatında bir baba figürüne ihtiyaç duymamış ve babası olan kişileri de kıskanmamıştır. Annesiyle olan diyaloğu bir anne-kız ilişkisinden ziyade, daha dostane ve sınırları olmayan bir haldedir. Bu nedenle Akemi annesinde ismiyle hitap etmekten veya ona müstehcen şakalar yapmaktan çekinmez.
Kişilik
• Dışarıdan nasıl bir benlik çiziyor? Başkaları onu ilk görüşte nasıl tanımlar? Onu tanıyanlar için bu tanım değişir mi, yoksa ilk görüldüğü anda neyse hep o mu?
Akemi, dışarıdan cesur, açık sözlü, başına buyruk ve ahlaki yönden zafiyetleri olan biri olarak görülebilir. Bu tavırları Akemi’nin çoğu zaman asi ve kendini kurallardan muaf tutmuş biri olarak tanımlanmasına neden olur. Chuunin olmasından kısa süre önce bir nebze de olsa kırabildiğin benmerkezciliği nedeniyle Akemi’nin kendisini her şeyin önünde tutan tutumları, çevresindeki kişiler tarafından bencillik, empati yoksunluğu veya buna benzer isimlerle nitelendirilebilir. Tüm bu durumlar, Akemi’yi kolay kolay kırılmayan bir zırhla çevrelediğinden, bu zırhın altına geçmek pek de kolay değildir. Bununla birlikte, Akemi’nin kendini çevrelediği zırhın aşılması halinde, onu tanıyanlar tarafından aslında Akemi’nin benliğinin bu olduğu, sadece insani olarak sevdiklerini tüm bu kendine özgü tutumlarından bir nebze ayırdığı görülebilir.
• İnsan ilişkileri nasıl? Başkalarına kolay açılabiliyor mu, yoksa kendini kapatmayı mı tercih ediyor? Başkalarına karşı tahamülü ne seviyede?
Akemi, insanlarla iletişim kurmaktan çekinmeyen ve genellikle kendi huyuna gidilmesi halinde kolay kolay insanları kırmayan bir yapıya sahiptir. Duygusal boşluklarını doldurma gayesini hiçbir zaman taşımaması, onu duygularını yönetme ve aktarma konusunda oldukça açık sözlü yapmaktadır. Bu haliyle Akemi mutluluğunu da öfkesini de çevresindekilerle rahatlıkla paylaşır ve hatta çoğu zaman çevresindekilerin ne hissedeceklerini düşünmeden bunu yapar. Her ne kadar insanlara tahammül etme konusunda yeterli bir düzeye sahipse de, aşırı duygu durumlarının yaşanması halinde, Akemi’nin tahammül seviyesi zorlanmaya başlar.
• En büyük zaafı nedir? Bu zaafı hakkında neler düşünüyor?
Akemi'nin en büyük zaafı, duygusal bağlar kurma konusunda yaşadığı zorluklardır. İnsanlarla gerçek bağlar kurmakta zorlanır ve genellikle üstün körü kurulan duygusal bağlarla insan ilişkilerini yönlendirir. Bu durum kimi zamanlarda Akemi’yi aranan bir insan yaparken, kimi zaman kıran ve anlayış göstermeyen biri olarak görünmesine neden olur. Akemi bu zaafının farkında olsa bile, bunu bir zaaf olarak görmemeyi, aksi halde kendisi ile çelişen bir düşünce yapısı içerisinde gireceğini düşünür.
• En güçlü tarafı nedir? Hangi özelliğinden gurur duyar?
Akemi'nin en güçlü tarafı, zaafını kendi çıkarları doğrultusunda yönetebilmesidir. İnsanlara duyguları üzerinde hüküm kurmak konusunda oldukça kendine güvenen Akemi, insanları içten içe baştan çıkarma, onlara yüklediği sahte duygularla avucuna alma şeklindeki özellikleriyle açıkça gurur duymaktadır. Hedefindeki kişinin mutsuzluğunu sahte bir şekilde üzerine alıp onunla birlikte ağlamak veya mutluluktan havalarda uçan bir kişiden daha mutluymuş gibi davranmak Akemi için sıradanlıktan öte bir durum değildir. Tüm bu gerçekçi olmayan duygularıyla kendini eğlendirebilen Akemi, bu yönünü kendisi de takdir etmektedir.
