[Ryoken & Kagi & Usagi] Yeni Bir Başlangıç

[Chouwano Kagi]

Kagi, Sohei'nin ismini verince bir kapı daha açılmıştı. Ishichou binasına dahi böyle kolayca giren bir «suçlu»'nun olma durumu Kagi'yi şaşırtmıştı. Fakat bundan şikayet edecek de değildi. Görevli kendisini bir başkasına emanet edip gitmişti. Bir kapının önüne gelmişler ve üç kere tıklattıktan sonra buyur edilmişlerdi.

İçeride bir yaşlı kadın ve bir de genç shinobi vardı. Sohei denilen kişinin yaşlı olanın olduğunu tahmin etmek pek de zor olmamıştı. Yaşlılığına karşın oldukça enerjik görünen tavırlarından köyün yönetiminde nasıl söz sahibi olduğunu kısmen açıklıyor gibiydi. Kendisine «arkış» denmişti. Kagi bir gezgindi lakin taşıdığı bir haber olduğunu düşünmüyordu. Daija kendisine peygamberlik teklif etmişti etmesine lakin Kagi neyin hüccetini taşıdığını, neyi belagat edeceğini bilmiyordu. Buna karşın kendisine kader ortağı olarak sunulan yanındaki shinobi dahil olmak üzere herkes sanki onu bekliyor ve tanıyor gibiydi.

Kagi sıhhatini soran Sohei'ye "Afiyetliyim hanımım, sizleri sormalı." diyerek başını öne eğdi ve bir iki adım öne atarak camekandan dışarı bakmaya çalıştı. Köyün düzenini, şeklini ve şemalini görmek istedi. Bir süre camdan baktıktan sonra kendisine seslenen "Jin Ryoken" isimli shinobiye doğru döndü. Kendisine soğuk tavırlarla bakan ve ismini bildiğini ima eden cümlesine hafifçe gülümseyerek yanıt verdi:

"Ben de memnun oldum Ryoken-san. Bütün Ishigakure sanki beni bekliyor ve tanıyormuş gibi." dedi ve Sohei'ye döndü: "«Arkışlık» üzere gönderildim lakin bunu tasdiklemeye ne hüccetim vardır ne de burhanım. Öyleyse Sohei-sama buyurunuz; Niye buradayım, niye buradasınız? "

[GM - Naruto]

Sohei ikinizin etkileşimini pür dikkat dinledikten sonra rahatlıyor ve suratı tekrar o tatlı tontiş teyze ifadesine bürünüyor. Kagi o esnada köyü süzüyor. Köyün dışa doğru ve vadi yamaçlarına kat kat genişleyişi inanılmaz düzenli ve bariz bir kast sistemine işaret ediyor. Bu kast sistemi sosyal olarak ne kadar geçerli olduğu konusunda ise sosyalleşme becerisi sayesinde buralı olmasa bile biraz bir fikri var.

Bildiği kadarıyla shinobi, zanaatkarlar, soylular ve halk olmak üzere dörde bölünmüş ancak kısmi flu bir sınıflandırma mevcut. Zanaatkar ve shinobilere tanınan bazı haklar, örneğin ücretsiz sağlık hizmeti gibi, düz halka ve bazı alt sınıf soylulara tanınmamakta. Soyluların mahkeme ve legal işlemlerde önceliği olsa da bunlara da halk sahip değil. Ishigakure genel olarak zengin bir köy olarak tanımlandığından bu kast sistemi net bir ekonomik ayrım oluşturmasa da eskiden gelme bu gelenek kendini hâlâ hissettiriyor.

Aklından bunlar geçerken Sohei lafa giriyor.

"Âlâ, âla. Ryoken ile bir göz yaşı toplamaya gitmeniz gerekiyor Arkış." diyor, kısa bir nefes alarak sözlerine devam ediyor. "Chibu kasabası yakınlarında bir Chakra Taşı görülmüş. Bunu muhafazaya almanız ve bana getirmenizi istiyorum. Arkış, özellikle mühürleme yeteneklerin ile onu gerekirse zapt etmen çok mühim. İstihbarat biriminin derlediği detaylar birazdan burada olacak."

"Niye buradasınız?" sorunusunu atlamış olduğu kulaklarınızdan kaçmıyor.

Kagi'nin ise Sohei'nin onun yeteneklerini bilmesini mantıklı bir zemine oturtamıyor.

[Chouwano Kagi]

Kagi, yukarıdan köyün durumunu daha net görebiliyordu. Gördükleri onu dehşete düşürmüştü. Bu insanlar hâlâ birbirlerini sınıflara ayırıyorlardı. O ana kadar bunun bir söylenti olduğuna inansa da, aralarındaki hiyerarşik yapı bu söylentiyi doğrular nitelikteydi. Ishi vatandaşları arasında yapılan bu «sözleşme» ne kadar belirsiz ve köhne olursa olsun, ismen dahi var olması genç kızı tiksindirmişti. Gözlerini köyden kaçırıp Sohei’ye döndü.