• Kendini nasıl ifade etmeyi tercih ediyor? Kendi fikirlerini ortaya atarken baskın bir kişilik mi sergiliyor, yoksa karşıt bir argüman duyduğunda çabucak sönüyor mu?
Akemi, fikirlerini ortaya koyarken genellikle alaycılık ile baskılamaya çalıştığı bir metot sergiler. Görüşleri konusunda oldukça sabit fikirli olduğundan, bu görüşleri esas kılmak amacıyla karşısındaki kişilerin duygularına hitap etmekten asla çekinmez. Karşıt görüşlere oldukça kapalı bir tutum sergiler, bunlara karşı geliştirdiği mantıklı veya mantıksız argümanlarını yine sahte duygu süzgecinden geçirerek aktarır. Günün sonunda karşıt bir fikri kabullenmiş gibi davransa bile, Akemi kendi fikirlerinden kolay kolay asla vazgeçmez.
• Önem verdiği değerler neler? Bunlar onun için ne kadar katı? Başkalarına bu değerleri empoze etmeye çalışıyor mu?
Akemi için en önemli değer, kendisidir. Seiryo’dan aldığı sözlerle edindiği felsefe karşısında, Akemi kendine biçtiği paha biçilmezlik içerisinde yaşar. Bu konuya en ufak tartışmayı bile kabul etmeyecek seviyede bağlılığı olan Akemi, tüm insanlar tarafından bunun bilinmesini açık açık söylemese bile, hal ve hareketleriyle belli eder.
• Başkalarının hisleri hakkında neler düşünüyor? Empati yapabiliyor mu? Yapabiliyorsa bile, karşı tarafın hislerini önemsiyor mu?
Akemi için başkalarının hislerinin pek de önemi bulunmamaktadır. Bu nedenle Akemi için empati konusunda yetenekli biri olduğunu söylemek pek de mümkün bulunmamaktadır. Ancak bu, Akemi’nin karşısındaki insanları anlamadığı anlamı taşımamaktadır. Akemi tüm karşısındaki kişilerin duyguları anlasa bile, bunlara itibar etmemeyi tercih eder. Bu haliyle Akemi’nin itibar etmediği duygulara eşlik etmesi, tamamen yarattığı sahte duygularından ibarettir.
• Kısa dönemdeki amaçları neler? Uzun dönemde başarmak istedikleri nedir?
Akemi’nin kısa dönem açısından en büyük amacı, bir şekilde Nishi Shinn’i kendi etkisi altına almaktır. Bu amaç, belki de Akemi’nin hala shinobi olarak kalmasını sağlamaktadır.
Uzun dönem açısından ise, Akemi edindiği siyasi bilgiler nedeniyle ülkedeki karışıklıkların bir son bulmasını arzulamaktadır. Bu aşamada politik yönlerinin pek olmaması nedeniyle kimin haklı kimin haksızın veya kimin iyi kimin kötü olduğu konusunda net bir fikri bulunmasa bile, tüm bu karışıklığın bir son bulması gerektiği bilincindedir. Zira Akemi tüm bu karışıklıklar nedeniyle insanların depresif takılmasını veya güç peşinde koşmalarını anlamsız bulmaktadır. Büyüdüğü ortamda her zaman bir “eğlence” olması, Akemi’nin tüm bu karmaşıklığın sonlanmasını arzulamasına neden olmaktadır. Akemi için Amegakure tam anlamıyla eğlenceli bir yer olmalıdır ve Amegakure bu çehreye bürünmeden Akemi'nin mücadelesi asla son bulmayacaktır.
• Daha önce bir can almadıysa; bu konu hakkında ne düşünüyor? Böyle bir durumda kaldığında ondan gerekeni yerine getirebileceğinden emin mi?
Can alma konusunu ilk kez Akademi’de öğrendiği derslerden duyan Akemi için bu konu siyah ve beyaz kadar belirgin değildir. Bu noktada Akemi için konu gereklilik kriterine tabi olmaktadır. Bu kriter ise, Akemi’nin kendine biçtiği pay ve hedefleriyle örtüşmelidir. Can almak Akemi açısından değerini yükseltecekse ve hedefleriyle örtüşecekse, yapılabilir herhangi bir aktiviteden farksız değildir. Ancak bunun aksi bir durumda, Akemi can almak gibi bir motivasyonun içine dahi girmeyeceğini düşünmektedir.
• Nasıl rahatlar? Nasıl stres atar?
Akemi, rahatlamak için olabildiğince sesli ve gürültülü mekanlarda takılmayı tercih eder. Adeta doğduğundan beri bu tip yerlerde olmasından dolayı, böylesine ortamlar Akemi için doğal yaşam alanlarına dönüşmüş haldedir. Özellikle bu tür ortamlarda bağırarak şarkılar söylemek, fütursuzca insanlarla dalga geçmek, dans edip eğlemek Akemi’nin tüm stresinden kurtulmasını sağlar.
• Stresli anlarda nasıl davranır? Eli ayağına mı karışır, yoksa bu tarz durumları soğukkanlılıkla mı atlatır?
Stresli anlarda Akemi, genellikle alaycı bir tutum içine girer. Bedensel anlamda Akemi’nin stresli olduğunun anlaşılması pek olası değilse bile, onu yakından tanıyan kişiler için alaycılığının boyutu stresinin belirtisidir. Alaycılığının tükendiği noktada ise, Akemi öfkesini açığa çıkarmaktan geri durmaz. Dolayısıyla o ince çizgiye gelene kadar Akemi oldukça soğukkanlı, ancak çizginin ötesinde ise öfkeli bir yapıya bürünür.
• Liderlik vasfı var mıdır? Bundan bağımsız olarak, lider olmayı aktif olarak kovalar mı? Liderlik pozisyonunda kendini bulduğunda nasıl davranır?
Akemi, liderlik vasfına sahip olmayan ancak doğal bir otorite konumunda olan biridir. Karakteri ve kişiliği onu bir lider olmaktan oldukça uzak tutsa da, insanların duyguları üzerinde kurmayı amaçladığı hakimiyet onu bir otorite haline getirebilir. Bu, Akemi’nin doğal davranışlarından ileri gelen bir durum olduğundan, Akemi’nin liderlik kovalayan biri olduğunu söylemek güçtür. Fakat kimi zamanlarda, Akemi’nin yarattığı yönlendirmeler onu bir otorite haline getirebilir ve Akemi bu otoriteyi de ihtiyacı doğrultusunda kullanmaktan çekinmez.
• Yalan söyler mi? Yalan söyleyenlere tahammülü var mıdır?
Akemi’nin yalan söylemekle ilgili herhangi bir sıkıntısı bulunmamaktadır. Kimi zaman dili yalandan başka bir şey konuşmuyor olsa da, bu durum Akemi’nin diline yalan yerleştiği anlamına da gelmemektedir. Kendisi açısında gerekli olduğunda yalan söylemekten çekinmeyen Akemi, duyduğu yalanlara karşı da oldukça tahammüllüdür. Zira kendi hayatı içerisinde yer alan bir hususun kendine yapılması ve bunun kendi tarafından hoş karşılanmaması, Akemi’nin kendi değerini sorgulaması anlamına gelmektedir.
• Arkadaşlık ilişkileri ne durumdadır? Onunla arkadaş olmak kolay mıdır? Güveni kolay kazanılır mı?
Akemi’nin arkadaşlık ilişkileri genellikle zayıftır. Hal ve hareketleri insanları kendine çekiyor olsa da, bu onlarla arkadaş olduğu anlamına gelmemektedir. Karşısındaki insanlar Akemi’yi bir arkadaş olarak görürken, Akemi onları kolaylıkla bir tanıdık olarak nitelendirebilir. Bu nedenle Akemi’yle arkadaş görünmek oldukça kolay olsa da, gerçek anlamda arkadaş olmak ve güvenini kazanmak epey zahmetlidir.