Sohei, onu "Gözyaşı" toplamaya gönderiyordu. Genç kız bunun bir metafor olduğunu anlamıştı, ancak Chakra taşı olarak tanımlanan bu şeyin ne olduğu hakkında hâlâ bir fikri yoktu. İstihbarat birimi geldiğinde öğreneceği detayların bu muammayı ortadan kaldıracağına inanıyordu. Yine de onu asıl rahatsız eden şey, Sohei’nin sorusundan kaçınması ve mühürleme yeteneklerinden söz etmesiydi. Bu yetenekleri gizlediği söylenemezdi elbette, fakat şimdiye dek hiçbir Seido üyesinin yanında bu güçlerini kullanmamıştı. Sanraku ile olan mücadelesinde bunlardan bahsetmişti ama hiçbirini fiilen göstermemişti.

Seido’nun onu gözlemlemesi elbette beklenebilirdi. Ancak ne derece gözlemlendiği ve "kader ortağı" olarak atanan kişinin ne kadar güvenilir olduğu gibi bazı soru işaretleri, genç kızın zihninde çoktan yer etmişti. Bu yüzden bazı dolaylı sorular sordu:

"Fuinjutsu bildiğim doğru lakin yanımda herhangi bir Funyuu parşömeni getirmedim Sohei-sama. Çakra taşı nedir bilmiyorum lakin kulağa 'önemli' bir şeymiş gibi geliyor. Haliyle böyle bir şeyi kontrol edebilecek seviyede miyim, emin değilim. Böyle önemli bir şey için de -birbirini hiç tanımayan- iki kişi yeterli olacak mı, ondan da emin değilim."

[Jin Ryoken]

Merakım, konuşma ilerledikçe daha da fazla artmaya başlıyor. Kagi'nin bütün Ishigakure'nin onu beklediğini söylüyor olmasının yanı sıra, 'Arkışlık' üzerine gönderildiğini söylemesi sorgulama isteğimi çok daha fazla arttırıyordu. Gönderilmiş olması, Sohei'nin onu bir şekilde tanıyor olması, garip bir tesadüf müydü yoksa Sohei'nin tanıdığı birisi tarafından mı gönderilmişti, cevaplayamıyordum. Kim tarafından gönderilmişti? Üstelik gönderildiyse bile, bu görev adına neden Kagi tercih edilmişti? Köy içerisinde artık Bingo Kitaplarından ismi çıkarılmış kişileri mi tercih ediyorduk? Ishigakure içerisinde shinobi eksikliği mi başlamıştı? Dışarıdan tedarik ederek mi kapatıyorduk bu eksikliği? Bilmiyorum. Ancak bu soruların hepsine bir cevap bulacağımdan eminim. Kagi kim, kim tarafından gönderildi ve bu 'Arkışlık' meselesi nedir, sonuna kadar öğreneceğim. Ne planlıyorsun bilmiyorum Sohei-san ama, çok fazla soruyu ortaya çıkarttın.

Sohei, neden burada olduğu sorusunu cevaplamamış, ancak Kagi'yi gayet iyi tanıyor gibi Mühürleme yeteneklerinden bahsetmişti. Bu kadar tanıma nereden geliyordu, hangi sürede tanımıştı onu? İçimde bir şüphe vardı ama, bu şüpheyi anlamlandıramıyordum. Sadece, bir şeyler yanlış geliyordu, sanki ters bir şeylerin içinde gibi hissediyordum kendimi, ancak bunu elimde hiçbir cevap olmadan Sohei'ye konduramıyordum. Umarım, yanlış bir şeylerin içinde değildir demekten başka bir şey ümit edemiyordum. Kagi'nin söze girmesinin ardından, sessizce beklemeye karar verdim. Bu sohbetin bir tarafı olmayacağım, sadece ikisinin arasındaki konuşmayı sonuna kadar gözlemlemek istiyorum. Özellikle Sohei'nin cevap vereceği zaman nasıl bir tavır sergileyeceğini merak ediyorum. Şimdilik, konuşmak yerine gözlemci konumunda kalmak, en iyisi olacak.

[GM - Naruto]

Kagi & Ryoken: Sohei sabırlı bir şekilde Kagi'yi dinliyor. Tekrar konuşmaya başladığında Kagi empati becerileri ile ses tonundaki çok ince can sıkıntısı tonunu yakalamayı başarıyor. Sürekli sorgulanmaktan biraz canı sıkılmış gibi, fakat otokontrolü çok iyi olduğu için bunu fark etmek epey zor. Spesifik olarak kendini tutuyor gibi değil, daha çok normal davranışı bu şekilde gibi.

"Kagi hanım," dedikten sonra gözlerini biraz daha aralayarak Kagi'ye kenetliyor bakışlarını. "Bunu başaramayacağını düşünsem şu an bu odada olmazdın." Kısa bir nefes aldıktan sonra devam ediyor ve aynı anda cübbesinin cebinden 5'e 5 santim boyutunda kare bir kağıt parçası çıkarıyor. Ryoken ve Kagi de direkt olarak bunun bir Funyuu parşömen parçası olduğunu anlayabiliyor. Bunu Kagi'ye uzatıyor ancak yerinden kalkmıyor. "Bunu kullan." diyor.