• Shinobi olmasaydı nasıl bir kariyere sahip olurdu?
Akemi hiçbir zaman kendisi açısından muhtemel gelecek senaryoları çizmemiş olsa bile, Amegakure’ye gelmemiş olmaları halinde bir hayat kadını olarak yaşamını sürdürürdü. Hal ve hareketleri ile görünümü ele alındığında, bu yolda epey birikim yapabilecek olması da muhtemel görünmektedir.
• Romantik olarak aktif mi? Değilse bile, bu konu hakkında ne düşünüyor?
Akemi romantik olarak pek de aktif bir kişi sayılamaz. Aşk, romantiklik gibi kavramlar Akemi için yabancı niteliktedir. Tüm bu duygular Akemi için kendisini değersizleştirmek anlamına gelir. Zira en adi aşığın bile kendisinden çok değer verdiği birinin olması, Akemi’nin kendi anlayışına uygun düşmez.
• Biyolojik cinsiyeti ile cinsel kimliği aynı eksende mi? Bu husustaki düşünceleri neler?
Eğer farklı eksendeler ise, bu onun için bir travma kaynağı mı yoksa bir aydınlanma mı? Akemi’nin biyolojik cinsiyeti ile cinsel kimliği birbirine uygundur. Hatta Akemi cinsel kimliğini bir araç olarak kullanmaktan da hiçbir zaman gocunmamaktadır. Kimi zamanlar bunu en iyi silah olarak dahi görmektedir.
• Ne kadar politiktir? Fanatizme kayacak kadar ekstrem görüşleri var mıdır?
Akemi’nin politik düşünceleri yoktur ve fanatizm gibi bir tutumda değildir. Onun için önemli olan kendisi olduğundan, politik olarak tek düşüncesi bir şekilde ülkedeki karmaşanın sonlanmasıdır.
• Bir günlüğüne Daicho olsa idi, ne yapardı?
Bir günlüğüne bile Daicho olması durumunda Akemi’nin ilk yapacağı iş, yerleşke bulunan her yöreye birkaç genelev açmak olurdu. İnsanların en kolay rahatladığı ve mutlu olduğu mekanların buralar olduğunu düşünen Akemi, belki de bu şekilde ülkedeki tüm karmaşanın sonlanabileceğini düşünmektedir.
Akemi, dışarıdan cesur, açık sözlü, başına buyruk ve ahlaki yönden zafiyetleri olan biri olarak görülebilir. Bu tavırları Akemi’nin çoğu zaman asi ve kendini kurallardan muaf tutmuş biri olarak tanımlanmasına neden olur. Chuunin olmasından kısa süre önce bir nebze de olsa kırabildiğin benmerkezciliği nedeniyle Akemi’nin kendisini her şeyin önünde tutan tutumları, çevresindeki kişiler tarafından bencillik, empati yoksunluğu veya buna benzer isimlerle nitelendirilebilir. Tüm bu durumlar, Akemi’yi kolay kolay kırılmayan bir zırhla çevrelediğinden, bu zırhın altına geçmek pek de kolay değildir. Bununla birlikte, Akemi’nin kendini çevrelediği zırhın aşılması halinde, onu tanıyanlar tarafından aslında Akemi’nin benliğinin bu olduğu, sadece insani olarak sevdiklerini tüm bu kendine özgü tutumlarından bir nebze ayırdığı görülebilir.
• İnsan ilişkileri nasıl? Başkalarına kolay açılabiliyor mu, yoksa kendini kapatmayı mı tercih ediyor? Başkalarına karşı tahamülü ne seviyede?
Akemi, insanlarla iletişim kurmaktan çekinmeyen ve genellikle kendi huyuna gidilmesi halinde kolay kolay insanları kırmayan bir yapıya sahiptir. Duygusal boşluklarını doldurma gayesini hiçbir zaman taşımaması, onu duygularını yönetme ve aktarma konusunda oldukça açık sözlü yapmaktadır. Bu haliyle Akemi mutluluğunu da öfkesini de çevresindekilerle rahatlıkla paylaşır ve hatta çoğu zaman çevresindekilerin ne hissedeceklerini düşünmeden bunu yapar. Her ne kadar insanlara tahammül etme konusunda yeterli bir düzeye sahipse de, aşırı duygu durumlarının yaşanması halinde, Akemi’nin tahammül seviyesi zorlanmaya başlar.
• En büyük zaafı nedir? Bu zaafı hakkında neler düşünüyor?
Akemi'nin en büyük zaafı, duygusal bağlar kurma konusunda yaşadığı zorluklardır. İnsanlarla gerçek bağlar kurmakta zorlanır ve genellikle üstün körü kurulan duygusal bağlarla insan ilişkilerini yönlendirir. Bu durum kimi zamanlarda Akemi’yi aranan bir insan yaparken, kimi zaman kıran ve anlayış göstermeyen biri olarak görünmesine neden olur. Akemi bu zaafının farkında olsa bile, bunu bir zaaf olarak görmemeyi, aksi halde kendisi ile çelişen bir düşünce yapısı içerisinde gireceğini düşünür.
• En güçlü tarafı nedir? Hangi özelliğinden gurur duyar?
Akemi'nin en güçlü tarafı, zaafını kendi çıkarları doğrultusunda yönetebilmesidir. İnsanlara duyguları üzerinde hüküm kurmak konusunda oldukça kendine güvenen Akemi, insanları içten içe baştan çıkarma, onlara yüklediği sahte duygularla avucuna alma şeklindeki özellikleriyle açıkça gurur duymaktadır. Hedefindeki kişinin mutsuzluğunu sahte bir şekilde üzerine alıp onunla birlikte ağlamak veya mutluluktan havalarda uçan bir kişiden daha mutluymuş gibi davranmak Akemi için sıradanlıktan öte bir durum değildir. Tüm bu gerçekçi olmayan duygularıyla kendini eğlendirebilen Akemi, bu yönünü kendisi de takdir etmektedir.
• Kendini nasıl ifade etmeyi tercih ediyor? Kendi fikirlerini ortaya atarken baskın bir kişilik mi sergiliyor, yoksa karşıt bir argüman duyduğunda çabucak sönüyor mu?
Akemi, fikirlerini ortaya koyarken genellikle alaycılık ile baskılamaya çalıştığı bir metot sergiler. Görüşleri konusunda oldukça sabit fikirli olduğundan, bu görüşleri esas kılmak amacıyla karşısındaki kişilerin duygularına hitap etmekten asla çekinmez. Karşıt görüşlere oldukça kapalı bir tutum sergiler, bunlara karşı geliştirdiği mantıklı veya mantıksız argümanlarını yine sahte duygu süzgecinden geçirerek aktarır. Günün sonunda karşıt bir fikri kabullenmiş gibi davransa bile, Akemi kendi fikirlerinden kolay kolay asla vazgeçmez.
• Önem verdiği değerler neler? Bunlar onun için ne kadar katı? Başkalarına bu değerleri empoze etmeye çalışıyor mu?
Akemi için en önemli değer, kendisidir. Seiryo’dan aldığı sözlerle edindiği felsefe karşısında, Akemi kendine biçtiği paha biçilmezlik içerisinde yaşar. Bu konuya en ufak tartışmayı bile kabul etmeyecek seviyede bağlılığı olan Akemi, tüm insanlar tarafından bunun bilinmesini açık açık söylemese bile, hal ve hareketleriyle belli eder.
• Başkalarının hisleri hakkında neler düşünüyor? Empati yapabiliyor mu? Yapabiliyorsa bile, karşı tarafın hislerini önemsiyor mu?
Akemi için başkalarının hislerinin pek de önemi bulunmamaktadır. Bu nedenle Akemi için empati konusunda yetenekli biri olduğunu söylemek pek de mümkün bulunmamaktadır. Ancak bu, Akemi’nin karşısındaki insanları anlamadığı anlamı taşımamaktadır. Akemi tüm karşısındaki kişilerin duyguları anlasa bile, bunlara itibar etmemeyi tercih eder. Bu haliyle Akemi’nin itibar etmediği duygulara eşlik etmesi, tamamen yarattığı sahte duygularından ibarettir.