Ryoken uzakta olsa da az çok parşömenin üzerindeki mührü seçebiliyor, ancak çok yüksek bir zeka kapasitesine sahip olsa da Fuuinjutsu yeteneği olmadığı için mühür hakkında bir fikir yürütemiyor. Kagi ise baktığı anda anlayabiliyor.

Mühür, bir disk şeklindeki alanın içerisine işlenmiş arkaik kanjiler ve sembollerle dolu. Başka kanji ve semboller bundan bir güneş ışınları gibi dışarıya çıkacak şekilde işlenmiş. Kagi için bu bir kilit mührünü temsil ediyor. Direkt olarak bir şeyi mühürlemekten ziyade, bir objenin dış dünya ile bağının kesilmesini sağlıyor olmalı bir alan ile. Ancak bu sadece kilit parçası. Başka mühürler de izole edilecek objenin üzerine çizilip mühürden çıkan güneş ışıkları ile birleştirilmeli. O çizilecek mühürlerin kemer tokası işlevini görecek bir parça olduğu anlaşılıyor Sohei'nin elindeki mührün.

Sohei'nin suratını yaramaz bir ifade kaplıyor. "Diğer parşömen ve mühürleri halledersin sen. Sana güvenim tam." diyor ve masumca kikirdiyor.

Kagi parşömeni alıyor ya da almıyor. Bunun bir kaç saniye ardından kapı tıklatılıyor ve içeri Kita Usagi giriyor.

---

Usagi: Köyde geçirdiğin istirahat günlerinin sonuna gelinmiş durumda. Bir kaç gün sonra sınıra, istihbarat timine geri gideceksin. Fakat ondan önce son bir iş yapman gerekiyor.

Sohei tarafından istenen bir istihbarat raporunu odasına çıkartman gerekiyor. Bunun bir hafta kadar önce Chibu'da yaşanan bir olay ile alakalı bir rapor olduğunu biliyorsun. Raporu temize çekip, ilgili kısımları özetledikten sonra tek, ufak bir parşömen haline getirmiştin, şimdi ise bunu Sohei'ye sunmaya gidiyorsun.

Aklında kalan kadarıyla Chibu yakınlarında bir kervan aracında patlama gerçekleşmiş. Patlamanın neyden kaynaklandığını yerleşke shinobileri bulamamış, ancak olay anında bölgede olanlar kor alevi gibi parlayan ve beyaz ışıklar saçan bir taştan bahsediyor. Bu taşı ise bölgeye giden shinobiler bulamamış. Kasabada yapılan bir kaç günlük araştırmanın ardından pek bir şey elde edilememiş.

Kervanın sürücünün patlamada öldüğü biliniyor, ancak cesedi mühürlenerek Chibu'da bekletilmiş Ishigakure'den gelecek bir araştırma ekibi için. Onun dışında pek fazla bir bilgi yok gibi.

Bunları aklından geçirirken kapıya çoktan varmış oluyorsun. Kapıdaki görevli chuunin kapıyı tıklatarak izin alıyor ve seni içeri buyur ediyor.

İçeri girdiğinde Ryoken'i ve bir kişiyi daha görüyorsun. Gördüğün gibi istihbarat birimine geçtiğimiz aylarda gelen ve anlam veremediğin, hatta başka istihbarat timi arkadaşlarının şiddetle karşı çıktığı bir emri hatırlıyorsun: Chouwano Kagi'nin bir sonraki bingo kitabı ciltlerinden çıkarılması ve onunla alakalı aktif takibin bırakılması. Onu burada görmek seni ayrı bir şaşırtıyor çünkü Ishichou odasının içerisinde bir kaçak duruyor ve senden habersiz buralara kadar girmesi apayrı bir olay. Gerçi, aktif takibin bırakılmasının ardından kimsenin onu raporlamaması o kadar da uzak bir ihtimal değil ancak yine de bu ağzında acı bir tat bırakıyor. Yine de herşey sakin görünüyor, hatta Sohei ile konuşuyor olmalıydı muhtemelen sen odaya girmeden önce. Bir saldırı durumunun olmadığı bariz belli.

Sohei sana bakışlarını çeviriyor. "Minik tavşan, hoş geldin. Hediyemi getirdin mi?" diyor aşırı tatlı bir ses tonunda. Elindeki parşömene gözü kayıyor.

---

Off Topic

Konudaki Oyuncular: Jin Ryoken, Chouwano Kagi, Kita Usagi
Pasiflik Süresi: -

Konu süresince karakter gelişimi & satınalmalar gerçekleştirilebilir. Bu hususun önem arz edeceği bir durum olursa konuya geliştirmeler tamamlanana kadar ara verilecektir.

Ortamın ve karakterlerin tasviri için bir önceki mesajlar incelenebilir.