• Kısa dönemdeki amaçları neler? Uzun dönemde başarmak istedikleri nedir?
Akemi’nin kısa dönem açısından en büyük amacı, bir şekilde Nishi Shinn’i kendi etkisi altına almaktır. Bu amaç, belki de Akemi’nin hala shinobi olarak kalmasını sağlamaktadır.
Uzun dönem açısından ise, Akemi edindiği siyasi bilgiler nedeniyle ülkedeki karışıklıkların bir son bulmasını arzulamaktadır. Bu aşamada politik yönlerinin pek olmaması nedeniyle kimin haklı kimin haksızın veya kimin iyi kimin kötü olduğu konusunda net bir fikri bulunmasa bile, tüm bu karışıklığın bir son bulması gerektiği bilincindedir. Zira Akemi tüm bu karışıklıklar nedeniyle insanların depresif takılmasını veya güç peşinde koşmalarını anlamsız bulmaktadır. Büyüdüğü ortamda her zaman bir “eğlence” olması, Akemi’nin tüm bu karmaşıklığın sonlanmasını arzulamasına neden olmaktadır. Akemi için Amegakure tam anlamıyla eğlenceli bir yer olmalıdır ve Amegakure bu çehreye bürünmeden Akemi'nin mücadelesi asla son bulmayacaktır.
• Daha önce bir can almadıysa; bu konu hakkında ne düşünüyor? Böyle bir durumda kaldığında ondan gerekeni yerine getirebileceğinden emin mi?
Can alma konusunu ilk kez Akademi’de öğrendiği derslerden duyan Akemi için bu konu siyah ve beyaz kadar belirgin değildir. Bu noktada Akemi için konu gereklilik kriterine tabi olmaktadır. Bu kriter ise, Akemi’nin kendine biçtiği pay ve hedefleriyle örtüşmelidir. Can almak Akemi açısından değerini yükseltecekse ve hedefleriyle örtüşecekse, yapılabilir herhangi bir aktiviteden farksız değildir. Ancak bunun aksi bir durumda, Akemi can almak gibi bir motivasyonun içine dahi girmeyeceğini düşünmektedir.
• Nasıl rahatlar? Nasıl stres atar?
Akemi, rahatlamak için olabildiğince sesli ve gürültülü mekanlarda takılmayı tercih eder. Adeta doğduğundan beri bu tip yerlerde olmasından dolayı, böylesine ortamlar Akemi için doğal yaşam alanlarına dönüşmüş haldedir. Özellikle bu tür ortamlarda bağırarak şarkılar söylemek, fütursuzca insanlarla dalga geçmek, dans edip eğlemek Akemi’nin tüm stresinden kurtulmasını sağlar.
• Stresli anlarda nasıl davranır? Eli ayağına mı karışır, yoksa bu tarz durumları soğukkanlılıkla mı atlatır?
Stresli anlarda Akemi, genellikle alaycı bir tutum içine girer. Bedensel anlamda Akemi’nin stresli olduğunun anlaşılması pek olası değilse bile, onu yakından tanıyan kişiler için alaycılığının boyutu stresinin belirtisidir. Alaycılığının tükendiği noktada ise, Akemi öfkesini açığa çıkarmaktan geri durmaz. Dolayısıyla o ince çizgiye gelene kadar Akemi oldukça soğukkanlı, ancak çizginin ötesinde ise öfkeli bir yapıya bürünür.
• Liderlik vasfı var mıdır? Bundan bağımsız olarak, lider olmayı aktif olarak kovalar mı? Liderlik pozisyonunda kendini bulduğunda nasıl davranır?
Akemi, liderlik vasfına sahip olmayan ancak doğal bir otorite konumunda olan biridir. Karakteri ve kişiliği onu bir lider olmaktan oldukça uzak tutsa da, insanların duyguları üzerinde kurmayı amaçladığı hakimiyet onu bir otorite haline getirebilir. Bu, Akemi’nin doğal davranışlarından ileri gelen bir durum olduğundan, Akemi’nin liderlik kovalayan biri olduğunu söylemek güçtür. Fakat kimi zamanlarda, Akemi’nin yarattığı yönlendirmeler onu bir otorite haline getirebilir ve Akemi bu otoriteyi de ihtiyacı doğrultusunda kullanmaktan çekinmez.
• Yalan söyler mi? Yalan söyleyenlere tahammülü var mıdır?
Akemi’nin yalan söylemekle ilgili herhangi bir sıkıntısı bulunmamaktadır. Kimi zaman dili yalandan başka bir şey konuşmuyor olsa da, bu durum Akemi’nin diline yalan yerleştiği anlamına da gelmemektedir. Kendisi açısında gerekli olduğunda yalan söylemekten çekinmeyen Akemi, duyduğu yalanlara karşı da oldukça tahammüllüdür. Zira kendi hayatı içerisinde yer alan bir hususun kendine yapılması ve bunun kendi tarafından hoş karşılanmaması, Akemi’nin kendi değerini sorgulaması anlamına gelmektedir.
• Arkadaşlık ilişkileri ne durumdadır? Onunla arkadaş olmak kolay mıdır? Güveni kolay kazanılır mı?
Akemi’nin arkadaşlık ilişkileri genellikle zayıftır. Hal ve hareketleri insanları kendine çekiyor olsa da, bu onlarla arkadaş olduğu anlamına gelmemektedir. Karşısındaki insanlar Akemi’yi bir arkadaş olarak görürken, Akemi onları kolaylıkla bir tanıdık olarak nitelendirebilir. Bu nedenle Akemi’yle arkadaş görünmek oldukça kolay olsa da, gerçek anlamda arkadaş olmak ve güvenini kazanmak epey zahmetlidir.
• Shinobi olmasaydı nasıl bir kariyere sahip olurdu?
Akemi hiçbir zaman kendisi açısından muhtemel gelecek senaryoları çizmemiş olsa bile, Amegakure’ye gelmemiş olmaları halinde bir hayat kadını olarak yaşamını sürdürürdü. Hal ve hareketleri ile görünümü ele alındığında, bu yolda epey birikim yapabilecek olması da muhtemel görünmektedir.
• Romantik olarak aktif mi? Değilse bile, bu konu hakkında ne düşünüyor?
Akemi romantik olarak pek de aktif bir kişi sayılamaz. Aşk, romantiklik gibi kavramlar Akemi için yabancı niteliktedir. Tüm bu duygular Akemi için kendisini değersizleştirmek anlamına gelir. Zira en adi aşığın bile kendisinden çok değer verdiği birinin olması, Akemi’nin kendi anlayışına uygun düşmez.
• Biyolojik cinsiyeti ile cinsel kimliği aynı eksende mi? Bu husustaki düşünceleri neler?
Eğer farklı eksendeler ise, bu onun için bir travma kaynağı mı yoksa bir aydınlanma mı? Akemi’nin biyolojik cinsiyeti ile cinsel kimliği birbirine uygundur. Hatta Akemi cinsel kimliğini bir araç olarak kullanmaktan da hiçbir zaman gocunmamaktadır. Kimi zamanlar bunu en iyi silah olarak dahi görmektedir.
• Ne kadar politiktir? Fanatizme kayacak kadar ekstrem görüşleri var mıdır?
Akemi’nin politik düşünceleri yoktur ve fanatizm gibi bir tutumda değildir. Onun için önemli olan kendisi olduğundan, politik olarak tek düşüncesi bir şekilde ülkedeki karmaşanın sonlanmasıdır.
• Bir günlüğüne Daicho olsa idi, ne yapardı?
Bir günlüğüne bile Daicho olması durumunda Akemi’nin ilk yapacağı iş, yerleşke bulunan her yöreye birkaç genelev açmak olurdu. İnsanların en kolay rahatladığı ve mutlu olduğu mekanların buralar olduğunu düşünen Akemi, belki de bu şekilde ülkedeki tüm karmaşanın sonlanabileceğini düşünmektedir.