[Jin Ryoken]

Sohei'nin söze girdikten sonra, bunu başaramayacağını düşünmediğini iletiyordu. Gözlerimi kısmış, dikkatlice aralarındaki konuşmayı dinlemeye çalışıyordum. Cübbesinin cebinden çıkarttığı kare bir kağıt parçasına, uzakta dahi olsam gözlerimi dikmiştim. Funyuu parşömen parçası olduğu belliydi, ancak bu konuda bir uzmanlığım veya ilgi alanım olmadığı için ne olduğunu anlamıyordum. Mühür hakkında hiçbir fikrim yoktu, ne işe yarıyordu bilmiyordum ve tahmin yürütmek benim için oldukça zordu bu durum içerisinde. Diğer parşömen ve mühürleri halledebileceğini, güveninin tam olduğunu söylüyordu. Hala neden kaçak bir shinobi'ye bu kadar güven doluydu anlam yükleyemiyordum. Bilmediğim ve sorgulamaya başladığım bu şeyler canımı çok fazla sıkıyordu, üstelik cevaplarını bulamıyor olmak ve sormaya çekinmek, daha da canımı sıkan sebeplerdi. Belki, basit bir mevzuydu, ancak bunu direkt olarak sorgulamak benim için hiç iyi olmayacaktı, bunu biliyordum. Şimdilik, sadece izlemekle yetinebiliyordum, ama bu soruların cevaplarını alacağım.

Konuşmanın bitimi ardından birkaç saniye geçtiğinde, kapı çalmış ve içeriye tanıdık bir sima girmişti, Kita Usagi. Onu gördüğüm anda, belki de bu soruların cevaplarını arayabilecek birinin olduğunu düşünmeye başladım. Sohei ona Minik Tavşan diyerek hitap ettiğinde yarım ağızla gülümsedim, ancak kısa bir süre içerisinde yüzümdeki gülümsemeyi hızlıca sildim. Komik gelmişti bir an böyle hitap edilmesi. Anladığım kadarıyla İstihbarat Biriminin derlediği detayları getiren kişiydi. Onunla özel olarak konuşmam gerekiyordu, bu odadan çıktıktan sonra hızlıca yanına gitmeliydim. Söyleyeceğim şeylerin çok zamanımızı çalacağını düşünmüyordum, bu yüzden hızlı bir konuşma yaparak aklımdaki soruları güvenebileceğim birisine iletmem mantıklı olabilirdi. Soruları asıl cevaplayabilecek kişiye soramıyorsam, dolaylı yoldan cevapları aramak zorundaydım. Görev bitiminde geriye döndüğümüzde, cevapları bulabildiyse ondan öğrenebilirdim.

Usagi'nin gözlerinin içine baktıktan sonra, başımı hafifçe eğerek, "Usagi-san." diyerek selam verdim sakince. Sonrasında yine olduğu gibi, bekleme zamanı gelmişti. Konuşmaların bitmesi, yola çıkmamız ve odadan çıktığım gibi Usagi'nin yanına gitmem gerekiyordu. Kısa bir konuşmanın ardından, artık görev için yola çıkabilirdim.

[Kita Usagi]

İstihbarat timinde, daha doğrusu masa başında geçirdiği uzun zamanların ardından istirahat hak ettiğini hiç düşünmemişti. Usagi'ye göre şu an içinde bulunduğu istirahat durumu boşa geçirilmiş zamandan farksızdı. Bu zorunlu istirahat zamanında yeteneklerini geliştirmek için bir kaç kapı çalmış olsa da, eli boş geri dönmüştü hepsinden. Bu sebeple gerçekten istirahat etmekten başka elinden hiçbir şey gelmemişti. Bu süre zarfında ise başından geçen ve Ishigakure'de olan olayları düşünme fırsatı yakalamıştı. Bir bakıma gerçekleri bulmak Usagi'nin işi sayılırdı son iki yıldır. Bir çok istihbarat raporu okumuş, hazırlamıştı. Lakin Juzo ve Ginbushi'nin nereye kaybolduğu konusunda hiçbir bilgi yoktu. Ya da erişebildiği bilgiler arasında yoktu bu detaylar. Her iki durumda da, son zamanlarda kafasını en çok kurcalayan olaylar bunlardı.

Ginbushi'nin birden ortadan kaybolmasını Shinobi Birliği'nin işi olarak yorumluyordu. Yağmur Ülkesi'nde olan olaylar, Kusagakure ve Ishigakure'nin ortak hareketleri, bu hareketlere Shinobi Birliği'nin de dahil olması. Shinobi Birliği'nin Yağmur Ülkesi'nde gerçekleştirdiği habersiz operasyonlar. Bu olayların hepsinin Ginbushi'nin yazılı istifasını verip ortadan kaybolmasıyla bir ilişki olduğu çıkarımını kurmuştu. Bu düşüncelerini destekleyecek hiçbir kanıtı olmasa da Usagi buna gönülden inanıyordu. Ginbushi gibi birisinin bir anda ortadan kaybolmasının başka bir açıklamasını yapamıyordu Usagi. Köye olan bağlılığını ve milliyetçi tutumunu Ginbushi ile yakın görüyordu. Usagi'nin zorunda olmadıkça, ya da zorlanmadıkça böyle bir şey yapmayacağını bilmesi, aynı tutumu Ginbushi'nin de göstereceğini düşünmeye itiyordu. Bu sebeple Ginbushi'nin istifaya zorlandığını düşünüyordu. Kendi isteği ile Ishigakure'yi yarı yolda bırakacak birisi olmadığına inanıyordu.

Şimdi ise zorunlu istirahatini bitirip tekrardan istihbarat timindeki görevinin başına geçmeden önce yapması gereken son bir iş vardı. Ginbushi'nin ardından koltuğa oturan Kageyasu'nun "keşiş" danışmanı Sohei için ayak işi yapmak. Her ne kadar Kageyasu'yu bu koltuğa layık görse de, danışmanına olan bağlılığı Usagi'nin içini kemiriyordu bir yandan. Sohei'nin kararları ve öngörüleri çoğu kişi tarafından onaylanmış olsa da, Ginbushi'nin şimdiye kadar aldığı kararlara ters giden hamleler yapılmıştı. Kageyasu'ya bir güvensizliği söz konusu değildi. Lakin halihazırdaki Ishichou olarak Sohei'nin kararlarına çok fazla uyduğu, Sohei tarafından manipüle edildiğini düşünüyordu. Tabi, bu düşüncelerini destekleyecek bilgi de yoktu elinde. Bu düşünceleri daha çok içgüdü olarak yorumluyordu. Zira Ginbushi'nin hemen ardından göreve gelen, lakin kısa bir süre sonra vefat eden eski Ishichou Murano Rikyu'nun ölüm nedeninin de henüz açıklanmamış olması, bir ihtimal Kageyasu'dan ziyade Sohei'nin Ishigakure yönetimine geçmesi için yapılan bir hamle olabileceğini düşünüyordu.

Bu düşünceler eşliğinde Ishichou binası içinde istediği kata kadar geldiğini fark etti. Biraz daha ilerlemeden önce bakışlarını yöneltti elindeki parşömene. Daha önce bu binanın içinden aldığı parşömenleri hatırladı. Özet haline getirilmiş görev detaylarını içeren parşömenleri. O zamanlarda kendisinin bu konumda olacağını tahmin bile edemezdi. Şimdi ise görev detaylarını özet haline getiren parşömenleri yazıyordu bizzat. Bu elindeki parşömen de bundan farksızdı.

Chibu kasabasında gerçekleşen bir olayı özetlemişti. Nedeni belirsiz bir şekilde patlayan bir kervan aracı, gerçekliği belirsiz beyaz ışıklar saçan bir taş ve mühürlenmiş bir ceset. Uzun soluklu bir görev olduğu bariz bir şekilde belliydi. Bir genin takımına verilmeyeceğini tahmin ediyordu bu görevin. Raporda araştırma ekibinden de bahsetmişti. Bu yüzden bir chuunin ya da tokujo ekibinin görevlendirileceğini tahmin ediyordu. Her ne kadar bu göreve katılmak için can atıyor olsa da, son iki yılı planladığı bütün görevler için aynı şeyi hissederek geçmişti. Bu sebeple içindeki duyguları bastırmayı artık öğrenmişti. İçindeki merak duygusunu da bir kaç hafta içinde önüne düşecek bir rapor ile giderebileceğini biliyordu. Bu sebeple fazla zaman kaybetmeden adımlarını hızlandırarak Ishichou odasının kapısına yönelmişti.

Kapıda görevli olan chuunin kapıyı tıklattıktan sonra baş selamı ile chuunin'e teşekkür ettikten sonra içeriye girmişti. Odada ilk olarak dikkatini çeken kişi Ryoken olmuştu. Jounin sınavı zamanında aynı bölgede olduklarını hatırlıyordu. Sınav süresince hiç karşılaşmamışlardı lakin Ringo'dan Ryoken ile alakalı bir kaç bilgi almıştı. Oldukça zeki bir shinobi olduğunu ve belki de Ishigakure'de ki sayılı genjutsu kullanıcılarından birisi olduğunu biliyordu. Karşısına almak isteyeceği türden birisi değildi. Bakışları devamında Ryoken'in çaprazında duran diğer kişiye kaymıştı. Yakın zamanda bingo kitabından garip bir şekilde çıkartılan Chouwano Kagi. Bingo kitabından çıkartıldığı haberi ilk geldiğinde bulunduğu tim içinde büyük tartışmalar çıkmıştı. Çoğu tim arkadaşı şiddetle karşı çıkmıştı bu konuya. Ishigakure'ye karşı işlediği bariz bir suç olmasa da bir kaçağın sebepsiz yere bingo kitabından çıkartılmasına anlam verememişti o zamanlarda. Şimdi onu burada görmesiyle, bu kararın da Sohei'den çıkmış olabileceğini düşünmeye başlamıştı. Sohei garip işler çeviriyordu. Usagi ise bu işin peşini bırakmak için fazla gururluydu.

Sohei'nin seslenmesiyle bakışlarını sesin geldiği yöne doğru çevirmişti Usagi. Minik tavşan. Usagi'ye bu şekilde bir tek babası seslenirdi. Başka birisinin daha Usagi'ye bu şekilde sesleneceğini düşünmemişti. "Hoşbuldum Sohei-san. Evet istediğiniz rapor yanımda." Hemen devamında Ryoken'in selamına karşılık aynı baş selamını vererek "Ryoken" demişti. Kagi'ye herhangi bir şey söylemeden Sohei'ye doğru yaklaşmıştı. Raporu teslim etmeden önce bir kaç soru sormak istemişti. Tabi, bu arada İstihbarat ve Sorgu timi eğitimlerindeyken edindiği yeni becerisini de kullanacaktı. Konuşması sırasında Sohei'ye odaklanacak ve Gemmei-dou kullanarak düşüncelerini analiz edecekti. "Beni maruz görün lakin aklıma takılan bir husus var. Bu odada bulunması dolayısıyla benden hazırlamamı istediğiniz rapordaki göreve Chouwano Kagi'nin gönderileceğini varsayıyorum." Duraksayacaktı tam olarak bu noktada. Yaptığı çıkarımın yanlış olduğu bilgisi gelirse Sohei'den konuşmaya devam etmeyecekti. Lakin böyle bir bilgi gelmemesi durumunda sözlerine devam edecekti. "Böylesi bir görev için bir kaçağı görevlendirmek istediğimize emin miyiz? Ishigakure'de çok daha yetenekli shinobiler olduğunu biliyorum. Hem bu kaçağa nasıl güvenebiliyoruz?" Sözlerini esirgemeyi düşünmemişti hiçbir zaman için. Söz konusu Ishigakure olduğunda takındığı tavır çoğu insan için sert gelebiliyordu lakin Usagi'nin taviz verebileceği bir konu değildi bu. Alacağı cevaplar da şu an için pek umurunda değildi. Zira Sohei'nin kaçamak cevaplar verebileceğini biliyordu. Amacı, Sohei'nin bu konu hakkındaki duygu ve düşüncelerini Gemmei-dou ile analiz etmekti.

[Chouwano Kagi]

Kagi’nin yoklama babıyla sorduğu soru, Sohei’yi az da olsa huzursuz etmişti. Nitekim onun da sorduğu sorunun bir formaliteden ibaret olduğunu iki taraf da çok iyi biliyordu. Nihayetinde Sohei, kendisine "had" bildiren bir tavırla bu odada nedenbulunduğunu hatırlatıyor ve ardından 5x5 boyutlarında bir Funyuu mührünü Kagi’ye uzatıyordu.

Tek başına yetersiz olan bu mühür, bir amacı işaret ediyor, ancak aracı bulmayı ona bırakıyordu. Kagi, hiçbir şey demeden mührü aldı, pelerininin içine doğru uzatıp cebine koyarmış gibi vücuduna ekledi. Sohei’nin son sözlerine karşılık usulca gülümsedi ve ardından, başı nazikçe tıklanan kapıya doğru döndü. Beyaz saçlı, kısa boylu bir kunoichi içeri girmişti. Kagi, Sohei’nin bahsettiği "istihbarat detaylarının" bu kadınla ilgili olduğunu düşünüyordu.

Kagi, kadını sessizce süzerken Sohei'nin "Minik tavşan" demesi, aralarında sadece ast-üst ilişkisi dışında bir bağ olup olmadığını merak ettirmişti. Dikkatini çeken başka bir husus ise, Sohei’nin istihbarat raporundan "hediyem" olarak söz etmesiydi. Elbette Sohei yaşlıydı ve algıları her zaman makul sınırlar içinde olmayabilirdi, ama bu çocuksu ifade tarzı Kagi’ye fazlasıyla tuhaf gelmişti.

Usagi'nin Sohei’ye «-san» unvanıyla hitap etmesi de dikkatini çekmişti. Kagi için herkes «-sama» unvanını hak etmiyordu elbette; fakat yaşlı birinin ve Ishichou’nun yokluğunda onun makamında oturan birinin, en azından shinobi kuralları çerçevesinde gerekli saygıyı görmesi gerektiğini düşünüyordu. Hemen ardından Ryoken kendisine "Usagi-san" diyerek selam verdi, Usagi ise ona herhangi bir hitap kullanmadan sadece adını söyleyerek karşılık verdi. Kendisine ise yalnızca bakmış ve geçmişti. Usagi'nin bu görgü ve saygı kurallarını umursamayan tavrı Kagi’yi hafifçe gülümsetti. Ryoken ve Sohei’nin bu duruma itirazı olmayacaksa, kendisinin hiç olmayacaktı. Hiçbir şey demeden Sohei ve Usagi arasındaki diyaloğu dinlemeye başladı.

Usagi, elindeki raporla Sohei’nin yanına kadar gelmiş, raporu teslim ederken sanki bir şart koşuyormuş gibi sorular yöneltmeye başlamıştı. Kagi, eski günleri, aldığı brifingleri hatırladı birden. Kusachou’nun ya da yalnızca bir yıl kıdemli Chuuninlerin önünde bile mum gibi dikildiği ve «Emredersiniz»'den başka bir şeyler demediği o anılar aklına geldi. Bu sahne karşısında burnundan hafifçe hıhladı ve Usagi'nin sorularını dikkatle dinlemeye başladı.

Sorun, beklendiği gibi Kagi’nin mevcudiyetiyle ilgiliydi. Kagi’nin bir kaçak olması, Usagi için de —yanında susarak kendisine soğuk davranan— Ryoken için de bir sorundu. Genç kız bunu yadırgamıyordu elbette. Zira vatanını seven her shinobi, bu durumu doğal olarak tuhaf ve sorunlu bulurdu. Kagi’nin garipsediği şey ise, Seido’nun ele geçirdiği yönetimin bu kadar laçka ve baştan savma oluşuydu.

Kagi buraya kendi keyfiyle gelmemişti; Daija’nın, yani Seido’nun doğrudan talebiyle buradaydı. Her kapının kendisine açık olacağı vaat edilmişti, fakat daha brifing odasında varlığının sorgulanıyor oluşu, Seido’nun ne denli ciddi ve örgütlü bir yapı olduğu konusunda ciddi şüpheler doğuruyordu. Diyelim ki Ishi’de güvendeydi; peki ya şu an yanında sessizce bekleyen Ryoken —ve eğer görev ekibine katılacaksa— açıkça varlığını sorgulayan Usagi? Bu insanların kendisine saldırmayacağının garantisi neydi? Kagi gerçekten merak ediyordu.

Yönetimi ele geçirmek uzun bir süreçti, evet. Ama fersahlar öteden spesifik birinin çağırılacağı bir göreve, daha sadık ve bağlı kişilerin verilmesini beklerdi. Ya da bütün bu sürecin, Seido’nun onu ekarte etmek üzere hazırladığı bir plan olduğunu düşünmeye başlamıştı. Spesifik olarak onu öldürmek istiyor olmasalar bile, “ölse de olur” kategorisinde değerlendirilip değerlendirilmediğini sorguluyordu.

Bildiği tek şey vardı: Bu odadaki hiç kimseye ve muhtemelen yüz mil çapındaki herhangi birine, bir an için bile güvenmemeliydi.

[GM - Naruto]

Sohei'nin Usagi'nin laflarının ilk kısmını sakince dinlemesi ve sessiz kalması onun varsayımını doğrular nitelikte oluyor. Usagi bu yüzden laflarını tamamlıyor, ardından cevap beklemeye başlıyor. "Çünkü senin için daha önemli bir görev var Tavşan." diyor, içten bir gülümseme ile devam ediyor. "Kagi bir kaçak değil ama Tavşan, Ishigakure tarafından aranmıyor." Derin gözleriyle Usagi'yi inceliyor. Suratında masumane bir ifade var. Tekrar bir es vererek devam ediyor. "Kageyasu-sama bu olayda bir dış göz gerektiği konusunda irade gösterdi. Bu iradeyi sağlamak da benim görevim. Kagi, bu dış gözlerden göreceli olarak en güvenilir olanı. Yetenekleri de bu görev için uyumlu. Biraz ucuza da çalışıyor açıkçası." diyerek hafif bir espri de katıyor laflarına. "Kaldı ki canımı emanet etmekten çekinmediğim bir shinobi ona eşlik edecek ve durumu kontrol altında tutacak. Ryoken'e de mi güvenmiyorsun?" dedikten sonra bakışlarını Ryoken'e çeviriyor. Sorusunun retorik olduğu ve cevap beklemediği bariz belli. "Tabii, içine sinmiyorsa her türlü kontrol ve araştırmayı yapmakta özgürsün bir yetkili olarak." Bakışları geri Usagi'ye geri çevriliyor.

---

Usagi: Sohei'yi inceliyorsun ancak tamamen bir boşluk seziyorsun. Yok hükmünde, sanki bir koltuğu hissetmeye çalışıyor gibisin. Fakat bu sana garip gelmiyor, aksine beklediğin bir şey. Sohei bir danışman ve Kageyasu ile sürekli başka delegelerle toplantılara giriyor. Başka sensörlerin zihnini okuyamaması için bir efsunlu eşya taşıyor veya bir teknik ile kendini koruyor olabilir. Bunun olmaması aşırı garip bir durum olurdu.

Kagi'nin güvenilir olup olmaması konusu ise aşırı göreceli bir kavram, ancak tamamen mantık dışı bir olay değil. Kagi'nin geçmişini kafanda tekrar incelediğinde hiç Ishigakure'li bir kaynağa rastlamıyorsun. Suçlamalar ve tanıklar hep başka köylerden. Tabii başka köyler tarafından sağlanan istihbarat üzerine avlanan veya takip edilen bir çok kaçak var, bu bağlamda bu husus onu direkt olarak aklamasa da genelgeçer bir mantık yürüttüğünde kesinlikle güvenilmez biri demeye de sebep olmayabilir. Günün sonunda bu bir risk, ancak en azından Sohei'nin şahsi kanaati var gibi görünüyor Kagi üzerinde ve hesaplanmış bir riske benziyor. Kageyasu'nun da Sohei'ye güvendiği düşünüldüğünde hesap iyice karışmaya ve güven skalasında ortalara gelmeye başlıyor.

---

"Parşömen lütfen." diyor Usagi'ye Sohei Ryoken'i bakışlarıyla işaret etmeye devam ederken. "Ryoken, Kagi, yarın öğle saatlerinde yola çıkabilirsiniz. Ryoken, rica etsem Kagi'yi bir kaç sokak arkadaki misafirhaneye götürebilir misin? Ardından beni evime götürürsen çok mutlu olurum. Tavşan, sen biraz bekle lütfen." dedikten sonra, suratı biraz düşüyor ve yorgunluk hali kaplıyor kendisini.

"Konuş konuş... Yoruldum..." Derin bir nefes veriyor. Oturduğu koltuğa öylesine bir siniyor ki ufacık bir hâl alıyor resmen. Çok müşkül ve yoksun bir portre çiziyor.

[Kita Usagi]

Sohei'den bir şey hissetmemiş olması çok da tuhafına gitmemişti. Bu şekilde bir koruma kullanabileceğinin farkındaydı. Lakin yine de köyde, ishichou binasının göbeğinde de bu korumayı aktif olarak kullanacağını düşünmemişti. Bu düşüncesinde ise bariz belliydi yanıldığı.

Sohei'nin sözlerini dikkatlice dinlemişti yine de. Bir şeyler hissedememiş olsa da, verdiği cevaplar Usagi'yi tatmin etmeye yönelikti. Ne var ki Sohei'nin ağzından çıkan herhangi bir şeye güvenemiyordu. Hala daha zamanında "keşiş" olmak için köyden giden birisinin, bir danışman pozisyonunu, yönetimde bu kadar önemli ve yüksekte bir pozisyonu hakettiğini düşünmüyordu. Lakin bunu şu an dillendirmesi gerekmiyordu. Bu sebeple sessizce Sohei'nin sözlerini dinledi.

Sohei ilk cümlesini bitirdiğinde Usagi sözlerinin yanlış yorumlandığını düşünmüştü. Daha yetenekli shinobiler derken kendisini kastetmiyordu. Tabiki böyle bir görev için Usagi'de yeterince yetenekli bir shinobiydi lakin bu görev için yetenekleri daha yatkın birilerini bulabilirlerdi.

Kagi'nin kaçak olmadığı durumunda düşündükleri ise hala değişmemişti. Ishigakure içerisinde bu kadar çok karşı çıkan insan varken, ısrarla Kagi'nin kaçak olmadığı ve Kageyasu'nun "iradesi" ile dış göz olarak en güvenilir shinobi olduğunu ibraz etmesi şüphelendiriciydi Usagi için. Tabii, son anda Ryoken'in adının geçmesi, Ryoken'e güvenini sorgulaması sonrası bakışlarını Ryoken'e çevirmişti Usagi hızlıca. Ryoken'e hızlı bir bakış attıktan sonra gözlerini tekrardan Sohei'ye çevirmişti. Sohei'nin araştırma yapma hususunda söylediklerinden sonra kendisini aklamak için bir şeyler söylemesi gerektiğinin farkına vardı.

"Sizin ve Kageyasu-sama'nın kararlarını sorguladığımı düşünmenizi istemem Sohei-san. Sorularımı mazur görün lakin görevim dolayısı ile bu tarz şeyleri istemsizce sorguluyorum. Bu tarz belgelerin istemeden de olsa yanlış ellere gitmesi güvenliğimiz açısından tehlike oluşturabileceğinden bir güvenlik açığı kalmaması için çabalıyorum. Tekrardan sorularımı mazur görün."

Sohei'nin parşömeni Ryoken'e bakarak istemesinden anladığı kadarıyla parşömeni teslim etmesi gereken kişi Ryoken'di. Bu hususta içi biz nebze de olsa rahatlamıştı. Her ne kadar Ryoken ile birbirlerini yeterince iyi tanımıyor olsalar da, onun da bir Ishigakure shinobisi olmasından dolayı bu üçlü içerisinde güvenebileceği yegane kişinin Ryoken olduğunu düşünüyordu. Bu yüzden Sohei'nin lafını ikiletmeden vücudunu tamamen Ryoken'e doğru çevirdi. Kagi'nin de Sohei'nin de yüzünü göremeyeceği bir pozisyonda arkasını ikisine de dönecekti. Devamında parşömeni uzatırken gözlerini hafiften büyüterek Kagi'nin bulunduğu tarafı işaret edecek, bunu yaparken de Kagi'nin kaldığı taraftaki kaşını kaldıracaktı. "Kagi'ye dikkat et" mesajı vermek istiyordu. Parşömeni uzatıp, Ryoken'in parşömeni almasının hemen ardından baş selamı verecekti. Bu baş selamını yaparken gözleriyle de kapıyı işaret edecekti. Bu hareketiyle de "Buradan çıkınca beni bul" demeye çalışacaktı. Bu hareketlerin ne kadarını çaktırmadan yapabilirdi, ya da Ryoken bunların ne kadarını anlayabilirdi emin değildi. Eğer Ringo'nun söylediği kadar zeki ise bu hareketleri anlayabileceğini umuyordu. Olur da anlayamazsa diye ilk hareketini Kagi'yi işaret ederek yapmıştı. Her türlü ona güvenmemesi gerektiğini hissettirmesi gerekiyordu.

Parşömeni teslim ettikten sonra tekrardan eski yerine geçecek, bakışlarını Sohei'ye çevirecekti. Sohei'nin son sözlerinin ardından ise sadece "Elbette, Sohei-san" diyecekti. Sohei'nin ona vereceği görevi merak ediyordu. Bu sebeple ekstra bir hamle almadan tekrardan Sohei'nin sözlerini bekleyecekti.